YER:Sümer Park 1 No’lu Toplantı Salonu
TARİH:04.02.2012
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Hür-DER (Av. Şaban DALGIN-Genel Başkan)
2 / Mazlum DER (Av. Mustafa SARUHAN- Yönetim Kurulu Üyesi)
3/ İHD (Mehmet Emin ERMİŞ- Yönetim Kurulu Üyesi)
4/ Kürdi DER ( Burhan ZOROĞLU- Yönetim Kurulu Üyesi)
5/ Doğu Batı Kardeşlik Platformu (Ahmet AY- Bölge sekreteri)
6/ Dicle Fırat Diyalog Grubu ( Muhittin BATMANLI- Başkan)
7/ Diyarbakır Kültür Turizm DER (Kenan AKSU- Başkan)
8/ İkra DER (Mehmethan KAYA- Yönetici)
MESLEK ODALARI
1 / Diyarbakır Barosu (Devrim Barış BARAN- Genel Sekreter)
2/ DİSİAD+STGM ( M. Lezgin YALÇIN- Yönetim Kurulu Üyesi)
SENDİKALAR
1 / Ben Bir Sen (İbrahim GÖKDEMİR-Şube Başkanı)
2/ DİVES ( Abdullah ARKAN- MKYK Üyesi)
3/ Genel İş Sen. – DİSK ( Muharrem TÜMÜR- Yönetim Kurulu Üyesi)
4/ Din Bir Sen ( Mevlüt YILDIZ- Genel Başkan Yardımcısı)
5/ KESK Dönem Sözcüsü- SES ( HülyaUyanık- Şube Başkanı)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Ayhan GÜNAY –Eğitimci/Yazar
2 / İbrahim GÜÇLÜ-Avukat
3/ Aydın AK- Avukat
4/ Dr. Remzi AZİZOĞLU- Eski Belediye Başkanı
GOZLEMCİLER
1 / Sevgi Çelik Moray (Hak-Par- Yönetici)
2/ Murat ABA (Hak-Par- Yönetici)
3/ Mazlum-DER (Sedat DOĞAN- Yönetici)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Yok.
BELEDİYE BAŞKANLARI
Yok.
MESAJ YOLLAYANLAR
Yok.
DİĞER KATILIMCILAR
1-Ramazan KAYA
2-Mücahit KAYA
MEDYA
1-Can TV
2-Haber Diyarbakır
MODERATÖR
Yrd. Doç. Dr. Ömer ERGÜN
KONULAR
GENEL KONU: Yargı paketi derde deva mı? Genel olarak yargı sistemi.
YEREL KONU: Yok.
ANAYASA (Genel konu ile ilişkili olarak)
KONUŞULANLAR
1/Devrim Barış Baran: Yargı paketi derde deva mı sorusuna Hayır derde deva olamaz diyorum. Öncelikle ve özellikle algıda değişikliğe gitmek lazım. Yargıda kısmi bir düzelme olsa da bölgeden bölgeye konjonkturel olarak farklı uygulanıyor. Bir elektrik kaçağı için bile doğuda ve batıda farklı muamele yapılıyor.Hakimlerin taraflı kararlar verdiğine inanıyorum. Eskiden Kemalist bir yargı vardı şimdi de cemaatçi bir yargı var. Hele bir 169.madde var ki gerekli gereksiz birçok vatandaş bu maddeden yargılanabiliyor. Ben de bir avukat olmama rağmen birkaç kere 169.maddeden yargılanmışım.
Barışın sembolü olan beyaz tülbent Kürt anneler tarafından meclise gönderilmiş bundan dolayı 169.maddeden yargılanıyorlar. AİHM’ne gönderme yapılıyor, halbuki AİHM’e göre eleştiride doz aşımı şiddetli olsa bile hoşgörü kavramı içinde demokratik bir hak olarak tolere edilebilir deniliyor. Yargı paketi az bir rahatlama getirse de derde deva olabileceğini sanmıyorum.
2/İbrahim Güçlü: Yargı meselesi hukuki ve teknik bir konudur. Bu konuyu ele almak daha çok hukukçuların işidir. Ben de hukukçuyum fakat avukatlık yapmadım mahkemeden mahkemeye koşuşturarak hukuku kullandım. Hükümete reform paketi, muhalefet işe yaramaz bu paket diyor. İkisi de de değil, kanaatim o ki bir iyileştirme yapmak amacıyla bir çalışma yapılıyor ama böyle palyatif katkılarla yargıyı düzeltmek çok zor. Anayasadan başlamak lazım. Bir kere “Türk milleti adına” karar veren bir yargı nasıl tarafsız olur. Anayasal düzenleme yapılsa bile olsa olsa %51’lik düzeyinde Türklerin rengi anayasaya yansıyabilir. Diğer halklar yine kıyıda kenarda kalırlar. Yargıyı, orduyu, devleti bu Türk kelimesinden kurtarırsanız bir ihtimal yargıda bir algı değişikliğine gidebilirsiniz. Bu anayasa ve yargı sistemiyle BDP de CHP de iktidar olsa derde deva olmaz belki daha beter olurlar. Barolar da bu bozuk sisteme karşı bir mücadele ettikleri yok. Sivil toplumun bu kadar cılız olduğu bir toplumda siz yargının neyini düzelteceksiniz? Ortadoğu’da dengelerin hatta belki sınırların bile değişeceği bu süreçte ancak bir federatif yapı bir rahatlama getirebilir daha altı olmaz.
3/Mustafa Saruhan: Pakette değişen bir çek yasası var, daha önce çek aldatması adi suçlardandı şimdi birden fazla çekin karşılıksız olması dolandırıcılığa giriyor. Yani karşı taraf hakkında vazgeçse de dava devam ediyor. İyi bir şey gibi. 169.madde hâlâ baş belası. Bu yasadan birçok dava gereksiz yere açılıyor. Yargının bağımsızlığına inanmıyorum. Müdahil olduğum bir davada müvekillerimizden kimin tutuklu kalacağı, kimin tahliye edileceği daha bize bildirilmeden bir tv kanalında televizyonunda bir bir haberlere konu oldu ve aynen o şekilde dava sonuçlandı. Demek ki bu Ergenekon hadisesinde de kimin tutuklanacağı kimin serbest bırakılacağı şimdiden bellidir. Yani bu haliyle boşa kürek çekiyoruz.
4/Şaban Dalgın: Arkadaşlar, yargı çökmüştür. Ancak köklü bir değişiklik derde deva olabilir. O da Anayasal değişiklik ve algı değişikliği ile mümkün olabilir. Suç işleyen ceza evine alınınca rehabilite dilmiyor ve çıktıktan sonra yine suç işleyebiliyor. Ayrıca suçlar caydırıcı da değildir. Hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçları işleyen bir kimse ceza evinden çıktıktan sonra aynı suçu işlemeye devam ediyor maalesef. Yargı paketinde tutuklamayı zorlaştırıcı şartlar içeriyor olabilir ama bunun bizim bölgemiz için geçerliliği yoktur. Yani reform dedikleri bir yamalamaktan ibarettir kanaatimce.
5/Muharrem TÜMÜR: Milletin huzuruna endeksli bir anayasa yapabilirsek bir çok sorunumuz da beraberinde çözüleceğine inanıyorum. Anayasa bireylerin topluca yetki devlete devriyle birlikte başlar. Fakat her ne kadar anayasalar toplumsal bir sözleşme tanımlanırsa da tümü ideolojik bir üst taşır. Bundan dolayı tüm bireylere aynı mesafede olamaz tüm anayasaların mantığında devlet ve zor vardır. Anayasa ve yasalar zordan ve devletle koruma mantığını taşır. Anayasadaki yetki devri evrensel ilkelere uymamaktadır. Anayasa yapılırken zora, devleti koruyucu mantıktan uzak olmalıdır. Anayasa evrensel ve tüm özgürlükleri kapsamalıdır. Anayasa tüm canlıların yaşam haklarına saygılı geliştirilmesine ön ayak olmalıdır. Anayasa ideolojik özden uzak, evrensel değerleri kucaklayıcı, ekolojik değerleri savunmalı, tüm renkleri ve tüm yaşam türlerini içinde barındırmalıdır. Anayasanın önceliği kolektif ve birey haklarını önde tutan, tüm dillerin varlığını ve geliştirilmesine ön ayak olan, tüm bireylerin yurttaş olmadan kaynaklı haklarını, kimliklerini, dillerini, dinlerini, cinsiyetlerini ve sosyal kültürel değerlerini yasal güvenceye almalıdır. Tüm bireylere, ekosisteme saygılı tüm canlıların ve doğal dengede gözlemlenebilen yaşam formatlarını esas almalıdır. Anayasa geçmişe saygılı, tüm halkların kimliklerini tanıyan, kolektif hakları koruyan bireyi ön plana çıkaran, demokratik cinsiyetçi özü barındıran, zoru minimalize eden, ideolojiyi içinde barındırmayan tüm doğayı da canlı gören, evrensel değerleri ölçüt alan bir yasalar bütünü olmalıdır. (KONUŞMA KÜRTÇEDEN TERCÜME EDİLMİŞTİR)
6/Ayhan Günay: Çocukken, gençken, askere giderken hep dayakla tedip edildik, ne acıdır ki darda kaldığımız zaman yine dayak atanlardan medet ummayı adet haline getirdik.Bu mevcut anayasa dayak atanların anayasası bundan sonra bir anayasa yaparsak halkın anayasası olması gerekir.
7/Ömer Ergün: Demokrasinin öldürücü bir virüsü var, o da ırkçılıktır. Bu ırkçılık belasından kurtulmadan demokratik standartımızı yükseltemeyiz. Ayrıca var olan bu sorunu etnik sorundan ziyade insanlık sorunu olarak ele alırsak çözüm daha da kolaylaşır.
8/Eyüphan Kaya: Sivil toplum kuruluşları ne kadar nitelikli çalışırsa siyaset ve bürokrasi o kadar verimli iş yapar. Eğer biz TkMM’ler olarak vekillerimizi buraya getirebilirsek TBMM’ye daha çok katkı yaparız, dolayısıyla Meclisten daha verimli, huzur verici yasalar çıkar. Meclisimizin denetim imkanı artar.
9/ Hülya Uyanık: Yapılacak her türlü reformların tüm tarafların, konu ile ilgili tüm sivil kuruluşların görüşleri alınması taraftarıyız. Özellikle yargılamanın hızlanması ve bir çok konuda olumlu değişiklikler mevcut olsa da hukuk alanının hassas olduğu göz önünde bulundurularak her maddenin incelikle tartışılması düşüncesindeyiz. Yasalarda yapılan değişiklerde emekçilerin çalışma hayatının yargıyla ilişkisi de yapılan düzenlemelerde yansımalı. Kadını ve çocuğu, eşcinsellerin koruma konularında yapılan değişikliklerin mutlaka kadın ve konusunda uzman örgütlerine danışılması, yasaların sadece kağıt üzerinde değişikliler yetmiyor zihniyetlerde de değişikliklerinde düşünülmesi gerekiyor. Esas olan her zaman insanların özgür düşüncesini ifade edebilmesi ve demokratik hakların kullanımının güvence altına alınması olmalıdır.
Konu dışı konuşmalar:
Dr.Remzi Azizoğlu, Sedat Doğan, Ahmet Ay, İbrahim Gökdemir, Burhan Zoroğlu, Abdullah Akan, M.Emin Erman, Muhittin Batmanlı, Sevgi Çelik Moray, Kenan Aksu; faili mechul cinayetlere değindiler, Kürt sorunun, demokrasi ve anayasal düzenlemenin karşısında bir engel olduğunu dile getirdiler. Ayrıca devletin Kürtlere ve dindarlara karşı yaklaşımını değiştirmesi gerektiği ortak fikir beyanında bulundular. İnsan hakları çerçevesinde bir anayasal düzenleme ve yargı paketlerinin hazırlanmasının gerekliliği üzerinde durdular.
ÖNERİLER
1-Memleketin her tarafında yaşayan vatandaşlarımıza eşit gözle bakabilmek için “algı değişikliği” gerekir,
2-Etnik çağrışımlardan arınmış insan haklarına dayalı bir anayasa,
3-İslah ve rehabiliteye elverişli bir infaz üsulu ve cezaevi
4-Kürt sorunun çözümü,
5-Demokratik anlayışın, hoş görü ve zihniyet eşliğinde değişmesi, gelişmesi gerekliliği.
ORTAK SONUÇ
Yok
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
165 sivil toplum kuruluşuna e-mail gönderildi, 38 tanesi ziyaret edildi, Ayrıca Büyükşehir Belediyesi’yle, dört merkez ilçe belediyeleri başkan yardımcısı düzeyinde ziyaret edildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
E-mail gönderildi, iki milletvekiline de telefonla ulaşıldı, yüz yüze görüşüldü.
MEDYA İLE
Üç yerel televizyon (Kanal 21,Can Tv.,Gün Tv.) ziyaret edildi, Olay gazetesi,Haber Diyarbakır internet gazetesi davet edildi.
SONUÇLAR
TkMM Genel konuya ilişkin video gösterildi, genel konu, ele alındı
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Diyarbakır kMM Girişimcisi: Eyüphan KAYA
04.02.2012 Diyarbakır kMM Toplantı Tutanağı
previous post