YER: Eğitim-Sen Iğdır il Temsilciliği
TARİH: 5 Ekim 2013
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1/Doğan Kaya (Toplumsal ilerleme Derneği)
2/Serhat Çakmak (Öğretim Görevlisi-STK Aktivisti)
MESLEK ODALARI
1/İbrahim Akkuş ( Mühendisler Odası)
2/Orhan Ağırkaya (Mimarlar odası)
SENDİKALAR
1/Yılmaz Hun (Eğitim-Sen il Temsilcisi)
2/İsmail yiğit (Egitim-Sen)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1/Bayram Güneş (Emekli Öğretmen- Gazeteci)
2/Mustafa Karacan (Kanaat Önderi)
3/Mehmet Kesel (Emlakçı)
4/Halit Öztürk (Gazeteci)
5/Yaşar Akkuş (İş adamı)
GÖZLEMCİLER
1/Ehettin Kaynar (BDP İl Bşk. Yrd.)
2/Murat Akkuş TkMM Iğdır İl Girişimcisi…
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ Yok
BELEDİYE BAŞKANLARI Yok
MESAJ YOLLAYANLAR Yok
DİĞER KATILIMCILAR Yok
MEDYA Yok
MODERATÖR Yok
KONULAR
İlk görüşülen genel konuda “Demokratikleşme Paketi Toplumsal barışa Katkı Sunar Mı?” konusunda fikir beyan eden katılımcılar; Paketin seçim yatırımı olduğunu dile getirerek beklentilerden uzak olduğunu belirttiler. STK temsilcilerinin katıldığı forumda; hükümetin demokratikleşme paketinin ne çözüm sürecine ne de toplumsal barışa temel bir etkisinin olmayacağında hem fikir oldular. Paketin içeriğinin boş olduğunu, devamı gelecek denilerek beklentiye sokulan toplumun aldatıldığını söylediler.
Yılmaz Hun (Eğitim-Sen il Temsilcisi): Seçim barajının kaldırılması, eşit temsil hakkı ve yerel parlamentoların sağlanması, yerel yönetim özerkliği gibi en temel konularda pakette hiç bir iyileştirme olmadığı gibi, seçim sistemine dair tartışmaya açılan önerilerde tümüyle belirsizliğini koruyor. 'Seçim sistemini tartıştırıyoruz' diye ortaya sunulan seçenekler her biri birbirinden tehlikeli tuzaklar ve AKP lehine imkânlarla dolu. Ana dilde eğitim konusunda varlıklı olanların zaten sahip oldukları ve faydalanabildikleri hakları bir lütuf gibi sunması, fiilen uygulamada olan ama mevzuatı belirsiz bırakarak kararı yine otoritenin iki dudağı arasına sıkıştıran yaklaşımı koruması, ana dil konusunda da AKP'nin adım atmayacağını bir kez daha gösteriyor.
Bayram Güneş (Emekli Öğretmen- Gazeteci): Kültürel kimlik hakları ve eşit yurttaşlık ekseninde Kürt taleplerinin karşılanması için, Erdoğan’ın “paketi”ne umut bağlanamayacağı netleşti ve “umut” bir kez daha hüsrana dönüştü. Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önü açılıyor. Ama Türkçe dışında anadilde eğitim hakkı, bir kamu hizmeti olarak görülmüyor. Eşitlik ihlali halen sürüyor. Yani parası olan Kürt anadilini öğrenebilecek. Ya parası olmayan Kürt? Demokrasi insan haklarına dayalıdır. Anadilde eğitim hakkı bir kamu hizmetidir. Özel ve cemaat okullarında olması gereken zorunlu din eğitimi kamusal hizmet olarak dayatılırken, ana dilde eğitim kamu hizmeti olarak görülmüyor! Azınlık malları, azınlıklara, Mor Gabriel kilisesi zaten Süryani cemaatine ait ve devletçe gasp edilmiş hakların geri iadesi demokratikleşme olarak pazarlanamaz. Bu devletin gaspçı ayıplarından ve günahlarından kurtulmasıdır. Alevi-Bektaşilere ait 600 üzerinden Dergâh ve Tekke devlet tarafından gasp edilmiştir. AKP devleti bu ayıbından neden kurtarmadı? Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması ve Alevi talepleri ayrı bir çalışmanın ürünü olarak çıkartılması manidar değil mi? Alevi taleplerinin demokrasi ve hukuk zeminden karşılanmasını ertelemek nasıl açıklanabilir! Paket “inanç özgürlüğü” değil, kamusal alanın Sünnilik ekseninde muhafazakârlaştırılmasını hedeflenmiştir. Roman enstitüsü ve Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi ismi, kamusal alanın dinselleştirilmesini örtüsü değil de neyi? Kamuda başörtüsü engelini kaldıran paket, Sünnilik dışındaki inanç gruplarına, azınlık inançlarına aynı hakkı tanımadıkça, kimin payına inanç özgürlüğü, kimin payına ayrımcılık ve eşitsizlik düşecek, diye soramayacak mıyız? Onbir yıllık AKP otoriterliği “kimlik dayatmasını” devam ettirmedi mi? Cemevinin ibadet yeri olmadığı ve Aleviliğin ne olduğunu ifade ederek teolojik tanım dayatmalarını yapan bizzat Başbakan değil miydi? Ne değişti? Hiçbir şey…
İsmail yiğit (Egitim-Sen): Paket hakkında konuşan her kurum kendi meşrebine göre bir değerlendirme yapıyor. Barıştan demokrasiden yana güçler mümkün olduğu kadar paketteki vaatlerinde gerçekleşmesi konusunda ne kadar dar olursa olsun barış adına kazanım elde etmek için tabiri caizse keçiboynuzunu meyve niyetine görmeye çalışıyorlar. Bu duygu bende de var, tüm kurumlarda da var. Ama nesnel değil. Daha bu tasarı haline getirilecek meclise gelecek ve besbelli ki seçim sonrası beklenecek. Yani kendi oy potansiyeli olan kitleye en şirin görünebilecek maddeleri ön plana alıp ötekileri seçim sonrasına atan bir anlayış.
Serhat Çakmak (Öğretim Görevlisi-STK Aktivisti); Demokratikleşme Paketi beklenenin aksine Türkiye halkının yararına fazla bir şey getirmiyor. Söz yerindeyse Kayserili halkımıza yakıştırılan, ”Anasını boyayıp, babasına satma” oyunu olmaktan öteye gidemiyor. Başbakan demokratikleştirme, demokratikleştirme diye ortaya koyduğu paketin kendi otoriter yönetimini kurmak ve ülkeyi kaosa sürüklemek arzusundan bir türlü vazgeçmeyeceğini gösteriyor. Paketteki kim sözler kulağa hoş gelebilir. Bu söylenenlere bakarak, şimdi artık demokratikleşiyoruz, yaşasın ”Demokratikleşme Paketi” diyebilirsiniz ki, yandaş basın ve yalakaları buna başladı bile… Bu paketin gerçek demokrasiyle fazla bir bağı yoktur. Demokrasiler diktatörlerin kendi gözlüklerine göre uyguladıkları bir çağdaş yönetim sistem değildir. Demokrasinin olmazsa olmazları ve evrensel değerleri vardır. ”Hacı Bektaş Veli Üniversitesi”ne çevrilmesi Alevi inancına sahip olan insanlarımıza inanç ve özgürce yaşam hakkı ve de inançlarının gereği ”Cemevi”lerini korkusuzca açmayı getirmiyor. Mor Gabriel, diğer adıyla Deyrulumur Manastırı arazisi manastır vakfına iade ediliyor olması yurtdışına çıkan Süryani vatandaşlarımızı ülkemize geri getirmeye yetmiyor o arsa zaten yüzyıllardır o vakfın malıdır.
Yaşar Akkuş (İş adamı); Herkes demokratikleşme paketi açılacak demokratikleşeceğiz hayalleri içindeydi. Sadece bölge halkı değil, dünyanın her yerinde belli kesimlerin umutlu baktığı ve bölge için olumlu bir şeylerin çıkacağı umutları vardı. Ancak paket açıldıktan sonra insanların hayalleri bir başka bahara kaldığını gördük. Açıklanan paketin boş olduğunu biliyorduk ve de gördük. Özellikle pakette anadil eğitimi ile ilgili ve cezaevi koşulların düzeltilmesi, siyasi tutsakların serbest bırakılması beklentisi içerisindeydik. Ancak paket içerisinde bunların olmaması bizim ve bölge halkının umutlarını kırmıştır. Bu paket bundan önceki paketler gibi içi boş bir seçim yaptırımı olduğunu söyleyebilirim,
Yerel Konu Olarak ta: “Iğdır’a Nasıl Bir Belediye Başkanı İstiyoruz” Konusunda katılımcılardan dikkat çeken kriterler öne çıktı.
İbrahim Akkuş ( Mühendisler Odası); Şehrin sorunlarını bilen projeleri olan ve o projeleri nasıl hayat geçireceğini anlatabilen vizyon ve misyon sahibi biri olmalı. Önyargılardan uzak tarafsız ve hoşgörülü olmalı. Kaliteli ve ehil bir ekibi olmalı. İyi bir ekibi yoksa alemi cihan olsa başarılı olması imkansızdır. Belediye başkanının vizyonu ve bunu gerçekleştirmek için gerekli prensip ve kuralları olmalıdır. Hizmetine talip olduğu Iğdır’ın, sosyal ve kültürel özelliklerini çok iyi bilmeli, Iğdır’da ikamet ediyor olması önemlidir,
Mustafa Karacan (Kanaat Önderi) ;Takip edilen amaçlar hiçbir zaman kişisel olmamalıdır. Belediye başkanı seçilmek için vaat ettiği tüm talepleri, seçildikten sonra, koltuğa oturduğunda da unutmamalı, yerine getirmelidir. Makamının kapısı vatandaşa her zaman açık olmalı, ulaşılamayan değil, vatandaşla iç içe olan biri olmalıdır. Kentin ve yaşayanların sorunlarını yerinde dinleyen ve zamanında çözüm getiren biri olmalı, temsil ettiği kentteki insanlarla birlikte yaşadığını unutmamalı, onların dertlerini ve sevinçlerini paylaşarak hissetmeli ve onlardan biri olmalıdır. Halkın çıkarları her zaman ilk hedefi olmalı, halktan gelen fikirlere ciddiyetle yaklaşmalı ve gereğini yapmalıdır,
İdris Demirel (Gazeteci) ; Adil, halktan yana, şeffaf, güvenilir ve liderlik vasfı olmalı, verdiği sözleri tutmalı, kararlı ve dürüst olmalı, ekip çalışmasına yatkın, önerilere ve fikirlere açık olmalı, teknolojiyi, dünyadaki gelişmeleri, kentleşme ile ilgili yenilikleri yakından takip etmeli, kendini sürekli yenilemelidir. Yeniliklerde ve hizmetlerde öncü olmalı, olayları objektif değerlendirerek, doğru analiz etmeli, analitik bir zekâya ve güçlü bir hafızaya sahip olmalıdır. Yurt dışına çıkmış olmalı ve hitabeti anlaşılır olmalı,
Mehmet Kesel (Emlakçı); Mücadeleci bir ruha sahip olmalı ve hiçbir zorluktan yılmamalı, hızlı düşünme, karar verme ve karar alma yeteneğine sahip olmalıdır. Yenilikçi, değişime açık, modern, aydın, ileri görüşlü olmalı, sivil toplum örgütlerinin önemini benimsemeli ve çalışmalarına destek vermelidir. Kadınlara, engellilere yönelik projeleri olmalı. Doğaya saygılı, hayvan sever olmalı. Kibar, anlayışlı ve uzlaşmacı bir tavır sergilemeli, cesur olup, kararlarının arkasında durmalıdır. Partiler üstü hizmet vermeli, din, dil, ırk ayrımı gözetmemelidir. Onurlu ve cesur olmalı, tek başına değil, ekibi ve halkla birlikte kararlar almalıdır,
Doğan Kaya (Toplumsal ilerleme Derneği); Belediye Başkanı, şehrin gelişimini sağlayacak, sıkıntılarını giderecek, şehre vizyon sağlayacak olan her türlü projeyi gerçekleştirecek yeteneğe, donanıma sahip olmalı. Ekip çalışmasına önem veren ve ekipteki farklı fikirlere değer verirken, bu projeler için yapılacak olan, harcamalarda da vicdani sorumluluğa sahip olmalıdır. Belediye başkanı; aktif, dinamik, heyecanlı olmalıdır. Şehrin sosyo kültürel ve sosyo ekonomik yapısını iyi tahlil ederek, bu rezervleri ekonomiye kazandırmalı ve kazanımları da halkın refahı için kullanmalıdır.
Orhan Ağırkaya (Mimarlar odası); Şehir emanet edilen kişi, görev yapmak istediği şehri çok iyi tanıdığı gibi, diğer şehirlerdeki gelişmeleri de takip etmeli, her zaman yeniliklere açık olmalıdır. Yönetici, vizyon ve misyon sahibi olmalı, çok önemli olan tecrübesini bunlarla bütünleştirmelidir. Yanlışları tenkit etmekle, iş yapmak; haksızlıkları konuşmakla adaleti uygulamak ayrı ayrı şeylerdir. Bunun içinde en önemlisi, kimseye diyet borcu olmamalıdır. Zulmü, herkes tenkit eder, ama adaleti herkes uygulayamaz.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
Sivil toplum örgütü temsilcileriyle telefonla ve ziyaret edilerek irtibata geçildi. Salonda bir önce ki toplantının haberlerinin yer aldığı gazeteler katılımcılara dağıtıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Katılım sağlanmadı.
MEDYA İLE
İldeki ulusal ve yerel medyaya haber verildi. Tümü foruma katılmasa da Toplantı haberi hepsinde yer aldı.
KATILIMCILARLA
Her zaman olduğu gibi destekçilerle birlikte yerel konuyu belirliyoruz.
SONUÇLAR
Iğdır kMM’de problem yok, devam…
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Murat Akkuş TkMM Iğdır İl Girişimcisi