Yer: Kocasinan Belediyesi Meclis Salonu
Tarih: 10.06.2017
KATILIMCILAR
DERNEK,VAKIF VE GİRİŞİMLER
1. Osman EKİNCİ (MİLLET DERNEĞİ)
2. Celil TEKCAN (HİLAL DERNEĞİ)
3. İsmail BİLLUR (ENDERUN KÜLTÜR DERNEĞİ)
4. Hüseyin TÜRKMEN (AKİF-DER)
5. Mustafa KURBAN (MAZLUMDER)
6. Cafer BEYDİLLİ (TEKEV)
7. Ahmet TAŞ (KAYSERİ GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR PLATFORMU)
8. Yüsra DOĞAN (SİYAMDER)
9. İsmail AYDOĞAN (38 KENT TV)
SENDİKALAR
1. İbrahim ÜNAL (TOÇBİR SEN)
2. Harun GÖZTAŞ (EĞİTİM BİR SEN)
3. Uğur MEMİŞ (EMEKLİ MEMURSEN)
SİYASİ PARTİLER
1. Mustafa TEMİZER (MİLLET PARTİSİ)
KURUMLAR
MEDYA
1. İhlas Haber Ajansı
2. 38 KENTTV Kayseri
ÖZEL KONUKLAR
1. Osman ÇİFTÇİ (38 KENTTV Genel Yayın Yönetmeni)
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve gözlemcilerden toplam 22 izleyici katıldı.
MODERATÖR: Adnan EVSEN
Kayseri küçük Millet Meclisi Haziran ayı buluşmasında "OHAL’de YAŞAMAK” konusunu görüşmek üzere özel konuğu 38 KENTTV Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci Osman ÇİFTÇİ nin katılımı ile Haziran ayı buluşması gerçekleştirilmiştir.
10 Haziran 2017 tarihinde Cumartesi günü Kocasinan Belediyesi Meclis salonunda yapılan toplantıya birçok sivil toplum kuruluşuna ait temsilciler, gözlemciler, kamu kurumu, medya ve üniversite öğrencileri katıldı.
KONU: "OHAL’de YAŞAMAK”
Özel Konuk: 38 KENTTV Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci Osman ÇİFTÇİ
15 Temmuz darbe girişimi olayından sonra özellikle FETÖ mensuplarına olmak üzere bir çok KHK çıkarıldı sayısı yüz binleri geçen oranda kamudan atılanlar oldu. FETÖ cü demek, o kişinin yargılanması esnasında terörirst vatan haini damgasını vurmak demektir. Bu kadar kişi gerçekten vatan haini mi terörist mi bunun vicdan muhasebenin yapılmasını istiyorum. Bir tarafta terörüst damgasını yiyen sadece Allah kitap aşkıyla orada bulunan kimselerin yaşadıkları ile diğer taraftan bu işin merkezinde olup da hiç dokunulmayan kimselerin varlığı bilinmektedir. Bir siyaset süreci var. Herkes kendi muhasebesini yapsın. Rabbim beni affetsin, ne istediler de yapmadık diye bir siyasi irade var. Diğer taraftan bu işin içinde olmayan sadece ibadet maksatlı olarak orda yer alanları Rabbim affetmesin mantığı kabul edilemez. Böyle bir şey olmamalıdır. Allah’ın rahmeti herkesedir. Affetme yetkisi O’ndadır.
Şimdi Suriye’den gelen yaklaşık üç milyon civarında mülteci mevcuttur. Bu mültecilerin içerisinden iyi eğitimli olanları vatandaşlığa kabul edilme söz konusudur. Diğer taraftan FETÖ cü tanımlayıp, darbe girişimi ile alakası olmayan iyi eğitimli ve yetişmiş kimseleri de vatan haini diye vatandaşlıktan çıkartıyoruz. Bu ne kadar kabul edilebilir. İş yerleri de holding sahipleri de yargılanıyor. Diğer taraftan darbe girişiminin içinde olanlar var bunlar yurt dışında olmalarına rağmen mallarına herhangi bir tedbir koymak falan yok. Bu işlerde bir kopukluk var. Bir bilgi eksikliği var diye düşünüyorum. OHAL uygulamasından Kayseri de sanayi açısından etkilemiyor. Vatandaş da etkilenmiyor. Olmaması gereken işler bile KHK ile düzlenebiliyor. Milli Piyangonun varlık fonuna devri bile KHK ile yapılıyor. Bununla herhangi bir alakası yok. Bu normal kanunla düzenlenmesi gerekir.
Mustafa KURBAN (MAZLUMDER): Kayseri’de de açılan ve sayıları 24 e kadar varan bir sağlık meslek lisesi açıldı. Hiçbir varlığı olmayan kimseler bu okulu açtılar. Bu okulun FETÖ ile alakası olmasaydı bugün kapatılmazlardı. Yine sözde bir spor kulübü kumar oynatıyordu kapatılması iyi oldu. Yine bazı meslek mensuplarının yapmış oldukları işlerin mesleğinin dışında ise ve FETÖ ye destek içeriyorsa kapatılması gerekir ve bunlar aslında PKK dan da daha tehlikelidir. Bu olaylar olurken yanlışlıklar da olabiliyor. Bu esnada FETÖ cülerin mağduriyetleri olduğuna inanmıyorum. Bunlar sulandırıyor. Mahkemedeki uygulamalar bile bir tiyatro gibi. Tehlike henüz geçmedi. Olağanüstü hal devam etmeli. Siyasete dokunulmuyor deniyor ancak iktidar partisinin eski il başkanı yargılanıyor. Ancak TBMM deki siyasilere dokunulmuyor. En kritik nokta burasıdır. Siyasilere de dokunulması gerekiyor.
Hüseyin TÜRKMEN (AKİF-DER): Ameller niyetlere göredir. Karşılaştığımız hadise normal bir terör olaylarını aşan alışılageldiğimiz bir durum değildir. Bunlar PKK dan daha tehlikelidir. Yıllar önce PKK ya üç beş çapulcu diyorduk ancak yüz milar dolarları harcayarak mücadele veriyoruz. Bu örgüt PKK dan daha organize olan bir örgüt. Bir zamanlar bana da bulaştılar. Günlük 10 gazeteye aboneydim. Bunların gazetesini de alıyordum. Şimdi ne diyoruz Allah bizi affetsin mantığından hareketle, ALLAH HEPİMİZİ AFFETSİN anlayışını bütün toplumu kapsayacak şekilde genelleştirmemiz gerekir. Bunların dershanesine öğrenci göndermeyen, gazetesini satın almayan, kurban vermeyen, az da olsa para desteği vermeyen kalmamış. Herkes bir şekilde ucundan kenarından ibadet ve yardım anlayışı ile bulaşmış. Eğer devlet büyüklerimiz ALLAH BİZİ AFFETSİN diyerek kurtuluyorlarsa, bu kurtuluş yolunun en tabandaki ibadet amacıyla orada olanlara yardım edenlere de tanınması gerekir. Bu toplum terapi edilmeli. Aksi takdirde bu sorun 100 sene halledilemez. Geleceğimizi karartmanın anlamı yok. Kendi nefislerine tanıdıkları hoş görü ve anlayışı bütün topluma tanımalıdır. Neticede legal olarak açılmış okula dershaneye öğrenci gönderen kişileri lekelemenin anlamı yok. Bu toplum topluca bir rehabiliyete ihtiyaç duyuyor. Kriminal kişiler belirlenip hiç acımadan yargılanmalıdır. Devlet olmanın vasfı, gelecek olan nesilleri lekelemenin önüne geçmek için, toplumsal huzuru sağlamak için sadece din duyguları ile buraya intisap etmiş kişileri FETÖ cülerden ayırmak gerekir. Devlet devletliğini yapsın. Yüzbinlerce insanı potansiyeli olan köklü insanları düşman etmemek gerekir. Devlet erkanının kendi çevresine, damatlarına tanıdıkları toleransı sade vatandaşa da tanımalıdır.
Ahmet TAŞ (KAYSERİ GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR PLATFORMU): Devlet refleksi olarak kendini koruma ister. Türkiye de bir çok darbeyi gördük. 15 Temmuz kanlı bir darbe girişimidir. En kanlı bir darbe girişimidir. Bu darbe girişiminde 241 kişi şehit edildi. Devlet erkanı darbe girişiminde bulunanlar için tanımak anlamında Bülent Arınç; “Saflığımıza Bağışlayın” şeklinde ifadeleri mevcuttur. Bir kişi hakkında mahkemeler karar vermediği sürece suçlu sayılmazlar. Mahkemeler kişinin can ve mal emniyetini muhafaza ederek masumiyet karinesine de dikkat ederek yargılamasını sağlamalıdır. OHAL gerekçe gösterilerek kişilerin bir yıla yakın bir süredir tutukluluklarının sağlanması, mahkemeye çağrılmaması, iddianamenin yapılmaması, hakkında bir suç isnat edilememesi, dava açılamaması bir hukuk ayıbıdır hukuk eksikliğidir diye düşünüyorum. OHAL ile birlikte görevden alınıp, neden görevden alındığını bilmeyen, hakkında dava açılmayan onlarca sayıda insan var. Bu kişiler gerçek hayatta mağdur oluyorlar. Hakkında dava açılmadan ceza evinde yatanlar, görevden alınıp neden alındığını bilemeyenler kişilerin taraf ve akrabalarından oluşan bir düşman bir topluluk oluşturmak devlete yakışmaz. Devlet mağdur durumda olan bu kişileri görmelidir. Bu kişiler hayatlarının nasıl devam edeceğini devlet düşünmek durumundadır. Osmanlı İmparatorluğu bu ve benzer kişileri sadece sürgün ederdi. Maaşlarını kesmezdi. Bu durum devlet babaya, sosyal devlet yakışmaz. Bu devlete daha çok düşman kazandırır. Bugün iktidarın almış olduğu % 51 anında değişebilir. Bu durumu devleti yönetenler bilmek durumundadır. Bir çözüm bulunmalı, bu insanları çocukları ölüme mahkum edilmemelidir. Kayseri de OHAL hissedilmiyor. Herkes dün nasıl yaşıyorsa bugün de öyle yaşıyor.
Mustafa TEMİZER (MİLLET PARTİSİ): Burada gerçekleri dile getirmekte tereddüt ettiğimiz zamanlar oldu ancak bugün gördüm ki, küçük Meclis bugün daha gerçekçi düşünüyor ve sağlıklı yorumlamalar yapabiliyor. Siyaset çözüm bulma sanatıdır. Bu ülkede siyasiler düşürt olsa OHAL yaşamazdık. Bunu sebebi ise siyasi ehliyetsizliktir. Bun sorumlusu ise başta iktidar olmak üzere tüm siyasi partilerin mensuplarıdır. İşi ehline vermediğimiz zaman kıyametin olması beklenmelidir. Milletin egemenlik hakları ve ülkenin kaderi liyakatsiz ve ehliyetsiz siyasilere bırakılırsa her zaman OHAL yaşarız. OHAL den dolayı keyfî bir yönetim ortaya çıkıyor. Bizler STK olarak gerçekleri söylemek durumundayız. Mezhep imamımız doğruyu söylemek adına bile kırbaçlanmıştır. Görevimiz geç kalmadan birbirimizi uyarmalıyız. Geç kalmadan Roma İmparatoru Neron’un durumuna düşmeden yöneticilerimizi uyarmamız gerekir. Haksızlığa karşı eğilmemeliyiz. Haksızlıkla birlikte şerefimiz de kaybolur.
Celil TEKCAN (HİLALDER): Son bir yıldır Somali de yaşıyorum. Adı devlet olan ancak devlerin olmadığı bir devlette son bir yılım geçti. Biz bu öz eleştirileri yapmalıyız. Somali de federal başbakana neden kolera ile mücadele edilemiyor, neden açlık ve susuzlukla mücadele edilemiyor dediğimde bana şu cevabı verdi. Bizler kuraklığa bağlı bu durumun oluşacağını biliyorduk ancak devlet düzenimiz yok, devlet düzenini sağlayacak kolluk kuvvetlerimiz yok şeklinde ifadelerde bulundular. Koleranın geleceğini bilmemize rağmen kırsal kesime sağlıkçı göndermedik. Şehre gelenlere serum ve antibiyotik yardımı yaptık gelemeyenler orada öldü. Çok şükür bizim devletimiz var. Somali de Başbakanlık ofisinde suların akmadığını gördüm. Devlet otoritesi olmayınca krizlere karşı koyamıyor ve gereken tedbirleri alamıyorlar. Devletimizi korumalyız. Ancak hak hukuk ihlallerinin düzeltilmesi için öz eleştirileri yapmalıyız. Bunu yaparken empati yapmalıyız. Bunu yapanın başkası değil kendimiz olduğunu bilerek eleştiri yapmalıyız.
Harun GÖZTAŞ (EĞİTİM BİR SEN): Bu FETÖ ciler uzun yıllardan beri devleti ele geçirmeye çalışan bir yapılanma içindedir. Bunlar geride iz bırakmadan iş yapıyorlar. İzlerini kaybediyorlar. Mahkemede olan ve duruşmaları yapılamayanların durumları bunlardan ibaret. Devlet bunlar için bir çözüm bulmak durumundadır. OHAL bittikten sonra nasıl bir uygulama olacak merak ediyorum doğrusu.
İsmail BİLLUR (ENDERUN KÜLTÜR DERNEĞİ): Devler önyargılı olmadan adil bir şekilde işlerini yapmak durumundadır. 15 Temmuz darbe girişiminde benim tanıdıklarım Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi ibadet amacıyla orada olanlar ile irtibatım vardı. Bunları bu kadar kötü olduğuna inanamıyorum. Devlet FETÖ konusunda iyi bir mücadele veremiyor. 100 bin kişi görevden alınma çok yüksek bir rakam. Bu işin içinden çıkmaz kolay değil. Bunu ortak bir akıl ile değerlendirmek gerekiyor. Bu insanlar bizim insanımız. Bir şekilde rehabilite edilmeli. Aksi durumda devlet karşısında yeni bir düşman grup oluşturmamalıdır. Bu insanlar aç açık kalsa gösteri yapsa yürüyüş yapsa neler olacak.
İsmail AYDOĞAN (38 KENT TV) : Geçmiş yıllarda olan darbeleri okuyarak öğreniyoruz. Ancak en son olan 15 Temmuz darbe girişimini yaşayarak öğrendik. Siyasi ehliyetsizlikten bahsediliyor. Bunu gidermek için neler yapılmalıdır bunu Osman beye sormak istiyorum. Siyasi ehliyetsiz olanlar kimler bunları nasıl seçiyoruz. Bu ehliyetsizliği ortadan kaldırmak için siyasi partilerde değişiklik yamak yeterli olur mu merak ediyorum. Asılsız ihbarlar ile işinden olanlar neler yapacak daha sonra merak ediyorum.
Osman EKİNCİ (MİLLET DERNEĞİ): Bu FETÖ mensuplarını iyi bilmek gerekir. Ben bunlar ile zamanında çok mücadele ettim. Aklım erdi gücüm yetmedi. Bu durumdan nasıl kurtulabiliriz. Geciken adalet adalet değildir. Suç işleyenler cezasını almalıdır. Bunların içinde suçsuz insanlar var mıdır evet vardır. Devler bunları araştırıp bulmalıdır. Öneri eleştiri ve düşüncelerimi yöneticilere iletmemiz gerekiyor. Biz iç birliğimizi sağlamamız gerekiyor. Türkiye zor bir süreçten geçiyor. ABD nin Ortadoğu’daki hesapları hala bitmedi devam ediyor. Hep eleştiri getirmeyelim zaman zaman öneri de getirmemiz gerekiyor.
Genel Gündem Ortak Sonuç:
1. Ülkemiz zor bir süreçten geçiyor. OHAL devam etmeli ancak hukuksuzluğa kapı açmamalıdır.
2. OHAL uygulamaları ile toplumda suçlu ile suçsuz karışmış durumda. Devlet adaleti önceleyerek suçsuz olan vatandaşların hukukunu korumalıdır.
3. FETÖ’cü olduğu iddia edilen ancak bu grubun en tabanında sadece ibadet amaçlı yer alan kişiler için ALLAH BİZİ AFFETSİN anlayışından hareketle herkes için bir rehabilite oluşturulmalıdır. Yeni bir düşman grup oluşmasının önüne geçilmelidir.
Değerlendirenler
Adnan EVSEN
Kayseri kMM Hamalı