YER: MÜSİAD Toplantı Salonu
TARİH: 04.03. 2017
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / İlim ve Hayra Hizmet Vakfı ( Zülfü Biçerer – Genel Başkan )
2 / Azadi Hareketi ( Atik Okuyucu – İl Temsilcisi )
3 / İpekyolu Derneği ( Abdulkerim Avanoz – Başkan )
4 / Türkiye Emekliler Derneği ( Vedat Gür – İl Başkanı )
5 / Palu Derneği ( Hayrettin Karakaya – Başkan Yrd. )
6 / Genç Müsiad ( Furkan Dağhan – Yön. Kur. Üyesi )
7 / Böbrek Hastaları Derneği ( Filiz Özel – Başkan )
8 / Akıncılar Derneği ( Mehmet Ertuğrul – 2. Başkan )
MESLEK ODALARI
SENDİKALAR
2 / Eğitim Bir Sen ( Zülfü Polat – Yön. Kur. Üyesi )
3 / Kamu Sağlık Sen ( Levent Sert – Genel Sekreter )
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Turan Bahçeci
2 / Sezai Somunkıran
GÖZLEMCİLER
1 / Siracettin Sarı ( Hak-Par İl Başkanı )
BELEDİYE BAŞKANLARI
Katılım olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Mesaj yollayan olmadı.
DİĞER KATILIMCILAR
Başka katılımcı olmadı.
MEDYA
3 TV kanalı ve bir yerel gazete.
MODERATÖR
Ercan Sözüer ( Elazığ kMM Girişimcisi)
KONULAR
GENEL KONU: Anayasa Değişikliği – 2 ( Yasama ve Yargı )
KONUŞULANLAR
1 / Mehmet Ertuğrul: Öncelikle yeni anayasa ile tartışılması gereken sistem mi rejim mi değişiyor konusudur. Kuruluş anayasamız olan 1923 anayasasında bu ülkenin rejimi cumhuriyet olarak belirlenmişti. Diğer hususlar: hukuk devleti olarak belirlenmiştir, başkenti Ankara’ dır ve kendisinin meclisle yönetileceği belirlenmiştir. Getirilen düzenlemeler dokuzuncu madde değişikliği ile beraber başlıyor. Yargının bağımsız olduğu mevcut anayasada vardır. Yeni düzenleme ile ilgili olarak yargı bağımsızlığı ile birlikte tarafsızlığı da konuşulacak. Bugüne kadar tarafsızlığı tartışılmadı. Yargı 28 Şubat sürecinde taraf oldu. Aynı olay Ergenekon davalarında gerçekleşti. Şimdi getirilen düzenleme ile devlete ve vatandaşa da eşit mesafede olmak zorunda. Bu yargının bağımsızlığının yanında tarafsızlığını da ortaya koyuyor. HSYK’ nın bünyesinde değişimler olacak. Eski düzenlemede yüksek kelimesi çıkartıldı, ikincisi; seçim konusunda düzenlemeler yapılacak. Önceden atama vardı ve hepsini cumhurbaşkanı yapıyordu. Ama seçimler adliyeye kaostan başka bir şey kazandırmadı. HSYK’ daki parçalanmışlıklar ortadan kaldırılmış olacak. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Askeri Yargıtay ve Askeri Mahkeme kaldırıldı. Ancak sadece savaş halinde kurulabilir deniliyor.
Anayasanın 17 kişilik grubu 15’ e düştü. Askere ne kadar endeksli kişi varsa yargının ve siyasetin dışında tutulmaya çalışılması yargıya müdahale olarak değerlendirilmemelidir.
Yasama ve yürütme arasında üç nokta vardır. Yasama yürütmeyi kendi içinden çıkartmıyor. Cumhurbaşkanını halk seçerken kadrosunu da halk seçmiş oluyor. Bir milletvekili bakan olacaksa onun vekilliği bitiyor. Yasama yürütmenin yaptığı bütün çalışmaları kontrol edebilecek durumdadır. Bakanlar yasamanın onayından geçmek zorundadırlar. En önemlisi yürütme yasamadan muhakkak kanun yapılması konusunda destek almak zorundadır. Çünkü cumhurbaşkanlığı kararnamesini yasama her zaman için çıkaracağı kanunla iptal edebilir. Yasama gerektiği zaman cumhurbaşkanını yüce divana gönderebilecektir. Ayrıca 600 milletvekilinin 301 oyuyla cumhurbaşkanı hakkında soruşturma açılabilecektir. Şayet cumhurbaşkanı isterse meclisi seçime götürebilir ancak kendisi de seçime gitmek zorunda kalacaktır.
2 / Atik Okuyucu: Yasama; 12 Eylül ruhunun muhafızları ile muarızları arasında tartışılan 18 maddelik bir anayasa değişikliği söz konusudur. 12 Eylül ruhunun muhafızları şayet kaybederlerse, 1982 anayasası esaslı biçimde yıkıma uğrayacaktır. Hukuk alanına bakacak olursak; 2009 yılından bu yana bizim hukukçularımızın ne kadar değerli oldukları görüldü. Ergenekon ile başlayan bir süreç, balyoz, yakamoz, ay ışığı derken son olarak başka bir düşman yaratıldı. Bildiğiniz gibi Türkiye’ de her 5 yılda bir düşman yaratılırdı şimdi bu süre 3 yıla indirilmiş bulunmaktadır. Bu durum bizim hukukçularımızın ne kadar hukuk adamı olduğunu göstermektedir. Şimdi bakıyorsun ne Balyozcular içeride var, ne Ergenekoncular ne de ilticacılar. Hani ekranlarda bağırıyordunuz bunlar darbeciler diye. Oysa şimdi hiç biri içeride değil. Hatta birileri kalkıp 28 Şubat bin yıl sürecek demişti.
Bunun için Türkiye’mize yeni bir anayasa gereklidir. Ülkemiz için, milletimiz için, hepimiz için bu anayasa kaçınılmazdır. Getirilen bu 18 maddelik anayasa değişikliğini yeterli bulmamakla birlikte önemsediğimizi belirtmek istiyorum. Daha geniş kapsamlı ve demokratik bir anayasanın oluşturulması için bunun bir başlangıç olmasını temenni ediyorum.
3 / Abdulkerim Avanoz: 16 Nisan’ da yapılacak olan referandumun milletimiz için çok elzem olduğunu, ihtilal anayasasından kurtulmak için ve halkın iradesini gerçek manada yönetime yansıması için bu değişikliği can-ı gönülden destekliyoruz. Eksiklikleri olmasına rağmen zamanla onların da düzeltileceğine olan inancımızla bu değişikliği destekliyoruz. Bu vesayet anayasasından kurtulmamız lazım, emperyalizme hizmet eden bundan önceki anayasaların ülkenin gündeminden çıkarılması gerektiğine inanıyorum.
Her ne kadar bazı muhalefet partileri bu referandumu kendilerine göre yorumluyorlarsa da, ben bunların ciddiyetle bağdaşır bir tarafını göremiyorum. Haklı oldukları konular olabilir, bunların zamanla düzeltileceğini düşünüyorum. Aksi durumda yapılanlar sulandırmaktan başka bir şey değildir.
Bu bakımdan bu referandumda bizler evet diyeceğiz ve bütün gücümüzle evet çıkması için de çalışacağız.
4 / Zülfü Biçerer: Şimdi 18 maddelik bir anayasa değişikliği söz konusudur. Malumunuz anayasanın üç erki vardır. Geçen ay yürütmeyi ele almıştık, bu ay ise yasama ve yargı konularını ele alacağız. Şimdi yasama konusunda 550 olan milletvekili sayısı 600’ e çıkarılıyor, seçme seçilme yaşı 18’e indiriliyor. Bu konuda dünya ölçeğine göre bir iyileştirme söz konusudur. Yargı konusuna gelince; bildiğiniz gibi bu konuda 82 anayasası da dahil olmak üzere ideolojik bir yapı söz konusuydu. Gelen hakim ve savcılar hem kadrolaşma hem de karar verme aşamasında ideolojik davranarak adaletten uzak davranabiliyorlardı. Şimdi ise yargı hem bağımsız olacak hem de tarafsız olmak durumunda kalacak. HSYK’ da iyileştirme yapılıyor 23 olan üye sayısı 13’e indiriliyor.
Bugün Türkiye birçok yönden eski Türkiye değildir, artık yeni bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Bundan dolayı birçok yönden iyileştirmeler söz konusudur. Bu noktada bizler İlim ve Hayra Hizmet Vakfı olarak bu referandumda evet diyoruz ve şimdiden milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyoruz.
5 / Hayrettin Karakaya: 16 Nisan’ da yapılacak olan anayasa değişikliği Türkiye’ nin kararları hızlı alabilmesi için yapılması düşünülen bir anayasadır. En önemli özelliği ise koalisyonlardan kurtulacak olmamızdır. Aslında yapılan sistem değişikliğidir, herhangi bir rejim değişikliği söz konusu değildir. Biz ki muhtıralar görmüş insanlar olarak yapılacak olan referandumda hayır dememiz mümkün değildir. Yaşanan bu muhtıralardan sonra yapılan anayasalar vardı ve yıllarca sözüm ona yapılan değişikliklerle bu anayasalar yamalı bohçalara döndü. Bugün ise biz Palu Derneği olarak yapılan anayasa değişikliğini yeterli bulmuyor ancak evet diyerek yeni anayasanın hayırlara vesile olmasını diliyoruz.
6 / Levent Sert: Öncelikle bu anayasa değişikliği ve referandumun halka tam olarak anlatılmadığı görüşündeyim. Farklı niyetli kişiler tarafından farklı farklı anlatılmaktadır. Yapılan çok ciddi bir değişiklik yoktur. 1982 anayasasından çok farklı bir anayasaymış gibi bir imaj verilmektedir ancak hiç de öyle değildir. Sadece son yaşanan olaylardan sonra ihtiyaç duyulan bir takım şeylerin hızlı bir şekilde yapılabilmesi, karar alınması ve icraata dönüştürülmesi için gerekli bir şeydi. Tabi yapanlarda 18 maddelik bu değişimi yeterli görmediklerini biliyoruz. Ancak bunu bir başlangıç olarak kabul ediyor ve ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz.
Hepimizin bir gemide olduğu fikri doğrudur ve Türkiye olarak bırakın bizim başka bir gemimizin olmasını cankurtaran filikamız bile yoktur. Herkesin bu bilince varması lazım. Tabi bu konuda niyet güzel olursa akıbette güzel olur. Tabi ki farklı görüşler olabilir ancak ben bunun gemi çerisinde çözülmesi gerektiği fikrindeyim.
Tüm bunlarla birlikte cumhurbaşkanımızın bir takım söylemlerine katılmamak mümkün değil. Örneğin; milli seferberlik hali çok önemlidir. Tıpkı Kurtuluş Savaşı’ nda verdiğimiz mücadeleyi bugün aynen vermekteyiz. Yine yedi düvel bize düşman, yine bütün şer odakları birleşmiş ve bizleri bölmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar.
Ancak bizi o günden bu güne sevindiren şeylerden biri 15 Temmuz’ da da gördüğümüz ruhtur. İkincisi: o zaman bizim silahımız ve mermimiz yoktu. Ancak bugün nereden nereye geldiğimiz hepinizin malumudur. Bundan dolayı sayın cumhurbaşkanımızın söylediği şeyleri iyi düşünmemiz gerektiğini ve idrak etmemiz gerektiğini ve onu yalnız bırakmamamız gerektiğini düşünüyorum.
Yabancı devletlerin Türkiye’ ye karşı olan tutumları eskiden beri vardı ancak bu kadar aşikar değildi. Ama bugün bir haçlı zihniyeti oluşmuş ve aleni bir şekilde Türkiye düşmanlıklarını sergilemektedirler. Bu durum karşısında bizler birlik ve bütünlüğümüzü sağlamalıyız. Kendi içerimizdeki bir takım ufak tefek pürüzleri de gidermeliyiz diye düşünüyorum.
7 / Zülfü Polat: Avrupalıların yüzyıllık politikalarının bir sonucu olarak bugüne kadar istedikleri gibi Türkiye’yi yönettikleri için sesleri çıkmıyordu. Şimdi Türkiye ayağa kalktı, kendi karalarını kendi vermeye başladı ve onların ekonomik çıkarlarına çomak soktuğu için yüz yıl önceki Sevr kararlarını ortaya çıkarıp tüm İslam âlemine uygulamaya çalışmaktadırlar. Ortadoğu’ yu küçük devletler haline getirip kendi istedikleri gibi yönetmek ve sömürmek istiyorlar. İşte Türkiye de buna dur dediği için bu saldırılara maruz kalmaktadır. Daha dün bakanımızın konuşmasına izin vermeyenler bugün demokrasi havarisi kesilebiliyorlar. Oysa bundan bir ay kadar önce HDP’ liler Almanya’ da istedikleri gibi konuşmalar yapıp propagandalarını yapabiliyorlardı. Ve yine bugün CHP temsilcisi Baykal orada miting yapmak için izin almış bulunmaktadır. Sırf hayır dedikleri için ve bu ülkenin önünü kesmek için onlara destek oluyorlar.
Aslında yapılmak istenen anayasal değişikliğin bir iki madde dışında eski sistemden çok farklı olduğunu söyleyemeyiz. En çok eleştiri alan maddeler; meclisi feshetme ve kararname çıkarmaktır. Aslına baktığınızda bunlar şu anda da cumhurbaşkanının ve bakanlar kurulunun yetkisinde olan olaylardı. Zaten çıkarılacak olan kararnameler de devletin işleyişi ile alakalı konulardaydı. Yoksa insan hak ve özgürlükleri ile alakalı konularda böyle bir durum söz konusu değildir. Bir de kanun çıktığı anda kanun hükmünde kararname etkisini yitirmektedir. Bu da denetleme mekanizmasının ne kadar iyi olduğunu göstermektedir.
Biz bu 18 maddelik değişimin yetersiz olduğunu düşünüyoruz, gönül isterki 82 anayasasının tamamı değiştirilsin. Ancak her şeye rağmen biz sendika olarak bu referanduma evet diyoruz ve memlekete hayırlar getirmesini diliyorum.
8 / Vedat Gür: Özellikle anayasamızın dokuzuncu maddesinde geçen ‘‘ Tarafsız ve Bağımsız’’ kavramları çok önemlidir. İnşallah bu kavramlar doğrultusunda herkesin içinde kendini bulabileceği bir anayasa yapışır ve yürürlüğe koyulur. Aslında belli bir yaşın üzerindeki vatandaşlarımız başkanlık sisteminin ne demek olduğunu bile anlamamaktadırlar. Biz 16.500 üyeli bir emekli derneği olarak kapımızın bir milletvekili veya il başkanı tarafından çalındığını görmedik. Oysa bizim sorunlarımızı meclise ulaştıracak birilerine ihtiyacımız bulunmaktadır. Lütfen vekillerimiz bu soruna duyarsız kalmasınlar.
16 Nisan’ da yapılacak olan referandumda sonuç ne çıkarsa çıksın; inşallah devletimiz ve milletimiz için hayırlı olmasını temenni ederim.
9 / Siracettin Sarı: Bizim bugün burada tartıştığımız konu hiç de küçümsenecek bir konu değildir. Aksine Türkiye’ nin geleceğini belirleyen ve ona yön verecek olan bir konudur. Ancak buna rağmen demokrasilerin vazgeçilmezi olan siyasi partilerin bu tür toplantılara duyarsız kalmasını ve katılım göstermemesini anlayamıyorum doğrusu. Hak – Par olarak bizim açımızdan önemi anayasanın toptan değişimiydi. Biz hiçbir zaman 82 anayasasını onaylamadık onaylamıyoruz da. Hatta ne meclis içerisinde ne de meclis dışından hiçbir partinin de mevcut anayasayı onayladığını görmedik, duymadık.
Öyle köşesinden, ucundan kırparak anayasa yapılmaz diye düşünüyorum. Mevcut darbe anayasanın ruhu yerinde durmaktadır. Her ne hikmetse herkes anayasanın değişiminden yanayken, hiç kimse tümüyle değiştirmekten yana bir fikir beyan etmedi. Hep ufak tefek değişikliklerle yetinilmeye çalışıldı. Bu bir değişiklik değil, deyim yerindeyse bir rötuşlamadır.
Bizce gerekli olan bu anayasanın tümüyle ve hiçbir kırmızıçizgisi olmadan değiştirilmesidir. Çoğulcu, katılımcı ve Türkiye’ nin bugün ki gerçeklerine uygun demokratik bir anayasanın yapılması kaçınılmazdır. Her şeyin önünü açan ve toplumun büyük bölümünün mutabakatıyla oluşan ve kabul edilen bir anayasa olması gerekirdi. Ama bugün bakıyoruz toplum bu çerçevede bölünmüş bir vaziyettedir. Bu hiç de iyi bir şey değildir.
Tabi bugün getirilmek istenen değişikliklere tümden karşı çıkmak mümkün değildir. Ancak bir bütün olarak baktığımızda bu değişikliğin çok da yeni ve olumlu olduğunu söylemek mümkün değildir. Özelliklede 550 olan milletvekili sayısının 600 çıkarılmasını anlamış değilim. 550 vekil bu mecliste bir şey yapamadıysa fazladan gelecek olan 50 milletvekili nasıl bir katkı sağlayabilir. Şayet yapılması düşünülen değişiklik referandumdan geçerse yasama ve yargının baskı altına alınacağını ve işlerin sıkıntıya düşeceğini görebiliriz. Özellikle de yargının bağımsızlıktan ziyade bağımlı hale geleceğini görmekteyiz, bu nedenle de biz parti olarak bu değişikliği olumlu bulmadığımızı belirtmek isterim.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
100’ den fazla sivil toplum örgütüne SMS atılarak haber verildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Milletvekillerine SMS atılarak toplantı hatırlatıldı.
MEDYA İLE
İldeki neredeyse tüm yazılı ve görsel basın davet edildi, 3 TV kanalı ve bir yerel gazete katıldı.
KATILIMCILARLA
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Ercan Sözüer / Elazığ kMM Girişimcisi