Yer : Kültür Merkezi Kongre Salonu
Tarih : 08.05.2010
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
2- Bin. Ber. ve Kua.. Derneği ( Mehmet Ulcay-Dernek Başkanı)
3- Marifet-Der (Tekin Gönç-Dernek Başkanı)
4- AKUT ( Faysal Çelik)
5- Kent Girişim Derneği(Servet Beki)
6- Bingöl Buhara Eğitim Kültür ve Sanat Vakfı (Cengiz Değişgeç)
7- İlim ve Kültür Vakfı (Bayram Akbulut – Başkan)
8- Çevlikliler-Der (Murat Bayram)
9- 6 Nokta Körler Derneği (Mücahit Burulday)
10-YISTOD (Mahmut Buyankara)
b.Meslek Odaları:
1- Bingöl Barosu (Av. Cevat İshakoğlu)
2- Bingöl Yerel Basın Temsilciliği (Faruk Açıkbaş)
3- Bingöl Ulusal Basın Temsilciliği (M.Ali Yıldırım )
4- Bingöl-Elazığ Serbest Muhasebeciler ve Müşavirler Odası ( Ali Burakgazi -Temsilci)
c. Sendikalar:
1- Memur-Sen (Abdurrahman Ensari- Memur-Sen İl Başkanı)
2- Diyanet-Sen (Mücahit Çelik)
3- Toç-Bir-Sen (Ahmet Çibik)
4- Sağlık-Sen (Nedim Hant)
Katılan Milletvekilleri:
Katılan Milletvekili Olmadı
Belediye Başkanları:
Serdar Atalay (Bingöl İl Belediye Başkanı)
Mesaj Yollayanlar Milletvekilleri:
1- Cevdet Yılmaz (Devlet Bakanı-AKP)
2- Kazım Ataoğlu (AKP)
3- Yusuf Coşkun
Moderatör:
1- Ferhat Kentel ( Sosyolog, Gazeteci, Araştırmacı, Yazar, Akademisyen)
Destek Çevresi/Gözlemci:
1- Cevdet Çalbay (AKP İl Başkanı)
2- Sema Kaygalak (CHP İl Başkanı) – Mesaj yollayarak il dışında olduğunu, her zaman yanımızda olduğunu belirtti.
3- Hilmi Elçi (Eski Belediye Başkanı (MHP) – Mesaj yollayarak il dışında olduğunu, her zaman yanımızda olduğunu belirtti.
4- Selahattin Kaya (Eski Belediye Başkanı(SHP) – Mesaj yollayarak il dışında olduğunu, her zaman yanımızda olduğunu belirtti.
5-Atik Korkutata (Eski SP İl Başkanı) – Mesaj yollayarak il dışında olduğunu, her zaman yanımızda olduğunu belirtti.
Diğer Katılımcılar:
1-Bedrettin Taşkesen (Bingöl İl Çevre ve Orman Müdürü)
2-Erkan Devran (Orman İşletme Şefi)
Kalabalık bir izleyici kitlesi katıldı.
Medya
1- Bingöl Olay Gazetesi (Faruk Açıkbaş)
2- M.Ali Yıldırım
3- Hayat TV
GÜNDEM
Genel Konu : Anayasa Mahkemesi İle İlgili Değişiklik
Yerel Konu : Bingöl’ümüzün olmazsa olmazı meşe ormanlarının korunması
Toplantının açılış konuşmasını yapan Bingöl kMM Girişimcisi Semiramis Karaarslan: “ÖNYARGILAR GİREMEZ” başlığı ile başlattığımız toplantımızı yine bu ay da aynı sloganla tekrarlayacağız. ‘’Kendi kimliğinizle, değer ve inançlarınızla gelin, sadece önyargılarınız hariç. Onları kapıda bırakın lütfen’’, ''Amaç üzüm yemek. Bağcı dövmek yasak.'' diyoruz. O varsa ben yokum diyenlere ‘’Hem siz varsınız, hem de O, siz olmazsanız olmaz, ama O olmazsa da aynı. Sonra Aile Fotoğrafı eksik kalır’’ diyoruz. Forumlarımız kültür mozayiğinde fikirlerin özgürce konuşulup, dinlenmesi, tartışılması… farklılıkların buluşmasıdır. Farklılıklarımız zenginliğimizdir diyor, burada düşüncelerimizi saygı çerçevesinde, kimseyi incitmeyecek şekilde ortaya koyuyoruz. Eleştiriyoruz, ağır eleştiriyoruz ama konuya ilişkin olarak ve çözüm üretmeye yönelik, polemiklerin yapıldığı bir meclis olmaması tek düşüncemiz. Hedef karar almak değil, diyalog… Azınlıkta kalan çoğunluğa uymak zorunda değil… ‘’Hazır vekil ele geçmişken öyle bir soru sorayım ki köşeye sıkışsın’’ düşüncesi hakim olmamalı… Neyse derdimiz o olsun konumuz diye yola çıkıyoruz. Amaç herkesimin birbirini, vekillerin ise herkesi aracısız, filtresiz, düzenli ve sık sık duyması ve anlamaya çalışması.’’ dedi.
Karaarslan’ın toplantı formatı hakkında bilgilendirmesinden sonra mikrofonu kolaylaştırıcı Ferhat Kentel’e bıraktı.
‘’Anayasa Mahkemesi İle İlgili Değişiklik’’ konulu bir slayt gösterimi yapıldı.. Ve Genel Konuya geçildi.
Cevat İshakoğlu: Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlarla gündeme geldiğini hatırlatarak, “Anayasa Mahkemesi 82 Anayasası ile hareket ettiği için parti kapatma ve diğer gündemlerle ilgili verdiği kararların tamamında haksızdır. Siyasi parti kapatma davaları açan Anayasa Mahkemesi, hukuki davranmıyor, ideolojik davranıyor. Yapılacak değişikliklerden Anayasa Mahkemesinin çok fazla etkileneceğini düşünmüyorum. Çünkü zihniyetlerin değişmesi lazım. Anayasa değişikliğinde sadece bir partinin değil, bütün toplumun görüşlerinin alınması gerekmektedir.
Mücahit Çelik : 82 Anayasasında en büyük sıkıntıları din görevlilerinin çekmiştir. 82 Anayasasının referandumu esnasında Bingöl büyük bir oranla ret oyu vermişti. Bunun faturasını da din görevlilerine kesmişlerdi. O günün şartlarında din görevlileri bu anayasanın uygun olmadığını vaat etmişlerdi. Bundan dolayı din görevlilerimiz sürgünlere uğramışlardı. O günün şartlarında bedel ödeyen din görevlilerimiz, bugün o bedellerin mükâfatını almaktadırlar. Dolayısıyla bu anayasanın ihmal edilmeden değiştirilmesi şarttır.
Ali Burakgazi: 82 Anayasasının topluma dar geldiği için Türkiye sorunlarının çözülememektedir. Bu bakımdan sorunları çözemeyen bir anayasanın değiştirilmesinden daha doğal bir durum olamaz. Bu nedenle bu anayasanın değiştirilmesi lazım. Anayasa Mahkemesi verdiği kararlarla toplumun genelini tatmin edemiyor. Maalesef bu noktada Anayasa Mahkemesi’nin tarafsızlığı konusunda tereddütler var. Mademki mevcut anayasa ile sorunlar çözülemiyorsa, burada birinci set olan Anayasa Mahkemesi’nin yapısının değiştirilmesi gerekiyor.
Ahmet Çibik: Anayasa Mahkemesinin yapısı ile ilgili değişiklik ve toplamda Anayasa değişikliği talebi hazırlık aşamasında bu Ülkenin geleceği ile ilgili sorumluluk almaya, ön kabul ile önyargılarını dayatmayan toplumsal muhalefet ve ilgili tarafların görüş, çekinceleri dikkate alınarak hazırlanmalıydı. Bunu başaramamanın belki de ciddi bir sebebi olarak ülkede siyasal iktidar boşluğundan ziyade siyasal muhalefet ayağının eksik olması parlamenter sistem içerisinde çözüm üretmeyi zorlaştırmakta. Bu durumun sahaya yansımasında görülen farklılık seçmen tercihlerinde de kamplaşmayı kaçınılmaz kılıyor. Söz konusu sıkıntıyı aşabilmenin en ciddi adımının da yine toplumsal dayanışmadan geçeceğini düşünüyorum. Anayasa mahkemesinin de içerisinde bulunduğu vesayet kurumları olan HSYK ve MGK 60 ihtilali sonrası askeri mantıkla ihdas edilen kurumlar oldukları için kurucu iradenin dışına çıkmasını mümkün kılın imkanlar vermemekte bu sebeple Anayasa değişikliği ile bahse konu kurumların kendisinde mutlak otorite vehmetmesinin önünü kesmeye yönelik adımlar yetersiz olsa da önemsenmesi gereken gayretlerdir. Oylama sürecinde BDP’nin diğer muhalefet partilerinden farklı olarak desteğinin alınmasına yönelik çekincelerinin çok dikkate alınmamasının ciddi bir eksiklik olduğunu düşünmekle beraber aynı gelenekten gelen 6 partisi kapatılan BDP’nin de çok iyi sınav vermediğini düşünüyorum. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruların yolunun açılması iyi bir gelişme fakat bu durum AHİM’e gidecek davaların da Bürokratik kırtasiyecilik anlayışını aşacak mahiyette ivedilikle zamana yaymadan sonuçlandırılması gereken davaları olumsuz etkilememeli. Gerçi AHİM konusunda da çekincelerim var çünkü Mütedeyyin insanları ilgilendiren en ciddi iki sorun Leyla ŞAHİN ve Refah Partisinin Kapatılması konusunda varlık gerekçesini inkar mahiyetinde çifte standartlı davranarak tarafların aleyhine karar vermiştir. Bütün bu sorunlara rağmen vesayet rejimi ile hesaplaşmanın imkanlarını heba etmeme adına Anayasa değişiklik paketi desteklenmeli.
Mehmet Ulcay: Bu anayasa değişikliği bir milat olarak görüyoruz 1923 yılında kurulan Türkiye cumhuriyetti devletti anayasanın o günün şartlarında kısıtlı imkanlarla yapıldı. belki de eksiklik vardı çünkü bir devlet bir cumhuriyet yeni kuruldu ama o zamanki anayasa dahi 61 ve 82 anayasasından daha iyiydi o zaman insan hakkı din vicdan etnik köken özgürlüğü bile gözetilmişti gelinen nokta anayasanın bazı maddelerinin değişmesi bile bir milat olarak görüyoruz bu yeterlimi hayır daha fazlası lazım şimdide korku senaryoları kuruluyor yok efendim kendilerini kurtarmak için yok efendim şöyle olmuş böyle olmuş bunlar boş hikayeler TBMM çatısı altında bulunan bütün milletvekillerinin tamamını seçenler aziz vatandaş onları oraya gönderende aziz vatandaş yapılan yeni bir anayasaysa tabii ki buna evet diyoruz onları bizler seçmişsek bizlere hizmet etmeleri için yolladıysak görevleri yasama ve yürütmedir insanların refahı ve huzuru için yasa yapılıyorsa buna evet diyoruz her şey göz onunda yapılıyor dolayısıyla teknolojinin nimetlerinden yararlanıyoruz. Türkiye’nin en kotu partisi yapsaydı yine evet derdik kötü partide yok hepsinin tüzüğü birhukukçu değiliz ama bu ülkede bizde yaşıyoruz 30 yıldır yaşadığımız sıkıntıların hak ihlallerin haksızlıkların tek sebebi 82 anayasasıdır bu anayasa değişirse her şey normalle döner sıkı yönetimlerle bir yere varılmaz insanca yaşamak insanın hakkını ve hakkının korunmasıdır.
Mahmut Börlükara: 61 ve 82 anayasaları askeri anayasalar olduğu için özgürlükleri ve kısıtlamaları da onlar getirdi. Sivillerin Türkiye’de anaysa yapabilme yeteneğini gösterebilme açısından mecliste olan paket oldukça önemlidir. Bu paket yeterli midir? Hayır, yeterli değil. Çok büyük bir değişikliğin yapılması gerekiyor. Çünkü toplum canlı bir organizma olduğu için ihtiyaçlar sürekli değişiyor. Bunun yanında gerçekten bir özgürlük sağlayacaksa, neden anayasa değişikliği yapılmasın. Bu anlamda bunu zorlaştırmamamız ve sürecin önünü tıkamamamız lazım.
Nedim Hant: Bu anayasanın neresini değiştirirsek kardır düşüncesini gütmemiz gerekiyor. 82 Anayasasını yıllardır tartışıyoruz. Anayasa değişikliği ile ilgili mecliste olan bir paketi muhalefetin magazinsel taraflara çektiklerini düşünüyorum. Doğrusunu isteseniz bu anayasa paketinin kapatma maddesinde yapılan oylamayı çok manidar buluyorum.
Abdurrahman Ensari: 12 Eylül darbe ürünü olan mevcut anayasa tıpkı 80 model araba gibi artık dikiş tutacak yama yapılacak tarafı kalmamıştır. AK Parti 2007 yılında aslında anayasayı tamamen değiştirme fırsatını kaçırdı. Ülkenin ihtiyacı, sivil demokratik özgürlük ve adalete ilkelerinden beslenen yepyeni bir anayasadır. Ancak mevcut anayasayla ülkeyi idare etmek artık imkansız denilecek duruma gelmiştir. Bunun için de bu değişiklikleri yeterli görmesek de önemsiyoruz. HSYK'nın ve Anayasa Mahkemesinin anti demokratik yapıları değişecek, bir çok anti demokratik uygulamaya son verilecek ve herşeyden önemlisi darbeciler yargılanabilecek. Kaostan ve çözümsüzlükten beslenenlerin ekmeği ellerinden alınacaktır. Anayasa değişikliğini yarım yamalak bir değişiklik olarak görüyorum. Ama yargı alanında olan vesayeti kısmen değiştirebileceğini düşünüyorum. Tabiî ki bizim gönlümüz ve arzumuz sivil, demokratik, özgürlükçü ve adalet esasına dayanan yeni bir anayasanın yapılmasıdır. Milletin iradesi egemen kılınabilecektir. Bunun için referandumda ''evet'' diyeceğiz.
Cevdet Çalbay: 30 yıldan bu yana gelmiş geçmiş bütün siyasi partilerin 82 anayasasını eleştirdiğini ancak hiçbir partinin cesaret edipte bu anayasayı değiştirmediğini ve sadece bu cesareti AKP gösterdi. Bugün ise AK Parti büyük bir cesaret göstererek, anayasayı değiştirmeye çalışıyor ve çok önemli maddeleri bütün muhalif partilerin karşı çıkmasına rağmen meclisten geçirmeye çalışarak, halkın takdirine sunuyor.
Serdar Atalay: Demokrasinin gelişiminde hiçbir ülkede bütün kazanımlar bir defa da elde edilmedi. Demokrasinin gelişiminde hiçbir ülkede bütün kazanımlar bir defa da elde edilmemiştir. Yani bu bir süreçtir. Türkiye’de de demokratikleşmek uzun yıllardır devam ediyor. Menderes’le başlayan bir sivil anlayış, bütün iktidarlar döneminde kısmen otoriteleşme, kısmen demokratikleşme gelişmiştir. Bugün bunun en kapsamlısını görüyoruz. Bu paketin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ne kadar faydası olduğu araştırılırsa en az yanıltıcı olduğuna inanıyorum. Böyle bir anayasa paketinin mecliste geçmesini önemsiyorum. Çünkü bu sivil iradenin bir başarısıdır.
Doç. Dr. Ferhat Kentel: Türkiye’de hakim olan daha otoriter bir zihniyete karşı demokrat bir dille konuşmaya çalışıldığı zaman her an hangi suç kapsamına girecek diye bir takım endişeleri konuşuyoruz. Ama bu süreçte değişiyor. Bunda AK Parti’nin, sivil toplumun veya bir takım gazetelerin katkısı olabilir. AK Parti bu toplumun taleplerini yansıtan bir arayış partisiydi. Bu süreçte ben bambaşka bir anayasa istiyorum. Çok daha mükemmel, çok özgürlüklerin olduğu, şiddet, küfür ve hakaret bir takım şeyler dışında her türlü özgürlüğün konuşabildiği, dile getirilebildiği bir anayasa istiyorum. Benim hayal ettiğim böyle bir anayasadır. Hepimiz aynı kıstaslarla düşünmeyebiliriz. Benim kafamdaki özgürlükleri özgürlük olarak düşünüyorum. Başkalarının özgürlük talebi ile benim özgürlük talebimin konuşulması lazım. Bir tür müzakere olması lazım. Müzakereler tartışılması gerekiyor ki, daha ideallerini bulabilelim. En azından bu yolda yürümenin bile çok önemli olduğunu düşünüyorum. Herkesin kafasında bir anayasa hayali var. Bunu en çok devrimler mantığında görmek lazım. Bizzat yürünen yolun güzergâhında çok önemli olan esas; demokratikleşmenin olduğu yol, yürünen yolun güzergâhıdır.
Yerel Gündem ‘’Olmazsa Olmazlarımız Meşe Ormanlarımız’’
Mahmut Buyankara: Bingöl Doğu’nun en fazla meşe ormanına sahip ildir.Ormanlar günlük hayatta bizlere çeşitli faydalar sağlamakta ama;güvenlik,yakacak gibi etkenlerden ötürü ormanımız tahrip edilmekte.Orman tahribatının önünü geçmek için bölge insanının eğitilmesi gerekmekte.Bizim yeni fidan dikimine ihtiyacımız yok,var olanın korunması gerekmektedir. Meşe ağacının kesilerek yerine çam ağacının dikimi sonuç vermemiştir. Ormanlarda bekçi görevlendirilmeli. Yayla ve yeşil memleketimizle turist çekebiliriz. Ağaç kesimi,bilinçsiz avlanma ve tırtıl meşeye zarar vermektedir. Çıplak ve boş araziye fidan dikimine karşı değiliz ama; ama hangi sebepten olursa olsun orman kesimine karşıyız.Orman tahribatının her kesime ulaşacak zararları vardır.
Cevat İshakoğlu: Meşe düşman gibi görünüyor.Güvenliği sağlayamayan güvenlik güçleri, meşeyi yakarak bu sorunu gidermeye çalışıyor.Bunun önüne geçmeye çalıştık ama başaramadık.Güvenlik gerekçesiyle yolun sağında ve solunda elli metrelik alan tahrip edilmekte. Her durum ve şartta orman tahrip edilmemeli.
Serdar ATALAY: Bingöl’ün 1/3 ü ormanlık arazidir. Kışlık ihtiyacı için orman tahrip edildi.Belediye olarak orman arazisini koruyucu tedbirler alıyoruz.Bingöl’de mülkiyet sorunu da vardır.Konutların çoğu gecekondu mahiyetindedir.Yeni ormanlık alanları imara açılmamalı ama fiilen orman vasfını yitirmiş alanlar vatandaşa sunulmalı. Şehir mülkiyet sorunu olmayan yerlere kaymalı. Güvenlik güçleri meşeyi kesmemeli, vatandaş da daha duyarlı olmalı.
Bedrettin Taşkesen: Çevreyi sadece kurumlar değil; bölge insanı da sahiplenmeli. Doğal olarak var olan türün yerine başka bir tür ekilemez. Ekinyolu Bölgesinin ağaçlandırılmasında başarısız olduk. Köylü de oraya zarar verdi. Bölgedeki sulama problemini çözdük. Ağaçlandırma yapılırken toprağın türüne göre fidan dikilmelidir. Bölge halkı meşeye orman değil, yakacak gözüyle bakıyor; ama çama zarar vermiyor, sahipleniyor. Ormana verilen zararı azaltmak için 2007’den beri köylüye kredi kullandırılarak “Güneş Enerjisi Sistemi’’ kullandırılmaktadır. Bingöl’de endüstriyel olmasa da erozyona karşı ağaçlandırma yapılmaktadır
Erkan Devran: Orman alanına baraj yapımı kanuni hükümlere göre yapılıyor.Güvenlik amaçlı kesim bizimle ilgili değil;MSB ile ilgilidir. Mevcut orman muhafaza memuru sayısı da oldukça azdır.Orman muhafaza memuru sayısının yetersizliği ortak karar olarak alındı.Ormandaki tırtılla biyolojik ve mekanik mücadele yapılmaktadır.
Abdurrahman Ensari: Meşe Ağaçları İlimizde üç nedenle kesilmekte;
1-Güvenlik bahanesiyle
2-Odun İhtiyacı dolayısıyla
3-Yeni imar alanları oluşturmak amacıyla
Öneriler:
Köylülerin güneş enerjisi kullanmaları teşvik edilmeli
Hacılar köyündeki termal su kaynakları hem turizme kazandırılmalı hem de ısınmada kullanılması için çalışmalar hızlandırılmalıdır. Toprak analizleri yapılarak meşe dışında da farklı ağaç türleri yaygınlaştırılmalıdır. Şehrin yönü ormanlık alandan çekilmeli. Meşe korunmalı, ağaçlandırma yapılırken toprak analizi yapılmalı. Belediye orman arazisini imara açmamalıdır.
Ahmet Çibik: İlimizin ciddi sorularından olan meşe ormanlarımız korunması ve yaşatılması adına her Bingöllü İnisiyatif almalı % 28’lik oranla ciddi meşe ormanı potansiyeli olan İlimizin yakacak ihtiyacını karşılamaya yönelik alternatif ve sürdürülebilir enerji kaynakları oluşturulmalı bu anlamda jeotermal enerji ve güneş enerjisi panelleri ayrıca rüzgar enerjisi alternatif enerji kaynakları olarak düşünülebilir.
Ferhat Kentel: Orman alanları yerleşime acılmamalı, Ormanı koruyucu yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
İsmail Barası : Ataol BEHRAMOĞLU’nun şiirini okuyarak meşe ile anayasa arasında bağlantı kurdu.Yapılan barajlar ekolojik dengeyi bozmakta bu da ormana zarar vermekte.STK’lar da barajlara karşı tepkisiz kalmaktadırlar.Herkes yaptığı barajın altında kalacaktır.Çevre Orman Müdürlüğüne sorulan sorulara kurum Müdürü Bedrettin Taşkesen tarafından verilen cevaplar:
Mahmut Buyankara’nın Sorusu:
Yeni ormanlık alanlar tesis edlirken var olan ormanlar kesilip onların yerine tür değişikliği de yapılarak yeni tesisler yapılıyor bunun de meşenin yok olmasına vesile olduğunu bunun önlenmesi gerektiğini, hatıra ormanlarının sadece levhalardan oluştuğu fidanların mevcut olmadığını bunların nedenler nelerdir?
Cevap: Ağaçlandırma yapılırken kesinlikle mevcut örtünün sökülmediği,tam aksine mevcut örtünün daha çabuk ve iyi gelişmesi için uygulamar yapıldığı örneğin canlandırma kesimi koruma gibi … yeni ormanları tür değiştirerek oluşturmanın daha zor olduğu,tür değişikliğinin amaçlarından biri de vatandaşlarımızın meşeye yakacak gözüyle bakıp tahrip etmeleri oysa ibreli türlere orman gözüyle bakıp korudukları yeni mahalledeki çamlık ormanın mevcuduyieti en önemli örnektir.Korumasız olmasına rağmen yeni mahalledeki çamlığa hiç karışılmamaktadır.Bitişiğindeki meşe ormanı mahalle sakinleri tarafından tahrip edilmişitir.Hatıra ormanlarının yetişmemesindeki esas sebep koruma problemidir.Köylüler tarafından çeşitli amaçlardan(yeni iskanlanları oluşturmak,hayvanlarını otlatmak gibi)dolayı tahrip edilmesidir.Bunun önlemek için İş kurla işbirliği içinde TYÇP kapsamında 40 adet işçi alınmıştır.Bu işçilerle mevcut yere 4000 adet fidan dkiki yapılmıştır.Bu işçilerden 4 tanesi mevcut sahada bekçilik yapmaktadırlar.
Memur-Sen İl Başkanı Abdurrahman Ensari’nin sorusu:
Yeni ormanlar tesis edilirken toprak analizinin yapılıp yapılmadığını,ormanlar üzerindeki baskının azaltılması ilgili ne gibi tedbirlerin alındığını sordu
Cevap : Yeni ağaçlandırma tesisi için projelendirme çalışmaları yapılmadan önce o yörenin son 10 yıllık meteorolojik verilerinin alındığı bunda n önemli faktör yıllık yağış miktarı ve aylara dağılımının önemli olduğu ,ayrıca sahada her 100 metre de bir profil açılarak numunenin alındığı numune analiz sonuçlarına göre dikilecek fidanların tür ve orijinlerinin belirlendiği ifade edildi. Ormanların üzerindeki baskıların azaltılması ile ilgili olarak öncelikle eğitimin şart olduğu bunu kurum olarak bizim yalnız yapmamızın mümkün olamayacağını, herkes ve herkes bu eğitim için katkıda bulunması gerektiği ifade edildi. Ayrıca 2007 yılından itibaren de ormanlar üzerindeki baskının azaltılması için güneş enerjisi ile su ısıtma sisteminin yaklaşık 750 orman köylüsüne uygulandığı vurgulandı.
Katılımcıların hepsi meşe ormanının korunması ve “Yeşil Bingöl” için ellerinden ne geliyorsa yapacaklarını belirttiler.
Değerlendirme:
Toplantı tam 13:30’da başlatıldı. Genel Konu sunumunun ardından önce STK’lar daha sonra seçilmişler konuyu tartıştılar. Daha sonra yerel konuya geçildi. Tam 16:30 da toplantı bitirildi.
1. İletişim
a. Sivil toplum ile
Tüm sivil toplum kuruluşuna duyuru yapılmıştır. (E-mail – Yazı ile –Telefonla)
b. Milletvekilleri ile
Telefon, faks ve mail ile milletvekillerine ulaştık.
3. Medya
Davet edilen ulusal basın temsilcileri ve yerel basın mensuplarının bir kısmı katıldı.
Kullanılan Materyaller
Toplantı Salonunun girişine ''Önyargılar Giremez'' afişi asıldı. İstanbul Mutfak Ekibimizin hazırladığı sunum gösterildi. Salona ilkelerle ilgili afişler asıldı. Broşürler dağıtıldı.
Ortak Görüş
Bingöl’ün olmazsa olmazı Meşe Ormanlarına ilişkin ortak görüşler:
1-Kanunda yeni düzenlemeler yapılmalı ve bu düzenlemelerle orman alanlarının yapılaşmaya açılmaması için gereken önlemlerin alınmalı.
2- Ormanların güvenliği için gerekli istihdamın sağlanması.
3-Tırtılla mücadele için gereken önlemlerin alınması.
4- Köylerde ısıtma için tüketilen meşelikler olduğu göz önüne alınarak alternatif ısınma/enerji kaynaklarının (Hacılar Termal Kaynaklarının) devreye sokulması. Hacılar köyündeki termal su kaynakları hem turizme kazandırılmalı hem de ısınmada kullanılması için çalışmaların hızlandırılması.
5-Meşe ormanı potansiyeli olan İlimizin yakacak ihtiyacını karşılamaya yönelik alternatif ve sürdürülebilir enerji kaynakları oluşturulmalı. Jeotermal enerji ve güneş enerjisi panelleri ayrıca rüzgar enerjisi alternatif enerji kaynakları olarak düşünülmesi.
Katılımcıların hepsi meşe ormanının korunması ve “Yeşil Bingöl” için ellerinden ne geliyorsa yapacaklarını belirttiler.
Değerlendiren:
Semiramis Karaarslan
Bingöl kMM Girişimcisi