YER: Malatya Belediyesi Fırat Toplantı Salonu
TARİH: 06 Nisan 2013
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Mazlum Der (Nihal İlimen)
2 / Zeynel Abidin Kültür Vakfı (Erdoğan Ünverdi-Başkan)
3 / Barış Meclisi (Hasan Doğan)
4 / İnsan Hakları Derneği (Servet Akbudak- Başkan)
5 / Ekolojik Der (Hasan Buran-Başkan)
6 / Işık Kadınlar Derneği (Canan Candan-Yönetim Kurulu Üyesi)
7 / Bilsam (Belkıs Polat)
8 / Uluslar arası Af Örgütü (Ferman Salmış
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Ramazan Kuzu
2 / Mustafa Baştürk
3 / Hamza Doğuç
4 / Öztekin Altıner
5 / Enver Kiraz (CHP İl Başkanı)
6 / Hasan Kara (Milletvekili Danışmanı)
7 / İbrahim Göçmen (Gazeteci)
8/ Züleyha Çelebi Altıner
9 / Hatime Özhan
10 / Zehra Şenadlı
11/ Ahmet Tunç
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ Katılan Olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI Katılan olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Ömer Faruk Öz- Ak Parti Milletvekili
MEDYA
1 / Güneş Tv
2 / Ufuk Tv
MODERATÖR Doç.Dr. Abdulkadir Baharçiçek- İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi
KONULAR
GENEL KONU: Türkiye’de Yoksulluk.
KONUŞULANLAR
1 / Ahmet Tunç Yoksulluk haritası üzerinden Türkiye’de neler yapılabilir, buna vurgu yapacağım. Türkiye İstatistik Kurumunun illere ilişkin verileri yok. Türkiye’deki yeşil kart oranıyla Türkiye nüfusuna oranladığımız zaman bir yoksulluk haritası çıkardım ve bunu alıp Devlet Planlama Teşkilatının il gelişmişlik sıralamasıyla birleştirince benzer rakamların çıktığını gördüm. İl gelişmişliğini sadece yoksulluk ve gelir adaletsizliği üzerinden değil, illerin rekabetiyle ilgili verileri de alıyor. Mutlak yoksulluk; uluslar arası sermayenin yoksulları işaretleyip ona göre hizmet götürmesidir. Bunu da dolar üzerinden yapıyor. Göreli yoksulluk da, tanımı çok yapılmayan herkesin kendine göre yorumlayabileceği bir kavram. Türkiye’de yoksulluğun net kriterlerle belirlenemediğini veriler de söylüyor. Tuik’in verilerine göre 2000 ‘li yılların başında ekonomik krizin de etkisiyle açlık sınırı %30 civarında. Bu da Türkiye’nin üçte birine denk geliyor. Açlık sınırı şu an %1-2 ler civarında. Açlık sadece yeme içme değil, sağlık ve barınmayı da içerisinde düşünmek gerek. Yoksulluğa ilişkin veriler yok çünkü %45 kayıt dışılık var. Yoksulluk il sıralamasında %52 ile Ağrı birinci sırada. İlk yirmi sıraya baktığımız zaman Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu illerini görüyoruz. Ankara’nın batısıyla, biraz Ege çevresi ve İstanbul bu yoksulluğun dışında görünüyor. İl gelişmişlik sıralamasına baktığımızda ilk yirmi il de DPT verilerine göre de bu sıralama birbiriyle örtüşüyor. Ygs sonuçlarını aldığımızda da aynı illerde benzer oranlar görüyoruz. Türkiye’nin iki tarafı arasındaki farkı gidermek için iktisadi olarak yapılacak proje de barış sürecinin başarıya ulaşmasında etkili olacaktır. Hükümetin teşvik verdiği iller sıralaması da yoksullukta ilk sıradaki illeri kapsamaktadır. Malatya yoksulluk sıralamasında Türkiye’de 24. Sırada, il gelişmişlikte 42. Sırada. İnsanın ilk tarihinden beri yoksulluğun izlerini görebiliyoruz ve yoksulluk insanlığın en acı kaderidir. Bitirilmesi için de çok ciddi gayretler yok. 2006 dan beri mutlak yoksullukla ilgili veri yok. Çünkü yoksulluk daha çok yayılıyor ve daha çok kalıcı hale geliyor. Çünkü insanların kurtulamadığı ve kurtuluş için de çok şey yapmadığı bir alan.
2 / Servet Akbudak Yoksulluk insanın temel ihtiyaçlarının karşılanmaması durumudur. Bunun çevresel, ekonomik ve toplumsal nedenleri var. Çevresel nedenler; doğal afetler, kuraklık, tarımdaki üretimsizlik. Ekonomik nedenler; işsizlik, uygulanan politikalar ve üretimsizlik. Toplumsal nedenler nüfus artışıyla ilgili, sabit bir geliriniz var, nüfusunuz artıyor ve paylaşmada yetersiz kalıyorsunuz. Bir de siyasal nedenler var. Uygulanan siyasal ve ekonomik politikalar nedeniyle yaşanan yıkıcı sonuçlar var. Gelir adaletini bozan uygulamalar var. Cumhuriyet tarihinde bir milyar dolar üzerinde geliri olan patron sayısı sekiz iken, 2003’te otuz sekize yükselmiş yani zenginleşmişiz. Oysa bu adil olmayan bir zenginlik. Türkiye’nin gayrı safi milli hasılasının %30’unu üç yüz aile paylaşıyor. Kayıt dışı istihdam var. İşletmelerde çalışan insanlar, sosyal güvenceden yoksun ve örgütlü değiller.Bir de çalışma koşullarının geldiği nokta yoksulluğu daha da derinleştiriyor. Türk-İş’in en son yayınladığı verilere göre dört kişilik aile için açlık sınırı 1014 lira. Yoksulluk sınırı da 3010 lira. Yoksulluğun sebebi neyse oradan bakmak lazım. Tek sorun politik ve ideolojiktir, bunu adil bir duruma getirirsek yoksullukla mücadele edebiliriz. Barışla çok önemli ilişkisi var. Savaşa harcanan 300 milyar dolar var.
3 / Hasan Buran Yoksulluk, bireylerin veya toplumların tüketim mallarına ne kadar ulaşılabiliyor olmalarıyla ilgilidir. İnsanın alım gücü düştükçe yoksullaşıyor. Türkiye’de % 10’luk bir kesim, %45-%50’lik bir dilime sahipken, %20’lik kesim % 5’lik bir gelire sahip. Yoksulluğu tarif ederken kapitalizme vurgu yapmadan bunu çözmek mümkün değil. On yıl önce Malatya’da bir tarım köylüsü her yıl bir ev alabilirken artık aldığı evi satmak zorunda kalıyor. Çin modeli dedikleri modeli buraya getirmeye çalışıyorlar. Emek güçlerini sattıkları halde geçinemeyenlerin durumu gittikçe derinleşecektir. Büyükşehirler gidenler varoşlarda daha perişan şekilde çalışmak zorunda kalıyorlar.
4 / Ferman Salmış Geri kalmışlıkla ilgili cumhuriyet analizleri doksan yılda bölgeye yapılan yatırım istatistiklere vurulduğunda çok ciddi bir ayrımcılık yapıldığını gösteriyor. Türkiye’de Kürtlere, Alevilere, gayri Müslimlere yapılan ayrımcılık kimlik düzeyinde, ekonomik, politik ve sosyal olarak yansımıştır. Çözüm süreci dediğimiz şey de sadece diyalogun değil, barışın ekonomik ayağının da oluşturulması gerekiyor.
5 / Züleyha Çelebi Altıner Devletin ve sosyal kurumların insanların aylık geçimleri için bağlanmış olan bir maaşı var mı? Önemli şey insanların normal hayatı yaşamaları için devletin bu konuyla alakalı kurumlarının olması gerekir.
6 / Hamza Doğuç Sosyal yardımlaşma vakfı tarafından daha önce yılda iki kez yapılan yardımlar dörde çıkarıldı. Sosyal yardımlaşma vakfının yaptığı yardımların adil olduğunu düşünmüyorum. Ailelere daha çok nakdi yardımlar yapılıyor.
7 / İbrahim Göçmen Türkiye’de her siyasi parti kim iktidarda ise yardımları hep kendi siyasi gelecekleri ile ilgili olarak kullanmışlar. Akp iktidarının da 2003 yılından itibaren çok büyük yoğunlukla kullandığını görüyoruz. Yoksulluk Türkiye’nin kaderi gibi. Yoksullukla mücadele eden hiçbir iktidarı göremedik. Ülkede gelir dağılımı adaletsizliği var. Örneğin milli takım antrenörünün maaşı yüz elli milyar, cumhurbaşkanının maaşı otuz yedi milyar, milletvekilinin maaşı on yedi milyar, bir asgari ücret yedi yüz lira. Bu sistem sistematik bir şekilde bugüne getirmiş. Yolsuzlukların olduğu bir ülkede, otuz yıllık bir savaş yaşandı. Kürt vatandaşların yaşandığı bölgede ötekileştirilme her zaman yapılmış.
8 / Hasan Doğan üzerinde olduğumuz coğrafyanın farkında mıyız? Tarihi ve coğrafi olarak üzerinde yaşadığımız coğrafya çok zengin bir tabiat. Dört mevsimin bir arada olduğu dünyanın en çok üretim maddeleri, yer altı zenginlikleri burada. Tarihine baktığımızda da önemli dönemlerde büyük medeniyetler olmuş. Ne yazık ki bu coğrafyada henüz hukuk eksik. Yoksulluğun esas çaresi üretimdir. Üretimin olabilmesi için eğitim olması gerekiyor. Bu ülke kurulduğundan beri eğitime mesafeli durulmuş. Çünkü bir alfabe değişikliği olmuş, yeni bir kültür, yeni bir eğitim, yeni bir okuma yazma geliştirilmiş ve doksan yılda bu oturtulamamış. Yoksulluğun sebeplerinden biri de savaşlardır. Savaşa harcanan para yoksullaşmamıza sebep oldu. Üretim fazlasının hukuku olmadığı için adil dağıtılamıyor.
9 / Erdoğan Ünverdi Önemli olan; insanların insanca bir gelirle yaşayabilmeleri. Ülkedeki refahtan pay alabilmek önemli. Barış dediğimizde iktidar cem evleri ibadethane değildir diyor. Ben bu barışın içinde olmasam ne diye bu barışı destekleyeyim? Her şeyde adalet gerekir.
10 / Enver Kiraz Akp döneminde açlık sınırındaki insanlar sosyal yardımlarla belli bir yere gelmişler. Yoksulluğun açıklanan resmi rakamlarla aynı olmadığını köylere, beldelere, ilçelere gittiğimizde çok net olarak görüyoruz. Yoksulluk insanların üzerine sinmiş gibi. Siyasal iktidar bir taraftan insanları yoksullaştırıyor ve ona muhtaç hale getiriyor. Daha sonra da onlara sosyal yardımlar sunarak kontrol altında tutmaya çalışıyor. Böyle bir anlayışa karşılık en samimi ve dürüst politikayı Chp geliştirdi. Seçim bildirgemizde vardı; eğer iktidar olsaydık aile sigortası diye bir şey sunduk. İnsanların onurunu kırmadan, devletin vereceği bir kartla aylık temel ihtiyaçları hesaplanarak aile reisi olan kadının hesabına para yatırılacaktı. Açlığın ve yoksulluğun giderilmesi konusunda önemli bir projeydi. Yine bu konuda raporları olan ve çözüm önerilerini ortaya koyan tek parti Chp’dir. Akp; ben her yeri teslim aldım, Chp’yi de teslim alacağım anlayışı içerisinde. Genel başkanımız daha ortada bir şey yokken “bu çözüm sürecine kredi veriyorum” dedi. Ama başbakan elinin tersiyle itti. Demokratikleşmeyi çözersek zaten olay da çözülmüş olacak. Chp doğası gereği bu işin içinde olmalı. Mecliste bütün partilerin buluştuğu bir ortak zemin hazırlamalıyız.
11 / Nihal İlimen Birileri veriyor, birileri de alan taraf oluyor. Vermek zordur, karşı taraftan baktığınızda almak da bir o kadar zordur. Alan insanın ezilmemesi için, bu onur kırıcı zedelenmeyi hissetmemesi gerekiyor ve şöyle düşünmesi lazım;” aslında bu benim gasp edilmiş hakkım, bir kardeşim bana bunu uzatıp veriyor aslında onun bana teşekkür etmesi lazım.” Bu düşüncenin hakim olması gerekiyor. Devletin, hükümetin elinin yetmediği yerde sivil toplumun devreye girmesi ve çözmesi gerekir. Yoksul çevrelere gittiğimizde karşımıza eğitimsizlik, hastalık, psikolojik rahatsızlıklar çıkıyor. Problemler bir ağ gibi birbiriyle alakalı hale geliyor. İnsanları tembelliğe de terk etmemek, daha çok üretebilecekleri imkanlar sağlamak gerekir.
12 / Mustafa Baştürk Yoksulluk ülkelerin kaderi. Sosyal politikaların uygulanmasında kültürel olarak ya da inanç olarak yardımlaşma çizgimiz var. Devletlerin sosyal politikalar geliştirmesinde en büyük görev sivil toplum örgütlerine düşüyor. Patronların ideolojisi yok, hepsi bunları nasıl sömürebilirim, nasıl ucuza çalıştırabilirim hesabı yaparlar. Bunlara karşı güç birliği yapıp, kafamızdaki ideolojik takıntıları silip tepkimizi ortaya koymamız lazım. insani duruşu sergilemek hepimizin görevi.
13 / Ramazan Kuzu Yoksulluk ile barış arasında bir bağlantı kuramıyorum. İnsanların yoksullukları ile siyasi talepleri arasında bağ kurulamaz. Ülkelerin sistemi ile bağ kurabiliriz. Bir ülkede adil bölüşüm yoksa, yoksulluğu giderecek iyi bir sistem yoksa sorunlar da çoğalır. Meseleye siyasal sistemler açısından bakmakta fayda var.
14 / Belkıs Polat Türkiye’de yoksulluk kültürü öğretiliyor mu acaba? Çalışmayan işsiz ve yoksul kadınlar grubumuz var. Çalışan işsiz dediğimiz bizim asgari ücretle çalışan ve bu gelir üzerinden vergi veren grup var, işsiz olan ve yoksul kesim olarak kadınlarımızın toplumsal cinsiyet eşitsizliği dediğimiz istihdam sorunlarıyla birlikte gelen sorunlar var. Özellikle yoksulların sosyal hayattan dışlanması ve alt kültür olarak görülmesi medya aracılığıyla öğretilmesi insanları suça teşvik ediyor. Varoşlardaki suç oranın artması, gasp olayının artması gerçeği var. Bunların eğitimsizliğinden bahsediyoruz, yoksul kesimlerdeki okullara gittiğimizde sınıf mevcutları o kadar yüksek ki öğretmenlerin ilgilenmesi de pek mümkün değil. Orada çocuk sokakla tanışıyor, sokakla tanışan çocuğu suçtan nasıl ayırabilirsiniz, bunlara dikkat etmemiz gerekiyor. Yoksulluk göçü, göç de yoksulluğu tetikliyor. Kırsal kesimin cazibesinin artırılması gerekiyor. Toplumsal iradenin de katkı sunması gerekiyor.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
Email ve sms çağrı yaptık.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Mail, sms davet edildiler.
MEDYA İLE
30 civarında tv, gazete ve internet sitesine çağrıda bulunduk.
KATILIMCILARLA
Email ve sms davet etti.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Semine Dengeşik
Malatya kMM Girişimcisi
06.04.2013 Malatya kMM Toplantı Tutanağı
previous post