Yer:Sanayi ve Ticaret Odası Toplantı Salonu
Tarih:05.10.2013
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
1- Eğitim SEN ( Yusuf Doğan)
2-Teknikerler Birliği İl Tem( Mehmet Işık )
3-İHD (Saim Atılgan-Muş Şube Başk.)
4- Muş Zehra – DER(Yılmaz Mutlu )
5- Ziraat Odası (Muzaffer Sonduk )
b. Meslek Odalar: Katılım Olmadı
c. Sendikalar:
1- Eğitim-Sen Sendikası (Yusuf Doğan-Başkan )
Belediye Başkanları
Millet Vekiller
Moderatör: Saim ATILGAN
Medya:Katılım olmadı
Konular:
1. Genel konu: Demokratikleşme Paketi
2. Yerel konu: Muş Alparslan Üniversitesi Öğrencilerinin Barınma ve Ulaşım Sorunları
1-Mehmet IŞIK: ‘Barış sürecinin newroz konuşmasıyla sayın Öcalan tarafından deklere edildi.Bu sürece Oslo,İmralı,Kandil üzerinden yapılan birtakım görüşmeler üzerinden tarafların anlaşması ile varıldı ve topluma bir nefes aldırdı.Ekim ayı itibariyle çatışmalar sonucu ölümlerin yaşanmaması herkesi rahatlatmıştır.paket ile ilgili beklentilere gelince vatandaş olarak yüksek beklentiler içerisindeydik ancak hiçbir ileri adımın olmadığı görülüyor.Anadilde eğitimin olmadığı paket demokrotikleşme paketi olamaz.Özel okullarda anadilde eğitim getiriliyor,kendi paramla anadilimi öğreniyorum,dünyada böyle bir şey yok.KCK tutuklularının bırakılması gerekiyordu,yok.özel mahkemelerin kaldırılması,TMK’da değişiklikler yok.Kürt sorununa bağlı sorun çözülmede barış gelmez.Meclisin açılşıylaSüriye tezkeresi çıkarılması savaş tezkeresidir.Maalesef tercih savaştan yana kullanılmış gibi görülüyor.’
2-Yusuf DOĞAN: ‘Yoğun bir gündem var ülkemizde:Suriye’ye müdahale,tezkerenin geçmesi Kürdistan bölgesine yönelik yine bir tezkere görüşülecek olması gibi.Durum böyle iken barıştan bahsetmek zor.Demokratikleşme paketi önemli ancak farklı kesimlerin talepleri karşısında cevap olamaz.Kürt Sorunu konusunda birçok yönden gelinen düzey,diyalog olması önemlidir.Ancak beklentiler karşısında dağ fare doğurmuştur.Farklı toplum kesimlerinin beklentileri karşılanmadı:Kürtlerin talepleri burada yok.Yerel yönetimler özerklik şartı,TMK,anadilde eğitim gibi konularda bir şey yok.İleri bir aşama denilemez.Kürtlerin büyüyk bölümü tartafından önder olarak kabul edilen Öcalan’nın cezaevi koşulları ile ilgili herhangi bir iyileştirme düzenleme yok.Yerelde bile devlet kurumlarında kendinden olmayanları dışlamak,ayrımcılık gibi uygulamalar var.Bunlarla ilgili bi r düzenleme yok.Andımı,başörtüsü gibi konularda olumlu bir takım şeyler var’.
3- Yılmaz Mutlu: ‘Demokratikleşem paketi geçmiş siyasi dönemleri düşündüğümüzde olumlu bir adımolabilir.Temel haklar ve özgürlükleryönünden yöntem bakımından doğru bulmuyorum.İyi ,kötü polis şeklinde bir rol dağılımı olduğu görülüyor.Bazı bakanların ve başbakanın söylemlerinde bunu anlıyoruz.Bülent Arınç ‘anadil isteyen Kuzey Irak’a gitsin’ derken öte yandan özel okullarda paketle anadilde eğitimin önü açılıyor.Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek gibi.Bu tarz doğru bir tarz değildir.Muhalefet eksikliği bu paketi istenilen düzeyde olmamasına yol açtı.İç ve dış baskılar,koşullardan dolayı böyle bir paket yapıldığı izlenimi veriyor.Değişikliklerin güdük olmasının bir nedeni de batı toplumunun hazır olmayışı.Doğu üzerinden bu politikaların yürütülmesi yanlıştır.Yozgat,Konya gibi illerde toplantılar,sempozyumlar yapılarak toplum hazırlanmalıydı.Seçim kaygısı görülüyor.Toplum hazır olmsadığı için değişiklikler yeterince gerçekleşmedi.Kürtlerin bu konuda haklarını ne ölçüde kullanmaya hazır,bunu tartışmak lazım:altyapı yok,pratkte adımlar atılmalı ve alyapıyı hazırlamamı gerekiyor,sivil toplum ve siyasi partilerin sloganik söylemleri bırakıp pratikte çalışmalar başlatması gerekiyor.
4-Saim Atılgan: ‘Bugün meclisin açılmasına denk gelen haftada küçük millet meclisinin önemli bir konuyla toplanmış olması önemlidir.Seçilmişlerin ve STK’ların katılım noktasındaki eksikliği ayrı bir tartışma konusu.Gerek dünyada gerekse Türkiye’de önemli süreçlerden geçtiğimiz gerçeğinden hareketle demokrasi paketi olarak nitelenen paketi tartışacağız.Bunun yan sıra yerelde öğrencilerin yaşadığı sorunlar bilhassa ulaşım ve barınma ,devam ediyor.İlk olarak demokrasinin bir paketle kimseye sunulacak bir şey olmadığını görmek,birtakım toplumsal,siyasal süreçleri barındıran gelişim ve değişimlerin tümünün yasalara ve toplumsal zihniyete yansıması olduğunu görmek gerekir.Ancak bu tür paketler bu süreçlere geçişi ve ilerlemeyi başlatması açısından önemlidir.Bu süreçlerin hızına ve ruhuna uygun olmalıdır ve tüm toplum kesimlerinin beklentilerine karşılık bir anlam ifade etmelidir.Bu noktada bakıldığında ülkemizde Kürt Sorununa paralel gelişen sorunlara,farklı inanç gruplarının ihtiyaçlarına cevap verecek olan şeyin yeni anayasa olduğu gerçeği unutulmamalıdır.Yinede demokratikleşme paketinde KCK tutuklu ve hükümlülerinin serbest bıraklması,TMK ve Özel ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması,TCK’nın ifade özgürlüğü önünde engel teşkil eden 216,217,218,211,318 vb maddelerinin değiştirilmesi,şu anda cezaevlerinde tutulan526 hasta tutuklu ve yükümlü ki bunların 154’ü ölüm sınırında olanlardır,serbest bırakılmaları,seçim yasası gibi anti demokratik yasaların değiştirilmesi gibi konularda birtakım adımların atılması farklı toplumsal kesimler tarafından beklenmekteydi.Yapılması düşünülen 18 değişikliğin bir kısmı mutlaka ki önemlidir.Her sabah tüm çocuklara and okutulması,kılık kıyafet yönetmeliğindeki kısmi değişiklik ileri ve doğru adımlardır ancak gösteri ve yürüyüş kanunda düşünülen değişiklikler mevcuttan daha geri düzenlemeler olacaktır ve maalesef ihtiyaçlara cevap veren demokratik düzenlemeler olmayacaktır.Çünkü polise hiç suça karışmamış kişileri bile eylem yapabilme ihtimaline karşı önleyici gözaltı gibi bir garabeti getirmesi bekleniyor.Toplumun tüm bu konulardaki ihtiyaçları,beklentilerinin ortada kaldığı görülmektedir.Kürt sorununda yakalanan ateşkes sürecinin devamı ve kalıcı barışın sağlanması demokratik yeni bir anayasadan geçmektedir.Yinede bu tür paket düzenlemelerin bu toplumsal barışa taşıması açısından önemi unutulmadan cesur ve ilerici adımlar atılmalıdır.Her fırsatta toplumun hazır olmadığı iddiası tamamen karşılığı olmayan bir iddiadır,bunu şu ana kadar devam eden süreçlerde kamuoyu oylamalarından görmek mümkündür.Bunun önündeki en büyük engel siyaset kurumunun değişmek istemeyen zihinsel işleyişidir.
YEREL KONU ÜZERİNDE DÜŞÜNCELER(Üniversite öğrencilerinin barınma ve Ulalım sorunları):
1. Yusuf DOĞAN: Ben üniversitede çalışan ,içeriden biri olarak söz alıyorum.Üniversitenin ilimizde kurulması güzel oldu:şehrin ekonomik,kültürel,sosyal açıdan olumlu etkilendiği ve dönüşmekte olduğunu düşünüyorum.Ancak yurt ve ulaşım sıkıntısı maalesef devam ediyor.KYK’nın 1000 yurdu yapılmakta ancak ihtiyaca cevap olabilecek durumda değil.Çünkü öğrenci sayısı 9000’i aştı ve artmaktadır.Mevcut kapasite bunu karşılamıyor.Kayıt yaptıran birçok öğrenci daha sonra okulu bırakmak zorunda kalıyor.Ulaşım ayrı bir sorun olarak iki yıldır ortada durmaktadır.Özel otobüsler sorun teşkil etmektedir.Uzak olan bu üniversitenin ulaşımının kamu eliyle yürütülmesi gerekir,yarım saatte bir otobüs kaldırılmalıdır.STK’lar ne yapabilir?Bunu tartışmak ve yetkililerle görüşmek ve onlar üzerinde bir baskı unsuru oluşturmak gerekir.
2. Mehmet IŞIK: Üniversitenin 8 bin civarında öğrencisi var ve bunların ulaşımının yalnızca 10 araçla yapılmaya çalışılması imkansızdır.Geçen yıl aynı sorun yaşandı ve bu yıl kangren haline geldi,çözüm üretilmedi.Rektör benim işim değil diyor,belediye benim işim değil diyor:valilik belediye,rektörlük bu işe çözüm getirmelidir.Bu konuda yetkililerle derhal görüşülmeli.Belediye bu sorunu çözmek zorundadır.Ancak Muş belediyesinin sorunları yanında bunlar hafif kalır.Öğrenciler eylem ve yürüyüşlerle seslerini duyurdular ancak sorun devam ediyor.Biz STK’ların vali belediye,rektörlükle görüşmemiz gerekiyor.Bu konuda bir basın açıklaması yapabiliriz.Bu sorunu sahiplenmeliyiz.Şu an üniversiteninde içinde bulunduğu Suvaran ,Güzeltepe köyleri kısmen toplam 19 köy ilgili bakanlık ve belediyeyle yapılan yazışmalardan sonra resmi olarak Muş belediyesi sınırları mücavir alanına alınmış durumdadır.Belediye encümen kararı var bu konuda.
3. Yılmaz MUTLU: Üniversitede çalışan biri olarak kurumlar arası iletişim yeterli olmadığı için bu sorun çözülememektedir.Bu konu öncelikle belediye ve valilik sorumluluğndadır,bir boyutuyla da emniyet. Hatların yüksek fiyattan ihale edilmesi sorunun temelini teşkil etmektedir.Bu kadar insanın otobüslere doldurulmasına izin veren emniyet trafikte işini yapmamaktadır.Kampüste 6 bin öğrenci öğrenim görmektedir.Hat ve güzergahların buna göre uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir.Saray mahallesinde oturan bir öğrencinin mevcut durumda araca ulaşması imkansızdır.İl trafik komisyonu 20 araç eklenmesi kararı aldı.STK’lar olarak doğru adım atmamız için doğru bilgilerin elimizde olması gerekir.Maalesef halkımızdan da kaynaklı nezaket kurallarını aşan bir boyutu var.Esnaf,şoförler de bu nezaketten bazen uzak.Bu öğrenciler bizim kültür elçilerimiz olacaklar.Bu açıdan onlaraı ekonomik bir meta olarak değerlendirilemezlerçBu noktada höşgörü geliştirilmelidir.KYK yurtları bu yılada yetişmedi ve ayrı bir sorun olarak durmaktadır.
4. Toplu taşıma sorunu nereden kaynaklanmaktadır biliyoruz.Belediye başkanı 20 hattı ihaleye çıkarmasıyla ilgilidir.Altyapıve fizibilite çalışmaları yapılmadan ihale yapıldı.Maliyetler fazla çıkarılınca ihaleler 200 civarına mal edildi110 art KDV ile yapılması gerekirken yüksek fiyatla alındı ve sonuç bu oldu.Araç bedeliyle birlikte bir aracın maliyeti 5000 bin ibulduBursa belediyesinden alınan iki araç ciddi tartışmalardan sonra kooperatifa kiraya verildi,kısmi bir rahatlama sağlasa da bu da sorunu çözmemektedir.Ayın 20’de 7 araç daha ihaleye çıkarılıyorBunun sağlıklı bir şekilde yapılmasını diliyorum.Ancak sorun çözülmüyor çünkü güzergah sorunu var ve güzergahların yeniden belirlenmesi gerekiyor.Bu iş kamu yararından çok ranta dönüştürülmüştür ve sorun aslında budur.Rektörle destek amaçlı görüşmek gerekiyor.Sivil Toplum Platformu olarak ilgililerle derhal görüşmeliyiz.Şoförler odası,belediye aynı şekilde belediyeiçindeki toplu taşımayla ilgili düzenleme yapmalı,durakları belirlemeli,cep duraklar yapmalıdır.
Öneriler:
Öğrencilerin ulaşımsorunları ile ilgigli belediye,valilik,rektörlük,şoförler odası,trafik şube müdürlüğü ile görüşülmelidir.MSTP üzerinden bu örgütlenmelidir.
Ortak sonuç:
Değerlendirme:
a Sivil toplum ile
STK ve belediyeler ile toplam 115 kişiye SMS yolu ile bilgi verildi
b. Milletvekilleri ile
Önce bilgilendirme mesajı gönderildi sonrasında telefonla 4 milletvekili ile görüşüldü.
c. Katılımcılarla
Daha önceden STK ile yapmış olduğumuz toplantıda yerel gündemimizi belirlemiştik.
d. Medya ile 2 ulusal 6 yerel gazetelere mail ve sms yolu ile bilgilendirme yapıldı. Gazetecilerden katılım olmadı.
Sonuçlar: Sivil Toplum Kuruluşları ve katılımcılar birbirlerini dinledi. Toplantı düzenine uygun bir katılım gerçekleştirildi. M. Vekilleriyle tek tek görüşülmesine rağmen kimsenin katılmaması STK’lar tarafından hoş karşılanmadı. Mutfaktan milletvekillerinin katılımlarını sağlamaları konusunda çalışmalara devam etmeli.
Değerlendiren: Nurcan Çetinbaş