Yer : Belediye Meclis Salonu
Tarih : 05.06.2010
Yerel Katılım:
Anadolu Gençlik Derneği ( Ahmet Pekcoşkun – Bşk. Yard.)
İHD ( M. Nafiz Koç- Başkan )
KESK ( Fuat Koç – Eğitim Sen Elazığ Şb. Bşk Yard. )
Eğitim Bir Sen ( Yasin Karakaya – Başkan )
Türkiye Emekliler Derneği ( Aziz Hıdır Doğan-Bşk. Yard.)
Balakgazi Eğitim Vakfı ( Hadi Elgin-Başkan)
Alevi Bektaşi Kültürünü Tan. ve Yay. Derneği ( Ali Çoban- Başkan )
Bingöllüler Derneği ( Suphi Döner- Başkan )
CHP ( Ethem Gülbay- İl Başkanı)
BDP ( Atik Okuyucu- İl Yön. Kur. Üyesi )
Milletvekilleri: Milletvekili katılımı olmadı.
Belediye Başkanları: Belediye Başkanı katılımı olmadı.
Medya:
Kanal 23
Kanal E
Kanal 9
Moderatör: Ragıp Zarakolu ( Gazeteci – Yazar )
Konular:
Anayasa Paketinde Yargı ( HSYK ve Askeri Yargı )
Gazze’ ye Ambargo Krizi, Ne Yapılmalı?
Konuşulanlar:
Ragıp Zarakolu : Türkiye kendine uygun bir anayasayı 1877’ den beridir yapamıyor. 1982 Anayasası meşru bir anayasa değildir. Yapılmaya çalışılan değişikliklerle hep güne uyarlanmaya çalışılıyor ama sökük, dikiş tutmuyor. Türkiye’de sivil toplum hızla oluşuyor. Demokratik kurumlar arasında iletişim ve etkinliklerin artması çok önemlidir. Bu konuda kMM lerin önemli bir yeri bulunmaktadır.
Aziz Hıdır Doğan: Anayasa değişiklik paketi alelacele yapılmış bir değişikliktir. Daha iyi irdelenerek yapılmalıdır. Geniş kitlelerin ve sivil toplum kuruluşlarının katkıları göz önünde bulundurulmalıdır.
M. Nafiz Koç: Anayasalar ( 21-24-60-80) asker kökenliler tarafından oluşturulmuştur. 1960’ta her ne kadar sivil kişiler yer almışsa da, bunların koyduğu maddeler askerlerden daha zorba bir anayasanın ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Yeni yapılan anayasaya karşı bir direnç bulunmaktadır. Bütçesi olmayan bir yargının bağımsızlığından söz edilemez. İki başlı yargı Türkiye’nin başına büyük felaketler getirecektir.
Ahmet Pekcoşkun: Ne yapılırsa yapılsın, 12 Eylül Anayasası kökten değiştirilmelidir. Falanca kişinin veya grubun anayasası olmamalıdır. İktidar ve muhalefet baştan beri, bu anayasa değişiklik paketinden rant elde etmeye çalışmaktadırlar. Anayasanın değiştirilemez maddesi olmamalıdır.
Fuat Koç: Anayasa değişikliğine mutlaka halkın katkısı sağlanmalıdır. Ben istediğimi yaparım anlayışı anti demokratik bir anlayıştır. Anayasa değişikliği konusunda BDP öneri götürdüğü halde, hükümet sadece diğer muhalefet partileri ile ilişki geliştirmeye çalıştı. Bu ideolojik bir yaklaşımdır. Ama bundan da sonuç alınamadı. Hükümet kendini daha fazla meşrulaştırmak için anayasayı değiştirmek istiyor. HSYK atamasında cumhurbaşkanına daha çok yetki verilmesi, ilerde erklere sahip olma amacı gütmektedir ve bu durum ilerde sıkıntı yaratacaktır. Kadınlara pozitif ayrımcılık ve 12 Eylül darbecilerinin yargılanabilecekleri ile ilgili değişiklikler olumludur ancak bu değişiklik paketinde ülkenin en büyük sorunu olan Kürt sorunu konusunda en ufak bir değişikliğe gidilmemesi üzüntü vericidir.
Yasin Karakaya: Anayasa değişmeli diyoruz çünkü; bugüne kadar hep darbe anayasalarıyla yönetildik. Yapılacak olan anayasa 72 milyonu kucaklayan bir anayasa olmalıdır. 72 milyonun yaratılıştan gelen haklarını engellemeyen, hür düşünebilen, özgür bireyler yetiştirebilen bir anayasa olmalıdır. Yapılan değişikliği kabul ediyoruz ancak yeterli bulmuyoruz. Değişiklik bütün kurum ve kuruluşların görüşü alınarak yapılmalıdır.
Ali Çoban: Mevcut hükümetimiz 2008 ile 2010 yılları arasında dönem dönem çalıştaylar icazet etti. Alevi, Kürt ve Romen çalıştayları adı altında şimdiye kadar ülkemizde demokrasi yokmuş gibi yeniden bir demokrasi inşasına girişildi. Hükümetin bu konuda samimi olduğuna kesinlikle inanmıyoruz. Şayet samimiyse ülkemizde din, dil, mezhep ve meşrep farkı gözetmeden kardeşliği sağlayacak nitelikte bir anayasa hazırlanacaksa o zaman bu çalıştaylara ne gerek vardı. İnsanın insanca yaşayabileceği bir anayasa bağımsız ve hür olmalıdır ve hiç kimsenin tekelinde olmamalıdır.
Ethem Gülbay: 82 Anayasası darbeci bir anayasadır diyoruz ama R. Tayip Erdoğan’ın anayasa taslağı 82 Anayasası’ndan daha darbeci bir içerik taşımaktadır. Yapılmaya çalışılan anayasa değişiklik paketinde sadece iki maddeye karşıyız. CHP 25. maddeye karşı değildir. Karşı olduğumuz bu iki madde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilecektir, dolayısıyla referanduma gerek kalmayacaktır.
Atik Okuyucu: Anayasa değişiklik paketinde kabul edilebilir maddeler vardır. Türkiye bir darbeler ülkesidir. Biz Kürtlerin gözüyle bu değişiklik paketine bakıyoruz. Gelmiş geçmiş hiçbir anayasada Kürt kelimesi geçmemektedir. Başbakan Kürt iradesini tanımamaktadır. Bizim partilerimizi HSYK veya Anayasa Mahkemesi kapatmadı, Parlamento kapattı. Biz Kürtler olarak bu anayasa değişikliğine hayır diyoruz.
Muhammet Milat Özçelik: HSYK’nın seçiminde Adalet Bakanı ve müsteşarının olması anti demokratik bir uygulamadır. Evet oyu verecek olmama rağmen, içeriğinin değiştirilmeden sadece üye sayısının arttırılmasını üzücü buluyorum. Değişiklik paketinde etnik unsurlara ve vicdani redde dair herhangi bir değişiklik yoktur. Ama bu değişikliğin bundan sonraki değişiklikler için ön açıcı olacağına inanıyorum.
Siracettin Sarı: Anayasa değişikliği tartışmaları, bir AKP’li ve AKP karşıtı sonucunu ortaya çıkarmıştır. Yapılacak her değişiklik toplumun yüzde yüzünü tatmin etmeyecek bir gerçeklik arz etmektedir. Bu noktada çoğunluğun istemi çok önemlidir. Anayasa değişikliğine bazı çevreler toplumsal olarak değil de bireysel olarak bakmaktadırlar. Ülkede ki sorunların üzerine hangi parti giderse o desteklenmelidir. Anayasa değişikliği toplumun önünü açacak bir adımdır.
2. Genel Konu: Gazze’ ye Ambargo Krizi, Ne Yapılmalı?
Konuşulanlar:
1. Ahmet Pekcoşkun: Kabalanın Tevrat’a uyması gerekirken, tam tersi bir durum söz konusudur. Kabalada bir öğütte ‘ Yahudi olanlar insan, Yahudi olmayanlar ise insan kılıklı hayvanlardır’ der. Dünya Yahudilerindir, dolayısıyla Yahudi olmayanların mallarını almak sevaptır. Yahudilerin bakış açısı böyle olduğundan Gazze’de ki insanlara yaptıkları düşünceleriyle paraleldir. İsrail’e düşünce ve inançlarının yanlış olduğu gösterilmelidir. Zihniyetleri değiştiğinde Yahudilerle ortak bir çerçeve içerisinde olunabilir. BM’den sadece İsrail’i kınama var, yaptırım yoktur. Bunun nedeni İsrail’in güçlü olmasıdır.
2. Aziz Hıdır Doğan: Sovyet bloğu dağıldıktan sonra, dünyada Amerikan, İngiliz ve İsrail konsorsiyumu oluştu. Bunlar arasında liderlik mücadelesi başladı. İsrail dünya sermayesini elinde bulundurması sebebiyle liderliği ele almaya çalıştı. Amerika’dan bağımsız hareket etmeye başladı. Saldırıda bunun bir sonucudur. Türkiye’den Gazze’ye giden yardım dolaylı da olsa siyasi iradenin de etkisi vardır. Siyasi irade de bundan ikinci bir ‘ one minute ‘ olayı çıkarmaya çalışıyor. Türkiye bu olay karşısında çıkarları doğrultusunda hareket etmelidir.
3. M. Nafiz Koç: Dünyada ırkçılık bitmediği sürece mazlum halklar bu şekilde ezilmeye devam edecektir. Gazze’ye giden yardım Türkiye devletinin katkısıyla olmuştur. Başbakan Davos’ta İsrail’e; siz çocukları katlediyorsunuz demiştir ama geldikten sonra onbir tane heron siparişi, vermiştir. Dolayısıyla heronlar için verdiği parayla katliama ortak olmuştur. Zalim devletler birbirlerini iyi tanıyorlar. İsrail Türkiye’nin açıklarını bildiği için rahat davranıyor. Ekonomik yaptırımlar uygulanarak İsrail yola getirilebilir. Ayrıca askeri, ekonomik ve siyasi bütün anlaşmalar iptal edilmelidir.
4. Yasin Karakaya: İnsanların rengi, dili, dini ne olursa olsun, gözyaşlarının rengi birdir. Dünyanın neresinde olursa olsun akan bir gözyaşı varsa, onu dindirmek bizim görevimiz olmalıdır. İsrail, Amerika’nın şımarık çocuğu olarak bu katliamı yapmıştır. Biz burada Siyonist zihniyeti yargılıyoruz. Türkiye’nin Ortadoğu barışı konusundaki etkinliği İsrail’i bu katliamı yapmaya sevk etmiştir. Amaç Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini kırmaktır. Siyonist yönetim baltayı kendi ayağına vurmuştur. Türkiye’nin savaş ilan etmesinden yana değilim. Çünkü zorbalık zorbalıkla önlenemez. Yapmamız gereken ekonomik, sivil ve askeri bütün anlaşmaları feshetmektir.
5. Fuat Koç: Ortadoğu’da ve doğu Akdeniz’de bir egemenlik mücadelesi vardır. Yoksa halkların birbiriyle bir sorunu yoktur. Tayip Erdoğan iktidara geldiğinde ABD, İngiltere ve İsrail ekseninde bir dış politika izleneceğine dair söylentiler vardı. Mavi Marmara gemisindeki Furkan’ın kanı insanı ne kadar rahatsız ediyorsa Şerzan Kurt’un da kanı o kadar rahatsız etmeli. Bu konuda açık ve net olunmalıdır. Dünyanın neresinde olursa olsun, sivil insanlara saldırmak hoş karşılanmamalıdır. İsrail’in yaptığı bir insanlık suçudur.
6. Ethem Gülbay: İsrail’in Lübnan’da Hizbullah’a yenilmesi, Gazze’de Hamas’a bakış açısında da korku ve endişe yarattı. Bu arada insani yardımlara da el konulmaktadır. İHH, Gazze’ye uygulanan blokajın yumuşatılmasında Amerika arcılığıyla etkili olmuştur. Bu sebepten dolayı İsrail İHH’ya terörist gözüyle bakmaktadır. İsrailli fanatikler devamlı katledilme korkusuyla yaşamaktadırlar. Bu durum her türlü çılgınlığı yapmalarına sebep olmaktadır. Türkiye Amerika ile birlikte krizi yumuşatma yoluna gitmiştir. Erdoğan’ın Ermenistan’daki Türkler Kerkük ve Telafer’deki Türkmenlerin sorunlarına duyarsız kalıp Arap milliyetçiliğine soyunması, içerde tribünlere oynadığını gösterir. Yapmamız gereken NATO üyesi olduğumuz için, bu konuda NATO’yu göreve çağırmaktır.
7. Ragıp Zarakolu: Filistin olayı Türkiye’de ne kadar çifte standart bir durum olduğunu göstermektedir. Türkiye’de bir dram yaşanırken, başka dramlara duyarlılık göstermek ve kendi içimizdeki dramları görmemezlikten gelmek ürkütücü bir durumdur. Özellikle batı Anadolu’da yoğunlaşan bir Kürt düşmanlığı söz konusu Muğla’da linç edilip öldürülen bir Kürt’e gösterilmeyen ilgi yardım gemisinde öldürülen Furkan’a gösterilen ilgi arasında ölçüsüz bir oran var. Bu durum toplumumuzu tehdit etmektedir.
Öneriler:
Ortak sonuç:
Değerlendirme:
1. İletişim
a. Sivil toplum ile
Kırk kadar sivil toplum örgütüne haber verildi. 8 Stk, 2 gözlemci ve 6 izleyici katıldı.
b. Milletvekilleri ile
Beş milletvekiline sms, e mail ve fax ile davet gönderildi, katılım olmadı. AKP milletvekili Tahir Öztürk danışmanı aracılığıyla mazeret bildirdi.
3. Medya
Üç yerel tv kanalına haber verildi, üçü de katıldı.
Değerlendirenler:
Ercan Sözüer Elazığ kMM Girişimcisi