Sultanbeyli Anayasa Toplantısı Tutanağı-1
TARİH: 06 Aralık 2011 Salı
YER: Sultanbeyli Kültür Merkezi
EV SAHİBİ KURUM:Sultanbeyli Belediyesi
KONU: Anayasanın Yapısı Hazırlanma Süreci Ve Oylanma Süreci Nasıl Olmalı
KONUŞMACILAR:Şanar YURDATAPAN –Abdurrahman DİLİPAK
MODERATÖR:Yakup Kadri KARABACAK
KATILIMCI SAYISI: 58
KONUŞMALAR
Necdet DURSUN-Sultanbeyli Belediyesi Başkan Yardımcısı: Hepiniz toplantımıza hoş geldiniz.Belediye başkanımız Ankarada ilçemiz sorunlarını ile ilgili görüşmeler yapacağından kendileri burada yoklar tüm katılımcılara ve konuklara selamlarını ilettiler. Programın moderatörlüğünü yapacak olan Yakup beyi buraya davet edip sözü ona bırakıyorum.
Yakup Kadri Karabacak: Değerli katılımcılar hepiniz hoş geldiniz.Neredeyse kabul edildiği 1982 yılından beri tartışmalı bir anayasamız var. Anayasamızın değişmesi noktasında ciddi toplumsal kabul de söz konusu. Ancak ilk defa anayasanın bir bütün olarak değişmesinin bu kadar ciddi tartışıldığı TBMM’sinde de bunun ön hazırlığı olarak bir uzlaşma komisyonunun kurulduğu günlerin içerisindeyiz.
TkMM'ler Türkiyenin yaklaşık 30 ilinde aylık toplantılar yapıyorlar. Biz bu toplantıları sivil toplum örgütlerinin katılımıyla yapıyoruz. Toplantılara o ilçenin sakinlerinin katılımını ön görüyoruz sanırım burada birer yurttaş olarak bizelerede görev düşüyor. Bu toplantıların ortak paydası her ayın sonunda TBMM ‘sinde düzenlenecek bir basın toplantısıyla kamuoyuna, STK’lara, siyasi partilere ve milletvekillerine iletilmiş olacak.Toplantı tutanaklarımız tüm kamuoyuna açıktır.
Oniki ay olarak öngörülen anayasa toplantılarıyla oniki ayın sonunda ortaya çıkan bu ortak paydalar uzman bir heyet tarafından değerlendirilip en temel ortak payda olarak meclise ve kamuoyuna sunulacak. Bu toplantılar birer panel değildir. Burada sizler konuk değil katılımcısınız. Katılımcıların anayasa hazırlanma sürecinde ne düşündüğü çok önemli bu görüşlerin siyasi karar alma sürecine bir şekilde yansıması hedeflenmektedir.
Abdurrahman Dilipak: Bu anayasa dediğimiz şey gözümüzü korkutmasın. Çerçeveli bir tablo getirdim size. Amerikan anayasası bu. El yazması bugüne kadar sadece 2 maddesi değişmiş, 17 kadar da yeni madde eklenmiş.
Yazmaksa iyi bir hukukçuya ya da edebiyatçıya dünyanın en güzel anayasasını yazdıra bilirsiniz ama onun ruhu olmaz. Anayasanın asıl güzelliği onun arkasında duran bir halkın olması.Bizim derdimizde bu toplum bu anayasaya sahip çıksın. Halk bir anayasa bilincine sahip olsun. Toplumun bir sancıyla bu anayasayı doğurması gerekiyor. Bu anayasada ne yazıyor ve bu anayasa hayatımıza nasıl yansıyacak herkesin beyninde ve yüreğinde ne varsa ortaya koyması gerekiyor. Ne yazık ki toplumun sürece katılımı konusunda ciddi sorunlar var.
Türkiye'de ki siyaset bütüncül değil siyasi partiler benim dediğim olmazsa ben hiçbir şeye evet demem yani şu madde olmazsa yönetimin şekli cumhuriyettir de demem böyle diyorlar. O zaman hiçbir şekilde uzlaşamazsınız. Birilerine olan öfkeniz ve düşmanlığınız sizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmesin. Eğer politikacılar sizden korkmuyorlarsa sizin adınıza sizin haklarınızı korumuyorlar demektir.
Burada benim düşüncem bir çözüm üretelim, çözümün hayata geçmesi önemli değil. Bizim bir iddamız olsun, sözümüz olsun ortada. Zor bir meseleyle karşı karşıya değiliz. Zorluk toplumsal anlamda bu meseleleri ciddiye almamamızla ilgili. Benim kendime göre madde tekliflerim olabilir ama inanın benim madde tekliflerim kadar değer verdiğim milletin hakemliğinde bu meselenin adaletten barıştan hürriyetten yana katılımcı çoğulcu şeffaf bir şekilde nihayete erdirilmesi. Bu anayasa değişmelidir milletin kendi yaptığı anayasanın hayata geçirilmesi zaruridir aceleye getirilmeden çok da geciktirilmeden.
Şanar Yurtapan: Aslında anayasa yazılmış hukuksal bir şey değil, sadece kendi hayatımızı ilgilendiren konular. İnsanların isteklerinin üzerine anayasa yapmak mümkün. Bir ev yapmak istediğimizde evin kaç kat odaların nasıl olacağını mimar karar vermeyecek bizler karar vereceğiz. O halde nasıl bir anayasa yapılması gerektiğine de hukukçular değil bizler karar vermeliyiz. Hep birlikte yaşamanın kuralları burada belirlenecek. Bu anayasa başkalarına zarar vermeden istediğimiz gibi yaşayacağımız bir hayatın çerçevesini çizeceği için önemli ve hepimize ait. Toplumun şekillenmesine göre devlet şekillenecek, devletin şekline göre toplum şekillenmeyecek. Burada referanduma giderken anayasanın içeriği iyi olduğu için evet, içeriği iyi olmadığı için hayır olmalı, benim partim evet dediği için evet hayır dediği için hayır olmamalı.
Hızır Erdal: Değerli arkadaşlarım Sultanbeylimize hoş geldiniz. Burada bir mozaik var biz hepimiz buradayız. Hepimizin birlikteliğini ortaya koyabilecek hiç kimseyi ötekileştirmeyecek bir anayasanın yapılması lazım. Bu anayasaya insanlar baktığı zaman kendisini görmeli. Bu güne kadar ülkemizde sivil bir anayasa yapan olmadı, yapanlar da askerler oldu. Ben burada çok üzüldüm böyle bir toplantı böyle bir organizasyon ancak burası bomboş. Şu kapıdan içeriye giriş çok zor olmalıydı. 1000 kişilik 2000 kişilik salonlarda bu toplantıları yapmamız lazım yoksa anayasa bize yaptırmazlar. Her yerde anayasayı tartışmamız lazım. Katılan herkese teşekkür ederim.
Moderatör: Bu toplantıda katılım hiç birimizin arzu ettiği düzeyde değil.Ama aynı zaman da bu bir yurttaş sorunu.
Orhan Türkkan: Ben şuan ki anayasaları şöyle görüyorum. Ben toplumda cezaların çok caydırıcı boyutta olmadığını düşünüyorum. Askerlik yapanlar bilir askerde her malzemeyi zimmetlerler ama üst yönetimdekiler yani parayı yönetenlerin bu zimmet olayı bana göre yok. Yolsuzluk yapmaktan kaçınmıyorlar. Anayasada toplumun refah ve güvenliği için cezaların artırılması gerektiğini düşünüyorum, cezaların caydırıcı olmasını istiyorum.
Moderatör: Anayasalar cezaları düzenleyen yasalar değildir. Anayasalar toplumsal mutabakat sözleşmeleridir.
Abdurrahman Dilipak: Bugün bu toplantıda anayasa hazırlanmasında yöntem ne olmalı konusunu konuşabilirsek onları raporlamamız mümkün olabilecek. Arkadaşımız haklı fakat sırası bakımından bugünün konusu değil.
Dursun Ali Kaba: Bu çok önemli bir konu fakat biz bunu vatandaşa ulaştıramıyoruz. Bir sorum olacak; meclisteki uzlaşma komisyonundan bir üyenin çekilmesi halinde görüşmelerin sekteye uğrayacakmış, bunun doğru veya yanlış olduğunu tam olarak bilmiyorum aydınlatırsanız sevinirim.
Abdurrahman Dilipak: Bu konuda komisyon bu işin içinden çıkamıyorsa referanduma gidilebilir. Ama bunu siz sahiplenirseniz bunu engelleyenler rahat olmazlar. Anayasa hiç bir partiye bırakılmayacak kadar değerlidir. Burada söylenenlerin hepsini her vatandaşın kabul etmesi gerekmiyor ama ne olduğu hakkında bilgi sahibi olursa vatandaş kendi fikrini de gözden geçirir.
Osman Adanır: Ben Türkiye'de oy verme süreçlerinin de doğru işlemediğine inanıyorum. Ben şimdi anneme desemki bir toplantı var oraya sizi de götüreyim annem derki oğlum sen git dinle akşam geldiğinde ne anladıysan bize anlatırsın. Annemin, iki tane kardeşimin, eşimin ve çocuklarımın oyu benim elimde oluyor. Oy veren insanların büyük bir çoğunluğunun bir mihmandar üzerinden oylarını kullandıklarını düşünüyorum.
Şanar Yurdatapan: Aslında gerçek olan bir şey söylediniz. Türkiye’ye ilk olarak çok partili sistem geldiğinde tartışılmıştı bu konu. Artık bir şeyler değişti aynı oranlarda değiliz artık. Sosyal değişimler bir dakikadan bir dakikaya olmuyor.
Abdurrahman Dilipak: Amerikan anayasasını buraya böyle bir anayasa yapalım diye getirmedim. İngilizlerin hiç anayasası yok. Burada insanlığın tecrübelerinden yararlanarak doğruya ulaşabilirsiniz. Benim en sevdiğim bildiri Virginia insan hakları bildirisidir 14 madde 87 satırdan oluşur elle yazılmış bir makaledir. Son maddesi şöyle; itiraz eden var mı merakediyorum.”Devlete sadakatim Tanrıya sadakatimin teminatıdır.” 1700 ‘ler de yayınlanmıştır. Rusların anayasasını da inceleyelim Çinlilerinkini de ama kendimiz karar verelim kopya çekerek değil. Benim derdim o.
Celil Akçay: 1980 ihtilalini yaşamış bir kardeşinizim. 1986 yılında 163’ten sorgulama ve cezaevi süreci yaşamış biriyim. Ben 7 gün 8 gece sorguda kaldım. Avukat ve babam dahi yanıma gelemediği bir ülkede bu gün ben namussuz sayıldığım ama tutuklananların 3, 4 tane şapkalı general olduğu zaman bu ülkenin en namuslularının tutuklandığı feryadının altında yatan siyasi arenayı herkes görüyor.
Bu anayasa kişilerin kafalarındakini başkasına dayatmadığı, herkesin hür olduğu bir ortamda yapılmalıdır. Asrı sadetten önceki gibi tapacaksın acıkınca yiyeceksin öyle bir anayasa olmasın.
Mesut Boyacı: Türkiyeliyim. Bunu dememin nedeni kimse bölgeseciliğe çekmesin. Türkiye’nin kuzeyi güneyi doğusu batısı bütündür ortak bir noktada hareket etmemiz lazım. Bu işe aslında Türkiye olarak değil de dünya olarak bakmamız gerekiyor. İnsanlığın aslında görevi budur. Bu toplantıda azınlık var ama daha iyi dinleye biliyoruz daha iyi anlaya biliyoruz. Burdan ayrıldığımızda her birimiz 10 kişiye anlattığımızda sanıyorum ki önümüzdeki toplantı 2000 kişi olur.
Abdurrahman Dilipak: Bu ilk toplantılar her yerde aynı oluyor. Burada anayasa hazırlama süreci nasıl olmalı teknik bir konu sizin cevap verme çabanız bile bizim için çok değerli.
Celal Gündoğan: Her meydana bir görevli olsa, bir sandık kurulsa, insanlar istediğini yazsa, hür bir şekilde atsa oraya dilek kutusu gibi… Bir de en ücra köylerde muhtarlık veya öğretmenler aracılığı olabilir her köyden bir fikir çıksa. Onlar da şöyle düşünür “vatandaşın ayağına kadar geldilerse bu önemli bir şey” bunu önemserler. STK’lar artık parti gibi oldu benim derdim senin derdin gibi oldu. Türkiye’nin en ücra köşelerine ulaşıp onların fikirlerini harmanlayabilirsek ortaya bir şey çıkacağı inancındayım.
İsmi alınamayan konuşmacı: Ben farklı söyleyeceğim. Bugünkü Türkiye olarak nedir derdimiz? Tüm aydınlarımız şurasından burasından çekmeye çalışıyorlar anayasamızın. Aydın dediğimiz 100-200 kişi 75 milyon vatandaşımız adına konuşuyorlar. Bu 100-200 kişi 75 milyonu farklı yerleremi sürüklemek istiyorlar.
Abdurrahman Dilipak: Anayasanın hazırlanma yöntemini konuşacağız burada. Bizim derdimiz herkes fikrini söylesin. Aydınlar toplumun haykıran sesidir. Aydınlar toplumu etkileyebilirler de unutulup gidebilirler de… Tarih böyle işliyor beğensek de beğenmesek de.
Moderatör: Birinci bölümde daha çok konusuna vurgu yapıldı. Anayasa hazırlanma süreçlerinde dünyanın çeşitli yerlerinde çizgi filmler, başka kitle iletişim araçları toplumun ilgisini artırmak için toplumun sürece katılımını teşvik etmek için bir devlet politikası olarak yürürlüğe girmişti. İlerleyen toplantılarımızda daha detaylara gireceğiz
Ahmet Çalışkan – Fatih Mah. Muhtarı: Halkımız tamamen siyasi partilere göre hareket ediyor. Halkımızı siyasi partilerin görüşlerinden koparıp kendi görüşünü ortaya koymasını sağlamalıyız. Köylerde muhtarlıklarda sandıklar kurarak halkın görüşlerini almalıyız.
Şanar Yurdatapan: Benim üç tane tahrik sorum olacak; birincisi bir sistem olsa sandıklar kurulsa bir yerlere, buraya fikirler yazılıp atılsa. Bunun sistemi üzerinde düşünsek nasıl sistamatize edilecek, nasıl tasnif edilecek? Çünki herkes farklı konularda farklı fikirler yazıp atılacak. İkincisi; şart mı anayasa yapmak? Sayın Dilipak'ın dediği gibi İngilizlerin anayasası yok. Üçüncüsü; bunu bu meclis mi yapmalıydı yoksa daha geniş kitlelerin temsil edildiği baraj sisteminin olmadığı bir seçimle oluşmuş bir meclis mi yapmalıydı?
Mehmet Aydemir: Öncelikle hepiniz hoş geldiniz. Sizlere bir sorum olacaktı. 1400 senedir bozulmamış olan insanın ihtiyacı ne varsa hepsini içinde barındıran Kuran anayasası varken yapboz tahtasına dönmüş olan anayasalara ne gerek var? Teşekkür ederim.
Abdurrahman Dilipak: Allah ve ona ait olan hiçbir şey, hiçbir şeye benzetilemez ve kıyaslanamaz. Kuranı Kerim'e anayasa demek Kuranı Kerim'i yüceltmez. Bu kardeşimin görüşüne saygı duymakla birlikte bu kardeşim deseydi ki “Hılfıl Fudul bu anayasanın başlangıç maddesi olmalıdır” olabilirdi bana göre. Bu görüş kulağa hoş gelse de aslında bizim ihtiyaçlarımıza cevap veremeyeceğini düşünüyorum. Anayasa kutsal metin olmayacak. İhtiyaç ve zaman değiştikçe hüküm tebdil olunur yani ben onu yine değiştireceğim. Tamam kuran her şeyi çözer ama ben çözemiyorum.
Ben bu arada bir şey daha söylemek istiyorum anayasa kısa mı olsun, uzun mu olsun? Bazı görüşlere göre siyasilere ne kadar imkan özgürlüğünüz o kadar azalır. O zaman kapsamlı bir anayasa özgürlüklerin kısıtlanması manasına gelir. Anayasa toplumu ve haklarını tanımlamalı, iktidarı ve iktidardan kaynaklanacak güçlerin halka karşı muhtemel yanlış tasarrufunu önleyici dil mi kullanmalı. Mesela ben meşruluğun tanımlanmasına karşıyım bana göre her şey meşrudur.