Yer: Muğla Belediyesi Konaklaltı Kültür Merkezi
Tarih: 08.05.2010
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
1- İnsan Hakları Derneği (Kerim Değirmen- Başkan)
2- Tüketici Hakları Derneği (Refik Öztürk- Başkan)
3- Muğla Üni. İ.İ.B.F. Öğrencileri Derneği (Sefa Özkan)
b. Meslek Odaları
1- Muğla Tabip Odası (Naki Bulut- Yönetim Kurul. Üyesi)
c. Sendikalar
1- Eğitim-Sen (Erhan Ayhan)
2- Tes-İş (Arslan Yıldırım)
Katılan Milletvekilleri: Katılım olmadı.
Belediye Başkanları: Katılım olmadı.
Moderatör: Sinem Kocagöz
Medya:Katılım olmadı.
Konular:
Genel konu:Anayasa Değişikliği Paketinde Anayasa Mahkemesi
Genel Konu Üzerine Konuşulanlar:
1– Sinem Kocagöz: Benim yargıyla ilgili katıldığım ve şahit olduğum duruşmalardan dolayı ilk aklıma gelen yargının kararlarını çok geniş zamana yaymış olmasıdır. Yargıda dosya çokluğu ile 3 yıldan önce sonuç çıkmayacağı da göz önüne alındığında; adli ve idari mahkemeler, Danıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi derken kısaca 10 – 15 yıllık iç hukuk düzeninden sonuç alamayan mağdur, ancak bu işlemlerden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine müracaat edebilecektir. İşte bu kanunda bireyin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine müracaatının önüne geçmek için yapılmış bir düzenlemedir denebilir. Bu nedenle yargının, bu işin eğitimini yapmış, tecrübeli ve kademeli olarak yargının çeşitli kuruluşlarında görev almaları ile kendini kabul ettirmiş, kendi meslek odalarının ve mahkeme heyetlerinin düzenleyeceği seçimle göreve gelmeleri sağlanabilir. Yargı bağımsız olmalıdır. O koltuklara gereken bir minnet borçlarının olmaması gerekir. Şimdiye kadar oluşmuş, oturmuş olduğu iddia edilen bir yargı düzeninin ve bağımsızlığının bu anayasa değişikliğiyle siyasallaşacağını düşünülmesi mümkün değildir. Ancak yargı mutlaka bağımsız olmalıdır. Çünkü bir gün herkese gereklidir.
2- Sefa Özkan: Son dönemlerde gündemde en çok tartışılan ‘Anayasa Değişikliği’’ konu ve kapsam olarak eksik ve demokrasi yönünde noksandır : Örneğin Terörle Mücadele Kanunu ve Siyasi Parti Kanunu … gibi maddelerin değişikliği söz konusu olmadığı takdirde bu Anayasa da 82. Darbesinin sonucu oluşturan anayasanın devamı niteliğinde olacaktır Demokratik adımlar doğrultusunda yapılmaya çalışılan değişiklikler gerçeklikten uzak ve iktidarın demokrasi güçlerini oylama çabasıdır. Anayasadaki Türklük kavramı yerine Türkiye Hakları gündeme getirilmelidir. İnsan hakları güvenceye alınmalı, Güvenlik konusu güvenceye alınmalı, Ülkede bulunan tüm farklı ırklar, diller, dinler serbestçe yaşama hakkına sahip olmalıdır. Özellikle Kürt ulusuna yönelik yıllarca yapılan tüm suçların çözülmesi yönünde ciddi adımlar atılmalı cezaevinde yıllarca ceza alan 18 yaşından küçük çocuklar için değişiklik şart ifade özgürlüğü, can güvenliği, kadın hakları, yönünden tamamlanması gereken pek çok eksiklik vardır.
3- Kerim Değirmen: Geçen ayda benzer konuyu konuştuk AKP kendine yönelik baskıların sonucunda, anayasa değişikliğini başlattı. Bizler de değişiklikten yana olduğumuzu, değişikliğin gerçekten hak ve özgürlükler açısından olması gerektiğini, ülkemizdeki hukuku düzenleyen bir kurum olacaksa; anayasa, bu kurumun öncelikle bağımsız olması gerektiğini, hukukun bağımsız olması gerektiğini belirtmiştik. Değişikliğin demokratik kitle örgütleri, sendikalar, diğer siyasi partiler, odalar, bütün halk katmanlarının düşünceleriyle birlikte almak durumundasınız. Bunu yaparken; uluslararası standartları, evrensel insan hakları beyannamesini göz önüne alarak yapmalısınız, Yani burada dil, din, ırk ve siyasal anlayış gözetmeksizin öncelikle yaşam hakkına saygı duyan, düşünce ifade ve örgütlenme özgülüğüne saygı duyan bir yaklaşım içerisinde yapılması diye düşünüyorum.Yargı kurumunun oluşumu hakkında; önerilenlerin seçiminin olması, diğer kurumların iradesine yönelik bir tanımamazlık duygusu yaratır. Madem kurumlar öneriyor. Direk onlar oluştursun. Anayasa Mahkemesi üyelerinin sayısının artırılması azaltılması göstermelik ve başka yatırımlara yöneliktir. Mahkemelerin hiç birine yürütme ve yasama müdahale etmemelidir. Kurum temsilcileri kendi aralarında konumlanışını oluşturmalıdır.Adli kolluk oluşturulmalıdır. Hakim ve savcı sayısı arttırılmalıdır. Mahkemelerin sonuçlanma süresi ancak böyle kısaltılabilir. Yoksa Anayasa mahkemesine başvurma hakkı olması bir şey ifade etmez. Oyalamaya dönüşür bu hak. HSYK oluşumu ve işlevi ilgili kurumların seçimleriyle ve tek yargı kurumu olmalıdır. Yargılanabilirlik kapsamına dokunulmazların alınması olumlu bir gelişmedir. Ancak en önemlisi kesin deliller olmadan gözaltına alma yaklaşımından vaz geçilmelidir. Bu gün tutuklu sayısı hükümlü sayısından çok gibidir. Uzun süre cezaevin konulup sonra hiçbir şey olmamış gibi salıverilmesi kişi hak ve özgürlüklerine indirilen en büyük darbedir diye düşünüyorum.
4- Naki Bulut: Anayasalar belirli bir donem için kabul edilir. Zaman içinde değişen ihtiyaçlar doğrultusunda Anayasa da değişikliklere gidilmesi zorunlu olabilir. Ancak bu durumda toplumun ihtiyaçlarının tanımlanması ve toplumsal uzlaşı ile değişikliklerin yapılması gerekir. Yapılacak değişikliklerin olabildiğince geniş uzlaşı ile yapılması gerekir. Bu meclis içi uzlaşı ve en az o kadar önemli meclis dışında üniversiteler ve bilim insanları, baro ve diğer meslek örgütleri, sivil toplum örgütleri ve partilerin uzlaşması ile sağlanmalıdır. AKP bugün bunları dikkate almadan kendisi için kabul ettiği sorunların çözümü için Anayasa değişiklikleri yapmakta. Toplumsal ve sosyal uzlaşı sağlamadan tek parti olarak bu değişiklikleri gerçekleştirmektedir. Ülkenin diğer demokratik ihtiyaçları konusunda bir yasal değişiklik yapılmamaktadır. Antidemokratik Siyasi Partiler Yasası, YÖK yasası, Zorunlu Din Dersi Eğitimi, RTÜK yasası, konusunda ne yazık ki AKP duyarsız. Bu nedenle en azından usul yönünden karşı olmak gerekir. Esas konusunda da elbette yeterli tartışılması sonrasında değişiklikler belirlenmelidir.
5- Sinem Kocagöz: Meclisin parti kapatma görevini üstlendiği bu değişiklik maddesinin 327 oyla düşmesini hiçbir şeyin değiştirmeyeceğini görmek gerek. Yeni sistemle, yeni kanunla, yeni değişiklikle atanmışlardan oluşan bir anayasa mahkemesinin ve yargının diğer kuruluşlarının siyasallaşacağı ve hukukçuların çoğunlukta olmadığı mahkeme heyeti hukuka uygun kararlar veremeyecektir. Belki de kendilerini bu göreve atayanların bazı isteklerini mutlaka yerine getirileceği bir ah ve vefa duygusu olacağı kaçınılmazdır. Dolayısıyla bir partinin kapatılıp kapatılamayacağı ilgili madde düşse bile hür iradeye dayalı bir yargılamayla olmayacaktır. Anayasa mahkemesine vatandaşın müracaat etmesinin sağlanması gibi göstermelik bir madde ise, Kısaca siyasi iktidar kendine göre bir anayasa değişikliği ile kendine göre bir yargıyı oluşturarak; ileriye dönük yargılanmamak için hazırlanmış önlemler bütünü olduğu aşikârdır. Sonuçta çok şey değişmeyecektir.
6- Refik Öztürk: Anayasa değişikliğinde ve yargıda yapılacak değişimleri İnsan Hakları ve Demokrasi için yetersiz buluyorum. Anayasa mahkemesi üye sayısının 14 ten 17 ye çıkarılması belli hesapları kapsıyor.Bireysel başvuru hakkı ise; AHİM tarafından ülkemize verilen para cezalarının önüne geçmeyi amaçlıyor. Ama bu yargıyla süreç AHİM yolunu tıkama hedefleniyor. Mahkemeler davaları kısa sürede sonuçlanmıyor. HSYK seçimi ve sekretaryası hakimler ve savcıların kendi aralarındaki seçimle yapılmalı, hükümet müdahale etmemelidir.Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı;iktidar (hükümet, yasama) lehine bozuluyor. Bunu geçmişe göre daha adil buluyorum. Egemenlik halkın üstünde bir kuruma verilmemelidir. Adli kolluk mutlaka oluşturulmalı diye düşünüyorum.
7- Arslan Yıldırım: Anayasa değişikliği ve referandumla beraber değişiklik içeren yargıda yapılması düşünülen değişimi geçmiştekine oranla olumlu buluyorum. Çünkü değişimi asıl yapması gerekenler yapmıyorlar. Bugün toplumsal uyanışı engelleyen ve gerileten kurumların başında sendikalar geliyor. Bizlerin okulu olması ve dolayısıyla bilinçlenmemizi sağlayacak olan sendikalar. Hükümet ve patronların istekleri yönünde çalışmalar yapıyorlar. Örneğin. Özelleştirmelere karşı sessizliğin altında; hükümetin sendika başkanlarının aylıklarının en yüksek devlet memuru maaşı ile sınırlama isteğinin pazarlık (özelleştirmelere karşı sessiz kalma şartı) sonucu önerinin geri çekilmesi gibi. Yoksa ülkemizde demokratikleşme istek ve çabaları işçi sınıfının arzuladığı değişimlerdir. Sendikalar hep ekonomik talepler peşinden koştu. Oysa 1980 öncesi DGM' lebin kapatılması talepli eylemler sonucu DGM' leb kapatılabildi. Dokunulmaz denilen bazı kurumlara dokunulabildi. Oysa bugün bu talepler tepeden gelmektedir. Dokunulmazlar sayısı azaltıyor, generaller yargılanabilecek, Askeri ve sivil yargı ayırımı giderek kalkacak. Anayasa mahkemesine bireysel başvuru; gerçek amacı ne olursa olsun ileri bir gelişmedir. Statükocu yaklaşımlar değişmeli. Açılımlar sonuçlandırılmalı, seçim barajları düşürülmeli. çocuk ve engelliler ile ilgili iyileştirici çalışmalar yapılmalıdır. Mahkemelerin yapısı şeklen değişiminin ötesinde işlevselliği değişmelidir. Sayısı artırılmalı, davalar kısa sürede sonuçlandırılmaya çalışılmalıdır diye düşünüyorum.
8- Erhan Ayhan: Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı, üye sayısının arttırılması, hakimler ve savcılar yüksek kuruluna meclis tarafından seçim yapılması, genel kurmay başkanı ve kuvvet komutanlarına yüce divanda yargılanma yolunun açılması siyasi partilerin kapatılmasına meclis onayının getirilmesi gibi değişiklikler olumlu olmakla birlikte bence yeterli değil. Her şeyden önce iktidar partisinin diğer partilerin görüşünü almadan bir dayatma içine girmesi doğru bir başlangıç olmadı. Özellikle BDP ye yönelik tavır hiç doğru değildi dışlayıcıydı. Ayrıca yargıda yargı mensuplarının zihniyetinde değişiklik olmadığı sürece yapılan değişiklikler uygulamaya geçemeyecektir. Çünkü daha önce yapılan birçok yasal iyileştirme kolluk güçleri ve yargı tarafından uygulamaya konmadı. Kısacası bu anayasada yapılacak hiçbir tadilat bence işe yaramayacaktır. Tümden bir değişikliğe, mümkün olan en geniş mutabakat zemini oluşturularak gidilmelidir. Anayasa ve buna bağlı tüm antidemokratik yasalar(siyasi partiler kanunu , terörle mücadele kanununu vb) yürürlükten kaldırılmalı gerçekten demokratik hale getirilmelidir.
Öneriler:
1- Demokratik hak ve özgürlükleri kapsayan anayasa değişikliği ve yargıda yeniden yapılanma desteklenmeli.
2- Parçalı değil toptan değişmeli
Değerlendirme:
İletişim:
a. Sivil toplum ile
46 sivil toplum kuruluşuna duyuru yapıldı.
b. Milletvekilleri ile
Telefon mesajı ve mail ile ilimiz tüm vekillerine ulaştık, sonuçta katılım olmadı.
c. Medya ile
3 ulusal basın temsilcisi ve 8 yerel basın mensupları e-mail ile davet edildi. Hiçbir haber ajansı gelmedi.
Sonuçlar:
Kritik bir zamanlama olmasına karşın azda olsa katılımın olması olumlu. Mecliste oylamanın olması olumsuzdu, katılımın artırılması için tekrar tekrar görüşmeler yapılmalı? Mutfak merkezi düzeyde çalışmalarımızı destekleyen kurum ve kuruluşlarla görüşüp şubelerinin ciddiyetle toplantılara katılım göstermelerinin sağlanmasına çalışabilir.
Değerlendirenler: Sinem Değirmen ve Kerim Değirmen