YER :Antakya Ticaret Borsası Toplantı Salonu
TARİH :06.06.2009 Cumartesi 11.00-13.00
KATILANLAR:-KURUMU-KATILIMCI
-Antakya Gazeteciler Cemiyeti-Ahmet Abdullahoğlu-Başkan
-Antakya Kent Akademisi Derneği-AKA-DER-Mustafa Sevinir YK Üyesi
-BARO-Av. Cihat Açıkalın – Genel Sekreter
-Harita Mühendisleri Odası-Kenan Kantarcı- TMMOB İKK sekreteri
-Hatay Öğretim Üyeleri Derneği-Prof.Dr. Nurettin Çolak
-Hatay Genç İşadamları Derneği -HAGİAD-Aykut Özbuğday-Başkan
-MEMUR-SEN-Abdülgani Kavukçu
Mevlut Burgaç
-Milletvekillerini İzleme Komitesi -TÜMİKOM-Mehmet Ali Solak
-Seçilmişleri İzleme Derneği Siz-Der-Mustafa Çolakoğlu
-Tüketiciyi Koruma Derneği TÜKODER-Nihal Mengüllüoğlu-Başkan
-Avsuyu Belediye Başkanı-Mustafa Bulut
-Dursunlu Belediye Başkanı-Selahattin Altunöz
-Ekinci Belediye Başkanı-Seyfettin Yeral
-Ovakent Belediye Başkanı -A.Şükür Mert
-Serinyol Belediye Başkanı-Mehmet Oflazoğlu
-Turunçlu Belediye Başkanı-Ali Zeki Özer
Kişisel Katılım:
-Lümeys Dede -İnsan Hakları Savunucusu-Eğitimci
-Hatice Can -Baro Kadın Komisyonu Başkanı
-Mithat Can-Eğitimci
-Tülay Atay Avşar-MKÜ Öğretim Görevlisi
Milletvekilleri: Milletvekillerinden Katılan olmadı
Medya:
1.) Antakya Gazetesi
2.) Atayurt Gazetesi
3.) Hatay Zafer Gazetesi
4.) Hatay Kent Gazetesi
5.) Hatay Radyo Televizyonu-HRT
MODERATÖR: Şanar YURDATAPAN, Forum OÇG Genel Koordinatörü
KONULAR:
Hatay Forum OÇG’nin Altıncı toplantısının iki gündem konusu vardı. Genel konu; Türkiye’de mayın sorunu ve Hatay’daki mayınlı araziler; Yerel Konu; Hatay’da Turizm Sorunu idi.
DEĞERLENDİRME:
1. İletişim
a. Sivil toplum ve belediye başkanları ile
Haziran ayının toplantı öncesi STK, Meslek Odaları ve Sendika ile kişisel katılımcılardan Haziran ayındaki toplantıda konuşulmasını istedikleri gündemi belirlemelerini istedik.
Türkiye’nin gündemine yerleşen ve ön plana çıkan mayınlı araziler konusunun Hatay ile olan doğrudan bağlantısı ve Hatay’daki mayınlı arazilerin varlığı sebebiyle Türkiye’de mayın sorunu ve Hatay’daki mayınlı araziler konusu ve yine turizm sezonu başlangıcında olunması dolayısıyla bir çok yönden tartışılması gereken Hatay’ın Turizm sorunları yerel konu olarak belirlendi
Gündem belli olduktan sonra da tüm katılımcılara Haziran ayı davetiyesi ve gündem gönderildi.
Tüm katılımcılara gönderilen e-postalar ile birlikte toplantı öncesi yine tüm katılımcılara önce toplantı gündemi ve toplantı yeri ile ilgili olarak cep telefonlarına SMS gönderildi. Toplantı gününden bir gün önce de yine tüm katılımcılara toplantının yarın yapılacağı hatırlatması SMS olarak gönderildi.
Toplantı günü de ayrıca -e-posta gönderilmediği için- belediye başkanlarına yine bir hatırlatma SMS’i belediye başkanlarının cep telefonlarına gönderildi.
b. Milletvekilleri ile
Milletvekillerine Haziran ayı toplantısı ile ilgili gündemi ve daveti içeren faks yazıları iletildi.
Faksın gitmesi ile aynı zamanlı olarak hem milletvekillerinin kendisine hem de danışmanlarına e-posta yolu ile davet yazıları gönderildi.
Toplantıdan iki gün önce de tüm milletvekilleri cep telefonundan arandı.
Bu toplantı öncesinde bir önceki aydan üç milletvekilimiz toplantıya katılma sözü vermişlerdi. Bir önceki toplantının görüşmelerinde Hatay milletvekillerinden Mustafa Öztürk, Abdülaziz Yazar ve İzzettin Yılmaz notlarını aldıklarını ve 6 Haziran 2009 tarihli toplantıya katılacaklarını iletmişlerdi.
Ne yazık ki Hatay Milletvekili Mustafa Öztürk’ün geçirdiği bir kaza sebebiyle gelmeme yönündeki mazeret bildirimi dışında, diğer milletvekillerimiz eski alışkanlıklarını sürdürdüler ve bu toplantıları “başka işleri çıkmazsa” gelme ihtimali düzeninde değerlendirmeye devam ettiler. Milletvekillerine yaz aylarında toplantılara ara vereceğimizi ve Ekim ayı toplantısının tarihini bildirerek şimdiden not etme isteğinde bulundum.
c. Girişim ile
Girişime e-posta ve telefonla gelişmelerin bilgisi verildi.
2. Malzeme
“ ÖNYARGILAR GİREMEZ” afişi hazırlanarak; salon girişine ve salon içine asıldı.
Ayrıca toplantı açılışında toplantının sürecini ve içeriğini anlatan bir sunum gerçekleştirildi.
3. Medya
Yerelde bulunan tüm ulusal ve yerel basın temsilcileri toplantıya e-mail ve faks yolu ile davet edildi.
Toplantı sonrası, toplantıyı izleyen gazeteler toplantı ile ilgili haberlere ayrıntılı yer verdiler.
4. Toplantı yönetimi:
Toplantı açılışı Hatay Forum OÇG girişimcisi Av. Ekrem Dönmez tarafından yapıldı ve bir sunumla Forumların yapısı ve süreci katılımcılara anlatıldı.
Daha sonra toplantı için daha önce davet ettiğimiz Forum OÇG’lerin genel koordinatörü Şanar Yurdatapan toplantının moderatörlüğünü yaptı. Toplantı Şanar Yurdatapan’ın yönetiminde tüm katılımcılara teker söz verildi. Gündem konuları ile ilgili olarak katılımcılar görüşlerini dile getirdiler.
Toplantının iki saatlik sürecinin tamamlanması ile birlikte, Şanar Yurdatapan tarafından, ne olacak bu vekillerin devamsızlığı hali ve toplantıların geleceğine ilişkin 10 dakikalık bir zamanı kullanarak, katılımcılara bu toplantıların geleceğini üstlenme ve katılım konusundaki kararlığın sürmesi yönünde açılımları içeren bir konuşma yaptı.
TOPLANTI GÜNDEMİNDE YER ALAN KONULARLA İLGİLİ GÖRÜŞ BİLDİRENLER:
TÜRKİYE’DE MAYIN SORUNU VE HATAY’DAKİ MAYINLI ARAZİLER
1.) Antakya Gazeteciler Cemiye Başkanı Ahmet Abdullahoğlu; Türkiye’de mayın sorunu ile ilgili olarak Türkiye-Suriye sınırı arasındaki sınırı korumak için mevcut arazilerin mayınla döşendiğini; Suriye’nin kendi tarafını temizlediğini ve vatandaşlarının bu alanı kullandığını; Mayınlı arazilerin temizlenmesi ile ilgili kararın, Türkiye’nin müstemleke altına alınması için alınmış bir karar olduğunu; Hatay olarak etkin bir lobi ve güç birliği yapmamız gerektiğini, zamanında bu güç birliği ile havaalanı yaptığımızı, bu güç birliğini şimdi mayınlı araziler için yapabileceğimizi ve bu konuda hepimizin duyarlı davranmak zorunda olduğumuzu belirtti.
2.) Hatay Öğretim Üyeleri Derneği – Prof.Dr. Nureddin Çolak; Türkiye’de mayın döşenen arazinin boyunun 550 km, eninin 300 mt, toplam arazinin yaklaşık alanının 178.000m² olduğunu, arazinin mayından temizlenmesinin dönüm başına 336 dolar tuttuğunu, kaçakçılığı önlemek amacıyla bu mayınların döşendiğini, Türkiye’nin şimdi bu arazileri temizlemekle yükümlü tutulduğunu, bu araziyi alacak firmanın hem yerüstünü hem de yer altını kullanacağını, arazilerin iştahı kabartmasının sebebinin bu olduğunu, dolayısıyla mayının temizlenmesinin kolay olduğunu bu işi Türkiye’nin kendisinin yapabileceğini, Türk firmalarının ihaleye rahatlıkla katılabileceğini, mayınların temizlenmesinden sonra mülklerin eski sahiplerine verilmesinden yana olduğunu belirtti.
3.) Hatice Can; Ottawa Sözleşmesinden bahsederek Irak, Suriye ve İran sınırındaki mayın sayılarını verdi ve Türkiye’nin 2014 yılına kadar döşenen mayınları sözleşme gereği temizlemekle yükümlü olduğunu, ancak sadece Suriye sınırının temizlenmesinden söz edildiğini, diğer mayın bulunan sınırlardan bahseden olmadığını, Türkiye’de bulunan tüm mayınların temizlenmesi gerektiğini, son olarak Antakya Ticaret ve Sanayi Odasının da mayın temizliğine talip ve öncülük edebileceğini açıkladığını, mayınların temizlenmesinin Türkiye’de geç kalmış bir girişim olduğunu, mayınların sadece kaçakçıların değil mültecilerin de canını aldığını belirtti.
4.) Mustafa Sevinir- Antakya Kent Akademisi Derneği ; Mayın konusunun teknik, mali, insani boyutları bulunduğunu ve uluslar arası bir sorun olduğunu, tartışılan sürecin ne kadar şeffaf olursa o kadar rahat çözüleceğini, böyle olunca kimsenin kafasında soru işareti kalmayacağını, mayınlı arazilerin geniş bir alanı oluşturduğunu, şu an toprakların çok verimli olduğunu ve bir çok kişinin iştahını kabarttığını, bu toprağı alacak olanın maliyetinin hemen telafi edilecek kadar zengin topraklar olduğunu, insani boyut olarak o bölgede yaşayanların mayınlardan nasıl muzdarip olduğunu herkesin görebileceğini, mali yükümlülüğün bir sorun olmadığını düşündüğünü belirtti .
Daha sonra tekrar söz alarak; Hatay’ın tarımla geçinen bir il olduğunu, tarımcılıkta esas olanın verimlilik olduğunu, mayın uzmanı olmasa da organik tarım uzmanı olduğunu, iştah kabartan noktanın bu toprağın verimliliği olduğunu, Konya ve Nevşehir’de kimyasal ilaçlamalardan dolayı toprağın bittiğini, mayınlı arazilerdeki toprağın diğer arazi parçasına göre 4 kat verim alınabilecek arazi parçası olduğunu belirtti.
5.) Harita Mühendisleri Odası- Kenan Kantarcı; İstimlak yöntemi ile mayınlı arazilerin oluşturulduğunu, mayının yeri nasıl tespit edilir, nasıl temizlenir konusunun konuşulmadığını, Genelkurmay Başkanlığının mayınlı araziler konusunda şeffaf davranmadığını, şu an itibariyle Mars gezegeninin kontrol edebilen robot yapıp gönderebiliyorsak, yer altındaki mayının temizlenmesinin sorun olmayacağını düşündüğünü belirtti.
6.) Memur-Sen –Mevlüt Burgaç; Her siyasi partinin kendi ideolojik bakışı ile konuya yaklaştığını, Turgut Özal köprüyü satmaya kalktığında o dönemde Necdet Calp’in sattırmam dediğini, şimdi de aynı mantığın hakim olduğunu, oysa Ottawa anlaşmasına göre mayının 2014 yılına kadar temizlenmesinin gerektiğini, maliyetin 2 milyar dolar olduğunu 980.000 mayın bulunduğunu, mayınların iyiniyetle döşendiğini sanmadığını, bu zamana kadar 14.500 mayının söküldüğünü, Kanunda Milli Savunma Bakanlığının ihale yolu ile mayınların temizleneceğine dair hüküm getirildiğini, bunun mümkün olmaması halinde Maliye Bakanlığının ihale açacağının düzenlendiğini, o da olmadığı takdirde şirketlere azami 49 yıllığına kiraya verileceğinin belirtildiğini, olayın saptırıldığını, buradaki yaklaşımın ideolojik olduğunu, bir tarım geliri elde edileceğini düşünmediğini, bu konunun STK’lar ile konuşulmasının çok güzel olduğunu, yer altı zenginliklerinden bahsedildiğini, petrol olsa bile bunun işletebilmenin izin olmadan mümkün olamayacağından bahsetti.
7.) Mithat Can; Dünyanın paylaşıldığı bir dönemden sonra mayınların döşenmeye başlandığını, bu mayınların kol, bacak kopmasından dolayı gündeme geldiğini düşünmediğini, mayın temizliği konusunun başka ihtiyaçlarla gündeme geldiğini düşündüğünü, vaat edilen topraklar düşünüldüğünde bu mayınlı arazilerin o projenin bir parçasının ürünümüydü diye sorduğunu, bu topraklar temizlenme ve ihale sürecinin şeffaf olması gerektiğini, mayınları bizim de temizleme hak ve gücümüzün olabilmesi gerektiğini belirtti.
8.) Turunçlu Belediye Başkanı Ali Zeki ÖZER; Mayınların kim tarafından nasıl temizleneceğinden ziyade, bu arazinin kimler tarafından kullanılacağının çok önemli olduğunu belirtti. Mayın temizlendikten sonra mayınların bulunduğu bu koridorun yabancılar tarafından kullanılmasına izin vermememiz gerektiğini belirtti.
9.) Dursunlu Belediye Başkanı Selahattin ALTINÖZ; Geçmişte başbakanlardan birinin Kardak kayalıklarında çıkan kriz sebebiyle bir çakıl verecek toprağımız yok derken, gelen başbakanın ise ülke topraklarını 49 yıllığına kiraya verilmesinden bahsetti ve çelişkiye dikkat çekti. Mayınların temizlenmesi gerektiğini, canların yitmemesi için mayınların hiç olmaması gerektiğini, mayınlı arazilerden elde edilecek toprağın da başka bir ülkeye kesinlikle kullandırılmaması gerektiğinden söz etti.
HATAY’DA TURİZM SORUNU KONUSU
1.) Memur-Sen Mevlüt Burgaç; Yayla, deniz, termal ve inanç turizmi olarak ayırdığını, Meyden-Konacık-Arsus arası sahil şeridinin 1. derecede turistik bölge olarak ilan edildiğini, buradaki bakir toprakların bilinmediğini, Kale-Arsuz arasındaki 17 km’lik kısmın asfaltlandığını, Çevlik_Kale arasındaki bölge asfaltlandığı takdirde bu bölgenin canlanacağını, bu bölgenin 1. bölge turizm alanı olarak ilanının yatırıma açık olduğunu, ancak temizliğe dikkat edilmediğini, başka yerlerin kendilerini tanıtmış olduklarını, bizim ise tanıtım sorunumuzun bulunduğunu, yaylaların değerlendirilebileceğini, inanç turizmi bakımından Hatay’ın bir sorunu olmadığını, ören yerleri değerlendirilirse Hatay’ın turizm sorununu çözeceğine inandığını belirtti.
2.) Dursunlu Belediye Başkanı Selahattin ALTINÖZ; hatay’ın turizm potansiyeli açısından önemli bir yer olduğunu ve hak ettiği ilgiyi görmediğini, havaalanı açıldıktan sonra ilginin arttığını, Sen Piyer Kilisesinin dünyaca önemli bir yer olmasına karşın, ancak bir sene önce Sen Piyer Kilisesi ile kendi beldeleri arasında 6-7 km lik mesafe olmasına karşın kilise ile beldenin dağında çıkan bir tünelin varlığını keşfettiklerini, hazine arayanların yağmasına uğradığını, bu tünelin bir iddiaya göre Suriye sınırına kadar devam ettiğini, dünyada eşi olmayan kaya mezarlarının bulunduğunu, beldede tescilli bir çınar ağacının bulunduğunu, 2 yıl önce TEMA’nın ağaca ilgi gösterdiğini, Hayrettin Karaca’nın Türkiye’de bu yaşta 1-2 çınar ağacının bulunduğunu söylediğini, ancak bazı hususların maddi ve uzmanlık olarak kendilerini aştığını, tarihi Roma hamamı kalıntılarının bulunduğunu, Antakya’ya su taşıyan eski bendin beldelerinden geçtiğini, eski eserlerin çok olmasına karşın turizm alanında bu potansiyeli kullanamadığımızı, Turizm Bakanlığı tarafından destek verilirse bizim burayı turizme kazandırma imkanı bulabileceğimizden söz etti.
3.) Harita Mühendisleri Odası- Kenan Kantarcı; turizme teknik açıdan bakmak istediğini belirterek, Anıtlar Kurulu tarafından Antakya’nın önünün tıkanmış durumda olduğunu. Kurul izni olmadan çivi dahi çakılamadığını, kentsel turizmi ilerletme imkânının kalmadığını, yönetmeliklerin gözden geçirilmesi ve kurulun işlerliğinin hızlandırılması gerektiğini, Antakya’nın her yerinde tarih kaynadığını, temel sorun çözülmeden turizm sorununu çözemeyeceğimizi, bu sorunların çözülmediği yere kimsenin yatırım yapmaya gelmeyeceğini belirtti.
4.) Lümeys Dede; Eski Antakya evlerinden bahsederek, tarihin çöktüğünü ve bizim bu süreci izlediğimizi anlattı. Asi nehrinin aktığı yerde yaşadığını, Asi nehri ıslah edilmeden turizm sıkıntısını çözemeyeceğimizi, her belediye başkanının kendi döneminde Asi nehrini ıslah edeceğinden bahsetmesine karşın, öylece bırakıldığını, en önemli konunun Asi Nehrinin asi gibi akması olduğunu belirtti.
5.) Hatay Genç İşadamları Derneği-HAGİAD Başkanı- Aykut Özbuğday; Marka kent Hatay- Markalaşma projesini yürüttüklerini, gözden kaçan asıl noktanın marka kent Antakya olgusunun olduğunu, Antakya denince İskenderun’un alınganlık yaratabildiğini, ancak Antakya’nın markalaşmasından herkesin fayda sağlayacağını, marka kent Antakya’yı esas almamız gerektiğini belirtti. İkinci olarak markalaşma açısından yapılması gerekenin de, her kentin kendine özgü simgelerinin ön plana çıkarıldığını, Antakya için böyle bir simgenin ne olacağına henüz karar verilemediğini, Antakya’ya turistik olarak gelenlerin hatıra alırken buradan ne götüreceklerine henüz karar vermiş olmadığımızı, Hatıra olarak değerlerimizi ve simgelerimizi ön plana çıkarmak zorunda olduğumuzu, bu simgelerin Habibi Neccar, Sen Piyer, Eski Meclis binası olabileceğini, bir kurumun bu simge ve markalaşmayı üstlenmesi gerektiğini ve simgesel değerleri ön plana çıkarmamız gerektiğini belirtti.
Değerlendirenler:
Hatay Forum OÇG’nin Haziran ayı toplantısı ile Hatay’da altıncı toplantı yapılmış oldu. Milletvekillerini devamsızlıklarının bir alışkanlık halini aldığı ve altıncı toplantı yapılmasına karşın, milletvekillerinin alışkanlıklarını değiştirmedikleri, bunun için de alternatif çalışmalara yönelinmesi gerektiği çok açık. Yerel katılım olarak hem Meslek Odaları, Hem Sendikalar ve STK ile Belediye Başkanları düzeyindeki katılımların umut verici düzeyde olmasına karşın istenen düzene oturmadığı da bir gerçek. Kısaca milletvekillerinden öteye yerel katılım boyutu düzene bindiğinde, milletvekillerinin dolu dolu geçen FORUM toplantısına kayıtsız kalamayacağı da çok açık. Bu sebeple yerel katılımın daha da güçlendirilmesi ve düzene girmesi için herkesin sorumluluk yüklenmesi ve toplantılara olan ilgisini yitirmemesi, basının da bu işin ucundan ciddi bir tutan olmaya devam ederek vekiller üzerinde sivil denetimi sağlamaya devam etmesi gerektiği yönündeki düşünce varlığını korumaya devam ediyor.
Av. Ekrem Dönmez
Hatay FORUM OÇG girişimcisi