YER: İzmit Belediyesi Meclis Salonu
TARİH: 06.04.2012
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Kocaeli Üniversitesi Mimarlık Fak. ( Dr. Ersan Koç )
2 / Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Müh. ( Yrd. Doç. Dr. Tekin Yeken )
3 / Kocaeli MÜSİAD ( Şakir Satır – Şube Müdürü )
4 / TürkMacar Derneği ( İbrahim Sarı – Üye )
5 / Marmara Ordulular Derneği ( Mehmet Çun – Başkan)
6 / Kocaeli Tema Vakfı ( İbrahim Bayram )
7 / MAGDER ( Mustafa Akpınar )
8 / Kocaeli Yörükler Derneği ( Mehmet Özer )
9 / MAZLUMDER ( Medine KÜÇÜK )
10 / Kızılay Kocaeli Şubesi ( Muzaffer Şişmanoğlu – Başkan )
MESLEK ODALARI
SENDİKALAR
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / İzmit Belediyesi ( Abdulragıp Yılmaz )
2 / Satılmış Öztürk
3 / Emin Pişkin
GÖZLEMCİLER
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ Katılım olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI Katılım olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 13 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA Katılım olmadı.
MODERATÖR Bahri Odabaş – KkMM Girişimcisi
KONULAR
GENEL KONU: Hükümetin yeni stratejisi Kürt sorununu çözer mi?
YEREL KONU: Demir yolu’nun kuzeye alınması, sahil hattının banliyö hattı olarak karayolu ile birlikte yer altına alınarak kentin deniz ile buluşturulması.
ANAYASA (Genel konu ile ilişkili olarak)
KONUŞULANLAR
1 / Bahri Odabaş: Toplantıyı açıyorum. Genel konu ile ilgili izlemiş olduğumuz sunumda da anlatıldığı gibi hükümetin yeni konseptle ilgili yapmış olduğu çalışmalar hakkında konuşmak isteyen varmı? Sözü Medine hanıma vermek istiyorum.
2 / Medine Küçük: Hükümetin bu sorunlarla ilgili olarak takınmış olduğu tutumun çözümsüzlükten başka birşey getirmeyeceğini düşünüyorum. Başbakan ve İçişleri Bakanının tavrının sert olması ve BDP ye pkk nın uzantısı demek yanlıştır. Sonuçta onları Halk seçmiştir. Demokrasiye inanıyorsak Halkın tercihine saygı duymamız gerekir. İnsanları küçümseyerek veya dışlayarak çözüme varamayız.Aynen başörtüsü meselesinin çözülemediği gibi bu sorununda yıllarca sürüncemede kalacağı inancındayım. Tabi ki meselenin bir başka boyut da şu ki orada yaşayan halkın hepsinin aynı kefeye konması. Ve yapacak bir şeyleri olmadığı için kimi mecburiyetten kimi bilerek yada bilmeyerek bu sürece katkı sağlamışlardır. 3 / Şakir Satır: Medine Hanımın söylediklerinin hepsine katılıyorum. Ancak bu konuda her iki tarafında uzlaşmacı olması gerekmektedir. Bir taraf yapıcı olur diğer taraf olmazsa bu yapılanların hepsi havada kalır. Ne hikmetse hangi siyasetçi olursa olsun. Bir makama gelince efsunlu bir şekilde her şeyi en iyi bilen o oluyor! Yönetici her şeyi bilemez, ancak bilenlerin fikrini alarak önyargısız bir şekilde en doğru kararı verebilir.
4 / Muzaffer Şişmanoğlu: Geniş interlantta kucaklayıcı olamazsak ayıklayıcı oluruz. Seçmiş olduğumuz kavramları iyi seçmeli ve altlarını doldurmalıyız. Toprak talepleri,Bağımsızlık talepleri olmadan etnik kimliklerini öne sürenlerin dil,örf ve ananelerini yaşatma taleplerini doğru talepler olarak görüyorum.Ayrı vatan,ayrı parlamento ve bağımsızlık taleplerinide tasvip etmiyorum. Tüm itilmişliklerine rağmen toprak ,ana dil ve bağımsızlık taleplerinde bulunmayıp,birlikte yaşamaya özen gösterdikleri için Romanları çok takdir ediyorum.
5 / Mehmet Özer: Bence konu baraj sisteminden kaynaklanıyor. BDP demokrasi eksikliğinden bileniyor. Ben lazım eşim gürcü, çocuklar iki kültür arasında büyüyorlar. Biz Kürtlerle akraba olmuşuz, kız almışız kız vermişiz. Ayrılmamız mümkün değil bu problemi çözmeliyiz. Birilerinin menfaatleri uğruna bu oyunlara alet olmamalıyız.
6 / Ersan Koç: Benim dikkatimi çeken son 3-4 yıldır Tv Kanallarında her akşam etnik kimlik tartışmaları olması.
7 / Bahri Odabaş: Bu konu ile ilgili başka fikri olan yoksa yerel konuya geçmek istiyorum. Aslında bende sizlere sormak isterim. Sizce çözüm nedir?
8 / Mehmet Özer: Bence hükümet aramızdaki bu akrabalık ve diğer ilişkileri medya aracılığı ve diğer yayın organları ile hep sıcak tutmalı diye düşünüyorum. O zaman belki insanlara hepimizin bir olduğunu anlatabiliriz.
9 / Şakir Satır: Deminki konuşmamda da söylemiştim. Uzlaşmak isteyen insan orta yolu bulmak için mücadele eder, yapılan tüm çalışmalara rağmen hala bir ayak diretmedir gidiyor. Dediğim gibi bir tarafın fedakarlığı yetmez. İki tarafta bu problemin çözümü için çaba göstermek zorundadır.
10 / Bahri Odabaş: Aktarmış olduğunuz düşünceleriniz için teşekkürler. Vaktimiz daralıyor bu yüzden yerel konuya geçmek istiyorum. Konu ile ilgili Kocaeli Üniversitesinden Ersan Koç hocama sözü vermek istiyorum.
11 / Muzaffer Şişmanoğlu: Konu ile ilgili olarak 25 yıl önce ANAVATAN iktidarı döneminde Belediye de Belediye meclis üyesi olarak görev yaparken Merhum Belediye Başkanı Necati Gençoğlu ile birlikte zamanın Bakanı Sefa Giray’a Demiryolunun kuzeye kaydırılması projemizi sunduk.Bu konuda Geçit restoran ta saatlerce tartıştık. Ancak GAP projesi nedeni ile Burada üretilecek ürünlerin bir an önce Avrupa’ya (Demiryolu ileAğır ve ucuz yük taşımacılığının gündemde olması)taşınması nedeni ve bu sebeple Demiryolu Kuzey geçişinin sahil geçişine göre 1 yıl uzayacağı endişesi ile Sayın Bakan masaya yumruğunu vurarak BEN BAKANIM, hepimiz Mühendis olmamıza rağmen BENİM DEDİĞİM OLACAK diyerek tartışmayı bitirdi. Böylece Demiryolu hattı sahilden geçti. Fakat maalesef 25 sene geçmesine rağmen GAP bitirilip ürünlerin Demiryolu kullanılarak Avrupa’ya sevki sağlanamamıştır. Kazıkların, mahallebiye saplanan kürdanlar gibi olması sonucu kazıklar travesleri değil, travesler kazıkları tutmaktadır. Kazıkları çakan müteahhit tabiri caizse iyi para kazanmak sureti ile İzmit i kazıklamıştır. Hızlı Tren in uygulamaya konulduğu şu sıralarda bu fırsat iyi değerlendirilerek Demiryolu hattı Kuzeyden, Sağlam zeminden geçirilmelidir. Mevcut demiryolu hattının banliyö hattına dönüştürülerek karayolu ile birlikte tüp geçit şeklinde zemin içine alınması. Kentin sahille buluşturulması açısından en doğru karar olacaktır. Bu önerim bir kalıcı çözümdür.10 sene sonra bile olsa tercih bu yönde olmalıdır. Acele ile yapılan bu çözümler şehri bölünmüşlükten kurtaramaz. Zeminin müsait olmaması nedeni ilede bu hat hızlı tren darbelerine dayanamayıp sürekli kalibrasyona ihtiyaç duyacaktır. 25 yıl önce olduğu gibi 10 yıl sonrada aynı sorunlarla karşılaşmamak için konunun şimdiden irdelenmesi iyi yapılmalıdır. Hızlı Tren dolayısı ile Demiryolu revizyonunun şu an değişmesi mümkün olmasa bile, gelecekte kaçınılmaz olan kuzey geçişinin proje adımlarının 10 yıl sonra gerçekleşecek olsa bile şimdiden atılması şarttır.
12 / Ersan Koç: Şehir planlaması açısından Kentlerimizde parçacıl / kısmi uygulamalar yoğunluktadır.
Vatandaşları üzerinden geçilebilmesi ve merdiven tasarımları sorunlu olan üst geçitlere mecbur kılmak yerine yayalara öncelik veren -ki yaya hareketi yerel ekonominin önemli motorlarından birisidir – denize dolaysız ve doğrudan/direkt bağlantılar tasarlanabilir. Aslolan yaya hareketidir. Bugün taşıt hareketi için yapılan yatırımların yüzde birinin bile yaya hareketi için yapıldığını düşünmüyorum.
İZMİT YENİ MİA projesi deprem ve öncesinde son 15 yıldır İzmit ve Kocaeli için konuşulan bütün konulara ters bir karardır. Şehrin Sakarya ile arasındaki alanda sulak alan ve alüvyon zemindeki yapılaşma baskısını alabildiğine artıracaktır. Ve KAF (Kuzay Anadolu Fayı) hattına doğru gelişimi çok güçlü bir şekilde zorlayacaktır. Halbuki deprem sonrası İzmit için konuşulan kuzey-doğu koridoru , Kandıra yolu ekseninde büyüme idi. Yeni MİA projesini o bölgedeki mülk sahiplerinden başka isteyen yok. Ve bu haliyle Yeni MİA projesi tarihi ticaret merkezinin yok edilmesi projesidir.
Ben bugün Türkiye Şehircilik Deneyiminin “yamalı bohça” gibi yapıldığını düşünüyorum. Ve yamalı bohçadan ne bir güzellik ne de bir estetik değer çıkar.
Mühendislik projeleri bir şehir için çok önemlidir. Ancak sonuçta ağır mühendislik müdahaleleri ile yapılan altyapıları karıncalar değil insanlar kullanacak. Toplu taşımın bir kısmı tüp içine alınabilir. Ama bunu Tüm Ulaşım-Dolaşım (Taşıt ve yaya sistemleri) ile ilişkilendirerek tasarlamak gerekir. Makul olan çözüm, pratiklik ve gerçekçilik bağlamında, Valilikten MimarSinan Üst geçidi arasında kalan alanın taşıt hareketinin zemin altına alınarak, vatandaşların zorlanmadan ve rahatça kıyıya yaya ulaşımının sağlanmasıdır. Bu tür yatırımları bence insanlar taşıtlardan daha fazla hak ediyor. Son tahlilde şehirler insanların yaşam alanıdır, taşıtların hareket ve otopark alanı değil.
Merkezi yönetimlerle yerel yönetimler arasında planlama kademelerinde açık bir iletişimsizlik ve merkezin yereli dikkate almaması durumu var. İstediğiniz kadar projelerinizi süslü-güzel siyasi ifadeler ile anlatın. Asıl önemli ve muhatap kabul edilen ne yaptığınız, ve sözler ile eylemin tutarlı olmasıdır. Bu bağlamda belediyelerin “Kamu İhalesine Esas Tasarım ve Planlama Standartları” çalışmaları yapmaları gerekir. İhaleyi alan firma fayda-maliyet alanına sıkışan, kafasına göre ve kalitesiz ürünleri kamuya satamamalı. Sonuçta kamu idaresi, herkes adına tüm vatandaşlar adına yönettiği kamusal projeleri en yüksek standartta yaptırmakla görevli. Sonuçta ihale onay mercii değildir belediyeler. Proje yönetim merkezleridir aynı zamanda . Kentin kıyı ile ilişkisini sağlayacak projelere destek vermek gerekir. Sadece İzmitin ve geniş anlamda Körfez Çevresi yerleşimlerin sorunu değil kıyı ile bağlantılar. Tüm ülkenin sorunu. Demiryolu ve YHT hattını kuzeye taşımak bir fikirdir. Tüm şehre ve ulaşım sistemine etkisi hesaplanarak ele alınmalı. Planlamada aslolan Bütün’dür. Parça parça düşünmek kaynak israfına yol açacaktır.
13 / Tekin Yeken: Mevcut Hattın Hızlı Treni taşıması mümkün değildir. Bu İzmit için bir intihar olacaktır. Sağlamlaştırma çalışmaları hem çok uzun zaman alacak ve hem de Kuzeyden on kat daha fazla maliyeti olacaktır. Konunun uzmanlarınca tartışılmadan bu projenin hayata geçirilmesinin yanlıştır. Zaten hızlı tren çalışsa bile bu bölgede 60 km hızdan daha yüksek bir hızla geçerse sonuç facia ile sonuçlanacaktır. Bunu tüm kamuoyunun bilmesini isterim. Benim görüşüm de kuzeye alınması yönündedir.
14 / İbrahim Sarı: Sefa Sirmen Döneminde Kent Kurultayına, Belediyeden YÜRÜYÜŞ YOLU ile ilgili 2 proje gelmişti. Ancak uygun görülmedi. Bugünkü proje Sivil Toplumun teklif ve israrı ile hayata geçmiştir. Eskiden çocukluk döneminde sadece İnönü caddesini geçerek Denize ulaşıyorduk. Şimdi ise 500 metrelik mesafede Denize ulaşmak eziyete dönüşmüştür. Kenti ve Ülkeyi Yönetenler sözde değil samimi bir şekilde halkı ve Sivil Toplumu dinleyerek icraat yapmaları gerekmektedir. Bu projeyi destekliyoruz. Tabi teknik konularda yardım alınarak yapılmalı ki yap boz tahtası olmasın.
15 / Şakir Satır: Az önce söylediğim gibi hangi hükümet olursa olsun. Siyasetin dediği oluyor. Bizler bunu daha öncede Körfez geçidinde yaşadık. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir geçit yok. Koltuğa oturan her şeyi en iyi bilen olup çıkıyor. Ama sunmuş olduğunuz bu projeye evet diyeceklerini zannetmiyorum. Çünkü bizlerin hep olaylar karara bağlanıp netleştikten sonra haberimiz oluyor. Sadece bizleri bu işlere ikna etmek için çağırıyorlar. Ama öncesinde bilgimiz olsa bizlerde tepkimizi ve fikrimizi zamanında ortaya koymuş olacağız.
ÖNERİLER
1 /
2 /
ORTAK SONUÇ
1 /
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
78 Sivil Toplum Kuruluşlarına yazılı, e-mail ve telefonla davetler yapıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Milletvekillerine telefon ve e-mail yolu ile davetler yapıldı.
MEDYA İLE
12 basın yayın kuruluşuna e-mail yolu ile toplantı bildirildi. Katılım olmadı.
KATILIMCILARLA
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Bahri Odabaş – KkMM Girişimcisi
06.04.2012 Kocaeli kMM Toplantı Tutanağı
previous post