YER: BELEDİYE MECLİS SALONU
TARİH: 7 NİSAN 2013
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Aydın-Der (Evren Arı – Başkan)
2 / Mazlumder (Nebahat Doğu Kurt – YKÜ)
3 / Bey-Der (Zeki İslamoğlu – Başkan)
4 / KAMER (Nezahat Kapuci – Başkan)
MESLEK ODALARI
1 / Batman Gazeteciler ve Yayıncılar Cemiyeti(Melek Barış- Üye)
2 / Mimarlar Odası (Hüseyin Oğuzcan – YKÜ)
SENDİKALAR
1 / Genel – İş (İsmet Başalak – YKÜ)
2 / Büro Emekçileri Sendikası (M. Zekeriya Özdil – İl Sekreteri)
3 / Kültür Sanat – Sen (Selim Pılatin – İl Temsilcisi)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 /
GOZLEMCİLER
1 / Av. Zeynel Abidin Tokgöz (Aydın-Der YKÜ)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
1 / Milletvekili katılımı olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI
1 / Belediye başkanı katılımı olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Mesaj gönderen vekil olmadı.
DİĞER KATILIMCILAR
1 /
MEDYA
1 / İlke Haber Ajansı (Sezer İlbasan)
MODERATÖR
Cuma Gülcü (kMM Girişimcisi)
KONULAR
YEREL KONU: BATMAN’DAKİ MÜLTECİLER
KONUŞULANLAR
1 / Zeki İslamoğlu: Yaklaşık bir yıldan fazladır şehrimizin gündeminde olan bir sorundan bahsediyoruz. Bütün Stk’lar, belediye ve valiliği içine alan bir platform oluşturulmaya çalışıldı. Valilik ilk başta bayağı duyarsız kaldı. Daha sonra yaptığımız görüşmelerde, bu durumu sık sık gündeme getirerek onları da işin içine koymaya çalıştık. Çünkü bu iş tek başına stk ların altından kalkabileceği bir iş olmaktan çıkmıştı. En son valiliğe “Eğer yardımcı olunamayacaksa en azından artık kente girişlerine müsaade edilmesin.” Bunun üzerine valilik de bu işe el atmaya kalktı. Oldukça yardım toplandı aslında ama işin kötü tarafı bu yardımlar dağıtılmasına rağmen bunların çoğu dilenme kültüründen vazgeçmediler. Kendilerine yeni barınma yerleri temin etmemize rağmen, onlar kötü şartlarda kalmayı tercih ettiler. Tek amaçları kontrol altında kalmalarını engellemekti. Çünkü o zaman dilenme şansları olmayacaktı. Böyle de olumsuz bir durum var açıkçası. Bütün bunları derken tamamını kastetmiyorum elbette. Bunlarla ilgili halktan da bayağı şikâyetler gelmeye başlamıştı. İçlerinde oldukça onurlu, değerli insanlar ve aileler de var. Sayıları iki bini geçmişti. Ama şunu da belirtmeliyim ki, gittikçe bir azalış var. Bunların içinde tekrar geri dönenler olduğu gibi, başka yerlerdeki akrabalarının yanına gidenler de var. Ya da daha iyi şartların olduğunu düşündükleri illere gidenler de var. Bizim ilk günden beri en büyük kaygımız olabilecek olumsuz şeylerin önüne geçmeye çalışmaktı. Ama ne olursa olsun bu insanlara yardımı asla esirgememeliyiz. En başta insan olmalarından kaynaklı hakları var. Bu nedenle elimizden geleni yapmamız gerekir.
2 / Hüseyin Oğuzcan: Kent açısından sorun teşkil edebilecek önemli bir konuda maalesef yeterli bir birliktelik sağlanamadı. Gerek STK lar gerekse kamu buna daha hazırlıklı olmalıydık ama maalesef değildik.
3/ Zekeriya Özdil: Bu işi esas olarak üstlenmesi gereken kurum devlettir. STK’lar ancak katkı sunabilir. Ama maalesef burada tam tersi yaşanmakta stk’lar yürütüyor, devlet katkı sunmaya çalışıyor. Oysa STK’ların yapabileceği şeyler çok kısıtlıdır. Devlet el atmazsa bu iş yürümez. Sıkıntılar daha da büyüyebilir. En azından bir çadır kent vb. bir şey kurulmalıdır. Bunların statüleri ne ise tanımlanmalıdır. Ayrıca ne olursa olsun, insana yaraşır bir muamele görmeleri gerekir ve bu yönde destek sunulmalıdır.
4 / Evren Arı: Mülteci sorunu sosyolojik bir sorundur. Bence bu işin çözümü de şöyle olmalıdır: İller içerisinde yer alan mültecilerin dilini anlayan rehberlik dönütüyle süreç yönetilmelidir. Bu rehberler onların bölgelerinden getirilen rehberler olmalıdır. Rehberlerin görevi, sığındıkları bölgenin, kültürel, siyasi, eğitim konularında bilgiler vermek olmalıdır. Bunun adı aynı zamanda entegrasyon sürecidir. Farklı olarak dilencilik sendromu mağduriyet psikolojisinin ajitasyonudur. Bu ajitasyon dönüt sağladığından dolayı zaafa dönüşmüştür. Bunu engellemenin yolu ise, kolluk kuvvetleri tarafından devletin merkezlerine yerleştirilmelidirler. Sistematik olarak yiyecek ve giyecek dağıtılmalıdır. Geçici resmi güvence altına alınmaları sağlanmalıdır.
5 / Zeynel Abidin Tokgöz: Orta Doğu’dan gelenlerin hukuki olarak ne bir sıfatları ne de bir statüleri yok. En fazla sığınmacı diyebiliriz, o da sosyolojik bir tabir olarak, hukuki anlamda değil. Normalde görüldükleri yerde sınır dışı edilmeleri gerekir. Bu boyutta bir durumu sadece yardımseverlikle halletmek mümkün değil. Bu işi devletin üstlenmesi gerekir. Valilikle koordineli bir şekilde çalışmalar yürütülmelidir.
6 / Melek Barış: Biz bunu tek başımıza yapamayız. Ve maalesef biraz türbinlere oynuyoruz gibime geliyor. Kendi içimizde de ihtiyaç sahibi çok fazla olduğu halde aynı duyarlılığı görmemekteyiz.
GENEL KONU: İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİ VE TÜRKİYE
1 / Zekeriya Özdil: Çalıştığım kurum itibariyle sağlık durumundan il dışına gidenlerin listesi elimize geçiyor. İlk geldiğim yıllarda kanser nedeniyle onkoloji bölümüne sevk olanların sayısı 10-15 iken şu anda bu sayı bini geçmiş durumda. Bunda çevresel faktörlerin oldukça büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Bu konuda duyarlılıklarımızın yeterli düzeyde olmadığını düşünüyorum. Bizler bazı şeyler vazgeçmedikçe bunun düzeleceğini sanmıyorum. Bu sorun olmasın istiyoruz ama yaptıklarımız bununla çok çelişkili… Çözüm süresi ile ilgili olarak da şunu söyleyebilirim: Hiçbir şeyin yirmi yaşında bir gencin ölümünden daha değerli olduğunu düşünmüyorum. Hiçbir şey bunun önünde olamaz. Yaşanan bu süreci olumlu bulmaktayım. Akil insanların kim olduğu önemli değil bence. Abdullah Öcalan’ın mektubunu dinlerken ben hem çok heyecanlandım, hem de çok duygulandım. Bir akrabam dağda, bir akrabam Şırnak’ta askerlik yapıyor. Bunun bitmesi elbette önemli, çok acele edilmemelidir.
2 / Zeynel Abidin Tokgöz: Kızılderililerin dedikleri gibi beyaz adamın aç gözlülüğü devam ettiği sürece bu sorunun çözülmesi mümkün değil. Bu küresel bir sorundur. Bizim buna katkı sunmamız elbette önemli, ama biz ne kadar katkı sunarsak sunalım, şu an doğaya en çok zarar veren ülke konumunda olan ABD ve birkaç ülke daha böyle devam ettiği müddetçe bu sorun çözülmez. Bakıyoruz Kyoto Sözleşmesi’ne imza atmayan ülkeler de bunlar. Bunun gelişmekte olan ülkelerin önünü kesmek için yapıldığını düşünenlerin sayısı da hiç de az değil. Bununla küresel anlamda mücadele etmek gerekmektedir. Çözüm süreci: Bence burada esas yapılmak istenen şey PKK’yi silahsızlaştırmaktır. PKK’den önce de bu sorun var idi. Amaç PKK’yi bitirmek mi yoksa bu sorunu çözmek mi?
3 / Zeki İslamoğlu: Sunumda da gösterildiği gibi çevre sorunu çok önemli boyutlara gelmiş durumdadır. Çocukluğumla şimdiyi kıyasladığımda doğal şeylerin çok azaldığını, bununla beraber hastalıkların da tam tersi oranda arttığını görüyorum. Yine aynı şekilde maddiyata tapma, maddecilik de gittikçe artmaktadır. Bu da sorunu daha da körüklüyor. Bu işin önüne ancak devletçe geçilebilir. Ama her şeyi de devlete bırakmayıp bizde neler yapabiliyorsak onu yapmalıyız. ÇÖZÜM SÜRECİ: Bir asra yakındır süren bir sorun ve son otuz yılda yitirilen yaklaşık kırk bin can… Bundan etkilenmeyen tek bir aile yok. Kanın durması gerekiyordu ama şimdiye kadar atılan adımlar hep yarım kalmıştı. İlk kez böylesi hızlı adımlar atılmaya başlandı. İlk etapta çok umutlu değildim ama şimdi oldukça umutluyum. Ben şahsen bütün hakların iadesiyle bu işin artık çözülmesini istiyorum. Bir mutabakat noktası var ki böyle devam ediyor. Bunlar kolay adımlar değil, çok risk isteyen süreçlerdir. İSRAİLİN ÖZRÜ: İsrail tarihinde ilk defa özür dilemiştir. Sebep ne olursa olsun bu çok önemli bir başarıdır bence. Gelişen bu süreç İsrail’in çıkarına değildi ve İsrail gittikçe yalnızlaşmaktaydı. Özür dilemesi önemlidir elbette, ama bu zaten olması gereken ve doğal olandı. Şimdi icraata bakmak gerekir. Sonraki adımlar da gelişecek mi, bekleyip görmek gerekir.
4 / Nebahat Doğu Kurt: Tarım Bakanlığı 24 firmayı afişe etmişti, ama bunlar değişik isimler altında tekrardan çıkıyorlar. Denetim ve cezai yaptırım eksikliği var. Yapılan araştırmalara göre 2050 yılında bebeklerin neredeyse tamamı tüp bebek olacak. İnsanlar gittikçe kısırlaşıyor. Kendi zevklerimizden ve lüksümüzden vazgeçmiyoruz. Sonuçları doğal olarak bunlar oluyor.
5 / Hüseyin Oğuzcan: Baktığımız zaman Dünya genelinde kentler beton yığınlarına dönüşmüş durumdadır. Batman’a baktığımızda burası için de aynı şey geçerli ve Mezopotamya kentlerinde hiç görülmeyecek şekilde dağın kuzeyine kurulmuş. Petrol üretilirken salgılanan gaz 35 km’ye kadar yayılıyor. Yeşil alan yok denecek kadar az. Bu küresel bir sorundur ve küresel bir tepki gerekmektedir. Doğa kendisine yapılan tahribatları bir şekilde kusuyor (tsunami, fırtına, sel vb.). Çözüm Süreci: AKP’nin en başarısındaki en önemli faktörlerden biri de yaptırdığı anket çalışmalarıdır. Toplumun ne derce hazır olduğu gözlemlendi ve ona göre Akil İnsanlar oluşturuldu. Silaha hepimiz karşıyız ama Kürtlerin de gasp edilmiş hakları vardır. Devlet aklı bugüne kadar buna izin vermedi ama AKP bu aklı biraz değiştirmeye başladı. Kürtlerde bunun oluşmasına katkı sundu.
6 / Evren Arı: İklim değişiklikleri, çevrenin kirletilmesi, ekolojik dengenin bozulması… Bu üçlü sistematiğin vücut bulmasının başlıca dört nedeni olduğuna inanıyorum: 1. Termik santraller 2. Nükleer ve kimyasal oluşumlar 3. Kozmetik sektörü 4. Doğaya hormonların aşılanması. Devlet sistematiklerinin sözüm ona insan hayatını kolaylaştırma adına, kapital ve iktidar mücadelesi olduğu açıktır. Üzülerek ifade edeceğim olay şudur ki, geri dönüşümü olmayan bir yola girmiş bulunmaktayız. İsrail’in Özrü: Bu özrün altında yatan politik tutumun siyonizmin ABD-Türkiye müttefikliğini bürokratik olarak kabul etmiş olmasıdır. Bunda da hedefin kesinkes İran olduğu aşikâr olmuştur. Türkiye üzerindeki emellerini geçici olarak askıya almıştır. Çözüm Süreci: Devlet yetkililerinin ve BDP heyetinin İmralı’yla görüşmeleri sonrasında başlayan çözüm süreci sonrası, Öcalan’ın Nevroz mektubu bu ülkenin birlik ve beraberlik noktasında doyurucu bir mesaj olmuştur. Nevroz’dan sonra büyüyen atmosfer güçlenerek yükselmektedir. Bu atmosferin büyümesindeki en önemli faktörlerden biri de barış yanlısı insanların seslerinin güçlenmesidir. Süreç hızlıca devam etmektedir. Bu süreçte içime sinmeyen tek şey “Akil İnsanlar Sendromu” ile yayınlanan listenin bütünü kapsayıcı olmaması ve bölgesel yaklaşımın birlik ve beraberlik stratejisine yakışmamasıdır. Aydın-Der olarak sürece katkı manasında Akil İnsanlar Sendromuna alternatif olarak “Yetkin İnsanlar” çalışmasını ortaya koyduk ve bunu kamuoyu ile internet sitesinde yayınladık.
7 / Nezahat Kapuci: Çevre ile ilgili söylenenlerin tümüne katılıyorum. Çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakacağız bilemiyorum. Çözüm Süreci: Biz Kamer olarak şiddetin her türlüsünün karşısındayız. Şiddet şiddeti doğuruyor. Bu anlamda yapılacak her türlü adımı destek veriyoruz. Ayrıntılarına takılmadan işin özüne bakmalıyız.
ÖNERİLER
1 /
ORTAK SONUÇ
1 / Kadına yönelik şiddet kabul edilebilir bir durum değildir.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
100 civarı sivil toplum kuruluşu ile iletişime geçildi. E-mail ve telefonlarla bilgilendirmeler yapıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Telefon ve fax yolu ile 4 milletvekili ile iletişime geçtik. Vekil katılımı olmadı.
MEDYA İLE
30 civarı basın temsilcisi ile e- mail yolu ile iletişime geçildi. Toplantımız öncesi ve sonrasıyla yerel medyada haberleştirildi.
KATILIMCILARLA
E-mail ile tüm katılımcılardan konu istedik.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Batman kMM Hamalı Cuma Gülcü
06.04.2013 Batman kMM Toplantı Tutanağı
previous post