YER:Karşıyaka Belediyesi Salonu
TARİH:21.05.2016
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1-emek partisi/ özden mızrak/üye
2-akif bozdağ add/ekonomist/üye
3-mehmet bayraktar/ÖHD/üye
4-halil dönmez/ysgp/eş sözcü
4-selami Atalay/baran tursun vakfı/üye
5-Merve Erdoğan/baran tursun vakfı/üye
6-leyla Erdoğan/baran tursun vakfı/üye
7-berin tursun/baran tursun vakfı/başkan yardımcısı
8-süleyman eryılmaz/DÖG/üye
9-kızbes aydın/çekav/üye
10-ibrahim övgün/ysgp/üye
11-ahmet alagöz/ihd/üye
12-mehmet Bingöl psakd/üye
13-harun şahin/hdp/üye
14-melih aydın/hdp/üye
15-a.cahit uğur/hdp Bornova/üye
16-ayşegül tıg/çekev/üye
17-arif ali cangı/ysgp/üye
18-yusuf kalenderoğlu/emep/üye
19-erol çırak/ysgp/üye
20-meral çelik/hdp/üye
21-m.arif Koçer mazlumder/üye
22-adem kızılçay/10 ekimder/üye
MESLEK ODALARI
SENDİKALAR
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
GOZLEMCİLER
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
BELEDİYE BAŞKANLARI
MESAJ YOLLAYANLAR
1-A.Tuncay Özkan CHP İzmir milletvekili
2 -Ayhan Bilgen HDP sözcüsü/Kars Milletvekili
3-Aziz Kocaoğlu İzmir BŞB Başkanı
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam —– izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
1 / DHA doğan haber ajansı
2 / Dicle haber ajansı
MODERATÖR :Oya özden Ankara kmm
KONULAR
GENEL KONU: milletvekili dokunulmazlığı ve siyasi etik kanunu
YEREL KONU: yok
ANAYASA (Genel konu ile ilişkili olarak)
KONUŞULANLAR
Mehmet Tursun:Merhabalar,hoş geldiniz.Amacımız toplumsal barışa ve demokrasiye katkı sunmak olduğunu belirtmek isterim. Bu katkının ancak sağlıklı bir diyalog zemini ile mümkün olacağına inanıyoruz. Bu diyalog zeminlerinden biri de tkmm lerin farklı ilerde oluşturduğu bu platformlardır. Tkmm oluşturduğu bu platformlarda, daha doğrusu bu meclislerde, tbmm ve vekillerimizin tabanın ve seçmenin eğilimlerini gözetmek için organize elden uygun ortamlardır. Yani her türlü görüşlerin bir araya gelip bu platformlarda görüş beyan etmelerini arzuluyoruz. Ve biz bu zemini oluşturmaya çalışacağız. Bizim oluşturduğumuz bu zeminin adı tkmm nin il meclislerdir.
MESAJLAR:
Aziz Kocaoğlu İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanı: Sayın Mehmet tursun, 21 05.2016 c.tesi günü gerçekleştireceğiniz milletvekili dokunulmazlıkları ve siyasi etik kanunu konulu toplantınıza şehir dışında olmam nedeniyle katılamadığımı üzülerek bildirir, nazik davetiniz için teşekkür ederim. Toplantınızın iyi geçmesi dileklerimle size ve tüm konuklara şahsınızda sevgi ve selamlarımı sunarım. Aziz kocaoğlu İzmir büyükşehir belediye başkanı
Ayhan Bilgen HDP Kars Milletvekili: Sayın Mehmet tursun nazik davetiniz için teşekkür ederim.başka bir programım nedeniyle düzenlemiş olduğunuz toplantıya katılamıyorum.toplantının başarılı geçmesi dileğiyle tüm katılımcılara selam ve sevgilerimi sunarım. Ayhan bilgen Kars Milletvekili
A.Tuncay Özkan CHP İzmir Milletvekili: Sayın Mehmet tursun yurt dışında olduğum için düzenlemiş olduğunuz toplantıya katılamayacağım. Davetiniz için teşekkür eder, başarılı çalışmalarınızın devamı dileğiyle tüm katılımcılara sevgi ve selamlarımı sunarım. Sağlıcakla kalın. A Tuncay Özkan İzmir milletvekili
Mesaj gönderen sayın vekillerimize ve sayın Kocaoğlu’ya teşekkür ederiz ve bundan sonraki toplantılarımızda aramızda görmek istiyoruz.
Süleyman Eryılmaz Düşünceye Özgürlük Girişimi: oturma usulü hakkında bir şeyler söylemek isterim. şimdiye kadar yapılan ikmm toplantılarında ayrılık gayrılık olmadı. Katılımcıların tümü aynı yerde oturuyorlardı. Bu sürekli öyle olurdu. Ancak şimdi sağınıza solunuza il başkanlarını oturtmuşsunuz. O il başkanları daha önce bizimle burada oturuyordu. Biz bunu uygun bulmuyoruz. Şu andaki görüntünüz eşitlikçi değil.
Oya özden: Bu oturum şekli salonlara göre değişebilmektedir, Ankara’dan geldiğim için, karşılıklı bir birimizi görmek istedik, Öncelik siyasal partilere ve daha sonra STK’ lara veriyoruz. Bu oturum şekli salonun oturum şekline uymayabilir ama bundan sonraki oturumlarımız böyle olmayabilir. Bunun sözünü verebiliriz. İlk sözü Mazlumder üyesine veriyorum.
Mehmet Arif Koçer Mazlumder Genel Başkan Yardımcı ve GİK üyesi: cümleten merhaba. Ben Mehmet Arif Koçer Mazlumder genel başkan yardımcısıyım. Ben daha çok yurt dışında da dokunulmazlık süreci nasıl işliyor ve bu Türkiye ile nasıl mukayese edilir onu söyleyeceğim. Dokunulmazlık çok geniş bir müessese değil, yasama görevi yapanlara dokunulmaması çok yeni bir müessese değil. Bunun ilk başlangıcı roma imparatorluğuna kadar dayanıyor. Ama yasal olarak Fransız ihtilalinde 1790 da kararnameyle oluşturulmuş ve suçüstü halleri dışında, meclisin kararı olmadan hiçbir vekile dokunulmayacağı tespit edilmiş. Bu konuda çeşitli uygulamalar söz konusu. İki tür uygulama biri Anglo Sakson uygulamaları İngiltere,….. bu sistemlerde yalnızca …… konularında vekile dokunulabileceği uygulaması söz konusu ama, bütün Avrupa’da şu anda ekonomik sebeplerden tutuklama,yargılama konularında bir aşama kaydedildiği için, bunların bir anlamı kalmamış. Bizim tabi olduğumuz Türkiye cumhuriyetinin tabi olduğu sistem ise kara Avrupa hukuku sistemine tabiyiz. Fransa’da, Almanya’da Belçika’da uygulanan bir sistem bu. Özellikle cezai konularında vekillerin bir takibata maruz kalmaması. Halkın iradesini temsilen seçilmişse bir takibe maruz kalmamış. Bu hukuk önünde bir eşitliğe aykırı mı, hayır. İmtiyaz mı? Hayır kanımca imtiyaz değil, yürütmenin çok güçlü olabildiği, otoritenin güçlü olabildiği, monarşi olduğu sistemlerde vekil olan biri iradesini cezai takibat endişesini olmadan,tutuklanma, sorgulama endişesi olmadan yapabilmesi için dokunulmazlığın zorunlu olduğu kanaatindeyim. Yasama dokunulmazlığı olmazsa şayet, yürütme güçlü ise, aykırı bir söz söyleyen bir vekil takibata maruz kalabilir,tutuklanabilir ve hapse atılabilir. Bu kara Avrupasında uygulanan bir çok ülkede, bizim ülkedeki benzer uygulama söz konusudur. Mesela Almanya’da suçüstü hali veya yakalanmış dışında bir vekil sorgulamaya ve tutuklanmaya maruz kalmıyor. Bunun dışında meclisten izin almadan sorgulanması ve tutuklanması mümkün değildir. Yine Avusturya’da benzer uygulama var. Yine kara Avrupası sisteminde suçüstü hali dışında bir vekilin tutuklanması mümkün değildir. Belçika’da da benzer uygulama vardır. Parlamento yerel meclisin izni olmadıkça, bir vekil bir mahkeme veya divan önüne gönderilmiyor ve tutuklanmıyor. Danimarka’da da yine benzer suçüstü hali dışında, izin almadan bir vekil tutuklanamaz e sorgulanamaz. Finlandiya’da biraz daha katı bir sistem var. Şöyle: vekil hakkında cezai bir soruşturma söz konusu ise sadece parlamento 6/5 izni olması Halide, vekil hakkında cezai işlem yapılabilir. Türkiye’deki sistem de böyle idi biliyorsunuz. Bu da anayasanın 83 maddesi gereğince vekil seçilmeden önce bir soruşturma başlamış ise ve anayasanın 14. Maddesine göre ilintili bir hal söz konusu ise. Yani vatanın milletin bölünmez bütünlüğü ile ilgili bir suçlama başlamışsa eğer, o zaman ancak bu işlemler yapılabiliyordu. Meclisin izni ile vekil hakkında bir soruşturma, kovuşturma tutuklama yapılabiliyor idi. Yasama dokunulmazlığı var, bu kürsü dokunulmazlığı anlamında.. yasama ile ilgili, bir kanun ile ilgili ne söylerse söylesin, hem kürsüdeki konuşmasında hem de aynı sözü dışarıda tekrarlamasından ötürü bir vekilin takibata maruz kalamayacağıdır. Hangi konu daha çok tartışma konusu oluyor yasama dokunulmazlığı, yasama görevini yapar iken, vekil iken o şahsın cezai takibata maruz kalamaması ve özgürce işini yapması gerekmektedir. Şimdi yeni yapılan değişiklikle, biliyorsunuz oylandı ve geçti. Peki bu ne getirecek ne götürecek, 90 yıllarda benzerini yaşamıştık.
Mehmet Tursun İkMM: Arkadaşlar, bizler bu çalışmamızı duyururken farklı yerlerden mesajlar aldık. Bu mesajlardan biri, Diyarbakır’dan bir kız çocuğu aradı: ben vekilimi % 90 bir oy ile meclise gönderdik. %90 oy ile gönderdiğim vekilimin dokunulmazlığının kaldırılmasını bana sorulsun. Ben ne yapacağımı gayet iyi bilirim. Benim % 90 oy ile seçtiğim vekilimi götürüp çanakkale,İstanbul seçmeninin önüne atılmasın
Mehmet bayraktar Özgürlükçü Hukukçular Derneği: bizden önce Mazlumder’den arkadaş sorunları çok güzel özetlediği için ben onun bıraktığı yerden devam etmek istiyorum.bir gazete bir gerilla ile bir vekilin kucaklaşmasını yayınlıyordu, başka bir gazete de ise gerilla ve askerler yan yana yürüyen fotoğrafları yayınladı. Biz bu fotoğrafı görmüştük. Bu fotoğraflar çözüm sürecinde gördük. Bu gördüğümüz ülkenin bin yıldır süre gelen bir sorunu Kürt ve Türk sorununun çözümü için arayışın olduğu bir dönemde oldu. Saraydaki zat-ı muhterem bu ülkenin iradesine el koymuş durumda. Açık konuşmak gerekiyor. Yani 1920 ler den sonra orta doğuda 3 tane devlet kurdular, bir tanesi Türkiye, bir tanesi İsrail ve demokrasicilik oyunu yapıldı. Yer geldi darbe yapıldı,yeri geldi
Ancak işin özünde görülmek istenmeyen bir Kürt halkının top yekun iradesi ve statüsü idi. Orta doğuda Kürtlerin dili rengi ve değerleri ile kabul edip , yine bu coğrafyada 28 uygarlık yaşatan Anadolu ve Mezopotamya’da ki halkların günülü birlikteliğin arayışları sürdüğü bir zamanda, bunu da mecliste en yüksek düzeyde temsil edildiği bir zamanda çözüm sürecinin bitirildiği bir zamanda gündeme geldi. Bu ilkin kandile bombalar atmakla başladı. Öyle bir noktaya geldi ki geçen hafta 15 tonluk bombaların kullandığı ve insanları param parça olduğu bir atmosfere girildi. Bu atmosferde artık insanların bir birlerini anlamadığı ve görmediği noktaya geldik. Mesele parlamenterlerin dokunulmazlığı değil. Parlamenterlerin dokunulmazlığı bir işaret dir ve bu adımın bir parçası idi. İlk bombaların atıldığı gün bu günü gördük. Bundan sonra nereye gidecek. Korkunç bir kamplaşma mı, Suryeleşme mi dersiniz. Bu coğrafya asla bir insanın aklının ermediği bir sürece giriyor. Bunun örneklerini Cizre de yaşadık, bir ay önce. Yani tecavüzler yaşandı,katliamlar yaşandı. Halen binlercesinin mezarı yoktur. Bunun sesi ve soluğu olmak isteyenlerin de, farklı gündemler le, farklı şekler le bu iradeyi berhava etmek istiyor. İmralı’da 32 defa görüşme yapan ve bu süreci yaşayan bir avukat arkadaşınızım. Şu anda Karşıyaka belediyesinde küçük millet meclisin attığı bu adımı ve platformu her ne kadar gündem geçmiş olsa da çok anlamlıdır. Ben inanıyorum ki toplumun her cephesinde, her kesiminde artık ayağını yere vurma günü olduğuna inanıyorum. Çünkü Diyarbakır’da ki o küçük kızın mesajı bizi ifade ediyor. Bu gün kaldırılan bu parlamenterlerin iradesi değil, bir bütün olarak bir halkın iradesidir.
Cavit Uğur HDP Bornova ilçe Üyesi:sizinle tekrar bir arada olmak güzel, iki aydır içerde olduğum için güzel, bu vesileyle tekrar buluşmuş olduk. esas mesele düşünce ve ifade özgürlüğü tüm bunların türkiyede olmadığını biliyoruz,kendi deneyimlerimizden biliyoruz. Onun için mücadele ediyoruz, onun için bedel ödüyoruz. Şu anda burada söylediklerimizden bir kulp takıp suç duyurusundan bulunabilirler, başımıza bir şey gelebilir,gelsin, onun için bedel ödüyoruz. Kürsü dokunulmazlığı konusunda benden önce konuşan arkadaşlarımın dediklerine katılıyorum. Esas konu aylardır konuşulan konu, adı kürt sorunu olarak bilinen,bu sorunları kendi adıyla tanımlarsak daha doğru anlaşılır.
Adem Uzunçay 10 Ekim derneği: ülkemizde karabulutlar dolaşıyor,bunları biz yaratmadık. Yani gök görlemeyince şimşekler çakmazmış derler.kısa bir zaman diliminde gündeme oturtulan ve tbmm ye egemen çevrelerce getirtilen dokunulmazlık adlı ideolojik seçenek oylandı ve ikinci turda sonuçlandı biliyoruz. Mevcut durumdan yılmamak ve hayatın her alanında sisteme, rejime karşı geri adım atmamalıyız. Egemen iktidarın dokunulmazlık zırhı gibi bir endişesi ve sorunu yoktur.
Kızbes Aydın/ Kent Konseyi ve ÇEKAV üyesi:ÇEKEV diye kadın Derneğindenim, aynı zamanda Kadın Meclisi Başkanıyım. ve Kent Konseyi üyesiyim. Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasından gerçekten, Kadın olarak çok öfkeliyim, aynı zamanda 7 Haziran’da CHP den aday adayı olarak, CHP nin bu melanete geçit verdiği için de çok utanıyorum. Aslında kürsü dokunulmazlığı ile yasama dokunulmazlığı dışında, dokunulmazlıklar kaldırılmalıdır. Hırsızlara, yolsuzluklara, soygunculara, haramzadelere hiçbir şey yapılmıyor. Onlara dokunulmuyor. Ama fikir beyan edenlere ya da politika yapanlara, belli bir kesimin sesini dile getirenlere dokunuluyor. Bu yalnızca Kürt milletvekillerine karşı bir şey değil, bu aynı zamanda Demokrasiye yöneliktir. Fikrini beğenirsiniz, beğenmezsiniz, katılırsınız katılmazsınız bu başka bir şey. Ancak, Halktan 6 milyon oy almış bir partiye yönelen bu saldırı, aynı zamanda 6 milyon insana yöneliktir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletinse eğer; bu 6 milyonda milletin bir parçasıdır. Dokunulmazlığın kaldırılması millet egemenliğini kayda ve şarta bağlamaktır. ÖZETLE; MİLLİ EGEMENLİĞE MÜDAHALEDİR. Bu anti demokratik mudahaleyi kınıyorum.
Türk olarak da utanıyorum, Türk milleti bu kadar zalim değildir. Kardeşim Kürdün evini başına yıkıyorsun, okumak için geldiği üniversitelerde dövüyorsun, linç ediyorsun. Seçtiği iradem dediği vekillerini, meclisten kovuyorsun, ceza evine atıyorsun,belediye başkanı seçiliyor içeri atıyorsun, il ve ilçe binalarına saldırıyorsun, rahat bir seçim çalışması bile yaptırmıyorsun, ondan sonra dönüp biz kardeşiz diyorsun. Hadi oradan böyle kardeşlik olmaz ki. Kardeşlik onun hayatını kolaylaştırmak ve onun iradesini tanımakla, onları kendinle eşit statüde görmekle orantılı bir şeydir. HDP nin dillendirmeye çalıştığı sosyal sistemden korkuyorlar, dikkat edin saldırdıkları il ilçelerde tam bir Kominal sistem var, halk kendi kendini yerel halk meclisleri aracılığıyla yönetiyor. Kadınlara eş statü tanıyorlar, Bundan da korkuyorlar. Kadınlardan korkuyorlar. Katılımcı gerçek demokrasisinden korkuyorlar. Ben bunların altında nasıl çıkılacak, merak ediyorum. Ben bu anlamda; Kendimin de içinde olduğum, Türk solcularını da, devrimcilerini de eleştiriyorum. Halkımızın değişim,dönüşüm taleplerine cevap vermemiz gerekiyor. Bu konuda Kürtler biraz başardılar, kendi halklarının içinden seslenmesini biliyorlar, Biz Türk devrimcileri, solcuları, sosyalistleri artık halkımıza dışarıdan, tepeden seslenmeyi bırakıp onların içinden onlardan biri olarak seslenmeliyiz.Ülkemizdeki halkların eşitliğini, özgürlüğünü, birlikte yaşama iradesini örmek için, halkımızın içinden seslenen bir hareketi hızla yükseltmeliyiz. Bu anlamda gerçekten ülkemiz bir karanlığa doğru gidiyor. Emin olun ki CHP nin tabanında bir çok aydın,emekçi ,ilerici yurtseverde kaygılı ve şaşkın “ne yapıyorlar bunlar” diyor. Sorguluyor.Çıkış arıyor.
Akif Bozdağ ADD üyesi/ekonomist: CHP 2 bölge milletvekili aday adayı idim. Siyasi partiler etik kanunu hazırlık aşaması var şu anda. Etik kanunu derken sisyasi partiler kanunun baştan sona değişmesi gerekir.ekonomiyi etkileyen yasaların,ticareti etkileyen yasaların ve genel ahlak kuralları etkileyen yasaların ve medeni hukuktaki ilgili maddelerin tümünü değiştirmek lazım. Mecliste dokunulmazlıklar oylandı ve referanduma gerek kalmadan kabul edildi. Sayın Mazlumder yetkilisi arkadaşım bunu özetlemeye çalıştı. Ülkem için iyimser olmak istiyorum. Anayasa değişiklik çalışmaları var, ilk bir iki üç maddesinin tanımı var, kendini Türk hisseden,Kürt, Türk hisseden herkes Türkiyelidir. Ben böyle bakıyorum. Bu gün berat kandili, tüm İslam aleminin berat kandilini kutluyorum, insanlara barış getirmesini diliyorum. Milletvekilinin kürsü dokunulmazlığı kesinlikle korunmalı, eğer korunmazsa bu günki hali ile bir tane muhalefet millet vekili dışarıda kalmaz. Hepsi tutuklanır. Milletvekili dokunulmazlığı yasama görevi yaptığı sürece devam etmesinden yanayım. ayrıca milletvekili aday adaylığı ve adaylık sürecinde de kürsü, fikie ve konuşma özgürlüğü ve dokunulmazlığının yasalaşması gerektiğini
Ahmet Alagöz İHD üyesi: Memleketimizde, yani Türkiye’nin sorunları tarih boyunca vardır. Devlet sorunların çözmesi için olması gerekirken, toplumu devlet içinde görüyor. Şimdi bu sorunlar neydi? Kürt sorunu var,alevi sorunu var, Ezidi sorunu var,ermeni sorunu var. Yani azınlıkların sorunu vardır. Kısaca bir çok sorun var ve bu sorunların hepsini tek tek adı altında tekleştirdiler. Tek millet, tek devlet, tek bayrak,tek dil olarak getirdiler. Ama olmadı. Kendi grubunu veya kendi etnik kimliğini temsil eden bir sürü insan var. Bunları hepsi hiçe sayıyorsunuz. Ve politikanızı Türkiye cumhuriyetini teklik üzerine kuruyorsunuz. Bu önce bir kurnazlığa işaret ediliyor. Mesela bu gün bazıları diyor ki AKP başkanlık için çalışıyor. Ne başkanlığı zaten sen başkanlığı fiilen hayata geçirmişsin. Bunun yasal zeminlerini oluşturmaya çalışıyorlar. Şu anda tek kişi ne diyorsa o oluyor, kimi işaret ederse cezaevine gönderiliyor, kimi işaret ederse ölüyor, kimi işaret ederse görevinden alınıyor,sürgün ediliyor. Bazı siyasi çevreler çok kurnazca davranıyor. Sorunlar siyaset yolu ile çözülür diyorlar. Doğru ama bu siyaset yolu çözülür ama son bir yılda HDP nin 400 e yakın il ve ilçe binaları yakıldı,yıkıldı. İnsanlar gözaltına alındı, kolları kırıldı,şiddet gördü. Bunlar hangi siyaset yolu ile siyaset yapsınlar. Bir örnek vereyim Urla’da geçmiş seçimlerde diğer partiler gibi bizde politika yapmaya çalıştık. Ama saldırıya uğradık. On bin kişi 9 kişiyi linç etti. Muğla’da Kayamakamın da bulunduğu bir oramda partimizin tabelasını neredeyse törenle indirdiler. Ben İHD den biliyorum Kürt öğrenciler şiddet uygulanıyor,bıçaklanıyor, dövülüyor ama bunları yapanlar tutuklanmıyor. Şiddete maruz kalan Kürtler tutuklanıyor.
Av.Arif Ali Cangı YSGP: Söz konusu olan suç işleyen milletvekillerinin yargılanmasını sağlamak değil, amaç HDP'yi meclis dışına itmektir. Yapılan seçmen iradesini yok sayan,demokratik siyaset seçeneğini zayıflatan hukuka açıkça aykırı bir iştir. Bu toplantıda dokunulmazlıkların kaldırılmasında sorumluluğu olan partilerin temsilcileri yok, dokunulmazlıkların kaldırılmasında sorumluluğu olanları unutmamamız gerekir. Bazı şeyleri yerli yerinde oturtmamız lazım,8 Haziran 2015 sabahı halk iradesine yönelik başlatılan darbe süreci dokunulmazlıkların kaldırılması ile tamamlanmıştır. Bu aynı zamanda kürt meselesinin demokratik siyasetle çözümünün önünün tıkanması demektir. Bu aşamadan sonra Kürt gencine “dağa gitme, silahı bırak siyaset yap” sözünü nasıl diyeceğiz? Meclisten milletvekillerinin atılması karşısında, demokratik siyasete güveni nasıl sağlayacağız? Anayasa değişikliğinin amacı Kürt meselesinin çözümü konusunda görüşlerini açıkladıkları için örgüt propagandası ya da örgüt üyeliğinden haklarında soruşturma açılan HDP milletvekillerinin tutuklanmasını sağlamak, HDP'nin Meclis dışına itilmesini sağlamaktır, teklifin gerekçesine baktığımızda bunu rahatlıkla görebiliyoruz. Dokunmazlıkların kaldırılması, siyaseti zayıflatmış, silah ve şiddet yanlılarını güçlendirmiştir, aynı zamanda tek adam yönetimini kurumsallaştıran AKP politikalarına çok büyük bir destek olmuştur. Dokunulmazlıkları kaldırılan milletvekillerinin kişi hak ve özgürlükleri, kişi güvenliği ve adıl yargılanma ilkelerine aykırı soruşturulmaları, yargılanmaları halinde Kürtlerdeki duygusal kopuş iyice derinleşecektir. Bunun önüne geçmek her demokratın görevidir, meclisin kararında CHP'nin sorumluluğu çok büyüktür, onun için CHP'lilere daha fazla görev düşüyor.
Kızbes Seyhan Aydın ÇEKEV: ben bir şey eklemek istiyorum. Cizrede surda askerler kürt kadınının göbeğine elini vurarak, şimdiye kadar bu göbekten aponun piçlerini çıkardınız, şimdi de bizim piçlerimizi çıkartacaksınız. Şimdi size soruyorum bu sözü duyan ve bu vahşeti gören bu kadının kocası,çocuğu nasıl bu ülkeye düşman olmaz. Yani zorla bir düşmanlaştırma var.
Süleyman Eryılmaz Düşünce Özgürlüğü İzmir sözcüsü: bizim düşünceye özgürlüğü girişimimizin, biliyorsunuz her ay adliyeye gidip, kendimizi ihbar ediyorduk. Cavit başkanın da dediği gibi artık kendimizi ihbar etmeye gerek yoktur, zaten onlar gelip bizi alıyorlar hapse atıyorlar. Siz burada ne söylerseniz söyleyiniz hepiniz düşünce özgürlüğü birer aktivisti oldunuz. Dokunulmazlıkların kaldırılmasına ihtiyaç duyulan oylar CHP vekilleri tarafında fazlasıyla takviye edildi. Burada anlamakta zorlanıyorum. Bir siyasi parti ben bunu halka anlatamam diye anayasaya aykırı olduğu bile bile bir şeye evet diye bilir mi? CHP diyebilir miş. Biraz önce Mazlumder deki arkadaşımız çok açık ve net söyledi. Bundan sonra nasıl bir Türkiye bizi bekliyor. Ben söyleyeyim açık açık, bundan sonra şiddetin ve gerilimin yükseleceği bir Türkiye bekliyor bizi. Bundan sonra artık “siz bölücüsünüz” demenin bir anlamı kalmadı. Kardeşim diyorsun,tokadı vuruyorsun, vekil seçiyorlar, parlamentodan atıyorsun. İyi de parlamentodan seçtikleri vekilleri atıyorsun. Peki Kürtler bundan sonra ne yapacaklar? Ben umudumu kaybetmek istemiyorum. Her gün dövülüyor,hor görülüyor, şiddet görüyor. Böyle bir halktan bahsediyoruz. Kürtler bizimle, biz Kürtlerle niye kardeş olalım. Kürtler biz kardeş olmak istemiyoruz diyor, biz eşit olmak istiyoruz. Bir türk olarak bende böyle istiyorum. Kürtlerin bu eşit olma taleplerine niye direniyoruz? Bir gerilim bizi bekliyor. Umarım bu gerilim ülkemizi tehlikelere götürmez.
Gülay Bilici HDP eş başkanı:HDP il eş başkanıyım,bir kadınım,Kürdüm, Kızılbaşım yani devletin ötekileştirdiği bütün insanlardanım. Ben bir siyaset etiğine değinmek istiyorum. Siyasi etik nedir diye sorduklarında; siyasi etik bir toplumun kalkınması için ihtiyaç duyulan tüm kaynakları bir araya getirip yönlendirp, iyi işleyen bir yönetim yapısının işleyişine bağlıdır. Toplumu oluşturan bireylerin, özen çalışkanlık ve ahlaki ilkeleri benimsemeleri gerekir. Siyasi etik devlet ve siyaset alanlarında siyasetin yozlaşması , yolsuzluk görevi kötüye kullanma, hediye alma,haksız menfaat elde etme gibi olumsuzlukları önlemek amacıyla gerekmektedir. Siyasi partilerin başarısı yaptıkları ile değerlendirilir. Siyasi yozlaşmanın yaygın olduğu bir mecliste kürsü dokunulmazlığının kaldırılması siyasi etik değildir. Bizler her şeyden önce barış diyoruz ve bundan vaz geçmeyeceğiz.
Özden Mızrak EMEP: Arkadaşlar bir laf vardır, “aklın yolu bir” diye. Şimdiye kadar on- on beş arkadaş söz aldı. Söylenen her şey doğrudur. İşin siyasi boyutu yanında, hukuki boyutuna da değinmek lazım. Dokunulmazlıklar kaldırıldı, peki ne olacak bundan sonra? Dokunulmazlığı kaldırılan arkadaşlar yargılanacaklar. Geçmişte Demirel’in,Menderes’in kullandığı bir deyim vardı "makabline şamil kanun çıkarmak" diye. Yani geçmişte işlenen suçlar için bu gün bir kanun çıkartmak. Bu da evrensel hukuk ilkelerine aykırı bir şeydir. Biraz önce konuşmacı arkadaşlardan biri “kendi Türk hisseden herkes eşittir” dedi. Anayasa böyle emrediyor dedi. Pek ben ne olacağım. Ben kendimi tür hissetmiyorum, ben ne olacağım, Nerede insan hakları,nerede eşitlik, nerede kardeşlik? Yeri gelince diyorlar “efendim karşılıklı kız alıp vermişiz, biz et ile tırnak gibiyiz” diyorlar. Ama tırnak büyüdükçe, tırnağı kestirip atıyorlar. Tıpkı dün olduğu gibi,bu gün olduğu gibi. Biz tırnak olmak istemiyoruz. Kürtler çok açık seçik kendi iradelerini beyan ettiler. “biz Türklerle tam eşitlik çerçevesinde beraber yaşamak istiyoruz” dediler. Peki şimdi ne oldu bir kere dokunulmazlıkların kaldırılması ile, Kürtlerin vekilleri ile olan siyasi bağlarını kopartılmak isteniyor. Türkiyede demokrasi sorunu, kürt sorunu çözülmeden bu sorunlar güncellenerek hep devam edecek.
Erol Çırak Pirsultan Abdal derneği: Şu anda orta doğunun her tarafında savaş var,şiddet var, kan var ve ölüm vardır. Türkiye’nin de bunlardan eksik kalan yanı yoktur. Türkiye kendi iç sorunlarını daha farklı bir şekilde gidermesi gerekirken sürekli Kürt halkının varlığı ve demokratik taleplerine karşı şiddet uygulamaktadır.
Av.Halil dönmez YSGP Karşıyaka ilçe Eş Sözcüsü: Dostlar merhaba, tüm konuşmacılar gerçekten çok güzel şeyler söylediler. Dokunulmazlıklarla ilgili anayasa değişikliğinin oldu bittiye getirildiğini,amacın HDP li vekillerin dokunulmazlığının kaldırılması olduğunu,böyle bir niyet olmasaydı yeni anayasa yapılırken de pekala bu değişiklikler yapılabilirdi. Kasım ayında yeni anayasa ile birlikte başkanlık oylamasının da yaptırılabileceğini,toplumun uyanık olması gerektiğini belirtmek isterim. Yaşanan sorun hepimizin sorunu, Türkiye’de emek demokrasi,barış mücadelesini yıllardır hep birlikte ayakta tutmaya çalışıyoruz. Ne yazık ki cumhuriyet kurulduğundan beri, ülkemizde toplumsal bilinç yükselip demokrasi mücadelesi geliştikçe, birleri çıkar bunu tırpanlamak için, bu tür yasal değişiklikler yapar. Bu değişiklikler yapılmadan öncede Engenizisyon mahkemeleri gibi , olağan üstü mahkemelerle insanları sormadan,sual etmeden asardı,keserdi. 1920 li yıllarda Türkiye Komünist partisinin ileri gelenleri ulu önder emriyle Karadeniz’de boğduruldular. Ne oldu sorun bitti mi, tabi ki hayır. 1960 lı yıllara gelindi Türkiye işçi partisi 15 vekil ile meclise girdiler. Demokrasi ve özgürlük mücadelesini meclis çatısı altında devam etmek istediler. Ne oldu, bir darbe ile onlar da alaşağı edildiler. Dokunulmazlık denen şeyler o zaman başladı. 70 li yıllarda yükselen toplumsal muhalefeti ve devrimci mücadeleyi ve kazanımları ortadan kaldırmak için, 80 darbesini örgütlediler. Silindir gibi üzerimizden geçtiler. 90 lı yıllarda Kürt özgürlük mücadelesi bu sefer onları korkutmağa başladı. Meclise giren milletvekilleri apar topar meclisten attılar ve tutukladılar. Geldik bu günlere yine meclise çok güçlü bir muhalefet oluşmuş durumda . şimdi de dokunulmazlık diyorlar, kime dokunacaklar? Her halde diğer üç siyasi partilere dokunmayacaklar, bizim seçerek gönderdiğimiz vekillerimize dokunacaklar. Yani bize dokunacaklar.
CHP nin anayasa oylamasındaki davranışı için de "sabah Alevi Kültür Derneği Karşıyaka Şubesinin düzenlediği Çiğli Belediyesine ait tesiste yapılan kahvaltıya giderken tesisin yanındaki parka "ÜÇ FİDAN" isminin verildiğini gördüm.CHP hep bunu yapıyor, ÜÇ FİDANIN asılması için mecliste yapılan oylamada sanki evet oyu kullanmamışlar,sorumlulukları yokmuş gibi davranıyorlar.
Şimdi de HDP li vekillerin meclisten atılması için evet oyu kullandılar.CHP tabanının ve kendine solcuyum,demokratım diyen belediyelerin bu duruma tepki göstermesi için belediyelerle görüşmek gerekiyorsa görüşelim. İki yüzlülük yapılmasına müsaade etmesinler.
ÖNERİLER
1 / yok
2 / yok
ORTAK SONUÇ
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
50 sivil toplum kuruluşuna duyuru yapıldı. (E-mail, Faks, Yazı ile, Sözlü, Telefonla)
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Telefon, faks ve mail ile şu şu vekillere ulaştık,
Sonuç: CHP vekilleri tümü antalya’da kampta oldukları için katılmadılar
HDP vekilleri yoğunluktan dolayı katılamadılar
AKP ve MHP vekilleri kongrelerinden dolayı katılamadılar.
MEDYA İLE
Tüm ulusal basın temsilcileri ve yerel basın mensupları davet edildi. Şu kadarı geldi. DHA,DİHA Evrensel ve Yeni Asır muhabirleri geldi.
KATILIMCILARLA
YANIT GELMEDİ
SONUÇLAR
TkMM ilkelerimiz videosu ile genel konuya ilişkin videolar gösterildi. Genel konu, yerel konu ve genel konunun anayasa olan ilişkisi ele alındı.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Mehmet tursun
ikMM Hamalı