Yer: Kocasinan Belediyesi Meclis Salonu
Tarih: 13.10.2012
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1- Millet Derneği (Mustafa TEMİZER- Başkan, Osman İKİNCİ – Üye)
2- Anadolu Eğitim Bilim Kültür Vakfı ( Kahraman CALASIN – Başkan)
3- Akit Gazetesi (Hacı YAKIŞIKLI- Kayseri Temsilcisi)
4- Liberal Düşünce Topluluğu (Ferhat ÇAKIR – İl Temsilcisi)
5- MAZLUMDER Kayseri Şubesi (Habibe Suzan IŞIK- Üye)
6- Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şubesi (Ahmet İLHAN – Başkan)
7- Milli Türk Talebe Birliği (Hamza POLAT-Başkan, Rabia BANDIRMA, İsa KARAŞIN –Üye)
8- Bedensel Engelliler Derneği (Fatma OYTUN – Başkan)
9- Kayseri Umut Der (Edip GÜLTEKİN- Sekreter, Hüseyin YAZGAN –Üye)
10- Miraç Kültür Derneği (Fazıl TAŞ-Üye)
SENDİKALAR
1 – Memur Sen ( Aydın KALKAN – Başkan)
2- Eğitim Bir-Sen ( Rıza BOZDAĞ – Sekreter)
MİLLETVEKİLLERİ: YOK
BELEDİYE BAŞKANLARI: YOK
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 25 izleyici katıldı.
MEDYA
TELEVİZYONLAR: Tv 1, Erciyes tv
GAZETELER: Kayseri Gündem, Kayseri Haber, Kayseri Anadolu Haber, Akit
MODERATÖR: Latif SELVİ (Eğitim Bir Sen Konya Şube Başkanı ve Konya Sivil Toplum Kuruluşları Başkanı)
SUNUCU: Aydın KALKAN
Konu: Yeni Eğitim Sistemi Sorunlar Çözümler
Konuşulanlar:
1/ Latif SELVİ: Dünya ülkeleri bir takım faaliyetler yapmak istiyorlarsa en önemli payı eğitime ayırmak zorundadırlar. Gençlerin geleceğe hazırlanması isteniyorsa –ki mutlaka isteniyordur- o zaman eğitime büyük önem verilmelidir. En fakir ülkelerde bile vatandaşa hizmet eğitim aracılığı ile yapılır. Eğitimde durağanlık olmaz. Sürekli hareketlilik olur. Eğitim, sürekli kendini yenilemelidir. Yenilenmeyen eğitim hayatta kendine yaşama alanı bulamaz. Başka alanlarda yapılan yenilikler belki göze batmaz ya da gözden kaçar ve dikkat çekmez. Ama eğitim alanında yapılan her türlü yenilik göze batar ve dikkat çeker. Bu yüzden eğitim alanında yapılan her yenilik büyük tartışmalara sebep olur. İmam-Hatip Liseleri, kurulduğu günden beri ülkemizde tartışmalara sebep olmuştur ve her zaman en büyük problem kabul edilmiştir. İHL’lere karşı olanlar da lehinde olanlar da bir takım söylemlerde bulunurlar. Yakın dönemimizde iki önemli tartışma yaşandı. Birincisi 28 Şubat’ta ortaya konan eğitim anlayışıdır. Burada ideolojik bir tavır sergilenmiş ve eğitim sistemi ona göre dizayn edilmişti. 28 Şubat sürecinde meslek eğitimi alan öğrencilerin üniversitelerde istedikleri bölümlere gidebilmelerinin önüne geçildi. Onlara sadece Meslek Yüksek Okullarına girebilme hakkı tanındı. Böylece MYO’lar Meslek Yüksek Lisesi’ne dönüşmüş oldu. Bunun arkasından kaliteli meslek eğitimi alamayan öğrenciler kaliteli eleman sıkıntısı ortaya çıkardı. İkinci tartışma ise 4+4+4 eğitim sisteminde yaşandı. 4+4+4 sisteminin tartışılmasına 18. Milli Eğitim Şurasında başlandı.Eğitim ile ilgili değişikliğe gidilmesini biz, sivil toplum örgütleri talep ettik. Sınav sistemi ile alakalı olarak da bazı şeyler söylemek isterim. Mevcut sınav sistemine yönelik haklı eleştiriler vardır. En önemli eleştiri, düzey belirleme yerine eleme sistemi ile yapılıyor olmasıdır. Sınav sisteminin bir an önce eleme usulünden kurtarılıp düzey belirleme sistemine göre yapılmasını sağlamak gerekmektedir. Anasınıfı eğitiminin de yeniden yapılandırılıp geliştirilmesi gerekmektedir. Halk eğitimine de eskisinden daha fazla imkân verilmelidir. Çünkü yeni eğitim sistemimiz halk eğitimine ciddi ağırlık vermeyi mümkün kılan bir özelliğe sahiptir.
2/Aydın KALKAN: Yeni eğitim sistemi ile haftalık ders saati sayısı 30’dan 36’ya çıkartıldı. Özellikle ikili eğitim yapan okullarımızda okuyan öğrencilerimiz için bu durum son derece sakıncalı bir sonuç doğuracaktır. Çünkü ilerde, belki bugünlerde pek fark edilmeyen bir sıkıntı ile karşılaşacağız. Bu sıkıntı, kış günlerinde gündüzlerin kısa olması sebebiyle öğrencilerin okullarından çok geç çıkmaları, hatta karanlıkta yatsı ezanları okunduktan sonra çıkacak olmalarıdır. Milli Eğitim Bakanlığı bu sıkıntıyı görmedi mi bilmiyorum, ama en kısa zamanda buna çözüm bulması gerektedir
3/Seyit KOCAKAYA: Değerli hocam güzel konulara değindi. Kendisine çok teşekkür ederim. 4+4+4 eğitim sistemine geçildi. Ancak buna çok hazırlıksız geçildi. Sınıf öğretmenlerinde bir fazlalık, branş öğretmenlerinde ise ihtiyaç ortaya çıktı. Ben 30 yılını aşmış öğretmenlerin emekliliğe ayrılması, daha doğrusu emekliliğin onlara cazip hale getirilmesini ve yeni yetişmiş, bilişim çağının imkânlarını iyi kullanan genç öğretmenlere fırsat verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben yurt dışında da bulunmuş bir öğretmenim. Sekiz sene Azerbaycan’da çalıştım. Orada bir Rus vatandaşın, çocuğunun elinden tutarak kiliseye götürdüğünü defalarca gördüm. Bizim ülkemizde buna niçin imkân verilmemektedir? Oysa bir Türk vatandaşı da eğer Müslümansa çocuğunun elinden tutup rahatlıkla camiye gidebilmelidir. Halk eğitimimiz gerçekten de uzun yıllar boyunca ihmal edilmişti. Umarım kısa zamanda yeniden düzenlenerek faydalı bir sisteme dönüştürülür.
4/Fatma OYTUN: Yeni eğitim sisteminde nelerin olduğunu veya nelerin yapılacağını öğrenmek isterdim. Bu konuda nasıl tesbitleriniz vardır? Biz dernek olarak çok çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Engellilerin yetiştirilmesinde ve eğitilmesinde istihdam edilebilecek elemanlar yetiştirmeye gayret ediyoruz. 330 saatlik kurslar düzenledik. 124 saat de eğiticilik kursları verdik. Çünkü bu alanda yeterli sayıda yetişmiş eleman yok. Ancak bakanlık bizim yetiştirdiğimiz elemanları yeniden eğitmek istedi. Sizlerden sendikacılar olarak bu konularda bizlere yardımcı olmanızı istiyoruz.
5/Ferhat ÇAKIR: Ben Anadolu Lisesi mezunuyum. 28 Şubat’ın en son Anadolu Lisesi mezunlarındanım. Bizim okula başladığımız dönemde liselerin bünyesinde ortaokullar da bulunmaktaydı. Yani küçük yaştaki öğrencilere ağabeylik yapacak büyük öğrenciler mevcuttu. Bu bence daha iyi idi. Bir de zorunlu din derslerinin olmasını faydalı bulduğunuzu söylediniz. Eğer ülkemizde bir teoloji fakültesi olsa ve burada her türlü din öğretiliyor olsa, dediklerinize katılırdım. Oysa durum böyle değildir. İlahiyat fakülteleri belirli bir dinin eğitimini veriyor ve o dinin dersleri veriliyor. Tıpkı medreseler gibi… Bu okuldan yetişen öğrencilerin ülkemiz şartlarındaki herkesi kucaklayan ve istenilen derecede din eğitimi verebilmeleri mümkün değildir. Üniversite sisteminde bir yanlışlık var. Öğrencilerin çoğunluğu Tıp Fakültesine gitmek istiyor. Elbette tıp öğrenimi çok önemlidir ve tıp önemli bir bölümdür. Ama herkesin bu okullara gitmeye çalışması doğru değildir. Bu ne zaman son bulacaktır? Eğitim sisteminin sürekli değişiyor olmasına bir son verilmelidir. Çünkü sık sık değişmesi sıkıntı doğurmaktadır.
6/Rıza BOZDAĞ: Ben Ferhat beyin söylediklerine katılmadığımı belirtmek istiyorum. Ben ilahiyat fakültesi mezunu bir öğretmenim. Biz ilahiyat fakültesinde öğrenci iken Mezhepler Tarihi diye bir dersimiz vardı ve biz bu derste İslâmla alakası kalmamış onlarca fırkanın inanç sistemlerini madde medde ezberledik. Hocamıza bunları niçin okuduğumuzu, bu fırkaların İslâmla alakalarının kalamamış olduğunu söylediğimde, bu okulun ilahiyat fakültesi olduğunu ve bu okulda okutulacak derslerin, ders veren hocaların ve ders alan öğrencilerin Müslüman olma zorunluluğunun bulunmadığını söyledi. Yani Ferhat beyin içi rahat olsun, bu okulların adı ilahiyattır ama anlamı tanrı bilimidir. Yani bu okullar birer teoloji fakülteleridir. Bizim son sınıfta okuduğuz derslerden dört tanesi felsefe dersi idi. Çok sayıda İslâmî ders görmedik. Medrese eğitimi de almadık. Keşke alsaydık. Keşke aldığımız dersler İslâmî dersler olsaydı. Ayrıca lise ve ortaokul öğrencilerinin aynı binalarda okutulması da faydadan çok zarar verir. Çünkü küçük yaştaki çocuklar büyüklerinden bazı ahlâksızlıkları da öğrenebiliyor. Meselâ ilkokul öğrencilerinin kullandığı tuvaletlerin kapılarının arkasında hiçbir şey yokken, lise öğrencilerinin kullandığı tuvaletlerin kapılarında boş yer yoktur. Buna benzer sebeplerden dolayı ayrı binalarda eğitim görmeleri daha faydalı olur.
7/Osman İKİNCİ : Yeni eğitim sisteminin ülkemize hayırlı olmasını dilerim. Konuşmanızda katıldığım yerler olduğu gibi katılmadığım hususlar da vardır. Özellikle bakanlığımızın yeni eğitimi sistemine hazır olmadan giriştiğine ben de katılıyorum. Eğitim sistemi değişikliğe uğramış ama bir medeniyeti işlemiyorsa amaçsız, vizyonsuz ve misyonsuz olur. Böylece başkalarının eğitim sistemini taklit etmeye başlanır. Bizim de yıllardan beri yaptığımız budur. Hep batı taklit edilmiştir. Ayrıca şu anki eğitim sisteminde öğretmen sıkıntısı da vardır.
8/Rabia BANDIRMA: 4+4+4 eğitim sistemine gidilirken hep İHL’ler üzerinden gidildi. Bu durum bir İHL mezunu olarak beni rahatsız etti. 28 Şubatçılar nasıl ki İHL’leri dışlamışsa biz de İHL’li olmayanları dışlamayalım. Açık öğretimin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu anlattınız. Oysa ben aynı zamanda bir açık öğretim öğrencisi olarak orada nasıl bir eğitim verilmediğini, daha doğrusu hiçbir eğitimin verilmediğini çok iyi biliyorum. Bu yüzden açık öğretimin ilkokullara kadar yaygınlaştırılmasını yanlış buluyorum.
Değerlendirme:
1. İletişim
Sivil toplum ile
30 STÖ ile telefonla görüştüm ve maille davet metnini gönderdim. 11 STÖ bu çağrıya olumlu cevap verdi ve toplantımıza katıldı. Ancak 19 STÖ temsilcisi katılmadı.
Değerlendirenler:
Ahmet TAŞ KAYSERİ kMM hamalı