YER: Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu Toplantı Salonu
TARİH: 08.10.2016
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1/ Mehmet Şerif Öter Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu Bşk.
2/ Cebrail Bülbül Mardin değerlerini koruma ve yaşatma derneği bşk
3/ Lokman Kılınç Kılınç Uygur Kooperatifi Bşk
4/ İdris demir Kızıltepe toplumsal dayanışma derneği bşk yrd
5/ Mehmet Sadık Erdoğan Zahireciler derneği bşk yrd.
6/ Emin kalkan kızıltepe güçlü toplum derneği bşk yrd
7/ Ömer Yıldız Kızıltepe toplumsal gelişim derneği bşk yrd.
8/ Menduh kavan Kızıltepe birikeçtiler dernek Bşk.
9/ Veysi kaya Mardin çiftçileri koruma derneği Bşk.
MESLEK ODALARI
YOK
SENDİKALAR
Yok
KANAAT ÖNDERİ VE AKADAMİSYENLAR
Yok
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
yok
BELEDİYE BAŞKANLARI yok
MESAJ YOLLAYANLAR
YOK.
GÖZLEMCİLER :
Eyyüp Kalkan Kızıltepe CHP İlçe Başkanı
Şeyhmus Taşkın Kızıltepe CHP ilçe Başkan Yrd.
İZLEYİCİLER
MEDYA
1/İbrahim Koçhan Kızıltepe sesi
MODERATÖR
Gönül GÜMGÜM Eğitimci
KONULAR
GENEL KONU: KHK'lar ve sonuçları
YEREL KONU:
KONUŞULANLAR
1- Mehmet Şerif Öter Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu Bşk.
Olağanüstü hal, olağanüstü koşulların yarattığı bir dönem olmakla birlikte, olağanüstü hal ilanı hukukun bir yana bırakıldığı anlamına gelmez. Demokrasiyle yönetilen hukuk devletinde, olağanüstü halin çerçevesi de hukuk kurallarıyla çizilir. Olağan dönemden farklı bir hukuk rejimi kurulur. Nasıl ki, anayasanın 15. maddesi olağanüstü halde, “durumun gerektirdiği ölçüde” temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasının tamamen veya kısmen durdurulabileceğini belirtmekte, 120 ve 121. maddeler de bu düzenlemelerin nasıl yapılacağını öngörmekte.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de (AİHS), 15. maddede ulusun yaşamına yönelik bir tehdidin mevcut olması durumunda sözleşmenin maddelerinin askıya alınabileceğini kabul ederek olağanüstü hal için ayrı bir hukuksal rejim kurar.
Son kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) alınan önlemlerin hukuka uygunluğunu, hem iç hukuk hem de AİHS açısından incelemek gerekir. Olağanüstü Hal ilan edilmesi üzerine, bu kanunda yer aldığı üzere kanun hükmünde kararnameler (KHK) yayımlanmaya başlandı. Bu kararnameler ile çok sayıda, görevden çıkarma, yeni atamalar ve kanunla kurulan bir kısım kamu kurum ve kuruluşlarının kapatılmasına karar verildi.
2- Cebrail Bülbül Mardin değerlerini koruma ve yaşatma derneği bşk.
Olağanüstü Hal Kanunu ile çıkarılabilecek KHK’lere bir kısıtlama da anayasanın 91 maddesi ile getirilmiştir. bu yetkilerin içinde; “Kanun ile kurulan kamu kurum ve kuruluşlarını tüm olarak kapatmak ve yasaklamak” gibi kalıcı yetkiler yoktur. Ayrıca Olağanüstü Hal Kanunu ile çıkarılabilecek KHK’lere bir kısıtlama da anayasanın 91. maddesi ile getirilerek, bu KHK hükümlerinin anayasanın 91. maddesinde yer alan hak, yetki ve kısıtlamaları aşamayacağı öngörülmüştür. Bu madde de ise çıkarılacak KHK’lerin “Anayasada yer alan Temel Haklar, Kişi Hakları, Siyasi Hak ve Ödevlere ilişkin olamayacağı” yazılıdır.
Yani çıkarılacak olan kanun hükmünde kararnameler (KHK) ancak ilanını gerektiren Olağanüstü Hal kapsamında; geçici, giderici, düzenleyici önlemler olabilecektir. Kanunlarla kurulan ve güvence altına alınan kurum ve kuruluşların örneğin; “Askeri okulların ve benzeri kurum ve kuruluşların kapatılması ve benzeri kararların alınması” mümkün ve geçerli değildir.
Alınan bu ve benzeri kararlar; Olağanüstü Hal Kanunu’na, bu kanunla yetki verilen kanun hükmünde kararnamelere, anayasaya, mevcut yasalara ve geçerli olan hukuk düzenine aykırıdır.
3- İdris demir Kızıltepe toplumsal dayanışma derneği bşk yrd
Gece yatıldı, sabah kalkıldı ve ortada şöyle bir durum var. 2346’sı akademisyen, 40.000’in üzerinde kişi kamudan ihraç edildi. Bu demek oluyor ki bu 40.000’in üzerinde kişi artık;
Görev yaptıkları teşkilatlara yeniden kabul edilmeyecekler
Bir daha kamuda istihdam edilmeyecek ve doğrudan ya da dolaylı görevlendirilmeyecekler
Silah ruhsatları ve pilot lisansları iptal edilecek
Oturdukları kamu konutlarını ya da lojmanları 15 gün içinde tahliye edecekler
Özel güvenlik şirketi kurucusu ortağı ya da çalışanı olamayacaklar
Pasaportları iptal edilecek
Kısaca 2 Eylül’ün ilk saatlerinde 40.000’i aşkın kişinin hayatından kamu ile ilgili olan tüm kısımlar tamamen soyutlandı. Bunun yanında, ve belki de daha kötüsü, kamuya doğrudan bağlı olan ve ondan korkacak olan sivil hayattan da soyutlandı. Bir kişinin elinden hem işini, hem evini aldığınızda örneğin; ev bulmasında ortaya çıkacak zorluğu ikiye katlamış olursunuz. Bir de bunu bir Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesi ile yaparsanız bu zorluğu iyice arttırmış olursunuz. Belki büyükşehirlerde değil ama Anadolu’da kamudan bu sebeplerle ve bu koşullarla atılmış bir kişinin iş bulması ve iş bulduktan sonra da, işvereninin kendisine gelecek telefonlara karşı dirençli durabilmesinin imkanı da pek yok.
4) Menduh kavan Kızıltepe birikeçtiler dernek Bşk.
KHK’yi imzalayanların kaçı dışarda kalır? O zaman başkaydı diyebilirsiniz, ama o zamanın başlangıcını KHK’ye yazmak koşuluyla. Tanım böyle yazılınca, uygulama keyfi olur.
KHK bu dar günlerde, vakıf üniversiteleri, hastaneleri, öğrenci yurtlarını, okulları, sendikaları, vakıfları ve dernekleri değerlendirmiş ve KHK listelerine yazılarak 1341 kurum kapatılmış; on binlerce kişiye soruşturma açılmış, binlerce kişi tutuklanmış, on binlerce kişinin görevine son verilmiştir.KHK bu sayıların artmasını sağlamak için bakanın tayiniyle komisyon kurulmasını, inceleme yapılmasını ve bakan onayı ile karar verilmesini düzenlemektedir.
On binlerce kişinin insan hakları yok sayılmış; haksızlıkların devam etmesi adeta teşvik edilmiştir.Kararname’de yazılı kararları alan ve görevleri yerine getiren kişilerin hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmayacaktır. Kanun anayasaya uygunsa, bu kararı ve işlemi yapan niçin sorumlu olsun ki? Bürokrasimizi cezai sorumluluklara karşı koruyan bu hükümler, suçun kabulü anlamına gelmektedir.KHK kapsamında alınan kararlar ve işlemler nedeniyle açılan davalarda yürütmenin durdurulmasına karar verilemeyeceği maddesi de bürokrasiyi koruma maddesi gibi, suçun kabulü anlayışını yansıtıyor.
KHK hakkında kanaatim maalesef çok olumsuzdur; özetle demokrasimizi bu kanunla birlikte yaşatmak olası değildir!1991 Terörle Mücadele Kanunu, Kürt meselesini bugünkü haline taşıdı; 667 sayılı KHK demokrasimizi nereye taşıyacak merak ediyorum.
5)- Emin kalkan kızıltepe güçlü toplum derneği bşk yrd
“Darbecileri” terörist, “bildiğimiz teröristi” darbeci saydığınızda, veya aynı kanunlar içine aldığınızda, siyasal hayatın yaklaşımı, söylemi, anlayışı farklı bir yere gider.
Bu anlayışla, “Terörle Mücadele”, darbe nöbeti tutan halkın güvenini katarak sürdürülecek; “Darbeyle mücadele” sürecinde savaş tekniklerini kullanmak meşruiyet kazanmış olacaktır. KHK’nin kapsamındaki ilgililerin kim olduğunu tanımlamak gerekir.
“Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ” kişi ve kurumlardır KHK’nin hedef aldıkları.
Bu tanım, 12 maddelik KHK’nin 2,3, 4 ve 5’inci maddelerinde, hemen hemen aynen tekrarlanmaktadır.Kurum veya kişi, iki yapıdan biriyle (Terör veya FETÖ ile) üyelik, mensubiyet (ilişkili), iltisak (birleşmiş), irtibat (bağlantı), aidiyet (ilişkinlik) durumu belirlenmiş veya durum böyle “değerlendirilmiş” ise; KHK’nin kapsamı içine girecektir.
6) – Veysi kaya Mardin çiftçileri koruma derneği Bşk.
Darbe girişiminin ardından çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle kamuda binlerce çalışan ihraç edildi. ''15 Temmuz darbe girişimi sonrasında kamuda başlatılan ve darbecilere yönelik olduğu iddia edilen soruşturmalarla kitlesel açığa almalar yaşanmıştır.kamuda yürütülen darbe soruşturmalarında açığa alınanların, hangi siyasi görüşten olduğuna, hangi sendikaya üye olup olmadığına bakılmaksızın, mutlaka hukuk kuralları içinde ve büyük bir titizlikle yapılmasını, tek bir kişinin bile mağdur edilmemesi gerekmektedir.1 Eylül gece yarısı, OHAL kapsamında yayınlanan 672 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile 28 bin 163’ü MEB, 2.346 YÖK kapsamında olmak üzere, toplamda 50.875 kamu personeli kamu görevinden ihraç edilmiştir. kamudan ihraç edilenlerin hangi somut gerekçelerle ihraç edildiklerini, ihraç edilenlerin darbe girişimi ile aralarında hangi somut bağlar bulunduğunu en küçük bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklanmalıdır..Haksız ve hukuksuz şekilde ihraç edilen tüm kamu görevlileri görevlerine iade edilmelidir.