Yer : Esyo
Tarih : 08.05.2010
Yerel Katılım:
Eskent (Gürol yer- Başkan)
Hizmet iş (Özkan Özsüzen Yönetim Kurulu Üyesi)
Büyükdere Gültepe Mahalle Derneği (Ahmet Doğrubak Başkan)
Çevre Derneği (Prof. Dr. Nazmi Orüç YönetimKurulu Üyesi)
Eğitim Hakları Derneği (Nurettin Aldemir Yönetim Kurulu Üyesi )
STGM ( Banu Gültekin Kocaman Koordinatör)
Odunpazarı Belediyesi Meclis Üyesi (İlhami Atik)
Er kader (Halil Sevindi)
Karadenizliler Derneği(Ali Akyüz Yönetim Kurulu Üyesi)
Eskut (Mahmut Makas Başkan)
Göknebi Köylüleri Derneği (Veli Yılmaz Yönetim Kurulu Üyesi)
Üçsaray Köylüleri Derneği (Kadir Gezek Başkan)
Sandıközü Köylüleri Derneği (Yakup Şen Yönetim Kurulu Üyesi)
Ka-der (Suna Özgür Yönetim Kurulu Üyesi)
Eskişehir Muhacir Dernek Federasyonu (Sebahattin Gündoğdu yönetim Kurulu)
Sarayören Köylüleri Derneği (Teyfik Demir Başkan)
Alanyurt Sosyal Dayanışma Derneği (Kemal Azak Yönetim Kurulu Üyesi)
Bireysel katılım
1-Kesk Eski dönem Başkanı Eskişehir (Kübra Özyiğit)
2-Erkader(Hüsniye Turan Yönetim Kurulu Üyesi)
3-Eski Muhtar( Mehmet Teyin)
4-Emekli Öğretmen ( Meryem Yurdakul)
5- Makine mühendisi( Halit Demet)
6-Ka-der ( Aynur İriç)
7- Ka-der(Ayla Peşeker)
8- Emekli İnşaat mühendisi( Zehra Düzgüneş)
9- Şeyda Yurdakul
Milletvekilleri: Beytullah Asil (MHP)
Belediye Başkanları: Katılım Olmadı
Medya:
KANAL 26
Moderatör: Sevim Şahin (EkMM Hamalı)
Konular: Anayasa ve Referandum
Konuşulanlar:
Bu gün toplantı saatimizin 15:00 olması basın mensubu arkadaşımızın talebi ile ilk sözü MHP Milletvekili Beytullah Asil’e veriyoruz.
Beytullah Asil (MHP): Yoğun meclis çalışmasından sonra buradayız. Sizlerle de konuyu görüşüyor olacağız. Anayasa; toplumsal uzlaşma metinleridir. 1980’den beri sürekli eleştiri ile yaklaşıldı. 2007 seçimlerinden sonra hükümet, yeni bir anayasayı ülke gündemine taşıyacağını ifade etti. Geçtiğimiz nisan ayına kadar bu lafta kaldı. Bunun üzerine 2007 yılında Sayın Köksal Toptan’a MHP olarak müracaat ettik. “Ülkenin yeni bir anayasaya ihtiyacı var, bu tüm siyasi partilerin katılacağı ortak komisyon ile bu yeni anayasa gündeme alınsın, oluşturulsun” dedik. Maalesef TBMM Başkanı girişimine CHP’nin temsilci vermemesi, hükümetinde de bu olmazsa olmaz demesi üzerine bu komisyon kurulmadı. Sonunda bir günümüzde bir metin çıktı. Taslak metnin 8. Maddesi, geçici madde düştü, diğerleri referandum süreci ile kabul edildi. Cumhurbaşkanı tekrar TBMM’ye göndermez ise, tekrar bir referandum süreci başlayacak. 80 Anayasası neden eleştiri alıyor; çünkü Türk toplumunun ortaya koyduğu bir uzlaşma metni değildir. O günün şartları gereği %92 onayı ile geçmiş olan bu anayasa; pek çok kesimde ihtilal anayasası olarak anılmakta. Toplumun her kesimi tarafından bu anayasanın tekrar ele alınması gerekir denirken, her kesiminin katılımı ile bir anayasa oluşturulması gerekirken, bunun için büyük bir mesai harcandı. Referandum kararı ile bu süreç başlayacak. Burada 60 gün, 120 gün konusunda konuşmalar başlayacak. Referanduma sunulma süresini 60 güne düşürdük çünkü. Bu süreçte, Avrupa yangın yerine dönmüş Yunanistan, ardından İspanya, Portekiz geldiği söyleniyor. Bizim de ticaretimizin %68-69’u euro kullanan ülkelere olduğuna göre, bundan etkileneceğiz. Bu sahnede halkın gündemi yoksulluk, yolsuzluk, işsizlik vb olduğu bir ortamda TBMM olarak, hükümet olarak tekrar eleştirecek bir anayasa tartışmasının olmaması gerektiğini ifade ettik. Bu anayasa değişmelidir, ele alınmalıdır. Düşüncelerimiz ele alınmadan, ortada halkın başka büyük sorunları varken, bu şartlarda anayasa değişikliği 80 anayasasından ne farkı olacak? Bugün 26 esas-2 geçici madde kabul edildi. Bu aşamadan sonra olacakları takip edeceğiz. Türkiye’nin kaybedilmiş ayları, yıllarıdır. Gündemde bekleyen çok önemli yasa tasarıları var; ticaret kanunu, borçlar kanunu gibi. Vatandaş diyor ki “kendinizi yüce davandan kurtarmak mücadelesidir” diyor.
Nazmi Oruç –(Çevre Derneği): Öncelikle sayın vekile teşekkür ediyorum. Anlattıklarının bazı kısımlarını siyasi buldum. Başta MHP olmak üzere, başka şeyleri ortaya çıkararak, öneri geliştirmedi, zaman kaybına sebep oldu. Örneğin ticaret kanunu. Mevcut anayasanın 4 maddesi, değiştirilmez olarak, bu maddeler kalacak. Anayasa kökten değiştirilemez hükmü var sanırım, ne olacak bu durumda? Ben anayasanın oylanmasına evet diyeceğim, daha fazla demokrasi istiyorum.
Nurettin Aldemir: Ben 3. kez katılıyorum. Derneğimiz adına mutlaka arkadaşlarım katılıyor. Söylediklerim kişisel görüşlerimdir, derneğe ait değildir. Usule ilişkin; şu bizim için doğru değil; bu dizilişi eşitsizliği anlatıyor. Tam eşitlenmeye uygun bir oturma düzeni görmüyorum. Söz hakkının dağılımında bir şartlandırma var.
Sevim Şahin: Bu böyle olmasaydı, seçtiklerinizin ne kadar dikkate aldığınızı fark etmeyecektiniz. Siz de buranın bir parçasısınız, siz gelmezseniz de burası boş bırakılacak. Aslında evet önce sivil toplum sonra vekil konuşur. Ama basının, haber alıp gitmesinden dolayı bu böyle oldu, biliyorsunuz.
Nurettin Aldemir: Anayasa değişikliği sürecinde; kategorize etmek mümkün mü bilmiyorum ama bence 3 ayrı görüş var; 1. 12 eylül anayasası olan bu ceberrut anaysanın bir bütün olarak, esastan eşit yurttaşlığı esas alan, hakları güvence altına alan, bir anayasanı gerekli olduğunu, bunun gecikmiş oldğunu ifade eden görüş var. Bu bir merkez değil, değişken. Ben de böyle bakıyorum. 2. Bugün AKP’nin de temsil ettiği, kendini sıkıştıran, farklı görüşlere itibar etmediği bunu da rap rap uyguladığı görüş. 3. Birincisinin yanından geçmediği gibi, Kürt-Türk-kadın-erkek-eşcinselin-tamamen eşitlikçi bir anayasa talebi olmadığı gibi, AKP’nin yaklaşımına da karşı çıktılar. 3. Grup 1. Görüşe de zinhar karşıdır, çünkü varlık nedenlerini ortadan kaldırıyor. Bunu da şuna bağladılar; yoksulluk sorunu; zaten var, siz iktidarken de var. Şu kanun bekliyor; ee engel mi demokratik bir anayasa, ya da bu daha önemli değil mi? Bunlar demokratikleşme talebi içinde değiller. Şunu biliyoruz mesela; 12 eylül darbesi yapıldığında; “bizim düşüncemiz iktidar oldu, biz niye cezaevindeyiz?” dediklerini biliyorum. anayasa paketi kısmen de olsa çıktı ve referandum olarak karşımıza gelecek. Benim istediğim tamamen; ortak hak ve özgürlüklerinin teminat haline alındığı bir anayasaydı. Ama bu olmadı. Buna hayır demek; içinize sinmese de, anayasa değişikliğine karşı çıkmaktır. Ayrımcılıklar üzerine şekillenmiş, bunu yapanları koruyan bir anayasaya karşı bu değişiklikleri çöpe mi atacağız. Mevcut düzenlemelere, bütün olumsuzluklara, AKP’nin tutarsızlıklarına ve ikiyüzlülüğüne rağmen, bu referandumda buna “evet” diyeceğim. Bir öncekini sürdürmemek için buna evet diyeceğim. Asla AKP’ye oy vermiyorum, buna evet diyorum. Biri iyi bir şey yaparsa, öznesi ne olursa olsun desteklerim.
Zehra Düzgüneş: Ben anayasa çalışmalarını, referanduma “Hayır” diyeceğim. Bana önceden sorulmadığı için “Hayır” diyeceğim. Meclisin şu an bir takım değişmeleri yapacağım demesinde samimiyetine inanmıyorum. AK Partinin milletvekilini Tayyip Erdoğan’ın eri olarak, CHP; ve MHP’de öyle bence. Gizli oylamalarda, bazı milletvekillerinin beyaz oylarını, göstere göstere, yaranmak için oy kullandığını gördüm. Bu sistem ile anayasa değişikliğinin, demokrasinin gelişine katkı sağlayacağını düşünmüyorum. Bunun için bence öncelikle seçim sistemini değiştirmeli, siyasi partiler yasasını değiştirmeliydi. Bu değişikliklerin tamamen, iktidarın kendini tamamen kendini garantiye almak için yaptığını düşünüyorum.
Halit Demet: Gündem belli. Eskiden yargıçlık mesleğinin bir titizliği vardı. Eskiden yargıç motosiklete bindi diye, soruşturma geçirirdi. Eskiden bir yargıç kendi gölgesinden korkar haldeydi. Şimdi filanca mahkemeye destek ziyareti veya kabadayıvari açıklamalar. Biz polisten, sendikacılığı kaldırdık. Hâkimler, savcılar sağcı-solcu diye ayrıldılar. O ona katkı ziyareti, cepheleşme, gövde gösterileri. Bu Yasaklar kaldırılsın. Yargıçlığın görüşü olmaz. Adli mekanizmalar, süper tıkalı halde. Dosyalar okunmuyor. Benim bilirkişilik atamamı, hâkim yapmıyor; ya mübaşir, ya sekreter yapıyor. Hukuk sistemi baştan laçkalaşmış, buna el atılması lazım. Bu iktidarın, geçmiş iktidarın suçu değil. Mesela ıslak imza. Adli tıp, jandarma ıslak imza diyor. Yargıtay; bu çeşit itilafa düşülme halinde; güzel sanatlar akademisine gidilir diyor. Madem bu kurumlar ortadan kalksın. Mecliste oylama oluyor; MHP ve CHP bir tanesi parmak kaldıramıyor. MHP mebusunu soktu, içerde oylamaya devam ettirdi. CHP sokmadı mebuslarını, kayıtsız kaldı. Benim oyum referandumda “evet” tir.
İlhami Atik ( Meclis Üyesi): Ben de referanduma “evet” diyeceğim. Bu konuda çalışacağım. Muhalefet bence ak’a ak, kara’ya kara diyebilmeli. Sağduyulu olmalı. Acaba AK Partinin tekrar seçimi alma konusundaki hezeyanı mıdır? MHP ve CHP’nin aynı yöntemi kullanması, 12 Eylülde MHP’den bir sürü kişinin mağdur olduğunu biliyoruz; sivil bir anayasa nasıl istenmez. Anayasa konusunda sivil toplumun görüşleri alındı, toplantı yapıldı. Bakanlar görüş aldı. Bu sivil bir anayasadır, ben buna evet diyorum.
Beytullah Asil ( MHP): Her şeyden önce, referandum süreci içinde, vatandaş oy kullanacak, herkes özgür iradesini ortaya koyacak, aynı şekilde milletvekillerinin mecliste oy kullandığı gibi. Şimdi bu “emir eri” meselesi. Bir bütünün parçasısınız, ortak paydada birleştiğiniz siyasi partide görev alıyorsunuz. Bu çalışmalarda, kendi siyasi partim adına; bu grup toplantılarımızda, bu konu tartışıldı. Sonuçta herkes fikrini söylüyor. Bu görüşe uyup uymamak vekilin kendi iradesidir. MHP 69 kişi. Oy kullanırken kişinin kendisine kalmış. Bu noktada, siyaset kurumuna ve siyasetçiye haksızlık yapılmasını yanlış buluyorum. Özgürlükler konusunda, toplumda her düşünceden insan var. Herkes kendi doğrusu ile siyaset yapmaya kalkarsa netice almak mümkün değil. Toplum bunun üzerinde uzlaştığı taktirde, benim görüşüm bu değil demek, yanlış. Anayasanın bu zamana kadar 70 kadar maddesinde değişiklikler yapıldı, ama hala bunu ihtilal anayasası demeye devam ediyoruz. Bugün yapılan bu değişiklik bunu değiştirecek mi; Hayır. Bu anayasa değişikliği içinde yargıya müdahale var. Yargıdaki sorunları müdahale ile çözemezsiniz. Bunlar anayasal sorun değil. Çözümü de bu değil. Yargıdaki tıkanıklığı buraya bağlarsak, yanlış yerde çözüm ararız. Bu anayasa içinde yargıdaki sorunlara çözüm bulmak yerine sorunu büyütürüz. Anayasa mahkemesi, yüce divan sıfatı ile görev yapan bir yere benim üye seçmem, beni yargılayacak olanı benim seçmem son derece yanlıştır. Almanya’da 2/3 çoğunluk aranıyor, biz de salt çoğunluk var. 12 Eylülden hesap sorulmasını en çok isteyenlerdenim. 12 Eylülü sebepleri ve sonuçları ile ele almalıyız. Bir gün solcular, “ülkücüler bize saldırdı” dendi. Ertesi gün ülkücüler tarandı, solcular yaptı oldu. Bugün yapılan değişiklik 12 Eylül sorumlularını ele alna bir değişiklik değil. Zaman aşımı konusu. Türk ceza kanunu değiştirdik. Kişinin lehine olan geriye döner, aleyhine değil. Bunu ele alalım diyoruz bu da yok. 12 Eylül sorumlularını yargılama niyetinde olan insan; Çevik Bir üzerinde dokunulmazlık mı var, neden yargılanmıyor. Anayasa değişikliklerinin kabul edilmesi noktasında; yargı siyasallaşacaktır. Önemli olan yargıyı bağımsızlaştıracak olan adım atmaktır. Zaten siyasal olan yargıyı, daha siyasal hale çevirmek yanlıştır. Ben vatandaş olarak, referanduma giderse “hayır” diyeceğim. TBMM içinde MHP olarak her arkadaşım özgür iradesi ile oy kullanmıştır. Namus ve şerefim üzerine konuşuyorum, en ufak bu konuda farklı bir uygulama asla yapılmamıştır. MHP milletvekilleri TBMM içinde bulunduğumuz süreç içinde, anayasa oylamasında da kendi iradesi dışında zorlanmamıştır. Grup toplantılarda, iç tüzük size yetki vermişse, grup kararı alınabilecek olaylarda tartışılır, konuşulur, oylanır, çoğunluk kararı alınır. Onun dışında anayasa oylamaları için ifade ediyorum, MHP milletvekillerine telkin, tavsiye, tehdit vb söz konusu değildir. Vakit dar, katılım çok. Bundan sonra herkese söz verme konusunda bir yöntem geliştirilebilirse memnun olurum. Zaman çok dert ise en azından yazılı olarak da görüşler önceden alınabilir.
Sebahattin Gündoğdu (Muhacir Dernekleri Federasyonu): Anayasanın değişmesi konusunda tüm siyasi liderlerden, anayasa değişmesini istediklerini duydum. Beytullah Bey de belirtti. Anayasanın değişmesi yönünde zaten o halde ortak bir kanı var. MHP diyelim ki iktidar oldu. Diyelim ki Ak Parti dğeişmesin diye yaklaşımda bulundu. Anayasa değişecekse hep beraber değiştirelim, gerekliyse birlikte yapalım.
Beytullah Asil (MHP): Seçimlere 1 yıl var. Başta ile müracaatımızı anlattım. Şimdi ortaya çıkıldı. 1 yıllık süreç hem uzlaşma, hem hazırlık, hem herkesten görüşme için yeterli değil. Seçimlere kadar bunlar yapılsın, bundan sonraki süreçte de kim gelirse, gelin uzlaşma sürsün, yeni mecliste bunu oluşturulsun.
Kübra Göçmen: Ben hayır diyeceğim. Tüm partilerden, STÖ’lerden görüş alınması gerekirdi. Konsensüs sonunda bir metin çıkardı, bu kavgalar çıkmazdı, saygınlık azalmazdı.
Ali Akyüz (Karadenizliler Derneği): İngiltere’de yazılı bir anayasa yok. İngiltere’de hakimlerin maaşı yok. Ne kadar ihtiyacı varsa ne kadar harcıyorsa, çeke yazıyormuş. Bir gün 2 milyon pound yazmış, hâkim. Bankadakiler panik olmuş, hükümete bildirmişler. Hükümet ödeyin demiş. Sonra görevden almışlar. “Kraliçenin güvenin olup olmadığını öğrenmek için çektim” demiş. Demiş ki hükümet “bizim güvenimiz sonsuzdur, bunu sorgulamamalısınız” Hükümet yargıya müdahale ediyor deniyor. Ülkede hiçbir zaman hukukun üstünlüğü olmadı, üstünlerin hukuku oldu. Bir gün yargılanıyorum; bana sordu şahidin var mı” diye sordu, şahidime de aynı soruyu sordu. Aynı mahkemede, hakim “bu haberin kaynağı kim” diye sordu. Bana bu soruyu soramayacağını söyledim. Hakim bunun üzerine “yaz kızım” diyerek suçumu ve cezamı söyledi. 2000 yılında büyükşehirle muttalip mezarlığı konusunda bir kavgamız oldu. Bunun üzerine pek çok örnekten bahsedebiliriz. Ülkede hukukun üstünlüğü hiçbir zaman olmadı. Anayasa değişikliğinin niyeti ne olursa olsun, sonuçta halka ne veriyor? Mesela toplu sözleşmeden bahsediyor. Buna karşı çıkacak kimse var mı? Yok. Anayasa değişikliğinin açılımlar gibi konular ile saptırıldığını düşünüyorum. Şu an millet cayır cayır yanıyor. Bu konu da AK Parti hükümetini, kamuoyunun gündemini değiştirmek konusunda tebrik ediyorum.
Nurettin Aldemir(Eğitim Hakları Derneği): Meclisteki partiler bir araya gelseydi. Birlikte uzlaştıkları bir anayasa paketi gelseydi buna evet derdik dediler. Zarfa bakıp içindekini önemsemeyen bir tutum bu. BDP ve diğerlerinin ortak bir anayasa paketinde anlaşabileceklerini düşünmüyorum. MHP; CHP, AK Partinin anlaştığı bir metin gelseydi deniliyor aslında. BDP’yi önemseyecekler miydi? Yoksa şu şu askeri şartlar olmadığı sürece ben buna evet demem diyecekler miydi? Bu ülkede derin bir devletin olduğunu biz biliriz. Bu ülkede 12 Eylül, 12 Mart olsun diye ne tezgâhlandığını ve kimlerin olduğunu çok iyi biliriz. 12 Eylülde cezaevindeki lider Kenan Evren’e mektup yazmıştır. O gelenekten gelen bir partinin mensubunun sivil anayasa demesini samimi bulmuyorum. İkili bir hukuk olur mu? Asker başka yerde yargılanacak. Askerin suçunu askerin atadığı hakim mi belirleyecek? Siyaset saygın değil. Cumhurbaşkanlığı seçiminde 367 var mıydı, ama bu anayasa mahkemesi bunu buldu, çıkardı, siyaseten davrandı. Kendilerine siyaseten avantaj sağlayan vesayet sistemi devam etsin diye düşünüyorlar. AKP’nin demokrat olmadığına kalıbımı basarım. Kürt açılımı dedi; milli birlik oldu. Ne kadar Kürt düşmanı olduğu ortadadır. Ancak muhalefetin de iyi niyetli olmadığı ortadadır. Ben hiç iktidar olmayacağım diye düşünüp, bence bu yüzden bir fikir geliştirmediklerini düşünüyorum. Bence MHP ve CHP birleşmelidir, bunu düşünmeliler.
Kübra Göçmen: Çatışmacı dil beni rahatsız ediyor. Mecliste 4 parti anlaşsın, biz de kabul edelim demedim. Gerçekten politika ikna etme yoludur. Meclis, meclis dışı insanlar toplansın, demokratik, özgür bir anayasa önümüzde gelirse dedim. Benim çok ciddi şüphelerim var. Herkes ya AKP, MHP; CHP gözüyle bakıyor. Bir sosyalist olarak çok zor durumdayım. Samimiyetsizlikten rahatsızım. Taş atan binlerce çocuk içerde, açılım üzerine. Nerde bunun samimiyeti. Bütün yasalar beni kollayan şeyler olsun demek, olmaz. Biz sosyalist olarak zor durumdayız.
Suna Özgür (KA-DER): TBMM yasa yapar. Yürütme organı da yürütme işini yapar. 82 anayasasının değişmesi sürekli konuşuldu. Birkaç değişiklik de yapıldı. HSYK, Anayasa Mahkemesi ve parti kapatma gibi 3 önemli konu üzerinde konuşuldu. Karşılaştırıldığında, anayasaya eklenen başka bir şey yok. Bir amaç var. İyi ve kötü iki yönü de var. 82 anayasası askeri bir anayasadır. HSYK nın başındakini Adalet Bakanlığı belirleyemez, bu bağımsızlık için der. Dışarıda HSYK nın başındaki hakimin seçimle geldiğini görüyoruz. Türkiye’ye başkanlık sistemi getirilmeye çalışılıyor. Burada 3 temel konuda bir şey tartışmadık. İş barışçıl, bilimsel, ortaklıklar kurularak çözüme varabilirdi. Şimdi bizi kimse dinlemedi, iş bitti artık. Cumhurbaşkanı referanduma gidecek mi gitmeyecek mi buna kaldı. Biz ne diyeceksek diyelim.
Halit Demet: Parti kapatma, düştü. Bunun acısını yıllarca çekeceğiz. Bu ülke parti kapatması zor, bir savcının hareketi ile işlem görmeyecek diye sevinç içindeydi. Parti kapatma geçmediği için kara lekeli bir ülke olduk. Bunun borsadaki etkisini de görüyoruz.
Öneriler:
STGM koordinatör Banu Gültekin Kocaman:
Eskişehir küçük Millet Meclisi hazırlık çalışmalarında gönüllü çalışma yapmak isteyen arkadaşlarımız varsa isim versinler.
Ortak sonuç:
Daha geniş katılımlı toplantıların düzenlenmesi. Bundan sonraki ilk toplantının Büyük Şehir Belediyesi Meclis salonunda yapılması.
STGM koordinatörü Banu Gültekin Kocaman’ın önerisi doğrultusun da GÖNÜLLÜ çalışmak isteyen arkadaşlarımızın isimleri:
Esen Türker –Zehra DüZgüneş-Teyfik demir -Ayla Peşeker-Nurettin Aldemir ve Sevim Şahin
Değerlendirme:
1. İletişim
Eskişehir Küçük Millet Meclisi’nin katılım sağladığımız her platformda tanınırlığı artmıştır.
a. Sivil toplum ile
Her ay toplantı bilgilendirme gündem paylaşımı. Mail ve telefonla duyuru.
b. Milletvekilleri ile
Telefon faks ile Ulaşıldı . CHP Milletvekili Murat Sönmez, AKP parti Milletvekili Nedim Öztürk Eskişehir Büyük Şehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyük Erşen ‘in Özel kalemi aracılığıyla şehir dışında olduğu için katılamayacağını bildirdiler.Tepe Başı Belediye Başkanı Ahmet Ataç toplantya zabıta memuru ile katılamayacağını bildiren bir mesaj iletmiştir.
3. Medya
Yerel basın; yaygın medya temsilcileri ve televizyon kanallarına mail ve faks ile ulaşıldı. Saat yerel basına uymadığı için katılım olmadı kanal 26 televizyonu katıldı. Haberlerde toplantıya yer verdi.
Toplantı sonunda resim ve toplantı bilgisi mail yoluyla atıldı. Anadolu Gazetesi köşe yazarı Hüsnü Arslan köşesinde yer verdi.
Değerlendirenler:
Raporu STGM koordinatörü Banu Gültekin Kocaman Tutmuştur.
Düzenleme Değerlendirme :
EkMM Hamalı SevimŞahin