YER: Bursa Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu
TARİH: 04.03.2011
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Özgür Düşünce Platformu (Samed Şakir Koç- Kurucu Üye)
2 / Genç Siviller (Sümeyra Çay- Aktivist)
3/ Nilüfer Kent Konseyi (Aysel Okumuş- Kadın Meclisi Başkanı)
4/ Adaleti Savunanlar Derneği (Kazım Çetin- Kurucu Üye)
5/ İnsan Hakları Derneği (Mehmet Deniz Büyük- Üye)
6/ Günyüzü Kadın Derneği (Sevim Kaya- Başkan)
7/ Diyarbakırlılar Derneği (Şehmuz Seviş- Başkan)
MESLEK ODALARI
Katılım olmadı.
SENDİKALAR
Katılım olmadı
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Türkan Şen (Nilüfer Meclisi)
2 / Nurettin Özbağkıran
3/ İsmail Kılıç (Üniversite Öğrencisi)
GÖZLEMCİLER
1 / Ayşe Hilal Namlı ( Öğrenci)
2/ Neze Yıldırak (BDP Kadın Meclisi)
3/ Ziynet Kanat (BDP Kadın Meclisi)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Katılım olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI
Katılım olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Yok.
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 16 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
1 / Dicle Haber Ajansı
MODERATÖR
Ayla Yıldırım
KONULAR
GENEL KONU: Kadına Yönelik Şiddet
YEREL KONU: Bursa’da Kadın Sığınma Evleri
ANAYASA (Genel konu ile ilişkili olarak)
KONUŞULANLAR
1 / Ayla Yıldırım: Küçük Millet Meclisinin en az katılımlı toplantılarından birindeyiz. Öncelikle 8 Mart Kadınlar gününün tüm kadınlarımıza kutlu olmasını diliyorum. Erkeklerin kadınlara karşı şiddette çok yaratıcı olduklarını üzülerek görüyorum. Şanar Bey de sunumda bize bunu izlerken bile devamının geleceğini söylüyor. Çok haklı olduğunu bugünlerde gelen haberlerden anlıyoruz. Kadının başörtüsünün yasaklanması aslında kadının yasaklanması anlamındadır. Anadil yasakları da kadına karşı bir yasaklamadır. Bu şiddeti sadece gözle görülür kısımlarda aramazsak birçok şiddeti daha görebiliriz.
2 / İsmail Kılıç: Kadın haklarını İslami açıdan değerlendirmek istiyorum. Arap toplumlarında kadına pek değer verilmemişti. Kız çocuklarını canlı canlı gömmelerin olduğu bir dönemde İslam ile beraber kadına verilen değer arttı. Eski toplumlara baktığımızda Çinlilerde de kadınlara isim verilmiyordu. Ancak İslam’da bu olay farklıdır. Birçok hadiste kadına verilen değer gösterilmiştir. Müminlerin en hayırlısı eşine en çok değer verendir, hadisini görmekteyiz. Kadına şiddet, taciz ve tecavüz zaten İslam’da yasaklanmıştır. Kadın haklarının eğitim ve yasalar ile çözüleceğine inanmıyorum. Ancak Allah korkusu ile bunun önüne geçilebilinir.
3 / İffet Karaca: Kadın sorununda en önemli sorun zihniyet sorunudur. Erkek egemenliğine dayalı bir toplumda yaşıyoruz. Geçenlerde Selçuk Üniversitesi ilahiyatçı hocası bir açıklama yapmıştı. O açıklamaya hiç katılmıyorum. Örtününce de bakılabileceğini daha önce çok yaşadık. Bundan önce peçeli birisiydim. Ona rağmen bile sözlü tacizlere maruz kalabiliyordum. Burada dediğim gibi en önemli sorun zihniyet sorunudur ve ilk olarak bunun değişmesi gerekmektedir.
4 / Çağdaş Erdoğan: Kapitalist toplumlarda kadınlar hep alışverişin bir parçası olarak kullanılmıştır. Kadının bu şekilde kullanıldığı bir toplumdan kurtulmalıyız. Kadınların da belirlemesi gereken öncelik şudur: Kadınlar olarak erkeklerden üstün mü yoksa onlarla eşit mi yaşamak istiyorlar. Kadınların uğradığı haksızlıklar kadınca ama haksızlıklara dirençleri maalesef erkekçe gösteriyorlar. İslamda bu konuda eleştirilere uğramıştır. Bir erkeğe 4 kadın uygun görülmesinden dolayı islamı feministler reddetmiştir. Ama kadınlar Tanrıçalar döneminde eski Yunan’da 1 kadın başına 7 erkek olayı vardır. Bu durumla da tam tersi olarak övünmüşlerdir. Çözüm olarak da sivil itaatsizliği öneriyorum. Tüm ezilenleri bu noktada bir olmaya davet ediyorum.
5/ Sümeyra Çay: Kadına karşı şiddette özne erkek diyoruz ama bence bu işin öznesi tüm toplumdur. Şiddeti uygulayan erkek ama bu şiddete uygun ortam sağlayan da toplumdaki kişilerdir. Her partinin ve sivil toplum kuruluşunun içindeki kadın sayısı sınırlıdır. Örneğin Chp kadın haklarını savunurken bir başörtülünün hakkına sahip çıkmıyor. Çağdaş Yaşamı Destekleme Kurumundakiler de genç kızlara onların başlarını açmaları için ikna odaları kurmuşlardır.
6/ Şehmuz Seviş: Öncelikle bu programı düzenleyenlere teşekkür ediyorum. Tüm dünya için çok önemli bir konu. Tarih boyunca en az 5 bin yıldır uğradıkları haksızlıklarda kadının tarafı olduğumu belirtmek istiyorum. Kadın erkek eşitliğinin samimice oturtulması gerekmektedir. Sadece cinsel konularda değil birçok alanda bu haksızlıklar vardır. Bu sorunlardan kurtulabilmek için 2 adım vardır. Birincisi ekonomik ayaktır. Eğer kadın ekonomik özgürlüğüne kavuşursa erkeğe karşı daha fazla direnebilir. Diğer ayak ise eğitimdir. Üst düzey eğitim alan bir bayan ve bir erkek arasında bu sorunun daha az olduğuna inanıyorum. Cehaletin olduğu yerlerde bu sorun daha ciddidir.
7/ Kazım Çetin: Biz Asder olarak 2001 yılında kurulduk. 28 Şubat mağdurlarının oluşturduğu bir grubuz. Ben emekli bir binbaşıyım. Ordudan eşimin başörtüsü yüzünden ayrıldım. Bu bana yapılan bir zulüm değil, eşime yapılan bir zulümdür. Kadına yapılan şiddeti sadece tecavüz, taciz, vurma ve kırma olarak görmemeliyiz. Ayrıca dini kuralları uygulayan toplumlarda da birçok hatalar gördük.
8/ Aysel Okumuş: Eğitimli insanların da şiddete uğradıklarını son günlerde medyada görmekteyiz. Eğitimli kişi uğradığı şiddeti dışarıya vuramıyor. Bunu kariyerini düşündüğü için paylaşmaz. Eğitim önemlidir ama bence tam bir veri değildir. Yasalar önünde engellerin kaldırılması için mücadele vermeliyiz. Akp Ankara’da kadın kolları toplantısı yapmış. Ama sadece kendi gruplarını çağırdıklarını gördük. Bu toplumsal bir konudur. Burada ayırt etmemek gerekir. Yerel yönetimler yasasında 50.000 kişilik yerlerde kadın sığınma evi olması zorunluluğu vardır. Bunların olup olamayacağını tartışmalıyız. Çözüm yasalarda ve devletin sisteminde aranmalıdır.
9/ Sevim Kaya: Kadın derneği olarak Bursa’da 300 üyemiz var. Onlara hukuki ve psikolojik destekler veriyoruz. Ama elbette ki yeterli değil. Geçmiş yıllarda Osmangazi metro önünde çadır kurduk. Belediye Başkanı Recep Altepe geldi ve sığınma evi söz aldık. Ama aradan yıllar geçti yapılmadı. Daha sonra Hikmet Şahin Ab projesi kapsamında sığınma evini onayladılar. Ama hala inşa aşamasındadır. Bu evlerin büyük kentlerde açılma zorunluluğu vardır. Bunun açılmasını sağlamak bizim görevimiz değil. Devlet bu konuda yasal olarak suç işliyor. Sığınma evine yönelik özel çalışma yürütme sözünü istiyorum.
10/ Neşe Yıldırak: Şimdiki kadınlar giderek bilinçleniyor ve kendilerini ezdirmiyorlar. Bunun karşısında erkekler onları öldürmeyi seçiyorlar. Doğuda da bunu namus cinayeti şeklinde yapmıştır. İslamiyet’te 1 erkeğe 4 kadın olayı bu sorunun islam ile çözülemeyeceğine işarettir. Neden 1 kadına 4 erkek değil diye sorabiliriz o zaman. Erkek zihniyetinde bir değişim olmak zorundadır.
11/ Ayşe Hilal Namlı: Pozitif ayrımcılık konusuna değinmek istiyorum. BU konu beni biraz rahatsız ediyor. Mesela otobüse bindiğimde bir kişi neden direk bana kadın olduğum için yer veriyor? Belki hasta veya yaşlı bir erkek olabilir. Ben de bu işin eğitim ile çözüleceğini düşünüyorum. Henüz ilkokul çağlarındayken bile erkek çocukların porno izlediğini gözlemleyebiliyoruz. Bu tarz yanlışlıkları eğitim ile çözebiliriz. Ayrıca kadının kendisini reklam malzemesi olarak kullandırmaması gerekmektedir. Kadınlarda reklamlardan aldıkları ücretler karşısında bu cinsel obje olma durumuna alet oluyorlar. Hükümetin bu konuda bir takım çalışmalar yaptığını düşünüyorum. Örneğin kadını aşağılayan atasözlerin atasözleri ve deyimler kitapçığından çıkarılması gibi.
12/ Deniz Dikmen: Kadına Yönelik şiddet insan hakları sorundur. Kadına toplumda biçilen bir rol var. Bu da erkek iktidarı lehine bir olaydır ve erkek iktidarı elinden bırakmak istemiyor. Yasalarımızda bile erkek egemen kültür hâkim. Mesela yasalarımızda ‘adam öldürme’ eylemi vardır. Neden ‘insan öldürme’ olarak düzenlenmiyor. Kadın koruma programları ile kadınlar daha fazla korunmalıdır. Kadınlar savcılara başvurup korunma istediklerinde bile karşılarında ciddi bir cevap alamıyorlar. Hükümetin bu konu ile ilgili çalışmaları vardır sözüne katılmıyorum. Partisinde 350 vekilden kaç tanesi kadın? Ya da belediyelerinden kaç tanesi kadın başkana ait? Kadın ve aile bakanlığındaki kişiler kadın bile olsa zihin olarak erkek zihniyetindeler. O kurumların direk olarak kadın örgütlerinden yararlanması gerekiyor.
13/ Ayla Yıldırım: Olarak birkaç madde söylemek istiyorum. 1- Kadın sığınma evleri hızla açılmalıdır. 2- Bu evler bürokratik devletin yönetiminde değil kadınların yönetiminde olmalıdır. 3- Yerel yönetimlerin akşamları karanlık olan yerleri kadınlar için daha rahat yürüyüş imkânı olabilsin diye aydınlatılmasını istiyoruz. 4- Erkek güvenlik mensuplarının kadınlar ile birlikte eğitime tabi tutulmasını istiyoruz. 5- Kadınların inanç, eğitim ve kültürleri nedeniyle baskıya maruz kalmamasını istiyoruz. 6- Belediyelerin şiddet karşısında çözüm üretmelerini istiyoruz.
ÖNERİLER
1 / Sevim Kaya: Bursa’da bir an önce kadın sığınma evi açılmalıdır. Bunun için herkes üzerine düşen görevi yapmalıdır.
ORTAK SONUÇ: Kadına uygulanan şiddet bir zihniyet sorunudur. Bu sorunu da başta eğitim ile çözebiliriz. Belediyeler ve devlet yasaları bu konuda daha dikkatli olmalıdır.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
20 ye yakın sivil toplum kuruluşu ile mesaj ve mail yolu ile duyuru yapıldı. Bazı kişiler konunun 28 Şubat olmasını dilediklerini ilettiler.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
16 Vekilimize de cep numaralarına mesaj atıldı. Bursa’da olduğunu bildiklerimizi de onların yakın oldukları kişiler aracılığı ile tekrar sözlü davet edilmesini sağladık. Hiçbiri katılmadı.
MEDYA İLE
E-posta ile ulusal ve yerel basın kuruluşları davet edildi.
KATILIMCILARLA
E-posta, telefon ve yüz yüze görüşerek bilgilendirildiler.
SONUÇLAR
Mutfağın bize yolladığı video sunumu izlettirildi. Katılımcılar bu konuyu seçtiğimiz için bizlere teşekkürlerini özellikle ilettiler. Şehrimizdeki kadın sığınma evi ile ilgili konuşuldu. Ve bir an önce bunun faaliyete geçirilmesini istediklerini söylediler. DEĞERLENDİREN KİŞİ
Bursa kMM Hamalı A. Murat Fırat
04.03.2011 Bursa kMM Toplantı Tutanağı
previous post