YER:Esyo Toplantı salonu
TARİH:7 Nisan 2012
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1/Sivrihisar Eğitim Vakfı(Naci Şakar Yönetim kurulu başkanı)
2/Çevre Derneği( Mustafa Olgun Yönetim kurulu üyesi)
3/Eskut ( Mahmut Makas Yönetim kurulu üyesi)
4/Eğitim Hakları Derneği( Nurettin Aldemir Yönetim kurulu üyesi)
5/ Üç Saray köylüleri Derneği( Kadir Gezek Yönetim kurulu başkanı)
6/ Af Örgütü( Şükrü ÖZER Girişimci)
7/Estükder( Beytullah Yalçın Yönetim kurulu üyesi)
8/Kayalılar Derneği(Birol Uysal)
9/Sakatlar Derneği(Ömer Dinç Üye)
10/Örsam(Süleyman Bakırcı)
11/Alanyurtlular Derneği(Ramazan Türkmen Yönetim Kurulu başkanı)
12/Esyo( Ali Akyüz Kolaylaştırıcı)
13/İnönülüler Derneği( Mehmet Kasap Yönetim kurulu başkanı)
14/ Eskad( Canan Şükrüoğlu Yönetim kurulu üyesi)
15/Uludereliler Derneği(Süleyman Taze)
16/ Tisva-tgmp Mikrokredi programı( Esra Aynalı Bölge Müdürü)
17/Türk Birliği Kültür Başkenti( Kemal Bulut)
18/ Ka-der( İlknur Kahvecioğlu)
MESLEK ODALARI
SENDİKALAR
1/ TOOMD Eskişehir( Murat Destici Şb Başkanı)
2/Kültür Memur Sen(Halis Demiralp Başkan)
3/Sağlık Sen(Adem Şerbetçi)
4/Türk- İş Bölge Temsilcisi(Salih Akkoç başkan yardımcısı)
5/ Türk-Birsen(Mehmet Eren)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1/Meryem Yurdagül
2/Sacide Gürer
3/H Ziya Kandilci
4/Aykut Böcekçi
5/ Osman
6/Elif Seyhan
7/Aynur Orpak
8/İlhami Atik
9/Hüsnü Arslan
GÖZLEMCİ
HDK Genel Meclis Üyesi-Emek Partisi eski il başkanı( Hüseyin Öge)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİKatılmadı
BELEDİYE BAŞKANLARIOdunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı
MESAJ YOLLAYANLAR
1/ Ülker Can ( Ak Parti)
MEDYA
1/ESTV
2/Sakarya Gazetesi
3/İki Eylül Gazetesi
4/Anadolu Gazetesi
5/İstikbal Gazetesi
6/Milli İrade Gazetesi
7/Şehir Gazetesi
8/ İstikbal Gazetesi
MODERATÖR
Burhan Sakallı
Gürsel Şenşafak
KONULAR
GENEL KONU: : Hükümetin yeni Konsepti Sorunlara çözüm Getirebilir mi?
YEREL KONU: Kızılinler Termal Projesi
KONUŞULANLAR
1 /Hüsnü Arslan: Termal sularının değerlendirilmesi Hamam Kültüründen kurtulmakmı? Ne değişecek Hükümetten Gelecek destek nedir?
2/Nurettin Aldemir. Eskişehir’in sıcak su kaynaklarının sağlık, turizm ve sosyal yaşam açısından bir proje dahilinde ele alınmasında geç kalındığını düşünüyorum. Bu düşünceyle birkaç soru yöneltmek isterim Sayın Başkana. Projeler proje olmadan konu kapsamlı olarak toplumun tüm kesimlerine, STK’lara tartıştırılmalıydı, böyle bir tartışmaya neden açılmadı? Yoksa bizim mi haberimiz olmadı? İki belediyenin de projesi var, iki belediye bir konsept halinde neden tek bir proje hazırlamadı?
3/Hüseyin Öge: Sağlıklı kentler Sağlıklı bir ortam yaratılırsa yaşam olur. Turizm derken yeni bir rant kapısımı olacak? Yoksa 3 belediyenin birlikte yaptığı bir proje mi? Termal kaplıcalar şehrimiz için çok önemlidir.Fakat bu proje halkın sağlığına hizmet edecekse önemli olur.Kentsel dönüşüm projeleri gibi bir rant kapısı yaratacaksa yani birilerine rant sağlamak adına yapılacaksa yapılmasın daha iyi.Halkçı ve katılımcı belediyecilik yaşanan şehirde sağlıklı,yaşanabilir kent yaratmak demektir.Konut,su,elektrik,temizlik,ulaşım ve o şehirde varsa termal kaplıcalardan halkın çok ucuz veya ücretsiz yararlanması demektir.Bir insan hakkı olan sağlık,eğitim,barınma ücretsiz olmak zorundadır.Demokratik devletin en önemli işlevi vatandaşlarına bu hakları sağlamak olmalıdır.Kızılinler termal kaplıcaları da bu amaca hizmet edecekse ben de bu projeyi destekliyorum.
4/Ziya Kandilci: Öncelikle küçük millet meclisinin isteği doğrultusunda bu projeyi stklarla paylaşıp geldiğiniz için kmm adına teşekkür ederim.Böyle bir proje ortaya atılmadan Bu duyuru yapıldımı? Yatırım yapmak isteyen kentimiz ve ülkemize duyuruldumu?
5/ Halit Demet: Şehrimiz termal sularının bolca olduğu bir kent. Maalesef Hamamlarda hiçbir gelişme yok. Uzun zaman önce sarar söz vermişti neden hala bu çalışmayı hayata geçirmedi? Bademlikteki tesisler odunla mı ısıtılacak? Şehir içindeki su ile kızıl inlerdeki suyun arasında fark var mıdır?
6/Burhan Sakallı: Kendi yaptığımız alanda Eskişehir Sağlık Turizmi Termal sağlık turizminin hayata geçmesi 110 m2 alan Kardeş belediye dediğimiz Tepebaşı Belediyemizle Ortak olarak yaptığımız bir projedir. İnsanlar hayal ettiği kadar vardır. Bu bir ütopya idi. Esopya bir hamam projesi değildir. Kısa ve uzun vadede bu proje ütopya olmaktan çıkacaktır. Türkiye’yi başka bir yere taşıyabilir. Hem de Eskişehir’i bugün bulunduğu ligden başka bir lige götürebilir. Esopya bir sektörü marka haline getirilecek bu proje, akşamdan sabaha olacak bir proje değildir. Bu proje bir şehri, bir yerden başka bir yere taşıyacak. Proje hayata ne zaman geçerse geçsin, bugün yaptığımız çalışmalar mutlaka yapılmalı. Elli yıl sonra hayata geçer denilse bile! Her iki belediyenin de planlarını onaylamak üzere olduğu. Teslim edilmiştir. 2000 yıldır termal su kaynakları vardır bu bölgede. Kültür Bakanlığı, termal turizmi dokuz bölgeye ayırmış. Termal turizmin 4 tane master planı var. Ankara, Eskişehir, Afyon, Uşak. Türkiye, yeraltı su kaynakları açısından Dünya’da yedinci, Avrupa’da birinci. Biz bunun sadece %3’ünü kullanıyoruz. 350-400 yıl önce Evliya Çelebi Seyahatname’sinde “-Dağların ve bahçelerin arasında öyle bir su var ki, her derde deva” diyor. Bu projenin 94 milyon metrekaresi Tepebaşı Belediyesi’ne ait, 16 milyon metrekaresi de Odunpazarı Belediyesi’ne ait. Bu projeye başlarken 20 ilgili kurumdan görüş alındı. Bu proje insan odaklıdır. Her kesimden insanın faydalanabileceği bir projedir.
7/ Gürsel Şenşafak: Cumhuriyet tarihi boyunca devam eden kürt sorunu, son 30 yılda 40 bine yakın insanımızın canını, ekonomimizin de önemli bir bölümünü almış götürmüştür. 2012 Newrozuna izin verilmeyerek, ölümlere davetiye çıkartılmıştır. Bir polis ve bir BDP yöneticisi hayatını kaybetmiştir. Hükümetin hertürlü engeline rağmen Diyarbakır’da alana giren yüzbinler, Başbakanı ve İç İşleri Bakanını çok kızdırmış olacak ki nefret söylemi yapmışlardır. İdris Naim Şahin “tükürük” polemiği ile kendi vatandaşına hakaret ederek, Newroza katılmayanları kürtlere karşı harekete geçmeye çağırmıştır. Kürt sorunun çözümü için eşit haklara dayalı demokratik çözüm yolları aranmalı. Anayasa da gereken yasal düzenlemeler yapılarak ülkede barış ve huzur ortamı sağlanmalıdır. Hükümet kendisinden farklı düşünen, konuşan, yazanlara karşı savaş açmış durumdadır. Mart ayında gözaltı sayısı 1366’dır, bunların önemli bir bölümüde tutuklanmıştır. 100 ün üzerinde gazeteci, 600 e yakın öğrenci, 7000 e yakın seçilmiş, siyasetçi, avukat, sanatçı, aydın cezaevine doldurulmuştur. İfade ve örgütlenme özgürlüğü baskı altındadır. Anayasamızda ki “Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik, sosyal, hukuk devletidir” tarifinin altı doldurulmalıdır. En temel haklarımız olan eğitim- sağlık- barınma- temiz çevre- inanç özgürlüğü- farklı cinsel yönelimi olanlara özgürlük- kadınların ve çocukların şiddetin her türlüsünden korumak- kürt sorununda demokratik çözüm anayasamız ile güvence altına alınmalıdır.
8/ Canan Şükrüoğlu: Kürt vatandaşlarımızla ilgili konuşurken, anadili ile eğitim alırlarsa daha başarılı olacak dediniz bu fikrinize katılmıyorum. Bana kalırsa bir sürü Kürt vatandaşımız var başarılı bir Milletin var olması için ana dilinin Türkçe olması lazımdır.
9/ Kemal Bulut: Bir gurup toplantısı gibi geldi bana. Hükümeti eleştiren bir konuşma oldu. Resmi dil Türkçe olacak. Tek başına eğitimle ilgili birçok kanun çıktı. Eğitimle ilgili sistem kanunla halledilecek. Şimdi bu yeni yasa ile ilgili değişiklikle daha iyi olacak. Eğitim parasızdır paralı olmaz.
10/ Esra Aynalı: Kemal abinin eleştirisine cevap vermek istiyorum. Tüm muhatapların ismi sandalye de yazıyor. Gelip aydınlatsınlar cevap versinler.
11/ Hüseyin Öğe: Ben Türküm, Türküm diyorsam Kürde kürdüm desin bir hafta önce Bulgaristan parlementosu özür diledi. Geçmişte yaptıkları hatadan dolayı.Türkiyede çok yakın zamanda bu durumları göreceğiz. Filmlerde gördüğümüz gibi. 12 Eylülcüler yargılanmaya başlandı 4 Nisanda.Bir insan kendini nasıl ifade ediyorsa öyle ifade etmeli Laz ise Lazca dili neyse o şekilde..
(İnsanlar kendilerini nasıl ifade ediyorlarsa o olmalılar. Kimse kimseye zorla kendisini tanımlamadığı bir etnisiteyi dayatmamalıdır.Bir insan kendisine türküm diyorsa Türk,lazım diyorsa Laz,kürdüm diyorsa Kürt, Arabım diyorsa Arap vb. olmalıdır.Ana dilini özgürce konuşabilmeli ve o dilde eğitim alabilmelidir. Geçen hafta Bulgaristan parlamentosu geçmişte Türk’lere yapılan zorla etnisite değiştirme,Türkçe konuşmanın yasaklanması,Türk okullarının kapatılması vb.dan dolayı özür diledi.Yıllarca bize dayatılan bölüneceğiz paranoyasından kurtulmak zorundayız.TRT 6 geldi,bölündük mü?Çünkü bu yönde propagandalar yapılmıştı.Ana dilde eğitim ve öğretim sağlandığı zaman da bölünme yaşanmaz.Bu bir demokrasi meselesidir.
12/ Adem Şerbetçi: Van depreminde Devlet kızılayın tüm kaynaklarını seferber etti. Sağlıksen Memursen’e bağlı bir sendika kamusal alanda 4+4 100 yıldır iyi kullanılıyordu da değişti mi? 8 yıllık eğitim olurken hangi pedegoglara soruldu. Kamplaşmayı devletin farklı organlarıyla kendi oluşturuyor. Sağlık hizmetlerinde taşoranlaşmaya karşısındayız. Sınıflandırmanın karşısındayız. Toplu sözleşme hakkı verildi. Grevsiz bir toplu sözleşme olmaz. Çalışanın güvencesi tamamen kağıt üzerindedir.
13/ Şükrü Özer: Lübnan Suriye sınırı Hizbullah’ın elinde diğer tarafta İran var Suriye halkı Lübnan’a geçse Hizbullah, İran’a geçse İran öldürüyor. Suriye 300-400 yıldır tarihimiz ve kültürümüz bir olan ülke onlara yardım etmek zorundayız. Benim en kötü iktidarım yabancı iktidardan daha iyidir. Bugün dünyada 205 ülkede kesintili eğitim verilmekte, Türkiye eğitimde Ortadoğu da mı, Asya da mı, Avrupa da mı? İran, Amerika, Fransa ve Malezya birçok ülkelerde kesintili eğitim var. Halklar kendi dilleri ile eğitim almalı örnek Malezya’da Malayca, Çince,İngilizce ve birçok dilde eğitim verilmekte, Bugün Avrupa’da okullarda din dersini ya devlet vermekte veya kilise vermekte, İslam ülkelerinde ise ilköğretimde siyer ve kuran dersleri verilmekte. Asıl eleştirilecek olan 28 Şubat’ta Tankların gölgesinde hazırlanan ve zorla zamanın hükümetine imzalattırılan bugünkü eğitim sistemidir. 30 yıl önce sağcı solcu diye insanları birbirine kırdıranlar şimdi aynı çatı altındalar meclisteler. Pekala o zaman ölenlerin suçu ne idi, aklımızı başımıza almalıyız
14/ Nurettin Aldemir: AKP'nin bu ülkenin yakıcı sorunlarına karşın birbiriyle çelişmeyen temel bir politikası ve uygulama biçimi var. Kürt sorununu herkesle görüşüyor ama Kürtlerin yasal ve meşru temsilcileri ile görüşmüyor. Her fırsatta, nefret suçu işleyerek Kürtlere hakaret ediyor, Kürtlerin taleplerini 12 Eylül yöntemleri ile bastırmaya çalışıyor. Sağlığı dönüştürdü; artık bu alan sermeyenin büyük paralar kazandığı bir alan haline geldi. Sağlık alanındaki birçok sosyal güvence elimizden alındı. Eğitimde 4+4+4 formülüyle getirdiği yeni düzenlemelerin özü ayrımcılık ve eğitimi sağlıkta olduğu gibi engelsiz şekilde piyasanın denetimine bırakma amacını taşıyor. Bu uygulama ile 28 Şubatın' izleri değil kamusal eğitimin izleri silinmeye çalışıldı. Devlet okullarının özelleştirilmesinin, özel okullardan hizmet satın alınmasının önü açıldı. AKP, destekçisi olan halk yığınlarına bunu din sosu ile yedirdi. Tüm okullar bunun için İmam Hatip'leştirildi. Diğer inanç gruplarının talepleri görmezden gelinirken Hanefi mezhebine yeni ayrıcalıklar tanındı. Okullar nezdinde bilim biraz daha azarlanıp köşeye sıkıştırıldı. AKP çalışma yaşamında ücretleri düşük tutuyor; sendikal haklara kaşığın ucuyla verip sapıyla göz çıkarır şekilde yanaşıyor.12 Eylül yargılamasını adaleti sağlama ve darbe süreciyle hesaplaşma olarak ele almıyor. Siyasi düşman olarak gördüklerine gol atma anlayışı ile kullanıyor. Gerçekten böyle olsaydı iddianame iki generalle sınırlı olmazdı. 12 Eylül olsun diye katliam yapanlar, 12 Eylül'ü kurumsallaştırmak için çalışanlar,12 Eylül hukuksuzluğu ile iktidar olanlar, 12 Eylül'ün işkencecileri sanık sandalyesinde oturuyor olurdu. Tüm bunlar sanık yapılsaydı eğer inanın AKP, MHP, BBP, kısmen CHP, DSP gibi partilerin çok sayıda kadrosu ve üyesi de sanık olurdu. Bir sistemden nemalananlar o sistemi ve aktörlerini yargılayamazlar. AKP içeride demokrasi-insan hakları-adalet diyen herkesle kavgalıdır. Bu kavgayı da 12 Eylül hukuku ve yöntemleri ile yapmaktadır. Dış siyasette de tepeden tırnağa sorunludur. Savaş dili kullanmaktadır. AKP iç ve dış siyaset açısından Türkiye için bir kamburdur.
15/ Gürsel Şenşafak: Resmi dilin Türkçe olması gerekir tabiî ki. Benim söylemek istediğim bu değildi.
ÖNERİLER
Hüseyin ÖGE: Eskişehir’deki havaalanı Şehir dışına çıkarılması için STKlar tartışsın.
Ziya Kandilci: TkMM çalışmalrında hamal yreine koordinatör denmeli.
ORTAK SONUÇ: Genel konunun uzunluğu ve sürenin yetersizliği konusu Hüseyin Öge tarafından eleştirildi.Haklı bulundu.
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
Eskişehir de var olan tüm sivil toplum kuruluşuna duyuru yapıldı. (E-mail ile? Mail kullanamayanlara telefonla hatırlatma yapıldı. Toplantı lobisinde TkMM broşürleri de verildi. Ayrıca 3Ekmm gönüllüsü olan Meryem Yurdagül, Aynur Orpak ve Aysel Altın ile 3 Gün sendikalar başta olmak üzere tüm STK lara telefon edilmiştir.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Telefon ve mail ile vekillere ulaştık,
MEDYA İLE
Ulusal basın temsilcileri ve yerel basın mensupları davet edildi. Yerel basın tam katıldı. bir televizyon katıldı.
KATILIMCILARLA
E-mail ile tüm katılımcılardan konu istedik, geri dönüşüm olmadı. Daha önce EkMM toplantısında belirlendi yerel gündemimiz..
SONUÇLAR
TkMM ilkelerimiz videosu ile genel konuya ilişkin videolar gösterildi. Genel konu, yerel konu ve genel konunun anayasa olan ilişkisi satır aralarında konuşuldu sürenin yetersizliği den fazla ele alınmadı .
Ayrıca sandalye sayısı 40 iken ESYO Kolaylaştırıcıları sandalye ilave ederek konuklarımıza yardımcı olmuşlardır.
Ak parti milletvekillerinden Salih Koca ve Ülker Can Ak Parti İlçe başkanı tarafından düzenlenen saat 11 de sivil toplum kahvaltısı na katılmışlar günler önce yaptığımız görüşmede ve 3 yıldır EkMM’nin her ayın ilk cumartesi toplantısı dikkate alınmadan hazırlanan kahvaltı İlçe başkanının yeni seçilmiş olmasına bağlarken, oraya katılan birkaç Stk EkMM nin toplantısına yetişmek için çaba sarfettiği gözlemlenmiştir.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
EkMM Hamalı Sevim Şahin
07.04.2012 Eskişehir kMM Toplantı Tutanağı
previous post