YER: Ahmet Priştina Kent Arşivi ve Müzesi, Araştırma ve Toplantı Salonu
TARİH: 04.04.2014
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1.İHD (Nuri Kayhan)
2. Yüzleşme Derneği (Talat Ulusoy)
3. İZDİM (İzmir Kültürler Arası Diyalog Merkezi) Özcan Kaman
4. KA-DER (Hülya Uslu)
5. On Beşler Birlik Dayanışma Derneği (Serdar Gündoğdu)
MESLEK ODALARI Yok
SENDİKALAR Yok
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1/ Hürriyet Mısırlıoğlu (izmirizmir.net)
2/ Rana Yiğitbaşı (Bağımsız)
3/ Ufuk Ünal (Bağımsız)
4/ Burak Oğuz (Bağımsız)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
1/ CHP – İzmir Milletvekili Oğuz Oyan
BELEDİYE BAŞKANLARI Yok
BÜROKRAT Yok
AKADEMİSYEN Yok
MESAJ YOLLAYANLAR Yok
DİĞER KATILIMCILAR
1/ Arif Ali Cangı (YSGP)
2/ Süleyman Eryılmaz (YSGP)
3/ Hamdi Özçelik (YSGP)
MEDYA
1/ İHA
2/ Evrensel
3/ Yeni Ekonomi
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 22 izleyici ve gözlemci katıldı.
MODERATÖR
Pervin Mısırlıoğlu – Gazeteci
KONULAR
GENEL KONU ve YEREL KONU: Seçim sonrası “Yeni Türkiye”
Pervin Mısırlıoğlu: Aramıza bugün büyük gayret ve çabayla CHP İzmir milletvekili Oğuz Oyan geldi. Vekil müvekkil ilişkisinin yürütüldüğü, her katmandan insanların yan yana geldiği ve 20 ilde yürütülen kMM toplantıları gerçekleştiriliyor. Burası TBMM’nin kurallarına göre işlemiyor. En zayıf sesin bile duyulmasını sağladığımız bu toplantıların 5. yılı bitti… Ak Parti İl Başkanı Ömer Cihat Akay gelemeyeceğini ancak toplantı başlarken haber verdi.
30 Mart 2014 günü gerçekleştirilen yerel seçimde ayırt edici bir farklılık yaşanmadı. Seçimlerde şaibe olduğu söyleniyor. Tüm siyasiler dolayısı ile milletvekilleri sandık nöbetinde olduklarını söylediler. 30 Mart seçim süreci ve sonucu toplumu gerdi, kutuplaştırdı. Nasıl bunu aşarız, neler olur birlikte tartışacağız.
Nuriye Çelik (KADER): KADER’i mutlaka biliyorsunuz, kadınların siyasette yer almasını sağlamaya çalışan bir STK. Hem sivil toplum kuruluşunda hem de partimde (CHP) çalışıyorum. Tüm siyasi partilerin erkek egemen anlayışı çerçevesinde “kadın var mı ki seçelim?” denilerek seçimlere girildi. Seçimlerden sonra ben Van Ahlat’a gittim. LİON’ların temsilcisi olarak gittim. Oradaki köylere gittik. Halkın nabzını tutmaya çalıştık. Halk huzur istiyor. Geçim derdinde. Ayrılık istemiyorlar ve kadınların o bölgelerde daha fazla seçilmelerinden memnun oldum. Seçilmeyecek yerlerden aday gösteriliyoruz. KADER olarak bunu tamamen reddediyoruz. Lütfen kendinize güvenin. Aday olun diyoruz. Bunu bir avuç insan olarak yapmaya çalışıyoruz. Kadınlar kendilerini daha fazla kullandırmayacaklar. Ancak parti tüzüğünün yeterli olmadığını gördük. Siyasi partiler yasasına girmeli. Konak’ta 12 kadın aday vardı ancak eş dost adaylar idi.
Pervin Mısırlıoğlu: Bu seçimin kaybedeni yok mu? Herkes zaferini kutluyor.
Burak Oğuz (Bağımsız): Geciktiğim için özür dilerim. “Önyargılar giremez” diye yazmışsınız. Urla’da bir şeçim yaşandı. Ülkede de yaşandı. Oğuz (Oyan)Hocam biliyor tabii. Sandıktan çıkan sonuca razı olacağız. Ancak ciddi şaibeler var. Bir bakan çıkıp elektrik kesintisinin bir kedi yüzünden olduğunu ifade etti. Buna şaşırmak gerekir. Tapeler çıktığında teknolojiden sorumlu bakanın “bunlar doğru değil hissediyorum” diyebilmişti. Böylesi bir durumda Avrupa’da sorumlular istifa eder. Burada ise sandıktan çıkarsak aklanırız beklentisi var. Bu kadar olaya rağmen halkımız niye bunları görmezlikten geliyor. Bunun mantıklı bir çözümünü bulamadım. Biz her zaman doğru ve gerçek demokrasiden yanayız. Demokrasiye sonuna kadar sahip çıkmalıyız. Şu anda başkanlık sistemi tartışılmaya başlandı. Bunun sonu nereye gider bilemiyorum. Bizim toprak bütünlüğüne ve toplum bütünlüğüne sahip çıkmamız gerekiyor. Urla’ya gelince. 9 tane aday adayı vardı. Başkan başka bir partiye geçti ve ağır bir mağlubiyet aldı. Önemli olan, halkın başkanını seçebilmesi. Ancak siyasi partiler yasası bunun önünde engel. Bu değişmeden bunun gerçekleşmesi mümkün gözükmüyor.
Pervin Mısırlıoğlu: Burak Bey aday adayıydı. Benim de adayımdı. Aday olamayınca partisinde devam ediyor. Seçim 4 büyük parti arasında geçti. AKP, CHP,MHP ve HDP/BDP. Türkiye’nin doğusunun doğusunda kadınlar başkan oldular. Eş başkanlık gibi bir kurum ortaya çıktı. Olağanüstü güzel. Tapelere endekslenerek iktidarın düşmesini beklersek olmadı görüldüğü gibi.
Hülya Uslu (KADER): Sadece KADER adına burada değilim. Birkaç dernek ve Ak Parti üyesiyim. Uzun bir dönemdir özellikle İç Anadolu, Doğu Anadolu’da Ak Parti iktidar ve yerelde de genelde de başarılı. Daha da başarılı olabilirdi. Neden çok oy alıyor? Bu partinin mensupları ötekileştirilmiş insanlardan. Bizim Anadolu insanımız ötekileştirilen insanlara sahip çıkar. Ne kadar omuz atılırsa o kadar sahip çıkacaktır. Bizden başka 2 tane daha güçlü parti var. Bakın muhalefet demiyorum. Birbirlerine destek oldular. İki siyasi parti birleşti ve öyle seçimlere girdiler. Bir önceki seçimlerdeki CHP’ye verilen oylar şimdi MHP’ye gitti. CHP, CHP olmaktan, MHP, MHP olmaktan çıktı.
Talat Ulusoy (Yüzleşme Atölyesi): Seçim sonuçları en net biçimde ekonomik göstergelerle çakıştırıldı ve bilimsel bir tespit yapıldı. Bunu doğru bulmuyorum. Mide ve kesesinden bir seçmen davranışı varsa eksik. Bakın KADER’in çabası bazı bölgelerde hiç görülmüyor. Kürt bölgesi içindekileri de görmüyoruz. Kürt kadınları ötekileştiriliyor.
Cumhuriyetin onuncu yılında Handan Semet Hanım, “Cumhuriyet nasıl seçilir” sorusunu, “Nasıl bir Cumhuriyet seçilir” diye sorulmasını istedi. 1933 yılında münevver bir kadının erkeklerden ne eksiği var diye sordu.
Bir kusurum var; sevdim mi tam seviyorum. Ondaki kusuru görmüyorum. Tayyip Erdoğan’ı seçmenleri kusursuz görüyor. Biz “Tek adam” eğitiminden, “Ulu Önder” eğitiminden geldik. Cumhuriyetin sakat eğitim sisteminden geldik.
Oğuz Oyan (CHP İzmir Milletvekili): Ben tam zamanında geldim. Erken ayrılmam gerektiğini belirtmiştim ve şimdi kürsüye çıkamazsam çıkamayacaktım. Seçim değerlendirmesini ben dün Sol Gazetesindeki köşemde yazdım. Merak edenler okuyabilir. Perspektivi tarihsel bir çerçeveye oturtmak lazım. Yerel seçimlerde başarı oy üzerinden değil başkanlık üzerinden ölçülüyor. Son 30 yılın en yüksek oy yüzdeleri de yeniden gözden geçirilmeli. Farklı sonuçlar üzerinde kıyaslamalar yapılıyor. Merkez solu temsil eden hareket son 30 yılın en başarılı sonucunu egale etti. 650 belediye – 540 belediye olarak tecelli etmişti sonuçta. Sağ bölündüğü zaman solun iktidar olma şansı vardır. Özellikle 80 sonrası böyle oldu. Sağ seçmen AKP’yi yaratmadı. Kırsal oylar sağın oy deposu olmuştur. Popülizm ve demagojik bir dille bu kesime giderler. 50’lilerde CHP’nin oy oranı % 40 üzerindedir. Yeniden bu oyları 70’li yıllarda yakalıyor. Buradan baktığımızda yerel seçimleri yeniden gözden geçirmek gerekiyor. Bu oranlarla bazı illeri (Mersin, Antalya) elimizde tutabilirdik. 89 seçimlerinde CHP tüm metropollerde belediyeleri almıştır. Hem de bu oranlardan daha düşük oranlar idi. Yani her seçimi ayrı değerlendirmek gerekir. Sağ AKP’de konsolide olmuştur. Burada söylenenler siyasi tevatür. Ancak seçmen kitlesi parti programlarını okumuyor. Biz anlatamadık. Daldaki keklik, çantadaki keklik meselesi. Vaatler üzerinden seçim kazanmak kolay değil. Sola oy vermek, CHP’ye oy vermek biraz daha zordur, geçişkenlik açısından. Olağan bir demokraside son 1 yılda yaşananların bir tanesi bile iktidarın gitmesine yeterdi. Şimdi, bakın 4 bakan istifa etmiş, başbakan beni kurtarın demiş. Müthiş bir algı yönetimi ve yandaş medya da tam da bugün için yaratılmış. Halkın gerçeklere ulaşması için gerekli her şey kapatılıyor. Böyle bir ortamda bana darbe yapılıyor diye ortaya çıkıyor. Bugüne kadar beraber yürüdük bu yollarda diyenler birlikte yapmadılar mı? Ergenekon’da, Balyoz’da birlikte yapmadılar mı? Benim sesim değil diyebildi mi? Dışişleri bakanı dedi mi? Demedi, nasıl dinleniyoruz dendi. İçeriğine yönelik yargılanacaksınız. Halkoyu ile aklanırım diyorsanız bunu Hitler de yaptı. Bu otokrasidir. 1950 öncesi partili valiye karşı çıkanlar yine yeniden partili vali dönemine girdiler. Bana bir savcı lazım diyerek Öz’ü çıkaran, sonra onları uzaklaştırdı. Ana mesele Türkiye gibi bir ülkede laik demokratik bir cumhuriyet kurma inşasının yıkılıp yeni bir yapı inşasıdır. Yani kurulacak şey üzerinde farklılığa düştüler. Hayıflanacak başka bir şey de çok kutuplu bir yapı çıkması. Dinci muhafazakarlık bir tarafta, laiklik bir tarafta, bir tarafta Kürt hareketi var. MHP’nin ne olacağını bilmiyorum. 3 eksenli bir Türkiye’ye doğru gidiyoruz.1950’lerde böyle kutuplaşmalar yaşandı. Ancak masumdu. Takım tutma gibiydi. 1960’larda sol muhalefetin (TİP) çıkması alt üst etti. Kitlesel sol hareket güçlendi. Türkiye’de kendini sol olarak tanımlayan kitleler CHP’ye göre çok azdır. Ben sol kimliğim üzerinden alıyorum. 11 milyon oy aldık, sadece elitlerden oy alınmıyor. Ben CHP’nin solundayım. Emek eksenli siyasetten yanayım. CHP bunu yapabilse gövdesini büyütür. İzmir bütünşehir oldu. 89’da İzmir Büyükşehirdi 3 ilçesi vardı. Piriştina ile 9 ilçe oldu. Kocaoğlu ile 2009’da 16 ilçe oldu. Şimdi 30 ilçe oldu. Kırsal oylar yüzünden Ordu’yu da kaybettik. İzmir’de 2 ilçe yerine 8 ilçe diyoruz ama kesin değil. Selçuk’ta 15 oy fark var. Ama geçen seçimde kazandığımız ilçe sayısından az aldık. Siyasetin doğasında hedefi büyük almak var. Onun için hedef 30’du. Kişisel tahminim 4 fire verebiliriz idi ama fazla oldu. Yerel seçimlerde adayların kimliği önemli. Aday tespitinde yanlışlar yaptık. CHP küskünleri başka partilere gittiler. Objektif olarak AKP’ye hizmet eden bir duruma düştüler. Aliağa’da MHP oldu. Bunların muhasebesi yapılacak. İzmir’de CHP başarılı mı? Tabii ki başarılı. Kritik mesele metropol ve büyük şehirdi. AKP 2002’de % 12.2, 2007 % 29, 2009 % 17, 2011 % 38.5, 2014 % 35.5 oy aldı.
Türkiye’nin önünde iki seçim var. Bu tek sandık mı olur. Ayrı ayrı mı olur, bilmiyoruz. Ancak iki seçenek içinde ayrı ayrı strateji gerektirir. CHP adına burada konuşamam, Kılıçdaroğlu da konuşamaz. CHP-MHP, AKP-BDP ittifakları olabilir. Bunu bilmiyorum. 4 aday da çıkabilir. Genel seçimler açısından iddiamızı koruyacağız. Türkiye’de her an bir şey oluyor. Güncel siyaset değişken. İzmir ve Türkiye’deki seçim sonuçları çarpık medya yüzünden çok etkilenmiştir. Yeni Asır AKP gazetesi olarak meydana çıkmış ve tetikçilik yapmıştır.
Seçmenleri yönlendirecek maddi destekler yapılabiliniyor. İtalya’da para karşılığı oy isteniyor. Bu dehşet vericidir. Türkiye'de otokrasi git gide faşizme yönelecek. Bu iktidar gitmeyecek üzerine gelen bir iktidar. Bu açıdan karamsarım.
Pervin Mısırlıoğlu: Konunun can alıcı bölümleri şimdi. Arayı vermeyeceğiz. Söz almak isteyen Arif Ali Cangı aramızda. Kendisi Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin Eş Sözcüsü. HDP ile birlikte seçime girdiler.
Arif Ali Cangı (YSGP): Düzeltme yapayım. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin kurucu Eş Sözcüsüyüm. Şimdi değilim. Oğuz Bey burada öğreten adam pozisyonunda ders verdi. Seçim yaşamadık. Herkesin ders çıkarması gerekiyor. Siyaset ben ne kadar başarılıyım demek değil. Başbakan ben Anayasa Mahkemesinin kararına saygı duymuyorum dedi.
Hülya hanımın neden AKP’ye oy verdiğini samimi olarak öğrenmek isterim. Ötekileştirmeden bahsetti, ancak Başbakan ötekileştiriyor. Şiir okumaktan dolayı ceza alan Başbakan’ın Anayasa mahkemesine saygı duymaması acınacak bir durum. Seçimlere gelince ne yazık ki seçim, seçim olarak geçmedi. Bütünşehir yasası ile yerelleşme amaçlanıyor gibi ama başında bulunduğu Yatırım Komisyonu ile valiyi güçlendiren bir yapı oluştu. Köylülük ortadan kalkıyor. Her belediye başkanı Erdoğan olabilir. Seçim sürecinde bunu değerlendiremedik. Yerel gündem ve siyaset konuşulamadı. Karşılıklı söz düellosu yapıldı. AKP’li olmayan cemaatçi, CHP’li oldu. Benim hiç biriyle alakam yok, ötekileştirildim. CHP seçmeninden ise CHP ehveni şer diyerek oy istendi. Hiç bir durumda muhalefet bu kadar şanslı olamadı. Ancak bunu lehine çeviremedi. Bunun değerlendirilmesi gerekir.
Oğuz Hoca biraz evvel seçmen tabanı sağ ağırlıklı dedi. Böyle bir yaklaşımla seçim kazanamazsınız. Peki, HDP-BDP ne yapıyor? Buna bakılmıyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde kilit rolünde. BDP-HDP tabanı içinde sağ yok mu? AKP’lilerin içerisinde yolsuzluklara göz yumma ağır bir durum. Ayrıca kalkınma, refah algısı yaratıldı. Oy verenlerin büyük bir kısmı yoksullar. Lider güvencesi önemliydi. Erdoğan bunu başardı. Görülen o ki AKP başarılı. Seçim sonuçlarındaki şaibe Türkiye’nin ciddi bir ayıbı.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, HDP bileşeni olarak seçime girdi. HDP Kürt partisi olarak algılanıyor. Asla öyle değil. HDP eşitlik, adalet, ekoloji konusunda gündeme oturacak. Ancak yerel seçimlerde yerele yönelik politikaları öne çıkaramadı.
Murat Bey’in konuşmasında bir şey dikkatimi çekti. Toprak bütünlüğü dedi. Ne gereği vardı? Bırakın bunları, demokratikleştirmenin önünü açalım. Siyasi partiler yasasına rağmen demokratikleştirmeliyiz. Başkanlık sistemini tartışmalıyız. Demokratik Özerklikte başkan sadece temsili olur. Yaşam ve siyaset devam ediyor. İzmir’de yaşıyoruz. Yaşama da müdahale edeceğiz.
Ömer Mustafa Aytekin (İzdim başkanı)Hizmet Hareketi adına: Buradaki konuşmalardan gerçekten bir şeyler öğrendiğimi gördüm. Demokrasi kültürümüzün oturmadığını görüyorum. 10 insan öldü. Kedi mevzuu dünya meselesi hale geldi. Kuvvet haktadır ama kuvvetlinin haklı olduğunu gördük. Partiler eşit düzlemde seçime girmeliydi. Kutuplaşmanın ve iktidar ve ikbal hırsının kazandığını gördüm. Herkesi kendi duyguları ile kabul edemedik. Sindiremedik. Korku siyaseti hakim oldu. Projeler ya da demokrasi değil ötekileştirme galip oldu. Antalya’nın merkezinde oy kullandım. Köyüme gittiğimde kömüre, erzaka, basit şeylere oylarını feda ettiklerini gördüm. İnşallah Allah savaşın soğuğunu da bizden alsın, sıcağını hiç göstermesin. “Yeni Türkiye” denilince başbakanın kafasının arkasında ne var bilemem. Seçim aklamaz, hukuk aklar. “Yeni Türkiye” nedir, onu açıklaması gerekiyor. Bizim demokrasiden başka yolumuz yok. Biz yanlış yaptıysak, hukuka müracaat etsinler. Paralelsek, inlerimiz belli; dershanelerimiz, okullarımız. Seçimlerde yönlendirme yapılmadı. Telkinimiz olmadı.
Hizmet hareketi kadın hareketine nasıl bakıyor? Hz. Muhammed gelmeden önce kız çocuğu olanlar dağlara çıkıyordu. Peygamber, cennet analarımızın ayaklarının altındadır demiştir. Kadınsız bir hayata İslam doğru bakmamıştır…
Nuri Karahan (İHD): Bir vatandaş olarak konuşuyorum. Seçimlerde kutuplaşma gördüm. Bununla ilgili şeyler söyleyeceğim. Olmaması gerekenler yerine olması gerekenler üzerinde konuşacağım. Kutuplaşma, kadın – erkek, Türk – Kürt arasında, inançlar arasında oluyor. Türk – Kürt kutuplaşması üzerine bir arkadaşımız kimlik birliğinden bahsetti. Kimlik aynılığı yok. Kürt halkı ile Türk halkı arasındaki kutuplaşmayı ortadan kaldıran HDP-BDP’dir. Kadın – erkek arasındaki kutuplaşma için de BDP’yi kutluyorum. 35 kadın aday gösterildi. Ancak o kadar değil, 100 tane belediyesi varsa o kadar kadın belediye başkanı var demektir. Çünkü eş başkanlık kurumu var. Aslında ben sosyalistim, emek yoğunluklu bir taraftayım. Bugün ise ezilen bir halkın tarafındayım. Kadın taraftarıyım, erkeğe karşı dik durulması gerektiğinden kadın taraftarıyım.
Süleyman Eryılmaz (YSGP): Bir yurttaş olarak söz aldım. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin üyesiyim. Bu seçimlerde HDP il seçim komisyonunda görev aldım. Seçimin yerelleşemediği tespitine katılıyorum. Ancak demokratikleşme için yasaların beklenmesi gerekmediği düşüncesindeyim. Örneğin biz HDP olarak hem siyasi partiler yasasına hem de seçim yasasına rağmen her yerde seçimlere eş başkanlıkla girdik. İzmir’de 30 ilçenin 30’unda da seçime girdik. 13 ilçede resmi başkan adayımız kadın idi. 26 ilçede eş başkan adayları ile yarıştık. Bu sayılar kayda geçsin diye söz aldım. Yoksa HDP’de ve bileşenlerinde erkekler kadınlar adına söz söylemezler. Tüm saldırılara ve baskılara rağmen her ilçede, her mahallede, her sokakta kendimizi ve nasıl yerel yönetim istediğimiz anlattık.
Hamdi Öztürk (YSGP): Ben Bayraklı Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin Eş Sözcüsüyüm. Bizde hiyerarşi yoktur. Biz yasaları fiilen aşarız ve değiştiririz. HDP % 2 almıştır. Ancak % 45-50 alanlar geri saymaya devam edecektir. AKP, CHP MHP Kemalist partilerdir. Bizi sermaye ayrıştırıyor. AKP ceza yasasının 141,142, 163 maddeleri kalkmasına rağmen Terörle Mücadele Yasasının arkasına dolaşmış ve hegemonyasını oluşturmuştur.
Erdoğan’ın kazanmasında CHP ve MHP muhalefet yapışlarıyla katkı koymuşlardır. Seçim çalışmalarında HDP devletten yardım almadı. Eşitsiz bir seçim çalışması oldu. Halk birbirine düşman değil. Bu Kemalist düzen aradan çekilsin, halk kendi arasında sorunu bitirir.
Burak Oğuz (Bağımsız): Kutuplaşma sertleşti. Yurt dışında ortakları olan bir iş yapıyorum. Ortaklarımız Türkiye’de toplantı yapmak istemiyorlar. Başkanlık, tek adamlık demokrasimize bol gelir. Ne zaman o aşamaya geliriz, o zaman tartışılabilinir. 9 Eylül Üniversitesi’nde doktora yapıyorum. Konum; mali federalizm. Yerel yönetimlerin federalleşmesidir.
Pervin Mısırlıoğlu: Bir sonraki İkMM toplantısı 2 Mayıs 2014. Yine burada, aynı saatte başka bir gündemle buluşmak üzere…