Yer : Üniversite Toplantı Salonu
Tarih : 06.12.2009
Yerel Katılım:
1. KAMER (Nadide Doğmaz – Kamer Tem.)
2. TMMOB (Fethi Kılıç – İKK Sekr.)
3. Ziraat Mühendisleri Odası (Haydar Evcin Taş- Tem.)
4. Anafatma Kadın Dayanışma Derneği (Fatma Çiçek – Bşk. Yrd.)
5. Tunceli Girişimci İş Kadınları Derneği (Fidan Aydın – Başkan.)
6. Tunceli Bedensel Engelliler Derneği (Bedri Es – Başkan.)
Milletvekilleri: Katılım olmadı.
Belediye Başkanları: Katılım Olmadı.
Mazeret Bildirenler:
Milletvekilleri:
Şerafettin Halis Mazeret bildirmedi.
Kamer Genç Mazeret bildirmedi.
Belediye Başkanı.
Edibe Şahin Mazeret bildirmedi
Moderatör: Nadide Doğmaz (KAMER Temsilcisi)
Medya:
Kadir Merkit SHOW TV- Tunceli’nin Sesi Gazetesi – Halkın Sesi Gaz. temsilcisi
Diğer Katılımcılar:
Konular:
1. Askeri Vesayet – Sivil Vesayet Ve Anayasa
2. Munzur Vadisi Ve Barajlar
3. Sivil Anayasa
Konuşulanlar:
Nazım Arslan Dersim kMM Hamalı, TkMM’ler hakkında bilgi verdi, soruları yanıtladı.
1- Haydar Evcin (Z.M.O): Ne askeri ne de sivil vesayet olmalı. Bunun yerine gerçek demokrasi, tam demokrasi olmalıdır. Ak Parti sivil vesayetini oluşturmaya çalışıyor. Ergenekon soruşturmaları bunun bir parçasıdır. Sivil vesayet ile üniformalılar yerine takım elbiseliler geçecekler. Sonuçta her ikisi de diktartörlüğe benzemektedir. Hala 80 darbesinin cunta anayasası yürürlüktedir. Elbette yeni bir anayasa ve bilindik anlamda gerçek bir sivil ve demokratik bir anayasa olmalıdır. Yeni anayasanın oluşmasında toplumun bütün kesimleri olmalıdır. Bütün STK’lar, üniversiteler ve bilim çevrelerinin hazırlayacağı bir anayasa ile ülkede ne askeri ne de sivil vesayet kalır. Anayasa referandum ile sadece AKP’nin istediği hale gelir. Keşke seçim barajları olmasaydı ve tüm Türkiye halkları mecliste temsil edilseydi de anayasa değişikliği işi meclisin görevi olsaydı. Ancak şu şartlar altında anayasa değişikliği referandumu tam da AKP’nin istediği gibi olur. Munzur vadisi üzerinde yapılacak olan barajlar yeniden gözden geçirilmeli, ve Munzur Vadisi Milli Parkı barajlarla yok edilmemelidir. Ayrıca baraj karşıtı eylemliliklerde bütün STK’lar birlikte hareket etmelidir.
2- Fethi Kılıç (TMMOB) : Elbette yasalar ve bu yasaları koruyan olacak. Bu yasaların bir denetleyicisi olacak. Ama ne askeri ne de sivil vesayet olacak. AKP iktidarı başlattığı Ergenekon soruşturmaları ile darbe girişimcileri, suçlular yanında muhalefeti de hedef almaktadır. Rektörler, gazeteciler, aydınlar daha hala suçlarının bile ne olduğunu bilmeden hapisteler. AKP iktidarı ise sadece konuşuyor. İcraatta hiç bir şey yok. Gerek Kürt açılımı, Alevi çalıştayı gibi görece demokratik bazı uygulamalardan bahsedilmesine ve tartışılmasına rağmen ortada somut bir adım göremiyorum. Durum böyleyken askeri vesayetten bile daha tehlikeli bir hal alıyor sivil vesayet. Çözüm elbette anayasanın daha değişmesinden geçiyor. Demokrasi için gerekli olan demokratik bir anayasamız olmadığı sürece askeri ve/veya sivil vesayet varlığına devam edecektir.
3- Fatma Çiçek (Anafatma Der.) : Öncelikle düşünülmesi gereken konu sivil vesayetin içindeki halk etkisi ne olacak. Yani askeri vesayetin yerine sivil vesayet olunca ne olacak? Sivil vesayette iktidar diktatör oluyor. Anayasa değişikliği bunun için şart gibi görünüyor ama nasıl bir anayasa olacağı da önemli. Gerçek demokratik bir anayasa mı olacak, yoksa 80 askeri darbesinden sonra yapılan 82 Anayasası’nın tersine orduyu korumak yerine iktidarı koruyacak bir anayasa mı olacak? Munzur Vadisi 1. derece tabii (doğal) sit alanı ilan edilmelidir. Munzur Vadisi’nde yaşayan 150’den fazla endemik bitki türünün ve doğal hayatın korunması buna bağlıdır. Barajlar bu vadileri yok edecek. Elektrik başka şekillerde de üretilebilir. Ama doğayı yeniden üretemezsiniz.
4- Fidan Aydın (Girişimci Kadınlar Der.) : Askeri ya da sivil olması bir şey ifade etmiyor. Bu ülke yıllarca hep darbelerle yaşadı. Şimdi ise AKP sivil darbe yapmaktadır. Ergenekon soruşturmalarında alınanlar içinde bulunan akademisyen yazar ve aydınların suçlarının olmadığına inanıyorum. Munzur Vadisi’nde yapılacak barajlar elbette bu vadinin bütün güzelliklerini yok edecektir. Baraj projelerine son verilmeli, vadi turizme açılmalıdır. Turizmin getirisi bile barajlardan daha fazla olacaktır.
5- Bedri Es (Tunceli Bedensel Engelliler Der.) : AKP Hükümeti iktidarlığını kullanıyor. Hükümet değil diktatörlük yapıyor. Tıpkı askeri vesayette olduğu gibi sivil vesayette de önce muhalefet susturuluyor. Mecliste muhalefet yok, basın da susturulmuş durumda. Herkesin bir şekilde Ergenekon soruşturmalarına dahil olma korkusu var. Aslında tam bir korku havası hakim durumda. Bütün bunların tek çaresi biran önce tam demokratik bir anayasanın oluşmasıdır. Anayasa bütün STK’lar tarafından hazırlanmalıdır. Bedensel engelliler bile düşünülmelidir. Bunun dışında erken seçimde dahil her türlü iş AKP’ye yarayacaktır. Munzur Vadisi’nde yapılacak barajlara karşı herkes ortak hareket edebilmelidir. Ama eylemlilikleri halklaştırmak zorundayız. O partinin, şu partinin yandaşları şeklinde değil tüm halkı katabilmeliyiz. Munzur Vadisi 1. derece doğal sit alanı ilan edilmedir.
Öneriler:
1. Fatma Çiçek: Toplantılarımız hafta içi ve mesai saati sonrasına denk getirilmelidir.
Ortak sonuç:
1. Ak Parti sivil vesayet oluşturmaya çalışıyor
2. Ne Askeri ne de sivil vesayet bunun yerine gerçek ve tam demokrasi.
3. Mevcut anayasa değişmek zorundadır.
4. Yeni anayasa tamamen sivil toplum kuruluşları, bilim çevreleri gibi geniş katılımlı bir kurul tarafından hazırlanmalıdır. Ve tamamen sivil olmalıdır.
5. Munzur vadisinde yapılacak olan barajların ülke ekonomisine katkısı olmayacaktır. Barajların yapım amacı ekonomik değil politiktir.
6. Baraj projelerinden vazgeçilmeli, yerine alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla elektrik üretimine geçilmelidir.
7. Munzur Vadisi 1. derece doğal (tabii) sit alanı ilan edilmelidir.
Değerlendirme:
1. İletişim
a. Sivil toplum ile
23 sivil toplum kuruluşuna telefon ile ulaştık. Sadece 6 kişi katıldı.
b. Milletvekilleri ile
SMS ve faks ile iki milletvekiline de ulaştık, her iki vekilimizde mazeret bildirmeyerek toplantımıza katılmadılar.
2. Medya
Ulusal basın temsilcileri ve yerel basın mensupları davet edildi. 1 muhabir toplantıyı izlemek için salona geldi.
Değerlendirenler: Nazım Arslan Dersim kMM Hamalı