YER: MÜSİAD
TARİH: 29.05. 2015
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / İlim ve Hayra Hizmet Vakfı ( Zülfü Biçerer – Başkan )
2 / Harekata Azadiya İslami ( M. Atik Okuyucu – İl Temsilcisi )
3/ İpekyolu Yardımlaşma Derneği ( Abdulkerim Avanoz – Başkan )
4 / KAYED ( Murat Özekinci – Genel Başkan )
5 / YADER ( Salih Çetin – Genel Başkan )
6 / Palu Derneği ( Muhittin Karabulut – Yönetim K. Ü )
7 / Karayolları Trf. Güv. Der. ( Hakkı Tüver – Başkan )
MESLEK ODALARI
SENDİKALAR
1 / Eğitim Bir Sen ( Yetgin Er– Başkan Yard. )
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
GÖZLEMCİLER
KATILAN MİLLETVEKİLİ ADAYLARI
Siracettin Sarı ( Hak- Par Milletvekili Adayı )
İbrahim Öcal ( Saadet Partisi Milletvekili Adayı )
BELEDİYE BAŞKANLARI
Davet Yapılmadı
MESAJ YOLLAYANLAR
DİĞER KATILIMCILAR
MEDYA
Kanal Fırat
Kanal E
MODERATÖR
Ercan Sözüer ( TkMM Girişimcisi )
KONULAR
GENEL KONU: Sivil Toplumun Adaylardan 10 İsteği ve Siyasi Partilerin Seçim Beyannameleri.
KONUŞULANLAR
1 / Zülfü Biçerer: Yerelde bizim milletvekillerimizden vatandaş olarak istek ve arzularımız vardır. Yasama ve yargı düzeyinde istediğimiz değişiklikleri milletvekilleri gittikleri mecliste elbette göz önüne alacaklardır. Yalnız vatandaş emaneti teslim ettiği milletvekilinden gerçekten milleti temsil edecek bir şekilde davranmasını beklemektedir. Buradan seçilip Ankara’ya gittikten sonra arada bir memleketine uğrayıp görüntü veren milletvekilini vatandaş istememektedir. Bir milletvekili edep ve haya misali ahlak sahibi olması lazım ve vatandaşlarının bütün farklılıklarını kabullenmesi gerekir.
Genel istek olarak ta; gidip birilerinin, bir grubun veya bir cemaatin savunuculuğunu yapmaması lazım. Türkiye’ nin ileri gitmesi adına her türlü fedakarlığı göstermesi gerekir. Türkiye neden geri kaldı, milletvekilleri yüzünden; neden finansman gücü zayıf, yine milletvekilleri yüzünden. Ve tabii ki geçmiş dönemlerin milletvekilleri yüzünden geri kaldı. Bir insan kendini mukayese ederken zirve ile mukayese etmesi gerekir. Yani küçükle küçüğü değil de, büyükle küçüğü mukayese etmek gerekir. Bunun için de, bilgi ve birikim sahibi ile vizyon ve misyon sahibi olması gerekir diye düşünüyorum.
2 / Muhittin Karabulut: Biz milletvekili olacak kardeşlerimizden bu şehrin kültürüne, eğitimine, kardeşliğine, birlik ve beraberliğine katkı yapmalarını istiyoruz. Ben buradaki aday arkadaşlarımızı cesaretlerinden dolayı kutluyorum. Çünkü aday olmak cesaret işidir. Ancak küfür eden milletvekili de olsa delikanlı değildir. Bizleri idare edecek insanların televizyonlara çıkıp küfürler savurması doğru değildir ve kabul edilemez. Ülkemizde ve dünyada kafa yoracak bu kadar problem varken biz gelmişiz nelerle uğraşıyoruz. Bölgede insanlar birbirlerini öldürüyor ama kimse niye diye sormuyor. Oysa Müslüman ülkelerin bulunduğu durum göz önündedir. Zalimler bizleri Türk, Kürt veya Zaza diye ayırmıyorlar bizleri bir bütün olarak kabul edip öylece davranıyorlar, işte bizim bunu görmemiz gerekiyor.
3 / Atik Okuyucu: Ben kendi adıma söyleyeyim; ben kimsenin arka bahçesi değilim ve sürekli de muhalif bir insanım. Bir ikincisi bizim burada asıl tartışmamız gereken şey hangi seçim sistemiyle seçime gittiğimiz olmalıydı. Üzerinden 35 yıl geçmiş 12 Eylül yasalarıyla yönetilmekteyiz. Aslında bunlar seçilmişler değil atanmışlardır. Adayların belirlenmesi genel başkanların iki dudağı arasındadır. Türk halkı olsun, Kürt halkı olsun bunlar sorgulayıcı toplumlar değillerdir. Böyle bir toplumda yarın farklı bir rejim gelir ve sizleri bitirebilir. Bu ülkede bir İttihat ve Terakki gerçeğinin yaşandığını unutmamalıyız. Bundan hem Türkler hem de Kürtler zarar gördüler. Genel başkanlar toplumu bir amigo olarak görmektedir, sadece ben konuşayım onlar alkışlasın demektedirler. Bu topluma başkada bir görev ve sorumluluk ne yazık ki verilmemiştir.
4 / Salih Çetin: Öncelikle vekil adaylarının küçük Millet Meclisine gelerek onurlandırmalarından dolayı kendilerine teşekkür ediyorum. İster küçük millet meclisi olsun ister STK platformu olsun baktığımız zaman dünden bugüne konuşabilen bir sivil toplum yapısı yerleşmiştir. Oligarşik yapının devam ettiği bir ülkede sivil toplum kuruluşları kendi yağlarında kavrularak topluma bir şeyler anlatmaya çalışmaktadırlar. Ben sivil toplum kuruluşlarının hiçbir siyasi partinin veya oluşumun arka bahçesi olduğunu kabul etmiyorum. Bunun yanı sıra sivil toplum kuruluşları doğrunun yanında olan vatanına ve milletine bağlı olan bir yapının yanında olması da kaçınılmazdır diye düşünüyorum. Siyasi partilerin seçim çalışmalarında kavgayla, küfürle ve Elazığ kültürüne yakışmayan bir tutum sergilemeleri kabul edilemez. Oysa siyasi partilerle sivil toplum kuruluşlarının ortak çalışma yapmaları ve sorunlara çözüm aramaları daha doğru bir yaklaşım olur diye düşünüyorum.
5 / Murat Özekinci: Bizim STK’lar olarak vekil adaylarından isteklerimiz aynı zamanda toplumun istekleridir. Herhalde genelde yasama, yürütme ve yargının bağımsız olması gibi bir isteğe karşı çıkan yoktur diye düşünüyorum. Yerelde ise; bugün burada vekil adaylarımızın önüne koyduğumuz istekleri Elazığ için çok ta elzem istekler olarak görmediğimi belirtmek isterim. Çünkü daha çok Elazığ’ ın ufkunu açacak ve ileri seviyelere taşıyacak istekler olması gerekirdi diye düşünüyorum. İnşallah seçilecek vekillerimiz bizim isteklerimizden fazlasını yerine getireceklerdir. Ben STK’ların Türkiye’ de birebir siyasetin içinde olmaları gerektiğine inanıyorum. Siyasete alet edilmeden ama siyasete yol gösteren yapılar olmalıdır diye düşünüyorum. Bu manada STK’ ları siyasetten soyutlamak yanlış olur. Türkiye’ de bazı sivil toplum kuruluşu başkanları bu anlamda ölçüyü kaçırmış olabilir, bunu da görmezden gelmemiz mümkün değildir.
6 / Yetgin Er: Özellikle şöyle bir problemle karşı karşıyayız; seçilen milletvekilleri kendi teşkilatlarında ve partilerinde ciddi anlamda bir birliktelik oluşturmadıklarını görmekteyiz. Gerek iktidar partisinde olsun gerekse muhalefet partilerinde olsun bu durum devam etmektedir. Seçilen milletvekilleri kendi partilerinde bir araya gelemedikleri gibi diğer partilerle zaten bir araya gelememektedirler. Bu durum şehrimizin ve bölgemizin problemlerini biraz daha kangren haline getirmektedir diye düşünüyorum. Özellikle de bölgemizdeki sorunların ancak diğer milletvekilleriyle birlikte çözüleceğine inanıyorum. Bu da ancak bir lobi oluşturularak mümkün olabilir. Bu lobi oluşturulurken de en önemli görev STK lara düşmektedir.
Bölgemizdeki en önemli sorunun işsizlik sorunu olduğu hepimizin malumudur. Bu konuda ne siyasilerin ne de STK ların istenilen adımı atmadıklarını düşünüyorum. Bölgenin kalifiye eleman sıkıntısı vardır, çünkü nitelikli göç verip niteliksiz göç vermekteyiz. Bu durum işsizliğin gittikçe katmerleşmesine sebep olmaktadır.
Son alarak seçim süreçlerinde ki görüntü ve gürültü kirliliği konusunda şikayetimi belirtmek isterim, yasal olmamasına rağmen bu görüntü ve gürültü kirliliğinin engellenmemesine bir anlam veremiyorum doğrusu.
7 / Hakkı Tüver: Bugün seçime giren tüm partilerin beyannameleri var, bizler ise sivil toplum olarak bu partilerle nasıl bir diyalog içinde olmalıyız ve bu beyannamelerini nasıl etkileyebiliriz gibi bir çaba içerisindeyiz. Şu anda ülkemizde çok ciddi demokratikleşme ile ilgili ve anayasa ile ilgili sorunlarımız var. Bu sorunların çözülmesi için hükümet kuracak partilerin çok ciddi bir çalışma içerisinde olması gerekir. Bu sorunların çözümünde sivil toplumun katkısı küçümsenmemelidir. 82 anayasasından kurtulmamız için tüm partilerin diyalog içine girip hep birlikte sorunun çözümü için uğraş vermeleri gerekir. Gene aynı şekilde ekonomi, sağlık ve eğitim konularında her ne kadar olumlu gelişmeler olduysa da yetersiz olduğu bilinmeli ve daha ileriye götürmek için çaba harcanmalıdır.
8 / Siracettin Sarı: Bildiğiniz gibi geçen ay da bu toplantının aynısı yapılmış ve ben burada belirtilen on isteğe onay verdiğimi ve altına imza attığımı rahatlıkla belirtebilirim. Her şeyden önce şunu belirtmeliyim, ister Türkiye genelinde olsun ister yerelde olsun kendi kullandığımız üsluba çok dikkat etmeliyiz. Birbirimizi kırmak ve saldırgan bir üslup kullanmak yerine daha olumlu, ılımlı ve yapıcı bir üslup kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. Açıkçası siyasete yeni bir seviye getirmeliyiz. Ancak ne yazık ki mevcut durum hiçte böyle değildir. Benim seçmenlerden istediğim; elbette partilerin kendilerine göre programları ve seçim beyannameleri vardır bunu topluma anlatmaya çalışırlar ama bunlar hiçbir zaman bir araya gelmezler veya gelmemeleri gerekir şeklinde bir algı oluşturulmaya çalışılması son derece yanlıştır. Bakıyoruz her seçim döneminden hemen bütün partiler birbirlerine sayar dururlar oysa hiç biri bir an olsun düşünmez; acaba diğer partilerle ortak yönlerimiz var mı veya birlikte bir şeyler yapabilirmiyiz gibi bir çaba içerisine girmiyorlar. Bu Türkiye’ de ciddi bir eksikliktir. Oysa bakıyoruz gelişmiş ülkelerdeki partiler bağırıp çağırmak ve birbirlerine atıp tutmak yerine daha çok çözüme yönelik neler yapılabileceği konusunda kafa yormaktadırlar. Bundan dolayı bizim toplum olarak hem zihnimizi hem tarzımızı ve hem de yaklaşımımızı değiştirmemiz gerekir ki, gerçekten çağdaş, modern ve demokratik ilkelere inanmış bir toplum haline gelelim.
Bugün Türkiye genelinde var olan bir sorun mutlaka illerin çoğunda da var olan bir sorundur. Örneğin istisnalar hariç Türkiye’ de ki işsizlik ortalaması illerimizin birçoğuyla hemen hemen aynıdır.
Bizim mutlaka sanayiyi canlandırmamız, yatırımı teşvik etmemiz ve kendimizi nitelikli ve kalifiye haline getirmemiz gerekir diye düşünüyorum.
9 / İbrahim Öcal: 7 Haziran genel seçimleri için Elazığ küçük millet meclisi katılımcılarının yapmış olduğu ‘‘ Milletvekili Adaylarından On İstek ’’ anket sonuçlarının altına ben Saadet Partisi adayı olarak imzamı attığımı belirtmek isterim. Bu bildiriyi okuduktan sonra gördük ki arkadaşlarımız da bizler gibi düşünüyorlar. Siyasetimizde kaba üslup sorunu olduğu hepimizin malumudur ve mecliste bunu örneklerini apaçık görmekteyiz. Ne yazık ki Türk siyaseti çarpık ötesi bir seçim sistemiyle seçimlere girmektedir. Bizim milletvekili adayı olarak ilimize ve ülkemize karşı bir sorumluluğumuz vardır, bizler bunun farkındayız. İnşallah meclise girdiğimiz takdirde sorumluluğumuzun gereğini yerine getireceğimizi net olarak ifade etmek isterim.
Anket sonuçlarında bulunan yasama, yürütme ve yargı erklerinin bağımsız olması ve birbirini denetleyebilmesi gerektiğini bizlerde söylüyoruz. İleri demokrasi bunu gerektirmektedir. Bizler Saadet Partisi olarak tek adamlık sistemine karşıyız.
Benim de bir milletvekili adayım olarak sivil toplumdan bir isteğim var: lütfen STK’ lar kendi üyelerine, illerine ve ülkelerine karşı olan sorumluluklarını yerine getirsinler. Ben gelinen noktada sivil toplumun sivillikten uzaklaştığını hükümetin veya iktidarların arka bahçesi konumuna geldiğini görüyorum. Bu durumun ilimiz ve ülkemiz adına bir açmaz olduğunu belirtmek istiyorum.
Bugün bir partinin vekilleri bile kendi aralarında konuşmamaktadırlar. Eğer bugün Elazığ’ daki fabrikalar kapatılmış veya satılmışsa, milletvekili sayısı beşten dörde düşmüşse sorunu burada aramak lazım. Asıl olan sizlersiniz, bugün vekalet verdiklerinizden yarın vekaletinizi geri alabilirsiniz, bu kadar basit.
Koalisyon kültürünü başaramazsak nasıl yeni bir anayasa yapacağız. Bu memleketteki fabrikaların hemen hepsi bizim de ortağı olduğumuz koalisyon hükümetleri döneminde yapıldığını özellikle belirtmek istiyorum.
ÖNERİLER
ORTAK SONUÇ
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
80 den fazla sivil toplum örgütüne E-Mail, SMS ve sözlü olarak haber verildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Adaylarını açıklayan partilere E-Mail ve SMS atılarak ve bizzat ziyaret edilerek toplantı hatırlatıldı.
MEDYA İLE
İldeki neredeyse tüm yazılı ve görsel basın davet edildi iki tv kanalı katıldı.
KATILIMCILARLA
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Ercan Sözüer / Elazığ kMM Girişimcisi