YER: Sümer Park 1 nolu toplantı salonu
TARİH:08.04.2012
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Mazlum-Der Diyarbakır Şb.(Sedat Doğan-Yönetici)
2/Güneydoğu Çevre-Der(Hasan Basrı Bakan-Yönetici)
3/Nu-bahar-Der (Mehmet Yergin-Yönetici)
4/ D.Ü.Girişimci Hukukçular Kulübü (Hüseyin Denli-Başkan)
5/ Dicle Fırat Diyalog Grubu ( Muhittin BATMANLI- Başkan)
6/KAMER Vakfı (Nilgün Yıldırım-Yönetici)
7/DİAY-DER (Zahit Çiftkuran-Başkan)
8/Ş.Ali Haydar Bengi-Der (Muhammed Ensari-Yönetici)
9/AY-DER (Felat Yaşa-Yönetici)
10/Gönül Köprüsü Der (Serhat Tuna-Başkan)
MESLEK ODALARI
1 / Diyarbakır Barosu (Serhat Eren-Yönetici)
SENDİKALAR
1 / Tüm Bel Sen (Remzi Aydın-Yönetici)
2/ DİVES (Abdullah Arkan-MKYK Üyesi)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1-Abdulgafur Cancan-Mühendis
2-Remzi Azizoğlu-Eski Belediye Başkanı
3-Hayrettin Ebiri-Esnaf
4-İbrahim Evirgen-Eğitimci Yazar
5-Cihan Ensarioğlu-Eğitim Yöneticisi
6-Hasan YOSUNKAYA-Eğitim Yöneticisi
7-Mahmut Ekinci-Eğitimci
8-Aydın Ak- Avukat
9-Cengizhan Şarlak-Esnaf
GOZLEMCİLER
1 / Adem Parlak(Girimci Hukukçular Kulb.)
2/ Yusuf Andan (DİAY-DER)
3/ Mazlum-Der Genel Merkz.(Mehmedi Aktoprak-GYK üyesi)
4/ Hasan Alıcı(Mazlum Der)
5/ Atalay Bey-(Mazlum der)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
1/ AK Parti Mv.Cuma İçten
BELEDİYE BAŞKANLARI
1/ Aytac EKE (Sur Belediyesi Bşk.adına)
MESAJ YOLLAYANLAR
Yok.
DİĞER KATILIMCILAR
1/ Ramazan KAYA
MEDYA
1/ Diyarbakır Haber Gazetesi-Ahmet Beşenk
MODERATÖR
D.Ü.Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prf.Dr.Fazıl Hüsnü Erdem
KONULAR
GENEL KONU: Hükümetin yeni konsepti Kürt sorununa çare olabilir mi?
YEREL KONU: Yok.
ANAYASA :Öneriler aşağıda sunulmuştur.
KONUŞULANLAR
1/Av.Serhat Eren: Yeni stratejinin çözümü getireceğine inanmıyorum. AK Partinin bu meseleyi çözebileceğine olan inanç o kadar çok artmıştı ki secim ve referandumda dahi Kürtler ve bir çok kesim ak partiyi desteklemişti, ancak ak parti sadece yöntemi söylüyor ancak çözümü söylemiyor. Yeni strateji 30 yıldır denenenden farklı değil, ak parti bu meseleyi çözmek istiyorsa kendi halkı olan Kürtlerin taleplerini silahlı örgütün tavrına göre değil ihtiyacına ve istemine göre değerlendirir . Ak parti meseleyi çözmek istiyorsa muhatabı halktır ve halkın ne istediğini referanduma sunmalıdır. Muhatabı ne örgüt ne de tek basına BDP’dir. Erdoğan kendi halkının iradesine güvenerek bu sorunu çözebilir.
2/Nilgün Yıldırım: Demokratik açılım konusunda ilk hareketin başladığı zamanlar ülkeyi pozitif bir heyecan sarmıştı. Barışın olabileceğine dair umutlarımız yükselmişti. Bu süreç doğru yönetilemedi. Özellikle seçimler öncesinde siyasi partiler tarafından şiddete dair öfkeli açıklamalar yapıldı,
tutuklamalar, hesaplaşmalar devam etti. Hayal kırıklığı, çözümün siyasi aktörlerine güvensizlik oluştu. Çözüm için tüm tarafların buna istekli ve samimi olması gerekiyor, oy kaybetmek ya da demokrasiyi
içine sindiremeyenleri küstürme kaygısıyla atılan adımlar bu süreci baltalıyor. Anayasal düzenlemelerle eş zamanlı olarak halk arasındaki köprüleri kurmak, ayrımcılık ve nefret söylemleri ile mücadele etmek de gerekir. Yıllardır süren çatışmalar, insan hakları ihlalleri ile oluşan mağduriyetler halkların birbirinden uzaklaşmasına küsmesine sebep oldu. Önce birbirimizin kapısını çalalım, birbirimizi anlayalım, hakikatlerin ortaya çıkması için kanallar yaratalım. Şiddet nereden gelirse gelsin, kim uygularsa uygulasın sebebi ne olursa olsun buna karşı çıkalım. Çözüm için muhataplar belirlenirken, Kürtleri örgütlü Kürtler, örgütsüz Kürtler olarak ayırmak mümkün değil, neye göre hangi kriterlere göre bu ayrım yapılacak. Gösterdiğiniz görüntülerde ve bugün burada konuşulanlar arasında "hepimiz Müslümanız" cümleleri kullanıldı. Türkiye de yaşayan herkes "Türk'tür" söyleminde Türk olmayanlar çemberin dışında kaldılar, bu başlıkta da Müslüman olmayanlar ya da kimliğini Müslüman olarak şekillendirmeyenler bu çemberin dışında kalır. Demokratik bir dünya insan hak ve özgürlüklerinin iadesi ve yaşanmasıyla mümkündür. Çözüm isteniyorsa, Türk olmak, Kürt olmak veya Müslüman olmak üst başlıklarından vazgeçmek, insan olmak, insan hak ve özgürlüklerinden yana olmak noktasından başlamak gerekir. Vakfımızda farklı dil, din, etnik yapı ve mezheplerden kadınlar insan haklarından yana birlikte bir mücadele sürdürebiliyoruz, yan yana durabiliyoruz Türkiye de bunu başarabilir. Şiddete karşı çözümden yana grupların bu konuda desteklemesi ve yüreklendirilmesi çözüme önemli bir katkı sunacaktır."
3/Av.Aydın AK: Merhaba, bölgemizin ülkemizin tabiri caiz ise orta doğunun en önemli sorunu giderek artan Kürt sorunudur. Bu sorun aynı zamanda siyasi,ekonomik,hukuki,sosyal,kültürel ve psikolojik boyutları olan çok bilinmeyenli bir denklemdir.Bu mesele çözülmedikçe şiddet üretmeye devam edecek ve duygusal kopuş derinleşecektir.Barışçıl çözümde ısrarlı olmak her duyarlı insanın kaçınılmaz görevi olmalıdır.Son yıllarda atılan adımlar sorunun bir nebze çıkış kaynakları nedeni teşhisi konuldu gibi(Bölgesel teşvik primi…) Devleti,Cemaati,KCK’yı veya hükümeti kutsayan anlayış yerine bireyi esas alan anlayışı toplumun tüm kesimlerinde içselleştirilmelidir.Türkiye Adem-i merkezileşmeli ya da bölgesel yönetime kaymalıdır.Örgütlenme düşünceyi ifade etme önündeki engeller kaldırılmalı.Din ve vicdan özgürlüğü sağlanmalıdır.İnanç Çalıştayı ile özellikle batı bölgemizden başlayarak Türkiye’nin her evine yaklaşık 1000 yıldır devam eden birlik ve beraberliğimiz anlatılmalıdır
4/Zahit Çiftkuran: Hükümetin yeni konsepti umutlarımızı suya düşürdü. Diyoruz ki ortada hasta var iyileştirelim, Hükümet uyutmayı tercih ediyor.B uyurun bu tekliflerden hangisi şu andaki Meclise, bu Hükümete zor gelir?: Düzenlenecek yeni anayasa da Kürtlerin de ana Dillerin de Eğitim ve öğretim hakkının verilmesi. Çeşitli Coğrafyalar da yaşayan diğer Dillere mensup vatandaşların istediği halde Dilleriyle eğitimin verilmesi. Kanuna güre İsimleri değiştirilen yerleşim yerlerin eski İsimlerinin iade edilmesi. Merkezi ademiyetçilik yerine yerelden yönetmek, bölgesel meclislerin alacakları kararları Anakaradan onaylatmak. Diyanetin özerk olması, Devletin bütün dinlere bakışı aynı olması, her din kendini örgütleyerek yönetme hakkının verilmesi. Türkiye de yaşayan her bireyin özgürce kendi dinini yaşayıp yaşatması. Kılık kıyafet in Düzeltilmesi, Kamu yerleşim olsun olmasın bireyin uygun gördüğü şekil de giyinmesi.Yeni bir sayfa açılacaksa bunu herkesin kendisiyle barışması lazım. Bu barışın temini için silahların susması gerekir tarafların silahların susturulması için akil adamların devreye girip kalıcı bir barışın inşa edilmesi. Devletin halklara ve coğrafyalara bakışı sözde değil özde olması, aradaki ekonomik farklıların ortadan kaldırılması. Devletin bireyler için var olması, halkların taleplerine cevap olması. Halkına karşı şefkatli olması. Söylüyoruz ama nafile.
5/Sedat Doğan: Biz insan hakları savunucuları devlet, hükümet, örgüt ve benzeri legal veya illegal yapıların insan hak ve hürriyetlerine, özgürlüklere ve inançlara nasıl baktıklarına bu alanda ne gibi şeyler yaptıklarına bakarız. Gerisi onların özel uğraşları kategorisine girer. Kamuoyuna yansıyan kadarıyla hükümetin bu konuda söylediği, topluma güven veren yeni bir şey yok. Önce işin adını ”Kürt sorununa çözüm, sonra demokratik çözüm, ardından Milli birlik ve kardeşlik Projesi, şimdi ise yeni konsept deniliyor. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde eski uygulamaların bir takım rötuşlarla yeniden bir tekrarını görüyoruz. Bizler topyekûn elimizi vicdanımıza koyarak net ve dürüst olmalıyız. Ve kendimize şu soruları sormalıyız: 1-Gerçekten de bu kanın durmasını, ölüm ve sefalet kusan bu tablonun ortadan kalkmasını gerçekten de istiyor muyuz? 2-Birbirimizi farklı özelliklerimizle olduğu gibi kabul edip herkesin haklarına saygı duyan barışçıl bir ruh ile bir arada yaşamak istiyor muyuz? Eğer cevabımız evet ise o zaman korkmamıza gerek yok. Anayasamızı, baba yasamızı ve yavru yasalarımızı da çok rahat yaparız.saygılarımla.
6/Remzi Azizoğlu:Acaba devlet bu sorunu çözmek istiyor mu? Benim umudum sarsıldı, Eskiden başımızda “Laik Türk” vardı, şimdi de “Müslüman Türk” var değişen bir şey yok kanaatimce.
7/Muhittin Batmanlı: Hükümet sözüm ona bir şeyler yapmak istiyor ama bir o kadar da BDP ve PKK’ye iş düşüyor. Dürüst olmak gerekir.
8/Mehmedi Aktoprak: Her türlü kavga ve nahoşluğun neticesi barıştır.Bu süreçte Sivil aktörlere büyük rol düşüyor. “Kılıçla yaşayan kılıçla ölür” barış isteniyorsa kılıçların bırakılması lazım.Ortak yaşam iradesini ortaya koymamız gerekir.Demokrasi sayısal çoğunluk değildir çoğulcu yönetimler daha önemli işler başarırlar kanaatindeyim.
9/Atalay Bey: Ben tabibim ortada bulaşıcı bir hastalık varsa bir an evvel tedavi etmeniz lazım yoksa etrafa yayılacaktır. Dolayısıyla bu sorunu bir an evvel çözmek gerekir, bu yeni konsept bu soruna çare olabileceğine inanıyorum
10/Muhammed Ensari: Ben, Din Kültürü ve Ahlak bilgisi öğretmeniyim ilginçtir öğrencilerim soruyor, hocam Ölen asker, gerilla şehit midir? Ne yazık ki gençler ölmeyi normal bir hadise gibi algılıyorlar.Halbuki asıl olan yaşamaktır.Bu gençleri yaşatmak için çaba sarf etmeliyiz.Hükümet bu konuda ağır aksak hareket ediyor.
11/Remzi Aydın:Bu hükümet inandırıcılığını kayıp etmiştir.Kürt sorununa her seferinde bir isim koyarak çözümden uzaklaşıyor ne yazık ki….
12/Av.Aytac EKE: Ben, hak ve adaletin barıştan daha önce geldiğine inanıyorum, öyle yada böyle barışı sağlayabilirsiniz ama hak ve adalet duygusu vicdanlarda ve yasalarda ön plana çıkmıyorsa sağlanan barışın pek bir faydası olmaz.
13/Eyüphan Kaya: Barış ile sonuçlanmayan bir kavga tarihte yoktur. Bizim umudumuzu yitirme gibi bir lüksümüz olamaz.Eskiden büyüklerimiz bir şeyler anlatırken. “ali tırkıstanı, ali kürdıstanı” diyarlardı, ne yazık ki zamanla Kürdistan kelimesi bu ülkede yasaklı terim haline geldi. Hani hatırlarsınız İstiklal marşının arka fonunda Mehmet Akif’ın o münevver resmi vardı, bir baktık ki Mutafa Kemal’in resmi oraya bırakılmış “bu da nereden çıktı” derseniz hemen birileri Atatürk’e karşıdır diye seninle uğraşır.Tıpkı bunun gibi “andımız” diye bir ucube metin var, kim nereden getirdi niye kaldırılmıyor? Bunu dile getirmek bile sıkıntı. Hükümetin Kürt sorunuyla ilgili artık daha fazla zikzak çizmeye hakkı yoktur.Yeni ana yasal düzenlemede artık bu sorun çözünmelidir.
14/Abdullah Arkan: Hükümetin bir şeylere karşı direnmeye çalıştığı anlaşılıyor.Ne edip edip insan hakları çerçevesinde hem Kürt haklarına hem de Dindar insanların haklarına saygılı ve dayalı bir anayasal düzenlemeye gitmelidir.Herkes kendi diliyle ibadetini yapmalı istediğinde anadiliyle eğitim yapabilmelidir.Kız çocuklarımız rahat okuyabilmeli ideolojik düşünce ve kıyafetler kendilerine dayatılmamalıdır.Bu hakkı Mecliste savunmalarını Milletvekillerimizden bekliyoruz.(Kürtçeden Çeviri yapılmıştır)
15/Mv.Cuma İçten: 2002 yılına kadar bu memlekette haddi hesabı olmayan sıkıntılar yaşanmıştır.Bu sürecin mağduru olmayanımız yoktur.Devlet şu anda yaptıklarıyla hesaplaşıyor.Ancak PKK’anın da bu süreçte bir hayli yanlışı var ve ötekiyi kabul etmiyor. Hepimiz bu memlekette yaşamak durumundayız Efendilerimiz Farklı olabilir ama birbirimize karşı saygılı olmak durumundayız. AK Parti için şunu şunu yaptınız ama yeterli değil derseniz, amenna ben de sizinle birlikteyim; fakat hiçbir şey yapılmamış derseniz ben buna katılamıyorum. Kürt hakları konusunda bir çok adımlar atıldı ve süreç devam ediyor, ayrıca bu fiili durumların yasal alt yapıya da kavuşacağına eminim.
16/Prf.Dr.Fazıl Hüsnü Erdem:Maalesef ülkemizin batısında Kürtlere karşı müthiş bir yanlış anlaşılma bir hazımsızlık var.Ben AK Parti Siyaset akademilerinde “Kürt Sorununu” anlatıyorum parti içinde bu sorundan öyle bihaber olan var ki dedim aslında teşkilatlar karşılıklı ziyaretlerle bunu belki giderebilirler. Başka türlü çok zor.
Öneriler;
1-Anayasal düzenlemede Kürt sorunu çözüme kavuşturulmalıdır.
a)Anadil eğitimi ve anadille eğitim yolu açılmalıdır.
b)Irkçılık kokan and, slogan ve klişe ifadelerin kalkması lazım,
c) Kılık kıyafet sorunu ortadan kalkmalı insanımız bu sorundan dolayı mağdur edilmemelidir.
d)Devlet birey için vardır mantığı benimsenerek insanına huzur ve mutluluk zeminini hazırlamaya çalışmalı.
e)Kürt bölgelerinden bihaber olan vatandaşlarımıza işin aslı anlatılmalıdır
2-Eğitim öğretimimize kalite kazandırılmalıdır.
3-Halka güven verilmeli, umutsuzluğa neden olacak hal ve davranışlardan kaçınmalıdır.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
165 Sivil Toplum kuruluşuna e-mail gönderildi, 42 tanesi ziyaret edildi, Ayrıca Büyükşehir Belediyesiyle, dört merkez ilçe belediyeleri başkan yardımcısı düzeyinde ziyaret edildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
e-mail gönderildi sekiz Milletvekiline de telefonla ulaşıldı, İl başkanlıklarına gidildi, BDP İl başkanlığına Genel merkezlerinin genelgesi ekiyle yazılı müracaat yapıldı.İkinci günde telefonla gelebileceklerini bildirdikleri halde gelemediler.
MEDYA İLE
Üç yerel televizyon(Kanal 21,Can Tv.,Gün Tv.) ziyaret edildi,Haber Diyarbakır internet gazetesi ve Gazete Diyarbakır davet edildi.
SONUÇLAR
TkMM Genel konuya ilişkin video gösterildi, genel konu, ele alındı.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Diyarbakır kMM Girişimcisi: Eyüphan KAYA
08.04.2012 Diyarbakır kMM Toplantı Tutanağı
previous post