YER: BELEDİYE MECLİS SALONU
TARİH: 08 ARALIK 2013
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / MAZLUMDER (Nebahat Doğu Kurt – YKÜ)
2 / Çevre Gönüllüleri Derneği (Recep Kavuş – Başkan)
3 / BEY-DER (Cengiz Arı – YKÜ)
4 / İHD (M. Salih Astan Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı- İsmail Ayayna Şube Sekreteri)
5 / Aydın-Der (Evren Arı – Başkan)
MESLEK ODALARI
1 / TMMOB (Nevaf Taş – Yönetici)
SENDİKALAR
1 / SES (Kerem Orun – Yönetici)
2 / Genel –İş (M. Selim İş –Yönetici, İdris Basütçü Yönetici)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ Milletvekili katılımı olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI Belediye başkanı katılımı olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
1/ Ayla Akat Ata (BDP)
MEDYA
1 / İlkha Haber Ajansı
2 / Cihan Haber Ajansı
MODERATÖR Cuma Gülcü (kMM Girişimcisi)
KONULAR
GENEL KONU: Eğitim Sistemimiz ve Dershaneler
KONUŞULANLAR
1 / Nebahat Doğu Kurt: Ben şahsen dershanelerin çok faydalı olduğuna inanmıyorum. Dershanelerde çok başarılı öğrenciler için seviye sınıfları yapılıp onlar üzerinden bu iş yürütülmeye çalışılıyor. Baktığımız zaman bölgemizde sayısız dershane var ama sıralamada son sıralardan kurtulamıyoruz. Özellikle bölgemizde dershaneciliğin sadece eğitim için değil farklı amaçlar için de yapıldığını düşünüyorum. Dershanelerin kapatılması belki erken olabilir ama yanlış bir uygulama değildir. Şayet aileler çocuklarıyla yeterince ilgilenirseler dershanelere hiç gerek kalmaz.
2 / Recep Kavuş: Hükümetin eğitim politikası karma karışık bir halde yürüyor. Bir veli olarak baktığım da son yıllarda çocuklar sürekli bocalayıp duruyorlar. Daha bir sisteme alışmadan başka bir sisteme geçiliyor. Ak Parti’nin eğitim programı son derece düzensiz, plansız bir şekilde yürümekte. Getirilen 4+4+4 ile sıkıntılar iyice su yüzüne çıktı. Okulların fiziki yapısı, öğretmen sayısında önemli sıkıntılar yaşanmakta. Ortadan ikiye ayrılmış okullar mı dersin, ücretli öğretmen mi, ne dersen var olumsuzluk adına. Bölgemiz açsından baktığımızda da ana dilde eğitimin gerçekleşmemesi önemli bir eksiklik ve dezavantaj olarak duruyor. Bu haliyle çocuklarımız tabiri caizse 2-0 geriden başlıyorlar. Dershaneler konusuna gelince; burada da ne yapılmak isteniyor açıkça anlamakta güçlük çekiyorum. Dershaneler fırsat eşitliğine aykırıdır. Ama dershanelerin kapatılmasına bu kadar sert tepki verenleri görünce, bu güne kadar yaşanan onca olumsuzlukta, insan hakları ihlallerinde, başörtüsü, anadilde eğitim, anti demokratik uygulamalar varken neden susuyordunuz diyesim var. Şimdi ise büyük bir yaygara koparıyorlar. Ama bence durum halkın umurunda bile değil. Çünkü olsaydı şimdiye çoktan sokağa dökülmeler olmuştu, özellikle de bu bölgede… Ben iki tarafın da yaklaşımını samimi bulmuyorum.
3 / M. Selim İş: Recep Bey’in tüm söylediklerine aynen katılıyorum. Dershane eşitlik ilkesine aykırıdır. Ama dershaneler kalkınca bu kez özel ders patlaması yaşanacak. Bu durumda mağdur olan yine orta ve düşük gelirli olacak. Ayrıca şuanda binlerce kişinin ekmek kapısı durumunda dershaneler. Şu da bir gerçek ki hükümet bugüne kadar olduğu gibi eğer kafasına koydu ise mutlaka yapacaktır. Çünkü önünde durabilecek ne bir engel ne de bir muhalefet var.
4 / M. Salih Astan: Aslında Ak Parti’nin kafası karışık değil, tam tersi oldukça net durumda. Dershaneler konusundaki kararı yeni değildir. Baktığımız zaman sistemi var eden dershaneler değil, dershaneleri var eden sistemin kendisidir. Baktığımız zaman da dershaneler mevcut hali ile okullardan daha başarılı görünüyorlar. Buradaki amaç sistemi neo-liberal yapıya uygun hale getirmektir. Önce özel okullara dönüşecekler, devlet buraya bol bol para akıtacak. Daha sonra yavaş yavaş akışı kesmeye başlayacak ve eğitim tamamen paralı hale gelmeye başlayacak. Tıpkı sağlıkta yaptığı gibi… Şuanda dershanelere ihtiyaç kalmadı. Çünkü her ile bir üniversite yaptılar ve birçoğunun birçok bölümü de boş durumda. Yani artık öğrencilerin üniversite kazanmaları için sınava girmelerine gerek yok. Diploma notuna göre herkes belirli yerlere yerleştirilebilir. Şu anda mevcut sistem hasta ve bu hasta sistem başka bir hastalıklı sisteme dönüştürülmeye çalışılıyor. Eğitim sistemi de çökmüş durumda ve daha da kötüye gidecek. Peki bu konuda neler yapılmalı? Yerel yönetimlere özerklik tanınmalı, her bölge kendi eğitim sisteminden sorumlu olmalı, koordine etmeli ve politikalar belirlemelidir. Şuanda her ne kadar dershanelerin kapatılmasına karşı gibi duruyor görünseler de kapatılmaları en çok cemaatin işine gelecektir. Çatışma varmış gibi gösterilip zihinler bulandırılmaya çalışılıyor.
5 / Kerem Orun: AKP’nin eğitim alanında ne kadar başarısız olduğunu iktidarı döneminde değiştirdiği bakan sayısına bakarak bile anlamamız zor olmaz. Dershaneleri dönüştürüp onları finanse edeceğine kendi mevcut okullarına bu paraları aktarsa eğitim sistemi için çok daha iyi ve olumlu olacaktır. Ama devlet zaten eşitsizliklerin anası olduğu için bu hale geliniyor. Bugün baktığımızda eğitim sisteminde o kadar çok yanlış ve eksiklikler var ki… Bir yandan fiziki eksiklikler diğer yandan öğretmen eksikliği vb… Ayrıca mevcut sınav endeksli bir sistem aslında ana dilde eğitimin de önünde bir engeldir. Dershaneler özel okullara dönüşünce daha da ideolojik merkezlere dönüşecektir. Mevcut durumdaki dershaneler ise piyasacı ve sistemin açığını iyi değerlendiren durumdalar.
6 / Cengiz Arı: Ak Parti’nin son dönemdeki yanlış eğitim politikaları onu bu alanda iyice başarısız bir hale getirdi. Sürekli bakanlar değişti ve her gelen bakan farklı bir politika izledi. Bence eğitimde bölgesel farklılıklar göz önüne alınarak planlamalar yapılmalıdır. Ana dilde eğitimin olmaması da çocuklarımız için önemli bir dezavantajdır. Kılık kıyafet, başörtüsü(öğrenci açısından), karma eğitim bir sorundur. Karma eğitim tek seçenek haline getirilmemelidir. İsteyen istediği şekilde okutabilmeli çocuğunu. Değerler sisteminin eğitimde yer alması şarttır. Sınav sisteminin bir sonucu olarak dershaneler ortaya çıkmıştır. Dershaneye karşıyım ama mevcut uygulanan yönteme de karşıyım. Altyapı oluşturulmadan böyle bir şeye girişilmemeliydi.
7 / Nevaf Taş: Ben öncelikle ikinci yılını dolduran ve halen hiçbir şekilde aydınlatılmayan Roboski olayını kınayarak başlamak istiyorum. Aslında bugün konuşmamız gereken konu bu olmalıydı. Bugünkü konumuza gelince; bence bunların ötesinde asıl büyük resme bakmamız gerekiyor. Bugün baktığımız zaman karma eğitim, kılık kıyafet, cemaat eğitim ilişkileri, öğrenci evleri tartışmalarının yürütüldüğü bir ortamdayız. Ve nasıl bir nesil yetişeceğine, nasıl büyütüleceğine karar veren bir başbakan var. Bence öncelikle laik bir devlet olarak kalınıp kalınmayacağına karar verilmelidir. Dershanelerin kapatılması gerekiyor, ama öncelikle bunun bir altyapısının oluşturulması gerekiyor. Dershaneleri ortaya çıkaran sebepler yok edilmelidir öncelikle. Dershaneler mevcut sistemin bir sonucudur. Bu sorundan istifade eden cemaat buradan kendine yol bularak büyük bir hamle yapmıştır. Sadece dershaneler değil, öğrenci yurtları, özel okullar ve evler konusunda da önemli bir yere geldiler. Eğitim sistemi hakkında uzun süreli ve planlı programlar yapılmalıdır. Bu programları yaparken de bu işin içine sendikalar, akademisyenler, okul meclisleri, okul aile birlikleri de katılmalıdır. Karma eğitimden kesinlikle vazgeçilmemelidir. Çünkü vazgeçilirse çocuğunu karma okullara gönderen aileler üzerinde önemli bir mahalle baskısı oluşacaktır.
8 / Evren Arı: Bu ülkede eğitim öğretimin tanımından tutun da, müfredatın ideolojik konularına kadar ciddi bir değişime gidilmesi taraftarıyım. 80 yıllık Kemalist ideoloji ile besletilmeye, büyütülmeye çalışılan eğitim sistemi bugün endeks olarak neo Osmanlı sistematiğiyle yeniden yapılandırılıyor. Bu ülkede eğitim sistemi uysallaştırma ve itaat olgusu temelinde ele alınmaktadır. Asıl olan düşünen ve sorgulayan bireylerin yetiştirilmesidir. Eğitim sistemi siyasi ve bürokratik yapılanmadan tamamen uzaklaştırılmalıdır. Anadilde eğitim hızla sağlanmalıdır. Bölgelerin coğrafi, etnik, kültürel yapısına uygun eğitim sistemi baz alınmalıdır. Eğitim sistemi sektör ve kapitalden uzak tutulmalıdır. Bilim ve felsefe eksenli eğitimler yoğunlaştırılmalıdır. Sınavlar kaldırılmalı, bireyi tanıyan eğitim odaklarıyla eğitim sistemine geçilmelidir. Tarih sürecinde putlaştırma noktasına getirilen devlet alanlarının tarihsel olay-sonuç noktasıyla duygusal yapılanmadan uzak tutulmalıdır. Karma eğitim veya tek cinsiyet eğitimi özgür iradeye bırakılmalıdır. Bu bahsettiğim şeyler gerçekleştiği takdirde zaten dershanelere de ihtiyaç kalacağını düşünmüyorum. Dershaneler kapatılmalı lakin çalışan emekçinin insan hakları ihlallerine sürüklenmemesi için gerekli önlemler alınmalıdır.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
100 civarı sivil toplum kuruluşu ile iletişime geçildi. E-mail ve telefonlarla bilgilendirmeler yapıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Telefon ve fax yolu ile 4 milletvekili ile de iletişime geçtik. Vekillerden Ayla Akat Ata’dan geri dönüş aldık. Sekreteri aracılığı ile katılamama nedenini belirtti. Ama vekil katılımı olmadı.
MEDYA İLE
30 civarı basın temsilcisi ile e- mail yolu ile iletişime geçildi. Toplantımız öncesi ve sonrasıyla yerel medyada haberleştirildi.
KATILIMCILARLA
E-mail ile tüm katılımcılardan konu istedik. Konu önerisi gelmedi. Konu tercihleri yapıldıktan sonra bir öneri geldi (Nevaf Taş- TMMOB) ama gerekli duyurular yapıldığı için gündeme alınamadı.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Batman kMM Hamalı Cuma Gülcü