YER: Birlik Vakfı Toplantı Salonu
TARİH: 08.12.2018
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / DAST- BİR ( Hayrettin Karakaya – İl Koordinatörü )
2 / Elazığ STK Platformu ( Selahaddin Canpolat – Çalışma Grubu Üyesi )
3 / Azadi Hareketi ( Atik Okuyucu – İl Temsilcisi )
4 / İlim ve Hayra Hizmet Vakfı ( Zülfü Biçerer – Genel Başkan )
5 / İpekyolu Dayanışma Derneği ( Abdulkerim Avanoz – Başkan )
6 / EKİDER ( Kerameddin Seçer –Y.K.Ü )
7 / EHAD ( Abdurrahman Gül – Başkan )
8 / Karayolları Trafik Güvenliği Derneği (Hakkı Tüver – Başkan Yardımcısı )
9 / Emlakçılar Derneği ( Mehmet Kıran – Y.K.Ü )
10 / Tüm İşçi Emeklileri Derneği (Mehmet Kayabaş – Başkan )
11 / HABİTAT ( Gülsüm Uzun – İl Temsilcisi )
12 / ÖĞ-DER ( Habip Karaçorlu – Elazığ Şube Başkanı )
13 / Birlik Vakfı ( Memet Şekerci – Elazığ Şube Başkanı )
MESLEK ODALARI
*************
SENDİKALAR
Eğitim Bir sen ( Mehmet Yeni – Basın Yayın Şube Başkan Yardımcısı )
İL BAŞKANI:
************
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
MİLLETVEKİLLERİ
Katılım olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI
Katılım olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Mesaj yollayan olmadı.
DİĞER KATILIMCILAR
MEDYA
Kanal Fırat
Kanal E
MODERATÖR
Hayrettin Karakaya – DAST BİR İl Koordinatörü
KONULAR
GENEL KONU: 2023 Eğitim Vizyonu Politikası
KONUŞULANLAR
Genel Konu:
1 / Hayrettin Karakaya: Bugünkü konumuz eğitimle ilgili olmasına rağmen, yine eğitimle ilgili herhangi bir sendikanın şu anda burada olmaması üzücü bir durumdur. Bugün izlediğimiz sunumda hep yapılacak edilecek diye duyduk, hiç yapıldı edildi diye kimse bir şey söylemedi. Eğitim sistemimiz allak bullak oldu. Ancak yapılmış iyi şeyler de yok değil; geçmiş yıllarda veliler bir kitap için kapı kapı dolaşırken, bugün öğrencilerin kitaplarının devlet tarafından karşılanması mutluluk vericidir. Ancak dün akşam izlediğim bir programda öğrencilerin okulda yaptıkları ve öğretmene karşı olan tavırları ve öğretmenin de bu durum karşısında elinin kolunun bağlı olması eğitimimizi hazin bir yöne doğru götürmektedir.
2 / Memet Şekerci: Eğitim konusu Türkiye'nin ve dünyanın en önemli konusu olmasına rağmen, maalesef şu ana kadar eğitimdeki başarısızlığımızı bir türlü telafi edemedik, bu durumu Sayın Cumhurbaşkanımız da bizzat dile getirmektedir. Eğitimin her kademesinden gelen biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki: Yıllardır eğitim sistemimizin içerisinde dış bağlantılı insanların yapmış olduğu eğitim sistemi ile Türkiye'nin bir yere varması mümkün değildir. Bundan dolayı tam bağımsız Türkiye için eğitim sistemimizin milli çözümlerle desteklenmesi gerekir. Bugün sosyal medyada bile basit bir paylaşım yüzlerce kişi tarafından ve beğenilirken eğitim ile ilgili paylaşımlar ancak birkaç 10 kişiyle sınırlı kalmaktadır. Eğitim 2023 Vizyon belgesine bizde yazılarımızla katkı sunmaya çalıştık. Tabi ki katkımız kale alındı. Bunlardan biri zorunlu derslerin kısaltılması sorunuydu, özellikle yabancı okulların özel eğitimdeki payının çok dikkatle incelenmesi ve kontrol altında tutulması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü yabancıların eğitim sistemine katkı sağlamaktan ziyade zarar vereceklerini biliyoruz. Bu arada yükseköğretimde de bazı sıkıntılar olduğunu biliyoruz, atamaların liyakat esasına göre yapılması gerektiğini özellikle belirtmek isterim. Ben bugün burada ve diğer tüm illerde yapılan tartışmaların dikkate alınacağını ve bu doğrultuda hareket edileceğini umuyorum.
3 / Habip Karaçorlu: Geçen günlerde sayın cumhurbaşkanımızdan ve bakanımızdan eğitim 2023 vizyonu ile ilgili birçok şey dinledik, ancak şunu belirtmek isterim ki; Bu açıklamalar bizi tatmin edecek düzeyde değildi. Eğitim bir ülke için çok önemlidir, o ülkenin geleceğidir, ekonomisidir, güvenliğidir, sosyal yapısıdır. Çünkü geleceğimizi teslim edeceğimiz çocuklar bu eğitim tezgâhından geçerek bir yerlere gelecekler. Dolayısıyla alacakları eğitimle şekil alacaklar ve bir yol çizecekler. Yediden yetmişe herkes eğitimden şikâyetçi, öğrenciler memnun değil, öğretmenler memnun değil, veliler memnun değil. Özellikle gençlerimizdeki davranış bozuklukları hem okullara hem de sokaklara yansımış bulunmaktadır. Ve maalesef zaman zaman darp edilen öğretmenlere ve idarecilere denk geliyoruz, bu eğitim Türkiye'nin hak ettiği bir eğitim değildir. Bu bizim kendi modelimiz değildir, bizim eğitimimiz her şeyden önce milli olmalıdır, kendi inançlarımız, tarihimiz ve kültürümüz doğrultusunda bir eğitim sistemi kaçınılmazdır. Eğitim sistemimiz yönlendirici olmalıdır, çocuk ve gençlerimiz yeteneklerine göre ayrıştırılmalı, sınıflandırılmalı ve bu doğrultuda bir eğitim verilmelidir. Herkese tek tip eğitim verilmesi çok yanlıştır, bir zulümdür. Eğitim sistemimiz mutlaka ahlak ve maneviyat ı öncelik olarak ele almalıdır. Ahlak sahibi olmayan, iman sahibi olmayan, vicdan sahibi olmayan hangi meslekten olursa olsun ondan bir fayda gelmez. Amerika ve Avrupa ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde bu ülkelerin milli eğitim bakanlığımız üzerinde hala etkileri mevcuttur. Onların yönlendirmeleri ile bir takım şeyler yapılmaktadır. Bu durum bizim eğitimimize zarar vermektedir. Biz batının gölgesinde verilen bir eğitimle bir yere varamayacağımızı anlamış bulunmaktayız. Budan dolayı eğitimimizin milli ve yerli olması gerektiğini düşünüyoruz. Aslımıza ve özümüze dönmemiz gerektiğini özellikle dile getirmek istiyorum.
4 / Atik Okuyucu: Devletimizin resmi dini İslam olmasa da toplumun büyük çoğunluğu kendisini Müslüman olarak tanımlamaktadır. Kendini Müslüman olarak tanımlayan halkımızın çocuklarını İslam dinine örf ve adetlerine göre yetiştirmeleri bir insan hakkıdır. Kemalist rejim 50 yıl boyunca Modernizm adı altında çocuklarımızı öz yurdunda yabancılaştırmıştır. Halkımız bu durumdan çok çekmiştir. Eğitim sistemimizin çok renkli, çok çeşitli ve çok dilli olmasını önemsiyoruz. Bunda korkacak bir şey yoktur. Tekçilik zihniyeti yanlıştır, ırkçılık yanlıştır.
5 / Zülfü Biçerer: Türkiye'deki eğitim sistemi adeta bir yazboz tahtası gibi devam etmektedir. Eğitim insanın yaratılış fıtratına uygun olmalıdır. Maalesef bizim eğitim politikalarımız günübirlik alınan kararlardan ve rötuşlardan ibarettir. Bizim eğitimdeki temel yapımız taklitçilikten uzak olmalıdır. Eskiden milli ve manevi değerlerimize bağlı bir eğitim sistemimiz mevcut idi. Hakikaten bu durumda faziletli, erdemli, dürüst ve adaletli insanlar her alanda yetiştirmişiz. Tarihte bunun birçok örneği vardır, bizim mevcut eğitim sistemimiz ile muasır medeniyet seviyesine çıkmamız sadece sözde kalmaktadır. Eylemde görünen köy de kılavuz istemiyor. Öğrenci sayımız fazla olmasına rağmen kaliteyi arttırma anlamında Geri kalmaktayız, bunun da altında yatan sebep milli ve manevi değerlere uzak kalan bir eğitim sistemidir.
6 / Selahaddin Canpolat: Eğitim sistemimiz sayın cumhurbaşkanımızın da deyimi ile yanlış müfredatlarla bugüne kadar gelmiştir. Bu durum eğitimimize çok ciddi zararlar vermiştir, deneme yanılma mantığı ile eğitim sistemi yürümez. Eğitim kurumu başka bir şeye benzemez, telafisi zordur. Bir asfalt çöker tamir edilir, bir köprü çöker tamir edilir ama çöken bir eğitim sistemi zor tamir edilir ve sonuçları ahlaki çöküntüye kadar varabilmektedir. Yakın zaman içerisinde ortaya; bir öğrencinin öğretmene not verecek fikri atıldı bu kabul edilebilir bir şey midir? Bu aynen bir evin içerisinde evladın babaya veya anneye not vermesi gibi bir şeydir, bu kabul edilemez. Eğitimin düzelmesi kalitenin yükseltilmesi ile olur, eğitimciye verilen değerle olur. Bütün öğretmenlerin sorunları çözülmüş ise dolayısıyla Bu ülkenin de sorunları çözülmüş demektir.
7 / Hakkı Tüver: ğitim konusunda bir yandan maneviyatımızı korurken, teknik olarak da ileriye gitmek için elimizden geleni yapmalıyız. Ben şöyle birkaç öneride bulunmak istiyorum: okullar arası imkan farklılığı azaltılmalıdır, sınavla öğrenci alan okul sayısı azaltılmalı, insan kaynaklarının geliştirilmesi ve yönetimi başlığında öğretmen ve üreticiler yetiştirilmesi ve mesleki gelişmeleri yönelik hedefler olmalıdır. Ders saatleri azaltılmalı ve her okula tasarım ve beceri atölyeleri kurulması hedeflenmelidir. Eğitimde yapılan bir yanlış nesillerin yıllarca kayıplarına sebep olabilmektedir. Yine ehliyet ve liyakata da önem verilmelidir. Çocuklarımız merdiven altı kurslara teslim edilmemeli ve hafta sonları destek kursları açılmalı ve başarılı projeler ödüllendirilmelidir diye düşünüyorum.
8 / Abdulkerim Avanoz: Eğitim sorunu Türkiye'nin kanayan bir yarasıdır. Ben de bir süre öğretmenlik yaptım ve üniversitelerde çalıştım. O zamana kadar bilmediğim çok şey varmış; Üniversitelerde istisnalar hariç birçok hocasından nefret ettim. Yaklaşık 100 yıldır sözde Batı tarzında eğitim veriliyor ne edep kalmış, ne sevgi kalmış, ne saygı kalmış, ne de ilim. Emperyalizmin ortaya koyduğu eğitim felsefesi dünyaya huzur vermez. Bizim Mevlana felsefesi ile Yunus Emre felsefesi ile eğitim vermemiz lazım. Peygamber Efendimizin hayatını örnek alıp bu doğrultuda eğitim vermek lazım, yani manevi eğitimin anaokulundan üniversiteye kadar verilmesi gerekmektedir. Ancak ne yazık ki 2023 eğitim vizyonunda bunları görememekteyiz.
9 / Mehmet Yeni: Biz sendika olarak 2023 eğitim vizyonu politikasında başlıkların tamam ancak alt başlıkların doldurulması gerektiğine dair açıklama yaptık. Bunların içerisinde sözleşmeli öğretmenlerin 4 artı 2 den 3 artı 1 e indirilmesi olayının olumlu olduğunu belirttik, ancak sözleşmeli öğretmenlerin 3 artı 1 in yerine tamamıyla kaldırılıp eğitimde kalıcılığın esas alınması gerektiğini belirttik. Daha sonra öğretmenlerin özlük ve mali hakları iyileştirilecek söylendi ve dezavantajlı bölgede çalışan öğretmenlerin ek hizmet tazminatı ve ek hizmet puanı yapılacağı söylendi, bu sendikamız açısından olumlu karşılanmıştır. Yine eğitim 2023 Vizyon belgesinde öğretmenlik meslek kanununun çıkarılacağını müjdesi verildi, biz bunun öğretmene destek kanunu olarak da çıkmasını istiyoruz. Biz ayrıca yabancı dil eğitiminin sadece İngilizce olarak değil, çeşitlendirilmesi de istiyoruz. Ayrıca ücretli öğretmenlerin haklarının iyileştirilmesi kararı da alındı, ancak biz bunun yanı sıra ücretli öğretmenliğin son bulmasını ve bu durumun kalıcı hale getirilmesinden yanayız.
10 / Gülsüm Uzun: Yakın zamanda öğrenciliği sona eren biri olarak konuya biraz daha hakim olduğumu söyleyebilirim. Mevcut Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk’ un bundan önceki bakanlara nazaran bir nebze daha ileri olduğunu söyleyebilirim. Bu durum farklı kesimler tarafından da dile getirilmektedir. Son 20 yıllık sürece baktığımızda eğitim sisteminde birçok kez değişiklik yapılmış ve ne eğitimciler, ne öğrenciler, ve nede ebeveynler bu değişimin hızına yetişememişlerdir. Bu durum çok ciddi bir kayba neden oldu, eğitim birliği Cumhuriyet döneminde Tevhidi Tedrisat Kanuni ile bu hale gelmiştir. Bunun biraz daha detaylandırılması ve biraz daha bulunduğu bölgelere göre içeriğinin değiştirilmesi ve ana birliği bozulmadan ve asimile edilmeden gerçekleştirilmesi daha sağlıklı olur diye düşünüyorum.
11 / Kerem Seçer: Eğitimde misyon mu arıyoruz Vizyon mu? Bizim bu soruya cevap bulmamız lazım. İnsanlığı yetiştiren insanlara eğitim kodlarını veren kelamı kadim; oku, yaz, kalk, uyar dörtlüsü ile insanlığı inşa ediyordu ve bir eğitim modelini ortaya koyuyordu. Eğer bir fert kendisini ciddi anlamda yetiştirecek kitaba yönelirse kendisin misyon sahibi bir eğitime sahip olabilir. Fakat misyon sahibi bir eğitimden yüzümüzü vizyoner eğitime dönersek kara tahtadan akıllı tahtaya, akıllı tahtadan tablete, siyah önlükten serbest kıyafete, serbest kıyafetten de okulun içerisinde bira içip kutusunu öğretmene fırlatmaya kadar bir vizyona sahip oluruz. Vizyon bu ise ben misyon istiyorum, bize gerekli olan budur. Sayın cumhurbaşkanımız konuyla ilgili açıklamasında; küresel manada eğitime hakim olabilmek için yapılması gereken şey eğitimin millileştirilmesidir. Birleşmeyen bir eğitim asla eğitim değildir. Fakat aynı konuda sayın milli Eğitim bakanımız çıkıp: Ben şapkadan tavşan çıkaramam demektedir. İnisiyatif almaktan korkan bir bakan insanlığı nasıl inşa edebilir. Bugün baktığımızda son 40 yılda yazboz tahtasına dönmüş bir eğitim sistemi ile karşı karşıyayız. Her gelen müfredatı değiştirmektedir ve tamamen ezberci bir mantıkla öğrenci yetiştirilmektedir. Son olarak 18 maddelik bir eğitim vizyonu yerine 2 maddelik adil bir eğitim sistemi ve milli bir eğitim sisteminin bu sorunu çözeceğine inanıyorum.
12 / Mehmet Kıran: Ben eğitimde Ar Ge çalışmasını çok önemsiyorum. Bir çocuk neye meyilli, hangi konuda yetenekli bunun araştırılmasını ve çocuğun bu doğrultuda yönlendirilmesini uygun buluyorum. Hiç unutmam; Ortaokulda bir hocamız aynen şöyle demişti: Biz ilimde ister Çin’e ister Amerika'ya nereye gerekiyorsa giderim, ancak ahlak olarak Türk ve İslam olarak kalalım demişti. Bizim eğitimimizin temeli bu olmalıdır. Biz, zamanında 600 yıl dünyaya hükmetmiş bir imparatorluğun eğitim sistemi dururken gidip Avrupa'nın çöpe attığı eğitim sistemini getirdik ve sonuç karşımızda.
13 / Mehmet Kayabaş: Bugün eğitim öğretim sistemimiz adeta bir at yarışına dönmüş bulunmaktadır ve bunun yanı sıra sevgi, saygı, edep ve haya sınıfta kalmış bulunmaktadır. Evet, herkes okusun güzel bir yerlere gelsin diyoruz ama yani bize şu masayı yapacak adam da lazım, sanayimize ustalar lazım, kalfalar lazım, çıraklar lazım. Bu konuda ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır Bu konu üzerinde ciddi bir şekilde durulmalı bu bir devlet politikası haline getirilmelidir. Çocuklar daha küçükken yetenekleri ve seviyeleri doğrultusunda yönlendirilmelidir. Herkes üniversiteye gidecek diye bir kaide yoktur. Öğretimin yanında eğitimin de şu andaki gençlik üzerinde oldukça önemli olduğunu vurgulamak istiyorum.
14 / Abdurrahman Gül: şimdi hakikaten ahlaki yönden büyük bir çöküntü içerisindeyiz. Şunu özellikle belirtmek isterim ki en büyük eğitim önce aileden başlar; küçük yaşta bu eğitimin verilmesi lazım. Malumunuz; Bir çocuk dünyaya geldiği zaman kafası midesi ve ruhu boş olarak gelir. Kafasını ilimle doldurmadı mı cahil kalır, midesini helal lokma ile doldurmadan mı cani olur, ruhunu da ibadetle doldurmadın mı isyankâr olur. Biz bu eğitimi ailede vermediğimiz gibi okula gönderiyoruz, okulda da bir şey yok. Bu gerçekten üzücü bir durumdur, bundan dolayı milli eğitim ve diyanet camiamıza çok büyük işler düşmektedir diye düşünüyorum.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
150’ ye yakın sivil toplum örgütüne SMS atılarak haber verildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Milletvekillerine SMS atılarak toplantı hatırlatıldı.
BASIN İLE
İldeki basın davet edildi, Kanal Fırat ve Kanal E katılım gösterdi.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Ercan Sözüer / Elazığ kMM Girişimcisi