Yer : Bitlis Belediyesi Meclis Salonu
Tarih : 09.10.2010
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
1- Ahlat Güzelleştirme Geliştirme Tanıtma Der. (Yusuf Deniz Ahlat- Başkan Yrd.)
2- Tatvan KAMER (Gülçin Ağırtmış)
3- Beşminare Halkoyunları Birliği (Cezmi Olcay- Başkan)
4- Bitlis Gençlik Meclisi (İlyas İçyer- Başkan)
b. Meslek Odaları
1- Bitlis Esnaf ve Sanatkarlar Odası (Ümit Özgüç)
2- Tatvan Ticaret ve Sanayi Odası (Bilal Dağdağan- Başkan)
3- Güroymak Esnaf ve Sanatkarlar Odası (Cemil İlk- Başkan)
4- Bitlis Bakkallar Odası (Fesih Kara- Başkanı)
5- Tatvan Ziraat Odası (Mehmet Şefik Kızılca)
6- Tatvan Esnaf ve Sanatkarlar Odası (Nevzat Turgut-Başkan)
7- Hizan Esnaf ve Sanatkarlar Odası (İhsan Yaldız- Başkan)
c. Sendikalar
1- Eğitim-Sen (Kemal Gültekin- Başkan)
2- Eğitimbir-Sen (Rasim Taşcan)
d. Kanaat önderi bireyler
1- İsmail Yurttaş (Ahlat Milli Eğitim Eski Müdürü)
2- Mahmut Babacan (Ahlat Belediye Başkanlığı Özel Kalem Müdürü)
3- Engin Eribol
Katılan Milletvekilleri:Katılım olmadı.
Belediye Başkanları:
1- Bitlis Belediye Başkanı Fehmi Alaydın
2- Faruk Özvural (Bitlis Belediye Başkan Yrd.)
Mazeret Bildiren Vekiller:
Mazeret bildiren olmadı.
Gözlemciler:
Katılım olmadı.
Medya:
1- Doğru Haber Gazetesi
Moderatör:
Songül Kaya
Konular:
1- Genel Konu: Kalıcı bir barış için neler yapılmalı?
Konuşulanlar:
1- Bilal Dağdağan: Geçmişe baktığımızda çok sıkıntının devam ettiğini görüyoruz. Çoğulcu milletlerden oluşan devletlere baktığımızda bireysel özgürlüklerin hep ön planda olduğunu görüyoruz. Ülkemizde emperyalist dış güçlerin verdiği sıkıntılar var buna karşın çözümü onlarda değil kendi içimizde aramalıyız. İçte ise bizi birbirimize yakınlaştıran en güçlü duygu inancımızdır. Şimdi şu küçük meclis örneğinde olduğu gibi her fikri burada dillendirebiliyorsak bunu neden genelde de yapmayalım. Ama öncelikle şunu belirteyim anayasa sivilleşmedikçe çok şeyden bahsetmek zor olacaktır. Hükümetin de demokratik açılımdaki boşluğu doldurması gerekir. Ülke olarak güçlü bir yerde olduğumuza inanıyorum. Sivil anayasanın bu verimliliğe daha çok katkıda bulunacağı düşüncesindeyim.
2- Cemil İlk: And içmekten öte bazı zihniyetlerin kalkması gerekir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun zihniyetinden vazgeçilmelidir. Bölge insanı ekonomik ve eğitim olarak aç kaldığında suça itilmeleri daha kolaydır devletin buna daha çözümcül yaklaşımlar sergilemesi gerekmektedir.
3- İsmail Yurttaş: Bu olaylar Türkiye’nin son 40 yılında gerçekleşen olaylar değil son 200 yılda oynanan oyunların devamıdır. Bunlar incelenmeyen gün ışığına çıkmasının istenmeyen konulardır. Olayların çıkış sebepleri slogan şeklinde değil öz şekilde gündeme gelmelidir. En önemli konuda çözümlerin dışarıda aranmaması gerektiğidir. Eğer kendi sorunumuzu biliyorsal çözümümüzü de kendimiz üretmeliyiz. Samimiyetle yaklaşarak çözüm yapmalıyız. Örneğin Bursa’daki olaylarda etnik bir çözümleme yapmak doğru değil. 80’li yıllardan sonra toplumun daha da hassaslaştığını herkes bilir. Olayların sağlıklı tartışılmasında fayda vardır. Kalıcı bir içi Barış sadece terör sorunu değil aynı zamanda, türban, eğitim, ekonomik sorunlardır. Bunların ortak bir potada analiz edilmesi gerekir.
4- Faruk Özvura: Olayları değerlendirmek için geçmişe gittiğimizde dış güçlerin sürekli bir şeyleri kurcaladığını görmekteyiz. Günümüzde demokratik ortamlara ihtiyacımız var. Bir Kürtçenin yasak olduğu dönemleri düşünün bir de devletin Kürtçe yayın yapan kanalı olduğu şu dönemi gözleyin. Demek ki değişiyor her şey Siyaset güçleniyor insanlar Güçlenir Türkiye güçleniyor. Daha güzel günlere olan inancım sonsuzdur.
5- Ümit Uzguç: İzlediğimiz filmde binlerce ölüm ve yüz binlerce faili meçhullerden bahsedildi. Bir mahallede adam öldürme, hırsızlık gasp olaylarına karşı bekçi bulunur. Bu olaylar olmadığında bekçi kazancı için bunları yaptırır. Barış süreci için her ideolojinin birbirini kucaklaması gerekmektedir. Kısıtlayıcı temel tedbirler alınmalıdır.
6- Cezmi Olcay: Barış ortamı için çift taraflı silahların susması gerektiğine inanıyorum.
7- Mehmet Kızılca: Türkiye’de yanlış bir sistemin oluşturulduğunu ve insanların yanlış yola girdiğine inanıyorum.. Eğer doğruları söyleyemiyorsak gerçekleri de bulamayız. Yanlış insanlar bizi hep yönlendirdi. Bunun sonucunda da inkar politikalarıyla bir kürt sorunu doğdu. Kürtler biz varız dediğinde hep olaylar çıkıyor. İlk kez Erbakan bunu dillendirdiğinde yargılanmıştı. Size İsviçre örneğini vereyim 4 farklı ırk mevcut ve her birini bayrakları var ama ortak bayrakları da var. Şunu demek istiyorum Kürtler hep eşit haklara dayalı bir sistem istedi. Eğer eşit şartlar ve haklar korunsa sorunlar çözülür.
8- Kemal Gültekin: Tavsiye veya her neyse kim ne derse Kürt Halkı var ve Bu çözümün muhatabıdır. Çözüm içerde aranır dışarıda emperyalist güçlerde değil gizli görüşmelerle değil. Yani bu bir bireysel hak demokratik özgürlüktür. Neden Mem u Zin’in Kürtçe bir baskısı yok örnek olarak bunu vereyim. Eşit şartlardan bahsedemiyoruz maalesef.
9- Ferhat Gök: Cumhuriyet hesaplaşması ve ya cumhuriyetin bahane edilip içi guruplarla hesaplaşması devlet politikası her neyse artık kalıcı bir iç barış olsun da bunu ne yolla olacağı önemli değil.
10- Rasim Taşcan: Farklı fikirlere seslere kendi önyargılarımızdan kurtularak bakmalıyız. Kesinlikle sloganik davranmamalıyız. Ben Akdamar adasında yapılan ayinden rahatsızlık duymadım Ama tutup da buna misilleme olarak Ani harabelerinde Cuma namazı kılmak basit düşünmenin ürünüdür. Her şeyden Önce ülke menfaatlerini ön planda tutmak gerekir. Burada Genç Siviller Örneğini vermek istiyorum onlar gibi sağduyulu düşünmek gerekir.. Sorunun kaynağında oturanlar çözüm noktaları için dayatmada bulunurlarsa işin içinden çıkılmaz.
Değerlendirme:
İletişim:
a. Sivil toplum ile
18 Adet STK’ya haber verildi 2Adet Yerel gazeteye haber verildi. Mailler atıldı ve faks gönderildi.
b. Milletvekilleri ile
Faks ve mesaj gönderildi
c. Medya ile
2 Adet yerel basın organıyla görüşüldü.
Değerlendirenler: Cevat Kaya- Bitlis kMM Temsilcisi