YER: Esyo Toplantı Salonu
TARİH: 05.02. 2011
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1/ Sivrihisar Eğitim Vakfı – Ziya Kandilci – YK üyesi-temsilci
2/ Naci Şakar – Eskişehir Sivil Yerel Oluşumu – Kolaylaştırıcılar Kurulu üyesi
3/ Sevim Şahin – Şucaattin Veli Derneği – Temsilci
MESLEK ODALARI
Katılımcı yok.
SENDİKALAR
Katılımcı Yok
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1/ Halil Demet – Gönüllü
2/ Meryem Yurdakul – Gönüllü
GOZLEMCİLER
Katılımcı yok
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
TBMM’deki görüşmeler dolayısıyla hiçbir milletvekili katılamadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI
Katılımcı yok.
MESAJ YOLLAYANLAR
1/ AK Parti Milletvekili Nedim Öztürk
2/ MHP Milletvekili Beytullah Asil
3/ Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan katılan olmadı.
MEDYA
1 / Kanal 26 TV – ES TV
2 / Yerel ve yaygın basının tümü
MODERATÖR
Ali Akyüz – Gazeteci – EkMM Hamalı
KONULAR
GENEL KONU: Siyasette ve Toplumda Üslup
YEREL KONU: Eskişehir’in Trafik Sorunu
ANAYASA (görüşülmedi)
KONUŞULANLAR
1 / Ali Akyüz: Siyasette ve toplumda üslup deyince son zamanlarda maalesef çok düşük bir seviye izliyoruz. İnsanlar siyaset yapmaktan ziyade, siyasetçilerimiz, birbirlerinin sözlerine cevap vermekle ve gündemde yer almaya çalışmakla aslında zaman kaybettiriyorlar. Siyasette ve toplumda üslup aslında birbirinin aynası. Çünkü siyasetçiler bir başka toplumdan çıkmıyor. Örneğin şu anda içimizde bulunan arkadaşlarımızdan birisi 4-5 ay sonra milletvekili seçilerek TBMM’ye gidecek. Şurası bir gerçek ki, buradaki üslup ne ise ne ise orada da aynı. Orda daha yüksek olması gerekirken, maalesef, bilgi yarışmalarına katılanların dediği gibi, koltuğa oturunca olayın farklı tarafına geçtiklerini düşünüyorum. Toplumda üslup çok önemli. Toplumda değer yargılarının düşmesi sonucu, ne saygı kaldı, ne sevgi kaldı, ne de seviye kaldı. Ben böyle bir giriş yaptıktan sonra sözü sizlere bırakıyorum.
2 / Sevim Şahin: Ben hep şunu hayal ediyorum. Tüm milletvekilleri bir araya gelseler, seçildikleri bölgeyle ilgili neler yapacakları konusunda uzlaşsalar, diye hayal ediyorum. Olmadı çünkü egolar çok yüksek. Seçilmek var ya, seçilmek için birbirlerini kırarak neden bu kadar uğraşırlar bir türlü aklım almıyor. Milletin temsilcisi olacaklar, milletin sorunlarını oraya taşıyacaklar. Bu kutsal bir görevdir, bu kadar insanın vekili olarak oraya gitmek… Ama giderken inanılmaz çirkinleşerek oraya gidiyorlar. Ben oyumu böyle çirkin insanlara vermek istemiyorum. Sadece partisel anlamında bakmıyorum. Sağ-sol kavramı kalmamış. Çalışmak için oraya gitmek isteyen insanlar var. Ben vekilimi kavgacı insanlardan istemiyorum. Ben saygıdan, sevgiden yanayım. Seçim öncesi sivil toplumun da görevi olmalı. Önümüzdeki ayki toplantıda sivil toplum olarak ne beklediğimizi siyasilere duyurmalıyız.
3 / Halil Demet : Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Biz Akdeniz iklim kuşağında yaşayan insanlar olmamız nedeniyle çabuk parlayan bir yapıya sahibiz. Herkes her türlü hareketi yapabilir özelliktedir. Ancak her hareketin bir sınırı olması gerekir. Elbette toplum gelişmekte, anlayışlar değişmektedir. Örneğin polise ve siyasilere yumurta atmak demokratik hak olarak görülmeye başlanmıştır. Daha yeni yaşadığımız bir olay, yavru vatan Kıbrıs’ta “Has… Türkiye” diye bir eylem yapılmıştır. Siyasiler seçmenlerine mesaj verme mecburiyetindedir.
Liderlerin mesaj verme şekillerine bir göz atacak olursak; Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayip Erdoğan’ı şöyle irdeleyebiliriz: İnsancıl ve sert, otoriter. Kendine ters olan kişi ve kuruluşlarla, çevresinin üstün gayretleri ile uğraşmaktadır. Vücut dilini iyi kullanmaktadır. Kemal Kılıçdaroğlu, sinirsiz, insancıl, her şeyi söyleyebilir. Otoritesi olmayan bir lider. Yardımcısı Başbakan’a “Bostancıbaşı-Harem Ağası” demektedir. Kürsüden bir konuyu izah ederken elini kaldırarak konuşmaktadır. 10 olayda büyük çarklar yaptığı tespit edilmiştir. Devlet Bahçeli, yumuşak, çılgın, sert. Bazen romantik ve ilginç 40. Yıl kutlamasına ait ilginç anlatımı, yüzük dizaynı ve urgan sallandırması üslubu hakkında ipuçları vermektedir.
4 / Naci Şakar: Evvelden insanlar kendileri ne istiyorsa karşılarındakilerden de onu bekliyorlardı. Bu ailelerinden aldıkları eğitim, eğitimden aldıkları genelleme gösteriyor. Bir insan ailesinden istenilen saygıyı almışsa bu bir şekilde topluma yansıyor. O ailelerin fertleri toplumda kendilerine nasıl davranılacağını bilen insanlar olmak durumunda. Siyasette üslup deyince, o şekilde davranınca sanıyorlar mı ki, kendilerini toplumun gözünde cazip hale getiriyor. Hayır, aslında onlar toplumun ve insanların gözünde küçülüyorlar. Biz aramızdan çıkan bu insanların bizleri TBMM’de nasıl temsil edeceklerini, nasıl bir üslup kullanacaklarını çok merak ediyoruz. Ama bakıyoruz ki, sırf gündemde kalmak için sırf basında görünmek için, sırf kalabalıkları etkileyebilmek için fütursuzca akıllarına ne geliyorsa konuşuyorlar. Biz bundan şiddetle rahatsızız. Bize saygısı olmayan insanların TBMM’ye gitmelerini istemiyoruz. Sözler bireysel olarak bize yönelik olmasa da bunları tasvip etmiyoruz.
5 / Ziya Kandilci: Toplumda şöyle bir anlayış var. Toplum nasılsa siyasette de o var diyoruz ama buradaki insanlar yani milletvekilleri bir yerlere gelmiş insanlar. Veya bir yerlerde olan insanlar. Konuşmalarına dikkat etsinler. Bu bir ahlak meselesidir. Ağızlarından çıkanı kulaklarının duyması gerekir. Cemiyet bu türlü argo konuşan, ağzına yakışmayan kelimeleri kullanan insanları dinleyince sevinmez. O bakımdan seçilen insanların muhatabı olan insanlara karşı sevgi saygı sınırlarının dışına çıkmamaları lazım, sözlerine dikkat etmeleri lazım. Cemiyet olarak, toplum olarak biz sözlerine dikkat etmeyen insanları tasvip etmeyiz. Halka saygı duymayan konuşmaları kınamak lazım. Ben şahsen böyle bir davranışla karşılaştığım zaman kınıyorum.
YEREL KONU
6/ Ali Akyüz: Eskişehir’in trafikteki en büyük sorunu tramvay ile araçların uyumlu şekilde akmamasıdır. Tramvayın direkt gideceği güzergahlarda, tramvayla birlikte gidecek veya onun önüne kesmeyecek yöne devam edecek araçların bekletilmesi çok saçma bir uygula ve zaman kaybıdır. Bazen, örneğin, sanayi çarşısı kavşağında araçlar beş dakikaya yakın bekleyebilmektedir. Oysa bunların pratik çözümleri vardır, trafik ışıklarına eklenecek yeni yön ışıkları ile bu sorun çözülebilir.
7/ Sevim Şahin: Eskişehir’de en büyük sorun otopark ve trafik denetimlerinin son derece acımasız oluşudur. Büyükşehir Belediyesi bir taraftan otopark sorunu ile ciddi olarak ilgilenmemekte, 11 yıllık döneminde bir ya da iki tane otoparkı ancak yapabilmekte, bir taraftan da otopark yokluğu nedeniyle arabasını evinin önüne çeken vatandaşlara ceza yazabilmektedir.
8/ Halil Demet: Eskişehir’de daha yeni bir trafik kazası yaşandı ve maalesef 3 gencimiz Porsuk Çayı’na uçan otomobilde can verdi. Eskişehir’de trafik konusunda büyük ciddiyetsizlikler yaşanıyor. Örneğin kazanın olduğu virajda gizli buzlanmayı uyarmak amacıyla konulması gereken trafik işaretleri, demiryolu geçidi olduğunu bildirecek bir levha yok. Kaza gizli buzlanma nedeniyle meydana gelmiş olabilir. Ben köprülerin parmaklıklarını inceledim. İçi boş döküm malzeme kullanılmış. Bazı yerleri bakalitten yapılmış ve 404 ile tutturulmuş. Ben makine yüksek mühendisiyim. İnsan hayatını doğrudan ilgilendiren bir konuda bu kadar büyük bir ciddiyetsizlik örneği ile hiç karşılaşmadım. Trafikte belediye ve polisin yetki sınırları nedir, bilinmez durumdadır. Vali sinyalizasyondaki keyfiliği bizzat kendisi dile getirmektedir.
9/ Naci Şakar: Ben artık şehir içinde araç kullanmaktan şiddetle kaçınıyorum. Araç kullanmasını bilmeyen insanlar yüzünden sık sık tartışmaktan veya sinirlenmekten kurtulmak için mümkün olduğu kadar toplu taşıma araçlarını tercih ediyorum. Acil işim çıkarsa da taksiyi tercih ediyorum. İnsanların toplum içinde olduğu gibi, trafikte de başkalarının hakkına saygısı kalmadı.
10/ Ziya Kandilci: Eskişehir’deki sürücülerde bir hastalık var. Belki diğer şehirlerde de aynı hastalık vardır ama ben Eskişehir’den bahsetmek istiyorum. Sürücüler asla kendi şeritlerini kullanmıyorlar. Yolun ortasına geçip seyrediyorlar. Kimisi cep telefonuyla konuşuyor, kimisi kız arkadaşıyla muhabbette…. Arkasından, solundan geçmek isteyen diğer araçları umursayan yok. Mobese kameraları tam olarak faaliyete geçtiği takdirde belki bunlar biraz daha önlenebilir.
ÖNERİLER
1 / Ali Akyüz: Tramvay güzergâhlarındaki trafik ışıkları yeni yön ışıkları ile zenginleştirilmeli, zaman ve petrol israfının mutlaka önüne geçilmeli.
2 / Halil Demet: Köprülerdeki korkuluklar araç çarpma durumunda direnç gösterecek malzemelerden yapılmalı, tramvayların karayolu ile kesiştiği kavşaklara ve yağışlı havalarda buralarda gizli buzlanma olabileceğine dair trafik levhaları yerleştirilmeli.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
250’den fazla STK’ya ve 3 bine yakın kişiye mail yoluyla duyuru yapıldı.
Milletvekilleri ve belediye başkanlarına faks, e-mail ve cep telefonu mesajları ile duyuru yapıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Telefon, faks ve mail ile tüm milletvekillerine ulaştık. Torba Yasa görüşmeleri dolayısıyla hiçbiri katılamadı.
MEDYA İLE
Tüm yerel ve yaygın basın temsilcilerine e-mail yoluyla ulaşıldı. 8 yerel gazete, 2 yerel TV, 1 Bölgesel TV, yaygın basından Eskişehir’de temsilcilikleri bulunan aa, DHA, İHA, Yenişafak, CHA davet edildi.
Mart ayından itibaren özellikle, yerel gazetelerin abone olduğu aa ve İHA’nın birebir davet edilerek gelmesi sağlanacak, ayrıca toplantının hemen sonrasında bülten yapılarak tüm yerel ve yaygın gazetelelere ve ajanslara gönderilmesi için çalışma yapılacak.
KATILIMCILARLA
E-mail ile bu toplantı için konu istemedik. Mart ayı öncesinde isteyeceğiz.
SONUÇLAR
Genel konu ve yerel konu ele alındı. Acemice bir toplantı oldu, ilk kez olduğu için. Katılanların ilgisi olumluydu ancak katılım, maalesef, çok düşüktü. Katılımı yüksek toplantılar için Mart ayı toplantısı öncesinde gereken her şey yapılacak.
Toplantının iyi tarafı fotoğraf makinesinin kapasitesi ölçüsünde kamera çekimi yaptık.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Eskişehir kMM Hamalı Ali Akyüz
05.02.2011 Eskişehir kMM Toplantı Tutanağı
previous post