YER: Mazlum-der Diyarbakır Şubesi toplantı salonu
KATILIMCILAR:
DERNEK VAKIF VE GIRISIMCILER:
1- Zeytin Dalı Diyalog Grubu Mustafa YALÇINKAYA
2- Mazlum-der Diyarbakır Cahit ÇİFTÇİ
3- Azadi insiyatifi Diyarbakır Sedat DOĞAN
4- Düşünürler filozoflar derneği Mehmet Hasan ALICI
5- Sosyal Çalışmacılar Derneği Başk İbrahim SERT
SENDİKALAR
1- DİTAM DİYARBAKIR Zeki DİLEKTAŞ
2- Eğitimsen 2.Nolu Şub.Kur. Üyesi Cengiz DÜNDAR
ODALAR:
1-Elektrik Mühendis Odası Ümit DEMİR
KATILAN MILLETVEKILI VE SIYASI PARTI TEMSILCILERI:
YOK
GOZLEMCI: 2
MODERATÖR: Av.Muharrem YÜZER
GENEL GÜNDEM: TERÖR VE GÜVENLİK
KONUŞULANLAR:
Diyarbakır kMM Ocak ayı toplantısı 14.01.2017 saat: 14.00 da Mazlum-der Diyarbakır Şubesi toplantı salonunda başladı. Telefonla aranmalarına ve mail davetlerine rağmen milletvekili katılımı olmamıştır. Toplantıda önceden hazırlanan görsel materyal sunumu yapıldı, toplantıya geçilmiştir. STK temsilcileri görüşlerini ifade etmişlerdir.
Mustafa YALÇINKAYA(Zeytin Dalı Barış Grubu) : Son dönemde sürekli gündemimiz, saldırılar ve güvenliktir. Çünkü her gün yeni saldırılar oluyor, kimse bunları neden yapıldığını bile bilmiyor, bir kere terör artık yaşamın bir parçası olmuş bizim için, fazlaca bir şey yapamıyoruz, onun için bu gündem aslında asıl mecliste olmalı, çok büyük bir problem olan bu durum mecliste görüşülmeliydi, ama bildiğim kadarı ile hala bu konuda esas gündem bile olmamıştır terör…….. Güvenlik denince akla gelen şeyler, hep demokrasiye aykırılık noktasında büyük eleştiri alıyor, doğru şeyler yapılmalı ve halk bu konuda fazlaca dışlanmamalıdır.
Zeki DİLEKTAŞ (DİTAM DİYARBAKIR BAŞK.YARD.) : Terör olgusu şu an daha çok darbe girişimi ile ilintili olarak önemseniyor, ve kaygı yeni darbelerin olacağı üzerine olunca, çok sıkı bir terör karşıtı önlemler artırılıyor. Her gün yeni KHK çıkacağı beklentisi var, ve toplum artık bu noktada çok fazla bir korku içindedir. Biz bile burada konuşurken ne olacağını bilmiyoruz. Ama terör tanımını yapmalı, ama daha fazla demokrasiyi öne çıkarmalıyız. Güvenlik sürekli daha fazla insanları ilgilendiriyor, sokakta ki insana sorsan, terör önlensin de ne olacaksa olsun diyorlar, ama bu noktada şimdiye değin izlenen yöntemde çok adil değil, yaşla kuru beraber yanıyor sanki. Cumhurbaşkanın ikazlarına rağmen, ben birçok mağdur biliyorum.
Sedat DOĞAN( AZADİ İNSİYATİFİ KURUCUSU) : Terör olaylarını bence, siyasiler sürekli kendilerinin lehine bir malzemeye çeviriyorlar. Bu noktada Fransa’da terör oldu, ama genel yaşam çok değişmedi, bizde ise terör adeta, Kürt Sorununu bastırma aracına dönüştü, bu çok yanlış bir tutumdur. Terör ancak şiddet söz konusu olduğu zaman önemsenmeli, bu konuda gerekli önlemler alınmalıdır.9 ay OHAL dünyanın neresinde görülmüş, bu noktada artık normalleşme çalışması başlamalıdır.
Ümit DEMİR ( Elektrik Mühendisleri Odası Yön.Kur.Üyesi) : Terör gündemi sadece son zamanlarda değil, 40 yıldır sürekli etkiliyor. Çünkü şiddet, sadece terör ile ilintili değil, çok yönlü bir yaklaşım gerekiyor. Türkiye bu noktada hala bilimsel araştırmalardan oldukça uzak, diplomatik kendi geleneğini kullanıyor sadece, oysa şiddetin bütün yönleri ayrı ayrı bir titizlikle incelenmelidir. Güvenlik konsepti, toplumsal mutabakata dönüştürülmelidir, ülkenin ihtiyacına göre yaklaşımlar ortaya konmalı, bu konuda insani çabalar desteklenmelidir. Sivil toplumun arabulucu olmasının önemi hala kavranmamıştır, bu konuda mutlaka sivil çabalar moral olarak desteklenmelidir. Akil adamlar girişimi gibi, yeni oluşumlar güvenliği artırıcı noktada yeniden oluşturulmalıdır.
Cengiz DÜNDAR ( Eğitim-sen 2.Nolu Şube Yön.Kur.Üyesi) : Tüm dünya ile sorunları olan bir ülkede sürekli gündem kolayca değişiyor, bu konuda fazlaca bizlerin görüşüne önem verilmez. Ama bence terör noktasında adeta büyük bir cadı avı başlatıldı, bunu doğru bulmak mümkün değil….. Terör bahanesi ile binlerce insan işten atıldı, ya da soruşturma geçirdi, bütün bunlar darbe sonrasında yapıldı. Oysa terörü önlemenin en kolay yolu, daha fazla özgürlük ve demokrasidir. Onun için önlem olarak öne sürülenler, bir güvenliği sağlamadığı gibi bizi daha fazla güvensiz kılmıştır. OHAL bu konuda bir güvenlik tedbiri olmaktan çıkmıştır, toplumsal olarak güvenlik için, dünya deneyimleri önemsenmelidir.
İbrahim SERT( DİYARBAKIR SOSYAL ÇALIŞMACILAR DERNEĞİ): Toplumu sarsan büyük terör olayları oldu ve giderek herkesin içinde büyüyen bir korku başladı. Bu konuda toplumu sakinleştirmek hiç kolay olmuyor, ölümler ve ortaya çıkan tablo, maalesef daha fazla yaşamı zorlaştırdı. Diyarbakır Bağlarda ki patlama sonrası, tam 100 bina kullanılamaz hale geldi, bizzat gidip gördüm. Binlerce insan o şoku yaşıyordu, ne olacak bizim yaşamımız? Diye derin bir korku ve sözlerinde öfke vardı. Terör konusunda hala sadece güvenlik bakışı ile olaylara bakılıyor, bu eksik bir yaklaşımdır. Sosyal ve barışçıl çabalara zemin hazırlanmalıdır, güvenlik harcamaları artık topluma büyük yükler getiriyor, güvenlik demek sadece silah değildir, başka yöntemlerde denenmelidir.
Cahit ÇİFTÇİ ( MAZLUMDER DİYARBAKIR YÖN.KUR.ÜYESİ ) : Son dönemlerde her gün güvenliği ve terörü konuşmaya başladık, bu nedeni medyanın tutumudur. Hem televizyonlar hem de basılı medya sürekli bu noktayı kaşıyor ve topluma korkuyu enjekte ediyor. Oysa insan hakları ihlalleri var, tutuklanmalar var, hatta içeri atılan milletvekilleri var, bunları kimse konuşmuyor, onun için işine geleni konuşan bir medya var, ve bu medyanın tutumu şu an hükümete yarıyor. Terör denilince batıda sadece akla Kürtler geliyor, bu konuda zaman zaman linçler oluyor, bunları konuşmamız gerekiyor. Şimdiler de farklı düşünene büyük sansür var, hiç kimse HDP li vekilleri ekrana çıkarmıyor. Şiddet olaylarını izledikleri ve raporladıkları için, İHD ,THİV ve MAZLUM-DER şu an kovuşturma ve ceza almak üzeredirler.
Mehmet Hasan ALICI( FİLOZOFLAR VE DÜŞÜNÜRLER DERNEĞİ) : Ben Diyarbakır Sur’da yaşıyordum, tüm ailemle birlikte, güvenlik bahanesi ile bizleri sürdüler, çatışmalar başladı, hala biz sürünüyoruz. Bu konuda bize terör ve güvenlikle ilgili hep bahaneler öne sürüyorlar, oysa kira yardımı bile şu an yapılmıyor. Ben bu konuda yaşananların tümünü ret ediyorum. Devlet yakmadan ve yıkmadan güvenliği sağlamalı ve insan haklarına saygılı olmalıdır.