YER: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi sosyal çalışma toplantı salonu
TARIH: 04.06.2016 saat: 15 00
KATILIMCILAR:
DERNEK VAKIF VE GIRISIMCILER:
1- Şermin ŞEKER (Toplumsal Değişim Derneği Sözcüsü)
2- İsmail AKTAŞ (Amed Ekoloji Meclisi Başkan.Yard. )
3- Mehmet BALIK (Mazlum-der Diyarbakır Yön.Kur.Üyesi)
4- Fırat AKMAN (Diyarbakır Sosyal Çalışmacılar Der.Üye)
5- Ramazan ERDOĞAN (Zeytin Dalı Diyalog Grubu Dönem Sözc.)
SENDİKALAR:
1-Emrah AKARSU ( Eğİtim-sen 2.Nolu Şube Yön.Kur.Üyesi)
ODALAR:
1-Ümit DEMİR (Elektrik Mühendisleri Odası yön.kur)
2-Cahit KILINÇ ( İnşaat Mühendisleri Odası Başk.Yard.)
KATILAN MILLETVEKILI VE SIYASI PARTI TEMSILCILERI:
Tekin ORTAERİ (AKP DİYARBAKIR İL SEKRETERİ)
GOZLEMCI: 1
MODERATÖR: Mehmedi AKTOPRAK
GENEL GÜNDEM: NEDEN BAŞKANLIK NASIL BİR BAŞKANLIK
KONUSULANLAR:
Diyarbakır kMM Haziran toplantısı 04.06.2016 saat: 15.00 da Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sosyal çalışmalar toplantı salonunda başladı. Telefonla aranmalarına ve mail davetlerine rağmen milletvekili katılımı olmamıştır. Toplantıda önceden hazırlanan görsel materyal sunumu yapılarak, toplantıya geçilmiştir. STK temsilcileri görüşlerini ifade etmişlerdir.
Şermin ŞEKER(TOPLUMSAL DEĞİŞİM DERNEĞİ SÖZCÜSÜ) :Bu konuda toplumsal istek ve talep var mı? Bunu gerçek anlamda hiçbirimiz bilmiyoruz, çünkü henüz kimse konuyu her yönü ile tartışmış değil. Toplumsal bir ihtiyaç var mı? Kişisel olarak ve değişimi çok önemsiyorum, ama söz konusu bu kadar önemli bir değişim ise, herkesin ne düşündüğü fazlaca önemli bence, onun için başkanlık öncesi uzun bir dönemde bu olguyu tanımamız gerek, yararları nelerdir? Toplum her noktada bilgilendirilmelidir. Büyük ölçüde başkanlık konusunda toplumda bir bilgi eksikliği ya da bilgi kirliliği olduğunu görüyorum. Başkanlık nedir? Ya da dünyada hangi örnekler denendi ve sonuçları nelerdir? Bütün bu soruların hepsi bir yerde hala önümüzde duruyor ve biz bu soruların yanıtını bekliyoruz, hem AKP hem de muhalefet bu sorulara mutlaka yanıt vermeli toplumu aydınlatmalıdır. Hele bu konuda bir referandum olacaksa, şimdiden bu konuda çok zengin bir aydınlatma çalışması başlamalıdır.
İsmail AKTAŞ( AMED EKOLOJİ MECLİSİ BAŞK.YARD.) : Başkanlık tartışması aslında sadece bir yönetim değişimi olmayacak, bana göre birçok sorunda bu noktada daha fazla görünür olacaktır. Çünkü başbakan Binali YILDIRIM, son demeci beni fazlasıyla kuşkulandırdığı gibi doğru söylemek gerekirse korkuttu. Anayasa ne derse desin, şu an ki fiili durumu başkanlık olarak tanımlaması, yaşayacağımız büyük sorunları işaret ediyor zaten. Şu an bana göre, olaylar büyük ölçüde bir siyasal İslam projesinin adım adım oluşturulması ve bu noktada tek başına diktatörlüğünü ortaya koymasıdır. Başkanlık iyi yada kötü, bunu tartışabiliriz hepimiz, çünkü bu ülkede hepimiz yaşıyoruz, ama ben noktada şimdilik başkanlığı çok gereksiz görüyorum, ayrıca başkanlık sistemleri dünyada farklı hep, hangisi bize uygun, bu konuda henüz bir çalışma olduğunu görmedim, onun için ben kuşkuyla yaklaşıyorum.
ÜMİT DEMİR (ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI YÖN.KUR.ÜYE): Başkanlık ile tek başına yürütme oluşturulmak isteniyorsa, bu sadece bağımsız yargı ve yasama varsa olabilir ve artık toplumun bu noktada bazı istekleri karşılanabilir. Ama başkanlık sadece bir otorite anlamında olacaksa, bu her bakımdan bize felaket getirecektir. Tek başına başkanlık bize uygun değil, dengeli bir siyasi yapı olmalı. Çünkü toplumumuz çok farklı kimliklere sahiptir. Bu kimlikleri koruyacak bir dengeli siyasal yapı daha önemlidir. Gezi olaylarında çok açık gördük, siyasi iktidar toplumun farklı taleplerini anlamıyor, hemen ve orantısız bir güçle bastırmak istiyor. Onun için başkanlık olacaksa bile, bunu dengeleyen yapılarda olmalı ve anayasa bu konuda değişmelidir.
EMRAH AKARSU ( EĞİTİM SEN 2 NOLU ŞUBE YÖN.KUR.ÜYESİ) : Demokratik kurum ve demokratik kültürler olmadan asla başkanlığa olumlu bakmıyorum, çünkü iktidarı güçlendiren, bunun dışında küçük grupları ve toplumu zayıflatan bir siyasi yapıdır. Bu değişim falan değil. Bireyleri önemsemeyen bir iktidar var, onun için birey özgürlüğünü korumak daha fazla zor olacaktır. Bu nokta da anayasal sınırlarına sadık bir başkan beklemek fazlaca iyimserlik olacaktır. Çünkü şu an bu ülkede büyük ölçüde bir kamplaşma var ve bunu meydana getiren temel neden başkanlık arzusudur. Onun için başkanlıktan önce bu ülkede birçok çözülmesi gereken sorun var. Başkanlık olacaksa ABD tipi olmalı, sınırlı gücü olmalı başkanın. Ayrıca çok etkili bir anayasa mahkemesi bu noktada başkanı ve yasamayı denetlemelidir.
MEHMET BALIK( MAZLUMDER DİYARBAKIR YÖN.KUR.ÜYESİ ) : Çok güçlü bir başkanlık kesinlikle doğru değil. Hala insan hakları konusunda çok geri bir durumdayız, birçok yasa hala fazlaca yetersiz ve büyük ölçüde vesayet kurumları var ülkede…..Sur, Cizre ve Nusaybin de yaşananlardan sonra kim ne yapabildi ki? Onun için başkanlık belki toplumun uzlaşması ile olabilir, ama o noktada bile sınırları çok belli olmalı ve herkes kendi sınırlarına dikkat etmelidir. Yoksa bana göre büyük kaos çıkacaktır. İlle de başkanlık olacaksa bu aslında Fransa tipi olmalı, yarı başkanlık olmalı. Çok güçlü bir şekilde meclis gücünü korumalı, ve daha önemlisi herkes mecliste olmalı ki, başkan herkesin başkanı olsun.
FIRAT AKMAN(DİYARBAKIR SOSYAL ÇALIŞMACILAR DERNEĞİ ÜYESİ): Şu an tartıştığımız şey, aslında Türk tipi başkanlıktır. Bu noktada batılı örnekleri düşünerek tartışıyoruz, ama bana göre istenen başkanlığın batı ile alakası yok. Tamamı ile güç ile donatılmış bir başkanlık, hatta ortada başkanlık yokken, gördüklerimize şaşıyoruz. Çünkü Genelkurmay ve Yüksek Yargı yürütmenin emrine girmiş gibi bir görüntü veriyorlar. Bu asla batıda görülecek bir şey değil. Bu noktadan oluşacak bir başkanlık çok fazla sorun çözen bir başkanlık olmayacaktır. Daha fazla çatışma ve ölümler olacaktır. Ayrıca İktidar bunu meclis ile yapmak isteyecektir, bunu sağlayamazsa, bana göre baskın bir erken genel seçim kaçınılmazdır.
RAMAZAN ERDOĞAN( ZEYTİN DALI DİYALOG GRUBU DÖNEM SÖZCÜSÜ) : Başkanlık olgusunun bir diyalog e çözülmesi bu toplum için kesinlikle büyük bir fayda sağlayacaktır. Ama şu anda gördüğüm kadarı ile bu pek oluşmadı. Yani gerginliği azaltacak bir ortam oluşmadı. Bu birazda bizim siyasi anlayışımızla ilgili bir sonuçtur. Siyasi diyalog yerine sert tartışmaları seviyoruz. Bu konuda herkes aslında güzel fikirlere sahip bence, ama ortaya koymada fazlaca sertiz. Başkanlık tek başına bizim sorunlarımızı çözer mi? Bu bilmiyoruz ama sanki gerginlikler başkanlıkta daha fazla olacak gibi duruyor. Bunun yanında herkesin kendince bir başkanlık tarifi var, nerde ortak nokta oluşacak pek bilinmiyor.
CAHİT KILINÇ( İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞK.YARD.):Bu türden büyük bir değişimle toplum belki de ilk defa karşılaşıyor. Çünkü siyasal rejim kadar laiklikle ilgili de çok önemli kırılmalar olacaktır. Toplumda en büyük korku, tüm kazanımların kaybedilmesi korkusu var.
Başkanlık isteyenlerin dil ve yaklaşımında çok büyük sorunlar var. Bütünü ile toplumu sindirmek isteyen bir tavrı giderek her yerde kolayca görmek mümkün artık. Bu konuda ortaya çıkan korku, aslında her anlamda hukuku ve demokrasi tehdit ediyor. Kürt Sorunu yoktur diyen bir başkanımız olacak. Milyonlarca insanın siyasi ve hak taleplerine sağır bir iktidarın başkanlığında yaşamak zorunda olduklarını düşününce, insan için fazlaca iyimser bir durum ortaya çıkmıyor. Ayrıca başkanlık olgusu tek başına hiçbir anlam ifade etmiyor, kurumlar daha önemli. Şu an bu ülkede tüm kurumlar büyük bir kaos yaşıyor, ne yapacaklarını bilmiyorlar. Sürekli tehdit altında olduklarını biliyorlar. Onun için başkanlık macerası da çok farklı olmayacaktır.