YER: Adıyaman Belediyesi Meclis Salonu
TARİH: 12.02.2011
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Anadolu Engelliler Derneği (Abidin Harputluoğlu – Başkan)
2 / Gap Görmeyenler Derneği (Mahmut Göktaş – Üye)
3 / Gökkuşağı Derneği (Süleyman Ay – Üye)
4 / Kamer (Zeliha Toprak- Başkan)
5 / İmam Hüseyin Kültür Derneği (Yılmaz Korkmaz – Üye)
6 / İnsani Yardımlaşma Derneği (Osman Koçak-Üye)
7 / Zihinsel Engelli Ailesi Derneği (Zeynal Alagöz -Başkan)
8 / Arı Yetiştiricileri Birliği Derneği (Mehmet Öztürk)
9 / Adıyaman Tütün Platformu (Abdurrahman Tutdere -Platform Başkanı)
10 / Kav Derneği (Ramazan Gökay -Başkan)
11/ İşsizler Derneği (İsmet Güneş)
12 / Kadın ve Çocuk Hakları Derneği (Şener Güllü – Başkan)
13 / Az-Der (Enver Özpolat)
14 / Anadolu İş Kadınları Derneği (Birsen Günay)
15 / Yüksek Öğrenimler Derneği (Murat Koca)
MESLEK ODALARI
1 / Adıyaman Barosu (M.Nazım Pektaş)
2 / Türk Mühendis Mimarlar Odası (İbrahim Özcan- Şehir Plancısı)
SENDİKALAR
–
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Bekir Uyanık (Kızılay)
2 / Mustafa Işıldak
3 / Doğan Durgun
4 / İsmet Kaya
5 / Abuzer Aslantürk (Esnaf Kefalet Koop Başkanı)
6 / Türkan Ağır (Akalp Kadın Komisyonu)
7 / Serap Coşkuner (Akalp Kadın Komisyonu)
8 / Ali Büyükşahin
9 / Emine Kardeş(Kahta Kent Konseyi Kadın Komisyonu Başkanı)
GOZLEMCİLER
–
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
–
BELEDİYE BAŞKANLARI
–
MESAJ YOLLAYANLAR
–
DİĞER KATILIMCILAR
–
MEDYA
1 / Asu TV (Yunus Emre Doğan, Deniz Çolak)
2 / Mercan TV (Özer Karakuş, İsmail Alkan)
MODERATÖR
Markar Esayan, Taraf Gazetesi yazarı
KONULAR
GENEL KONU: Siyasette ve Toplumda Uslup
KONUŞULANLAR
1 / Markar Esayan: Siyasetin en büyük eksikliklerinden biri siyasetin tepeden halka dayatılmasıdır.Küçük millet meclisi hemen hemen her ilde toplanmaktadır.Bana göre çok önemli bir toplantıdır,fakat bu toplantıların yeterince önemsenmediğini düşünüyorum. Konumuz olan üslup tartışmasına gelince siyasetçilerin bu şekilde sert bir üslup kullanmaları onların adab-ı muaşeret kurallarını bilmediklerinden kaynaklanmıyor. Bunun tamamen stratejik olduğunu düşünüyorum. Fakat halk bu üslubu hiçbir şekilde onaylamıyor.
2 / Murat Koca: Gerek toplum olsun gerekse siyasette üslup çok fazla değişti.Özellikle siyaset liderlerinin üslupları çok fazla sertleşti.Bu üslup insanları olumsuz yönde etkiliyor.Özellikle medya aracılığı ile liderler öyle ağır hakaretler içeren sözler sarfediyor ki inanın çocukları ın yanında ben utanıp kanal değiştirmek zorunda kalıyorum.Çocuklar, bağırıp çağırmanın,hakaret etmenin normal şeyler olduğunu zannediyor ve aynı hareketleri kardeşine ,arkadaşına hatta anne ve babasına yapmaya kalkışıyor.Özellikle Televizyon hepimizi o kadar çok geriyor ki açtığımız her kanalda şiddet,silah,kan,kavga,ölüm,yaralanma haber programlarının dışında dizilerde,belgesellerde,normal programlarda,kadın programlarında,spor programlarında hatta çizgi filmlerde bile var.40 yıllık hayat arkadaşı olan karı koca en ufak bir sebepten birbirlerinin katili oluyorlar.Bütün bu nedenlerden dolayı;
3 / Mustafa Işıldak: Siyasetçilerin argolu konuşmaları seçmeni nasıl etkiliyor diye düşünmek gerekiyor. Mevlana ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin sözlerini ara sıra hatırlamamızda fayda var.
4 / Abdurrahman Tutdere: Siyaset politikaya yön veren bir çizgidir.Bu çizgiyi en iyi bilenler çizmelidir.Politika;insanın yaşamını sürdürürken refah payından pay almak için yapılan bir uğraştır.Bu siyasi çizgiyi iyi yönetemeyenler insanı hiçbir zaman ileri medeniyetler seviyesine taşıyamazlar.Bizler her seçim döneminde her şey daha iyi olacak ümidiyle oylarımızı kullanırız.Ama aslında kime niçin oy verdiğimizi bile bilmeyiz.Bizler iyi olur inşallah diye diye hiçbir şeyin değişmediğini göre göre yaşlandık.
5 / Doğan Durgun: Üslup üslupsuzluktan gelme bir şeydir. Son otuz yıldır siyasetçilerin kullandığı üslup evrensel değerlerle uyuşmamaktadır.
6 / Yılmaz Korkmaz: İletişimde en önemli unsur dildir.Dildeki en önemli eksikliği ise okuma eksikliğidir.Dilde sorun varsa anlaşmakta zorlaşıyor.Buda üslupta sertleşmeye neden oluyor.
Üsluptaki bu sertleşme bir yandan da medyaya malzeme çıkarıyor.Medyanın pohpohlaması da üslubu etkiliyor.
7 / İsmet Kaya: Siyaset liderlerinin bu sert üslupları yeni yetişen gençlerimize kötü örnek oluyor.Aslında sadece siyasetçilerin buna sebep gösteremeyiz.Bu ülkede Recep İvedik gibi filmler 3,5milyon seyirci buluyorsa bunda sadece siyasetçilerin tutumlarının dışındaki konuları da irdelememiz gerekir diye düşünüyorum.Bir eğitimci olarak eğitiminde bu konuda çok önemli bir etken .Özellikle 2005ten bu yana yapılandırıcı bir eğitim veriyoruz.Eskiye oranla gençler şimdi daha fazla kitap okuyorlar,bu da daha iyi bir iletişim için çok önemli.Her zaman olduğu gibi eğitim şart.
8 / Süleyman Ay: Siyasette üslup neden bu kadar sertleşti diyeceğimize bu üslubu nasıl değiştirebiliriz diye düşünmek ve çözüm üretmemiz gerekir.Bunun en büyük çözümü ise ilkokuldan başlayan eğitimdir. Aslında çok iyi konuşan insanlar nedense meclis sıralarında çok fazla kabalaşıyorlar.Belki daha sonra kendilerini izleseler eminim ki onlarda bu şekildeki konuşmalarını tasvip etmeyeceklerdir.Özellikle seçim zamanlarında üslup daha da sertleşiyor.Daha fazla oy toplama adına yapılıyor bütün bunlar.
9 / Zeynal Alagöz: Bugün medya hayatımıza girdiğinden beri bizi yönetmeye başladı.Yeri geliyor bizi yerin dibine batırıyor yeri geliyor bizi göklere çıkarıyor.Siyasetçilerin konuşmalarında ki bu tutumunda da medyanın çok büyük rolü var.
10 / Bekir Uyanık: Siyasetçilerin doğruları ile bilimsel doğrular uyuşmamaktadır.Siyasetçiler oy toplamak adına kendince doğrular üretiyorlar.
11 / Türkan Ağır: Üslup, bir insanın bir toplumun aynasıdır.İnsanlar birbirlerine saygı duymak zorundalar.Günümüzde her şey çıkar çatışmasına dönmüş.Çıkarlar uğruna üslubumuzda değişti.Tamamen ahlaktan yoksun bir üslup kullanmaya başladık.Eğitim eksikliği de en büyük etkenlerden biri.Aslında siyasetçilerimizin eğitim konusunda bir eksikliklerinin olduğunu düşünmüyorum .Daha öncede dediğim gibi her şeyi menfaat uğruna yapıyorlar. Siyasetçiler toplumu oy deposu olarak gördüklerinden, insanları ne şekilde kendi tarafıma çekebilirim kaygısı ile üsluplarını tamamen bu yönde değiştiriyorlar. Siyasetçilerin tek kaygısı nasıl tek toplum olarak siyasetçilerin bu tutumlarını eleştirmesek böyle davranmaya devam edecekler. Buna bir an önce bir dur demek gerekiyor.
12 / Ali Büyükşahin: Bir siyasetçi kendi düşüncesini, kendi rengini her zaman göstermek zorunda; fakat bunu yaparken argo kelimeler kullanması doğru değildir. Bunun temelinde ailedeki eğitim yatıyor. Ailede verilen eğitim her şeyin başıdır. Dil, bir et parçasıdır. Önemli olan o et parçasıyla karşıdakini üzmemektir. Ona yön veren insandır. Hacı Bektaş-ı Veli’nin dediği gibi “İncinsen de incitme”.
13/ Serap Coşkuner: Kadınların özellikle doğudaki kadının siyasete girememesinin en büyük nedeni ekonomisinin zayıf olmasıdır. Ailesinden çevresinden yeterli desteği bulamaması. Tabi bunlar bir kaç tanesi. Kadının önüne konulan birçok engel var. Bir kadın olarak kadınların siyasette ve mecliste daha aktif ve daha fazla görmek istiyorum. Bunun için bütün partilerin kadın kotasının yüksek olmasını, seçilebileceği bir sıralamada yer almasını istiyorum. Özellikle bütün partilerde sıralamanın ilk üç sıra içine konulmasını ve başvurusunda alınan ücretin alınmamasını istiyorum.
14 / Abuzer Aslantürk: Siyasetçiler güne ve saate göre şekillenen kişilerdir.Böyle davranmalarında ki en önemli etken ise tamamen çıkar meselesi.Siyasete şöyle bir baktığımızda milleti temsil eden kişileri aslında halk seçmiyor.Adı halk seçiyor fakat üstlerin kararına göre seçimler şekilleniyor.Toplumu ilgilendiren böyle önemli bir konuda halka diretilmesi tamamen yanlış bir tutum.
15/ Zeliha Toprak: Herkesin kendi üslubu ile ilgili özenli davranması gerektiğini düşünüyoruz. Aslında siyasetçiler birbirlerine söylediklerini bir diğerinin seçmenine söylediğini unutmamalı. Çünkü her siyasetçi halkın vekili olarak konuşmaktadır. Siyasetçiler halk için orda olduklarını unutmamalı, halkın temsilcileri olduklarını unutmamalı, üsluplarını da ona göre yumuşatmalı demek istiyorum. Türkiye’de siyaset karşılıklı yıpratmaya dayalı olarak yapılıyor. Bu nedenle de siyasetçiler hiç ummadığınız anda esip gürleyebiliyor. Sorunlu siyaset yapma biçimi terk edilmedikçe bu sorun devam edip gidecektir. Ama yine de bu zamanlarda dengeyi sağlayabilmek önemlidir. Bunu da yapmak iyi bir eğitim ve tecrübe gerektirir. En fazla da şiddet ve toplumsal cinsiyet konusunda farkındalık gerektirir.
16 / Abdurrahman Tutdere: Bizim en büyük özrümüz seçim zamanlarında kime niçin oy verdiğimizi bilmemek. Oyumuzu kullanırken eş dost hesabı yapmamızdır. Daha sonra bu seçtiklerimiz meclis sıralarında olur olmaz bir dille konuşurken, vay efendim nasıl böyle konuşurlar,bu nasıl bir üslup diye söyleniriz. Böyle konuşmaları duymak istemiyorsak oyumuzu kullanırken bilinçli davranmalıyız.
17 / Murat Koca: Üslup konusunda 4 çözüm önerim var. Televizyon izlememek. Müzik dinlememek. Gazete okumamak. Spor müsabakalarına gitmemek. Bu 4 şık hayatımızda çok önemli rol oynuyor. Bunun yanında hayatımızda bir çok şeyi de değiştirdi. Çocuklarımla beraber oturup televizyon izleyemiyoruz. Hangi kanalı açsak ağır bir üslupla karşılaşıyoruz. Bunları dinlemek zorunda değiliz. Bir yerde buna bir dur demek gerekiyor.
18 / Bekir Uyanık: Dünyaya şöyle bir baktığımızda ,gelişmiş ülkelerde siyaset bu kadar ön planda değil.çünkü bir ülkenin gelişmişliği sadece siyasetle olmuyor. Siyaset elbette ki lazım fakat siyasetten önce ülkenin diğer ihtiyaçlarına da bakmak gerekiyor. Sadece siyaset yapmakla insanları mutlu edemezsiniz. Asıl önemli olan insanların temel ihtiyaçlarını karşılamaktır.
19/ İsmet Kaya: Siyasetçiler bu sert üsluplarıyla oy toplayabileceklerini düşünüyorlar. Bir birlerine laf atıp tutmakla, hakaret etmekle oy toplayamazlar. Bunun farkında olsalar eminim ki onlarda böyle davranmayacaklardır.
YEREL KONU
20 / Zeliha Toprak: Siyasetin içinde daha çok kadın katılımcının olması üsluptaki bu sert tutumu da eminim ki yumuşatacaktır. Değişim, dönüşüm sağlamak demokratikleşmek için kadınların siyasete daha fazla katılmaları gerekmektedir. Bizler Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin 23 ilinde kadının insan hakları konusunda çalışan farklı özelliklere sahip kadınlarız. Bizi buluşturan şey bütün farklılıklarımıza rağmen kadın olmaktan kaynaklanan sorunlarımızın aynı olması. En büyük sıkıntımız özellikle yetki ve sorumluluk sahibi insanların cinsiyet eşitliği konusundaki geleneksel zihniyetleridir. Biz kadın ve erkeklerin hak ve fırsatlar anlamında eşit olduğunu savunmaktayız. Ama kadın ve erkeklerin fiziksel anlamda eşit olduğunu hiçbir zaman savunmadık. Kadınlar güçlenmeden eşitlik hedefine ulaşılamayacağını biliyoruz. Şiddetin panzehirinin güç olduğuna inanıyoruz. Bizim güçten kastımız kaba kuvvet, silah ya da tek başına para değil. Biz güç derken bilgiden, beceriden, ekonomik özgürlükten bahsediyoruz. Yüzyıllardır eğitim, seyahat, çalışma hakkımız gasp edildi. Güçsüzleştik. Biz güçsüzleştikçe şiddet arttı. Böyle olunca da özgüvenimizi kaybettik. Fakat şu unutulmamalıdır; biz güçlenmeden ne aile ne de toplum güçlenecektir. Kadınlar dil’den kaynaklanan iletişimsizlik nedeniyle haklarından habersiz kalıyorlar, birçok kamu hizmetine erişemiyorlar. Anadil konusu bir talep değil bir insan hakkıdır. Kadınların sorunlarının ve bu sorunlara yönelik çözümlerin tarif edilmediği bir demokratik açılım sürecinin başarılı olabilmesinin mümkün olmadığını düşünmekteyiz.
Kadınların siyasete gerçek anlamda dahil olması, etkinleşmesi bütün bu sorunları gidermede süreci hızlandıracaktır bence.
21/ Türkan Ağır: Adıyaman’da kadınların siyasette fazla bir yeri yok. Çünkü ailede erkek ne derse kadın ona uymak zorundaymış gibi bir ön yargı hakim. Kadınlar farklı düşünseler bile düşüncelerini özgürce ifade edemiyorlar. Kadınlar sadece siyasette değil toplumun her kademesinde geri kalmış bir durumda, aile de yetişme şekillerine göre daima 2.planda tutuluyor. Siyasi arenada da erkekler kadınların katılımına sadece değişik renk olarak görüyorlar. Halbuki atalarımız ne demiş: yuvayı dişi kuş yapar. Kadınları sadece bir renk olarak değil onları bir yapı taşı olarak görmek gerekiyor.
22 / Birsen Günay: Güneydoğu bölgesi olarak eğitim yönünden çok geri kalmış bir durumdayız. Özellikle kırsal kesimdeki kadınlarımızın çoğunu okuma yazması yok. Hal böyle olunca değil kadının siyasete girmesi ,kendini ifade etmesi bile çok güçleşiyor. Eğitimsiz insanın kendine güveni her zaman eksiktir ,eğitimsiz insan cesaretsizdir. Öncellikle bu konuyu halletmeliyiz ki daha sonra kadını siyasette görebilelim. Ama şu da hiçbir zaman unutulmamalıdır ki kadın isterse her şeyi başarır.
23 / Serap Coşkuner: Bakın meclise kadın ile ilgili bir komisyon kuruluyor. Komisyon başkanı erkek. Komisyonun yarıdan fazlası erkek. Böyle bir komisyonun sizce kadının sorunlarının ne kadarına anlaya bilecek. Bugüne kadar hep şunu gözlemledim. Bunlardan biri, nedense erkek seçmen bir kadın adaya oy verirken bunu bir lutuf olarak görüyor. Ben de bir kadın seçmen olarak erkek adaya oy kulanıyorum ama bunu bir lutuf olarak görmüyorum. İkincisi ise şu, kadın aday için ilk sorulan soru şu, kadın aday gerçekten bilgili mi, verimli olabilecek mi yeterli birikimi ve becerisi var mı? Tabi bunlar sorulacak ama bir erkek aday için ilk akla gelen bu olmuyor.
24/ Süleyman Ay: Toplumum yarısı kadın olduğu halde, kadın hak ettiği yerde değil. Bu biraz özgüven meselesi kadınlar kendilerine inanır ve güvenirlerse her zaman başarılı olabilirler.
25 / Yılmaz Korkmaz: Kadınların siyasette samimi olmadıklarını düşünüyorum. Nedense çok iyi konuşan, hakkını çok iyi savunan kadınlar meclis sıralarına gelince sus pus oluyorlar. Ayrıca kadın hakkı diye bir şey söylenip duruluyor, zaten kadında insan değil mi neden insan hakkı değil de kadın hakkı? Zaten bu doğal bir haktır. Ayrıcalık gerektirmez. Arkadaşlar hep eğitimsizlikten bahsettiler, çok doğru eğitim çok önemli. Ama şunu da unutmamak gerekiyor ki en çok boşanmalarda okumuş insanlar arasında daha fazla. Özgürlük hiçbir zaman başıboşluk değildir.
26 / Murat Koca: Günümüzde kadının adı var fakat yeri yok. Geleceğimiz olan çocuklarımızı kadınlarımız eğitmiyor mu? Madem geleceğimizi kadınlara emanet ediyoruz peki neden Türkiye’nin geleceğini kadınlarımıza emanet etmeyelim? Bir erkek olarak daima kadınları destekliyorum. Erkek daima kadınları desteklemeli ve her konuda ona yardımcı olmalıdır.
27 / Zeynal Alagöz: Kadınların ,erkeğin dediği kişiye oy vermek zorunda kalıyor sözüne katılmıyorum. Artık kadınlar eskisi gibi bilinçsiz değil. Özellikle medyanın takipçileri çok bilinçli davranıyorlar. Medya kadınları çok güzel eğitiyor.
28 / Ali Büyükşahin: Allah bütün insanları eşit yaratmıştır. Bedensek olarak erkekler biraz daha güçlüdür; fakat hak ve yaşam konusunda kadın ve erkek eşittir. Hz. Muhammet kadınlara çok değer verirdi. Bunları örnek almalıyız. Günümüzde kadına hak ettiği değeri vermiyoruz. Kadına işkence ediyoruz, onu aşağılıyoruz neden niçin? Bizi doğuranda bizi yetiştiren de bir kadın değil mi? Peki neden onlara böyle davranıyoruz, özümüze ihanet ediyoruz.
29/ M.Nazım Pektaş: Kadın zarafeti ve nezaketi ile siyasete katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum. Öncellikle erkeklere kadının da bir insan olduğunu hatırlatmamız gerek. Kadınlarında birer fert olduklarını ve haklarının olduğunu anlatmamız gerekiyor. Zaten doğal olan da bu değil mi? İşi temelden düzeltmemiz gerekiyor. Bütün erkeklerde sanki hakkı erkek veriyor gibi bir kanı var. Meclis bile kadınlar hakkında bir çalışma yaparken bunu erkekler ile toplanıp yapıyor. Bu çok yanlış bir tutum, kadınlarla ilgili sorunları kadınlarla görüşmek daha uygun olur. Çünkü kadını kadın daha iyi anlar.
30 / Serap Coşkuner: Her başarılı bir erkeğin arkasında ,daima bir kadın vardır diye klasik bir cümle kullanacağım ;fakat bu gerçekten doğru bir söz. Kadının emeği asla yadırganamaz. Kadının ekonomik özgürlüğü olmadığından her hangi bir hak iddia edemiyor. Ekonomik özgürlük bir kadın için çok önemli.
ÖNERİLER
–
ORTAK SONUÇ
–
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
–
MİLLETVEKİLLERİ İLE
–
MEDYA İLE
–
KATILIMCILARLA
–
SONUÇLAR
–
DEĞERLENDİREN KİŞİ
İl Girişimcisi Şenel ŞARALDI ve çalışmaya gönüllü olarak destek veren Rüveyda Tüysüz tarafından hazırlanmıştır.