YER: Marsiad Toplantı Salonu
TARİH: 05.04.2013 saat 18:30 da
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / TEMA ( Nejdet Kurumanoğlu – Üye )
2 / Yerel Gündem21 (Nilgün Doğanay – Üye )
3 / Kocaeli Kızılay Şubesi ( Muzaffer Şişmanoğlu – Başkan )
4 / İnsan Hakları Savunucuları Derneği (Behlül Metin)
5 / ÇEKÜL ( Numan Gülşah)
6 / Türk Macar Dostluk Derneği ( İbrahim Sarı – Başkan Yardımcısı)
7 / Kocaeli Sakatlar Derneği ( İsmet Arguç – Başkan)
MESLEK ODALARI Yok
SENDİKALAR Yok
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Selahattin Deniz
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ Katılım olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI Katılım olmadı.
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 12 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
1 / Kırmızı Kocaeli
2 / Kocaeli Pusula
MODERATÖR
Bahri Odabaş – KkMM Girişimcisi
KONULAR
GENEL KONU: ‘’ Seçimlerin ardından Türkiye ‘’
YEREL KONU:
ANAYASA (Genel konu ile ilişkili olarak)
KONUŞULANLAR
1/Bahri Odabaş: Yerel seçimlerin ardından gene bir aradayız. Kendi aramızda seçimleri değerlendireceğiz. İnşallah bundan sonra toplantılarda siyasi partiler, üniversite ve odaların katılımı ile daha zengin toplantılarla yolumuza devam edeceğiz. Siyasetçilerimizin ortamı germesine rağmen halkımız sağduyulu davrandı. Güneydoğuda muhtarlık seçimleri dışında bir olay olmadı. Demokrasiye inanıyorsak, 1 oy farkla dahi kazanana saygı duymalıyız. Sonuç olarak birlikte yaşamak ve çalışmak zorundayız. STK lar olarak kazananları tebrik ettik, kaybedenlere geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Bizler herkese eşit yakınlıktayız, bundan sonra neler yaparız ona bakmalıyız. Medeni bir şekilde olayları takip edip, ülkemiz ve şehrimiz ile ilgili önerileri ve uyarılarımızı söyleyeceğiz. Kocaeli kMM olarak bir ekip kurmayı ve başkanları, siyasi partileri ziyaret ederek diyalog ortamını sürdürmek istediğimizi ve toplantıların amacını anlatmayı öneriyorum. Gönüllülük esasına dayalı bu toplantıları devam ettireceğiz. Türkiye kMM olarak her yıl 21-22-23 Nisan tarihlerinde Ankara’da toplanıp yılın değerlendirmesini yapıyor. 23 Nisan da TBMM ziyaret ederek, partilerin grup başkanvekillerine il ile ilgili katılımlar hakkında bilgi verip teşekkür ediyoruz. Tabi ki, Ak Parti hariç Sn. Başbakan TkMM leri desteklediğini söylese de, il başkanın tavrı bu toplantıların zaman kaybı ve amacına ulaşmadığına dairdir. Bu sebepten diyalog eksikliğimiz var. Ekip ile ziyaretimizde bu önyargıları kırabiliriz. Şahsen Türkiye genelinde Ak Parti % 40- 42 oy alır, Kocaeli’nde 3 ilçeyi kaybeder diye düşünüyordum. Ama yanılmışım. Sözü sizlere vermek isterim. Numan Bey buyurun.
2/ Numan Gülşah: Bugün Başbakanın twıtter hakkında açıklaması var. Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu özgürlüklerin kısıtlanamaz kararı üzerine yanlış anlamadım ise Başbakan ‘Anayasa Mahkemesi bu kararı verdi. Ama ben bu karara saygı duymuyorum.’ Demiştir. Seçimlerden sonra yeni Türkiye söylemini merak ediyorum. Bu Başbakanın her şeye karıştığı, her kararı kendinin aldığı bir atmosfere doğru gidiyor. Tüm konuşulanları arka arkaya koyarsak bu ortaya çıkmaktadır. Bir ülkede hukukun bağımsızlığı kaldırılırsa hiçbir şeyin güvencesi yoktur. Demokratik bir ülke yaşamıyoruz. İnsanlarımızın adalet mekanizmasına karşı güveni sarsılmıştır. Twıtter da kanser hastaları kan buluyordu. Siz tutun 14 gün kapatın. Youtube kapandı. Neden İçişleri Bakanının odasında konuşulanlar yayınlandı diye, ama mahkeme kararı olmadan kapatamazsın. Ama bugün yapılan açıklamalarda Atatürk’ü koruma kanununa göre kapatılmış. Mahkemeye daha başvuru yapmadan kapatıyorsun, sonra ki açıklamalara bakın. Ortadoğu ülkelerinden farksız bir duruma getiriyor Türkiye’yi bu tavır değişmezse gerginlikler artacaktır. Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Dünyanın bu olaylara bakış açısı var. Sen kalkıp suçlamalarla karşı karşıya gelen eski bakanı ve ailenle balkon konuşması yapıyorsun. Tüm dünya bunları şaşkınlıkla izliyor. Sizlere çok karamsar gelebilir ama olanları ve olacakları düşününce ortaya hiç hoş şeyler çıkmıyor. Teşekkür ederim.
3/ Sermin Selçuk: Seçimlerde birçok il ve ilçede elektrikler kesildi. Yapılan açıklama ‘kedi ‘ nasıl oluyor da bu kedi 40 yerde birden kesinti yapabiliyor. Dünya’ya rezil olduk. Padişahlıktan daha kötü bir yönetim ile karşı karşıyayız. Söyleyeceklerim bu kadar teşekkürler.
4/ İsmet Arguç: Hukukun olmadığı bir yerde demokrasiden bahsedemeyiz. Mahkeme hakkını tanımayan bir Başbakan altında yaşayan vatandaşında ben mahkeme kararını tanımıyorum deme hakkına sahiptir. Hukukun olmadığı bir yerde hiçbir şey olmaz bu gerçeği unutmayalım. Ben bir başka açıdan bakmak istiyorum. Bizler kentimizin idarecilerini seçmeye çalıştık, ama Başbakan ülkede kendisinin kalıp kalmayacağını oylattı. İnsanlarda öyle bir gerginlik yarattı ki, ben olmazsan bu ülke olmaz, birçok şey olmaz imajını yarattı. Kentlerde adayların projelerini ortaya koymaları gerektiğini ve halkımızın buna göre oy kullanması gerektiği kanısındayım. İnsanımız ya MHP ye, ya Ak Partiye, ya da CHP ye oy verdi. Bugün yerel yönetimlerde engelliler meclislerde aday değiller, hiçbir partini böyle bir çalışması yok. Kentimize baktığımızda ulaşımdan, yerleşim alanlarına kadar birçok alanda engellilerimiz unutulmuştur. Bizleri yerelde temsil edecek, sorunlarımızı çözüm önerilerimizi başkana iletecek artık adına görevlimi dersiniz, danışman mı dersiniz, olması gerektiğinin altını yıllardır çiziyoruz. Partiler içinde demokrasi yokken, ülkede hangi demokrasiden bahsedebiliriz. Maalesef yeni Türkiye diyen Başbakanın balkon konuşmasındaki fotoğraftan sonra ne düşünebiliriz. Bu görüntülerin ülkeyi karanlıklara götürdüğünü düşünüyorum. İnşallah böyle olmaz. Teşekkürler.
5/Bahri Odabaş: Ben notumu aldım. Başkanları ziyaretimizde bunu gündeme getireceğiz.
6/ Numan Gülşah: Birçok engelli arkadaşımız var. Geçenlerde Macar konserinde görme engelli bir arkadaşla beraberdik, inanın bana tüm eserleri biliyordu. Ve bana tercüme etti. Çok değerli ve duyarlılar. Türkiye’de 8.5 milyon özürlü vatandaşımız var. Bunlar için ne yapıldı. Hiçbir şey yapılmadı. Seçimler öncesi bizler isteklerimizi adaylara söyleyemedik, onlar yapacaklarını anlatmadılar. Eski hamam eski tas devam ediyor. Yolu yok, izi yok bir tranway var. Onunda rengini bizlere sordular. Bakalım sonumuz ne olacak, öyle gidiyoruz.
7/ Nejdet Kurumanoğlu: Tema Vakfı olarak hem ülkemizde hem dünyada doğal varlıkları korumaktır. Bizler öncelikle bir konu hakkında bilgi sahibi olup empati yaparız. Oy verirken siyasi partilere hem yetki, hem de sorumluluk veriyoruz. Halk dış güçlerden, faiz lobisinden, paralel yapıdan, yolsuzluklardan şikayet ediyor. Ama Başbakanda şikayet ediyor. Neden kritik noktalara bu adamları getirdin, yapılanmalarına izin verdin. Nerde hata yaptım diye düşünüp bulması, bulamıyorsa MYK sını toplayıp istifa etmeliydi. Demokrasinin gereği budur. Eğer demokrasi tüm kuralları ile işlemiyorsa benim doğayı, toprağı, suyu korumamın anlamı yok. Önce devleti korumamız lazım. Muhalefet çıkıp Başbakana ‘ Başçalan’ diye seslenirken Başbakanın yapacağı iki şey var. Eğer bu tapeler, kasetler doğru ise hukuk önünde hesap vereceksin, eğer yanlış ise gene hukuk önünde hesabını soracaksın. Başka bir üçüncü yol yok. Bunlar yapılmıyor. Ama millet olarak söylemler şöyle ‘ herkes yapıyor napalım başka alternatif yok’ şeklindedir. ‘Bal tutan parmağını yalar’, ‘Devletin malı deniz yemeyen keriz’, ‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’. Bu atasözleri bize aittir. Bu sebepten önce bizler kendimizi masaya yatırmalıyız. Biz ne kadar namusluyuz. Rüşvet, hırsızlık normal bir şeyse önce kendimizi yargılamalıyız. Bizler Pakistan, Afganistan olmamalıyız. Atatürk’ün kurduğu bir ülkeyiz. Onurlu, gururlu bir milletiz. Türkiye’nin itibarı sarsılmasın ülke, millet zarar görmesin istiyoruz. Hukuk devletinin gereği yapılsın, demokrasinin tüm kuralları işlesin istiyoruz. Şahsi görüşlerim bunlar teşekkür ederim.
8/Bahri Odabaş: Dediniz ki, ‘hesap vermeli, ya da sormalıdır.’ Başbakan yargı görevini yapıyor diyor. Hesabı kime soracak? Başbakan dava açtı mı? Bilginiz var mı?
9/ Nejdet Kurumanoğlu: Tapeler, kasetler montajsa hesabını sormalı. Bana biri hırsız dese ben hukuk yolu ile hakkımı ararım. Gururlu bir insan için ağır bir suçlamadır.
10/ Numan Gülşah: Yok Başbakan dava falan açmadı. Sadece ‘ beni bile dinlemişler’ dedi.
11/ Nejdet Kurumanoğlu: Dava açması için önce o tapelerin ve kasetlerin montaj olduğunu ispatlaması gerekir. Allaha şükür Türkiye’de bunu yapabilecek kurumlar var. İnceleyip belgeleri ortaya koysunlar.
12/Bahri Odabaş: Muhalefet neden bunun üzerine gitmedi. Bir hakaretten dolayı dava açan Başbakan neden şimdi dava açmıyor diye gündeme getirilmedi.
13/ Nejdet Kurumanoğlu: Buda muhalefetin eksikliğidir.
14/ Numan Gülşah: ‘ Benide dinlemişler’ dedi. Daha ne desin. Orada konuşulanların hepsi birbirini tamamlıyor.
15/Bahri Odabaş: Ben şahsen iki şeye önem veriyorum. Bir hakkın takdirine, birde halkın takdirine şimdi halk takdir etmiş oy vermiştir. Yanlış mı yapmıştır. Bu demektir ki, Türkiye’de muhalefet görevini iyi yapamıyor demektir. Bizlerin toplantılarına iktidar partisi gelmiyor. Ama muhalefette gelmiyor. Arada Saadet Partisi ve BDP geliyor. BDP gelince de onları neden konuşturuyorsunuz deniyor. Sizlerde gelin konuşun demi. Seçimler bitti, bir daha ki seçime kadar kış uykusuna yatarlar. Seçim zamanı halkın karşısına çıkarlar, halk inanmayacaktır. Seçim öncesi Kartepe’de bir açılış yaptık. Ak Parti adayı ve milletvekili açılışa katıldı. Ama muhalefetten kimse yoktu. %52 ile Ak Parti seçimi aldı. Muhalefet halka güven vermiyor, halka inmiyor.
16/ Numan Gülşah: Bahri bey RTÜK’e göre televizyon, radyolarda herkesin eşit konuşma süreleri var. Ama Başbakan 48 konuşmuş, diğer partiler toplan 3.5 saat konuşmuşlar. Güçler eşit değil bu kesindir.
17/ Selahattin Deniz: Başkanları ziyaretimizde engellilerle ilgili komisyondan çıkan bir rapor verilmeli diye düşünüyorum. Bence bu olaylarda muhalefetin yapması gereken şuydu. Hemen saldırıya geçmeleri ile vatandaş Başbakanı ellerinde aldı. Ve sandıkta Başbakanı affetti. Muhalefet delilleri ortaya koyacaktı, gereğini sizler yapın deyip çekilmeli idi. Vatandaş o zaman Başbakan sahip çıkmazdı diye düşünüyorum.
18 / İbrahim Sarı: Türk Macar Dostluk Derneği ikinci başkanı olarak katılıyorum. Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Bu seçim bugünkü sisteme göre mi? Yoksa başkanlık sistemine göre mi? Yapılacaktır. Henüz yasalaşmasa da çoğunluk ellerinde olduğu için ilgili yasaları çıkarabilirler. Bundan kokuyorum. Sandıktan çıkan herkese saygı göstermek zorundayız. Ak Partiye oy vermedim. Ama insanımızın oy verdiğini görünce kendi öz eleştirimi yapıyorum. Yanlışı bizler mi yapıyoruz diye? Kendi geleceğim, çocuklarımın, torunlarımın geleceğinden ülkenin gidişatından endişeliyim. İşin içine bana göre, bize göre söylemleri varsa endişe duyuyorum. Teşekkürler.
19/ Behlül Metin: Televizyonlara, gazeteler, köşe yazarlarına baktığımızda iktidarın %15-20 lerde olması gerekiyor. Ama sandığa baktığımızda %40-45 bu tutarsız bir görüntüdür. Türk halkının belli bir anlayışı, örfü, kültürü var. Bizlere 90 senedir dayatılan bir anlayış var. Halk son 10-15 yıldır bu anlayışı red etmektedir. Aslında işin kökeninde deolojik bir savaş vardır. Tepki vardır. Son seçimlerde de bunu gördük CHP başarısız değildi. Ama yetmedi. İnsanımız 28 Şubatta da daha öncesinde de yolsuzluklar yok muydu? Anlayışı ile olaylara bakıyor. Başörtüsü sorunu kısmen çözüldü. Üniversitelerde artık coplanmıyoruz. Müslüman halkımız bu ortamın bozulmasını istemiyor. Yolsuzluklarla bir yere varılmayacağı kanısındayım.
20 / İsmet Arguç: Şimdi de farklı insanlar coplanıyor. Gezi parkında orada burada özgürlükleri için direnenler gazlanıyor. Bu ne olacak söylemisiniz?
21 / Bahri Odabaş: Arkadaşlar karşılıklı konuşmayalım. Herkes fikrini söylemekte özgür ama sözü bitince söz alalım. Herkesin görüşüne saygımız var.
22/ Behlül Metin: Başörtüsü kısmen çözüldü çünkü İslam dinine göre akıl bali olan her genç kızımız örtünmelidir. Yani ilkokul ve ortaokullarda da olmalıdır. Bizlerde 2007 yılında yaptığımız eylemlerimizde coplandık. Tabi ki insan hakları açısından doğru bulmuyorum.
23 / Nejdet Kurumanoğlu: Herkesin düşüncesine saygılıyım. Ama az önce dediniz ki, ‘28 Şubat ve öncesinde de yolsuzluklar olmadı mı?’ Dediniz. Bunlar bugün olması için bir mazeret midir? Geçmişte oldu diye bugünde olması normal midir?
24/ Bahri Odabaş: Vatandaşımız hırsızlığı, yolsuzluğa rağmen oy veriyorsa başka bir sıkıntı var demektir. O yüzden vatandaşımızı anlamak lazım. Burada en büyük rol muhalefete düşüyor.
25 / Nejdet Kurumanoğlu: Bizler 2002 de Ak Parti ye yapılan yanlışlarda da demokrasi adına yanlarında yer aldık. Baskı kimden gelirse gelsin bizler hep mazlumun yanındayız. Bugünde başka türlü bir baskı var. Başbakanımızın herkesi kucaklayan bir tavır almasını isterdik. Herkese eşit hizmet vermelidir.
26/ Selim Erşan: Anayasayı tanımayan birinden söz ediyoruz. Bu dediklerinizi istemek iyimserliktir. Çok büyük yanılgıya düşeriz. Şuan konuşan tüm arkadaşlar gibi ülke geleceğinden kaygılıyım. Suriye ile sıfır sorun dediler, çok büyük kazanç vardı. Ama ne oldu. Bunlar yüzünden geleceğimizden kaygılıyım. Teşekkürler.
27/ Numan Gülşah: AB Bakanı, Merkel için bazı sözler söylemişti hatırlarsınız, ama Kur’an-ı Kerim ile dalga geçen bir eski bakan ve ailesi ile bir balkon konuşması yapan bir Başbakan, Behül inanç özgürlüğü açısından bizler için doğru dese de, ve halkımız bu partiye oy veriyor. Ben bunu anlayamıyorum.
28/ Nilgün Doğanay: Seçimlerde hem iktidar, hem de muhalefetin mitinglerindeki uslübu uygun bulmuyorum. Birbirlerine karşı karalamalar, yalanlamaların hiçbir faydasını görmedik. Halkımızın o kadar zaafları var ki, % 60 fakir ve bunların çoğu muhafazekar. Bu gibi söylemler liderlere yakışmıyor. Halkımızın bunları pek dikkate almadığı kanısındayım. Birde yapılan anketler var. Kime soruluyor, nasıl yapılıyor. Kandırmaca olduğu kanısındayım. Muhalefet halkın nabzını tutmalı, anlamalı, halka inmelidir. Bu yüzdende kendini sorgulamalıdır. Türkiye kötüye gidiyor diyorlar. O zaman halk neden Başbakana oy veriyor. Buda gözden kaçmamalı araştırılmalıdır.
29/ Selahattin Deniz: Neden veriyor. 3-5 kamyon erzakla iş bitiyor. Halkımız aç maalesef.
30/ Numan Gülşah: Gece 2 lerde İzmit’in köylerinde erzak dağıtıldı. Neymiş Ramazan erzağıymış. Mübarek o gece 2 de millet sahura mı kalmış. Ramazana var daha 3 ay utanma arlanma kalmamış millette.
31 / Hüseyin Sert: Bak ta ibret al, yere düşen şu kuru yaprağa, oda düşer toprağa demiş şair. Ben 1.bölge seçim kurulunda üye olarak görev yaptım. Sayımları ve itirazları hepsini yakından takip etme imkanım oldu. Bir seçim geçirdik ve düşünmeliyiz memlekette ne oluyor diye. % 40-51- 38 oy veren halkımıza yanlış yapıyor diyemeyiz. Ama neden böyle davranıyorlar, psikolojik ve sosyolojik sebeplerine baktığımızda muhalefet takdik geliştirememektedir. Muhalefetin pastadan pay alması gerekirken, az pay aldığı için çoğu diğerine kalıyor. Bu sebepten ben burada bir başarı görmüyorum. Muhalefette başarısızlık görüyorum. Ama seçim öncesi öyle bir estirildi ki, sanki genel seçim var. İzmit, Gölcük, Sivas ve Eskişehir de belediye başkanları seçilmiyor da Başbakan gitsin mi? kalsın mı? noktasına gelmiştir. Karşılıklı suçlamalar yapıldı. Deminde gündeme geldi. Birilerinin 3 saat konuştuğu yerde Başbakan 10 saat konuşursa tabi ki, bu millet etkilenir. Yok Cumhurbaşkanını halk seçsin, hanımı kapalı olsun. Şiir okuyan hapse atılır mı? gibi her seçim öncesi farklı bir mağduriyetle karşımıza çıkmıştır. Şimdi de paralel devlet onu yemeye çalışıyor, şeklinde gösterildi ve millet sahip çıktı. Meryem Validemizin karnı şiş hamile, herkes inanç noktasında nasıl olur gibi iftiralar, gözümle görmedim ama başka nasıl olsun ki, diyorlar. Bugünde Nuh (a.s) gemisine binen kaç kişi idi. 60-80 bilemediniz 120 kişi idi. Kalanlar helak olmuştur. Toplum doğru yapıyor diye bir şey yoktur. Toplumlar yanlış yaparsa felakete sürüklenirler.
Ben bugün bireysel olarak reaksiyon göstererek AKP ye oy vermedim. Özellikle AKP diyorum. Neden oy vermedim. Benim inancıma makara takara diyen insanların için olduğu partiye oy vermem. İnancım gereği domuz eti haramdır. Dana eti ile aynı tezgaha koyup, aynı bıçak ile kesilmesine izin veren partiye oy vermem. Bunlar gelene kadar memlekette zina suç idi. Cezası vardı. Bunlar suç olmaktan çıkartıp, yayılsın diye teşvik eden partiye oy vermem. Oy vermek sorumlu olmaktır. El vekil, el asil diye bir kaide vardır. Asil biziz onlar bizim yerimize vekilimizdir. Suriye ile olanlar ortadadır. Irak’ta olanlar ortadadır. Ve sorumlu birinci derece AKP, ikinci derece onlara oy verenlerdir. Amerikan askeri evine sağ salim gitsin diye dua eden, öbür tarafta Müslüman din kardeşimize yapılan zulümleri görmeyen benim ülkemin Başbakanı olabilir mi? onun için oy vermem. Nice azınlıklar, çoğunluklara galip gelmiştir. Allah Kur’an da buyuruyor ki, ‘ İnsanların büyük çoğunluğu cehenneme gidiyor’. Bu yüzden toplum olarak bazı şeyleri sorgulamamız lazım. Hepimiz için hayırlısı olsun.
32/ Selahattin Deniz: Düşünün ki, Saadet Partililer bile Ak Partiye oy verdiler.
33/ Hüseyin Sert: Ben Saadet Partisinde sandık kurulunda görevliydim. Saadet Partisine oy verdim. Arkadaşlar karikatürize etmişler. Ayşe’yi seviyorsan, Fatma ile mi evlenirsin? Diye. Ben gelmedikten sonra başkası gelmiş önemli değil CHP gelecekmiş tehlike varmış. O partideki arkadaşlar bu ülkenin kentin evlatları değil midir? Dolayısı ile değerlendirmelerimizi doğru yapmalıyız.
34/ Numan Gülşah: Yıllar önce Bahri bey, Muzaffer bey ve ben İsrail ve Filistin Büyükelçileri ile görüşmeye gittik. Tam o esnada ‘one minute’ patlak verdi. Bizler İsrail Büyükelçiliği ile görüştük. Filistin Büyükelçiliği görüşmeye giderken baktık MİT peşimizde Milli Savunma Bakanı, Bahri beyi arıyor. ‘Boyunuzdan büyük işlere kalkışmayın’ diye. Ama adamlar bizleri insan yerine koyup dinlediler.
35 / Muzaffer Şişmanoğlu: Kızılay olarak 850 şubemiz var. Ve hükümetle birlikte hareket ediyoruz. Bu gitse başkası gelse onunla yola devam edeceğiz. Kimsenin ne ön, ne de arka bahçesiyiz. Benim yaptıklarım, söyleyeceklerim kurumumu da bağlamaktadır. Bu olay sonrası merkezden bana bir telefon geldi. ‘İsrail’e ültümaton vermişsiniz olayın aslı nedir, ne değildir.’ Diye sen sen ol yurt dışı ile ilgili haraket edeceksen bizden habersiz etme dediler. Atılan adımın karşı tarafa yansıması bu şekilde oldu. Şuan burası muhalefet meclisi oldu. Barış istiyorsak ortak bir düşüncemiz olmalıdır. Konuşanlar 5 yıl boyunca konuştu. Konuşmayanlarda saat 8 ila 5 arasında cevabını verdiler. 5 yıldır konuşanlar milleti ikna edememişler. O ya da bu dediğimizde ister istemez komşularımızla ters düşebiliriz. Millet eski millet değil unutmayalım. Artık her evde televizyon var, internet var. Halk bilgileniyor, doluyor. Ve kanaat sahibi oluyor. Demek ki, bu halkta kanaat sahibi hükümete oy verdi. Muhalefete inanmıyor. Ama borçlu, ama başka alternatif yok, ama kredi almış bunlar giderse halim ne olur diyor. Ve halk bu noktada doğru düşünüyor. Muhalefet halkın düşüncesini okumalı, anlamalıdır. Unutmayın desteklemek sevmek değildir. Teşekkürler.
36/ Nejdet Kurumanoğlu: Kime oy verirsek verelim, ülkemiz için milletimiz için iyi bir şeyler olsun diye veriyoruz. Bu ülke bizim gidecek başka yerimiz yok, sahip çıkmalıyız.
ÖNERİLER
1 /
ORTAK SONUÇ
1 /
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
78 Sivil Toplum Kuruluşlarına yazılı, e-mail ve telefonla davetler yapıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Milletvekillerine telefon ve e-mail yolu ile davetler yapıldı.
MEDYA İLE
12 basın yayın kuruluşuna e-mail yolu ile toplantı bildirildi. 2 basın mensubu katıldı.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ Bahri Odabaş – KkMM Girişimcisi