Yer : Belediye Meclisi Toplantı Salonu
Tarih : 06.02.2010 Cumartesi
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
1. İnsan Hakları Derneği ( Nafiz Koç – Elazığ Şube Başkanı )
2. Ab-ı Hayat Vakfı ( Ersin Eryılmaz – Başkan )
3. Anadolu Gençlik Derneği ( Ahmet Pekcoşkun – Üye )
4. Hukuki Araştırmalar Vakfı ( M.Salih Demirdağ – Başkan )
b. Meslek Odaları
c. Sendikalar
1. KESK (Halit Ateş – Eğitim Sen Şb.Bşk.)
2. Memur Sen ( Murat Ergen-Diyanet Sen Şb. Bşk)
3. Tarım Orkam Sen ( İbrahim Urak- Temsici )
d. Kanaat önderi bireyler (Bir sosyal grup var ama örgütsüz ise veya o kentin simgesi bir kişi varsa)
1. Av. Reşat Yaratan (Elazığ Barosu)
2. Av. Kadir Çiçek (Elazığ Barosu)
3. Siracettin Sarı (Eğitim Sen Üyesi)
4. Kanber Günaydınoğlu ( Eğitim Sen Üyesi- Üst kurul delegesi )
Katılan Milletvekilleri: Milletvekili katılımı olmadı
Belediye Başkanları: M.Süleyman Selmanoğlu ( Elazığ Belediye Başkanı )
Mesaj Yollayanlar:Mesaj yollayan olmadı.
Moderatör: Abdurrahman Dilipak ( Gazeteci – Yazar )
Gözlemciler:Demokratik Sol Parti ( Bedri Tosun – İl Başkanı )
Diğer Katılımcılar:Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 15 izleyici/gözlemci katıldı.
Medya:
1. Doğan Haber ajansı
2. Kanal E
3. Kanal 23
4. Kanal 9
Konular:
1. Genel konu: Askeri Vesayet – Sivil Vesayet ve Anayasa.
Konuşulanlar:
Abdurrahman Dilipak ( Gazeteci-Yazar ): Öncelikle toplantıya katılmayan milletvekillerini deşifre edip, partilerine şikayet edeceğiz. Sivil toplum da bu tür aktivitelere duyarsız kalmamalı. Sivil vesayet herhangi bir grup üzerinde hakimiyet kurmaya çalışıyorsa, bu illegal bir yapılanmadır. Adli yargı da siyasi vesayet altındadır. Yargının elinin güçlendirilmesi için yasal düzenleme yapılmalı. Kanun hukuku korumuyorsa suç aletidir. Bir ülkede yasa ne kadar çoksa özgürlükler o kadar azdır.
Ersin Eryılmaz (Ab-ı Hayat Vakfı Başkanı ): Askeri vesayet toplumumuzu her yönden olumsuz etkileyen bir durumdur. Bizler asker bir milletiz ve haklarımızı savunmayı bilmiyoruz. Anayasa yapıcıları mevcut anayasayı tümüyle değiştirip yenisini yapmayı ne kadar başarabilecekler. Sivil toplum örgütleri fikirlerini beyan etmiyorlar. Oysa bu örgütler halkı da örgütleyerek tepkilerini ortaya koyabilmelidirler. İster cuntacıların olsun, ister anayasa mahkemesinin olsun, toplumun aleyhine olan eylemlerine karşılık halk kendi meşru tepkisini ortaya koymalı. Toplumumuzun, insan merkezli bir devlet anlayışına ve hukukunu bilip koruma bilincine ulaşabilmesi için aydınlarımızın, sivil toplum kuruluşlarına ve toplumu bilinçlendirmeye yönelik bir çaba içerisine girmesi gerekir.
Ahmet Pekcoşkun ( Anadolu Gençlik Vakfı Üyesi ): İktidarla muhalefetin meclisteki tartışmalarını tasvip etmiyoruz. Asker diyor ki “bu devleti biz kurduk ve biz koruyacağız” ama kime karşı koruduklarını söyleyemiyorlar. Kimse de onlara hesap soramadığı için cuntacılar darbe girişiminde bulunmaya devam edeceklerdir. 12 Eylül darbecileri yargılanmış olsaydı asker darbe girişiminde bulunma cesaretini kendinde bulamazdı. Amerika’da şöyle bir söylem var; bizim çocuklar yine darbe yaptı, bunu aklımız almıyor. Askeri vesayet üzerimizde Demokles’in kılıcı gibi duruyor. Mecliste konsensüs oluşturulmalı ve anayasa kökten değiştirilmelidir. Sağcısıyla solcusuyla herkes bu konuda elini taşın altına koymalıdır. İktidar prim yapmak için bu konuda sudan sebeplerin ardına sığınıyor.
M. Nafiz Koç ( İHD Şb. Bşk. ): Cumhuriyetin ilanında günümüze kadar mevcut anayasaların hepsi, askerler tarafından yapılmış darbe anayasalarıdır. Bir anayasa yapılırken özne olarak insanı, özgürlüğü ve güzel yaşamı almak gerekir. Şayet özne devlet ve onun koruyucusu asker olursa yasalar da onların çıkarlarına göre yapılır. Devletin bir kurumu denetlenemiyorsa orada gizli şeyler yapılıyor demektir. Maalesef bugün ordu Sayıştay tarafından hala denetlenemiyor. Kısacası anayasamızı insan eksenli olarak değiştirmeliyiz.
Halit Ateş ( Eğitim Sen Şb. Bşk. ) : Mevcut anayasalar ordunun bakış açısı çerçevesinde şekillendirilmiştir. Devlet toplum ile olan ilişkilerini karakollar aracılığıyla oluşturmuştur. Devlet toplumu istediği şekle sokmak ve kendisine entegre etmek amacıyla kurumsal olarak silahlı kuvvetleri kullanmıştır. Ordu dokunulmazlığının ardına sığınıp istediği gibi hareket etmektedir. Yasalar halka ödev vermek üzere oluşturulmuştur. Devletin yetkileri sınırlandırılıp, özgürlüklerin arttırılması için yasaların değişmesi gerekir. Ama iktidar bu konuda sanalda tartışıyor. Oysa cesur davranıp somut adımlar atmalıdır. Söylemler havada kalmamalı. 12 Eylül anayasası mevcut iken cuntacıları yargılamak mümkün görünmemektedir. Darbecilerin yargılanması için çaba harcanmadığı bir yerde darbe girişimcilerinin yargılama sürecine girilmiş olması da samimiyetsizlik olarak değerlendirilmelidir. Askeri vesayet ve darbecilere karşı aktif mücadele verilecek ise öncelikle iç hizmet kanununun 35. maddesinin değiştirilmesi gerekmektedir. Konfederasyonumuza yönelik operasyonların yapılması EMASYA protokolü çerçevesinde olmuştur. EMASYA protokolünün kaldırılması son derece yerinde bir karardır.
Murat Ergen ( Diyanet Sen Şb. Bşk. ) : Cumhuriyet döneminden günümüze kadar askeri vesayet ve baskıların bugün konuşuluyor olması bile bizce önemli bir gelişmedir. Bu durum Türkiye’ nin demokratikleşmesine ciddi katkılar sağlayacaktır. AKP iktidarı döneminde 4 tane darbe planının ortaya çıkarılması ve ihtimal verilmeyen bir takım insanların suçlanıp yargılanmasını çok ciddi gelişmeler olarak değerlendiriyoruz. Yeni anayasa konusunda bizler sivil toplum olarak hükümete destek olmalıyız. Anayasa değişimi konusunda herkes hemfikir ama çekinceli davranılıyor.
Şahabettin Arslan ( Gökdereliler Der. Bşk. ) : Oyumuzu alan milletvekilleri dönüp halka; almış olduğum bu emaneti ne kadar hakkıyla koruyabiliyorum diyebiliyor mu,diyemiyorsa sivil toplum örgütleri olarak milletvekillerine kendinize dikkat edin diye uyarıda bulunabiliyor muyuz. Şayet hükümet özgürlükçü, eşitlikçi ve sivil bir anayasayı referanduma götürürse, muhalefet bu halk karşısında ne yapar acaba.
Siracettin Sarı ( Eğitim Sen üyesi ) : Mevcut anayasalar dar bir kesime hitap ediyor,çoğunluğa hitap etmiyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti ne hukuk devleti olabildi, ne sosyal ne de laik bir devlet olabildi. Devlet kurgu üzerine şekillendirildi.Anayasanın özü değiştirilmelidir. AKP ‘in ufak bir çabası var ama oy kaybetme kaygısıyla çekingen davranıyor. Hükümet bir adım ileri, iki adım geri atıyor. Toplumsal ve uluslararası destek olmasına rağmen AKP’nin bu konuda pasif davranması kabul edilemez.
Öneriler:
Ortak sonuç:
Değerlendirme:
İletişim:
a. Sivil toplum ile
Otuzbeş kadar sivil toplum örgütüne davetiye ,e mail ve sms ile duyuru yapıldı.
b. Milletvekilleri ile
Dört milletvekiline sms atıldı, geri dönüş ve mazeret bildiren olmadı.
c. Katılımcılarla
d. Medya ile
Üç yerel tv kanalı ve 8 kadar yerel gazeteye davetiye ve telefonla duyuru yapıldı. Üç yerel tv kanalı geldi.
Sonuçlar:
Değerlendirenler:
Ercan Sözüer ( Elazığ kMM Hamalı )