Yer: Öğretmenevi Toplantı Salonu
Tarih : 10/10/2009
Yerel Katılım:
1- Sakatlar Derneği (Ali Haydar Koyun)
2- TMMOB (Aziz Humartaş)
3- Meşale Der. (Kazım Kayan)
4- Muhtarlar Derneği (Mehmet Dönmez)
5- İHD (Tahsin Peker)
6- İnşaat Mühendisleri Odası (Vehbi Aluçlu)
7- Hukukçular Derneği (Necati Karabay)
8- Uluslar arası Af Örgütü (Ferman Salmış)
9- Ticaret Sanayi Odası (H.Hüseyin Erkoç)
10- Türkiye Yazarlar Birliği (Adil Akkoyunlu)
11- Mazlum Der Malatya Şubesi (Sinan ORAL)
12- Toplum Gönüllüleri Birliği Derneği (Mehmet Doğan)
13- Bilsam -Bilgi Yolu Eğitim Kültür Derneği (Prof.Dr.İbrahim Gezer)
14- TOG -Toplum Gönüllüleri (Mehmet Balin)
15- Eğitim Sen (Cengiz Karabay)
16- Tüketici Eğitim ve Koruma Derneği (Ali Düzova)
17- Kadın Girşimcileri Derneği (Nesrin Yıldırım)
18- TÜRK-İŞ (Dündar Kurt)
19- İslami Dayanışma Vakfı (Tahir İnce)
20- Beydağı Yamaçları Kor.Der. (M.Sait Aytekin)
21- MASTÖB-Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği (Mahmut Ali Kaşifoğlu)
Diğer Katılımcılar:
1- Mazlum Der Genel Merkez (Ahmet Faruk Ünsal)
2- Meşale Der (Salih Büker)
3- Meşale Der (Ömer Faruk Aksunak)
4- Meşale Der (Mahmut Aral)
5- Bilsam (B.Temel Aşıcı)
6- Mazlum Der (Nihal İlimen)
7- Avukat (Yusuf Tan)
8- Mazlum Der (Mustafa Akıncı)
9- Mazlum Der (Hüseyin Sarıgül)
10- TOG (Ersoy Erdoğan)
11- TOG (Gül Demet Sağlık)
12- TOG (Ebru Köçer)
13- Avukat (Nurettin Sert)
14- Abdulkadir Zeytinoğlu
15- Bahoz Şavata
16- Bülent Tüfekçi
Milletvekilleri: M.Mücahit Fındıklı AKP
Mazeret bildiren vekiller:
Öznur Çalık
Belediye Başkanları: Katılan olmadı.
Kolaylaştırıcı (Moderatör): Altan Tan Araştırmacı Yazar
Medya:
1- İHA
2- AA
3- Er TV
4- Güneş TV
5- TVM
6- Kanal Malatya
7- Ufuk TV
Konular: (Gündem)
Yerel Konu: Demokratik açılımın yerele yansımaları ve yerel algısı
Genel Konu: Demokratik açılım
Sivil Anayasa
(Tüm maddeler Demokratik Açılım başlığı altında tartışıldı.)
Genel Konu
1- Altan Tan (Moderatör): Malatya, Türkiye’deki bütün farklılıkları içerisinde bulunduran bir şehir. Etnik olarak, sanayisiyle Malatya küçük bir Türkiye konumunda. Malatya, sosyolojik gözle bakılırsa çok önemli bir laboratuar. Bu manada bu çeşitlilik ile demokratik açılımı arkadaşlarımızla birlikte değerlendireceğiz. dedi.
2- Ahmet Faruk Ünsal (Mazlum Der Başkan): Sivil Anayasa için bir kurucu meclis oluşturulmalıdır ve bu meclis Anayasayı yapmalıdır. Türkiye’deki bütün farklılıkları adil bir şekilde temsil edecek çeşitlilik oluşturulmalıdır.Sivil anayasanın yapım süreci uzun,fakat kültürel haklar,eğitim vs. yeniden düzenlenmelidir.Adı demokratik açılım olacaksa kimlik sorununun çok iyi çözülmesi gerekiyor.Genel affın mutlaka yapılması gerekir.Bir etnik grup ya da kesim kendini nasıl tanımlıyorsa öyle kabul edilmelidir ve devlette buna saygı göstermelidir.Bunların yanı sıra atılması gereken bazı sembolik adımlar da var.Örneğin taş atan çocukların affedilmesi gibi. Umarım hükümet statükonun direnişiyle geri adım atmaz.
3- Necati Karabay (Hukukçular Derneği Başkanı): Açılıma demokratik açılım denmesi daha kapsamlı olacaktır. Türkiye’de öncelikle bir yargı problemi vardır. Demokratik haklar en geniş manada düşünülüyorsa öncelikle yargı reformu ve anayasa değişikliği yapılmalıdır.
4- İbrahim Göçmen: Türkiye şimdiye kadar iyi yönetilmedi. Hep darbelerle yönetilmişiz, darbeler ve korkulu rüyalarla yaşamışız, dikta anayasalarla yönetilmişiz.Siyasetin kirliliğinin temel nedeni bu anayasadır.Bu ülke susturulmuş ve sindirilmiştir.Bu nedenle de bu açılımın mutlaka yapılması gerekir.Toplumun tüm katmanlarının bu açılımın içinde olması gerekir.Türkiye’de demokrasi adına tüm desteğimizi sunuyoruz.Ancak,AKP bu konuda ne kadar samimidir,ne kadarını gerçekleştirecektir bu kafamızda soru işareti?İlk çıkışları ile bugünkü bakış arasında farklılıklar olduğunu görüyoruz.Demokratik açılımın ilk adımı “Kürt Sorunu”nun çözümüdür.Türkiye mutlaka bir barış zeminine oturtulmalıdır.
5- Asım Demirkök: Açılımın karşıt anlamı “dar”dır. Devlet ne zaman hakları genişletmişse,devlet egemenliği daralmıştır.Bu acıların son bulması,farklılıkları yok eden ve tek tipleştirilen anlayışın önlenebilmesi için devletin egemenlik sınırlarının daraltılması,halk egemenliğinin genişletilmesi gerekir.Halktan güç alan bir parlamento,egemenliğini tam anlamıyla kullanamıyor.Sivil toplum kuruluşlarına,meslek odalarına düşen önemli görev var,artık korkusuzca isteklerini dile getirmelidir.Dilimi özgürce kullanmalıyım,Aleviyi devlet tarif etmemeli, kimlilikleri devlet tarif etmemeli,toplumsal uzlaşma ile farklılıklar anayasada yer almalıdır.Bu toplumun kendini dışlanmış hisseden halk kesiminin tüm yapılarının kendini anayasada görmesi gerekir.Kurucu meclis değil de,herkes,her parti,her stk kendi anayasasını hazırlamalı ve herkesin konuşması gerekir.Bu sorunu korkusuzca konuşmak bile çok önemli. Bu tartışma ortamının sağlanmış olması, çözüme giden yolda iyi bir adımdır, bunu takdir ediyorum.
6- Aziz Humartaş (TMMOB): Kürt meselesi, ülke olarak bizi çok zorlayan bir konu. Hükümetin bu konudaki ısrarı takdir edilmelidir.Sivil toplum kuruluşları olarak,başbakanın söylemlerinin önemli ve doğru olduğunu düşünüyoruz,ancak ismi konusunda hala karmaşa var.Başbakan’a ne oldu da bir sabah kalktı ve bu sorunu çözmeye kalkıştı.Türkiye’nin jeopolitik konumu gereği,enerji ile ilgili sorunlar var ve bu sorunların giderilmesi gerekir.PKK’yı Kürt’lerin hakları ile özdeşleştirmek istemiyorum.Türkiye’nin kendi vatandaşlarına dönmesi önemlidir.muhalefetin tavrını benimsemiyorum.Taraflardan biri DTP dir.DTP nin masaya oturmaması ve sürekli olarak İmralı’yı işaret etmesi tıkanmanın nedenlerindendir.
7- Sinan Oral (Mazlum Der Şube Başkanı): Gelinen aşamada, sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınacaktır. Herkesin görüp de dillendiremediği bir problem var.Acaba bu sistemden mi kaynaklanıyor?Türkiye’de yaşayan tüm kesimlerin kendini nasıl tanımladıkları önemlidir.Halkı tanımadan kurulan bir devlet anlayışı var.Bu sistem,halkın önemli kesiminin temsil edilmediği bir sistem.Açılım denince sadece “Kürt açılımı” olarak algılamak sorunları çok sınırlamak demektir. Bu ülkede farklı kimliklerin ve kesimlerin de sorunları var. Demokratikleşme tüm sorunların çözümünü öngörmelidir.
8- Mehmet Balin (TOG): Demokratik açılımı sadece “ Kürt Açılımı” olarak sınırlamamak gerek. Ülkemizde yaşadığımız korkular sorunun şimdiye kadar çözemem önündeki en büyük engel oldu. “Bölünürüz” korkusunu aşmamız gerek. TRT 6 açılımında bölünmedik.Güneydoğu’da bir araştırma yapılsa eminim ki halkın yüzde seksen i ayrılmak istemez.Hükümeti bu konuda yalnız bırakmamalıyız.Ülkenin gelişmesi sivil toplum kuruluşlarının gücüne bağlıdır.Geçen hafta Lice’de öldürülen kız çocuğuna neden sahip çıkılmadı?Bu tezatlıkların giderilmesi gerekir ki güven duyulsun.Türkiye Cumhuriyeti’nin Abdullah Öcalan ile görüşmesi mümkün değildir,olmamalıdır da.Sadece Kürt sorununun çözülmesi ile Türkiye’ye demokrasi gelmeyecek.Diğer dezavantajlı grupların da sorunları çözülmelidir.”
9- Tahsin Peker (İHD): AKP’nin ilk çıkışı bizi heyecanlandırdı. Seksen yıldır Kürt’lere uygulanan bir asimilasyon politikası var.1913’te imzalanan bir antlaşmada Orta doğuda ve dünyada Kürtlerin bir devlet olamaması konusu tartışılıyor.Kendi aralarında eğer Kürtleri dört parçaya bölersek onları daha iyi yönetiriz anlayışı vardı.Çatışmalı dönemde üç yüz altmış tane 2-12 yaş arasında çocuk ölmüş.Hani kardeşlik,nerde demokrasi?Medya da yazmıyor bunları,belli tekellerin güdümünde.AKP’nin açılımını İHD olarak destekliyoruz.Şimdi baktığımızda heyecanımızı kaybettik.Bu manevra niye yapıldı?Barış ortamına,demokrasi ortamına ihtiyaç yok da sistemin kendini yenilemesine ihtiyaç var gibi görünüyor.Tüm sorunların anası Kürt sorunudur.Kürtler hak talep etmiş ve bunlar sürekli olarak bastırılmış.Bu sorunu doğuranlar Ankara,Bağdat,Şam,Tahran.İngiltere ve ABD’dir ve bu sorunu da bunlar çözmelidir.Sorunun nasıl çözüleceği hala belli değil.Edirne’deki bir Türk kardeşimin çocuğu hangi haklara sahipse,bir Kürt kardeşiminki de aynı haklara sahip olmalıdır.”
10- Tahir İnce (İslami Dayanışma Vakfı): Atılan adım önemlidir. Çözülmesi gerekir ama ne yapılmalı,neler değişmelinin somut karşılığı yok,somut bir proje yok.Muhataplarının da zihinlerinde somut önerileri yok.Beklentilerin açıkça ifade edilmesi gerekir.Kürtler ne istiyor,aleviler ne istiyor,Müslümanlar ne istiyor bunları dillendirmek gerekir.”
11- Kazım Kayan (Meşale Der): Sorunu sadece Kürtler üzerinde tartışırsak, aynı Kürt’ün hem alevi kimliği var,hem sunni kimliği,hem de yezidi kimliği var.Sadece etnik kimliğin çözümü yetmez.Bu taleplerin hepsinin karşılığını bulacak bir çözüm gerekir.Kürt meselesinin de içinde olduğu demokratik bir çözüm olmalıdır.
12- Temel Aşıcı (Bilsam): Türkiye birçok sorunla karşı karşıya geldi. Siyasetin gücü,onu çevreleyen güçlerle sınırlı.Demokratik açılımın tarafı siyasi iktidar ve DTP dir.İcranın başındakiler ve DTP her istediğini söyleye biliyor mu? “Hayır” bunları çevreleyen güçler var. Meclis DTP nin arkasında durmalı,icranın arkasında da “halk” durmalı.
13- Yıldırım (Kadın Girişimcileri Derneği): Hükümetin samimi olduğunu düşünmek istiyorum ancak samimi bulmuyorum. Türkiye’de şu anda işsizlik sorununun kapatılması adına bunlar konuşuluyor olabilir. Yine enerji politikaları nedeniyle de bu konu gündemde. Devletin dini olmamalı,din vatandaşlarındır.Ülkenin diğer tarafı çok mu refah içinde?Tüm kesimleri kapsayan bir açılıma ihtiyaç var.Halkın içinde insanların birbiriyle sorunu yok. DTP de soruna yaklaşımda samimi değil ve sorunun çözümünü istemiyor. Bir milletvekili bir şehre hükmedemez. Ancak bunu gördük,halkın iradesi esas alınmalıdır.
14- M.Sait Aytekin (Beydağı Yamaçları Kor.Der.): Burada niyet okuyuculuğu yapmayalım.Kimin samimi olup olmadığını bilmeyiz ve buna takılamayız.Yıllarca şovenist duygularla büyütülen bir anlayış vardı.Ben de “demokratik açılım” diyorum.Onu bunu muhatap almam anlayışı olmamalıdır.Kürtler adına mücadele veren kimlerdi?Nasıl muhatap almayız bunları?Kim ne adına mücadele ediyorsa –ister “terörist” deyin- muhatap almalısınız.Millet meclisi bu ülkenin onurudur.Sorun da burada çözülecektir.Devlete karşı işlenen suçlar için siyasi bir genel affın çıkarılması gerekir.
15- H.Hüseyin Erkoç (Ticaret Sanayi Odası Başkanı): Bu ülkede demokrasi her zaman,her dönem lazım.Bu açılım tüm Türkiye’de yaşayan vatandaşları kapsayacak biçimde olmalıdır.Demokrasi herkese lazım ve sağlıklı bir demokrasi sağlanmalı.Düşünce özgürlüğü,örgütlenme özgürlüğü vs. konularında herkes hazır.Bu açılım ülkenin önünü açacaktır.Otuz yıldır bu ülkenin kaynakları boş yere tüketilmiştir.Bu yapılmasaydı belki ülke şimdi başka bir yerde olabilirdi.Demokratik açılım toplumun tüm kesimlerini kapsamalıdır.
16- Bilsam Genel Merkez Yöneticisi: Bürokratik oligarşinin yoğun yaşandığı bir ülkede iktidarın sivil anayasa yapması o kadar da kolay değil. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün açıklamalarında ip uçlarını görebiliriz.İktidarın “biz bunu çözeceğiz” demesi resmi ideolojinin gereğidir. “Bizim insanımız demokratik yaşama hakkına sahiptir” sözünün sonucudur.Ortaya sunulmuş bir proje henüz yok.Bu mesele insan hakları meselesidir.Soruna insan hakları açısından bakıldığında mesele çözülür.Toplum olarak hep “mış” gibi yapıyoruz.Yapmak iradesini net olarak ortaya koyabiliyor mu?İktidar zor bir işe soyundu.
17- Ersoy Erdoğan (TOG): Sürekli isim değişikliği samimiyetsizliğin göstergesi.,muhatap konusunda da samimiyetsizliğin göstergesi.Halk olarak bir sorun yaşamıyoruz.Bazı siyasi partilerin karşı çıkmasının nedeni,politik kaygılardır.Kendi çıkarımızdan çok başkalarını da anlamamız gerekir.Lice de vurulan kız çocuğu için içişleri bakanının hala bir açıklama yapmaması düşündürücü.
18- Ebru Köçer (TOG): Üniversitelerde Kürtçe ders verilmelidir. Batıdan doğuya giden bir öğretmenin orda etkili bir öğretmenlik yapabilmesi için Kürtçeyi bilmesi ve bu dilde ders verebilmesi gerekir.
19- Cengiz Karabay (Eğitim Sen Şube Başkanı): Demokrasi bu ülkenin tüm insanlarına verilmelidir.Gelinen nokta “milli birlik “noktasıdır.Bu tartışmaları olumlu buluyoruz,ancak kaygılarımız var.Eğitim Sen tüzüğünde “anadilde eğitim hakkı” nedeniyle statüko düğmeye bastı ve kapatılma noktasına geldik.Kişinin anadilinde eğitim almaması büyük bir haksızlıktır.Üniversitelerde kürsü kurulması önemlidir,bir dili ortadan kaldıramazsınız.Sendikaların önünde 4688 yasa önemli bir engeldir.Hükümet bunu önüne aldı mı?Kamu personeli rejimi yasası ne olacak?Demokrasiyi böyle tartışmamız olumlu ana gelinen noktada tereddütlerimiz var.Tüm etnik grupların sorunlarının çözülmesi için sivil toplum kuruluşlarının,sendikaların sürece dahil olması,görüş ve önerilerinin alınması gerekir.Bir sivil anayasa hazırlanmalı,hak ve özgürlükler güvence altına alınmalıdır.
20- Ferman Salmış (Uluslar arası Af Örgütü): Herkesin kendi sorununu önceleyerek demokratikleştirmeye indirgemesi doğru değil. Bülent Arınç “Bu süreç tıkanırsa referanduma gidilir” dedi.Bu sorunu sadece parlamentoda çözmek değil,halkın sürece katılması gerekir.Alevi çalıştayı,Ermeni sorununun çözümü vs. konularında tuşlara basıldı ama Kürt sorunu öne çıktı.Çünkü kanamalı bir süreç.Cemil Çiçek bir trilyon dolar diyor.Türkiye’nin tıkanmış damarlarını açması gerek.Bir sorunu dile getirirken bir diğer sorunu bastırması doğru değil.Bu sorun kiminse muhatapları da onlardır.Hak ve özgürlükleri güvenceye alan bir anayasa yapmak önemli.İktidarın daha cesur olması gerekir.
21- Nihal İlimen (Mazlum Der): Niyet üzerinde çok duruldu. Hükümetin atmış olduğu adımı kendi lehimize çevirebiliriz. Yasaklı ve kendini ifade etmeyen düşünceler ilegaliteye geçer.Sivil Anayasa olmalı.Sivil anayasada neler olacak?Eğer hükümet cesaretsizse biz cesaretlendiririz.Sivil toplum örgütleri kitlesel eylemlerle destekleyebilir,yön de verebilir.Herkesin kendini üvey evlat gibi değil de kendi evi gibi benimsemesi önemlidir.
22- Vehbi Aluçlu (İnşaat mühendisleri Odası): Kürt açılımı isim olarak kondu, sonra demokratik açılım oldu sonra da milli birlik oldu,daha iyi oldu.Demokratik açılım sadece Kürt leri kapsamamalı Sivil anayasanın mutlaka hayata geçmesi gerekir.ABD bin beş yülü yıllarda kuruldu.Biz bu ülkede bin yıldır yaşıyoruz.Bu açılımlar yapılıken ABD nin gerisinde değiliz.Sonuna kadar demokrasiden yanayız.
23- Bahoz Şavata: Malatya açılımda önemli bir şehirdir. Alevisi,sunnisi,Kürt ü ,Türk ü,Ermeni siyle.Bu meseleye özgürleşme meselesi olarak bakıyorum.Hükümet buna Avrupa müktesebatı çerçevesinde bakıyor.Bu memlekette toplumsal uzlaşma yoktur.Geçmişimizde birbirimizi boğazlamışız.Bu nedenle umutla bakamıyoruz.Bu süreç böyle devam ederse,sokakta kavgalarda devam eder.Hükümet yasalarla oynayıp da bir takım demokratik görünümler sağlayarak sorunu halının altına süpürmektedir.İnsanlar geçmişi bilmezse,geleceği de göremez.Sadce kendi mahallemizden bakarsak sorunu tam tanımlayamayız.Kürtler kendilerini ifade edecek bir grup olarak görülmezse bu sorun devam edecektir.Biz bu süreci ne kadar demokratik ve barışçıl görürsek o kadar başarılı olacaktır.Bir baş örtüsü sorunu,alevi sorunu artık olmamalıdır.Devşirmecilik olayını aştığımız zaman bu sorunları çözebiliriz.Hükümeti desteklemeliyiz,insanların inançlarına saygı göstermeliyiz.Asimilasyoncu politikalardan vazgeçilmesi,sürecin barışa evirilmesi lazım.
24- Altan Tan (Moderatör): Genelde açılıma olumlu bakış var. Acaba iç dinamikler mi yoksa dış dinamiklerin bastırması mı? Sebebi ne olursa olsun bu süreç iyi değerlendirilmeli. Türkiye Kürt, Alevi ve dindar insanlarımızın sorunlarına parçalı çözüm aramalarından vazgeçerek topyekûn bir değişim, yeniden yapılanma, yeni bir Anayasa, yeni bir toplum ve millet tasavvuruna yönelmelidir. Tüm bunlar bir bütün olarak ele alınmalı, anayasal güvenceye kavuşturulmalı ve anayasa mahkemesinin müdahalesinin de önlenmesi için halkoyuna sunulmalıdır. Bunun başka çözüm yolu yoktur. Yapılan parça düzenlemeler sorunlara çözüm olmayacak ve zaten Anayasa Mahkemesi'nden dönecektir. Bu hususta hükümet ülkeye anlamlı bir hizmet yapmak istiyorsa bedel ödemeyi de göze almalıdır.
25- Mücahit Fındıklı (Milletvekili): Burada bulunan herkesin demokratik açılıma kesintisiz destek verdiği açık şekilde ortadadır. Dinsel, bölgesel, etnik olarak kim kendini nasıl ifade ediyorsa öyle kabul etmemiz gerek. Büyük bir birliktelik projesi var. Burada da bir konsensüs var ve kimsenin bir karşı duruşu yok. Herkesin kendini “öz evlat” hissettiği bir Türkiye istiyoruz.Herkesin kendini ifade edebildiği bir birlik anlayışımız var ve Türkiye’nin demokratikleşmesini istiyoruz. CHP genel başkanının şu ifadesi vardı “Her zaman halkın iradesi tecelli etmeyebilir,kurucu irade önemlidir.”Halkın elinde demokratik haklar var.Bu haklarını bazen dağa çıkarak ya da silah alarak yaşayacak.O kaos ortamları kurucu iradenin devam etmesini sağlayacak.Demokrasi ve siyaset üzerinden gitmemiz gerekir.Bizim elimizde siyasi mekanizma var.Birçok bedel ödemiş bir toplumuz.AKP bunları çok cesur olarak gündeme getirdi.Bu işin parlamento eliyle çözülebileceğini düşünüyoruz.Mecliste biliyorsunuz CHP,MHP,DTP var.CHP ve MHP nin tarzını biliyorsunuz.DTP nin tutumu da çok ilginç.AKP beş yıldır yenileniyor,değişiyor ve sürece uyuyor.Akp toplumdan aldığı destekle değişerek geldi.Bizim elimizde bir siyasi güç varken bu açılımı gerçekleştirmek için sivil toplum da bu projeye güç vermelidir.Dezenformasyonlar sürece zarar verecektir.Hak ve hukuk anlamında kendimiz için ne istiyorsak yetmiş iki milyon için de aynısını istemeliyiz.AKP bu konuda kararlı,başbakan “Tek başıma da kalsam bu proje gerçekleşecektir” dedi bu konuda stk lar olarak bizleri daha çok cesaretlendirmeniz gerekir.
İsim konusunda da eleştiriler oldu.İlk başta “Kürt açılımı” dendi,sonra bunun çok kapsamlı olmadığı görüldü.Sonra “demokratik açılım” dendi ve 11 Ağustos tarihinden beri süreç başladı gibi görünse de bunun öncesi de var.Biz bu sürecin hızlı gelişmesini istiyoruz.İşin refah ve emek boyutu da var.İnsanların kafasında bir takım şablonlar oluştu.Bu kalıplar devlet bürokrasisinin içine işledi.Eğer konuşma hürriyetiniz yoksa,artık beyniniz düşünme metodolojisini kapatır ve bir takım şablonlarla konuşmaya başlarsınız.Toplumun kafasındaki zincirler kırılmalıdır.Toplum bir dönüşüm yaşıyor ve bu sadece bir paket olarak görülemez..Toplumun taleplerini dile getirmesi gerekir.Süreç başladığında,konuşması gerekenler sustu.Bu projeden daha sonra rol çalmaya çalışanlar olmaya başladı.Bu sürece,Ergenekon davaları başlamadan evvel girişmiş olsaydık,Türkiye kan gölüne çevrilirdi.Türkiye’nin görünmeyen yüzü çok etkili ve karşımızda hala büyük bir güç var.Düzen çok farklı bir düzen,bu süreç başladı ve içi dolarak gidecek.Halk şimdi daha güçlü.Bu cesaretin devamını sağlamak,sivil toplum kuruluşlarının seslerini yükseltmesi gerek,ateşi sürekli canlı tutmak ve karşı çıkanları sürekli eleştirmek önemli.Sivil Anayasa mutlaka yapılmadır.Milleti bu Anayasanın arkasına koymalıyız,gerekirse referanduma gitmeliyiz.Ben bu sürecin iyimser tarafındayım.
Muhataplık konusunda rahat olmak gerekir. Bir mahallede bile bir sorun yaşandığı zaman iki tarafın konuşması gerekiyor. Bu sorun kimler arasında yaşanıyorsa, onlar arasında çözülecektir. Tabiî ki başbakan herkesle görüşemeyebilir, ancak devletin birtakım kurumları bu süreçte barışın sağlanması için gereken iletişimi kurar ve görüşmeleri yapar.
26- Mahmut Ali Kaşifoğlu (MASTÖB): Bir CHP li olarak diyebilirim ki,CHP içerisinde de iki çizgi var ve CHP de sonunda bu açılıma destek verecek.
27- Altan Tan (Moderatör): Burada konuşulanların tümüne katılıyorum. Çok dilli, çok dinli, çok sesli, çok mezhepli bir Osmanlı İmparatorluğu yıkıldı.Tek dinli,tek mezhepli,tek dilli bir Kemalizm projesi geldi ama bu proje tutmadı.Dünya teke doğru gitmeye başladı ama farklılıkları da gözetiyor.Bugün Türkiye’de kimse kimseyi boğmadan nasıl aynı coğrafya üzerinde yaşatabiliriz?Bu çok zor değil.Anlaşmak ve yeni bir Anayasa yapmak zorundayız.Bugün hükümet hangi hakkı verirse Anayasa mahkemesinden döner.Bunların tümünü parçalı olarak çözemez.Yeni bir anayasa ve toplumsal mutabakat sağlanmak zorunda.Bu sistem,vuruşturarak ayakta duruyor.Eğer Kürtler,dindarlar,laikler,aleviler işbirliği yapmazsa bu sistem ayakta duramaz.Herkesin sadece kendi sorununa değil,topyekun herkesin sorununa sahip çıkması gerekir.Bu hükümetin bu gücü yok.Dış konjonktür zorladı ve yılbaşına kadar da süre verdi.Hükümet samimi olmasa bile ok yaydan çıktı.Hükümet yeni bir anayasa ve yeni bir kadro ile yenilenirse ancak değişim yaşanır.
Değerlendirme:
Toplantı herkese açık olduğu için salona giriş-çıkışlar çok yoğun oldu, bu durum da toplantı disiplinini olumsuz etkiledi.
Belediye Başkanı ile yapılan görüşmede kendisinin il dışında olacağını ancak bir yardımcısını toplantıya yollayacağını söylemesine rağmen hiç kimse katılmadı.
Değerlendirenler:
Semine Dengeşik (Malatya kMM Girişimcisi)