YER: MARSİAD Toplantı Salonu
TARİH: 08.11.2013 saat 18:00 de
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Marmara Ordulular Derneği ( Mehmet Çun – Başkan )
2 / Kartepe İnsan Hakları Derneği ( Orhan Gazi Ergin – Üye)
3 / TEMA ( Nejdet Kurumanoğlu – Üye )
4 / Thökeyl İmre Türk Macar Dostluk Derneği ( İsmail Çoruh – Üye )
5 / Bedensel Engelliler Derneği ( İsmet Arguç – Başkan )
6 / ÇEKÜL ( Numan Gülşah)
7 / Kocaeli Turizm Derneği ( Soner Kılıç – Başkan )
8 / Marmara Mardinliler Derneği ( M.Hatip Erkınay – Başkan )
MESLEK ODALARI: Katılım olmadı.
SENDİKALAR: Katılım olmadı.
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Emrah Durmuş
GÖZLEMCİLER
1 / BDP İl Başkanı ( Mehmet Alçınkaya )
2 / HDP İzmit ( Sinan Odabaş )
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ: Katılım olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI: Katılım olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
1/ MHP ( Lütfü Türkkan )
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 11 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
1 / Pusula Dergisi
MODERATÖR: Bahri Odabaş – KkMM Girişimcisi
KONULAR
GENEL KONU: ‘Yerel seçimler ve yerinden yönetim’
YEREL KONU: ‘Kocaeli’de sivil toplum ve siyaset
ANAYASA (Genel konu ile ilişkili olarak)
KONUŞULANLAR
1 / Bahri Odabaş: Herkese iyi akşamlar. Duyarlılık gösterip katılanlara teşekkürler. Toplantının nasıl seyrettiğini hepimiz biliyoruz sanırım, tekrar anlatıp vaktimizden çalmayalım. İlk önce genel gündemle başlamak istiyorum.. Buyrun İsmail Bey, 10 süreniz var
2 / İsmail Çoruh: 2002 yılından sonra yerel yönetim yerinden yönetim diye bir kurum kalmadı. Kendi ilimiz üzerinden konuşursak, katma değere %17 lik bir kattı sunan ilimizde aldığımız hizmetler bunun onda biri kadardır. Birde Türkiye’nin en borçlu belediyesiyiz. Son söylemlere baktığımızda İzmit’i yeşil bir kent yapacağızdır. 1.900 küsür ağaçın dikildiğinden söz ediliyor. Bunun gerçek olması için şuan ki İzmit’in 2 katı alana ihtiyaç vardır. Nerde bu ağaçlar? Üç tane köprümüz var. Bunların projeleri nereden geldi? Ulaşıma gelecek olursak akmayan bir trafiğimiz var. Önceden evden işyerime 25 dk. gelirken şimdi ise 45 dk. Da geliyorum. Ben dünya bankasında oturuyorum. Otobüslerimiz önce 6 dk. Bir sonra 12 dk. Bir idi. Şimdi ise 17 dk. bir gelmektedir. Belediyecilik hizmetinde süreklilik esastır. Yurtlar meselesi var. Eğitimde ilk 20 ilden biriyiz. Üniversite öğrencilerin konaklama ihtiyaçlarının %1 ini karşılamaktadır. Bu yüzden özel yurtlar ön plana çıkmaktadır. Ama bu yurtlarda 1999 da zarar gördüğü halde güçlendirme yapılmayan binalar yurt halini almıştır. Belediyenin verdiği yurt olmaya elverişlidir belgesi ile bu işler olmaz. Bu binalar ruhsatı kim veriyor. Denetim şarttır. Birde enerji tasarrufu ile ilgili olarak mantolama var ki en önemlisi bence çünkü mantolama malzemelerinin yanıcı olmaması gereklidir. Maalesef yeterli denetleme olmadığından yanlış malzemelerle mantolama yapılmaktadır. Buda bize gösteriyor ki, insana kıymet verilmeyen bir ortamda yaşamaktayız. Ve sıkıntıyı hep halk çekmektedir.
3 / Bahri Odabaş: İsmail Bey aksaklıkları ve olumsuzlukları dile getirdi. Ama önümüzdeki seçimlerle ilgili yerel seçimler ve yerinden yönetim nasıl olmalıdır? Ne istiyoruz? Bunlarada cevap verirseniz daha verimli toplantı olacaktır.
4 / İsmail Çoruh: Tüm siyasi partiler üyelerine kimi aday olarak görmek istediklerini sormalıdır. Ve seçime o adaylarla gitmelidir. İlimizde de Türkiye genelinde de bunun bu şekilde uygulanması gerektiğine inanıyorum. Bir şey daha paylaşmak istiyorum. Tam bir yıl Gündoğdu Konutlarında Sedaş ve Belediyenin çatışması yüzünden geceleri sokak lambasız bir şekilde yaşadık. Bir gün Ankara’ya yolun düştü ve İlyas Şeker’i de ziyaret ettim ve durumu kendisiyle paylaştım. İlgileneceğini söyledi. Ve sorun çözüldü. Bence Belediyelerde neyi yapıp neyi yapmayacaklarını bilmiyorlar.
5 / Mehmet Çun: Meclis üyesi olan adayları siyasiler değil de tercihli oy sistemi ile halk oyunu kullanmalıdır. Mehmet Çun sıralamada 25 sıradaysa oda tercih edilebilmelidir. İsmail Beye trafik konusunda katılmıyorum. Bu yollar yapılmadan evvel Real’den Heykel’e ramazan ayında iftarda 1 saatte gittiğimi hatırlıyorum. Heykel’in altında yapılan şelale bence çok güzel oldu. Yapılan güzel şeyleri de göz ardı etmemeliyiz.
6 / İsmet Arguç: Yerel sorunların farklı görüşler tarafından demokratik bir ortamda konuşuluyor olması sevindirici bir olaydır. Yerel yönetim bence demokrasinin geniş bir katılımla yönetim anlamında topluma yansıdığı bir modeldir. Kocaeli’nde trafik yok. Seçimlerden önce moneraydan bahsetmişlerdi. Şimdi ise aldıkları körüklü otobüsleri halka gösteriyorlar. Bizler vatandaş olarak kandırılıyoruz. Elbette yollar, ağaçlar önemli ama şehrin merkezinde insanlar açlık ve sefalet içinde yaşarken, ağaca, çiçeğe yapılan yatırıma karşıyım. Yenidoğanda 4 engelli çocuğu ile yaşam mücadelesi veren kadını gidip bir görsünler. Yerel yönetimler neden var. Bunun için yok mu? Trafikle ilgili çözüm belli yıllardır söylenen Körfeze, oradan da Gebze’ye kadar yapılacak olan hafif raylı sistemdir. Sirmen zamanında fuara geçiş için yapılan köprülerden birine engelliler için asansör yapıldı. Olmaz dediler. Şimdi alasını yaptılar. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Şehrin iki yakasını bir araya getiremezken, Avrupa’ya entegre olmaktan bahsediyoruz. Bence Derince’de ki gibi alt geçit şehrin merkezinde uygulanmalıydı. Yeni Cuma Camii önündeki köprü ile Mimar Sinan’ın kemiklerini sızlatıyoruz.
7 / Emrah Durmuş: Mimar Sinan Ermeni kökenlidir. Ama Türkleştirmişlerdir.
8 / İsmet Arguç: Ermeni kökenli olması değil, ne yaptığı ve bu ülkeye neler bıraktığı önemlidir. Kentimizde eğitim başarısında %60 lardan %30 lara düşmüştür. Biz engelliler alanında da pek yol alındığı kanısında değiliz. Bu ülkede %12,29 luk bir engelliyi temsil eden bir örgütün il temsilcisi olarak ülkemizde 9-10 milyon engelli bulunmaktadır. İlimizde yaklaşık 200 bin engelli vatandaşımız yaşamaktadır. Bu sebepten eğitim, sağlık, güvenlik konularının yerel yönetimlere bırakılmasından yanayım. Bizler yöneticilerimizi kılı kırk yararak seçmeliyiz. Engellilerle ilgili birçok sıkıntımız var. 2002 den sonra yerel yöneticilere diyalogumuz azatlı. 2009 seçimlerinden sonra ise hiç yok. Engelli birey olarak gel yardımcı oluruz diyorlar, ama örgüt yada STK olarak gelme diyorlar. Ben aynı zamanda Kent Konseyi Engellilerden Sorumlu Başkan Yardımcısıyım. Ama bunları söylemekten çekinmiyorum. Belediye otobüsleri engelliler için çok önemlidir. Ve sayıları yeterli değildir. Ben yerel yönetimlerin Sivil Toplum Örgütleri ile koordineli olarak çalışmasından yanayım.
9 / Bahri Odabaş: Bizlerde aynı durumdan müzdaribiz. Ama siyasi partilerle bir araya geldiğimizde söylenen daha sizler kendi içinizde bir araya gelemiyorsunuz. ‘Bizler neden sizlere değer verelim.’ Gibi bir yaklaşımla karşı karşıya kalıyoruz. Şuan burada farklı görüşlerden 13 STK bir aradayız. Demek isteyince oluyor arkadaşlar. Bürokrasiyi bir türlü aşamıyoruz. Toplantıya katılanlar hatırlayacaktır. Ulaşım ile ilgili olarak yapılan toplantıda CHP meclis üyesi Muzaffer Gürfidan’da vardı. Ve yapılanları tebrik etmişti. Bizler onlara, onlarında bizlere ihtiyacı var. Birbirimizi dinlemeden, anlamadan önyargılı bir biçimde hareket etmek yanlış, hep dediğimiz gibi önyargılarımızı kapının önünde bırakıp öyle bakmalıyız meselelere, örneğin; Seka Park olayında olduğu gibi Liman yapılmak istendi. Karşı çıktık. Şimdi ise en övündükleri proje haline geldi. İletişim problemimiz var. Bir yetkili olsaydı ve bizleri dinleseydi. Ama maalesef yok. Ama bizler yılmadan burada konuşulanları etrafımıza yaymalıyız.
10 / Numan Gülşah: Avrupa birliğinin eğitim, sağlık ve güvenlikle ilgili konuların yerel yönetimlere devredilmesi bizim gibi biyat kültürü ile yönetilen toplumlar için geçerli değildir. Tabi ki böyle olsun isteriz, fakat ne zaman insanlar haklarına sahip çıkar, düşüncelerinin özgürce paylaşabilirse bu mümkün olur. CHP nin bu yıl yaptığı gibi üyeleri adayları belirliyor. Ama AKP de teyamül var. O kadar araştırdım, ama neye dayandığını bulamadım. Sanırım Başbakanın düşüncelerini en iyi şekilde uygulayacak olanlar seçilecekler. 5 yıl önce Dubaiport ile ilgili olarak Belediye Başkanına gittiğimizde ‘Bende istemiyorum. Ama Başbakan böyle istiyor.’ Demişti. Aynı şekilde köprüler, ormanlar, AB ile oluşturulan Marka gibi oluşumlar bir şekilde planlanıyor. Bizlerde başımızdakileri bizler seçiyoruz diye seviniyoruz. Trafik sorununa bende katılıyorum. Birde Kocaelispor’u kurtarmak için kurulan bu parkomatlar var. Hem trafik için hem hava kirliliği açısından önemli görüyorum. Çözüm hafif raylı sistem ama bir türlü hayata geçemedi. Düşünün dağlarda bile zehirli hava tesbit edildi.
11/ Sinan Odabaş: Sistemin yürümesi, kazanılan paralar daha önemli değil mi?
12 / Numan Gülşah: Benim sağlığımdan önemli değil, Birde özürlüler konusu var. Belediye görevlerinden biride ulaşım ama belediye otobüslerinde yeterli sayıda özürlüler için olan rampalar yok. Bizler seçimlerimizi yaparken partisine ona şuna bakmamalıyız. Bilgisine, eğitimine bakmalıyız. Hiç kimseye sormadan ben yaptım oldu mantığı yanlıştır. Meclis üyelerini de görüyoruz. Eller kabul edildi, edilmedi diye kalkıyor. Kimse sormuyor konu nedir? Bizler için sonuçları neler olacak? Havayı, suyu, coğrafyayı, tarihi düşünen kimse yok. Herkes rantın peşinde maalesef. Bizleri düşünen şehrimizi düşünen yok.
13 / M.Hatip Erkınay: Herkese iyi akşamlar. Mehmet Bey bu toplantıdan bahsettiğinde heyecanlanmıştım. Gündeminiz belli ama şuana kadar konuşan herkes eleştirdi. Eksikleri, yanlışları söyledi. Somut bir öneri Mehmet Beyden geldi. Birde İsmet Beyden geldi. Ben Türkiye’nin genel bir tablosunu çizmek istiyorum. Ana sorun sistem aslında bunu sorunu çözmediğimiz takdirde havanda su döver dururuz. Birde başımdan geçen bir olayı sizlerle paylaşmak isterim. İzmit Belediyesi tarafında doğu illerimize bir gezi düzenlenmek istenmiş ve 17 STK bizlerde vardık orada bir toplantı yapıldı. Ve toplantıda bizlere sorulmadan bir temsilci seçilmiş, program yapılmış. Ben arkadaşlara böyle bir oluşumda olmamalıyız dedim. Beni dinlemediler. Sonra düzenlenen Nevzat Doğan, 17 STK beceremedi. Yani bizler kullanıldık. Genel olarak baktığımızda hepimiz benzer şeyler yaşamışız. Ama sorun şu bence hangi siyasi partiyi temsil ediyorsak onun ağzı ile konuşuyoruz. Sorun bizlerde, sonra partimizde ve devletimizde devam edip gidiyor. Bu ülke bizim hep birlikte yaşamak zorundayız.
Mecliste yerel bir konuda Kocaeli’nin Vekilleri fikir beyan edemiyorsa, memlekette demokrasiden bahsedemeyiz. İzmit Kent Konseyini herkes biliyor. Bana da bir teklif gelmişti. Bende şöyle dedim. ‘Belediye Meclisini çalışır hale getirin. Ondan sonra bende Kent Konseyine girerim.’ Demiştim. Rahat bir şekilde namaz kılacağımı bilsem. CHP de, DSP de siyaset yapabilirim. Ama dışlanacağımı bildiğim için hiç gitmedim. Bunları aşmalıyız. Dernekleri aktif hale getirmeliyiz. Yoksa tek başımıza mücadele eder dururuz. Ben herkesin eşit olmasından değil, fırsat eşitliğinden yanayım. Birde toplantı konseptini bilmediği için bu konuşulanlar ne olacak bu konuda da beni aydınlatırsanız sevinirim.
14 / Bahri Odabaş: Konuşulanlar bir tutanak haline getiriliyor. Pazartesi sizlere konuşmalarınızla ilgili eksik yerler yada eklemek istedikler varsa düzelterek perşembeye kadar bizlere geri gönderiyorsunuz. Mutfak ekibimiz Yurt genelindeki tüm tutanakları değerlendirip bir ortak payda raporu yazılıyor. Ankara’da bulunan temsilcilerimiz ve ekibimiz gayretleri ile tüm partilerin katılımı ile oluşan destek grubundan milletvekillerimizle ay sonunda tüm dünyaya TBMM den canlı olarak açıklanıyor. Ve yazılı bir kaynak olarak tüm partilerin arşivlerinde yerini alıyor. Şimdi kullanılmasa bile 1 sene sonra 5 sene sonra ne olacağını kim bilebilir. Toplumun yasama sürecine kattı sunabilmek için arkadaşlarımız birçok çalışma yapıyorlar. Bunları web sayfamızdan da takip edebilirsiniz.
15 / M.Hatip Erkınay: Birbirimizi eleştirmek, partileri eleştirmek yerine iyi ve kötüleri görsek daha iyi olacak. Bizler birçok konuya eğilmektense 1-2 konuyu takip etmeliyiz. Öncelikle beğenmediğimiz Meclis üyelerine gitmeli. Olmadı daha üstüne, oda olmadı daha üstüne, olmadı Başbakana oda olmadı gerekli eylemleri yapmalıyız. Bunu yapmadığımız sürece etkisiz Dernek Başkanları olarak anılır dururuz.
16 / Nejdet Kurumanoğlu: Hatip bey hiç öneri söylenmedi demişti. 8 maddelik bir önerim var. 1- Siyasi ve idari partiler yasası değişmeli. 2- Bir ilde iki başlılık olmamalı, ya vali belediye başkanına yada belediye başkanı valiye bağlı olmalı. 3- Belediyeleri denetleyecek adil omurgalı komisyonlar kurulmalı. 4- projelerde uygulamalardan önce STK’ların görüşleri alınmalı, getirileri götürüleri hesap edilmelidir.5- İsraftan ve savurganlıktan kaçınılmalıdır. 6- Belediye hizmetlerinden toplumun her kesimi yararlanmalıdır. 7- Toplumun değerleri asla istismar edilmemelidir. 8 – Belediye başkanları toplumdan, insanlardan eleştiri istemelidir. Eleştiri insan için en önemli kaynaktır.
Devlet kurumlarında çalışan insanlar kendilerine dayatılanlara itaat ediyorlarsa o insan eksik bir insandır. Bence değerli , değildir.
17 / Emrah Durmuş: İsmail bey izolasyonda duvarlar örüldüğünü söylemişti. Artık duvarlar her yerde; siyasi partiler arasında , İzmit körfezinde bile bir duvar var. İzmit körfezi bir havuz olmuştur. Büyük bir kirlilik söz konusudur. Bizlere kent kart dayatması yapılmıştır. 25 kuruşluk kart 5 tl olarak satılmıştır. Geri kalan Albayraklar şirketine gitmiştir.Birde her binişte % 2’lik pay bu şirkete %3’lük payda belediyeye gitmektedir. İsmet bey engelliler ile ilgili bilgi verdi. Sıkıntıları dile getirdi. Bende söylediklerine katılıyorum. Bunların siyasi partilerinde bile kendi aralarında duvarları vardır. Artık siyaset sadakat üzerine kurulmuş durumdadır.
Çingenelerin yaşadıklarına şehrimizde hep beraber şahit olduk. Onlarda cumhurbaşkanı , başbakan kadar bu ülkede hak sahibidirler.Vicdanlara duvar örülmüştür. Önce kendimize dönmeli vicdanlarımızla tartışmalı sonra komşumuz, mahallemiz, şehrimiz ve ülkemizde örgütlenme ile çözebiliriz.Demokrasi konuşmak ve anlaşmaktır. Bizler daha birbirimizle konuşamıyoruz. İl örgütlerini tabanla birleştirebilirsek bu sorunları çözebiliriz. Siyaset belden aşağı konuşmak değildir. Şafak Pavey’in konuşması zekice ve güzel bir örnek teşkil etmektedir. Bahri bey aracılığıyla tüm hamallarımıza teşekkür ederim. Bizleri biribirimize yabancılaştırdılar. Sorunları ayrı ayrı çözmektense bir araya gelip çözmek zorundayız.
18/ Orhangazi Ergin: Büyükşehir belediyesinin bugüne kadar yaptığı çalışmalardan dolayı tebrik ediyorum. Yerinden yönetim ve merkezi yönetimden bahsedildi. Yasama yargı ve yürütme arasında bugüne kadar bir muaffakiyet sağlanmamıştır. Başkanlık sistemi ile bunun sağlanacağını düşünüyorum ve istiyorum. Tabiki belediyenin yapmadıkları da var hafif raylı sistemle Dilovasın’dan Uzuntarla’ya kadar raylı sistem yapılabilirdi.Çok ideolojik düşünceleri merkeze koymamak gerekir. Hep olumsuz eleştiriler getirildi belediye ile ilgili iyi yapılan şeylerde söylenmelidir.
19/ İsmail Çoruh: Seçim listelerini yüksek seçim kurulu adrese dayalı olarak belirliyordu, yetkiler alıp içişleri bakanlığına verildi. Şimdi soyadına göre listeler yapılıyor. Yüksek seçim kurulu adalet bakanlığına bağlandı. Adaletin olmadığı bir ülkede nasıl adaletli bir seçimden bahsedebiliriz. Yerel seçimlerin en büyük sorunlarından biri budur.
20/ Sinan Odabaş: İlk defa il, ilçe meclisler oluşturup onun üzerine bir parti inşa ettik. KMM’ler gibi bizde aşağıdan yukarıya giden bir sistemle çalışıyoruz.Yerel yönetime ilişkin bir iki cümle var. Sistemde her şey olmadan, Bizlerin görüşü alınmadan tamam yapılmış. Bunların yerine hepimiz birlikte yeni bir sistem inşa edeceğiz. Kent halkının kendini yönetecek, ekolojik katılımcı, yerinden demokratik kurallarla yöneteceği bir belediye anlayışı ile halkın karşısına çıkacağız. Bizler belediyecilik anlayışını politik değil hizmet alanı olarak görüyoruz. Bu sistem gayri meşrudur. Sistemden kopulmadığı sürece çözüm olmayacaktır.
21/ Mehmet Alçınkaya: KMM’ler çok değerli arkadaşlar ama burada keşke belediye yetkilileri ile bu sorunları birlikte konuşabilseydik. 21. Yüzyılda sistemler değişiyor, insanlar değişiyor. Bireylerin rolleri ile yeni bir paradigma tartışılıyor. Her alanda eskiler tartışılıp yeni yol çiziliyor. Gezi olayları yerel yönetimlerin nasıl olması gerektiğini bizlere göstermiştir. Birilerinin bizim adımıza karar vermemesi gerektiğini, katılımcı demokrasiyi bizlere gösterdi. Artık kendi kendimizi bizler yönetmeliyiz. Bizim adımıza kimse karar veremez. Asıl sahip çıkmamız gereken nokta budur. Yunanistan’ da, İsveç’te, Almanya’da valiyi bile halk seçiyor. Belediye meclisindeki insanların hepsi meslek sahibi insanlar. Sadece oradaki vatandaşları için hizmet ediyorlar. Bizde meclis üyesi olmak için insanlar paralar harcıyorlar. O kentin rantına nasıl ortak oluruz diye hesaplar yapılıyor. Bunların değişmesi için;1- Yapılacak olan projelerin uzmanlar tarafından yapılması, 2- ilgili STK’ların muhatap alınması,
Şirintepe mahallesinde oturuyorum. Şirintepe mahallesinde yıllarca önce bir liman yapımı projesi oluşturuldu. Biz mahalle sakinleri olarak bu projeye bir sürü vaatler verilmesine rağmen karşı çıktık. İşte bu halkın iradesiyle gerçekleşti. Sorunların bu şekilde çözülmesi gereklidir. Seka park örneği şehrimiz için bu anlamda güzel bir örnektir. Bizlerinde belediyeler olarak eksiklerimiz var. Ama sistemin sorunu bu, bizlerde kendi eksiklerimizi gidermeye, öğrenmeye çalışıyoruz. Yerel yönetimi savunmalıyız. Kendimiz ile ilgili kararlar merkezden verilmemelidir. Bizler kadının önemini biliyoruz. Parti olarak bir büyükşehir 50 ilçede sadece kadınlar olarak seçime girilecek, erkeklerin aday oldukları yerlerde de aday olabilecekler. Yerel yönetimlerin doğrudan seçilmesinden yanayız. Kocaeli’de HDP olarak seçimlere katılacağız. Yeni paradigmaya uyan devletlerin halkları mutlu olacaklardır, uymayanlarınki ise bugün Orta doğuda yaşananlar malum… bunları yaşamaya mahkum olacaklardır.
22/ Nejdet Kurmanoğlu: Başkanım bir şeylere muhalif olurken yada karşı çıkarken muhalefet olarak mı karşı çıkıyorsunuz? Yoksa araştırıp soruşturup bilinçli bir şekilde mi karşı çıkıyorsunuz?
23/ Mehmet Alçınkaya: Bilmediğimiz konuda ahkam kesmek bizim işimiz değildir. Kentsel dönüşüm ilimiz için gereklidir. Ama rant’a dönüşürse biz bunun karşısında dururuz. İl başkanı olarak her konuda bilgi sahibi olmak zorunda değilim. Bizler gerekli uzmanlara danışıp konu hakkında bilgiler alarak hareket ediyoruz. Şimdiki partilerin yaptığı gibi birbirlerinin r
24/ Sinan Odabaş: Bizler kendimiz seçilsekte, seçilmesekte seçim bildirgemizdeki projelerimizi seçilenlere bir dosya halinde sunacağız.
25/ Mehmet Alçınkaya: Hoşgörü önemlidir. Kimse benim gibi düşünmek, yapmak ve birlikte kararlar alacağız. Özgür yaşam hepimizin hakkıdır.
26 / Bahri Odabaş: İkinci gündem maddemiz olan Sivil toplum ve siyaset ilişkileri konusuna geçmek istiyorum. Sözü Mehmet Beye veriyorum.
27 / Mehmet Alçınkaya: Türkiye’de tam anlamı ile STÖ yok. Varolanlar da sistemin yapılarıdır. STÖ olanların kendilerine bakıp gerçekten STÖ müyüz? Diye sormaları lazımdır. STÖ bizim için şunu yapın diyen bulunduğu hayatı değiştirmek için bir şey yapmayan kurumlardır. Temel sorun budur.
28 / Soner Kılıç: STÖ orjini ne olmalıdır? Bir örnek vererek açıklayabilir misiniz?
29 / Mehmet Alçınkaya: Hemşehri Dernekleri birer STÖ müdür? STÖ sistemin karşısında olmaktır. Sistemin karşısında bir çeperdir. Sistem içindeki bir örgüt STÖ olamaz. Bu benim göri üşümdür. Katılırsınız katılmazsınız.
30 / İsmet Arguç: Bizler sürekli isteyen talep eden değil, noksanları söyleyen, söyleyebilen olmak istiyoruz.
31/ Nejdet Kurumanoğlu: Ben TEMA Vakfı gönüllüsüyüm. STÖ çokta yetkisiz değildir arkadaşlar. Bizler toplulaştırma yasasını çıkarttık. Bu bizim projemizdi. Tarım arazilerinin uygun şekilde kullanılması ile ilgili yasa bizim projemizdi. Toprak yasası bizim projemizdi. Bastırdık, üzerine gittik ve yasaları çıkarttık. Haksızlık yapmayalım çokta etkisiz değiliz.
32 / Bahri Odabaş: Başkan o kadarda ümitsiz olmayın. Sizin gibi düşünen ve burada olmayan birçok STÖ olduğunu biliyoruz. Sizin Şirintepe örneğinde olduğu gibi. Bizlerde en son kMM lerinde ele aldığımız, Maşukiye Taş Ocağı konusunda yılmadık, el ele verdik ve birlikte mücadele ile bu olayı sonuçlandırdık. Kendimize çokta haksızlık etmeyelim. Yeter ki birlikte olalım.
33 / Numan Gülşah: Ne kadar güçlü olursalar olsunlar, dik durmasını bilirsek bu kent için her şeyi yapabiliriz. Başkanın tespiti doğrudur. İktidar kendine kurumların yaşamasına izin verirken, kendine uymayanları ezmeye çalışmaktadır. Rant için yapmadığımızdan hep doğru bildiğimizi söylemeye devam edeceğiz. AB Komisyonunun dedikleri güzel ama ne zaman bu ülkede insanlar birey olarak haklarını bilir, düşüncelerini rahatlıkla ortaya koyarlarsa o zaman geçerli olur. Yoksa bugünkü Türkiye’de mümkün değildir. Baksanıza Adana Valisi’ talimatı aldık’ diye biliyor. Sen Devletin Valisisin ne zamandır, sözlü talimat alır oldun. Bu ülkede kanun var. Demek ki, talimatları resmi yazı ile almıyor mu? Diye bir soru gelir herkesin aklına…
34 / Emrah Durmuş: Türkiye toplumu minitalis bir toplumdur. Tepeden aşağı bir yapımız var. Bardağın boş ve dolu taraflarını iyi görmemiz gerekmektedir. STÖ ve siyaset ilişkileri Avrupa daki gibi olursa yani devlet dışı olmalıdır. Ama biz maalesef pek dışına çıkamıyoruz. Valiliğe bağlı Dernekler Masasına bağlıyız. Gerçek sivilleşmeye ihtiyaç vardır. STÖ lerinin iktidarla, muhalefetle, siyasi partilerle bir mesafe içinde olmalıdır. Olamazsanız ya parti derneği yada sendikası olursunuz.
35 / Sinan Odabaş: Geleceğin STÖ leri iktidar üretmeyen, hegomonya üretmeyen, alt üst üretmeyen yerinde doğrudan demokrasi içinde yatay örgütlenmeler geleceğin sivil toplumudur. Sistemle, iktidarla, hegomonya ile hiçbir bağlı olmayan organizasyonlar geleceğin sivil toplumudur. Vicdani red organizasyonudur. STÖ ve siyasi ilişkiler alanında bazı şeyler bu anlamda çöpe gidebilir.
36 / İsmet Arguç: Herkes farklı herkes eşittir demişti toplantı başında bunu yinelemek istiyorum. Sivil toplum olunca mutlaka muhalefet olmak zorundasınız. Çünkü sizlerle ilgili yapılmayan yada eksik yapılan bir şeyler var. Örneğin, belediyenin engelli hattı var. Evet güzel bir şey ama tek araba ile oda sadece merkezde 180 bin engelliye nasıl hizmet vereceksin. Günler öncesinden arayıp randevu almalısınız. Toplumda içinde kimse ile eşit değiliz. En basiti yol yapılırken göz ardı ediliyoruz. Tabi ki, hiçbir şey yapılmadı demiyoruz. Engellilerle ilgili Ayrımcılık yasası çıktı. 5378 Yasanın 10 maddesi ile ilk defa engelliler muhatap kabul edildi. Evde bakım ücreti getirildi. Ama yapılmayanları da eksikleri de söylemeliyiz. 30 tane Büyükşehir oldu. Bunların birçok götürüsü olacak bunu kimse düşünmüyor. Köyler mahalle oldu. Etkilerini 3-5 sene sonra hep beraber yaşayıp göreceğiz.
37 / Soner Kılıç: STÖ, kent ve belediyeler arasındaki ilişkiden bahsetmek istiyorum. Belediye Başkan adayları seçim öncesi STÖ söylemleri şöyleydi. ‘ Bu kenti beraber yöneteceğiz, ortak kararlar alacağız.’ Dediler. Önce fikirlerimizi aldılar sonra bizlerle yan yana bile gelmek istemediler. Neden onlara hesap sorarız diye bizlere içi boş diye imaj yarattılar. Gene bildiklerini okudular. Bu iş böyle olmaz dediler. Yeni STÖ oluşturdular, daha çok muhafazakar, yeni düzenin yeni derneklerini kurdular. Kent konseylerini kurdular. Onları da etkisizleştirdiler. Herkes gezi ruhundan feyz alması gerekirken oda olmadı. Maşukiye Taş Ocağında yaptıklarımız gezi için iyi birer örnek oluşturdu. Çevreye duyarlı insanlar Maşukiye için bir piknik havasında siyasileri bu işe karıştırmadan geri adım atıldı. Ama Avrupa da Hollanda da Türk asıllı bir vekil Maşukiye Taş Ocağının engellenmesi ile ilgili AB desteklerinin boşa harcanması ile ilgili bir soru önergesi verdi. Ve geri adım atıldı. Ne kadar STÖ içi boşta desek etkisiz değiliz.
38 / M.Hatip Erkınay: Bizler özgürlüğün tanımını yanlış yapıyoruz. STÖ ve siyaset ilişkilerini kurarken şunu atlıyoruz. Demokrasi halk adamının kalkıp, iktidarı yönetmesi değildir. Onun için uzman kişiler seçilmelidir. Yerel yönetimlerden başlayarak bunu yapmalıyız. Mehmet Beyin dediğine katılmıyorum. Numan Beyin dediği gibi korkmadan gerektiğinde evet, gerektiğinde hayır demeliyiz. Ben kendi meclis üyemi kendim seçmeliyim. O zaman benim meclis üyem benim fikrimi beyan eder, aksi taktir de söz hakkı olamaz.
39 / İsmail Çoruh: İzmit kentsel dönüşümde bir hayli yol aldı, Fakat 3-4 kata izin verilen bir yerde Toki!nin 10-15 katlı bina yapabiliyor olması ve projelerin Ankara’dan gelmesi İzmit’e uymuyor.
40 / Orhangazi Ergin: İktidarın, adayları seçerken belli işadamlarını, belediye başkan yardımcılarını, aşiret liderlerini aday göstermesi bu anlayış değişmelidir.
ÖNERİLER
1 /
ORTAK SONUÇ
1 /
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
78 Sivil Toplum Kuruluşlarına yazılı, e-mail ve telefonla davetler yapıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Milletvekillerine telefon ve e-mail yolu ile davetler yapıldı.
MEDYA İLE
12 basın yayın kuruluşuna e-mail yolu ile toplantı bildirildi. 1 Basın mensubu katıldı.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Bahri Odabaş – KkMM Girişimcisi
08.11.2013 Kocaeli kMM Toplantı Tutanağı
previous post