YER: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi
TARİH: 05.02.2012
KATILIMCILAR DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1.Hasta Hakları Platformu (Mustafa Sütlaş)
2.Liberal Demokrasi Hareketi Derneği (Feyza Geçmen)
3.Adaleti Savunanlar Derneği (Gürcan Onat)
4.Düşünce Suçuna Karşı Girişim (Şanar Yurdatapan)
5.Liberal Avrupa Derneği (Hüsnü Adalı)
6.Türkiye Af Örgütü (Murat Köylü)
7.Güvercinler Meclisi Girişimi (Şahin Candaş)
SİYASİ PARTİLER
1. Ece Yıldız (Demokrasi ve Özgürlük Hareketi)
2. Mehmet Ali Erdoğan (Hak ve Özgürlükler Partisi)
MESLEK ODALARI Yok.
SENDİKALAR
Ercan İpekçi (Türkiye Gazeteciler Sendikası)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
1. Mahmut Tanal (CHP)
BELEDİYE BAŞKANLARI Yok.
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 7 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA Yok.
MODERATÖR Melis Tantan
KONULAR
GENEL KONU: "Yargı Paketi"
KONUŞULANLAR:
Feyza Geçmen: Yargı herkesi ilgilendirir, ama libarelleri ayrıca ilgilendirir. Yapılmakta olan bazı hukuksal düzenlemeler var. Ayrıca uzun zamandır yapılması planlanan bir anayasa değişim çalışmaları var. Bu iki değişimin birbirini tamamlayarak, birbirine paralel gittiği konusunda bilgi sahibi olmak zor. Anayasa çalışmaları sırasında birçok yerden fikir alınıyor, uzmanlara fikirleri soruluyor. Acaba ceza yasası konusunda da aynısı yapılıyor mu? Kanunları değiştirmek, geliştirmek güzel olsa da, bu kanunları yorumlayacak zihniyet de önemli. Bizden/sizden denildiği mühdetçe bağımsız bir yargıdan bahsetmek mümkün değil. Basın kanunundaki değişikliklerden de bahsediliyor ama, suçun içine “terör suçu”nu karıştırınca her hangi bir özgürlükten bahsedilemiyor. Basın özgürlüğü konusunda 148. Sıradayız. Temsili adaletin sağlam olmaması gibi hiç açılmayan konular da var. Hala siyasi partiler yasası, seçim yasası düzenlenmedi. Temel hak ve özgürlükler konusunda hala toplantı- gösteri, afiş asma gibi haklar düzenlenmedi. Bir de zaten benzer değişiklikler geçmişten intikam alma gibi düşüncelerle yapılıyor, ki yapılmaması gerekir. Geçmişte yapılanlar çoktan ödendi. Ama bugün değişiklikler, şimdi biz değiştirebiliyoruz, istediğimizi yapacağız mantığıyla yapıldığında bugün bizde cezasını çekiyor olacağız. Yapılması gerekenler çok basit olmasına rağmen yapılmıyor. En basiti medeni kanunda, bir kadın evlendiğinde kendi soyadını alamıyor ve bu konuda herhangi bir düzenleme düşünülmüş değil. Yargı düzenlemeleri bu sebeplerden dolayı samimiyetsiz geliyor. Ama her şeye rağmen olumlu bir şey. Yine de düzenleme yapılırken ilgili sivil toplum kuruluşları ve uzmanlarla beraber çalışılmalı.
Mustafa Sütlaş: Yargı sorun olan alanlardan birisi. Ama mevcut düzenlemelerden bahsetmeden önce, bunun gerisindeki fikirleri tartışmak gerekir. Demokrasinin temel kuralı kuvvetler ayrılığıdır. Yasama; yasama görevini yapacak. Yargı; yargı faaliyetini, yürütme de bunların çerçevesinde yürütme faaliyetini yapacak. Dünyada bu üçü tek bir yerde, hatta çoğu yerde tek bir kişide toplanıyor. Türkiye’de de bu hızla bu yöne gidiliyor. Bakıldığında yargı ile ilgili düzenlemeler adeta iktidar partisi çoğunluk olduğu için, tek başlarına yapmayı hak olarak görüyor. Yasa yapma sürecinde tüm toplu mu ilgilendiren bir süreç, yine tüm toplumun katılımıyla olur. 3. Yargı Paketi ile ilgili gerek halka gerekse uzmanlara danışılmadı. Bununla ilgili mecliste çalışmalar başlatılmadı. Komisyonda bir taslak oluşturuluyor. Muhalefet muhalif olduğu yerleri açıklıyor. Sonra oylama yapılıyor ve yasa, yasa olmuş oluyor. Ayrıca hep devlet üzerinden düşünülüyor. Bireyi gözeten, düşünen bir yasa sistemi yok. Halbuki tamamen hak temelli bir bakış açısı gerekiyor. En uzak, ulaşılamayan düşünülerek yapılmalı. Böyle bir süreçte, özel yetkili mahkeme olamaz. Yada başbakanla görüşüp davasını ona göre şekillendiren savcı, hakim olamaz.
Şanar Yurdatapan: 3. Yargı Paketi kağıt üzerinde iyi bir şey gibi görünüyor. Tutuklananlar bilirler, daha önceki usul kanununda belli başlı maddeler vardı. Şimdi onlar birleşip başka bir şekle büründü. Katalog suçlar kuruldu, denildi. Bir insanın tutuklanması için, ya kaçma şüphesi olması gerekir, ya delilleri karartma şüphesi olmalı, ya da eskiden denildiği gibi; belli bir seneden fazla ceza alınmışsa bu da tutuklama gerekçesi olarak sayılabilir. Maalesef bunların dışında da tutuklamalar olabiliyor. Ama daha vahimi, bu tutuklama prosedürü savcının başlatıp, hakimin bitirdiği şekilde olmuyor. Bütün tatbikatı savcı değil ,polis yapıyor. Sonra savcı altına imza atıyor. Hatta hakimlere göre gönderiyorlar dosyaları. “tehlikeli” olan hakimlerin nöbetçi olmadığı zamanlarda görülüyor davalar. Bir sürü insan bu şekilde içeri alınıyor. Şimdi de böyle yürüyor. Yargını işleyişi değişmedi, sadece patron değişti. Konu devletin savunması olunca hukuk ortadan kalkıyor. Bu sebeplerden yeni yargı paketinde olumlu şeyler yok değil, ama önemli olan nasıl uygulanacağı. Ama tabiî ki öncelik olarak yasaların iyileştirilmesi bir adım.
Gürcan Onat: Bu paket aslında bir pansumandır. Bir ameliyat değil. Böyle kökten değişimler olmadığı mühdetçe de eleştiriler devam edecektir. Ancak yeni anayasa yapıldıktan sonra, hayallerimizdeki Türkiye’ye yakınlaşmış olacağız. İşte bu yargı reformunda da günübirlik bazı sıkıntıları çözme telaşı ile hükümet bu güne gelmiş oldu. Doğru veya yanlış hükümet bir şeyler yapmaya çalışıyor. Komple meclis bakıldığında, bu gibi konularda tüm milletvekillerinden,partilerden aynı performansı beklemek gerekir. Herkesi aynı ciddiyetle ilgilendiren bir konu çünkü. Darbeci yapı henüz bitmedi. Uzantıları hala devam ediyor. Anayasa ne olmalı diyince, öncelikle insan hakları geliyor. Ülkede yaşan herkesi eşit olarak kabul etmek gerekiyor.
Murat Köylü: Adalet zihni ile ilgili şöyle bir üçlüden bahsedilir. Üretici adalet, dağıtıcı adalet ve onarıcı adalet olmak üzere. Farklı ülkelerde, farklı zamanlarda ortaya çıktığı söylenir. Türkiye'ye bakıldığında, Türkiye'deki adalet zihninin daha çok ödetici olduğu görülür. İntikam üzerinden, hapsetmek üzerinden bir adalet duygusu var. Beklenen şeyse; adaletin onarıcı davranması. Toplumun sosyal yönünü, bireysel sorunları çözücü ve hiçbir kesim veya kişiyi şeytanlaştırmadan bütün sorunların yapısal olduğunun farkına vararak ve buna göre davranan bir adalet olmalı. Türkiye’ye bakıldığında, özellikle KCK operasyonları ve hatta Ergenekon operasyonları kapsamında, intikam duygusunun devam ettiğini görüyoruz. Yargı reformundan bahsediyoruz, ama bakıldığında hayal kırıklığı yaratacak bir reform. Reform dedikleri aslında reform bile değil, hatta gündeme getirilmesi gereken bir şey bile değil. Sorunlara çözüm değil. Eğer gerçekten yargı reformu yapmak isteniyorsa, yargı paradigmasında reform yapmak isteniyorsa, hukuki olarak tanımlamak için insan kavramını genişletmek gerekir. Dezavantajlı grupların, hassas grupların olduğu ve son derece büyük mağduriyetler yaşadığı Türkiye’de, bunları da insan hakları kavramına katmak gerekir. LGBT grupları, mülteciler,kadınlar, engelliler gibi grupların kişi haklarını da gözetmek gerekir.
Mahmut Tanal: 2003 yılında TBMM ile TRT arasında bir sözleşme yapılmıştı. Bu sözleşmeye göre, TRT saat 19’a kadar süren meclis çalışmalarını yayınlayabilecekti. 2011’e kadar bu sözleşme yerine getirilmedi. Ancak 12 Haziran 2011’den sonra Meclis Başkanlığı ile TRT sözleşmeyi uygulamaya soktu. Uygulamaya sokuldu çünkü, meclis çalışmalarından halkın haberi olmasın diye. TRT mecliste hangi partilerin iyi yada kötü ne söylediğini, ne gibi çalışmaların yapıldığını halka aktarıyordu. Ama bu sözleşmenin uygulamaya sokulmasıyla, TRT artık 19:00’dan sonra yayın yapamıyor hale geldi. Ve artık eleştiri alabilecek konular yada bakanlıklarla ilgili gensoru önerileri hep bu saatten sonraya bırakılıyor. Anayasa deniliyor, şu anda 1980 anayasası aynı durmuyor. Bu güne kadar 118 maddesi değişmiştir. Değişmeyen maddelerde n duyulan bir rahatsızlık varsa, önce bunu belirlemek gerekiyor. Dünyada halkla beraber anayasalar değiştirildi. Öncelikle antidemokratik yasaların ayıklanması gerekiyor. Seçim barajı, terörle mücadele yasası, özel yetkili mahkemeler gibi… Önce bu gibi maddeler değişmeli ki, anayasa değişebilsin.
Mehmet Ali Erdoğan: Hükümet her şeyi benim, şeklinde kararlar alıyor. İktidar hırsı ile davranıyor. Ve şu antidemokratik kararları ve uygulamalarıyla başımızda. Fakat yine de geçmişe bakıldığında insan daha rahat hissediyor. Eskiden insanlar enselerinden kurşun yemekten korkup sokağa çıkmıyorlardı. Yüzlerce faili meçhul var bu ülkede. Peki Ak Parti döneminde kaç tane işlendi? Bunlar mukayese edildiği zaman biraz insaf etmek gerekiyor. Tabiki 10 yıldır yaptığı büyük yanlışlıklar da var. Mesela Hrant Dink davalarında yapmaları gerekeni yapmamak gibi. Yargılanması gerekenleri aklama yada Ergenekon davalarından ayrı tutma gibi. Halbuki Ergenekon belgelerinde Hrant Dink cinayetinden operasyon olarak bahsediliyor. Yargı reformu ciddi olarak bakılacak bir konu değil. Çünkü bu yasalar çok değişiklik getirecek yasalar değil.
Elif Ece Yıldız: Tüm toplumsal konular yargıyı ilgillendirdiği için, yargı paketi konuşulurken bu konular daha çok gündeme geliyor. Yargı reformu esasında bir reform değil. Türkiye’deki dezavantajlı gruplar için yada halk için bir değişiklik yok. Yine egemen olanların istedikleri kararlar alındı. Kürtler, Ermeniler, lgbt’ler, kadınlar, engelliler… gibi dezavantajlı gruplardan hiç biri için önemli bir değişiklik yok. Onlar yine aynı şekilde hayatlarına devam ediyorlar. Kürtler için bu öyle olmuyor. Her gün başka bir tutuklama gündeme geliyor. BDP’de yönetici olarak çok az kişi kaldı. Ve yeni seçilen yönetici grup da bir sonraki hafta içeri alınabiliyor. Artık insanlar evinde okudukları kitaplardan hapse girmezler, denilemiyor. Mesela başörtülü kadınlar okul yada meclise giremiyorlar. Bu gibi konular için herhangi bi yasal düzenleme yapılmadı. Yargı reformu denilince akla önce bunun gibi acil sorunlar gelmeli.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
170 kadar sivil toplum örgütüne mail aracılığıyla toplantı bilgisi verildi. Bazılarına faks gönderildi. Ayrıca telefonlar edildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Tüm İstanbul milletvekillerine mail, faks ve sms yoluyla toplantı bilgisi verildi. Ak Parti milletvekilleri meclis çalışma kararını mazaret bildirdiler.
MEDYA İLE
Basına, ajanslara mail yolu ile haber verildi.
05.02.2012 İstanbul kMM Toplantı Tutanağı
previous post