YER: Antakya Belediyesi Meclis Toplantı Salonu
TARİH: 09.11.2013
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Antakya Tarım Platformu (İrfan O. Hatipoğlu – Başkan )
2 / Akdeniz Kültür ve Dayanışma Derneği ( Mevlüd Oruç – Yönetici)
3 / Avrupa Öğrenci Topluluğu (Tolga Kıraç – Başkan )
4 / Hatay Gazeteciler Cemiyeti (Ahmet Yetişen – Başkan )
5 / Hatay Sakatlar ve Gönüllüler Derneği ( Fehime Kara – Yönetici)
6 / Mülteci İnisiyatifi (Lümeys Dede)
7 / Samandağ Yerel Çalışma Platformu (Kenan Kahlıoğulları)
8 / Türk Hava Kurumu Derneği (İhsan Avcıoğlu – Başkan)
9 / Türkiye Suriye Dostluk Derneği (Mahmut Sönmez – Başkan )
MESLEK ODALARI
1 / Hatay Veteriner Hekimler Odası (Yahya Hamurcu – Başkan)
SENDİKALAR
1 / DİSK Emekli – Sen (Hasan Kazıkçı – Yönetici)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Mehmet Çardak – (Araştırmacı-Yazar)
2 / Prof. Dr. Necat Ağca – Öğretim Üyesi
3 / Prof. Dr. Aytekin Polat – Öğretim Üyesi
GÖZLEMCİLER
1 / –
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
1 / Hasan Akgöl – Cumhuriyet Halk Partisi
BELEDİYE BAŞKANLARI
DİĞER KATILIMCILAR
1 / Bahar Sönmez
2 / Bülent Bozdoğan
3 / Eda Dönmez
4 / Edib Kahlioğulları
5 / Gökhan Kılbey
6 / Güner Uysal
7 / Kazım Secerli
8 / Kemal Arıbaş
9 / M. Asıf Çiler
10 / Mahmut Doğu
11 / Nazım Culha
12 / Neval Yıldız
13 / Nurhan Aşkar
14 / Ozan Öfkeli
15 / Seda Şahin
16 / Sefire Taş
17 / Süleyman Toksöz
18 / Yusuf Taş
19 / Zafer S. Cömert
MEDYA
1 / Asi Gazetesi – Petek Hançer
2 / Antakya Gazetesi – Tamer Yazar
3 / Atayurt Gazetesi – Cuma Zeybek
4 / İmece Gazetesi – Hasip Yiğitoğlu
5 / HRT Televizyonu – Samet Dede
6 / Özyurt Gazetesi – Ali Yolcu
7 / Zafer Gazetesi – Ali Görün
MODERATÖR:Ekrem Dönmez– (kMM Hamalı)
KONULAR:
Genel Konu: "Yerel Seçimler ve Yerinden Yönetim"
KONUŞULANLAR
1 / Ekrem Dönmez – Moderatör -(Hatay küçük Millet Meclisi Hamalı)
2 / Mevlüd Oruç – (Akdeniz Kültür ve Dayanışma Derneği); Ülkemizde gerçek anlamda yerel seçimler yapılamıyor ve yerinden yönetim anlayışı yoktur. Yerinden yönetimi uygulamaya çalışan belediyeler olduğunda da genellikle partileri ile ve devletle, karşı karşıya geliyor ve cezalandırılıyor.Diğer yandan belediye başkanlarını, meclis üyelerini yine genel merkez Ankara belirliyor. Bu konuda da yerellerin inisiyatifi yoktur. 4-5 parti genel başkanlarının önümüze koyduğu fiks menü başkan adaylarına oy vermek zorundayız.Belediyeler halkın yararı olsa dahi genel merkezleri ile çelişmemek için göz ardı edebiliyorlar. Çünkü harcanırlar, Çünkü onları halk belirlememiştir. Genel merkezleri atamıştır. Halkın oyları ile ilk önce ön seçimle başkan adayı seçilenler hem devlet karşısında hem genel merkezleri karşısında halkın yararına direnme gücü daha yüksektir. Genel merkezlerin atadığı genellikle paralı adaylar seçimde para harcayarak oyları yönlendiriyorlar. Sistemin muhtaç bıraktığı yurttaşların oylarını satın alarak seçim kazanan yöneticiler, oylarını satın aldığı yurttaşın ihtiyaçlarını dikkate almaz. Zincirleme anti demokratik yöntemlerle iş başına gelen yöneticiler artık yerel halkın yönetimi değildirler. Seçtiğimiz belediye yönetimleri genellikle şeffaflıktan kaçınıyorlar. Halka hesap verme, halka danışma, halkın onayına başvurma gibi demokratik uygulamalar neredeyse hiç yoktur. Partiler ve seçimler kanunu demokratikleşmeden- gerçek anlamda yerel yönetimler oluşmuyor- oluşamaz.Valiler ABD de seçimle işbaşı yapar. Batının olumlu yönlerini uygulamıyoruz ama maalesef olumsuzluklarını çok çabuk taklit ediyoruz. Çok büyük yetkilerle donatılmış olan valilerin halk tarafından seçilmesi yerinden yönetim için bir zorunluluktur. Valileri Ankara'dan atamaya devam ettiğimiz müddetçe yerinden yönetimden bahsedemeyiz.örneğin Büyük şehir belediyesinin belediye meclisinde kararlar kesinleştiği tarihten itibaren en geç 7 gün içinde mahallin en büyük mülki idare amirine (yani valiye) gönderilmek zorundadır. Gönderilmeyen kararlar yürürlüğe giremiyor. Vali kararlar aleyhine yargı mercilerine başvurabilir. Bu uygulama demokratik değildir. Halkın seçmediği valiye yerel yönetim karar mekanizmasında hiç bir şekilde yer verilmemelidir. İngiltere gibi üniter yapıya sahip bir ülkede, yerel yönetimlere verilen önemin derecesine bakıldığında, yerel yönetimlerin en güçlü olduğu ülkelerden birisi olduğu görülmektedir. İngiliz Yerel Yönetim sistemi yürüttükleri hizmetler ve sahip oldukları özellikler bakımından ülkemiz açısından da örnek alınabilecek bir yapıya sahiptir. Yerel halkı ilgilendiren yerel nitelikteki kamusal ve yarı kamusal hizmetlerin hemen tümü yerel otoriteler tarafından gerçekleştirilmektedir. İngiliz Yerel Yönetimler,ülkemizde yerel yönetimlere özerklik konusunda yapılacak yasal ve yapısal değişimler açısından örnek teşkil edebilecek bir durum sergilemektedir. Adına ister çağdaş uygarlık seviyesi diyelim yada hedef 2023 Türkiye'si diyelim, hedefimize ne ad koyarsak koyalım ülkemiz şimdiki merkezi yönetim anlayışı ile yol alamaz. örneğin ilimizde herhangi bir resmi daire akan çatısını tamir edecekse Ankara'dan izin almak zorunda ve Ankara'dan Hatay'ın yerini haritada bile gösteremeyecek olan bazı bürokratların imzasına ihtiyaç duymaktadır. Halkına ve seçilmiş yerel yöneticilerine güvenmeyen darbe anlayışı ile 75 milyonluk ülke yönetilemez. Ülkemiz Avrupa yerel yönetim özerklik şartına koymuş olduğu şerhi kaldırmalıdır. Avrupa yerel yönetim özerklik şartının gereklerini yerine getirmelidir. Başkentimiz Ankara'daki anlayış değişmelidir. Yerellerin hakkını gasp etmekten vazgeçmelidir. Eğitim ve sağlık hizmetleri,ulaşım, trafik, karayolları, konut vb tamamen yerinden yönetimlere verilmelidir. Somut olarak yaşadığımız yerden, ilimizden örnekler vereceğim. Demokratik yerel yönetimler ve vali ilimizde termik santrallere izin vermezdi. Yereli ve halkı önemseyen bir belediye ve vali şehrin ortasında AVM'lere izin vermezdi. Ankara'dan gelen direktifleri değil halkı ve esnafın yararını düşünürdü. Gerçekten halkın değerlerini önemseyen yerel yönetimler olsaydı Antakya'da yavuz sultan selim caddesi adı olmazdı. Bütün eleştirilerimize rağmen hoşgörü heykelinin parçalarının neden söküldüğü açıklanmadı. Yerinden yönetim bunu yapmazdı. Ülkemizin zenginliği olan yerel dillere, halkın dillerine, anadillere saygılı olurlardı. Ve yerel dillerde, halkın dillerinden hizmet vermeye başlarlardı. Antakya sebze halinde arabalar, insanlar. sebze ve meyve üst üste, tıkış tıkış olmazdı. Antakya'da ve Samandağ'ında sebze hali sorunu çözülürdü. Demokratik yerel yönetimler ilimizde su surunu bırakmazdı. yada örneğin Samandağ'ında ve Antakya'da insanları çileden çıkaran trafik sorunu çözülürdü. Marka kent olmak sadece taş döşemek ve kaldırım yapmak ile olamaz. Çeşitli bayramların, dillerin, inançların, kültürlerin iç içe, yan yana yaşadığı bir kent olan Antakya marka kent olma potansiyeli taşıyor. Sen Piyer kilisesi, Habibi Neccar Cami, HZ Hıdır makamı, Ermeni kilisesi, Yahudi Havrası Antakya'yı marka kent yapar. Maalesef belediyelerimiz ve valilerimiz bu değerlerimize sahip çıkmadılar. Örneğin Hıristiyanlar için Kudüs'ten sonra 2.haç yeri olan Simon manastırı üzerine elektrik santrali kurulmasına onay veren belediye ve vali ve diğer yetkililer halka danışsaydı, o santral orda kurulmazdı.
3 / Kenan Kahlıoğulları (Samandağ Yerel Çalışma Platformu)
Belediyecilik kısatlanmış bir kamu kuruluşu. Protokolde belediye başkanının kaymakam ve garnizon komutanından sonra gelmesini, seçilmişlerin önünde atanmışların olmasını sağlıklı bulmuyorum. Tutuklanan belediye başkanlarından, muhalif olduğu için yolsuzluk iddialarıyla tehdit edilen başkanlar var, içişleri bakanlığı, belediye başkanlarının görevden alınmasına kadar müdahale ediyor.
Devlet memuru gibi tanımlanan belediye başkanlarının daha yetkili olması, bunun değiştirilip bağımsız bir duruma getirilmesi, yetkilerinin arttırılmasıyla güzel çözümler bulunabilir.
Farklı yerlerin farklı sorunları var. Ankaradaki bürokratlar Samandağı’nın sorununu göremez.
4 / Mehmet Çardak – (Araştırmacı-Yazar);
Bir ülkede demokrasinin varlığı, vatandaşın karar alma süreçlerine katılımıyla ölçülebilir. Yakın zamanda büyükşehir yapılan yerlerle, kapatılan beldelerle mevcut yerel birimlerin yarıya yakını kaldırıldı. Belediyelerin önemli yetkileri bakanlığa devredildi.
Belediyeler, iktidarca istenirse beraber çalışılacak istenmezse çalışılmayacak birimler olarak görülüyor.
Yaşananlar yerel yönetim krizine işaret etmektedir.
5 / M. Asıf Çiler;
Temel problem, Türkiye’de siyasi arenanın bugün ulaşmış olduğu çirkin seviyesidir. Bir partiye üye olmabilmek bir kişinin adamı olma zorunluluğuna dayandırılıyorsa bu ülkede ne yerel yönetimler ne genel yönetimler ne de herhangi bir insanın özgür hareket etme yetisi var kabul edilemez.
Bir tek şansımız var ki o da Gezi’ydi. Gezi parkı direnişi örgütlenmesi mümkün olabilseydi bir ivme kazanılabilir.
Özerk yerel yönetimlerin Türkiye’ye şu an uygulanması bölgenin Türkiye’den koparılmasına hizmet edecektir; çünkü oradaki halk örgütlü bir halktır.
Siyasi hayat içinde, parti yapılanması yukarıdan aşağıya doğru. Parti içinde bir yerlere gelebilmek için mutlaka birilerinin adamı olunması gerekiyor. Kim gelirse gelsin bir işe yarayacağını düşünmüyorum.
6 / Lümeys Dede (Mülteci İnisiyatifi) Ben yerinden yönetimi kabul ediyorum. Yaşadığı yerdeki olup bitenleri, ihtiyaçları en iyi yine orada yaşayanlar bilebilir. Yerel yönetimlerin elinin güçlendirilmesi gerek.
Belediyelerin halk konseyleri olmasını istiyorum.
İç İşleri Bakanlığı’na bağlı belediyelerin bağımsız olmasını, halk konseylerinin olmasını öneriyorum. İzmir-Çanakkale Belediyelerinin icraatlarını ilerici-çağdaş özerk yerel yönetim anlayışına bağlıyorum.
Sadece belediye başkanlarını değil valileri de biz seçelim. Yukarıdan atamaları bari ilerici partiler, CHP yapmasın.
7 / İrfan O. Hatipoğlu (Antakya Tarım Platformu) Belediyecilik biz de iki aşamalı. Bir normal olağan belediyeler bir de büyükşehir belediyeleri.
Belediyelerde yetki sıkıntısı yok. yetki kullanım eksikliği var. Başkanlar yetersiz, meclis üyeleri yetersiz. Yetkiler bilinmiyor, bilinmeyen yetkiler kullanılamaz.
Kent konseyi kavramının gündeme hep geliyor; ama belediye meclisi, zaten bu işi yapıyor. Belediye meclisi halkın iradesini yansıtan bir birim olarak herkese açık; ama kimse gelmiyor, çünkü bilmiyor, ilgilenmiyor.
Küçük belde belediyelerinin kaynak sıkıntısı var ve ayrıca bilgi eksikliğinden vahşice belediyecilik yapılıyor. Bu nedenle küçük belediyelerin kapatılmasını doğru buluyorum.
8 / Yusuf Taş;Yeni bir siyasi paradigmaya ihtiyaç vardır. Gezi ruhunun 21. yüzyıl siyasetinin ilk kıvılcımı olduğuna inanıyorum.
9 / Necat Ağca; En demokrat partiler bile demokratik yollara gitmiyor. Milletvekillerinin o il yada ilçede partiye kayıtlı seçmenler tarafından belirlenmesini en demokratik yol olarak görüyorum.
Nüfusu 2000’in altındaki belde belediyelerinin kapatılmasını olumlu bir hareket.
Sağlık, eğitim, yargı ve güvenlik hizmetlerinin dışındaki herşeyin yerel yönetimlere bırakılmasını öneriyorum.
10 / Hasip Yiğitoğlu; Belediyeler sistemin ruhunu oluşturuyor. Türkiye’de bir sistem sorunu var.
Bu ülkede bütün kurumların aynı noktada rejim ve sistemde birleşiyor. Hassas bir süreçten geçiyoruz. Üç maymunlar oynanıyor.
Sistem değişmediği sürece aynı sıkıntıları tekrar tekrar yaşayacağız.
11 / Zafer Süleyman Cömert Büyükşehir yasasıyla ilgili bir şey bilmiyoruz. Büyükşehir ne getirecek ne götürecek bilmiyoruz! Bilgilendirme eksikliği var.
12 / Bahar Sönmez Tüm aday adayları toplantıda olmuş olmasaydı keşke! Rant meselesine dikkat çekmek istiyorum.
Her gün telefonla birilerinin arayıp ekinci beldesindeki topraklarımız için teklifte bulunuyor. Şu kada verirseniz işinizi hallederiz, falan gibi… Herkes rant peşine düşmüş.
Belediyelerde çalışan bazı kişiler “ver bana şu kadar para kat arttırımını verelim” diyor. Bunların denetimi yapılamıyor mu?
13 / Mahmut Sönmez
Büyükşehir doğru bir çözüm. Seçime doğru giderken ideolojik davranmamak lazım. İşin ehli bilgili insanların seçilmesine dikkat etmek lazım. Bunları yapamıyoruz, yerel yöneticileri biz seçeriz denilsede biz sadece partilerin dayattığı insanları seçiyoruz. Bu insanların bize karşı hiç bir sorumlulukları yok.
Bu sorunlar için denetleme biçimlerinin değiştirmek, daha bilinçli vatandaş olmak gerek!
Soru – Cevaplar
CHP Hatay Milletvekili Hasan Akgöl’e sorular soruluyor:
Lümeys Dede: Parti olarak CHP’nin fazla mücadele etmedi, bunun sebebi nedir? Belediye başkanı aday adayı olmak için para veriliyor; ama seçilemeyenlere neden para iadesi yapılmıyor? Samandağ adayı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hasan Akgöl: Yaklaşan seçimler yerel seçimler. Bu nedenle baraj sorunu yok, mücadaleyi sürdürüyoruz. Alınan para miktarını genel merkezin belirliyor. Bunu eleştirmenin haddime düşmez. Para iadesinin yapılmaması, mücadele için geniş bir bütçeye ihtiyaç duyması. Katkı payı olarak alınıyor. Samandağ adayı genel başkanın takdiridir.
Necat Ağca Adayların seçiminde CHP’nin stratejisini nedir?
Hasan Akgöl: Adayların seçiminde demokratik davranılması için büyük adımlar atıldı. Zayıf olduğumuz bölgelerde atama usuluyle seçilecek. CHP’nin güçlü olduğu yerlerde 6 kişilik komisyonlar oluşturuldu. İlave olarak bölge milletvekilleri, il başkanları da bunlara eklenerek adayların nasıl seçileceğine karar verilecek.
Fehime Kara 14 aday var şu an oturduğum yerde, aday adaylarını da bizzat biz seçelim.
Hasan Akgöl: Komisyon adayın nasıl seçileceğine karar verilecek. Yoksa adayımız budur demeyecek komisyon.
Hasip Yiğitoğlu Sivil toplum örgütlerinin yerel yönetimlerde yer almasını destekliyor musunuz?
Hasan Akgöl: Bugüne kadar zaten hep STK’ların görüşlerini aldık.
Mahmut Sönmez : Aday adayına verilen eğitimin maliyetten dolayı ücretli yapılması, parası olmayanı siyasetten dışlamak değil mi?
Hasan Akgöl: Parti olarak eğitime çok önem veriyoruz. Eski genel merkez, eğitim binası haline getirildi. Eğitimler ücretsiz olarak parti okulları adı altında yaklaşık 2 yıldır devam ediyor. Aday adayına katıldığı dalda verilen eğitimin ücretli olmasının sebebi, bu eğitim için otel tutulmuş olması. İlk defa yapıldığı için eksiklerimiz olabilir tabii. Bir güzellik olarak kadın aday adaylarından alınmadı. Gelecek sene ücretsiz olur inşallah! Partinin çarkının dönmesi için bütçenin güçlü olması lazım, tüm partiler alıyor.
Necat Ağca: Diğer parti temsilcileri de olsaydı onların da aday adaylarını belirleme yöntemlerini öğrenebilirdik (?)
Hasan Akgöl: CHP şeffaf… sorgulanmaya açık… bu yüzden biz buradayız, kaçmıyoruz. Diğer partilerde biat kültürü var. Bu nedenle katılmadıklarını tahmin ediyorum.
Mahmut Sönmez : Partinize bağlı belediye başkanlarını denetleyen bir kurumunuz var mı?
Hasan Akgöl: Mahalli idarelerden sorumlu genel başkan yardımcısı başkanlığında bu konuya titiz bir şekilde yaklaşılıyor. Parti müfettişleriyle bu iş takip edilecek.
Hasan Akgöl: Her zaman ulaşılabilir olduk. Seçildikten sonra halkı unutmadık. Bölgem için mücadelemi sürdürüyorum. Suriye konusu yeterince gündemde yer bulmuyor. Gündemden iktidarca özellikle uzak tutulsada bu konun peşinde olacağız.
Belde belediyelerini kapatmayacağız. İrtibat bürosu olarak tutacağız.
İktidarla belediye başkanı farklı partilerdense hizmet dağılımı ve hizmet alım şekli demokratik olmuyor. Bu nedenle özerk olması gerektiğini düşünüyorum. Eğer siz iyi bir belediye başkanıysanız başarı kaçınılmazdır. Bunun en büyük örneği Eskişehir ve İzmir Belediyeleridir.
Başarılı bir belediyecilik için çalışmalar 3 boyutta ele alınmalı:
• Kısa vadeli hizmet planı
• Orta vadeli hizmet planı
• Uzun vadeli hizmet planı
Belediyeyi sadece yürütmeyi götüren bir organ olarak düşünemezsiniz.
ÖNERİLER –
ORTAK SONUÇ –
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE:
Elektronik posta, telefon ve SMS ve Sosyal Ağlar üzerinden sivil toplum örgütlerine ulaşıldı. Toplantıda katılımcılara TkMM broşürleri, tahmini program verildi. Toplantıda TkMM ilkeleri videosu ile gündemle ilgili hazırlanan sunum izlendi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE:
Hatay’ın milletvekillerine ve milletvekili danışmanlarına telefon ve SMS ve e- posta ile ulaşılarak toplantı öncesinde toplantı konu, yer ve zaman bilgileri ulaştırıldı.
MEDYA İLE:
Ulusal basının temsilcilerine ve yereldeki bütün basın temsilcilerine SMS ve elektronik posta ile ulaşılarak toplantının yer ve zaman bilgileri ulaştırıldı.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Tolga Kıraç – Hatay kMM Hamalı Ekrem Dönmez – Hatay kMM Hamalı