Yer: Memur-Sen Toplantı Salonu
Tarih: 05.06.2010
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
1- İnsan-der (Macit Orhan)
2- Van KAMER (Aysel Ertunç)
3- Mavigöl Kadın Derneği (Suna Şahin)
4- Van Genç İşadamları Derneği VANGİAD (Kadri Salaz)
5-Umut ışığı Derneği (Fırat Toprak)
6.VAKFİYAD (Musa Koç)
7-Van Spor Kulübü Derneği (Ejder Koç)
b. Meslek OdalarıKatılım olmadı.
c. Sendikalar
1- Memur-Sen (Davut Okçu)
d. Kanaat önderi bireyler (Bir sosyal grup var ama örgütsüz ise veya o kentin simgesi bir kişi varsa) Katılım olmadı.
Katılan Milletvekilleri: Katılım olmadı.
Belediye Başkanları: Katılım olmadı.
Mazeret Bildiren Vekiller: Kayhan Türkmenoğlu faks çekti.
Moderatör: Davut Okçu
Gözlemciler:
Siyasi partilerden katılım olmadı.
Medya: Katılım Olmadı
Konular:
Genel konu: Gazze Ambargo Krizi
Yerel konu: Özalp’daki patlama olayı, şehir merkezlerindeki askeri noktaların şehir dışına çıkarılması
Genel Konu Üzerine Konuşulanlar:
1- Kadri Salaz: Özellikle üzerinde durulması gereke şey Ortadoğu coğrafyasında dikkat çeken 2 gündem var. Kürtler ve Filistinliler. Kürtler ve Filistinliler çoğu haklarından mahrum bırakıldılar. Emperyalist güçlerden baskı gören bu 2 halk için hiçbir zaman bu bölgeye barış ve huzur gelmedi. Yaşanan insanlık trajedisinin geçmişi iyi bir şekilde irdelenmelidir. Ortadoğu’da Filistinliler ve Kürtler her zaman büyük bir zulüm görmüşlerdir. Bu bağlamda özellikle Filistin'de meydana gelen bu savaş bir din savaşı haline gelmiştir. Hamas’ın başa gelmesi bu kıvılcımın büyümesinin sebeplerinden birisi. İsrail’i sadece düşman olarak göstermek tam doğru değil bunun yanında Mısır’ı da suçlu olarak görmekteyim. İsrail’in şiddeti benimsemesiyle zamanla karşı tarafta aynı yönteme başvurmaya başlıyor. Saddam Hüseyin Kürtlere soykırım yaparken Filistin gerillaları Kürtlere karşı savaştı.
2- Macit Orhan: Yahudi değil de İsrailli olmak nasıl bir şey ben birazda bu gözle bakmak istiyorum. Temel ihtiyaçlarını karşılayamayan bir Gazze’den bahsediyoruz. Ortalıkta bir insanlık dramı var. Gazze'de Hıristiyan yardıma muhtaç olsa gene giderim. Kendi karasularında bile bulunmayan bir gemiye bile müdahale edebiliyor. İsrail şu anda bir korku devleti haline geldi. Bunun hiçbir izahı olamaz. İsrail şu anda nereye gittiğini bilmiyor. Yanlış bir tutum içinde. 2007 yılkından beri en temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. İsrail’in arkasındaki güçler araştırılmalı. Süper güçlerin haktan ve adaletten yana değişmelerini istiyorum.
4- Fırat Toprak: Filistin ve Kürt sorununun karşılaştırılmasını doğru bulmuyorum. Filistin sorunu Filistinlilere has bir sorun değildir, küresel bir sorun haline geldi. İnsanlığın vicdanının temsilciliği o gemideydi. Bütün dünyanın vicdanı oradaydı. İsrail’i oraya İngiltere yerleştirmiştir. Devamını ABD yürütmektedir. Dünyanın her yerinde çatışma, savaş, katliam varsa bu sistemin sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. (Irak, Afganistan, Filistin, Kürtler) tıbbi yardım götürülmediği için orada her gün ölü sayısının arttığını biliyorum. İsrail kadar suçlu Mısır ve Ürdün var. İsrail şiddet üzerine kurulmuş bir devlettir. Şu birlikte yaşama söylemini de bırakmak gerekiyor. Orada bilinçli bir şekilde Yahudi ulus devleti yaratılmıştır… Filistin sorunun da dini gerçekler vardır. Kudüs'ten dolayı Yahudi- Müslüman çatışması her zaman var. bu bölgede bir dini çatışma olduğu kesin ve nettir. Yahudilerle ilgili bir sıkıntı yok. Kudüs'te hala yaşıyor ve yaşamalılar. İsrail devletine tepkim var. BM’nin, Nato’nun yapısı sorgulanmalıdır. Silah tüccarlarının rant için dünyaya yön verdiği bir süreç sürdürülebilir değildir. Bu ambargonun amacı oradaki halkı tamamen ölüme sürüklemektir. İsrail’in kuruluşu ciddi bir şekilde sorgulanmalıdır. Arap devletlerinin işbirlikçi yapısı sorgulanmalıdır. İsrail’in varlığı bile devlet terörü için yeterli oluyor. Şiddetten beslenen bir devlet anlayışı hakim. İsrail’deki birkaç STK‘yı saymasak halkı da şiddeti benimsiyor. Filistin sorununun dini bir yönü de vardır. Bu ülkede antisemitizm yoktur. Bazı medyanın sürekli antisemitizmi pohpohlaması tamamen yanlı bir tutumdur. Sivil Toplum kuruluşları bu tür anlamlı tutumlarını sürdürmelidirler. Yahudilerin o topraklardaki varlığı problem değildir. Problem olan İsrail devletinin var oluşudur.
5- Aysel Ertunç: 1948’den bu yana bu şiddetin ve baskının sürmesi Bir insan olarak yapılanlar beni de üzdü. 4 yıldır süren bu ambargonun kaldırılması gerekiyor. Türkiye’nin çok açık tedbirler alması gerekiyor. Devletin hala silah alımlarının akıbetini düşünmesi akıllara ziyan… Büyümeye devam eden ticaret hacmi bu ülkenin hala İsrail’le yaptırım uygulayamayacağını gösteriyor. Mayın temizleme işinin de İsrail’e verileceği ortaya çıkmıştı. Hükümetin bir an önce net tavrını ortaya koymasını ve somut adımları atmasını diliyorum.
6- Suna Şahin: İsrail’in yaptığı insanlığa sığmayacak bir tutumdur. Burada şunu da belirtmek isterim ki Kürtler de Müslüman'dır. Onlar da zulme uğradığında aynı tepkinin gösterilmesini diliyorum. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışından kurtulmalıyız.
7- Musa Koç: Ortadoğu’da 2 jandarma devlet vardır. Suriye ve İsrail. İkisi de Ortadoğu’nun temelindeki dinamit ülkelerdir. İsrail’in bu vahşeti yapacağını tahmin etmiştim. Bu tutuma Avrupa Devletlerinin ses çıkarmamasına anlam veremiyorum.
Yerel Konu Üzerine Konuşulanlar:
1- Kadri Salaz: Öncelikle Mustafa Muğlalı kimdir ondan başlamak gerekiyor. O yıllarda Orgeneral Muğlalı orda bir ağa ile ortaklaşa bir şeyler yapıyor. Bu ağa ile İran tarafındaki başka bir ağa arasında koyunlarla ilgili bir sorun çıkıyor. Bir tahrik sonucu köyde operasyon yapılıyor. Yakalanan kişiler Van Savcısı tarafından sorgulanıp serbest bırakılıyor. Bunu hazmedemeyen Muğlalı bu köylüleri tutuklayıp ibret olsun diye 34’ünü kurşuna diziyor. 33 kişi ölüyor sadece biri yaralı olarak kurtuluyor. Daha sonra bu kişi sınırın diğer tarafına kaçıp kurtuluyor. Demokrat Parti iktidara geldiğinde Bu olayı soruşturan Van Savcısı da Demokrat Partiden milletvekili seçiliyor. Sağ kurtulan bu köylü durumu o vekile anlatıyor. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığının açtığı soruşturma sonucunda Muğlalı tutuklanıyor. Van da bir geziye gelen İsmet Paşa Cumhuriyet Caddesinde Muğlalı’nın koluna girerek geziyor. İdam cezasına çarptırılan Muğlalı’nın cezası yaşı nedeniyle 20 yıla indiriliyor. Cezaevinde iken bir süre sonra ölüyor. 2006 yılında Genelkurmay Başkanlığı Muğlalı’nın ismini Özalp 3. Hudut Komutanlığına veriyor. Bu tutum açık bir şekilde oradaki halkın tahrik edilmesine yöneliktir. Öldürülen o insanların torunları her gün o kışlanın önünden geçerken acaba neler hissetmektedirler… Bu kışlanın ismi değiştirilmelidir. İsminin değiştirilmesi ve kışlanın il merkezinin dışına taşınması için imza kampanyası düzenlenebilir.
2- Davut Okçu: İlimizin İnsan Hakları ihlalinde sorumlu olan Vali Yardımcısı yeterli değildir. Daha önceki Vali’nin Valilikte uyguladığı her odaya kamera yerleştirme anlayışı kabul edilemez bir davranıştır. Yeni gelen Valimize bunu belirtmemizle bu gayri ahlaki anlayıştan vazgeçildi. Dünyanın neresinde bir zulüm varsa ona ses çıkarmak gerekiyor. Bu ülkenin temelinde de bir ırkçılık var. Bu yapıda zamanla Kürtleri dışlamıştır. Van’daki STK’lar olarak şu hususlar için bir basın metni veya imza kampanyası düzenleyebiliriz. Şehir merkezlerindeki kışlaların dışarıya taşınması sağlanmalı.
3- Fırat Toprak: Bu patlamada açık bir ihmal var. Artık iyi niyet taşıyamıyorum. TSK ile ilgili her habere kuşku ile bakmaya başladım. Her şehirde en güzel yerler nedense TSK’nın elinde.
4- Suna Şahin: Kışlanın atış poligonuna yakın yerlerde vatandaşların evleri bulunmakta bazen de evlere kurşunların isabet ettiği oluyor. Kışlanın ismi için şunu belirtmem gerekiyor. Özalplılar'ı öldürseniz ağırlarına gitmez, ama o isim onları ağırlarına çok gidiyor.
5- Aysel Ertunç: kışlaların şehir merkezinden dışarıya taşınmaları sağlanmalıdır. Çocukların ölümleri sorgulanmalıdır.
ORTAK GÖRÜŞ:
Muğlalı Kışlasının ismi değiştirilmelidir.
Kışlanın atış poligonunun şehir dışına çıkarılması gerekmektedir. Bu konu ile ilgili ortak bir toplantı düzenlenmelidir.
Özalp'teki meçhul olay bir an önce soruşturulmalıdır.
Değerlendirme:
İletişim:
a. Sivil toplum ile
30 sivil toplum kuruluşuna belirlenen gündem fakslandı, bir kısım ile görüşüldü.
b. Milletvekilleri ile
Mail ile ve cep telefonlarına kısa mesajla ulaşıldı.
c. Medya ile
Ulusal basın temsilcileri ve yerel basın mensupları davet edildi.
Sonuçlar:
Değerlendirenler: Zozan Özgökçe- Van kMM Girişimcisi