Yer: Kocasinan Belediyesi Meclis Salonu
Tarih: 03.12.2011
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1- Tüketiciler Birliği ( Ferhat ÇAKIR-Avukat)
2- Millet Derneği ( Osman İKİNCİ)
3- Talasemi ve Lösemililer Derneği Genel Başkanı (Faruk BAŞDEMİR)
4- Kayseri Hacı Bektaş-ı Veli Dayanışma Derneği ve Vakfı ( Kenan AKPINAR)
MESLEK ODALARI
1- Kayseri Jeoloji Mühendisleri Odası ( Adnan EVSEN- Jeoloji Mühendisi)
SENDİKALAR
1- Eğitim-Bir-Sen ( Rıza BOZDAĞ-Eğitimci)
MİLLETVEKİLLERİ: YOK
BELEDİYE BAŞKANLARI: YOK
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER: YOK
GÖZLEMCİLER:YOK
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 10 izleyici katıldı.
MEDYA
TELEVİZYONLAR: Tv Kayseri, Tv 1, Erciyes tv, tv 38,
GAZETELER: Kayseri Gündem, Kayseri Anadolu Haber, Kent Haber, Kayseri Haber, Kayseri Star
MODERATÖR: İsmail RUHLUKÜRKÇÜ
SUNUCU: Adnan EVSEN (Kayseri Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı)
Konular:
Genel Konu: Devlet Bütçesi Türkiye'nin ihtiyaçlarını ne ölçüde karşılıyor?
Yerel Konu : Kayseri Belediye Bütçesi Kayseri'nin ihtiyaçlarını ne ölçüde karşılıyor?
Konuşulanlar:
İsmail RUHLUKÜRKÇÜ : “Öncelikle, MÜSİAD başkanı olarak ekonomi konulu bir programda konuşmacı olduğum için memnuniyetimi bildirir, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlarım.
Önyargıların yıkılması ve asla önyargılı bir insan olmadığımın anlaşılması açısından hayatımda yaşanmış bir hadiseyi naklederek konuşmama başlamak istiyorum. Yıllar önce üniversiteden bir arkadaşım, Koç grubundan bir iş talebinde bulunmuştu. Koç Grubu, işe alacağı elemanlara yemekli bir toplantı düzenlemiş. Benim arkadaşım da bu toplantıya katılmıştı. Yemeğe başlamadan önce masada bulunan tuzu alıp kendi yemeğine atmış. Bunu gören Koç Grubunun yetkilileri onu bir kenara çağırarak, “Kusura bakmayın, biz sizinle çalışamayız. Çünkü siz yemeğin tadına bakmadan önyargılı bir şekilde tuz attınız. Biz önyargılı insanlarla çalışmayız.” deyip arkadaşımı göndermişler. Bu, benim için de bir prensiptir, ben de önyargıları sevmem.
Ülkemizde ilk defa 1924 yılında bütçe yapılmış. Şimdiye kadar yapılan bütçelere göz attığımızda en çok payın savunmaya ayrıldığını görmekteyiz. Sadece savunma olsa neyse. Benim kanaatine göre hiç pay ayrılmaması gereken bazı kalemlere bile pay ayrılmaktadır. Oysa en büyük payın eğitim ve sağlığa harcanması gerekmektedir.
Beş yıldır, yani 2006 yılından bu yana ülkemizde çok ciddi bütçe yapılmaktadır. Peki, bütçe şeffaf mıdır? Evet, şeffaftır. Açık mıdır? Evet, açıktır. Yine de 2006 yılından beri Avrupa ülkeleri arasında en ciddi bütçelerin yapıldığı ülke, bizim ülkemizdir. Bunu sadece ben söylemiyorum. Bu ekonomi uzmanı Emre GÖNEN’e ait bir tespittir.
Bütçelerde gelirler ve giderler olur. Türkiye’deki gelirler ve giderler bakanlıklar tarafından ayarlanır. Gelir ve giderlere baktığımızda 2011 yılı bütçesinin planlandığı gibi olduğunu görmekteyiz. Türkiye kendi kendine yetebilen bir ülkedir. Dış devletlere ve bankalara çok fazla faizli borçlarımız var. Faiz giderimiz olmasa, dış devletlere borcumuz olmasa çok paramız olacak ve tasarrufa gidilecektir.
Şu anda ülkemizin yaklaşık 300 milyar dolar dış borcu bulunmaktadır. Bu rakam, elbette büyük bir rakamdır. Ancak 90’lı yıllara oranla oldukça rahat bir şekilde borçları ödediğimizi de görmekteyiz. Çünkü faizler üçte bir oranında düşmüştür. Dış borç meselesini çok fazla büyütmemek gerekir. Çünkü dünyada dış borcu olmayan bir ülke yoktur.
AB ülkeleri ve ABD’nin de oldukça fazla dış borcu vardır. Ancak burada önemli olan ülkenin toplam borcundan ziyade, o ülke vatandaşlarına düşen borç miktarıdır. ABD’nin dış borçlarını nüfusuna dağıttığımızda kişi başına düşen dış borç miktarı 48 bin dolardır. Oysa bizim ülkemizde kişi başına düşen dış borç miktarı, 3724 dolardır ve bu çok önemlidir.
Avrupa ülkeleri ile kendi ülkemizi karşılaştırdığımızda sağlığa onlar kadar bütçe ayırmadığımız görülmektedir. Bu yüzden bilen bilmeyen herkes eleştiriler yapar. Oysa bu meseleyi ülkelerin sahip olduğu nüfusa göre değerlendirmek gerekmektedir. Avrupa ülkelerindeki nüfus yaşlı bir nüfus olduğu için onlar sağlık harcamalarına çok fazla pay ayırmaktadır. Bizim ülkemiz ise genç bir nüfusa sahiptir. Öyleyse ülkemizde sağlığa daha az pay ayrıldığı söylenemez. Türkiye, 12 yıl içerisinde 350 milyar dolar gibi bir rakamı terörle mücadele uğrunda harcamak zorunda kalmıştır. Hâlbuki terör olmasa idi aynı para ile her zaman övündüğümüz Kadir Has stadı gibi 5 tane stad yapabilirdik. Ayrıca bu kadar aşırı faizli dış borcumuz da olmazdı. Tabi bizim savunma için harcadığımız bu para havaya gitmiyor, bu para birilerinin kasasına giriyor.
Asgarî ücret konusuna gelince… Bulgaristan’da asgarî ücret 82 euro, Slovenya’da 183 euro, Polonya’da 230 euro…. Türkiye’de ise 300 euro… Bu, şunu gösteriyor ki 11 tane AB ülkesinden daha yüksek asgarî ücret ödüyoruz. Ama öte taraftan ABD’deki asgarî ücret 753 euro dur
Bir de cari açık meselesi vardır. Cari açık ile bütçe açığı her zaman ülkemizde birbirine karıştırılmaktadır. Cari açık, dövizle aldığınız ürünlerle dövizle sattığınız ürünler arasındaki dengesizliktir. Bu konudaki durumumuz pek de iyi değildir. Bu açığın en büyük sebebi ya lükse yapılan harcamalar ya da enerjidir. Bence cari açığın önüne geçilebilmesi için lüks malların çok pahalı olması gerekir ki insanlar lüks olmayan mallar satılabilsin.”
Osman EKİNCİ: “Bence lüksün önüne geçilebilmesi için insanlarımıza milli şuur kazandırılmalıdır. Bu sayede bu tür alışkanlıkların önüne geçilebilir. Çin’de bir köprü yapılacakmış ve bu köprünün yapılma işi Amerikalılara verilmiş. Çinliler milli bir dayanışma ile onların köprüsünü kullanmayınca Amerikalılar ülkeyi terk etmek zorunda kalmış. Biz de aynı şekilde milli şuurumuzu yerleştirdiğimizde lüks harcamalar bitecektir. Bütçe bizim milli servetimizdir bu serveti ülkemizin imarı, insanımızın vasıflı insan olması için kullanmamız gerekir. Zaten israf dinen de haram olan bir davranış şeklidir. Gelecekteki nesillerimizi de düşünerek bütçeyi ona göre harcamalıyız. ”
Rıza BOZDAĞ: Konuşmanıza başlarken Koç Grubunun önyargılı insanlar hakkındaki kriteri konusunda anlattıklarınıza bakarak Koç Grubunun önyargılı bir grup olduğunu söylemek istiyorum. Kendileri de yemeğin tadına bakmadan tuz atan kişiye niçin böyle yaptığını sorsalardı önyargılı davranmamış olurlardı. Mesela ben diğer insanlara bakarak yemeği biraz tuzlu severim. Ayrıca Türkiye’nin neresinde olursa olsun, aşçıların yemeğe az tuz attıklarını da bilirim. Bu yüzden yemeğe oturur oturmaz tuz atarım. Bu şartlanmışlıktan veya önyargıdan değil kesin bir bilgiden kaynaklanır. Hem Koç Grubunun özellikle dindar olan insanlara karşı nasıl önyargılı olduklarını da çok iyi bilmekteyiz.Bütçe açığının kapatılabilmesi açısından yapılması gereken şeyleri anlatırken, lükse yapılan harcamaların çok olmasından bahsetmiş ve çözüm olarak lüks malların pahalı olması gerektiğini söylemiştiniz. Hatta Millet Derneği temsilcisi Sayın Osman Ekinci de milli şuur kazandırılmasının gerektiğini de söylemişti. Oysa halkımıza milli şuur kazandırılsa bile lüks harcamaların önüne geçilebileceğine inanmıyorum. Siz de iş adamısınız ve MÜSİAD başkanısınız. İnsanların lüks harcama yapmalarını bizzat sanayicilerimiz ve iş adamlarımız da istemiyor mu?”
İsmail RUHLUKÜRKÇÜ: “Ben de milli şuur kazandırılmasını düşünüyorum. Ülkemizdeki her şeyin bizzat kendi insanlarımız tarafından yapılması gerektiğine inanıyorum. Hatta mühendis odaları başkanlarından biri şu an yanımızda. O da biliyordur ki mühendislik konusunda dünyada en önemli ülkelerden biri de ülkemizdir. Biz Türk mimar ve mühendisler olarak üçüncü köprüyü yapmaya talip olduk. Bunu yapabilecek mimar ve mühendislere sahibiz.”
Adnan EVSEN: “İsmail Bey gerçekten büyük bir hakikate değindi. Gerçekten ülkemiz mühendisleri bütün dünyada söz sahibi olacak kadar ilk sıralarda yer almaktadır. Türk mühendisliği dünyada birinci değilse ikinci, ikinci değilse üçüncü sırada yer almaktadır.”
İsmail RUHLUKÜRKÇÜ: “Kayseri Büyükşehir Belediyesi bütçesine gelecek olursak. Kayseri Büyük Şehir Belediyesi belki çok şey yapmasa da yaptıkları göz dolduruyor. Marka belediye oluyor. Somali’ye 100 milyar dolar gönderdi. Belediyecilik böyle olmalıdır. Benim söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. “
Öneriler
1.Osman EKİNCİ: Lüks tüketim azaltılmalı ve israf önlenmeli
2.Rıza BOZDAĞ: Eğitime daha çok kaynak ayrılmalı
Ortak sonuç:
1. Türkiye bütçesinin ülkenin gelişmişlik sürecine girdiği şu ortamda israflardan kaçınarak yatırımları planlanan zamanda bitirip ülkemizi bölgesinde ve dünyada hatırı sayılır görüşüne başvurulur denge unsuru bir devlet haline getirmek için harcanmalı.
2. İhracatın ithalattan daha fazla gelir getirmesi için bütçeden kaynak aktarılmalı, dünyaya açılma konusunda bu prensipten asla taviz verilmemeli
3. Yetişmiş vasıflı insan gücünü artırma ve milli sanayi geliştirme konusunda yıllık bütçede daha fazla kaynak aktarılmalı. Bu konuda devletçilik politikası yerine sivil girişime kaynak aktarılmalı.
Değerlendirme:
1. İletişim
Sivil toplum ile
25 STÖ ile telefonla görüştüm ve maille davet metnini gönderdim. 6 STÖ bu çağrıya olumlu cevap verdi ve toplantımıza katıldı. Ancak 19 STÖ temsilcisi katılmadı.
Değerlendirenler: Ahmet TAŞ KAYSERİ kMM hamalı