YER: Adıyaman Belediyesi Meclis Salonu
TARİH: 08.10.2011
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Sevgi Dayanışma ve Yardımlaşma Der. ( Güler Karakuş Der.Bşk.)
2 / Ortopedik Engelliler Der. (Abidin Harputluoğlu – Der. Bşk )
3 / Kamer (Zeliha Toprak Bşk)
4 / İmam Hüseyin Kültür der. (Yılmaz Korkmaz – Der. Üye)
5 / Spor ve Kültür Der. ( Mesut Karayılan )
6 / Zihinsel Engelli Ailesi Der. (Zeynel Alagöz Der. Bşk)
7 / Gökkuşağı Der. (Harun Özsayın)
8 / Adıyaman Hukukcular Der. ( Abdulhamit Dursun Der. Bşk.)
9 / Pirsultan Abdal Der. (Mahmut Yapıcı Der. Bşk.)
10 / Kav Der. (Ramazan Gökay Der. Bşk.)
11 / Kardelen Gençlik Der. (Mustafa Aslan)
12/ Arıcılar Der. (Mehmet Öztürk Der. Bşk.)
13/ Tümsiad Adıyaman Şubesi (Erken Çakmak)
MESLEK ODALARI
1 / Adıyaman Barosu (Nazım Pektaş)
2/ Mali Müşavirler Odası (Aziz Çelik)
3/ Mühendis ve Mimarlar Odası (İbrahim Özcan Üye)
SENDİKALAR
1 / Emekliler Sendikası (Sadık Yetiş)
2 / Memur Sen (Neşet Taner )
3 / Eğitim Birsen (Sinan Temel)
4 / Türk Eğitim Sen (Hikmet Memi)
5 / Türk Sağlık Sen (Necdet İrfan )
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Mustafa Işıldak
2 / Cem Evi (Mehmet Merdanoğlu Eski bşk)
GOZLEMCİLER
1 / Samet Haraz
2 / AKP İl Başkan Yardımcısı (M. Sait Kutlu)
3 / Adıyaman Kent Konseyi Genel Sekreteri ( Sevgi Karabulut )
4 / Adıyaman Üni. ( Fikret Mazı Rektör Danışmanı )
5 / Gazeteci yazar (İsmail Hakkı Koçak)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Yok
BELEDİYE BAŞKANLARI
Yok
MESAJ YOLLAYANLAR
1 / Mehmet Erdoğan
2 / Murtaza Yetiş
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 36 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
1 / Asu TV (Yunus Emre Doğan, Deniz Çolak)
2 / Mercan TV (Özer Karakuş, İsmail Alkan)
MODERATÖR
Sedat YURTDAŞ ( Eski parlamenter ve yazar )
KONULAR
GENEL KONU: 24./ 2. Dönemde TBMM / TkMM'den ne bekleniyor, TBMM / TkMM'yi ne bekliyor?
YEREL KONU:
Genel :1.Sivil Anayasa 2.Demokratik açılım 3.Sosyal devlet 4.Eğitim ve sağlık 5.Enerji ve tarım
Yerel : 1.Tarım ve sulama 2.Ulaşım 3.Sanayi 4.Eğitim 5.Turizm
KONUŞULANLAR
1/ Sedat YURTDAŞ : Türkiye hem önemli hem de son derece sancılı bir süreçten geçiyor.Seçimlerin ardından maalesef çok ciddi bir çatışma dönemine girilmiş oldu.Bu toplumda çatışma savaş düzeyinde ise çözüm imkansıza yakındır.Uzun süredir tartışılan Anayasa’nın değişimi haklar bakımından,Kürt sorunu bakımından şüphesiz çözülmelidir.Yeni baştan bütünüyle bir Anayasa yapmalıyız.Üzerinde çokça tartışılan maddeler burada 1. ,2. ve 3. Maddelerdir.Bütün toplumu kucaklayan bir Anayasa olmalıdır.Samimi bir yazım dönemine ihtiyaç var.Anayasa bütün etnik grupları kapsayacak şekilde olmalıdır.Anayasa’nın maddelerinden geçen yüce Türk kavramlarından ayrılması gerekiyor.Anayasa’nın değişmez denilen maddelerinin ya değiştirilmesi ya da güçlendirilmesi gerekir.İkinci sıkıntılı madde de anadilde eğitimle ilgilidir.Eğer Türkiye geçmişte ve bu gün yaşadığı sıkıntıları bırakıp toplumsal sözleşme yapmak istiyorsa Anayasa’da % 10’luk barajı da kaldırması gerekiyor.Ben kişisel olarak açıkça ifade ediyorum.Bu tutuklamalar demokrasiyle,hukukla ifade edilemez.Bu durum polisiye bir davranıştır.Bundan sonuç alınması da mümkün değildir.Bizde toplum da çok büyük beklentiler içinde.Bizdeki esas eksiklik belirleyici kimliğin yok sayılmasıdır.Anayasa’nın değişimi konusunda temsilcilerin de bu sürece aktif bir şekilde katılmaları gerekiyor.Barışçıl,sivil bir dille bu çabaları sürdürmek gerekir.
2/ Yılmaz Korkmaz: Öncelikle kendimce bir demokrasi tanımı yapmak istiyorum. Demokrasi, farklılıklarımızı ortadan kaldırmadan yaşayabilme sanatıdır.Etnik anlamda kör bir mantığın olmaması mezhep anlamında da olmalı.Anayasa kitabına baktığımızda kanunlar önünde dil,din,ırk ayrımı yapmaksın herkes eşittir,deniliyor.Bu son dere güzel bir madde.Demokraside değişiklik Anayasa’da değil insanların zihniyetinde olmalıdır.Anadille eğitimde de tek bir cümle söyleyeceğim.Anadili yasaklamak bir çocuğu ana sütünden ayırmak demektir.Bugün Kürtlerin temsilcisi varsa Alevilerin,Ermenilerin de temsilcisi olmalıydı.Eğer ki Kürtler Türkler hakkında karar alacak olsa ; Aleviler Ermeniler hakkında karar alacak olsa bu çok da sağlıklı olmaz.Son diyeceğim en büyük eksikliğimiz eğitim sorunumuz.Adıyaman’da bu konuda en kötü 3 il arasında.
3/ Ramazan Gökay: Konu Anayasa olunca ilk akla gelen bu toplumu oluşturan insanların yaşama biçiminin güvence altına alınması demektir.Bunun siyasal e sosyal boyutu 12 Eylül yasası ile sınırlanmıştır.30 yıldan bugüne biliniyor ki Kürtler var,başka azınlık milliyetler var.Kürt sorunu çözülmeden Anayasa olmayacaktır.Toplumda açılımdan,özgürlükten söz edenler ,İsrail gibi ülkelere şahinleşenler kendi ülkelerinde İsrailleşmektedirler.Bundan örgütlü bir eşkıya devlet anlamı doğmaktadır.Ekonomik boyutuna baktığımızda da şu anda ülkenin GSMH ‘sı 500 milyar dolar,Borç stoku 1.250 milyar dolar.Aradaki bu fark halkın sırtına yüklenmiştir.Tek vatan,tek millet,tek devlet diyerek insanları tekleştirmeye çalışan bir anlayışla set örmüştür.Siz Türk milletine tabisiniz denilir ama,Kürtler hamallığa ,savaşa gidildiğinde fark gözetilmeden köle gibi kullanılmaktadırlar.Buradaki asıl amaç Anayasa ile getirilecek refahtan pay alabilecek bir pay sunabilmek olmalıdır.Bizim asıl istediğimiz özgürlük talebimizdir.Kürt sorunu dışında cinsiyet ayrımı gözetmeksizin herkese özgürlük talebimiz var.Anayasa değişimine evet diyecek komisyonların ilk öne bu 3 maddeyi yok etmesi lazım.Barış denildiği aman sen bölüsün deniliyor.Bu toplumun barış sözcüğü çevresinde birleşmesi lazım.Çünkü karşımızda İsrailleşmiş bir devlet var.Nükleer santrallere karşı çıkmamız lazım. ciğerim yanıyor diyenler kendi insanını katlediyor. KCK diyorlar binlerce insanları tutukluyorlar.
4/ Zeynel Alagöz: Bizler ne istiyoruz? TBMM’den ne istiyoruz? Biz memlekette sulh istiyoruz. Özgür bir memleket,terörü olmayan,işine bakan bir toplum istiyoruz.İşsizliğe çözüm istiyoruz.Bu memleket hepimizin, el birliğiyle korumamız gerekiyor.% 10 barajının kalkması demek bence bir ihanettir.Biz koalisyonlardan illallah ettik.Tek başına iktidar gelsin.İster sağ ister sol olsun.Tek iktidar yeter ki memlekete yol göstersin.Önünü görebilecek bir iktidar istiyoruz.ABD Irak’ı istila ettiğinde herkesin namusuna tecavüz etti,herkesi öldürdü.Yarın öbür gün bize aynı şey olduğunda sen yandaşsın deyip boş mu verelim.Alevilerin temsilcileri yok dedi bir arkadaş.Bu onların sorunu.Bizim Alevilerle,Kürtlerle bir sorunumuz yok.Bizim akrabalık bağlarımız var onlarla.
5/ Mehmet Merdanoğlu: Yapılacak Anayasa’nın bu ülkede yaşayan bir vatandaşın kendini bu Anayasa’da görebileceği demokratik bir Anayasa olsun istiyorum. Alevilikte bir arkadaş ayrım gayrım yok dedi.Evet ben askere gidiyorum, vergimi veriyorum ama, haklarımı alamıyorum.Bayraktar Bayraklı diye bir adam çıkıp benim ibadet yerime ibadet yeri değil, diyebilecek kadar ileri gitti.Tüm bireylerin kendini bulabileceği bir Anayasa olması gerekiyor.Bir mutabakat sözleşmesi olmalıdır.Tüm toplumu,tüm halkı içine alan bir mutabakat sözleşmesi olmalı.Tüm bireylerin kendini ifade edebileceği bir yapının olması gerekir.Yapılacak Anayasa’nın çağdaş,demokratik,tüm milleti kucaklayan bir Anayasa olması gerekir.
6/ Erken Çakmak: Bizler Türküyle, Kürdü ile, Alevisi ile yaşamayı becerdik.Bizim aramıza girenler kim? 100-150 yıllık sürece baktığımızda bizim paylaşamadığımız neyimiz var? Şiddet istemiyorsanız şiddet uygulamayacaksınız. Herkes dün olduğu gibi barış ve saygı çerçevesinde yaşamalıdır. Farklı mihrapların çeşitli oyunlarına gelmemeliyiz. Bugün demokrasi yeterince var mı? Yok. Ama düne göre daha iyi. Bu vatanı seviyoruz. Bu konularda hep beraber aynı duygularla hareket etmeliyiz. Kürt sorununda da önce herkes zihniyetlerini değiştirecek. Yeni Anayasa’da önce Anayasaya uyma zihniyetinin yerleşmesi gerekiyor. Her bireye düşen şey şiddet varsa bunu şiddetle değil barışçıl yolla yapmaktır. Deniz Baykal zamanında Adnan Menderes’in yakasına yapışıp demokrasi istiyoruz, diye bağırdı. Adnan Menderes de bu ülkenin başbakanının yakasına yapışabiliyorsan yeterince demokrasiye sahipsinizdir, dedi.
7/ Mahmut Yapıcı: Yeni Anayasa’dan neler beklemiyoruz ki.Ama ne yazık ki beklentilerimiz TBMM tarafından gündeme getirilmiyor.Anayasa,kanunlar bize hep demokrasiden bahsediyor.İyide ben basın açıklaması yaptığım zaman yerlerde sürükleniyorum. Coplarla,tazyikli sularla karşılaşıyorum.Bu ülkede demokrasi varsa ben hakkımı aramalıyım.Ama bu engelleniyor.TBMM’de bunlar gündeme getirilmiyor.Bugün çocuklar öldürülüyor,kolları kırılıyor.Ama biz tek taraflı konuşuyoruz.Böyle bir demokrasi olmaz.Evet mezhepler de konuşuldu.Ben Aleviyim dediğim de bana farklı gözlerle bakılıyor.Adıyaman’da ben bakıyorum Alevi-sunni taziyelerimize gidip geliyoruz.Ama TBMM’dekiler bize cem evleri cümbüş evleri diyor.Bizim halk olarak birbirimize saygı göstermemiz lazım.Ben bir Kürt çocuğuyum.Okula ilk başladığımda öğretmenim bana 4+3 kaç eder,dedi.Ben Kürtçe cevap verdim ve bana bir tokat attı.Dilim yasak edildi.Benim yaşamam dilimdir.Dilim olmazsa ben de yokum demektir.Ahraz olan insan kendini anlatamaz,dilini anlayamazsın.Ama dili varsa onun kim olduğunu,neci olduğunu biliriz.Nice gençlerimiz öldürülüyor.Asker olsun,gerilla olsun.Kardeşiz doğru.Kardeşler birbirini vuruyor.Analar ağlıyor.Siz hiç gördünüz mü bir vekilin,generalin oğlunun askerde ya da dağda öldüğünü.Kck diyerekten cezaevleri doldu.Ne yapmış bu adamlar.Adam öldürmemiş,hırsızlık yapmamış.
8/ Mesut Karayılan: İşler çok fazla bireyselleşti.Bir Alevi sadece Alevilerin,bir Kürt sadece Kürtlerin sorunlarını konuşuyor.Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan belli sivil Anayasa yapılmamıştır.Anayasa sivil olmalı,yapı bakımından herkesçe eşit olmalı.12 Eylül darbesinde sadece Kürtler içeri alınmadı.Sağcılar da vardı,solcular da vardı,Aleviler de vardı.Ama sade Kürtler ayaklandı.Ayaklandılar da ne yaptılar.Daha kaç gün öne genç kızlarımızı vurdular.Bunlara niye tepki göstermiyorsunuz? Öğretmenleri bırakın polis kaçırın deniliyor. Kck nedir? Herhangi bir resmi başvuru değildir. Tutuklanmalar sade kck’ya mı yapılıyor? En çok adam siz öldürüyorsunuz. Sonra da barış diyorsunuz. Eğer yeni bir Anayasa istiyorsanız ve bundan hak almak istiyorsanız elinizi şiddetten çekin. Alevi arkadaşım her toplantıda Aleviliği ön plana çıkarıyor. Ya bir kere de siz de sunilerin haklarını söyleyin. Aleviler olarak diyin ki başörtüsü ile ilgili bir sorun var.
9/ Güler Karakuş: Başbakanımız en çok Alevilere hak tanıdı ve en çok Alevilerden oy aldı.Ben de bir polis annesiyim ve çok endişeleniyorum. Diğer hükümetler zamanın da haklarınızı özgüre ifade edemiyordunuz.
10/ Sinan Temel: Tartışmamız güzel bir şey.Bir vesileyle ABD’de iken ABD’li birine sordum.Dedim sizin geçmişiniz çok kanlı.Kızıl delilileri, zencileri öldürdünüz.Ama şimdi ne bir Kızıl delili ne de bir zenci çıkıp hak istemiyor sizden.Bunun nedeni ne?O da dedi ki,biz ABD’li olarak dönüp geçmişimizden özür diledik.Onlara haklarını verdik,dedi. Bir konferansta bir hoca anlatıyor. Çeçenistan-Rus savaşı çıktı, boşanmalar oldu. Bosna Hersek’de olaylar çıktı, boşanmalar oldu. Türkiye’de de bu olaylar oluyor ama, boşanmalar yaşanmamıştır. İnsanı eşref kabul eden bir inanca sahibim. İnsanlara insan diye yaklaşmadığımız için yaşıyoruz bu olayları. Üniversite yıllarımda yollarda kimlik kartına bakılırdı. Ortaokul yaşlarındaki bir çocuğu kimliği yok o zaman bak elleri nasırlıysa indir aşağıya diyen zihniyete lanet olsun. Bugün 8 aylık hamile kadını öldürenler de lanet olsun. Bugün bir Alevi cem evleri benim mabedim diyorsa, bunu kabul ediyorsa sen değil diyemesin.
11/ Mahmut Yapıcı: Niçin daha çok Kürt ve Alevi sorunları konuşuluyor denildi. Anayasa’ya bakıyoruz . Alevilerle ilgili Kürtlerle ilgili herhangi bir şey ar mı? Yok. Kürtler e Aleviler burada yaşıyorlar mı? Yaşıyor. Türkler, Sunniler konuşulmuyor. Çünkü Kanunlar Türklere, Sunnilere göre ayarlanmış. Bizlere bu haklar verilmemiş. O hamile kadını kurşunlayanları biz de lanetliyoruz. O polisler bizim de çocuğumuz. Ama o polislerinde neler yaptığını görüyoruz. Hamile kadınları yerlerde sürüklüyorlar. Biz haklarımızı arıyoruz.
12/ Neşet Taner: Tarihsel geçmişimize baktığımızda sorun sorunun başladığı yerde çözülür. 1920’lere kadar dayanan bir sorun var. ve çözümü de sorunun olduğu yerden çözerek başlanmalı. Mevcut Anayasa’ya bakıyoruz Alevsi, Kürdü, Sunnisi, memuru hiç kimse memnun değil. Demek ki Anayasa’nın kuruluşunda bir sorun var. Sebebi de bu Anayasa’nın kuşatıcı olmamasıdır. Bu yeni Anayasa hazırlanırken herkesin kendini bulabileceği bir Anayasa olmalıdır. Herkes diyecek ki bu Anayasa var ve beni koruyor. Sivilleşmeyi takdirle karşıladık ve savunduk. Referandumda da evet dedik. Hükümetin yaptığı adımlar umut vericidir. Karşılıklı mücadele verdiklerini söyleyen insanların ben bu ateşe nasıl gidiyorum diye düşünmeleri gerekir. Mahmur kampından dönüşlerin desteklenmesi gerekir. Yaşam kutsaldır. Birbirimizin yaşam haklarına müdahale etmeye hakkımız yoktu . Eğitim noktasında da Adıyaman’ın 78. Olmasına seviniyorum. Çünkü yıllar öne sorunları ele aldığımız dosyaları yetkililere sunduk. O zamanlar Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e bu dosyayı sunmak isterken vekillerimizden rica ettik. Bize, şimdi sırası mı dediler.78. olduk şimdi herkes tartışmaya başladı. İlgili yerlere tekrar dosyalar sunmaya başladık. Kendilerine takdim edeceğiz. Bu bir krizdir. Krizler de fırsatları doğurur. Mum dibine ışık vermez derler. Adıyaman’da çevresindekilere ışık veriyor. Malatya, Urfa sularımızdan faydalanıyor. Ama Adıyaman’ın bundan faydalandığını görmedik. Çelikhan Malatya’ya bağlanmak istiyor. Siyasilerin, vekillerin öz eleştiri yapmaları gerekiyor. Hükümete oy veriyoruz ama karşılığını alabilmiş değiliz. Doğumuz kapalı. İnşallah bu sorunlar çözülür diye umut ediyoruz.
13/ Zeliha Toprak : Sinan Bey ‘in söylediği her şeye katılıyorum. Bizim ülkemizde zihniyet değişikliği tepeden tabana doğru başlıyor. Siyasilerin her türlü ayrımcılığı reddetmesi gerekiyor. Bizlerin de zihniyet değişikliğine kendimizden başlamamız gerekiyor. Birbirimizi anlamamız, dinlememiz, Kendimizi karşımızdakinin yerine komamız gerekiyor. Ben ailenin korunmasını kabul ediyorum ama, daha çok aile bireylerinin korunmasından yanayım.
14/ Sadık Yetiş: Gerçekten güzel bir tartışma, güzel bir bilgi alış- verişi ama, herkes kendi derdini değil de keşke bir akrabasının bir komşusunun derdini anlatsa. Benim bağırmamla çağırmamla herhalde bir şeylerin hal olacağı mümkün değildir. Bir arkadaşımız sorunların 1920’den başladığını söyledi. Maddi ve manevi sıkıntılar var. Manevi sıkıntılar inancımızın gereğini yerine getirebilmektir. Maddi sıkıntılar da İhtiyaçlarımızın yerine getireceği sıkıntılardır. Sosyal devletin her kesime eşit uzaklıkta olması gerekiyor. Hepsini bir kalemde ele almak gerekir. Herhalde her ilde KMM kurulmakta. Bu fikirlerden yukarıdakiler ne kadar haberdardır bilemiyorum. Sayın başbakanımın ulusa seslenişi gibi her ilde milletvekillerinin yapılan hizmetleri dile getirmesinde, halka ar etmesinde fayda var.
15/ Sevgi Karabulut : Anayasa Anayasa diyoruz da bunun en büyük mağduru benim. Eve kapatılıp okutulmadım. Arkadaşlarımızın hepsine hak veriyorum. Ben de ayrım yok. Atamalarda orda burada atanan koltuk sevdasına düşüyor. Herkes koltuğumu nasıl koruyabilirim derdinde. Biz Kürt diyoruz. Benim komşum Kürt. Kız alıp veriyoruz. Birileri bizim üzerimizde oyun oynuyor. vurulanlar da vuran da bizim. Ben burada konuşabiliyorsam hükümeti de eleştirmemek lazım. İnsanlar artık rahat rahat kendilerini ifade ediyor. Türbanlı kızlarımız üniversitelere girebiliyor. Her şey yavaş yavaş.
16/ Yılmaz Korkmaz: Biz Aleviliğin sorunlarını çok da bilmiyoruz demek ki. Biz bir arada konuşuyoruz diye bunu çok lüks görmemek lazım. Yok kız alıp verdik değil mesele. Kimsenin ,kimsenin kızına ihtiyacı yok. Bizim haklara ihtiyacımız var. Çalıştayların katkısı oldu ama, vali kaymakam olmada engelleniyor Aleviler. Diyanet de Alevi kürsüsü oluşturulmalı. İnanca saygı eylemlerine katılmamız gerekiyor.
17/ Hikmet Memi: Mezhepler, etnik yapı vurgularıyla bir yerlere varmamızın mümkün olmadığını görüyorum. ABD vatandaşı bir İspanyol adam ABD vatandaşıyım diyor. Anayasa’da herkes kendini bulmalı. Bizim diyebilmelidir. Müdürlerin takdir edilip ödüllendirildiği Adıyaman nasıl 78. Oluyor anlayabilmiş değilim.
18/ İbrahim Özcan: 1924 yılında ilk Anayasayla birlikte onun geri bölgesine bakmak lazım.1961 Anayasasıyla birlikte onun geri bölgesine bakmak lazım. ve 1982’de yapılan Anayasanın da toplumsal hareketlerine , gerisine bakmak lazım.Yeni şablonların hak ve özgürlüklerin oluşturulması lazım.Yani Anayasa’nın ayrıştırıcı değil bütünleştirici olması gerekiyor.
19/ Mehmet Merdanoğlu: Onlara yerde Alevi derneği olarak türbanlıları savunduk.Sadece Aleviliği değil Sunniliği de, Şafiliği de savunduk.Kardeş değil eşit bireyiz.Önemli olan insan olabilme erdemini yakalamaktır.
20/ Sedat YURTDAŞ : %10’luk barajın kalkması demek ihanettir dendi. Türkiye’nin yaşadığı onca deneyimden sonra böyle bir cümlenin kurulması haksızlık olur.Barajın koalisyonların iktidarsızlığıyla yol açtığı sorunları anlıyorum ama sert cümleler kurmak fikir enginliğine yol açmıyor.Farklı mezheplerin, farklı etnik grupların konuşulması lütuf değildir.Hakların verilmesidir asıl lütuf.Geçmişte her şey iyi değildi.Kürtler hoş yaşıyordu dendi. Hayır yaşamıyordu.1921 Anayasası 3 yıllık bir Anayasa. Yani Cumhuriyet’in ilk kuruluş yılları. Orada Türkiyecilik anlayışı var. Türk yok Kürt yok. Türkiye sınırları belirlenmiş ve Kürtlere olan ihtiyaç kalmamıştır. Şiddet geçmişte vardı ve şiddet şiddeti doğurdu. Bugün uygulanan hukuk düzeyindeki şiddet de başka şiddetin temeli olabilir.Şiddet uygularsan şiddet uygulanır sözü bir tehdit sözüdür. Tutukluların büyük bir bölümü Belediye Başkanları, İl özel idare Başkanları vs… Bu tutukluların çoğu Nevruz kutlamalarına katıldığı için,çadırı ziyaret ettiği için göz altına alınıyor ve KCK damgası alıyor.Kürtler ,Türkler evliliklerle çok iç içe geçmişler.Ama Gazi üniversitesinde yapılan araştırmalarda bu evlilikler de azalma görülmüştür.Bu hükümet döneminde nefret söylemini ortadan kaldıracak yasal düzenlemeler yerleştiriliyor.Ama bizim kafamızın içindeki 80 yıllık zihniyeti değiştirmemiz gerekiyor.Önyargıları da kırmamız gerekiyor. Çocuklarınız için duyduğunuz kaygıları anlıyoruz. Askerin, polisin fütursuza nasıl şiddet uyguladıklarına da maalesef şahit oluyoruz. Sadece Kürt sorununun yılda ortalama 20 milyar dolar yuttuğunu biliyoruz. Bu eğitim gibi sağlık gibi ihtiyaçlara haranmış olsaydı insan olarak daha farklı olacağımız da kesindi. Eğitimsizlik, kültürsüzlük bir sebeptir deniliyor. Ama dikkat ederseniz dağa katılımlar artık üniversitelilerin tercihi haline geldi. Niye tercih edildiği üzerinde durulması gerekir.Bu gençlere bir gelecek sunabilmeliyiz. Bu yüzden Anayasa önemli. Bu yüzden 24. Milletvekilleri çok önemli bir Görevle yüklüler. Kendini orda bulamayan insanın da bu benim Anayasam diyeceği radikal değişimlerin yapılması lazım. Çıkacak Anayasa’nın bütün toplumun ürünü olması için tartışmaların dikkate alınması gerekiyor. Sonuç çıkarak bir parlamento, sonuç çıkarak bir iktidar istiyoruz. Yapılması gereken şeyin Türkiye’nin 80 yıldır yapamadığı bağımsızlık sürecini ve ortak ruhu taşıması gerektiği kanaatindeyim. Çok büyük bedeller ödedik hepimiz.
YEREL KONU
21/ Ramazan Gökay: Özgürlük bir lütuf değildir. Özgürlük de eğer başka eller de özgürlük bekleniyorsa özgür asla olunamaz. Sistemin, televizyonun dili ile konuşuyoruz. Biz GSMH’ dan pay alalım istiyoruz.İnsan gibi yaşamayı bize de tanıyın.Buradan başka illere 100.000 ırgat gidiyor.Horlanıyor, aşağılanıyor.Silah tekelleri işi götürüyor.
22/ Zeynel Alagöz: 100.000 ırgat dışarıya gidiyor çalışmak için. Adıyaman’dan bize proje gelmiyor diyorlar. Kaç dernek kurduk, kaç proje gönderdik ki biz ?
23/ Mahmut Yapıcı: Adıyaman bir tarım ili tarımda da en başta tütün geliyor. Ama biz bundan faydalanamıyoruz. Sulamaya geline dört etrafımı çaylarla çerili.Biz bundan da faydalanamıyoruz.Koçali barajı hala yapılacak. Adıyaman Chp’ den de vekilleri gönderdi, sağdan da vekilleri gönderdi. Giden vekiller geri dönüp bu ilin hali ne olacak demedi. Ulaşım diyoruz. Kahta-Gölbaşı yolu kaç yıldır yapılmakta. Bu seçimde ziyaret köprüsünün çevresi süslendi. Seçim bitti o süslerde ortadan kalktı. Nerde bu vekillerimiz. Biz dernekler neye başvuralım. Sanayimizde bitmiştir. Eğitime geline her sınıfta 60 öğrenciyle ders yapıyoruz. Ben Gaziantep’in Karaman ilçesinde 120 öğrenciyle ders yaptım. Türkiye’de öğretim var eğitim yok. Her sene ders kitaplarımı değişmektedir. Her şey bilgisayardan anlatılıyor artık.Emek harcamamız lazım bizlerin.Turizme gelince.Pirin mağaralarını biliyorsunuz.O mağaralar gerçekten açılırsa Adıyaman turizm de ilerler.
24/ Yılmaz Korkmaz: O zamanın müze müdürü Pirin mağaralarını ilerletmeye çalıştı ama, siyasi engellere takıldı.
25/ Hikmet Memi: Malatya’da 21 tane genel müdürlük kuruldu. Malatya’da milli park olmamasına rağmen Milli park idari birimi oraya erildi. Bize neden verilmedi ?
26/ İbrahim Özcan: Malatya’nın büyük şehir olma olgusu içerisinde bir çember var. Bu idari bir olgudur. Milli park idari biriminin Malatya’ya verilmesi Türkiye’deki idari birim dağılımından kaynaklanmaktadır. Elazığ’da Malatya’ya bağlı. Adıyaman’da Malatya’ya bağlı. Karayolları Bölge Müdürlüğü de Elazığ’a bağlıdır. Bunlar ülkenin Devlet Planlama Teşkilatı’nın kültür, dağılım stratejisidir.
27/ Neşet Taner: İnivasyon ödülü sıfır problemli il ödülü demektir. Adıyaman bu ödülü aldı. Yapmayın arkadaşlar. Benim suyumu Malatya, Antep, Urfa alıyorsa ben de avucumu yalıyorsan burada bir sorun var demektir.
28/ Fikret Mazı: Biz yıllardan beri beraber yaşadık yaşayacağız da.Sorunların temeline insan faktörünü koyarak Anayasa değişimlerini gerçekleştirmek lazım.Bütün partilerin el birliği ile Anayasayı oluşturacağını ümit ediyoruz.Artık kendi günlük yaşamımıza dönmemi gerekiyor.Anayasa’nın düzeltilmesini temenni ediyorum ve destek veriyorum.Adıyaman’da mevsimlik işçi olarak dışarıya gitmek zorunda olan insanlarımız en büyük sorunumuz.Organik tarıma uygun toprağımız var,enerjimiz var,turizmimiz var.Geçmişte kaybettiklerimiz artık kaybettik artık geleceğe dönük çözümler bulmalıyız.Malatya Kayısı ile çıktı Adıyaman ne ile çıkabilir bunları düşünmeliyiz.sorunlarımızı söylemekten çekinmemeliyiz.Adıyaman’da 100.000 ton ağırlık mı var. Hepimizin bu ağırlığı beraber kaldırması gerekiyor. Adıyamanlıların üniversiteden beklentileri noktasında sabırlı olması gerekiyor.
29/ M. Sait Kutlu: Nerde bu millet nerde bu devlet demek isterdim ben de. Nerde sayın vekillerimiz? Şu anda İstanbul’da Sayın Başbakanımızın annesinin taziyelerindeler. Bölge müdürlükleri devletin planlaması çerçevesinde yapılıyor. Antep, Urfa, Siirt, Şırnak, Mardin bunlar da Malatya’ya bağlı. Mardin tamamen Milli park alanları hem de. Koçali barajı projesi tamamlandı. Planlama çalışmaları devam ediyor. İhaleler yeterli katılım olmadığı için iptal ediliyor. Bunda vekillerin ne suçu var? Takdir edersiniz ki bir barajın yapılması da büyük zaman alır. Ulaşım içinde duble yollarımızın 3-4 km kısmı tamamlanmamış. Bir şeyi yapmak için yıkmanın bir takım sorunları olur. Göksu köprüsü bittikten sonra Ziyaret köprüsü de devam edecek. Diyarbakır köprüsü projesine devam ediliyor. Sanayi genel bir başlık. Devlet buraya bir sanayi tesisi yapmadı ama Türkiye’nin hiçbir yerine yapmadı. Turizm konusunda da Perre de çok büyük bir tarihi servet yatıyor ki bunun üstü açılmıyor. Bunun nasıl bir deformasyona uğrayacağı bilinmediği için henüz açılmıyor. Bunun güneş ışığına maruz bırakıldığında ne olacağını bilmiyoruz. Adıyaman’ın eğitimi çok büyük bir sorun. Bugün fakir zengin ayrımı yapılmadan öğrenci ders kitabını önünde buluyor.79. sırada olduğu söyleniyor. LYS’ de 57. Sırada olmasını da göz ardı edilmemesi gerekir. Öğretmenlerin Adıyaman’ın sıralamasından dolayı kendilerini eleştirmeleri gerekir. Öğretmenlerin kendilerine bundan bir pay çıkarması gerekir.Çelikhan’ın bizden ayrılmasını Malatyalılar istiyor.Malatyalılar Nemrut’u almak istiyor. Elinizdeki değere siz sahip çıkın varsın onlar almak istesin.
30/ Neşet Taner: Müfredat Burdur’da da değişiyor, Bitlis’te de değişiyor her yerde değişiyor.Aynı kitaplar her yerde dağıtılıyor.Bence hükümetin eğitime katkıları taktire şayandır.Bu müfredatla Bitlis 5. Burdur 1. oluyorsa gerçekten Adıyaman’a has sorunlar olduğunu düşünüyorum.Adıyaman’da eğitim sorunu var,biz dosyayı sunuyoruz.Eğiticiye iş düşüyorsa eğitimci, siyasiye iş düşüyorsa siyasetçi işini yapmalı.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Rapor Adıyaman kMM İl Girişimcisi H. Şenel ŞARALDI ve çalışmaya gönüllü olarak destek veren Rüveyda Tüysüz tarafından hazırlanmıştır.