Yer :ESYO
Tarih :08-.01-.2011—saat 12
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
Esyo, Karadenizliler Derneği (Ali Akyüz, Üye)
Sivrihisar Eğitim Vakfı (Naci Şakar, Başkan)
Göknebi Köylüleri Derneği (Mehmet Büyükkaragöz, Başkan)
Seyitgazi İdris Yaylalılar Köyü Derneği (Recep Demir, Başkan)
Göcek Köyü Derneği (Ahmet Hızlan, YK üyesi)
ADD (Remziye Kayalı)
b. Meslek Odaları
Yok
c. Sendikalar
Yok
d. Kanaat Önderi, Bireyler ve Diğer
Bireysel (Halit Demet)
Bireysel ( Meryem Yurdagül)
Sivrihisar Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu üyesi(Ziya Kandilci)
Katılan Milletvekilleri: Yok
Belediye Başkanları: Yok
Mesaj Yollayanlar:
Nedim Öztürk (Ak Parti)
Moderatör:
Gözlemciler:
1. Diyanet (Şükrü Özer)
Diğer Katılımcılar:
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam ….. izleyici/gözlemci katıldı.
Medya:
İstikbal Gazetesi
Sakarya gazetesi
Sonhaber
Milli irade
Anadolu
İkieylül
Şehir
Yenigün
Kanal26
Konular:
Genel konu: İki dillilik, özerklik ?
Yerel konu: Demiryolunun yer altına alınması
Konuşulanlar:
Sevim Şahin: Daha önceki toplantılarda olduğu gibi, tüm Milletvekillerimizi ve Belediye Başkanlarımızı, mail,faks,ve cep telefonlarına mesaj bırakarak davet ettik .Sadece AKP Milletvekili Nedim Öztürk Telgraf çekti. Bir önemli konumuzda yeni işimin yoğunluğu sebebiyle Eskişehir küçük Millet Meclisi toplantılarımızı bu toplantıdan sonra Ali Akyüz arkadaşımız yürütecektir. Fırsat buldukça yardıma geleceğim.
Şükrü Özer: Bu ülkeyi bölmek için nasıl ki 1900 lü yıllarda Kürt teakki cemiyeti kurulmuşsa, aynı zamanda bu ülke sevdası uğruna çalışan Saidi Nursi de bulunmaktadır. Şeyh Sait Olayında kendisine devlete karşı ayaklanması için gelen Şeyh Said’e cevaben”Türk Milleti Binlerce alim yetiştirmiş ve bu dine hizmet etmiştir, bunların torunlarına silah çekilmez” diye teklifi ret etmiştir. yine aynı tarihlerde Diyarbakırlı şair Yazara Devlet adamı Ali EMİRİ :Yıllarca Osmanlı da Yüksek kademelerde görev yapmış aldığı maaşının tek kuruşunu dahi harcamadan kitap alarak büyük bir kütüphane oluşturmuştur. ölümü esnasında kendisine gelen batılı diplomatların Ali EMİRİ :sen bize bu kitapları bağışla ülkemizde istediğin kadar yat kat ve arazi verelim demişler Ali EMİRİ: Ben bu kitapları milletimin parası ile aldım bunu milletime vakfediyorum diyerek batılılara rest çekmiştir. Türkiye Cumhuriyetinin isim tekliflerini ret ederek millete vakfeddim kütüphanenin ismi MİLLİ KÜTÜPHANESİ olsun demiştir. Bu kütüphane bugün İstanbul Fatihte Millet Kütüphanesidir. Ankara da Hacı Bayram Veli, Kırşehir de Hacı Bektaşı Veli bu toprağın gerçeği ise Diyarbakır da sarı Saltuk da bu toprağın gerçeği biz Türk, Kürt ve Laz tek tırnak ve tek kandanız lakin ne oldu da bugün Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimizde devlet karşıtı örgütler türedi. Konuşmamı 2005 yılında Mekke de konuştuğum Bir Iraklı Türkmen’in sözleri ile bitirmek işitiyorum(Biz arabız, Türkmeniz, Kürdüz ve Şii yiz dedik ve birlik olamadık. Amerika Irak’ı işgal etti biz bunu hak ettik.)
Recep Demir: İstanbul’da Kürtler için kurulan bir dernek vardı. 100 yıl öncesinde. Diğer tarafta Çerkez, manav gibi etnik grupların da dernekleri vardı. Biz neden iki dillilik konuşuyoruz. Diğer dilleri neden konuşmuyoruz. Kimsenin diline karışılmıyor. Eskişehir’de Kürtçe konuşan insanlar var, kimsenin müdahale ettiği yok. Biz onların fikirlerinin arkasında durmayız, onların istediği gündemi konuşmak zorunda değiliz. İnsanlar kalkıp özerklik istiyor. Polisimiz, askerimiz olsun diyor. Bölünmüş bir yer olmak istiyorlar. O zaman biz Türkçe konuşan insanlar neden kendi sorunlarımızı konuşamıyoruz.
Mehmet Büyükkaragöz: Güneydoğu’yu ben iki yıldır biliyorum. Doğuyu bugüne kadar çok kötü biliyordum ve korkuyordum. Kızım orada görev yapıyor. Onun için orayı tanıma şansımız oldu. Oradaki insanlar çok sıcak. Birisi bize evini açtı. Otelde kalmak istedik, göndermedi, evinde ağırladı. Nedeni ise dişçi olan kızımın baldızının dişini yapmış olması. Bu kadar vefalı davrandı. Ama öyle bir taraf da var ki, devletin kapısını, penceresini kırmalarına rağmen devlet onlara çocuk parası veriyor ve sahip çıkıyor. Örneğin, hakkımızı ararken gidip Ali beyin arabasını mı yakayım? Böyle şeyleri onaylamıyorum, onaylamayalım. Türkiye’nin resmi dili Türkçe’dir.
Naci Şakar: Ana dil, ikinci dil, üçüncü dil gibi sürekli konuşuluyor. Bazı ülkelerde ana dil konuşulmuyor, herkes dilini konuşabiliyor ama resmi dili var. Kimse ikinci dili yasaklayamaz. Örneğin bizim Türklerimiz başka ülkede kendi aralarında Türkçe konuşuyor. Ama bulunduğun yerin ortamında onların dilini kullanıyor. Konuşmayacaksınız deseler doğru mu olur? Onlar (Kürtler) da bizimle savaşmış, bizimle şehit olmuş, gazi olmuş. Kurtuluş Savaşı’nda kırmızı-yeşil kokart 8 kişiye nasip olmuş. Sivrihisar’da savaşan Diyarbakırlı Bayındırlık Vekili Fevzi Bey’e de bunlardan biri verilmiş.
Ziya Kandilci: Tüm arkadaşlarımız olumlu konuşuyor. Bu takdir edilecek bir şey. Biz bu vatanı Türk, Kürt, Çerkez vb. birlikte olarak kazanmış ve sağlam bir devlet kurmuşuz. Devlete sahip olmak, devleti kurmak kadar güzel ve kutsaldır. Bu devlete sahip çıkmalıyız. Sahip çıkmazsak bizleri hap gibi yutarlar. Bizim dış düşmanlarımız her zamanki gibi bizi çökertmek için uğraşırlar. Zaten öyle değil mi? Bir devlet, bir devleti çökertmek için uğraşır. Güneydoğu’ya gittiğimizde çok iyi insanlık var, misafirperverlik en yüksek seviyede. Halk arasında hiçbir ayırım yok. Bu tarafa geldiğimizde biraz daha Avrupalıyız. Tüm zor günlerde, diğer arkadaşlarımızın da söylediği gibi, savaşta ve barışta bir aradaydık. Biz kız verip kız almışız. Hiçbir kanun da çıkmamıştır. Ayrımcılık yok diye. Hiç rastlamadım. Örneğin, kadına şiddet kanunda var mı ama uygulamada var deniliyor. Bu da geri kalmışlık olabilir. Dil konusunda geri kalmışlık sadece doğuda değil, Türkiye’nin her tarafında var. Eğitimimizde açık kapı var. Bu açıktan girenler oluyor. Ta İstiklal Harbi’nden beri Batı Emperyalizmi var. Emperyalizmin Osmanlı’yı bölmesi gibi, Osmanlı’dan bu yana da bu vatandaşlarımızı kışkırtıp Türkiye’yi bölmeye çalışıyorlar. PKK diye bir örgüt çıkarttılar. Özerklik diye devletin içinde devlet kurmayı hedefliyorlar. Örneğin güvenliğimiz yetmiyor, biz kuralım diyorlar. Kürtler evlerinde çocuklarına Kürtçe’yi, Çerkezler de Çerkezce’yi öğretir. Kimse konuşmayın demez. Mahkemede dil bilmiyorsa yeminli tercüman getirttirilir. Bana göre istismar ediliyor. O zaman 9 tane dil var, hepsini koyalım. Benim isteğim dil zaten vardı. Herkes dilini konuşsun ama resmi dil Türkçe tek kalsın.
Ahmet Hızlan: Yeni bir dernek çalışmamız var. Önümüzdeki seçimlerde adayım. Osmanlı Devleti 400 çadırdan bir Cihan Devleti oluşturdu. 30 yıldır STK’ların içindeyim. Kuralların dışına çıkarsak tartışırız. Sevim hanım toplantının kurallarını söyledi. Bizim hiç kimseyle sorunumuz olmadı. Herkes fikrini çok rahat olarak ortaya koyar dedi, Sevim Hanım. Türkiye’de her türlü zenginlik var. PKK bitse başka sorunlar çıkarırlar. Bazı arkadaşlar hizmet gitmedi oraya diyorlar. Eskişehir’de 40 köy var, bazılarının yolu, suyu yok. Misyonerlik faaliyetlerini kimlerle yaptılar. Sorun yaşayan, sıkıntısı olan insanlarla yaptılar. Bizim bayrağımız da ülkemiz de tektir. Milletimiz de farklıdır.
Remziye Kayalı: Çok dillilikten yana değilim, tek dilden yanayım. Anadillerine karışamayız. İnsanların bir arada olmasını istiyorsak dillerine de karşı olamayız.
Halit Demet: Eskişehir’de bir proje devam ediyor, demiryolunun yer altına alınması projesi ama garın yeri hâlâ belli değil. Yılmaz Hoca şurası diyor, iktidar şurada olsun diyor. Bu iki başlılık nereye kadar gidecek? Termal Tesisler Bademlik’e yapılsın diyor, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen Hocamız, iktidar merkezde olsun diyor. Bu tür zıtlaşmalarda kaybeden hep Eskişehir oluyor. Uzlaşma kültürü olmadığından bu işler sürüncemede kalıyor. Bu dört yıl daha böyle sürer. Zıtlıklarla kaybeden Eskişehir. Bu konu Valilik nezdinde mi, sivil toplum kuruluşları ile birlikte mi, kiminle olacaksa bu uzlaşmayı sağlamak zorundayız. Eskişehir’in kaybetiği nokta bu.
Ziya Kandilci : Ben bu konuyu başka bir cepheden ele almak istiyorum. Dün bir toplantıya katıldım. İnşaat Mühendisleri Odası düzenlemiş. Çok memnun kaldım. Güzel bir heyet vardı. Konularında uzman olan kişiler bilimsel açıklamalar yaptılar. Şehir içinde Hızlı Trenin Projesi’nin alternatifi yok denildi. Projelendirilerek, bilimsel olarak yapılmamış denildi. Benim görüşüm DDY’na büyük bir ödenek ayrılmamış görünüyor. Siyasi zıtlık var. Ben yaptım oldu, mantığıyla davrandı iktidar. Dünkü konu Eskişehir’in hayati konusu ama muhatapları yoktu. Eskişehir’e bir şeyler yaparken 50-100 yıl sonrasını düşünmek lazım. Makro planlar yapılmalı. Hızlı tren için de böyle olmalıydı. Bu şekilde 20 sene sonra Eskişehir yine sıkışacak. Tramvay güzergahlarının uzatılması lazım. Şehir giriş-çıkışlarına ana bulvarlar yapılmalı.
Remziye Kayalı: 82 Anayasası’nın 16. maddesi geçici bir madde mi? Hâlâ Anayasa gündeminde neden yer aldığını merak ediyorum. Tüm partilerin, sivil toplumun birleşerek bu maddeyi kaldırmalarını istiyorum. Önceki referandumda oy kullanamayanlar bu seçimde ne oy kullanabilecek, ne de aday olabilecekler. Örneğin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu önümüzdeki seçimlerde, eğer bu madde işletilirse, milletvekili adayı olamaz.
Değerlendirme:
Bu ay ki toplantımız tüm katılımcıları birbirlerine tamamlayan konuşmalar yaptılar.
İletişim
a. Sivil toplum ile
Her ay toplantı bilgilendirme, gündem paylaşımı, mail ve telefonla duyuru
STKlara geçen ayın tutanakları, anayasa ile ilgili gönderiler fotokopi ile çoğaltılıp dosyalar halinde verilmiştir.
b. Milletvekilleri ile
Milletvekilleri telefon mesajı ve faks ile davet edilmiştir. Belediye başkanlarına Faks Telefon mesajı ile bilgi verilmiştir.
c. Medya
Yerel Basın Yaygın Medya temsilcileri ve Televizyon Kanallarına mail ve faks ile ulaşıldı . Toplantı sonunda Resim ve toplantı bilgisi mail yoluyla atıldı
d. Katılımcılarla:
Değerlendirenler:
EkMM Hamalı
SevimŞahin
08.01.2011 Eskişehir kMM Toplantı Tutanağı
previous post