YER: Malatya Belediyesi Fırat Toplantı Salonu
TARİH: 07 Kasım 2015
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Çağdaş Gazeteciler Derneği (İbrahim Göçmen)
2 / Mazlum Der (Semra Karakaya)
3 / Kamer (Nilüfer Kısak)
4 / Sakatlar Derneği (Ali Haydar Koyun)
5 / Toplum Gönüllüleri Birliği (Sinan Oral)
6 / Uluslararası Af Örgütü (Ferman Salmış)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Hamza Doğuç
2 / Enver Bakır
3 / Mazlum Çetinkaya (Har Dergi)
4 / Asım Demirkök
5 / Ali Ekber Şenci
6 / İbrahim Ulutaş (Radyo Fon)
7 / Handan Karaşahin (Kamer)
8 / Yasir Koç (Yeşilyurt Belediyesi)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Katılan Olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Yok.
MODERATÖR
İhsan Koca-23.Dönem Malatya Milletvekili
KONULAR
GENEL KONU: Seçim Sonuçları ve Seçimler Sonrası Türkiye
KONUŞULANLAR
1 / Enver Bakır 1 Kasım seçimsonuçları, toplumda mevcut olan katmanların istek ve arzularına göre şekillenmesi gerekirken mezhep ve etnik kimlik üzerinden belirlendi. Halk bu durumu şöyle değerlendiriyor; sunni alt muhafazakar kesim Akp’de şekillenmiştir, alevi laik kesim Chp’de şekillenmiştir, Kürtler Hdp’de milliyetçi Türkler de Mhp’ de şekillenmiştir. Ak parti % 49 oy aldı ama diğer kalan kesimde korku ve endişe yarattı. Hem kürtler de hem de alevi kesim üzerinde ciddi bir korku ve endişe var. Kürtlerin bir siyasi partileri var, bir de silahlı örgütleri var. Süreç içerisinde nasıl yansıyacağını göreceğiz ama kürtler biraz daha güvenliler en azından diyorlar ki siyasetçilerimiz var ama bir taraftan da silahlı gücümüz de var. Alevilerin kaygısı ve korkusu daha çok, aleviler hiçbir zaman kendi istek ve arzularını iktidara getirecek bir siyasi partiyi göremeyecekler ve %25’in endişesi uzun vadede de çözülecek gibi görünmüyor. Alevilerin sorununu çözse çözse Ak parti çözecek ama bir taraftan bakıyorlar Yavuz Selim adını köprüye koyan bir zihniyet herhalde o köprünün adını halkın istekleri veya talepleri doğrultusunda koymadı. Bu isim, o kesime bir mesajdı. Dolayısıyla korku ve kaygıları çok fazla ve çözülecek gibi de değil.Yeni bir anayasanın yapılacak olması olumlu bir gelişmedir. Tabi yeni bir anayasa yapılırken alevilere ne kadar özgürlük getirir onu bilemem. Ama şundan umutluyum;yerel yönetimler güçlendirilirse öncelikle kürtler nefes alır ve siyasi atmosfer biraz değişir.
2 / İbrahim Göçmen Türkiye tarihinde 4-5 ay arayla seçim yapıldığı görülmemiş, duyulmamış. 7 Haziran seçimlerinde insanlar sandığa gittiler oylarını kullandılar ve belli bir tablo ortaya çıktı. Bu ülkede bu siyasi partiler yasası, seçim yasası, %10 barajı olduğu sürece yapılan seçimlerin demokratik olacağı yönünde şüphelerim var. 7 Haziran’da seçimlerinde halk koalisyon istedi. Ancak sarayın isteği ve Mhp’nin desteği ile 1 Kasım’da yeniden seçime gidildi. 8 Haziran ile 31 Ekim arasında Doğu ve Güneydoğu’da olaylar oldu, yedi yüze yakın insan katledildi. Sokağa çıkma yasağının olduğu bir dönem yaşandı, ölüm gösterildi ve halk sıtmaya razı oldu. Halk barış ve kardeşlik istiyor ama savaşla karşılaşınca oylar değişti. Akp 7 Haziran’dan 1 Kasım’a Malatya’da elli bin oy artırdı. Ne oldu da elli bin oy arttı? Akp ve Mhp mecliste anlaştı, koalisyonu kurdu ve Akp’yi tek başına iktidar yaptı. Diliyoruz ve temenni ediyoruz ki bu ülke Suriye’ye dönmesin bu ülkede Irak,İran,Mısır, ve Libya’daki gibi bir iç savaş ortamına gelmesin bu ülkede barış, kardeşlik ve özgürlük olsun. Ama millet böyle istemişse ve Akp iktidar olmuşsa buna da saygı duymak gerekir.
3 / Mazlum Çetinkaya 1 Kasım’ı 7 Haziran’ın devamı gibi algılamıyorum ama Malatya’da Akp’nin elli bin oy artırması ve birçok yerde böyle bir durumun olmasını şöyle tanımlıyorum; ne kadar baskı, ne kadar yoksullukolursa o kadar oy alınıyor. Türkiye’de böyle bir sosyal doku oluşturuldu. Nerde zulüm ve yoksulluk varsa oy artıyor gibi. Tabi bu biraz da insanda akıl tutulmasına yol açıyor. Bunun tersinin olması gerekirken ne yazık ki böyle şekillendi. Akp yalnız değil onların dışında da kimi unsurlar bazı pay aldılar. Bunda Pkk’nin de payı oldu. Şiddet ortamının geliştirilmesi ve 1 Kasımın bunun üzerine oturtulması. Ankara katliamı biraz da final oldu. Herkes Ankara katliamından sonra şunu bekliyordu; Akp’nin oyları düşer ancak Ankara katliamında ölen ve yaralanan yüzlerce kişiye aslında bu vatanın hainleridir gözü ile bakıldı. Bunu sadece Akp değil, Mhp de işledi. Birçok yerde cenazelere tepkilerini koydu. Akp 1 Kasım’dan sonra rahatlayacağını sanıyor tek başına iktidar olduktan sonra Anayasa konusunda bir yerden destek alacaktır bu Hdp de olabilir. Tersi olursa Akp 1 Kasım virajından kurtuldum, düz bir alana girdim zannedecek, hız yapacak ama keskin bir viraja gelecek ve araba takla atacaktır. Bunu zaman gösterecektir, ben buna inanıyorum. Belki bundan sonra tartışmamız gereken seçim sistemi olmalı. Demokrasiye çoğunluğun iktidarı olarak bakamayız. Bu iktidar şımarıklığının olmaması için hukuki bir boyut gerekiyor. Hukuki boyut da seçim sisteminde adaletin sağlanmasıdır. Yüzde bir alan partinin bile milletvekili çıkarması gerekir. Sorun sadece Akp ile ilintili değil, dışardan da bir algı var. Özellikle Suriye politikasıyla sınıfta kalmış durumda. Hala daha orda Kürtleri yok sayma, Ypg’yi yok sayma gibi bir durum var. Akp akıllılık etmek istiyorsa Anayasa konusunda ilk önerisini Hdp’ye götürmeli, Chp ve Mhp’yi de işin içine katıp önce seçim sistemi sonra da Anayasanın tümden değiştirilmesi konusunda bir çıkış yaparsa o viraja belki daha geç varacaktır.
4 / Asım Demirkök Türkiye’de bir aydın problemi var. Aydınlar kendi ideolojileri üzerinden olaylara bakmaya, yorumlamaya çalışıyorlar. Oysa hayat değişir, kavramlar değişir, dünya görüşü de değişir. Biz seçim sistemini ve diğer şeyleri tartışacaksak olgular üzerinden tartışmalıyız. 1927 yılında Türkiye toplam nüfusunun %96’sı köylerde yaşıyor. 1946 yılında ilk seçime gittiğimiz zaman açık oy gizli tasnif yapılıyordu. Ama 1950 li yıllardan itibaren gizli oy açık tasnife geçildiği zaman seçim sisteminde normalleşme yaşanmıştır. Biz aslında sistemin kendisini tartışmıyoruz, sistemin kendisinde problem var. Halk 7 Haziran’da Ak partinin bazı söylemlerine itiraz ederek sandığa gitmeyerek veya oy vermeyerek tepkisini gösterdi. Newroz’da Abdullah Öcalan’ın “artık silahların devri bitmiştir, siyasetin devri başlamıştır” demesine rağmen bunu birileri savaşa çevirince halkın bir kesiminde büyük bir panik yaşandı ve oyunu Ak partiye verdi. Anayasa; devletle toplum arasındaki uzlaşma ve sözleşmedir. Bizim yapacağımız şey şu; kim kendisini hangi inançta, hangi siyasi partide konumlandırırsa konumlandırsın birilerini şeytanlaştırma yerine ortaklaşa olarak sistemi değiştirip dönüştürmeye ihtiyacımız var. Bunun da yolu anayasayı toplum olarak değiştirmekten geçiyor. Başkanlık sistemini her zaman savundum. Birbirimizi karalamadan, kötülemeden sistem değişikliğinin önünü açmalıyız.
5 / İbrahim Ulutaş Seçim hileleri gibi şeylere inanmıyorum. Alınan oylar iktidarın propaganda ve çalışmasıyla hak ettiği ve almış olduğu oylardır. Bahaneler üretmekle varolan durumu gözardı edemeyiz, sadece vicdanımızı rahatlatabiliriz. Okur yazar olmayan bir kişi dahi iktidar boşluğunun nelere yol açacağını, günlük yaşamını nasıl etkileyeceğini ve ekonomiğe nasıl etki edeceğini, hayatında ne tür olumsuzluklar olacağının hesabını yaparak oyunu veriyor. Türkiye’de öncelikle bir kimlik sorunu var. Bir insanın kimliği onun onuru ve şerefidir. İnsanlar kendi kimliğini yaşamadığı zaman toplumla barışık yaşayamaz. İnsanların inançları değişebilir ama kimlikteki bunalım en tehlikeli bunalımdır. Malatya kimlik bunalımı yaşayan bir şehirdir. Mhp ve Akp’nin aldığı oy % 60 tan fazla ve Türk kesiminin oyunu alıyor ve Hdp de Kürtlerin % 60 nın oyunu alıyor. Kürtlerin % 40 ı da da Türklere oy vererek çözümü orada buluyor. Nerden bakarsanız Kürt sorununun çözümünde blok bir duruş var. Bu anlayışa sorunun çözülebileceğini düşünmüyorum. Bunun çözülmesi için bu durumun tersine çevrilmesi lazım. Sosyal demokrat bir çevre % 50 yi geçmediği sürece bu sorun çözülmez. Bunun çözümü ancak Türk’lerin demokratik bir anayasa yapması ile olur. Türkiye’de bu koşullarda sorunun çözüleceğine bu anlamıyla inanmıyorum. Kürt sorunu çözülmeği sürece hiçbir sorun çözülmez. Akp’nin Mhp ile ittifak halinde olmasını koalisyon olmasından daha hayırlı görürüm. Zaten Akp’nin Mhp’nin söylemlerini de kapsayacak şekilde bir ideolojik duruşu var. Bu sorunu çözerse de Akp çözer diyen bir bakış açısı var. Ama sosyal genetik yapısı bu sorunu çözmeye uygun değil, bir yere kadar gider, bir yerde tıkanır. Bunları tartışırken yani Kürtlerin, Alevilerin ve varsa muhafazakar çevrenin sorunlarını kapsayacak şekilde çözmesi gerekir. Alevilerin sorununu çözmek çok zor değil, esas anahtar Kürt sorununda. Kürt sorunu çözülmediği sürece ne Alevilerin sorunu çözülür ne de diğer sorunlar. Bu gerilimlerden çıkarak, yaşam standardını yükselten parti tarihe adını altın harflerle yazacaktır.
6 / Ferman Salmış Seçim sonucunda ortaya çıkan tablo, seçim öncesinde konuştuğumuz konular vs. aslında herkes aynı şeyleri söylemeye devam ediyor. Bu seçim gösterdi ki toplum koalisyona dur dedi. Ezber oluşturup, ezberlerimizi süreklileştirme adına verdiğimiz inat kendimizi zaptu rapt altına almanın bir başka biçimi. Daha ucu açık cümleler kurmamız gerekir. Hayat dinamik bir şey, siyaset de dinamik bir şey. Türkiye’nin gündeminde varolan konuları küçük meclis olarak yedi yıldır konuşuyoruz farklı tonlarda da olsa. İktidar partisinin toplumun beklentilerinin ve seçim vaatlerinin karşılığını vermesi gerekiyor. İktidarın verdiği sözleri tutması ve toplumu yanıltmaması gerekiyor. Özellikle muhalefetin de sokakta adaletten, eşitlikten, yeni anayasadan, çözüm sürecinden yana söylediklerini realize etmesi gerekiyor. Diyelim yeni bir anayasa gündeme geldiğinde temel mesele daha fazla özgürlük, daha fazla adalet, daha fazla sosyal refah getirmesidir. Yıllardır parlamenter sistemi kutsallaştırıyoruz veya başkanlık sistemini şeytanlaştırıyoruz. Klasik ikilemden ayrılarak hakikate bakmamız lazım. Ülkede hala kan akıyor. Bir yerde savaş başlarsa orada ilk ölen gerçektir. Bu altı aylık süreç hepimizin psikolojisini bozdu, kimse kimseyle konuşamaz duruma geldi. Temel mesele şudur; daha aklı selim tartışmaya ihtiyaç var ve siyaseti bir bütün olarak eleştiriye tabi tutmamız gerekiyor.
7 / Sinan Oral Üzerinde yaşadığımız coğrafya çok problemli ve bin yıl önce yapılan hesaplar üzerinde yaşıyoruz. Bu toplumda hesabı olan güçlerin hesaplarının hala devam ettiğini algılamamız gerekiyor. Bu problemler gerçekten kendi aramızda ürettiğimiz problemler mi yoksa bu coğrafya üzerinde hesabı olanların her sene güncelleyerek bize dayattığı problemler mi bunu çok iyi anlamamız gerekiyor. Akp’ye oy verenlerin bir mozaik olduğunu ve güçlü bir iktidarın sorunları çözeceğini düşünüyorum. Bu beş aylık süreçte insanlar siyasi bir gelecekten öte toplumsal bir endişe taşıdıkları için güçlü bir iktidarın en azından toplumu rahatlatacağını düşünerek oy verdiklerini düşünüyorum.
8/ Hamza Doğuç Ortak değerlerimize hep birlikte sahip çıkmalıyız. Diyelim ki Ak parti %99 oy aldı o %1 in durumu ne olacak? O zaman hep beraber oturup düşünmemiz gerekir. Parlamentoda bir etik kurulu var ve bu etik kurulunun da bir sözleşmesi var. Siyasilerin bize tepeden bakmaması gerekir. Genç bir nüfusumuz var ve bunlar arasında bir gerilim olduğunda ne yapacağız? Kangren olmuş bu yaraya çözüm bulmamız gerekiyor.
9 / Biz 7 Haziran seçimlerinde halkımızın tamamının sağlıklı düşünerek ülkede bir koalisyon istediğine inanıyoruz ve bu düşünceye de saygı gösteriyoruz. Halkımızın 1 Kasım’da tek başına iktidara getirerek desteklemesine çeşitli kılıf ve gerekçeler bulmaya çalışıyoruz. 7 Haziran’a millet iradesi diye saygı duyuyorsak 1 Kasım’a da saygı duymamız gerekiyor. Bu halk çok ince eleyerek oy kullanıyorsa bu hesabını ve değerlendirmesini 1 Kasım’da da yapmıştır. Hepimizin ortak görüşü;Anayasanın ülkenin önünde bir engel teşkil ettiğidir, bu konuda kimsenin tereddütü yok. Bizim birinci önceliğimiz anayasanın değiştirilmesidir, ülkenin demokratik haklar ve özgürlükler yönünde önünü açabilecek daha özgürlükçe bir anayasanın yapılmasıdır. Seçim ve siyasi partiler kanunun da değişmesi lazım. Siyasi partiler kanunu değişmeden ne aday tespiti ne de milletvekili iradesini yansıtabilir. Kırmızı çizgelerileri olduğunu söyleyen partiler de tutumlarını değiştirirlerse yeni anayasa için bir imkan ele geçebilir. Son 12-13 yılda Ak parti hükümetlerinin söz verip de gerçekleştirmediği bir şey olmadı. Çözüm sürecini başarmak üzereydi ama sonucunda başarı sağlanamadı. Bunun nedenleri ayrıca tartışılabilir. Ülkemizde şu an temel hak ve özgürlük sorunumuz vardır. Bunun için de güçlü ve cesur bir iktidar şarttır.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
Görüşme, email ve sms çağrı yaptık.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Mail, sms davet edildiler.
MEDYA İLE
30 civarında tv, gazete ve internet sitesine çağrıda bulunduk.
KATILIMCILARLA
Email ve sms davet ettik.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Semine Dengeşik
Malatya kMM Girişimcisi