YER: ITSO Meclis Salonu
TARİH: 03 Aralık 2011
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1/Nurettin Sekman (Çağdaş İlerleme Derneği)
2/Erdoğan Keskin (Asim-Der)
3/Umut Yılmaz (Sigortacı-Aktif İş Adamları Derneği)
4/İsa Bilir (Türkiye Emekliler Derneği Şube Başkanı)
5/Ali Uçum (Kent Konseyi Gençlik Meclisi)
6/Dr. Mehmet Kum (Pozitif Düşünce Platformu)
7/Zehra Akay (Çağ-Der)
8/Cem Erdem Şimşek (Esnaf-Asim-Der)
MESLEK ODALARI
1/Orhan Ağırkaya (Mimarlar Odası)
SENDİKALAR
1/Nihat Akkuş (Iğdır Devlet Hastanesi Bilgi İşlem Şefi-İşçi Sendikası)
2/Yılmaz Hun (Eğitim-Sen İl Temsilcisi)
3/M.Sıddık Kaman (Yol-İş Sendikası)
4/Sabri Şeylan (Bayındır Memur-Sen il Temsilcisi)
5/Ayhan Alpaslan (Iğdır Eğitim-Sen)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1/Ersan Oral (Çevre Mühendisi-Oral Mühendislik)
2/Recep Tuncer (Çevre ve Şehircilik İl Müdürü)
3/Akay Aktaş (gazeteci)
4/Ahmet Pala (Esnaf)
5/Cem Erdem Şimşek (Esnaf)
6/Feride Öztürk (Sosyolog)
7/Zehra Arat Yılmaz (Çevre ve Şehircilik Şube Müdürü)
8/Murat Olay (Çevre Mühendisi-Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü)
9/Metehan Nazaroğlu (Çevre Mühendisi-Iğdır Belediyesi)
10/Müslüm Karacan (Kanaat Önderi)
11/Selçuk ağırkaya (Arkeolog)
GOZLEMCİLER
1/Kurban Oluz (Ak Parti Merkez İlçe Başkanı-Kanaat Önderi)
2/Murat Akkuş TkMM Iğdır İl Girişimcisi…
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ Yok
BELEDİYE BAŞKANLARI Yok
MESAJ YOLLAYANLAR Yok
DİĞER KATILIMCILAR Yok
MEDYA
1/ Abbascan Aras (Gazeteci)
2 / Akay Aktaş (Haftaya Bakış ve Işık Gazetesi)
3/ Mehtap Öztürk (Iğdır Doğuş Gazetesi)
MODERATÖR Yok
KONULAR
IkMM, bu ay TkMM’lerin gündeminde yer alan, “Türkiye savaşa mı gidiyor? Hükümetin Suriye yaklaşımı ” Konusu ele alındı. Yerel konu olarak ta “Iğdır’ın Hava Kirliliği Sorunu” görüşüldü.
İlk olarak görüşülen “Iğdır’ın Hava Kirliliği Sorunu” konusunda katılımcılar şu görüş ve önerilerde bulundular:
Zehra Arat Yılmaz (Çevre ve Şehircilik Şube Müdürü):İlimizin çevre sorunlarının başında hava kirliliği gelmektedir. Coğrafi konum itibariyle, çanak şeklinde bir görünüm arz eden Sürmeli Çukuru üzerinde yerleşik bulunan etrafı dağlarla çevrili olan İlimizde özellikle kış aylarında ısınma amaçlı kullanılan katı yakıtlar ve yetersiz hava akımı nedeniyle zaman zaman sınır değerler üzerinde hava kirliliği gerçekleşmektedir. Arz edilen hava kirliliğinin önüne geçmek üzere İlimiz mutlaka doğalgaza kavuşturulmalıdır. İlimizde kükürt dioksit oranı standartların altında fakat partikül oranı ise tam aksine standartların çok üzerindedir. Bu durumda gösteriyor ki kaliteli kömür yakmakta ve yakım tarzında yanlışlıklar söz konusudur. İlimiz 2006 yılında alınan hava kirlilik ölçüm cihazı ile kirlilik oranı ölçülmektedir. Bu ölçümler ile maalesef Iğdır’ın kirlilik oranı 1. Sınıf kirli iller arasında yer almaktadır. Kurumumuz gerekli denetim ve incelemelerini yapmaktadır. Ancak toplum top yekün konu hakkında bilinçlenerek durumun vahametini anlayarak alınan tedbirlere uyulmalıdır. Vatandaşlarımız Açık alanda kömür satanları, lastik yakanları vb. kurallara uymayanları güvenlik güçlerine ve müdürlüğümüze bildirmeliler
Metehan Nazaroğlu (Çevre Mühendisi-Iğdır Belediyesi):İlimizde hava kirliliğinin önlenmesi doğal gazın gelmesiyle mümkün olacaktır. Belirlenen yasaya göre doğal gaz dağıtım işini kamu kuruluşları yapamıyor. Özel sektör olması şartı var. Birkaç kez Iğdır –Doğubayazıt-Ağrı ile ihaleye çıktı fakat talipli olan olmadı. Bu nedenle de Iğdır hala doğal gaza kavuşmuş değil.
Akay Aktaş (gazeteci):Başbakan Erdoğan’ın Iğdır mitinginde doğal gaz sözü verdi. Doğalgaz için azami gayret gösterilmelidir. Hava kirliliğini önlemek için gerekirse tek-çift plaka uygulamasına geçilmelidir. Sağlığımız için maske takılmalı ve şehrin bundan sonraki yerleşim alanı için yamaçlar tercih edilmelidir diye düşünüyorum.
Ersan Oral (Çevre Mühendisi-Oral Mühendislik):Apartman sakinleri sertifikası olmayan kalorifer yakıcısı tutmamalıdırlar. İlimizde maalesef kalorifer yakımı konusunda hiçbir bilgisi olmayan bir Nahcıvanlı 5-6 apartmana birden bakıyor. Bu duruma müsaade edilmemeli ya da gerekirse bu şahıslara halk eğitim bünyesinde eğitim verilmelidir. Yeni kömürü iyice yanmamış eski kömürün üstüne atan bilinçsiz yakıcılar sağlığımızla oynamaktadırlar. -Türkiye’nin Hava Kirliliğinde ilk sırada yer alan ilimizde Sağlığımız için apartman bacalarına filtre takılması da düşünülebilir bir konu olmalıdır.
Sabri Şeylan (Bayındır Memur-Sen il Temsilcisi):Açık kömür satanlar veya çuvalların üstünde bilinen adres vs. imalat yazısı bulunmayanlar, lastik ve çöp yakanlar derhal ihbar edilmelidir. -Kömür yakımında kaliteli ve ithal kömür tercih edilmeli. Çok gerekemedikçe vatandaşlarımız sobalarını yakmamalılar. Günün her saati sobaların yakılması gerekmez. Kapıyı pencereyi açtıracak düzeyde sobalar yakılmamalı. – İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından denetimlerin yanı sıra kalorifer yakıcıları ve apartman yöneticileri başta olmak üzere kültür merkezinde hava kirliliği konusunda yapılması gerekenler ile ilgili geniş katılımlı bilgilendirme toplantıları düzenlenmeli. Ayrıca okullarımızda da bu tür toplantılar yapılarak öğrenciler bilinçlendirilmelidir.
Recep Tuncer (Çevre ve Şehircilik İl Müdürü):Hava kirliliğinin, başta insan sağlığı olmak üzere görüş mesafesi, materyaller, bitkiler ve hayvan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri vardır. Katı yakıtlar ve akaryakıt gibi karbonlu maddelerin tam yanmamasından meydana gelen katı ve sıvı parçacıkların bir gaz karışımı olan duman, hava kirliliğinin bir çeşitlidir ve görüş uzaklığını azaltıcı bir etkiye sahiptir.
Hava kirliliğinin, sanatsal ve mimari yapılar üzerinde tahrip edici ve bozucu etkisi vardır. Bitkiler üzerinde ise öldürücü ve büyümelerini engelleyici olabilmektedir. Bu nedenle hava kirliliği hem canlıların sağlığı açısından, hem de ekonomik yönden zarar vericidir.
Hava kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkileri, atmosferde yüksek miktardaki zararlı maddelerin solunması sonucu ortaya çıkar.
İnsanların sağlıklı ve rahat yaşayabilmesi için teneffüs edilen havanın mutlaka temiz olması gerekir. Havanın doğal yapısını bozan ve kirleten maddelerin başka bir deyişle kirli havanın solunması, özellikle akciğer dokularını tahrip edici ve öldürücü olabilmektedir.
Solunum yolu ile alınan hava içerisindeki parçacıklar ve duman, teneffüs esnasında yutulur ve akciğerlere kadar ulaşır.
Dr. Mehmet Kum (Pozitif Düşünce Platformu):1950 lerden beri hava kirliliğinin insan sağlığına etkilerini gösteren kanıtlar vardır. 1980 sonları 1990 larda ise yeni epidemiyolojik çalışmalarla hava kirliliğinin sağlığa etkileri gösterilmiştir. Bu çalışmalar önce ABD ve Avrupa ülkelerinde yapılmış, daha sonra pek çok ülkede de benzer çalışmalar ile sağlığın olumsuz etkilendiği gözlenmiştir. Bu çalışmalarda ölümler, hastaneye başvurular gibi sağlık göstergeleri ile havadaki kirleticilerin konsantrasyonunun ilişkisi aranmış ve her ikisinin birlikte artış veya azalış gösterdiği belirlenmiştir.Hava kirleticilerindeki günlük artışlar çeşitli akut sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Örneğin kirletici konsantrasyonunda artma astma ataklarında artışa yol açmaktadır. Kirleticilere uzun süreli maruz kalım ile sağlıkta kronik etkiler ortaya çıkmaktadır. ABD ve Hollanda'da yapılan çalışmalarda hava kirliliği olan bölgelerde yaşayanların ömrünün, kirliliğin olmadığı bölgelerde yaşayanlara göre 1-2 yıl daha kısa olduğu belirlenmiştir. Yalnızca gelişmekte olan ülkelerde havada bulunan partiküler madde ve kükürt dioksit nedeniyle yılda 500,000 kişinin öldüğü tahmin edilmektedir.
Hava kirliliğinin sağlık etkisi öksürük ve bronşitten, kalp hastalığı ve akciğer kanserine kadar değişmektedir. Kirliliğin olumsuz etkileri sağlıklı kişilerde bile gözlenmekle birlikte, bazı duyarlı gruplar daha kolay etkilenmekte ve daha ciddi sorunlar ortaya çıkmaktadır (Tablo.2). Bu gruplardan biri yaşlılardır. Fizyolojik kapasitesi ve fizyolojik savunma mekanizması fonksiyonlarındaki azalma, kronik hastalıklardaki artma nedeniyle yaşlılar normal popülasyondan daha duyarlıdır, bu nedenle daha kolay etkilenmektedir. Küçük çocuklar savunma mekanizması gelişiminin tamamlanmaması, vücut kitle birimi başına daha yüksek ventilasyon hızları ve dış ortamla daha sık temas nedeniyle daha fazla riske sahip diğer bir gruptur. Yaş yapısı yanısıra hava yolunda daralmaya yol açan hastalıklar da kirleticilere duyarlılığı artırmaktadır. Yapılan çalışmalar kirlilik arttıkça astma ve kronik obstrüktif akciğer hastalıkları (KOAH) gibi hastalıkların alevlenmelerinde artış olduğunu göstermiştir. Kalabalık yaşam, yetersiz sanitasyon, beslenme yetersizliği gibi düşük yaşam standartları da duyarlılığı etkileyen faktörlerdendir. Bu koşullarda yaşayanlar enfeksiyon hastalıkları sorunları ile karşı karşıyadır ve yetersiz sağlık hizmeti almaktadırlar. Bu nedenle hava kirliliğinin sonuçlarından daha fazla etkilenilmektedir.
Katılımcılar genel konu olarak seçilen “Türkiye savaşa mı gidiyor? Hükümetin Suriye yaklaşımı ” konusunda şu görüş ve önerilerde bulundular.
M.Sıddık Kaman (Yol-İş Sendikası):Türkiye bölgesinde güçlü bir ülkedir. Komşu ülke Suriye’de yaşananlara kayıtsız kalmamalıdır. Elbette üzerine düşeni yapmalıdır. Baskıcı rejimler dağılmaya mahkûmdurlar. Bence hükümetin Suriye politikası doğru bir yaklaşımdır diye düşünmekteyim.
Sabri Şeylan (Bayındır Memur-Sen il Temsilcisi):Türkiye bölgede ve dünyada daha güçlü olmak istiyorsa öncellikle kendi iç barışını sağlama yoluna gitmelidir. Kendi iç barışı olmayan bir ülke başka ülkelere müdahale ederse sorunlar yaşar.
Dr. Mehmet Kum (Pozitif Düşünce Platformu):Türkiye büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Yurtta barış dünyada barış” düsturuyla hareket etmelidir. Suriye’nin iç işlerine müdahaleyi doğru bulmuyorum. Bizim şayet bir yaklaşımımız olacaksa bu barışçıl ve insani bir yaklaşım olmalıdır. Suriye halkı kendi kararını kendi verecektir. Komşularımızla iyi geçinmeliyiz.
Orhan Ağırkaya (Mimarlar Odası):Ben Türkiye’nin Suriye politikasını doğru bulmuyorum. Komşu bir ülkenin iç işlerine müdahale yanlış bir anlayıştır. Ben Suriye’nin iç işlerine karışılmasına karşıyım.
Akay Aktaş (gazeteci):Öncellikle Türkiye kendi Kürt sorununu çözerek iç meselelerini hal etmeli. Kendi sınırları içerisinde barışı ve huzuru sağlamalıdır. Bizim komşu olarak Suriye ile bir problemimiz olmamalı. Rejim sorunu Suriye halkının vereceği kararla belirlenecektir. Bizim müdahalemizle değil.
Cem Erdem Şimşek (Esnaf-Asim-Der):Ben hükümetin Suriye yaklaşımını kesinlikle doğru bulmadığımı belirtmek isterim. Başka ülkenin iç sorunu bizi ilgilendirmez. Kendi halkı kendi kaderini tayin edecektir. Biz kendi meselelerimizle meşgul olalım. Kendi toplumsal barışımızı perçinleyelim. Bu denli müdahil olmamızı doğru bulmuyorum. Yaklaşmışımız insani boyutlarda olmalıdır diye düşünüyorum.
Ahmet Pala (Esnaf):Bence ülkemiz yanı başında cereyan eden hareketlere kayıtsız kalamaz. Suriye’de yaşananlara iç işleridir deyip kayıtsız kalmak ne insani açıdan ne de vicdani açıdan doğru değildir. Dünyanın öbür ucundan ülkeler her şeye müdahale ediyor. Bizim birçok ortak paydalarımızın olduğu komşu ülkede yaşanan zulümlere seyirci kalamayız.
Ersan Oral (Çevre Mühendisi-Oral Mühendislik):Türkiye’nin Suriye yaklaşımını doğru bulmuyorum. Hükümetin bu konuda çok müdahaleci davrandığını gözlemliyorum. Bence bu kadar müdahil olmaya kalkışmamız ileride sorunlara yol açabilir. Bu açıdan bölgedeki hassa dengeleri gözeterek emperyalizmin oyununa gelmeden kendi ülkemizin iç barışını sağlayarak, kendi çıkarlarımızı gözetlemeliyiz.
ÖNERİLER
ORTAK SONUÇ DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
Sivil toplum örgütü temsilcileriyle telefonla ve ziyaret edilerek irtibata geçildi. Salonda seminerden getirilen broşürler ile bir önce ki toplantının haberlerinin yer aldığı gazeteler katılımcılara dağıtıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Katılım sağlanmadı.
MEDYA İLE
İldeki ulusal ve yerel medyaya haber verildi. Tümü foruma katılmasa da Toplantı haberi hepsinde yer aldı.
KATILIMCILARLA
Her zaman olduğu gibi birlikte yerel konuyu belirliyoruz.
SONUÇLAR
Iğdır kMM’de problem yok, çalışmalarımıza devam edeceğiz…
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Murat Akkuş TkMM Iğdır İl Girişimcisi