YER: MÜSİAD Toplantı Salonu
TARİH: 06.05. 2017
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / İlim ve Hayra Hizmet Vakfı ( Zülfü Biçerer – Genel Başkan )
2 / Akıncılar Derneği ( Mehmet Ertuğrul – 2. Başkan )
3 / İpekyolu Derneği ( Abdulkerim Avanoz – Başkan )
4 / Karayolları Trafik Güvenliği Derneği ( Hakkı Tüver – Yön. Kur. Üyesi )
5 / Bingöllüler Derneği ( Suphi Döner – Başkan )
6 / Böbrek Hastaları Derneği ( Filiz Özel – Başkan )
7 / Elazığ STK Platformu ( Resul Şahin – Danışma Kurulu Üyesi )
MESLEK ODALARI
******************
SENDİKALAR
******************
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Sezai Somunkıran
GÖZLEMCİLER
1 / Siracettin Sarı ( Hak-Par İl Başkanı )
BELEDİYE BAŞKANLARI
Katılım olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Mesaj yollayan olmadı.
DİĞER KATILIMCILAR
Başka katılımcı olmadı.
MEDYA
3 TV kanalı katıldı ( Kanal Fırat – Kanal 23 – Kanal E )
MODERATÖR
Resul Şahin – Elazığ STK Platformu Danışma Kurulu Üyesi
KONULAR
GENEL KONU: Referandumdan Sonra Türkiye
KONUŞULANLAR
1 / Resul Şahin: Bu referandumla yönetimde bir değişiklik olmaktadır. Tanzimat’tan beri ülkemizdeki değişiklikler ya bir darbeyle olmuştur ya da tepeden yapılmıştır. Yani halka sorulmadan yapılmış yönetim değişiklikleridir. İlk defa bu referandumda millet kendi hür iradesiyle sandıklara gitti ve bir yönetim değişikliğine karar veri. Buradaki bir önemli husus da bu referandumun baskı altında yapılmamış olmasıdır. Bunu evet ile hayır arasındaki az bir faktan anlamam mümkündür. Milletin bu kararından sonra baktık ki; piyasalar çok olumlu tepkiler verdi, Türkiye’ nin dışarıdaki itibarı arttı. Örneğin AB önceleri tehditler savururken sonrasında sonuca razı oldu ve yumuşamaya başladı. Tabi burada bizim de yumuşamamız gerekir. Nihayetinde bu bölgede yaşıyoruz ve bu ülkelerle uyum içerisinde işlerimizi yürütmemiz gerekir. Tabi burada muhalefetin de sonuca razı olup uyum yasalarının çok hızlı bir şekilde çıkması için çaba göstermesi gerekmektedir.
2 / Mehmet Ertuğrul: Her ne kadar evet oyları ile hayır oyları birbirine yakın olsa da seçim sonucunda iktidarın desteklediği evet oyları fazla geldi. Referandum sonrasında iktidarın güç kaybı gibi görülse de bu tip durumların genelde olumlu sonuçları görülmektedir. İnşallah bu sonuçları iktidarımız iyi bir şekilde analiz edecek ve sebeplerini araştıracaktır. Bizler bu süreçte eğer varsa hükümet içerisindeki sorunların temizleneceğine inanıyoruz. Referandum sonrası daha güçlü olacağını umut ettiğimiz Türkiye’mizde tüm toplumu kucaklayıcı ve ayrıştırmayan bir yönetim anlayışının devam edeceğine inanıyoruz. Türkiye yönünü ABD, Rusya ve Çin gibi emperyalistlerden çok İslam ülkelerine çevirmeli, Türki Cumhuriyetler ile işbirliği yaparak güçlü bir dünya devleti olmak için çabalamalıdır. Özellikle AB Bakanlığı kapatılarak ilişkilere son verilmeli D 8 ve D 60 İslam Birliği projeleri desteklenmelidir. En önemli sorunların başında gelen ekonominin gidişatı iyi bir şekilde ele alınmalı ve faiz yükünden ülkemiz kurtarılarak denk bütçe ve havuz sistemlerine geçilmelidir.
Toplumun dinamiği olan imanlı ve inançlı evlatlar yetiştirmek için her türlü adım atılmalı ve kimin üzerine ne düşüyorsa yerine getirilmelidir.
Referandum sonrası Türkiye için en önemli adımlardan biri de FETÖ ve PKK gibi terör örgütleri ile sonuna kadar mücadele edilmesidir. Özellikle FETÖ operasyonlarında ağır yaptırımlar uygulanmalı, zengin ve itibarlı kişiler kaydırılıp tahliye edilmemelidirler. Eğer işin siyasi ayağı varsa temizliğe buradan devam edilmelidir.
3 / Hakkı Tüver: Cumhurbaşkanlığı sistemi güçlü ve bağımsız Türkiye’ nin istikrarı ve bekası açısından önemlidir. Yeni sistemin Türkiye’ nin gelişmesine ve kalkınmasına ve cumhurbaşkanının elini güçlendireceğine inanıyoruz. Bu sayede yürütmenin önü açılacak gereksiz prosedürler kaldırılmış olacaktır. Tüm bunlar güçlü, güvenilir ve istikrarlı bir Türkiye anlamına gelecektir.
Doğu ve Güneydoğu’ da kamu düzeninin sağlanmasıyla bölge halkına ciddi bir rahatlama gelmiştir. Yönetimde istikrar sağlanmış ve iki başlılığın yarattığı sıkıntılar giderilmiştir. Terör olayları ve darbe girişiminin ekonomideki olumsuz etkileri alınan tedbirlerle asgariye indirilmiştir.
4 /: Abdulkerim Avanoz: Referandum sonrasında çift başlılık bitmiş, cumhurbaşkanı ve başbakanın yetkileri birleştirilmiş ve cumhurbaşkanı yürütmenin başı olmuştur. Eskiden çift başlılık sonucu yaşanan gerilimler ve krizler bitmiştir. İstikrarlı, hızlı karar alan ve icraat yapan bir yönetim sistemi gelmiştir. Cumhurbaşkanının tüm iş ve işlemleri yargı denetimine tabi olmuş cumhurbaşkanı ve bakanlara cezai sorumluluk getirilmiştir. Milletin iradesi doğrudan hükümete yansıyacak, 5 yıllığına kurulacak olan hükümete millet güvenoyu vermiş olacak. Cumhurbaşkanının meclise kanun sunma yetkisi bütçe kanunu ile sınırlandırılmış, kanun yapma yetkisi meclise verilmiştir. Cumhurbaşkanı kanunların uygulanması amacıyla yönetmelik çıkarabiliyor ve KHK’ lar yargı denetimine tabii oluyor. Cumhurbaşkanına verilen yetkilerle siyasi ve bürokratik hantallık ortadan kaldırılmış oluyor.
Tüm bu ve benzeri yenilikler iktidar partisinin icraat yapmada elini güçlendirir ve zaman israfını ortadan kaldırır diye düşünüyorum.
5 /: Zülfü Biçerer: Yapılan referandumdan çıkan sonuçları kimileri kabullenecek kimileri de kabullenmeyecektir. Bu gayet doğal bir gelişmedir. Ancak yapılan bu seçim Türkiye’ nin ihtiyaçları doğrultusunda yapılan bir seçimdi. 95 yıllık cumhuriyet tarihinde Türkiye’ nin içerideki ve dışarıdaki gelişmelere ayak uydurmak için böyle bir seçime gitmesi kaçınılmaz olmuştu. İhtiyaca binaen mevcut hükümet bunu dile getirdi ve yol haritasını çizerek meclise taşıdı. Neticede seçim yapıldı ve sonucuna herkes razı oldu. Seçimler yapılmadan evvel hayır cephesine özellikle Avrupa’ dan çok ciddi bir destek geldi. Sonuç olarak da bıçak sırtı gibi bir netice ile karşı karşıya kaldık. Tabi muhalefet bu yenilgiyi kabullenmemeye başladı. Ancak seçim sonucunda ekonomide bir canlanma oldu ve dışarıdan yatırımlar gelmeye başladı. Millet önünü gördü ve ilerisi için umut vaat etmeye başladı. Örneğin turizm canlandı ve Rusya’ dan ciddi anlamda bir turizm girdisi yaşandı. Bunun yanı sıra hükümetin de eli güçlendi ve dünya devletleri ile masaya daha güçlü bir şekilde oturur oldu. Bunun sonucu olarak ileriki süreçte bizleri daha da umutlu bir hele getirdi diyebiliriz.
6 / Suphi Döner: Yaşanan bu referandum sürecinde insanlara haklarını teslim etmek gerekir. Örneğin cumhurbaşkanımız seçim sonucunda yaptığı açıklamada Güneydoğu’ da bir kesime özel teşekkürde bulundu. Dolayısıyla bu insanların çabalarını da hesaba katarak analizde bulunmak daha doğru olur. Yoksa yaşanan seçimi bir partinin seçimiymiş gibi yansıtmak pek doğru olmaz. Sonuçta bir blok çalışmasıydı ve insanlar tercihlerini sorgulayarak yapmışlarsa Türkiye açısından ve gelecek açısından daha faydalıdır. 2002’ den beri güçlü bir şekilde ülkeyi yönetmekte olan Ak parti hükümetinin gücü özellikle 7 Haziran’dan itibaren sorgulanmaya başladı. Yaşadığımız referandum süreci geçmişte yaşanan olumsuzlukların son noktasının konulacağı bir süreçti. ‘‘Evet’’ çıkmasıyla da güçlü tarafın kim olduğu tescillenmiş oldu. Önümüzdeki süreçte Türkiye’ nin önünde çok ciddi sıkıntılar bulunmaktadır. Özellikle de son birkaç yıldır ekonomi alanında Türkiye’ nin durumu pek parlak değil, uluslar arası ilişkiler açısından da hakeza. Halk burada üzerine düşeni yaptı ama hükümete de ince bir mesaj verdi diyebiliriz. Bunun da hükümetin şapkayı önüne koyup düşünmesini gerektiriyor. İç siyaset, dış siyaset ve 15 Temmuz’ un yansımalarını analiz etmesi gerekmektedir. Ayrıca bu süreçte Türkiye’ nin iyi bir tanıtım sürecine ihtiyacı vardır. Tekrar güven kazanma ve tesis etme sürecinin ele alınması gerekmektedir. Bu konuda tüm kesimler üzerlerine düşeni icra etmelidirler.
Aslında yapılan dış ziyaretler Türkiye alternatif bloklar oluşturma çabasıdır. Bununla yönünün sadece batıya dönük olmadığı mesajı da verilmektedir. Yani bir anlamda batıyla restleşmedir diyebiliriz. Batının diplomatik kuşatmalarına karşın Türkiye kendi özüne dönmelidir. Mesela yapılan referandumda Kürtlerin cumhurbaşkanını bağırlarına basmaları karşılıksız bırakılmamalı ve çözüm sürecinin rafa kaldırılması söz konusu olmamalıdır. Bir devletin sürekli çözümler üretip halkı rahatlatmak gibi bir zorunluluğu vardır.
7 / Filiz Özel: Ben kamuoyunda gözlemlediğim kadarıyla Türkiye’ de bir düzelme görmekteyim. Ekonomik anlamda bir istikrar söz konusu olup, dış ülkelerle olan ilişkiler de yumuşamış görünmektedir. 16 Nisan’ da yapılan referandumdan ‘‘Evet’’ çıkması Türkiye’ ye getirilerinin olduğunu düşünüyorum.
8 / Siracettin sarı: Biz daha önceki toplantılarda da bu referandumun hatalarını, eksiklerini ve yanlışlarını dile getirmiştik. Bu nedenlerle de hayır oyu vereceğimizi belirtmiştik. Pek bir kampanya yürütemedik ama görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşma fırsatımız oldu.
Eğer bir ülkede bir değişiklik yapılacaksa o toplumun büyük çoğunluğunun konsensüsü ile yapılması gerekir. Biz en büyük eksikliği burada görüyoruz. Bu referandum toplumu neredeyse yarı yarıya ikiye böldü. Bir karşıtlık ve taraf üzerinde yürütüldü. Dolayısıyla çok eşit olmayan koşullarda yürütüldü. Taraflardan biri devletin tüm imkânlarını kullanarak propagandasını yaparken, diğer tarafı da şu veya bu şekilde töhmet altında bırakıldı. Biz bu yaklaşımı doğru bulmuyor ve onaylamıyoruz. Referandumdan evet çıkmış olabilir ancak toplumun çoğunluğunun bu işi onaylamadığını söyleyebiliriz. Bu tartışma bundan sonra da devam edip gidecektir. Çünkü Türkiye’ nin kangrenleşmiş temel sorunları olduğu gibi durmaktadır. Bu referandum sonucuyla bu sorunlara köklü çözümler bulunmazsa durumun olumlu yönde seyredeceğini söylemek mümkün değildir.
Örneğin bir Kürt sorunu var ve bu sorun kendiliğinden buharlaşıp yok olmadı. Olduğu yerde durmaktadır. Tabi Kürtlerin büyük çoğunluğunun referandumda evet demesinin sonucu olarak onlara sadece teşekkür etmek yetmiyor. Kürtler şunu söylediler; sizin tüm olumsuz tavırlarınıza rağmen size bir opsiyon veriyoruz, sizlerin bizi anlaması gerekir ve bu doğrultuda da hareket etmeniz gerekmektedir. Yoksa Kürtlerin hükümeti çok beğendiğinden ve ondan yana tavır takındığından bahsetmemiz mümkün değildir. Hükümetin Kürt Sorunu’ nu iyi anlaması gerekir ve Kürtleri PKK’ ye havale etmemesi ve özdeşleştirmemesi gerekir. Kürtlerin kendine has hakları vardır, bunların göz önünde bulundurulması ve çözümü yönünde adım atılması gerekir diye düşünüyorum.
9 / Resul Şahin: Milletlerin tarihleri incelendiğinde hemen her yeniliğe karşı çıktıkları görülmektedir. Çünkü insanlar mevcuda alışmış ve yeni gelen bundan daha kötü olabilir diye düşünmektedirler. Mesela peygamber efendimiz yeni bir dinle geldiğinde hepsiniz cevabı şuydu: Biz atalarımızdan böyle gördük. Yani deyim yerindeyse statükodan vazgeçmek biraz zordur. Keşke iktidar, nasıl ki bu konuda bir hazırlık yapıp milletin önüne koyduysa meclisteki muhalefet de alternatif bir teklif hazırlayabilseydi. Bugün mevcudun iyi olduğunu söyleyen yok, gelecek olana da karşılar ama alternatif teklifleri de yok. Yani hayır derken, ister istemez darbe anayasasını kabul eder ve savunur bir hale geldiler. İnşallah muhalefet uyum yasalarında destek verir ve çok güzel yasalar meclisten geçirilir.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
100’ den fazla sivil toplum örgütüne SMS atılarak haber verildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Milletvekillerine SMS atılarak toplantı hatırlatıldı.
MEDYA İLE
İldeki neredeyse tüm yazılı ve görsel basın davet edildi, 3 TV kanalı ( Kanal Fırat, Kanal 23, Kanal E ) katıldı.
KATILIMCILARLA
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Ercan Sözüer / Elazığ kMM Girişimcisi