Yer : Ticaret ve Sanayi Odası
Tarih : 05.12.2009
Katılımcılar:
1- İHD ( Osman Künteş Bşk.)
2- Ulaştırma Memur-Sen ( Davut Ertuğrul-Bşk.)
3- Ticaret ve Sanayi Odası (Salih Yıldız-bşk. yrd.)
4- KAMER (Zozan Aksoy-Emine Konuk)
5- Batman Y.G. 21-Kent Konseyi ( Ö. Faruk Akyüz-Genel Sekreter)
6- Sağlık Emekçileri Sendikası(Bşk.-Deniz Topkan)
7- Çevre Gönüllüleri Derneği(Bşk.-Hasan Argunaga)
8- Bat-Der (Emin Bulut Bşk.)
9- Mazlumder (Murat Çiçek Bşk- Ahmet Sevim G. Sekreter)
10- Gül Vakfı ( Mehmet Soysal-Bşk Yrd.)
11- Selis Kadın Danışma Merkezi (Diyari Kayık)
12- NEFEL Yoksuklukla Mücadele Derneği (Mahmut Akıl G. Sekreter)
13- Göç-Der ( Mehmet Erol Şb. Başkanı)
14- Batman Barosu ( Ali Balıkçı –YKÜ)
15- Kurdi-Der (Abdulbasir Tüzün-Bşk. Yrd.)
Katılan Milletvekilleri:
1- Bengi Yıldız ( DTP)
2- Ayla Akat Ata ( DTP)
Belediye Başkanları:
Katılım olmadı.
Moderatör: Ergin CİNMEN ( Avukat)
Diğer Katılımcılar:
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 10 izleyici/gözlemci katıldı. Gözlemciler arasında ( DTP İl Başkanı Ahmet Sormaz da vardı.) Ayrıca Kaçak Su ve elektrik kullanımı için bilgilerine başvurmak için davet edilen Tedaş ve Baski Müdürlerinden Tedaş Müdürü görevden alındığı için katılmadı. Baski müdürü İsa Yıldız ise toplantıya katılıp bu konuda bilgilerini katılımcılarla ve kamuoyu ile paylaştı.
Medya:
1- Kanal72
2- Taraf Gazetesi
3- Cihan Haber Ajansı
4- Ajanspress
5- Haberler.com
6- Sondakika.com
7- Batman Postası
8- Batman Çağdaş
9- Batman Express
10- Batman Gazetesi
11- Batman Petrol
12- Batman Doğuş
13- medya72.com
Konular:
1- Genel konu: Aleviler ve Dersim
2- Yerel konu: Kaçak Elektrik ve Kaçak Su kullanımı
3- Anayasa konusu: Genel konunun anayasal yansıması
Konuşulanlar:
Yerel Konu: Kaçak Su Ve Kaçak Elektrik Kullanımı
1- İsa Yıldız ( BASKİ Müdürü): Şu anda şehre günde 100.000 metre küp su pompalanıyor. Bunun 30.000 metre küpünü faturalandırabiliyor ve ancak %15 ini tahsil edebiliyoruz. Suyun kaçak kullanımı yanında hoyratça kullanımı sorununu da yaşıyoruz. Normal şartlar da bir insanın günlük su kullanımını hesaba kattığımızda şu anda Batman’a ihtiyacının 2,5 katı su pompalıyoruz ama maalesef yine de su yetmiyor. Bunun için tasarruflu su kullanma bilincinin de gelişmesi gerekiyor. Kaçak su kullanımı sadece kenar mahallelerle sınırlı değil, maalesef her kesimde mevcut durumda. Herkesin aldığı hizmetin karşılığını vermesi gerekir. Maddi durumu iyi olmayan vatandaşların kaçak kullanıma başvurmalarını elbette anlayabiliyoruz ama suyu tasarruflu kullanmamalarını anlamakta güçlük çekiyoruz.
Borçların ödenmesi noktasında faiz indirimi ve kolay ödeme seçeneklerini oluşturmaya çalıştık.
Okullara yönelik suyun tasarruflu kullanımı ile ilgili çalışmalarımız olacak.
Mahallelerde halk toplantılarında tasarruf konusunu ele alacağız.
Bu konuda elbette bizim de eksiklerimiz var. Bunu kabul etmek lazım ama bu meseleyi de sırf suç ve ceza mantığıyla da çözemeyiz.
2- Mehmet Soysal ( Gül Vakfı): Bence kaçak kullananların teşhir edilmesi lazım. Ayrıca denetleyicilerde de eksiklikler var. İyi bir denetleme ya da yaptırım uygulanmıyor. Suyun tasarruflu kullanımı ve kaçak kullanımın önüne geçmek için din faktörünün de ön plana çıkarılması gerekiyor. Batman halkının dini hassasiyetleri yüksek düzeyde, haram ve günah boyutunun da ele alınması etkili olacaktır.
3- Ahmet Sevim ( Mazlumder): Bu olay göçlerden sonra artmaya başladı. İlk zamanlarda gösterilen müsamaha daha sonra büyük sıkıntılara yol açtı. Bu olay suç ve ceza meselesinin ötesine geçti, toplumsal bir sorun olmaya başladı. Bu konuyla ilgili toplumsal algılamalarda bir sorun olduğu gibi, resmi otoritenin uygulamalarında da önemli sorunlar var.
4- Deniz Topkan (SES): Olaya birçok yönüyle bakmak gerekir. Bu konuda sosyal devlet olmanın gereği yerine getirilmediği gibi, bilinçli kullanım olayı da çok az maalesef.. Bilinçli kullanım olmadığı müddetçe de buna bilinçsiz politikalar da eklenerek Hasankeyfler yok olmaya devam edecek.
5- Osman Künteş (İHD): Demokrasi mücadelesinin yapılamadığı, kayıpların ve cinayetlerin hala bulunamadığı bir kentte bu tür sorunların konuşulması doğru değil diye düşünüyorum. Öncelikle devlet olarak vatandaşına ne yapmışsın ona bakmak gerekir. Her şey kötüye giderken sen vatandaşa dünyanın en pahalı elektriğini satarsan vatandaş da elbet kendince çözümler üretmeye başlayacaktır. Batman da kullanılan bütün kaçak elektriği toplasan İstanbul da bir fabrikanın kullandığı kaçak elektriğe bile eş değer değildir. Ama oralar hiç dile bile getirilmezken, burası bilinçli olarak hep ön planda tutuluyor.
6- Bengi Yıldız (DTP Milletvekili): Bu olaya tek açıdan bakarsak hatalı karar almış oluruz. Benim oturduğum köye elektrik 19884-85 yılları civarında geldi. O dönemde kaçak kullanım diye bir olay yoktu. 85-90 arası herkes faturasını ödüyor. Kaçak kullanmaya gerek duymuyordu. Bu işin birde 90 dan sonrası var. 90 dan sonra bu bölgede tarım ve tütüncülük yok olunca insanlar yerlerinden göç etmeye başladı. O zamana kadar köyünde, yurdunda gayet iyi durumda olan vatandaş göç ettiği şehrin kenar semtlerinde ekmeğe muhtaç hale geldi. Hal böyle olunca da evine ekmek getiremeyen kişi kalkıp da nasıl yüksek meblağlardaki elektrik faturasını ödesin? Burada sosyal devlet olmanın sorumluluğunun ön plana çıkarılması gerekirken maalesef bunun tam tersi tutumlar sergilenmektedir. Bu gün Batman da ekmeğe muhtaç insan vardır. Bu insan ne yapsın ampulünü yakmasın mı?
7- Ayla Akat Ata (DTP Milletvekili): Bu konuda her şey bir yana ahlaken de bir durum söz konusu. Şu anda Batman da 242 bin yeşil kart sahibi insan var. Bu ne demek? 242 bin yardıma muhtaç insan demek. Çünkü yeşil kart alabilmek için hiçbir gelirinin, sosyal güvencenin, taşınır ya da taşınmaz malının olmaması gerekir. Şimdi siz kalkıp bu insanlardan ne yapmasını bekliyorsunuz? Bunun öncelikli çözümü devletin sosyal devlet olma yönünü göstermesidir. Daha sonra da yerel kaynakların yerele gitmesi olayının gerçekleşmesi gerekmektedir. Düşüne biliyor musunuz, petrol Batman da çıkıyor ama Batman halkına bir getirisi yok. Türkiye de su en çok bu bölgelerde var ama suyun nimetlerinden en az faydalanan yerler de buralar… Bunun değişmesi için de dediğim gibi yerel kaynakların öncelikle yerele sunulması gerekir.
8- Ergin Cinmen (Moderatör): Kaçak kullanım ceza kanuna göre suçtur. Cezası da ağırdır. Kaçak kullanım olduğu müddetçe alınan hizmetlerde aksaklıklar olmaya devam edecektir. Bu konuda herkesin duyarlı olması gerekir. Kaçak kullanıma göz yummamak gerekir. Ama devletin de ödeme güçlüğü çeken vatandaşlara karşı sosyal devlet olma sorumluluğunu yerine getirmesi gerekmektedir.
Genel Konu: Aleviler ve Dersim
1- Ahmet Sevim(Mazlumder): Biz Alevi olmayanlar olanları neredeyse hiç tanımıyoruz. Ama burada önemli olan onların kendilerini nasıl tanımladıklarıdır. Herkesin kişisel tercihine saygı duymak gerekir. Cem evlerinin ibadethane olup olmayacağının kararını kendileri vermelidirler. Devlet din meselesinden elini çekmelidir. Din hanesi çıkarılmalı kimliklerden..
2- Murat Çiçek(Mazlumder): Öncelikle daha önce de belirttiğimiz gibi bu açılımın adı demokratik açılım olmalı ve herkesi kapsamalıdır. Devletin her konuda olduğu gibi din konusunda da şekillendirme eğilimi vardır. Aleviler de kendilerini tanımlamalı. Diyanet işleri başkanlığı kaldırılmalıdır. Bu konuda serbestçe örgütlenmelerine izin verilmelidir. Yasadışı davranıldığında yasalar devreye girer zaten…
3- Emin Bulut (BAT-DER): Biz Sünniler olarak Alevileri kucaklamalı, onların dertleriyle dertlenmek durumundayız. Kültürleri inançları yaşamak, sevgi ve muhabbeti pekiştirmek zorundayız. Alevilerin yaşadıkları acıları hepimiz çok iyi biliyoruz.(Seyit Rıza’nın son sözleri hatırlatıldı)
4- Ömer Faruk Akyüz (Yerel Gündem 21 İl Sekreteri): Aleviler ne zaman kendi taleplerini dile getirdilerse katliamla karşılaştılar. Bir kesim taleplerini dile getirdiğinde onları ötekileştirirsek sıkıntılar ortaya çıkmaya başlar. Aslında aleviler CHP ye ya da başka bir partiye yakın dururken kendi çözümlerinin de önünü tıkıyorlar. Onların da bakış açılarını değiştirmeleri gerekir. Türkiye de gayrı Müslimler yabancı olarak görülüyor.
5- Salih Yıldız (BTSO): Alevilerle ilgili bir kafa karışıklığı söz konusu. Öncelikle Alevilerin de kendilerini yapılandırmaları gerekiyor. Diyanet işleri tamamen kaldırılmalıdır. Alevilerin de Dersim de yaşananları pek iyi bildiklerini sanmıyorum. Şayet biliyorlar ise bu kadar keskin Kemalist olmalarını anlamakta güçlük çekiyorum. Demokratik açılım toplumun bütün kesimlerini kapsamalıdır.
6- Hasan Argunaga (Çevre Gönüllüleri): Öymen’in yapmış olduğu şey bir gaf yada kişisel bir çıkış değildir. CHP adına söz alıyor ve CHP grubu adına konuşuyor. Yani bu bir parti politikasıdır.Alevilik de bir mezheptir. Farklı bir din değildir. Alevilere yapılanlar inancımıza ters olan bir şeydir. Toplum Dersim de yaşananlardan habersiz maalesef.
7- Ali Balıkçı (Baro): Her şerde bir hayır vardır. Öymen’e konuşması için teşekkür etmemiz lazım. J Şimdi herkse biliyor ki bu ülkede Aleviler var ve Tunceli nin gerçek adı Dersim dir. Bize düşen sadece Alevilere saygı duyup, hoşgörülü davranmaktır.
8- Ayla Akat Ata (Milletvekili): Bu konuda yapacağımız her yorum ön yargılı ve eksik olacaktır. Çünkü resmi ideolojinin öğrettiğinin dışında çok şey bilmiyoruz. Herkesin kendi inancını yaşaması ve devletin bunu güvence altına alması gerekir. Oysa bunun tam tersinin olduğu bir sistemde yaşıyoruz.
Aslında bu süreçte Öymen en dürüst davranan kişi olmuştur. Farklı olana tahammülsüzlük hep olmuştur. 1937 isyan olmuştur ve bastırılmıştır. Ama 1938 de katliam olmuştur. Keşke AKP bu olaya CHP yi vurmak için değil de çözüm için yaklaşsaydı. AKP kendini Abdulhamit in CHP de İttihat ve Terakinin temsilcisi olarak görüyor.
9- Bengi Yıldız (Milletvekili): Devlet her şeyi şekillendiriyor. Ortada devletin oluşturduğu resmi bir din var. Tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla herkes tekleştirilmeye başlandı.
Osmanlı zamanında yaşananlarda ön plana çıkan dinsel çelişkilerdi. Oysa Cumhuriyetle birlikte (CHP ve devamı olan zihniyet) onları tanıyıp tanımlamadığı gibi, yok etmeye çalıştı. Çatışma ortamları oluşturulup bundan faydalanılmaya çalışıldı. İlk önce bütün farklılıkların tanımlanmasının yapılması gerekmektedir. Tanımlamadan sonra da onlara istekleri oranında hizmet verilmelidir.
10- Ergin Cinmen (Moderatör): Her şeye rağmen olumlu bir sürece girilmiştir. Bunun sonucunda güzel şeyler olacaktır. Bunun geri dönüşü yoktur. Ama önemli olan bunun en az hasarla olmasıdır.
Değerlendirme:
1. İletişim
a. Sivil toplum ile
54 tane sivil toplum kuruluşuna davetiye gönderilmiştir. Telefon ve mail yoluyla iletişime geçilmiştir.
b. Milletvekilleri ve belediye başkan adayları ile
Telefon, faks, davetiye ve mail ile iletişim kurulmuş, davet edilmişlerdir.
3. Medya
13 tane ulusal basın temsilcileri ve yerel basın mensupları davet edildi.
Değerlendirenler:
Cuma Gülcü
Batman Kmm Hamalı