YER: Pazarcılar Derneği
TARİH: 31. 05. 2014
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Palu Derneği (Prof. Dr. Memet Şekerci – Başkan)
2 / Tüm İşçi Emeklileri Derneği ( Mehmet Kayabaş – Başkan )
3/ İnsiyatifa Azadiya İslami ( M. Atik Okuyucu – İl Temsilcisi )
4 / Goncalar Solmasın Derneği ( Hacı Ormanoğlu – Başkan )
5 / İpekyolu Yardımlaşma Derneği ( Abdulkerim Avanos – Başkan )
6 / Arıcaklılar Derneği ( Abdulkadir Ünal – Başkan )
7 / Palu Gökdere Derneği ( Selahattin Gürgöze – Başkan )
8 / KAYED ( Murat Özekinci – Genel Başkan )
MESLEK ODALARI
Katılım Olmadı
SENDİKALAR
Bayındır Memur Sen ( Muhittin Karabulut – Şube Başkanı )
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
Mehmet Arifoğlu – Tüm İşçi Emeklileri Derneği
Abbas Yıldız – Tüm İşçi Emeklileri Derneği
GÖZLEMCİLER
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Katılım olmadı
BELEDİYE BAŞKANLARI
Katılım Olmadı
MESAJ YOLLAYANLAR
Sermin Balık ( Ak Parti Elazığ Milletvekili )
Zülfü Demirbağ ( Ak Parti Elazığ Milletvekili )
DİĞER KATILIMCILAR
MEDYA
MODERATÖR
Prof. Dr. Memet Şekerci ( Palu Dernek Başkanı )
KONULAR
GENEL KONU:
Soma’ nın Ardından Türkiye’ de İş Güvenliği
KONUŞULANLAR
1 / Memet Şekerci: Konuyla alakamız nedir derseniz, bu iş başlayalı beri hem üniversitede hem de özel kuruluşlarda iş güvenliği konularını anlatan biriyim. Bu konuda birkaç televizyon programı da yapmıştık. Aslında iş güvenliği mevzusu toplum olarak hiç yabancı olmamamız gereken bir kavram iken, maalesef birçok şeyde olduğu gibi batılı kavramlarla yolumuza devam etmek istiyoruz. Örneğin bizim dinimiz diyor ki ’’ bir işçiyi çalıştırırken alın teri kurumadan hakkını veriniz’’.
Yaptığım araştırmada Soma’ da çalışan işçilerden işe yeni başlayanlar 1200 ile 1600 TL arası bir maaş almaktadırlar. Orada 5 kademeli bir maaş sınıflandırması olup, en yüksek alan ise 3000 TL civarındadır. Aslında bu ücretler hiçbir şeydir. Sizler de takdir edersiniz ki maden sektörünün çalışma şartları çok ağırdır. Ben kimyacı olduğumdan kömürün insan sağlığına ne kadar zararlı olduğunu çok iyi bilirim. Bir diğer husus anlatılanlara bakılırsa çalışanlar beraberinde doğru dürüst yemek bile götüremiyorlarmış. 9 ay önce enerji bakanı Soma’ ya gittiğinde orası için ‘‘ Türkiye’ nin gözde tesislerinden biri olacak ’’ demişti. Bu onun suçu değil ancak bu tür bilgilerin anlara kim tarafından verildiği önemlidir. Bundan da anlaşılıyor ki bürokraside ciddi sıkıntılar var. İki buçuk yıl önceki devlet denetleme raporlarına baktığımızda orada patlamaya sebep olan gazın yüksek olduğu bilinen bir şeydir. Ancak iş müfettişleri gittiğinde, bu firmaların gücünün de etkisiyle olayların üstü devamlı örtülmektedir. Neticede bu Allah’ ın takdiridir ancak bizler de bütün tedbirsizliğimizi getirip oraya bağlamaktayız. Bugün ABD’ de ve Avrupa’ da bir milyon ton kömürdeki ölüm oranı 10.000’ de 3 iken Türkiye’ de bu oran 10.000 de 700 dür. Sunumda da izlediğimiz gibi Türkiye iş kazalarında Avrupa’ da birinci, dünyada ise üçüncü sıradadır ve bu istikrarını yıllardır korumaktadır. Çin önemli bir maden ülkesi olmasına rağmen bakıyoruz aldıkları tedbirlerle iş kazalarını ciddi oranda düşürdüler. Demek ki bu önlenebilen bir şeydir. Kısacası durumu kağıt üzerinde iyi göstermek toplumumuzun temel özelliklerinden biridir. Ancak uygulamaya baktığımızda durum hiçte iç açıcı değildir.
Türkiye’ nin acil olarak 300.000 iş güvenliği uzmanına ve 100.000 de iş güvenliği hekimine ihtiyacı vardır. İş güvenliği konusunda bilimsel olarak tespit elden beklenmedik kaza oranı yüzde 2 dir. her ne kadar bir madende, bir bir kimyasal tesiste veya bir hastanede farklım olsa da ortalaması yüzde 2 dir. Geri kalan ise tedbir alınıp önlenebilecek olaylardır. Benim dikkat çekmek istediğim bir diğer konu ise şehirlerarası taşımacılık yapan araçlardır. Bu araçlar mutlaka belirli kontrol noktalarına çekilip gerekli kontroller yapıldıktan sonra yola çıkmalarına izin verilmelidir.
İş güvenliği konusunda 49 tane ders anlatılmaktadır ve bunun sonucunda da 5 günlük bir staj vardır. Ancak bu 5 günlük stajı yapmak isteyen öğrenci sayısı binde 1 oranındadır. Staja gönderdiklerimizin stajı ise kağıt üzerinde kalmaktadır. Maden sektöründe tehlikeli, az tehlikeli ve çok tehlikeli olmak üzere üç çeşit işletme vardır. Her birine başlayacak olanın belirli bir süre oryantasyona tabi tutulması gerekmektedir. Ancak Soma’ da gördük ki 14 – 15 tane genç, işe alınır alınmaz hemen madene sokulmuşlardır. Enerji bakanı şunu çok doğru söyledi; bir yerde problem varsa ihmal var demektir. Kısacası yüzde 2 nin haricinde önlenemeyecek hiçbir olay yoktur.
2 / Atik Okuyucu: Öyle sanıyorum ki Türkiye İLO dışında bütün uluslar arası sözleşmelere imza atmıştır ancak pratikte bir şey yoktur. Mesela AİHM kararları sonucunda trilyonlarca tazminata mahkum olan bir ülkeyiz. Soma’ yı ele alacak olursak ben orada hem işçilerde, hem işverenlerde, hem de hükümette suç buluyorum. İşçiler örgütlü ve sendikalı bir yapıya sahip değiller ve haklarını dile getirmiyorlar. Bundan dolayı cesaretini kıramayan insanlar hürriyetini de kaybeder. Anlayacağınız Türkiye İLO’ yu imzalasa da bir şey çıkmaz. Soma’ ya gidenler taziye yapmaktan öteye gidemediler. Suçluları ortaya çıkaramadılar. Kaderci r yaklaşım içerisine girdiler. Oysa kader irade dışı gerçekleşen olaylardır. Diğerleri ise kişilerin karşılayabileceği olaylardır. Biz kaderci bir toplumuz ve bu çok yanlış bir şeydir. Soma’ ya gidenler işin dini vecibeleri boyutundan ziyade olayın nasıl olduğu, kimin yaptığı ve sorumluların cezalandırılması olayları üzerinde durmalıydılar. İşçi hakları savunucuları ise sadece olaydan olaya meydana çıkmaktadırlar. Tıpkı şu anda burada hiçbir sendikanın olmaması gibi. İş işten geçtikten sonra kimi sopasını kimi de flamasını alıp ortaya çıkmaktadırlar.
3 / Hacı Ormanoğlu: Herkesi saygıyla selamlıyorum ve herkesi kutluyorum. Bu duyarlılığınızdan dolayı Allah hepinizden razı olsun. Bugün bu insanların bu toplantıya gelmesinin sebebi orada ölen insanlara duydukları saygıdandır. Allah rahmet etsin demek kolaydır ancak duyarlılık gösterip bu toplantıya katılmak o insanların acısını paylaşmaktır. Biz toplum olarak ölçüyü kaçırmışız. Madencilikte olsun, eğitimde olsun sağlıkta olsun ölçü kaçmıştır. Ölçü deyince de sadece terazi akla gelmemelidir. Herkes ahlaklı, dürüst ve erdemli olmalıdır. Bizim dinimiz de bunu gerektirmektedir. Para, para deniliyor ancak karşı tarafta insan hayatı söz konusudur. Aslında önce işletme sahipleri o madene girmelidirler. Ben hiçbir patronun madene girdiğine inanmıyorum. İş güvenliği konusunda Avrupa birinciliği ve dünya üçüncülüğü konuları üzerinde çok ciddi bir şekilde durmamız ve buna vurgu yapmamız gerekir. Bizim insanlarımızın da ciddi eksiklikleri var, kişisel güvenlik tedbirlerini almak o kadar kolay olmasına rağmen bu konuda duyarsız kalınıyor. Kurallar herkese aynı işlemeli ve her işin bir standardı olmalı ki bu tür acı olaylarla bir daha karşılaşmayalım.
4 / Muhittin Karabulut: Ülkede çok acil bir şekilde ve insani değerler çerçevesinde tüm güvenlik tedbirleri masaya yatırılıp gerekli önlemler alınmalıdır. Her şeyden önce biz Müslümanların 600 TL karşılığında insanları sabah 7 de evden alıp akşam saat 10 a kadar çalıştırmaması gerekir. Bunun vicdani boyutu irdelenmelidir. Bu kalıp 80 milyona yaklaşan insanımıza yetmiyor, bunun dışında yeni bir kalıp oluşturmamız gerekiyor. Elazığ’ da ki madenlere gelecek olursak, ben ÇED müdürü olarak bu madenlerin denetimi ve proje tanıtım dosyaları bizde. Biz bunların taahütlerini alıyoruz ve zaman zaman denetlemeye gidiyoruz. Hepsini denetlediğimiz söylenemez ancak kestiğimiz birçok ceza sonuç vermiş ve düzelmeler görülmüştür. Ancak tüm olumsuz koşullara rağmen köylüler bir tünel almak için canını ve malını ortaya koymaktadırlar. Bizler işverenleri suçlarken çalışanların da suçlu olduğunu gözardı etmemeliyiz. Örneğin tünellerde çelik kalıbın olması mümkün değildir, ahşap kalıp olmalı ki ayarlayabilesiniz. Türkiye’ de şöyle bir sıkıntı da var; siz görevinizi yapmaya çalışırken birileri arayıp görevini yapma diyor. Oysa görevini yapmayan insanların aranıp görevini yap denmesi gerekir. Türkiye hazır olmadığı için İLO’ nun 176. maddesini imzalamamaktadır.
5 / Abdulkadir Ünal: Bence çalışma güvenliği açısından riskli olan sektörlerde işler devlet eliyle yürütülmelidir. İLO’ nun 176. maddesi mutlaka imzalanmalıdır. Sendikalar kanunu tekrar elden geçirilmeli ve düzenlenmelidir. Sendikalar ve işverenler arasındaki ahbap çavuş ilişkileri kontrol edilmelidir. Özellikle bölgemizdeki maden ocaklarının sıkı bir şekilde denetlenmesi gerektiğine inanıyorum. Olaylar sıcakken çok sık gündeme geliyor ancak üzerinden biraz zaman geçtikten sonra unutulup gidiyor.
6 / Murat Özekinci: Asıl sorun Soma madeni için’’Türkiye’ nin en iyi ocağıdır’’ diyen idarecidedir. Herkes çıkıp krizin çok iyi idare edildiğinden bahsediyor ama sorunun krizi idare edenlerin yönetimi altındaki bir ocakta çıktığını unutuyorlar. Bırakın o krizi de iyi idare etsin yani. Dicle’ nin kenarında bir kuzuyu kurt kapsa hesabı benden sorulur kültüründen gelen bir toplum olarak bu anlamda kimse kendini sorgulamıyor. Bu olay bir kader olmadığı gibi kaza da değildir. Bu olayın tek açıklaması ihmaldir. Ben de sağlık sektörünün acil biriminde çalışan biri olarak kendimi güvende hissetmiyorum. Can güvenliğim konusunda tedirginliğim var. Birçok defa saldırıya maruz kaldığım da oldu. Ayrıca çürük raporu olan bir binada yüzlerce insan çalışmak zorunda bırakılmışız.
7 / Selahattin Gürgöze: Türkiye’ de kalıplaşmış bir cümlemiz var ‘‘ hepimiz tesadüfen yaşıyoruz ’’ Kaldırımda yürürken, acaba balkondan bir saksı düşer mi tedirginliğiyle yürüyoruz. Birçok konuda mesafe kat etmiş bir ülke olarak bir an önce ‘‘ Türkiye insanların tesadüfen yaşadığı bir ülkedir ‘‘ anlayışından kurtulmalıyız diye düşünüyorum. Bizim gibi temiz ve Müslüman bir topluma da bu yakışır.
8 / Mehmet Kayabaş: İş sağlığı ve güvenliği Türkiye’ de ve diğer uluslarda tüzük ve kanunlarla çalışanların korunmasını sağlamaya yönelik incelemeler ve uygulamalar bütünüdür. İşçilerin iş kazalarına uğramalarını önlemek amacı ile güvenli çalışma ortamını oluşturmak için alınması gereken tedbirler dizinine iş güvenliği denir.
İş güvenliğinin önemi; dünyada ve Türkiye’ de meydana gelen hızlı sanayileşme ve teknolojik gelişmeler ile doğru orantılı olarak özellikle işyerlerinde çalışan kişilerin güvenliği ile ilgili bazı sorunlar da açığa çıkmıştır. Bu sebeple birtakım önlemleri önceden alarak iş yerlerini güvenli hale getirmek gerekli olduğundan iş güvenliği oldukça önem kazanmıştır.
Amaç ise; çalışanlara en yüksek seviyede sağlıklı ortam sağlamak, çalışma şartlarının olumsuz etkilerinden onları korumak, iş ve işçi arasında mümkün olan en iyi uyumu sağlamak, işyerlerindeki riskleri ortadan kaldırmak veya en aza indirgemek, oluşabilecek maddi ve manevi zararları ortadan kaldırmak ve çalışma verimini arttırmaktır.
9 / Abdulkerim Avanos: İnsan emeği bir meta olarak kullanılmamalıdır. Hak merkezli bir çalışma düzeni kurulmalı ve çalışanın onurlu bir hayatı yaşayabilmesi için gerekli olan asgari ücreti kazanabilmelidir. Devlet çalışma hayatında kontrol edici ve dengeleyici bir rol üstlenmelidir. İş güvenliği ve sağlığı müzakere dışı tutularak gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Bir emek sömürüsü biçimi olarak kabul edilmesi gereken taşeronlaşmaya son verilmelidir. Kuralsız işçi çalıştırmanın yaygın bir hal almasına izin verilmemelidir. İş sahibi olmak, maddi ve manevi varlığını geliştirmek ve onurlu bir hayat sürmek her insanın hakkıdır. Bu nedenle devlet istihtamı arttırmak için tüm tedbirleri almalıdır. İş güvencesine ilişkin iş kanununun ilgili hükmü değiştirilerek işçiye işe iade veya tazminat talebi arasında bir tercih yapma şansı verilmelidir. Çalışma hayatının denetiminin tek merkezden ve sağlıklı bir şekilde yapılması için gerekli tedbirler alınmalıdır. İş sağlığı ve güvenliği kurulu ile iş yeri hekimliği güçlendirilmelidir.
ÖNERİLER
ORTAK SONUÇ
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
80 den fazla sivil toplum örgütüne E-Mail, SMS, Sözlü olarak haber verildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
5 milletvekiline E-Mail ve SMS atılarak toplantı hatırlatıldı.
MEDYA İLE
İldeki neredeyse tüm yazılı ve görsel basın davet edildi, katılım olmadı.
KATILIMCILARLA
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Ercan Sözüer / Elazığ kMM Girişimcisi