YER: BATMAN BELEDİYESİ MECLİS TOPLANTI SALONU
TARİH: 8 ŞUBAT 2015
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / BEY-DER (Osman Alpgan – YKÜ)
2 / Mezopotamya Çok Kültürlülük Topluluğu (İzzettin Ete – Başkanvekili)
3 / Aydın– Der ( Evren Arı – Başkan)
4 / Ahmede Xani Derneği (M. Şirin Gönç – YKÜ)
5 / Mazlumder (Hasan Argunağa – Başkan)
6 / Müsiad (Ümit Şen – YKÜ)
7 / Güneydoğu Kadınlar Derneği ( Zeynebe Doğantay Akın – Başkan)
8 / Batman Girişimci Kadınlar Derneği ( Gülhan Bağrıyanık – Başkan)
9 / ABİGEM (Uğur Demir)
MESLEK ODALARI
1 / Batman Gazeteciler ve Yayımcılar Cemiyeti (Melek Barış – Kadın Komisyonu Başkanı)
2 / Üniversite Hattı Minibüsçüleri (Hüseyin Kaçmaz – Başkan Yardımcısı)
3 / Baro (Erkan Şenses – Genel Sekreter )
SENDİKALAR
1 / Özgür Eğitim – Sen ( Mustafa Sevinçer – Başkan)
2 / Kültür Sanat – Sen ( Selim Pilatin – İl Temsilcisi)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
GOZLEMCİLER
1 /
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
1 / Milletvekili katılımı olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI
1 / Belediye başkanı katılımı olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Milletvekilleri Ayla Akat Ata ve Ziver Özdemir mazeret bildirerek katılmadı.
DİĞER KATILIMCILAR
MEDYA
1 / İlkha Haber Ajansı
MODERATÖR
Cuma Gülcü (kMM Girişimcisi)
KONUŞULANLAR
YEREL KONU : Mevsimlik İşçiler Sorunu
1 / Hasan ARGUNAĞA(Mazlumder): Bu sorun kentimize özgü bir sorun değil ama bu sorunun yaratmış olduğu sıkıntılardan en çok kentimiz etkilendiği için konu önem arz etmektedir. Geçen ay Antalya’da meydana gelen kazada Batman’lı 2 kişi ölmüş 52 kişi yaralanmıştır. Yıllar yılıdır mevsimlik işçiler ilkel bir şekilde batı illerine mevsimlik işçi olarak götürülmektedir. İşçiler maddi olarak sıkıntı çekerken aynı zamanda ayrımcılığa da maruz kalmaktadır. Mazlum Der olarak bu konuda bir rapor hazırladık. Mevsimlik tarım işçileri genel olarak kentin kenar mahallelerinde yoksulluk çeken kişilerdirler. Eğitimlerini yarım bırakıp çalışmaya gitmektedirler. Düşük ücret, sağlıksız çalışma ortamı, ayrımcılık konularına dikkat çektik. Bu raporu il milletvekillerine gönderdik. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı ve Başbakanlık bu rapordan sonra bir genelge yayınladılar. Devletin açıkladığı resmi rakamlara göre üç yüz bin kişi mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmaktadır. Atmış bin kişinin barınma ihtiyacı işverenler tarafından karşılanmaktadır. İşçilerin büyük bir kısmı ilkel çadırlarda yaşamaktadır. İş kazaları, tarımsal ilaç zehirlenmesi, kültür, eğitim, dil farkından dolayı ayrımcılığa maruz kalma gibi sorunlarla karşılaşılmaktadır. Biz bu sorunlara çözüm bulmak için raporumuzu hazırladık.24 Mart 2010 tarihinde Başbakanlık Genelgesi yayınlandı. Mevsimlik işçi veren ve alan kentlerde “Mevsimlik İşçi İzleme Komisyonu” kurulması bu genelgede yer alan maddelerden biridir. Batman’da bu kurumun oluşturulduğuna dair bir duyum almadım. Bu kurullar işçilerin çalışma bölgelerinde karşılaşacakları sorunlara çözüm üretecek, bu kentlere gidiş ve dönüşlerde trafik denetlemelerinde bulunacaklardır. Bu kurullar bu sorunların çözümü için kaynak oluşturacak ve daha sonra bu sorunlar ile ilgili rapor oluşturacaklardır. Genelgede görevleri belirtilen bu kurullar oluşturulmadığı gibi mevcut sorsunlar devam etmekte yeni sorunlar oluşmaktadır. Gerekli tedbirler alınmalıdır. Biz Mazlum Der olarak bu konuda rapor hazırladık ve ilgili bakanlıklar bu rapor doğrultusunda genelgeler yayınladılar ama bir özeleştiri de bulunmak gerekirse bu genelgeler yayınlandıktan sonra takibini yapmadık. Burada tüm STK lara büyük bir görev düşmektedir. Emek örgütlerinin bu toplantıda olması gerekirdi. Bir araya gelip bu işçilerin sorunlarının çözümü için genelgede belirtilen komisyonun kurulması için çalışma yürütmeliyiz.
2 / Sait ÇELİK(İlkha): Ben bir mevsimlik tarım işçisi olarak gördüğüm sorunları paylaşmak istiyorum. Çok tehlikeli bir şekilde taşımacılık yapıyorlardı. 46 kişilik araçta yaklaşık 100 kişi taşınıyordu. Barınma imkânları çok kötüydü. İki odalı bir evde 20 kişi kalmaktaydı. Ayrıca depolar, traktör kasaları barınak olarak kullanılmaktaydı. Ayrıca 18 yaş altındakilerin bildirimi yapılmıyor. Olası bir kazada bir şey iddia edilemiyor. Birçok sorun yaşadık. Dönüşte bu sorunları haberleştirmeme rağmen hiçbir tedbir alınmadığı gibi sorunlar büyümeye devam etti.
3 / Haydar Dirici (Özgür Eğitim-Sen): Bizim çalıştığımız dönemde önyargı fazla değildi. 2000 li yıllardan sonra sorunlar çoğaldı. İşverenler barınma ihtiyaçlarını daha az karşılamaya başladılar. Çalışma saatleri belirsiz. Nedenini konuşmuyoruz, sonuçları konuşuyoruz. Temel sorun istihdam sorunudur. İstihdam sağlanırsa işçiler diğer illere göç etmezler.
4 / M. Şirin Gönç (Ahmede Xani): Eleştirim olacak öncelikle. Sorun bölgenin sorunuyken, böyle bir sorunu tartıştığımız toplantıya katılımın az olmasını eleştiriyoruz. 35 yıl boyunca Adana’da yaşadım. Orada ki işçilerin sorunlarını tespit edip çözümler ürettik. Devlet bu sorunu çözmek için ne adımlar attı? Çıkarılan kanunların takipçisi olmayınca sorunlar devam etmektedir. İşçi haklarının gasp edilmesi ve insanca çalıştırılmaması devletin yanlış politikasının sonucudur. Yapılan haksızlıklar insanlıkla ve İslam ile ters düşmektedir. Maalesef halen sorunlar devam etmektedir. Taşıma da araç kapasitesinin 2 katı yolcu alınmaktadır. Bu gibi sorunları dile getirdiğiniz için teşekkür ediyorum. STK lar olarak bu konuda daha çok çalışmalıyız.
5 / Gülhan Bağrıyanık (Girişimci Kadınlar Derneği): Bunun gibi sorunlarda her zaman kadınlar ve çocuklar en büyük mağduriyeti yaşamışlardır. Genelgeler yayınlanmış ama uygulamada sınıfta kalmışlardır. Bu genelge hakkında mevsimlik işçiler bilgilendirilmelidir. STK lar olarak mevsimlik işçilere yönelik eğitim çalışması yaparsak sorunlar azalabilir.
6 / Osman Alpgan (Bey-Der): Devlet kâğıt üstünde yapılması gerekenleri yapmış ama uygulamada bir şey yapılmamıştır. Bu genelge için STK lar olarak eksikliğimizden kaynaklı olarak kendimizi sorgulamamız lazım Bu izleme kurulunu STK lar olarak biz oluşturmalıyız. İnşallah faydalı olur.
7 / Uğur Demir ( Abigem): Yıllardan beri bir sorun var ama bu konuyla ilgili az sayıda çalışma yapılmış. Ben yerelde ekonomik yönde çalışmalar yapılırsa bu göçün önlenebileceğini düşünüyorum. Bu kentin istihdam sorunu var. Çalışma alanları açma sorunu var, kayıt dışı sorunu var. Güneydoğu’da teşvik edici çalışmalar yapılabilir. İŞKUR ve meslek örgütleri çalışmaktadır. Bu kişilerin batıya göçünü önleyebiliriz. “1000 genç 1000 istihdam” projesi ile genç istihdam alanları oluşturulacaktır. Bu soruna bir çözüm olabilir. Biz insanların gitmemesi için çalışmalar yapmalıyız. Biz bu insanlara yardımcı olmalıyız. Uzun vadeli çalışmalar yapmalıyız. Sorunun çözümü için altyapı çalışmaları yapmalıyız.
8 / Ümit Şen (Müsiad): Konuyu muhataplarına iletmek lazım. Bu sorunun çözümü için burada belirtilen ve tespit edilen sorunları MÜSİAD olarak ilgili bakanlara rapor olarak ileteceğiz.
9 / Evren Arı (Aydın-Der): Antalya’da yaşanan kazada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara da acil şifalar diliyoruz. Bu konu için işçi sendikaları burada olmalıydı. Batman’da istihdam sorunu var. Yaşam alanı azaldığı için insanlar göç etmektedir. Bu sorunun başka gerekçeleri de var. Valilik birçok konuda eksik kalmaktadır. Bu rakamları ifade ettik. İşçiler birçok hakkını kullanamamaktadırlar. Burada işçi sendikaları olmalıydı. Bu insanlar gittikleri yerlerde çok önemli sorunlarla karşılaşıyorlar. Yaşadıkları en önemli sorunlardan biri de oy kullanamamalarıdır.
10 Selim Pilatin (Kültür Sanat-Sen): 15 Sene önce Batman’ın etrafında pamuk tarlaları vardı. İnsanlar buraya çalışmaya giderlerdi. Şimdi ise bu alanlar azaldığı için insanlar batı illerine göç etmektedirler. Devlet bu soruna çözüm üretmelidir. Devlet çalışma alanlarına çadır kent, konteynır kent yapılabilir.
11 / Erkan ŞENSES (Baro): Genelgeye uymamanın yaptırımı disiplin soruşturması açılmasıdır. Genelgeyi uygulamayan valiler hakkında İçişleri Bakanlığı müfettiş gönderebilir.
GENEL KONU (İslam, Terör ve Avrupa’da Yükselen İslamofobi)
1 / Erkan Şenses(Baro): Avrupa’da yükselen bir İslamofobi var. Bu katliamın yanında durmamak gerekir. Türkiye dindar bir ülkedir. Din eleştirilemez diyoruz ama her şey eleştirilebilir. Bir süre sonra antisemitistler de ortaya çıkıp bu tarz gösteriler yapabilirler. Bu saldırı bir arada yaşama kültürüne yapılmış bir saldırıdır. Hakaret olmadığı müddetçe her şey konuşulabilmeli, her şey eleştirilebilmelidir. Devletler her zaman işe ifade özgürlüğünü kısmakla başlarlar.
2 / M. Şirin Gönç (Ahmede Xani): İslam hak ve batılı birbirinden ayırmıştır. İslam denilince Kuran ve Sünnet aklımıza gelmelidir. Bugün din siyasete alet edilmektedir. Kuran ve Sünneti rehber olarak görmeliyiz. İslam hoşgörü dinidir. Bir insanın yanlış söylediği bir sözden dolayı hoşgörü kültürüyle yaklaşılmalıdır. İslam dini Müslüman ülkelerde iyi idame edilmediği için bu tarz örgütler ortaya çıkmıştır. Aklın kabul etmediğini din de kabul etmez. Bugün önümüzde yaşanmış bir Taif olayı vardır. Bu bize büyük bir örnek ve yol olmalıdır. Bir kişiyi haksız yere öldürmek tüm insanlığı öldürmek gibidir.
3 / Haydar Dirici (Özgür Eğitim-Sen): Aslında dini üç boyutlu olarak ele alabiliriz. Adalet, teselli ve iktidar aracı… Vicdanlı kişilerde din adalet aracıdır, tembel kişilerde bir teselli, güç peşinde olanlarda ise bir iktidar aracıdır. Ben bu yapılanları adalet, teselli ve iktidar arayışı olarak görüyorum. Nasıl yorumladığımıza bağlı olarak bu arayışlar değişebilir. Kaynakların iyi tahlil edilmemesi, yorumlayan kişinin yorum şekli ciddi bir tehlikedir. Batı dünyasında ve Doğu dünyasında tarih boyunca katliamlar olmuştur. İfade özgürlüğünde dünyanın karnesi iyi değildir. Katliamlar yapılırken çıkarılan ses farkı önemlidir. Batıda yapılan bu katliama ses çıkaranlar Ortadoğu’da veya Müslüman coğrafyada yapılan katliamlara sessiz kalmaktadırlar. Doğufobia kavramının oluştuğunu düşünmekteyim. Taraftarlık bir öteki kavramı oluşturmaktadır. Sürekli bir iktidar kavgası var.
4 / Osman Alpgan (Bey-Der): Özgürlüğün tanımında bile bir sınır vardır. Benim kutsalım dinimdir. Daha önce başka ülkelerde bu tarz hakaretler yapıldı. Benim özgürlüğüme kısıtlama getirilmektedir. Bu örgütleri destekleyen batılı ülkeler vardır. Biz İslam’ı anlamış olsaydık bugün bu durumda olmazdık. Bu durum I. Dünya Savaşı’ndan beri Müslümanları parçalamak için yapılmaktadır. Her gün yüzlerce Müslüman öldürülmektedir. Kimse bu olaylara ses çıkarmamaktadır. İfade özgürlüğünün bir sınırı vardır. Yönümüzü batıya verip, batının kurallarına göre yaşarsak hata yaparız. Örneğin batı uygarlığında insanlık tarihi ele alındığında ilk insanların çok geri ve bir şey bilmedikleri söylenir. Oysa dinimize göre tam tersidir. İlk insanlar olan Hz. Âdem ve Hz. Havva’ya her şey öğretilmişti. Hatta bilgide melekleri bile geride bırakmıştı.
5 / Sait Çelik(İlkha): Öldürmek yer ve zamana göredir. Charlie Hebdo dergisine yapılan saldırılar peygambere yapılan hakaret sonucu yapılmış ve bu saldırıyı yapanlar sünneti uygulamışlardır.
6 / Hasan Argüağa (Mazlumder): Dünya’da adalet yoktur. Bugün IŞİD, Boko Haram’ın yaptıkları İslam’a aykırıdır. Bunların yaptıklarını İslami kıstaslarla göre cevap verilmesi zoruma gidiyor. Barbarlığı ilke edinmiş bir hareketi, İslami kısaslara göre davrandığını söylemek yanlıştır. İslam yaşama hakkını güvence altına aldığı gibi bir canlıya zulmü yasaklıyor. Bu tarz örgütler İslam’ı kötülüyor. İslam’da ifade özgürlüğüne yönelik kriterle vardır. İslam canları yaşatmaya yönelik bir dindir. Son saldırıları tasvip etmek doğru değildir. Birçok kesim Müslüman İslami hareketi ötekileştirmeye yönelik kampanya yürütmektedirler. İslam zulmü yasaklamıştır. İslam savaş halinde bile kadın, çocuk ve yaşlılara dokunmayın demiştir.
7 / Evren Arı(Aydın-Der): İslam hukuku kavramı geniş bir konudur. Batı dünyası İslam karşıtlarının bir alerjisi vardır. “İslam Allah katındaki en büyük dindir. “ ifadesine alerjileri vardır. Siyonizm, İslamofobi anın çıkış noktasıdır. Bunu desteklemektedirler. İslamofobi 400 – 500 yıl öncesine dayanır. Sanayi Devrimi’nden sonra Kapitalizm güçlenmiştir. Burjuva demokrasileri yaptıkları yanlışlara kalıp bulmaktadır. Müslümanlara yapılan saldırılara karşı nasıl mücadele edeceğimizi bilmiyoruz. Ümmet kavramı siyasi söylem haline getirilmiştir. Charlie Hebdo çalışanlarının öldürülmesinden sonra dünya bu saldırıyı kınadı. Pegida hareketi güçlendi. Bu saldırı yanlıştı. Bu dergi insanların dinlerine hakaret etmemeliydi. Öldürülmemeliydiler. Bizim en büyük görevimiz İslamı doğru tanıtmaktır. Dünya’da İslam dinine inananların öldürülmemesi için çalışmalıyız. Pegida terör örgütüdür. Faşizm yapmaktadır. İdollerimiz nelerdir. Bir Müslüman neden katil olmaktadır. Bugün sorun kendi içimizdedir. Bu medeniyet doğudan doğdu, batıya ışık olacaktır.
8 / Uğur Demir(Abigem): Maalesef dinler farklı savaşlar içine girmişlerdir. IŞİD ve Boko Haram İslami olarak hiçbir çalışma yapmamıştır. Kişinin yorumlama şekline dikkat etmemiz lazım. İnsani anlamda karşımdaki kişinin inandığı şeye saygı duymalıyım. Hıristiyan dünyasının elindeki güçle İslamiyet’i kötüleme yapılmaktadır. Dünyanın 1 numaralı sömürgeci ülkeleri batılı devletlerdir. Demokratik denilen ülkeler sömürgeyle dünyanın birçok yerini sömürgeleştirmişlerdir. İnsanı öldürmemeliyiz. Bu insanlık görevidir. İfade özgürlüğünün sınırı olmalıdır. Bu sınırı belirlememiz lazım. Dünyadaki bütün değerlere saygı gösterilmesi gerekir. Dinsel öğelerden öte insani anlamda kutsal anlamda kutsal saydığımız değerleri ortaya çıkarmalıyız. Bunlara saygı gösterilmelidir
ÖNERİLER
1 /
ORTAK SONUÇ
1 /
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
130 civarı sivil toplum kuruluşu ile iletişime geçildi. E-mail ve telefonlarla bilgilendirmeler yapıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Telefon ve fax yolu ile 3 milletvekili ile iletişime geçtik. 2 taneden geri dönüş oldu.
MEDYA İLE
30 civarı basın temsilcisi ile e- mail yolu ile iletişime geçildi. Toplantımız öncesi ve sonrasıyla yerel medyada haberleştirildi.
KATILIMCILARLA
E-mail ve telefon ile katılımcılarla iletişim kuruldu.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Batman kMM Hamalı Cuma Gülcü
Raporlama : Cuma Gülcü, İzzettin Ete