Yer: Belediye Meclis Toplantı Salonu
Tarih: 5 Ocak 2013
Katılımcılar:
Dernek, Vakıf ve Girişimler:
MAZLUMDER (Meral Dervişoğlu-Şube Yönetim Kurulu Üyesi)
Şanlıurfa Gazeteciler Birliği (Şahin Öznur-Yönetim Kurulu Üyesi)
ŞANİMDER (Abdurrahman Kırıkçı-Başkan)
Meslek Odaları
Türkiye Mimarlar Odası Birliği (TMMOB) (Zeki Yıldırım)
c. Sendikalar
KESK-SES (Hikmet Evin -Şube Yönetim Kurulu Üyesi)
Katılan Milletvekilleri: Yok
Belediye Başkanları: Yok
Mesaj Yollayanlar: Yok
Moderatör: Mustafa Arısüt (Urfa Eski Hamalı )
Gözlemciler:
Ak Parti (Erkan Sözen-İl Başkan Yrd.)
CHP (Ferhat Karataş-İl Başkanı)
CHP (Merkez İlçe Başkanı)
Saadet Partisi (Halil Yiğit-İl Başkanı)
Diğer Katılımcılar: Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 5 izleyici/gözlemci katıldı.
Medya:
El Cezire Türk
İpekyol Gazetesi (Mehmet Çiçek-Muhabir)
Kanal Urfa (Müslüm Alkış -Muhabir)
Edessa TV (Naif Kaçmaz-Muhabir)
Konular:
Genel konu: Hükümetin 10 Yılı
Konuşulanlar:
1/ Meral Dervişoğlu: Ak Partinin bugüne kadar nasıl bir politika izlediği konusunda bizler insan hakları kurumları olarak daha ziyade temel hak ve hürriyetleri konusu üzerinde duruyoruz. Ben 3 açıdan ele aldım hükümetin son 10 yılını. En başlarda gerçekten büyük umutlar vardı yani Ecevit Hükümetinden sonra yeni oluşacak hükümetin özelliklede muhafazakar kimlikle bunu üstlenmesi ilk kez belki Türkiye’de böyle bir siyasi parti argümanı vardı. Çünkü gelmiş geçmiş bütün siyasi partilerin konumu daha farklıydı hani ideolojik anlamda bakılırdı ama muhafazakar bir parti işte Saadet Partisi veya Refah Partisi sonrasında uzun vadede 10 yıllık süresinde hiç kimse düşünmedi ama ilk dönemlerde büyük umutlar vardı. Halende umudu olanlarda tabi ki vardır. Temel hak ve hürriyetler konusu birincisi, ikinci konu ise şuanda benim üzerinde duracağım konu toplumun muhafazakar bir partinin bakış açısı ve beklentileri gerçekten çok çok yüksekti halen başörtüsü başta olmak üzere bu beklenti hala devam ediyor. Bir diğer konuda toplumda gerçekten hani kutuplaşmanın çok fazla olduğunu ayrışmanın çok fazla olduğunu gördük bu bizim insan hakları kurumlarının görmek istemediği bir manzaradır. Yani muhafazakar bir partinin yada sağ bir parti şeklinde göründüğü için diğer siyasi partiler veya siyasi düşünceler çok ikilem içerisinde oldu. Yani kutuplaşmalar var. Beklenti çok yüksekti hepimizde bir insan olarak bu ülkede yaşayan bir yurttaş olarak bizlerinde beklentisi vardı her ne kadar siyasi partilerin ilk vaatlerinde ben Kürt sorununu çözeceğim başörtü sorununu çözeceğim vaatleriyle gelmesine rağmen gerçekten Ak Parti hükümetinden büyük bir beklenti vardı. Bu beklentilerinde karşılanması isteniyordu mecliste grubu bulunan milletvekili en fazla olan partiydi. 10 yıl içerisindeki en büyük beklenti başörtüsüydü gerek sağlık alanında, eğitim alanında, bir hakimin bir öğretmenin başörtülü olması bunlar ne yazık ki hani şu şekilde düşünüyorum demokrasi büyük bir pasta şeklinde görününce Ak Parti hükümeti dilim dilim verdi.
2/ Hikmet Evin: 10 yıldır gerçekten bir şeyler değişiyor.Demokrasi adına değişiyor, ekonomi adına değişiyor, bir şeyler değişiyor doğrudur.10 sene önce 10.000 kişi tabakla yemek alırken bugün sayı 50.000’ne yükselmiştir. Bu bir gelişmedir! Urfa’da hayır kurumu 2 tane iken bugün 7-8 tane olmuştur. İnsanlar hayır yapıyor demek ki, bu iyi bir şeydir demek ki ihtiyaç var insanlar yardım yapıyor! Bundan 10 sene önce Urfa’da her hastaya 1 yatak düşüyorken şimdi 2-3 kişiye bir yatak düşmektedir. Son 5 yıldır da hastane yapıyoruz diyorlar ama hala arsası nerededir bilen varsa bize de söylesinler. Biz yine 80 yıllara takılırız. Doğrudur çok ağır bir travma yaşanmıştır, halkımız dayakla öldürülürlerdi. Ama geldiğimiz noktadada fişleniyorlar. 5 gün önce yaşadığımız bir olay; çamlıkta kapalı bir alanda konser düzenlenmiş polisler her insanın GBT’sine bakıyor, kimlikleri de ayrıca kamera ya alıyor bu açıkça fişlemedir. Gelişiyoruz ama nereye gelişiyoruz şimdi Roboski’den önce de 33 kişi öldürülmüştü. Roboski ile beraber rekoru egale edip 34’e çıkarılmıştır.10 sene zarfında generallerden hesap sorulmuş doğrudur ama Roboski’yi bombardımana tutan yine generallerden hesap soramamış demek ki değirmene su taşımayan onlar gibi olmayan generallerden hesap sorulur. Ama Roboski’yi bombardımana tutan hava kuvvetleri komutanına madalya takmıştır, tebrik etmek lazım!Aslında gerçekten bir şeyler değişiyor ama neye yönelik değişiyor. Yine kişi başına düşen milli gelir 10 sene önce 7.000 dolar iken bugün 14.000 dolara çıkmıştır. Ama yine Urfa da tabakla yemek alan sayı 50.000 ne çıkmıştır. Demek ki birilerinden alıp birilerine gitmiş. Başbakanımızın söylemleri çok İbrahimi icraatları da çok Nemrudi’dir. Sorun budur aslında.
3/ Erkan Sözen: Kapıya yazılan ön yargılılar giremez pankartını gördüğüme çok memnun oldum. Beni dinlerken ön yargılarınızı dışarıda bırakıp girmişsinizdir diye umut ediyorum. Ben öncelikle şunu söyleyeyim ben partici değil partiliyim şimdi nasıl bir ülkede yaşadığımızı bilmek için 1960, 1972 yıllarındaki darbeyi hatırlıyorum. Gerek Deniz Gezmiş hareketinin, gerek Mahir Çayan gençlik hareketinin ve diğer devrimci sol hareketlerin nasıl neler yaşadıklarını neler geçirdiklerini, neler istediklerini bunun yanı sıra Türkiye’deki milliyetçi hareketin neleri arzu ettiğini hep okuyup yakından izledik.Bir defa Türkiye nasıl bir ülkeydi bunu bilmemiz lazım şimdi nasıl bir ülke yani gerçekten biz 2006’lara kadar yada Ak Parti hükümetine kadar diyelim biz gerçekten özgür bir ülkemiydik? Gerçekten bağımsız bir ülkemiydik? Türkiye’deki statüko ne yapmak istiyordu, ne yapıyordu bunları bir defa bilmemiz lazım yoksa bakın partimizin borazanlığını yapıp derneğimizin hoparlörlüğünü yaparız gazetemizin çığırtkanlığını yaparız yada mezhebimizin meşrebimizin çığırtkanlığını yaparız.Bir defa bunu iyi bilmemiz lazım. Türkiye gerçekten bağımsız bir ülkemiydi yoksa Türkiye sömürge bir ülkemiydi bunu bir defa bilmemiz lazım.Türkiye bağımsız bir şekil demi yönetiliyordu yoksa kolonyalist yöntemlerle mi yönetiliyordu. Ak Parti iktidara geldi Anadolu insanı çok akıllı bu kadar zulüm gördü bu zulümden kurtulmanın çaresini ak partide buldu ve ak partiyi iktidara getirdi.Ak Partiyi iktidara getirdi ama ak partinin önünde kocaman heyelan gibi bir sistem var size dümen veriyorlar ama dümenin başında bir başkası var idare başkasının elinde sizin dümen boşa dönüyor öyle bir gemi bu ama başbakanımız Recep Tayip Erdoğan liderliğinde bir hareket başladı. Türkiye’nin normalleştirilmesi ve son 10 senedir normalleştirme devam ediyor. Ben Türkiye’nin bu 10 yıllık normalleştirme sürecince daha bağımsız bir ülke olduğuna inanıyorum. Siz hiç gördünüz mü bir devlet adamının bunu söylediğini devlet size hizmet etmek için varız dediğini.10 sene öncesine kadar bize şu söyleniyordu sizin varlığınız devlete mahkumdur sen devlet için varsın senin varlığın gerekirse devlet için yok olabilir sen kendini feda etmelisin devlet için deniliyordu. Ama son 10 sene içinde konsept değişti devlet diyor ki benim varlığım sana bağlı benim görevim sana hizmet etmek diyor vatandaşa devletin bakış açısı yüzde yüz değişti artık.Türkiye’nin nerden nereye geldiğini unutmayalım.Artık dağda ki adamın da askerinde artık kanı akmasın.
4/ Ferhat Karataş:10 yılda bu ülkede neler yapıldı bu ülkede hiçbir şey yapılmadı mı örneğin askeri vesayete kadar Ecevit 10 yıl önce deniz amiralinin rütbesini sökmüş, Turgut Özal genelkurmay başkanını istifa ettirmiş, 1960 ihtilalinde bir sürü generaller gitmiş. Şimdi bu noktadan bakarsak demokratikleşmeye bir bakalım 2002 yılında ki tutuklu sayısına bakalım kaç kat artmış, suç oranlarına bakalım kaç kat artmış, 80 darbesi kanlı denilen darbede kaç gazeteci içerdeydi bugün kaç gazeteci içerde, kaç öğrenci içerdeydi o darbede bugün kaç öğrenci içerde, sayılarını bile bilmiyoruz.Basit bir öğrenci eyleminde bile polisin kullandığı güç yani kabullenecek bir şey değil hani demokratikleşme vardı hangi üniversitede öğrenci protesto yapabiliyor. Sendikalara bakalım sendikalar 2002’den önce ki sendikalaşmada ki örgütlenme özgürlükleri varmı yok bitti.Kim sokağa çıkabiliyor Ak Parti dışında kim miting yapabiliyor hiç kimse yapamıyor, bir BDP miting yapabiliyor mu? Türkiye Cumhuriyeti tarihinde olmadığı kadar çok çocuk tutuklu var bakın hükümlü değil çocukların sadece 5/1 sadece hükümlü 2700 çocuktan 5/2 tutuklu hiçbir cumhuriyet döneminde bu kadar tutuklu çocuk sayısı yok.Avrupa ilerleme raporunda özgürlükler açısından dünya sonuncusuyuz. Hukuk devleti biz demokrasiyi getirdik en son hukuk devletini kuvvetlere ayrılır demokrasi güç temelidir siz özel bir demokrasi dünyada yaratamazsınız yok hayır demokrasi krallıkla yönetilen bir yönetim biçimidir diyemezsiniz.Hangi hukuk devletinden bahsediyorsunuz içerde kaç tane tutuklu siyasi var. Türkiye Cumhuriyeti döneminde padişahlıkta dahil dünyada bu kadar tutuklu siyasi sayısı yok.Kaç belediye başkanı içerde kaç milletvekili içerde şimdi bu suçluydu şuçluyu niye aday yaptınız tezini getiriyorlar.Biz askeri vesayetten kurtardık diyorlar bu ülkeyi ama ne fark eder bu defada polis devleti yaptınız herkes sabah hiçbir hukuku takmadan çeşitli bahanelerle sabahın 5’inde polis kapınıza gelebilir. Artık böyle bir ülke olduk kim telefonla rahat konuşabiliyor konuşamıyor. Şimdi Türkiye’nin geldiği ekonomik boyuta gelelim 2002’deki gelişmiş ülkelerdeki sıralamamıza bakalım 2002 yılında 14’üncü idik şimdi 18. Sıradayız. Türkiye de ilk defa bir uçak kendi halkının üzerine bombalar yağdırdı ama başbakan o ülkeyi temsilen çıkıp özür bile dilemedi.
5/ Halil Yiğit:10 yıllık AK Parti iktidarında her şeyden öte milli-manevi ve ahlaki değerlerimiz büyük yara aldı.Zinanın suç olmaktan çıkarılmasıyla başlayan süreçte, domuz diğer canlı hayvanlar kapsamında tutuldu. Benzinde kırılan rekor fiyat, "Teğet geçti" denilen ekonomik krizin ardından yapılan zamlar ve uygulamaya sokulan yeni vergiler, dudak uçuklatan seviyelere ulaştı. Dış politika da duvara toslayan AKP iktidarı, bütün komşularımızla kanlı bıçaklı hale geldi.Çıkarılan yasalarla vatan toprakları yabancılara satıldı, mili kurumlar özelleştirildi. AKP, 10 yıllık iktidarında halkın hesabına değil, faizci tefeci küresel güçlere çalıştı. 10 yıllık dönemde en çok kazanan bankalar oldu, milyarderlerin sayısı arttı.Sayın Erdoğan, oluşturulan yanlış imajla Arap dünyasına örnek bir lider olarak gösterildi. Ardından emperyalist Batı, Suriye'deki problemi Türkiye'nin üzerine yıkmaya çabaladı. Avrupa ve ABD Türkiye'yi kışkırttı, Rusya ve Çin, Esad'a destek verdi. İktidar bu oyuna alet oldu. Suriye'de bir Türk uçağı düşürüldü ve uçağı kimin düşürdüğü halen belirlenemedi. Türkiye krizi yönetmeyi başaramadı.Sonuçta Suriye ile Türkiye savaşın eşiğine geldi.Türkiye ekonomisi, aslında Başbakan Erdoğan'ın bu sene birkaç kez tekrarladığı "Yunanistan gibi oluruz" sözüne daha çok uyan bir tablo çizdi. Makyajlarla, pansuman tedbirlerle, borçlanmalarla gideceği yere kadar gitsin istenen ekonominin gerçekleri vatandaştan devamlı saklandı.Sonuç olarak Türkiye dış politikada 1-inandırıcılığını kaybetti. 2-itibarını kaybetti. 3-caydırıcılığını kaybetti.
Öneriler:
Yok
Ortak sonuç:
Yok
Değerlendirme:
İletişim:
a. Sivil toplum ile
60 adet mail, 35 SMS gönderildi. 10 Telefon görüşmesi yapıldı.
b. Milletvekilleri ile
Birçoğuna telefonla ulaşılamadı. SMS hepsine gönderildi.
c. Katılımcılarla
d. Medya ile
Medya yayın organlarından 30’una mail, 15’ine SMS gönderildi. 5’iyle görüşüldü.
Sonuçlar:
Değerlendirenler: ŞkMM İl Girşimcisi Nahide Felhan ve ŞkMM Eski Girişimcisi Mustafa Arısüt
05.01.2013 Şanlıurfa kMM Toplantı Tutanağı
previous post