YER: Amed Hak İnsiyatifi TOPLANTI SALONU
TARIH: 14.10.2017 Cumartesi saat : 11- 00- 14:30
KATILIMCILAR:
DERNEK VAKIF VE GIRISIMCILER:
1- Azadi Harekati Sedat DOĞAN
2- Mültecilerle Dayanışma Derneği İbrahim ŞİMŞEK
3- İnsan Haklari Cemiyeti Eyüphan KAYA
4- Bağimsız-İnsan Hakları Aktivisti Mehmet BALIK
5- Diyarbakır Yazarlar birliği M. Zeki EZER
6-Fırat Diyaloğ grubu Mehmet Hasan ALICI
7- Med-Zehra Erol SUBAŞI
8- Hak İnsiyatifi Amed Roj Esir GİRASUN
SENDİKALAR
1 – Diyarbakır Yazarlar Sendikası Süleyman AYDIN
2 – DİSK Lezgin MENDAKİ
ODALAR VE MESLEK KURULUŞLARI
1- Diyarbakır Barosu Yakup GÜVEN
2- EMO Ümit DEMİR
KATILAN MILLETVEKILI VE SIYASI PARTI TEMSILCILERI: 2
PAK ( Partiya Azadiya Kürdistan) : Dara ÇAYAGER
TEVKURD : Şeyda BULUTOĞLU
GOZLEMCI: 3
MODERATÖR: Eyüphan KAYA
GENEL GÜNDEM: DEĞİŞEN DÜNYADA YENİ BAĞIMSIZLIK TALEPLERİ
KONUŞULANLAR:
Diyarbakır TkMM Ekim ayı toplantısı 14.10.2017 Cumartesi günü saat: 11.00 de Hak İnsiyatifi Amed Şube toplantı salonunda başladı. Toplantıda önceden hazırlanan görsel materyal sunumu yapıldı, toplantıya geçilmiştir. STK temsilcileri görüşlerini ifade etmişler.
Eyüphan KAYA ( Moderatör) : Değerli katılımcılar, TkMM Diyarbakır hamalının bizler için hazırladığı bu kahvaltı ve toplantıdan dolayı teşekkür ediyoruz, birçok arkadaşımızda bu davete icabet etmiştir. En iyi moderatör , zamanı en iyi kullanandır diye bir söz vardır, onun için hemen sözü size bırakıyorum
Sedat DOĞAN ( Azadi Harekati Dönem SÖZCÜSÜ) : KÜRTÇE KONUŞMA TÜRKÇEYE ÇEVRİLMİŞTİR.)
Kürt Sorunu Ortadoğu coğrafyasının binlerce yıllık sorunudur, çünkü Selahaddin Eyyübi’den sonra başlayan bu durum, hala devam etmektedir, milyonlarla ifade edilen bir halk var, ama devleti yok ortada onun için, sorun bağımsızlığı aşan bir durumdur, dört ülkede de aynı sorunun yaşanması birazda, büyük bir talihsizliktir. 560 bin metrekarelik bir toprağa binlerce yıldır Kürdistan denmektedir, ve bu durum hala sürmektedir. O zaman sorun nedir? Demek ki sadece aynı dine inanmak bu sorunları çözmeye yetmemektedir. Biz Azadi harekati olarak, Kürdistan bölgesel Yönetiminin referandum kararını destekliyoruz, çünkü bu en temel insani ve islami haktır, buna kimse itiraz edemez. Yaşadığımız coğrafyada 20 Arap devleti var, Farsların devleti var, Taciklerin var, Afganların devleti var, Türki Cumhuriyetler var, ama söz konusu Kürt olunca büyük ve abartılı tepki varsa, bunun adı ırkçılıktır, tahammülsüzlüktür.
Erol SUBAŞI( Med-Zehra Grubu Üyesi) : Bir dini kimliği olan şahsiyet olarak bana göre Dünyanın şu anda en ağır sorunu Kürt Sorunudur, çünkü Kürtler ülkeler içinde bölünmüş ve parçalanmış bir kimlik içinde, bir kimliksizlik krizi içinde yaşıyorlar, çünkü Kürtlerin en temel sorunu, kesinlikle millet olamamaktır. Kürtler bu konuda hep bir kandırılmışlık içinde kalmışlardır, bağımsızlık talebi sanki ilk defa Kürtler tarafından icat edilmiş gibi bir algı var ortada, oysa bu konuda hala millet olamamış bir halkı suçlamak insafsızlıktır, onun için bağımsızlık talebi bir vazgeçilmez haktır, BARZANİ bu konuda geri adım atmamakla, tarihi bir süreci başlatmıştır, zaten herkesin tepkisi de bir bakıma bu kararlı duruşadır. Kürtlerin iç ve dış sorunları var, bunun çözümü konusunda farklı yaklaşımlar ortaya konabilir, ama bana göre en temel sorun hala güçlü bir şekilde millet refleksinin yoksunluğudur. Bediüzzaman 100 yıl önce bu noktada Kürt sorununa değindiğini belirtmek gerekiyor, ve asıl ilginç olan bu soruna çözüm reçetesinin de hala büyük ölçüde geçerli olmasıdır.
Musa YEŞİLTAŞ( Kanaat Önderi) : Kürdistan Bölgesel Yönetimini bağımsızlık kararını olumlu buluyorum, bu konuda ortaya çıkan sonuçta bu noktada hepimizi memnun etmiştir. Çünkü oradaki halkın çok kültürlü bir geçmişi var, ve büyük bir direnme ile bunu elde etmişlerdir, ama Türkiye için bu bağımsızlık talepleri kendi içinde büyük sakıncalar taşımaktadır, çünkü bu noktada toplumda büyük ayrışma var, bunu aşmak kolay değil, her bağımsızlık talebi yeni sorunları doğurabilir. Türkiye bu bağımsızlık talebine daha soğukkanlı bakmalı ve yaklaşmalıdır, çünkü o noktada farklı davranışlar bölgede Israil devletinin ekmeğine yağ sürer. Ben o Israil bayrağının sallanmasını hiç doğru bulmuyorum.
M.Hasan ALICI( Dicle-Fırat Diyaloğ Grubu): KÜRTÇE YAPILAN KONUŞMA TÜRKÇEYE ÇEVRİLMİŞTİR.
Arapların devlet kurma hakkı var, İranlıların var, başka milletlerin var, ama söz konusu Kürtler olunca bu kadar düşman hemen kardeş oluyor, aynı sofrada can ciğer oluyorlar, bunu artık bir kürt düşmanlığından başka adı yoktur. Hatta Kürtleri Marksist’likle suçlayanlar, dini yönü olan ve güçlü bir dini aileden gelen BARZANİ ailesinin Yahudiliğinin peşinden birçok yalan uydurmuşlardır, onun için bağımsızlık talebi kişinin ve toplumların anne sütü kadar temiz bir hakkıdır, bunu ertelemek ya da şiddetle bastırmak gereksizdir, daha fazla kan dökülmesine neden olacaktır.
Ümit DEMİR ( EMO DİYARBAKIR YÖN.KUR.ÜYESİ) : Self Determinasyon ve ulusların bağımsızlık hakkının, en temel haklardan olduğu gerçeği İnsan Hakları savunucuları tarafından sık sık dile getirildiği süreçte, Bağımsızlık taleplerine karşı gösterilen bu tepki, Kürt toplumunu daha kaygılandırmaktadır. Diyalog ve barış anlamında hala bazı noktalarda umutlu olmak istiyorum.
İbrahim ŞİMŞEK ( Mültecilerle Dayanışma Derneği Başkanı): KÜRTÇE YAILAN KONUŞMA TÜRKÇEYE ÇEVRİLMİŞTİR.
Kürdistan referandum sürecinin bu kadar zorlu ve tartışmalı geçmesinin en önemli nedeni bölgede ki Kürt nüfusunun varlığıdır, her ülke kendi içinde ki Kürt Nüfusunun süreçte başına bela olacağından korkmaktadır, onun için büyük ve orantısız tepkiler verildi, bu noktada bağımsızlık olgusunun ertelenmesi için ortaya konan çabaların her konuda yapılması gerekiyor.
Roj ESİR GİRASUN( Hak İnsiyatifi Amed) : Bu noktada aslında ortaya çıkan bu durumun en önemli etkisi, ilk defa bir statünün tüm dünyadan talep edilmesidir. Bu hak yani bağımsızlık talebi Kürtlerle ortaya çıkmış bir hak değil, BM belgelerinde açıkça tanımını bulmuştur, onun için bu konuda alerjisi olanları anlamak çok güçtür. Türkiye’nin tutumu ve özellikle basının tutumu tüm Kürtlerde büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Bu konuda Türkiye siyaseti büyük bir kriz içinde, hatta hezeyanla hareket etmektedirler. Güney Kürdistan ilgili tutumlar, daha çok günlük siyasete göre şekillenmektedir. Siyasal iktidar bu noktada ihtiyaç duyduğu milliyetçi oylar için, şahin bir tutum takınmaktadır. Siyasi bağımsızlık, herkes için temel bir siyasi haktır, bunu önemsemek gerekiyor.
Av.Yakup GÜVEN( Diyarbakır Barosu Üyesi) : Türk devletinin kuruluşunda ki güçlü ulus devlet refleksi, her zaman hak taleplerini bastırmada büyük bir sıkıntı nedeni olmuştur. Bu noktada hala sorunların devam etmesinin en önemli nedeni, değişen dünya ile uyumlu bir çabanın olmamasıdır. Bağımsızlık talepleri büyük ölçüde ezilen ekonomik açıdan geri uluslardan ya da azınlıklardan gelmektedir, bunun tek istisnası İspanya’dır. Kürdistan referandumunda ortaya çıkan sonuç, aslında orada ki iradeyi güçlü şekilde yansıtmaktadır. Bu noktada olgunun siyasal ve ahlaki nedenleri iyice analiz edilmeli, bu konuda farklı siyasi talepler önemsenmelidir. Kürdistan referandumu millet olmakla ilgili bir gerçeği açıklamaktadır, bu açıdan çok tarihidir ve Kürtler süreci önemsemektedir.
Dara ÇAYAGER ( Partiya AzadiYA Kürdistan) : KÜRTÇE YAPILAN KONUŞMA TÜRKÇEYE ÇEVRİLMİŞTİR.
Bu noktada bağımsızlık gelişimi ile referandum birbirinden farklı değerlendirilmelidir, çünkü bağımsızlık zaten en temel haktır, bu konuda bir çok ülke karşı çıksa da, zaman içinde bu talepler çoğunlukla gerçekleşir. Kürdistan talebi de zaten hep canlıydı, ve hep öyle kalacaktır.1946 Mahabad KÜRT Cumhuriyetin lideri Gazi MUHAMMED, kendisine teklif edilen işbirliği tekliflerinin tümünü ret etmiş, bağımsız ve onurlu olanı seçmiştir…. Onun için referandumdan sonra tüm dengeler değişecektir, devleti olan halklar kervanına Kürdistan da katılacaktır. Bu konuda zaten halkında iradesi bu noktayı desteklemektedir, en tartışmalı bölge olan KERKÜK de bile çok büyük bir evet oranı ortaya çıkmıştır.
Mehmet BALIK( Bağımsız- İnsan Hakları AKTİVİSTİ): KÜRTÇE YAPILAN KONUŞMA TÜRKÇEYE ÇEVRİLMİŞTİR.
Bu noktada beni ve Kürt halkını üzen şey, Türkiye Hükümetinin tutumudur, çünkü adeta bir Rezzak gibi, bir tanrı edası ile bizleri açlıkla terbiye edeceğini söylemiştir, oysa ben Müslümanım diyen birine bu durum hiç yakışmıyor, herkesin bir siyasi talebi olabilir, hatta bu noktada radikal bir tutumda ortaya konabilir, tepki bu olmamalıdır. Bağımsızlık en temel ve doğal haktır, böyle olmasa bu kadar devlet olurmuydu? Neden tek Arap devleti yokta, 20 den fazla devlet var?