Sancaktepe Anayasa Toplantısı Tutanağı- 1
TARİH: 29 Kasım 2011 Salı
YER: Sancaktepe Belediyesi Samandıra Kültür Merkezi
EV SAHİBİ KURUM: Sancaktepe Belediyesi
KONU: Anayasamızı Hazırlıyoruz
KONUŞMACILAR: Şanar Yurdatapan-Abdurrahman Dilipak
MODERATÖR: Melis Tantan
KATILIMCI SAYISI: 230
KONUŞMALAR
Av. Yusuf Tarık Uçar Sancaktepe Belediye Başkanı Yardımcısı :Anayasamızın tartışıldığı ve Türkiye’nin Anayasa yapma süreci anlamında önemli bir mesafe kat ettiği şu günlerde güzel bir toplantı olmasını diliyorum. Biz anayasamızı normal rejimlerde ve normal zamanlarda maalesef gerçekleştiremedik. Anayasa, bir toplumsal sözleşme, bir kontratdır. Fakat biz bu kontratı evrensel bir hukuk ilkesi olan sivil iradeye dayalı özgür hür irademizle hiçbir zaman gerçekleştirme fırsatını bulamadık. Anayasalar şöyle ya da böyle olabilir yani farklı temelli olabilir. Ama bir kontrat bir anlaşmaysa eğer toplumsal manada mutlak suretle irade hürriyetiyle yapılması lazım. Bu Roma hukukundan da çağdaş hukuktan da kaynaklanan bir müessesedir. Ve irade özgürlüğüyle yapılmamış hiçbir imza geçerli değildir. Bir çeke, senede imza atmak durumunda kalsanız nasıl geçersiz oluyorsa bu derece büyük bir anlaşmanın da büyük bir zorlama adı altında yapılmış olması gerçekten onun sıhhatini etkiliyordu. İşte Türkiye’nin bugün kat ettiği yer mertebe dolayısıyla umuyorum sivil, umuyorum özgür ve umuyorum bizden bir Anayasa’ya yapmamız bu süreçte mümkün olur. Bu konuda Şanar Yurdatapan ve Abdurrahman Dilipak’ın çok büyük bir katkıları var. Bize bir önder olarak fikir verme ve fikirlerimizin oluşmasında geçmiş dönemlerde katıları oldu. Devamını diliyorum ve yine üç anahtar kelimeye vurgu yapmak istiyorum; sivil, özgür ve bizden Anayasa. Bizden de olması lazım. Bizim tarihimizi kültürümüzü ortaya koyan bir eser, bir belge, bir metin olması lazım. Bu da ancak toplumumuzun farklı kesimlerini kucaklayabileceğimiz, farklı çiçeklerden elde edilen polenlerle bir bal, tadından yenilmeyen, tükenmeyen bir bal yapmak ancak böyle katkıyla mümkün olacak. Bütün katkı sunan taraflara tüm fikir sahiplerine buraya gelenlere, şeref verenlere tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Çalışmalarınızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Şanar Yurdatapan: Anayasa normal idari bir karar değil çok köklü bir iş… Belki çok uzun yıllar bizim aramızda ki sosyal anlaşmayı temsil edecek bir çerçeve… Bu çerçeve çizilirken siyasi partiler çok oy almış, az oy almış diye düşünmemeliyiz. En ufak azınlığın bile haklarını, isteklerine değer veren ve onu da hesaba katan bir ortak payda olmalı anayasa.
Yeni anayasanın hazırlanmas sürecinde de ortaya koyulan yöntem şöyle; meclis ilk önce 4 partiden -partilerin büyüklüğüne, küçüklüğüne bakılmaksızın- 3’er tane temsilcilerini yollayın, bir komisyon oluşturalım dedi. Bu komisyon çalışsın, hazırlansın onların yaptığı taslak üzerine mecliste tartışalım.
Bir alt komisyon gibi olsun. Uzlaşma komisyonu olsun. Çalışmaya da başlandı. İlk 3 ay boyunca sivil toplum kuruluşları fikirleri bildirsin. Ve taslak meclise sonunda bu şekilde gelsin. Bir anayasa nasıl olmalı uzunluğu nasıl olmalı, içeriği, şekli, şemali nasıl olmalı, ne içinde olmalı, ne olmamalı, bunun hazırlanmasına ilişkin bugünkü tartışmamız bu.
Abdurrahman Dilipak: Anayasa dediğimiz şey o kadar da zor bir şey değil aslında. Bizim kafamızda ki barikatlar yüzünden bu iş çıkmaza giriyor. Özellikle Anayasa yapmak da sorun değil ama içinde siz yoksanız sizin pratikleriniz, inancınız, geleneğiniz yoksa, o size ait değilse bir anlamı yok. Dünya’nın hukukçularını, yazarlarını bir komisyon toplayalım. Dünya’nın en iyi Anayasasını yazın diyelim yazarlar. O Anayasada sizin iradeniz yoksa sizin karalarınız, aklınız yoksa ne ifade eder ki?
Sizin sahip çıkmanızı teklif ediyoruz. Bunu nasıl yapabiliriz konusunda hepinizin düşünmesi lazım. Bakın bugün eğer bu işte herkes üzerine düşen görevi yapmazsa yarın şikâyet etme hakkı olmayacak. Özellikle çocuklar bütün ömrünüz bu Anayasa’nın gölgesinde geçecek. Her şeye yeni baştan başlamak gerekiyor.
Eğer gerçekten de adil bir Anayasa yapılacaksa ne istediğimizi ve o istediğimiz şeyin bedelli olduğunu ve bu bedeli ödemeye hazır olduğumuz da kendimize ispatlamamız gerekiyor.
Eyüp Ceylan; Emekli Eğitimci: Bugün aslında Türkiye’nin ve Dünya’nın anayasası vardır. Biz Anayasamıza uymadığımız için bu hallere düşüyoruz. Tabi ki biz Allah’ın anayasasına uymadığımız içinde Allah da bizi ne hali varsa görsün diye eliyle tersliyor. Biz de toplum olarak bocalayıp duruyoruz. İnsanoğlunun yaptığı anayasa zamanla değişiyor ama Allahın gönderdiği kur an değişmiyor.
Abdurrahman Dilipak: Anayasa demek Kur’anı yüceltmez. Yani böyle bir şey olamaz. Peygamber efendimizin kurduğu tek bir devlet vardı. Medine'de Medine sözleşmesi Hıristiyanlar, Müşrikler ve Yahudilerle birlikte hazırlanmıştır. Ve peygamber efendimiz bu sözleşmeyi imzalarken “Muhammedün Resulullah” diye yazıldığı için müşrikler şikâyet etmiştir. Bunu üzerine Peygamber Efendimiz “Muhammedün Resulullah” kelimesini çıkartmıştır. Kur’an’ı Resulullah’tan daha iyi bilen yoktur. Peygamber efendimizin Medine’de kurduğu Devlet Hıristiyanlar, Müşrikler ve Müslümanların bir arada yaşama ilkelerini belirledikleri bir toplumsal sözleşmedir. O zaman gelin Resulullah’ın yaptığı gibi yapalım . Bu Kur’an a daha uygun olacaktır. Yani siz yapacaksınız… Siz müslümanca isteyeceksiniz ötekiler de nece istiyorsa isteyecek. Biz kendi aramızda ilkelerimize aykırı olmayan başka taraftan gelen sözleri de sahiplenecek bir Anayasa yı birlikte yapacağız.
Yaşar Karabaş: Rum asıllıyım ve engelli bir vatandaşım. Yasalar hepimiz içindir. Yaşam içindir. Ve bir tek şey var benim gördüğüm cahillik. Cahillik en büyük düşmanı insanların. Cahillikten uzaklaşmak için bu yasalar çıkmıştır. Almanya’da Türk vatandaşlar öldürülüyorlar ve biz üzülüyoruz. Atalardan, dedelerden gördüğümüz yanlış ve kötü düşünceleri değiştirmeliyiz.. Cahilliğimizle bu yasalar aracılığı ile baş edeceğiz.
Duygu Özoğlu / Tıp Fakültesi Son Sınıf Öğrencisi: Bu hazırlıkların yetersiz olarak yapıldığını, tam olarak da bilinçlendirilmediğimizi düşünüyorum. Başka konularla ilgili televizyonlarda reyting için programlar yapılıyorsa neden anayasayla ilgili programlar bilgilendirici boyutta yapılmıyor. Ben halkın daha fazla bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Abdurrahman Dilipak: Bugünkü mecliste tam temsil kabiliyeti yok. Hem baraj sebebiyle hemde başka sebeplerle.
75 bin kişilik yeni bir seçiciler kurulu seçilsin. Bir Seçim yapalım. Bin kişiye bir kişi düşsün 75 bin kişi seçilsin. Ama sıfır barajla seçilsin. Anayasa için önce tercihli oy kullansınlar. Yani buradakiler anlaştıkları maddeleri belirlesinler neyse anlaşamadıkları maddeleri a,b,c,d diye yazsınlar. Ak parti böyle diyor, CHP böyle diyor.. vs. 75 bin kişi ise bu konuyu bilen araştıran kişiler olsun. Başkanlık seçimlerinde ki gibi oy kullanmak suretiyle bu işi sonuçlandırabiliriz gibime geliyor. Tekrarda milletimize gidebilir. Bir metin olarak.
Yunus Üstabibleroğlu: 12 Eylül 1980 günü Dünya’ya gelmiş bir yurttaş olarak öncelikle yurduna tapan ve dilipak bir Anayasa istediğimi ifade etmek istiyorum. 61 Anayasası çok özgürlükçü çok doğru bir anayasaydı. Bugüne kadar yapılmış en iyi Anayasa idi.
Anayasanın -teklif edilemez maddeler dâhil- sadece temel hak ve özgürlükler noktasında iki ya da üç maddelik bir anayasayla ve bunun korunmasıyla sürece bırakılmak üzere çok uzun bir süre tartışılarak yapılması gerekir. Hiçbir Dünya ülkesi masa başında oturup Anayasa hazırlanmamıştır. Tarih bunu göstermiştir. Masa başında değil sürece bırakarak anayasa hazırlanmalıdır.
Yılmaz Selamet; Marmara üniversitesi öğrencisi: Değiştirilemez maddeler ile ilgili bence değiştirilemez madde yoktur. Anayasa maddeleri insan tarafından yapıldığı için bunlar değiştirilebilir. Bunların tartışılması lazım.
Abdurrahman Dilipak: Değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddesinin değiştirilmesi teklif dahi edilemez diye bir madde yoktur.
Yavuz Yazıcı: Öncelikle siyasi partilerin bir araya gelerek sizin gibi gençleri karşılarına alarak biz böyle bir Anayasa yapmak istiyoruz ne düşünüyorsunuz şeklinde bize hitap etmeleri gerektiğini düşünüyorum.
Süleyman Yıldırım / Eğitimci: Bu ülke çok canlarını kaybederek geldi buraya. Yüz yüze gelmeyen birbirini tanımayan nice insanlar birbirlerine düşmanlık ettiler. Geldiğimiz süreçte Dilipak ve Yurdatapan Bey beraberse bu süreç gerçekten güzel bir süreç. İktidar varsın bir araya gelmesin. Onları getirecek olan siz gençlersiniz. Gerçekten en büyük felaket cahillik. Özgürce yaşamak istiyorsak, özgür bir yaşam inancı değerleriyle canım emniyette olsun inançlarımı yaşayayım, malım mülküm yerinde olsun diyorsak , temel hak ve özgürlüklere dayanan bir anayasa olması lazım.
Musa Demirel: Anayasa hazırlanırken kanunların ve yasanın genelgeden daha üstün tutulmasını istiyorum. Bugün okullarda genelge yayınlanıyor. Genelge kanunlardan daha üstün. Acaba özgürlükse bu ülkenin yazdığı gazeteler neden kapatılıyor. Özgürce yazdığından dolayı gerçekleri yazdığından dolayı. Ben Türkiye'de özgürlük göremiyorum.
Doğukan Aksoy/ Lise Öğrencisi: Anayasanın amacı temel hak ve özgürlükleri güvence altına alınması. Terör örgütü askerimize saldırıyorsa ve polisim buna müdahale edemiyorsa müdahale ettiğinde ceza alıyorsa ben Anayasa hakkında şüphe duyarım. Anayasa benim için mi yapılıyor yoksa terör örgütü için mi yapılıyor ?
Şanar Yurdatapan: Şu an da mevcut Anayasa da askerlere saldırmak serbesttir. Polisler öldürülebilir diye bunları serbest kılan bir madde mi var ? Yok !
Osman Tokur: Yıllardan beri ülkemizde düşünce özgürlüğü ile ilgili yaşananları hepimiz biliyoruz. Uzun bir süre durun duraksayın denildikten sonra artık düşünebilirsiniz denildi. Fakat düşünme ilkesini kaybetmiş nesil veya insanlar zorlanıyor, zorlanmakta. Sancaktepe Belediye’sine çok teşekkür ederim. Böyle bir çalışmayı organize etti. Anayasa’mızın şu anda doğum sancıları çeken bir durumu var. İnşallah hep beraber düşüneceğiz. Her ay konuşulunca daha iyi bir hal alacağına inanıyorum. Sizlere de katılımınızdan dolayı teşekkür ederim.
Ömer Küçek: Avukat arkadaşım var. “Bir konuyla alakalı soru sorulduğunda bu kanunda aslında şöyle şöyle bir şeylerde var başka biri de öyle ama aslında böylede düşünebilir” diyor. Yani aslında Anayasa ne tarafa çekerseniz o tarafa gidecek bir hal almış durumda. Yani bizim şu an ki yapımızı kaldırabilecek güçte değil. Bize bir beden değil, birkaç beden küçük gelen bir anayasa… ondan dolayı bu yeni yapılacak anayasada temel hak ve özgürlüklerin daha net olacak şekilde yanlış anlaşılması mümkün olmayan bir anayasa olmasını diliyorum.