Yer: Kocasinan Belediyesi Meclis Salonu
Tarih: 03.11.2018
KATILIMCILAR DERNEK,VAKIF VE GİRİŞİMLER
1. Ali İhsan FETİH (MAZLUMDER)
2. Erol ÜNLÜ (KAYSERİ GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR)
3. Mustafa İLHAN (KAYSERİ STRATEJİ DERNEĞİ)
4. Rafet URAL (KAYSERİ YAZARLAR BİRLİĞİ)
5. Soner BOLAT (TES-DER)
6. E. Hakan EKİNCİ (ŞEFKAT YARDIMLAŞMA DERNEĞİ)
7. Mustafa TEMİZER (MİLLET DERNEĞİ Şube Başkanı)
8. Ahmet TAŞ (KAYSERİ GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR PLATFORMU -Sözcüsü)
9. H. Hüseyin ŞAHİN (İYİLİKDER-YK Üyesi)
10. Mehmet Soner BEŞPARMAK (İNSANİ MEDENİYET HAREKETİ)
11. Halil Tayyip SÖRÜOĞLU (ANADOLU GENÇLİK DERNEĞİ-Üye)
12. Sema KARAOĞLU (KİGDER-KADIN İŞBİRLİĞİNİ GELİŞTİRME DERNEĞİ)
13. Yusuf Kenan ŞAHİN (İÇEM VAKFI)
14. Mustafa KURBAN (YEŞİLAY DERNEĞİ)
15. Furkan YILMAZ ALTUNÖZ (MİRAÇ KÜLTÜR DERNEĞİ)
16. Yunus CENGİZ (ÇORAKCI İLMİ ARŞ. EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI)
17. Hasan Hüseyin ŞAHİN (İYİLİK DER)
18. Kahraman CALASIN (ANADOLU EĞİTİM KÜLTÜR VAKFI)
19. Osman ÖZENÇ (BEYTÜL MAKDİS DERNEĞİ –YK Üyesi)
20. Zehra TAŞ (SALI GRUBU)
SENDİKALAR
1. Yasin KARAKAYA (EĞİTİM BİR-SEN-Üye)
2. Uğur MEMİŞ (EMEKLİ MEMURSEN)
3. Yasin YAŞAR (TOÇ BİR SEN)
SİYASİ PARTİLER
1. Baki COŞKUN (SAADET PARTİSİ-Avukat)
2. Özgür BOZKURT (CHP)
ÖZEL SEKTÖR
1. Mehmet MÜCAHİT YILDIZ (GİRİŞİMCİ)
ÖĞRENCİ KULÜPLERİ
1. Yüsra DOĞAN (SİYAMDER -Üye)
GÖZLEMCİ
1. Alaettin TÜRKMEN (ERCİYES ÜNİVERSİTESİ)
2. Süleyman KOCABAŞ (YAZAR)
MEDYA
1. Mükremin ÖZLÜ (FURKAN RADYO)
2. İhsan GÖRÜCÜ (KAYSERİ HAKİMİYET GAZETESİ)
ÖZEL KONUKLAR
1. Avukat Ali AYDIN (HSYK ESKİ ÜYESİ)
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve gözlemcilerden toplam 45 izleyici katıldı.
MODERATÖR: Mustafa BALABAN
Kayseri küçük Millet Meclisi "HUKUK VE SİYASET’in AF’ la İMTİHANI” konusunu görüşmek üzere HSYK Eski Üyesi Avukat Ali AYDIN 'ın katılımı ile Kasım ayı buluşması gerçekleştirmiştir.
03 Kasım 2018 tarihinde Cumartesi günü Kocasinan Belediyesi Meclis salonunda yapılan toplantıya, siyasi partiler, birçok sivil toplum kuruluşuna ait temsilciler, gözlemciler, kamu kurumu, medya ve üniversite öğrencileri katıldı.
"HUKUK VE SİYASET’in AF’ la İMTİHANI”
Özel Konuk: HSYK Eski Üyesi Avukat Ali AYDIN
Kayseri küçük Millet Meclisini bu organizasyondan dolayı tebrik ediyorum. Kıymetli Misafirler, özellikle sevgi ve selamlarımı iletiyorum. Zaman zaman Kayseri’ye geliyorduk ama bu şekilde toplu bir buluşmayı hep birlikte yapmamıştık. Teşekkür ediyorum. Küçük Millet Meclisi’ne, Gönüllü Kültür Teşekküllerine, Adnan beye, Ahmet Taş hocama. Hepinize ayrıca teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. Şu an af gündemden kalkmış gibi gözükse de önemini koruyor Böyle bir VTR’yi izledikten sonra, konu nasıl anlatılır bilmiyorum. Emek verenlere teşekkür ediyorum. Tabii ki bazı bilgilere, yaklaşımlara yorumlar yapacağız. Genel kanaatimi ve MHP’nin şartlı infaz yasası değişikliği.
Kıymetli dostlar; Türkiye’de zaman zaman af gündeme gelmiş. Öyle ki Cumhuriyetin ilk yıllarında bile vatana ihanet edenler için bile af gündeme gelmiş. Antep’te Fransızların işgal ettiği topraklarda işlenen ya da İstiklal mahkemelerinin kararlarında, yapılan yanlışlar için ya da herkes kendine göre birilerinin kurtulması için talepte bulunmuş. Türkiye cumhuriyeti aleyhine işlenen suçları da genç cumhuriyet, yeni devlet affetmeyi göze alacak kadar toplumsal barışı önemsemiş.
Ama affın geliş şekli sorunlu. Bazı gün ve gerekçeler öne sürülüyor. Cumhuriyetin 10.yılı, 50.yılı, 27 Mayıs dönemi vb. Son af konusunda da muhalefetin Cumhurbaşkanlığı sistemindeki değişiklik, 2017 tarihli referandum ve cumhurbaşkanlığı seçimleri. Toplumsal dengelerde bozulma, varsa eğer devlet ile milletin arasındaki sorunların giderilmesi amaçlanmıştır. Cezaevlerindeki yoğunluk, bu nedenle oluşan sorunlar, fiziki koşulların yetersizliği, koğuşlardaki yığılma, kapasitenin artmasıyla mahkumların rehabilite ve ıslah edilmelerinin zorlaşması ve bunların sonucu kurumların bünyesinde zafiyet oluşmasına sebep olmaktadır. Cezaevlerinde insani şartların ve sağlık olanaklarının tam yerine getirilmediği gözlemlenmektedir.
Devlet 19 Mayıs 2019’u milat, bundan önce işlenmiş suçları affetsin denilmektedir. Mahkumların cezalarından 5 yıllık ceza indirimi yapılsın istenmektedir. Diyelim bir insan hırsızlık yapmış, tam bu esnada bir cinayet işlemiş. Bu durumda ikisinden ayrı ayrı 5 yıl değil. Toplam ceza üzerinden bir defaya mahsus olmak üzeredir. Ve şartlı. Eğer tahliye olur, yine işlerse ve aynı mahiyette ise, tahliye iptal ediliyor ve tekrar cezaevine giriyor.
Tabi bizim hukukumuzda af kanunu bize 87. Madde meclisin, 104. Madde de cumhurbaşkanının görev yetkileri kapsamındadır. Meclisteki üye tam sayısının 5/3
Çoğunluğun kararı, genel ve özel af ilanına karar verir. 365 milletvekili şartı yerine getirilmesi güç olduğu için kanunda değişikliği talebi vardır. Cumhurbaşkanı görev ve yetkileri çerçevesinde 104. Madde ise hastalık, sağlık ve kocama sebebiyle belirli kişilerin cezalarını hafifletmek ve kaldırmaktır. Bu durumda cumhurbaşkanı ve meclisin affı arasındaki fark; cumhurbaşkanının af yetkisi sınırlıdır, meclisin ki ise geneldir.
Türkiye cumhuriyeti tarihinde ceza hukuku işlemleri incelendiğinde 1921’den bu yana 100’den fazla af çıkmış, bunların şahsi olanları, kısmi olanları, ceza hukuku yönü olmayanları çıkınca doğrudan mahkumların hayatları ile ilgili 2002’de ki Rahşan Affı ile beraber ortalama 6.5 yılda af çıkmıştır. Tabii ki bir hukukçu olarak bu kadar yoğun af çıkması, hukuk güvenliği, hukuk emniyeti, kamu düzenine inanç konularında sorun olur. Suç işleme istidadında ve isteğinde olanlar, yeni suç işlemeye cüret ederler. Bu tür aflar tahliye edilenlerin aksine mağdur ve yakınlarının psikolojilerinde ters etki yaparlar. Bu durumda adaleti kendileri sağlamaya, intikam almaya çalışırlar.
Eğer toplumsal barışın zedelendiği, adaletin temel değerlerinin zarar gördüğü, devlet ve millet arasında güven bunalımı yaşandığı durumlarda af gerekir. Ama bu af amasız, milatsız, istisnasız olmak zorundadır. Bundan neyi kastediyorum. Niye 19 Mayıs, Cumhuriyetin 50.yılı, 23 Nisan. Eğer yasa çıkacaksa, kanun mecliste onaylanıp resmi gazeteden yayınlandıktan sonra başlamalıdır. Hukukçu olarak miladlı olanları doğru bulmuyorum .Sanki bizim çocuklar iyi, kader kurbanı diğerleri kötü adamlar şeklinde olmaz. Modern bir çağda, demokratik bir ortamda bu olmaz. Her kim bir aftan istifade edecekse bütün toplum istifade etmelidir. Yani şu FETÖ, şu DHKP’ci, şu Hizbullahcı gibi ayrım yapılmamalıdır. Devlet bu ayırıma gitmemelidir. Toplumun her kesimi ile barışması lazım.
Ayrıca bir suç bir şahsın öldürülmesi, malının çalınması, maddi ve manevi zarar verilmesi evet bir şahsa yönelik gibi görünse de kamu düzenine, toplumsal barışa ve huzura da yöneliktir. Dolayısıyla devlete karşı işlenen, şahsa karşı işlenen suç gibi bir ayırımı da doğru bulmuyorum.
Tabi bizde af nasıl çıkıyor? Biz de cumhuriyetin başından beri- Osmanlıyı incelemedim beni hoşgörün- hep bir şeyler ya da birileri gözetilerek yapılıyor. Yani bataklığı yok etmek, kurutmak yerine sineklerle uğraşıyoruz. Batı ne yapıyor? Kişileri affetmekle uğraşmıyor, sorun nerede suç teşkil eden maddeleri, kanunları gözden geçiriyor; ya bu kanunu kaldıralım ya da değiştirelim diyor.
Yani siz 314.madde terör örgütü yöneticiliği. Yani bu kanunda sıkıntı varsa. Ya kaldıracaksın ya da değiştireceksin. Dolayısıyla lehe kanun hükmü olmalıdır. Siz meclis olarak bunu yapmazsanız Rahşan affındaki gibi, eşitliğe aykırı diye anayasa mahkemesi ile genişletilir. Bu durumda insanları anayasa mahkemesi ile karşı karşıya getirmiş olursunuz.
İstisna olayına gelince kadına karşı, adam öldürme, orman kanuna karşı, Atatürk aleyhine işlenen suçlar. Bu şekilde istisna olmamalıdır. Biraz önce ne yaptı anayasa mahkemesi iptal etti. 20 bin kişi için af olacaktı, 46 bin kişi aftan yararlandı.
Mahkemeler temel hak ve özgürlüklerin teminatıdır. Mahkemelere hiç zarar gelmesin, güvensizlik olmasın. İş Anayasa Mahkemesi’ne bırakılmadan meclis halletsin. Demokratik değer ve ahlaki duruş nedeniyle herkes vatandaşımızdır. Biz diyoruz ki 15 Temmuz’da meydana çıkmış, tankla, tüfekle vatandaşları öldürmüş hapse girmiş. Bu zaten müebbet. Ama 30 yıl yatacaksa 25 yıl yatsın. Devletin gücünü de merhametini de görsün.
Afta ayırım yapılmasın. Ve yapılacak çalışmalarda bütün partililerle müzakere edilsin; hatta mecliste grubu olmayanlarla da. Bu adalete daha uygun olur. Birileri için, bizim çocuklar için olursa bu toplumsal barışa katkı sağlamaz.
Mehmet MÜCAHİT YILDIZ (GİRİŞİMCİ): Birçok toplantıya katıldım. Ama bu toplantı daha farklı ve verimli geçiyor. Kader mahkumu nedir, kimleri kapsar, ne kadar vardır? Bunların incelenmesi gerekir. En çok uyuşturucu konusunda serzeniş var. Devlet bu konuda ciddi tetkik ve düzenleme yapmalıdır. Yoksa devlete karşı güven zedelenir. Devlet suç işleyen bütün vatandaşlarına affetmek konusunda eşit muamele yapmalıdır.
Furkan YILMAZ ALTUNÖZ (MİRAÇ KÜLTÜR DERNEĞİ): Türkiye birden fazla sorunu olan bir ülke. Şu anda tartışılan konu; mahkum olanları af durumu. Bu insanları acaba neler teşvik etmiş, kanunlarda sorunlar neler? Yaşadığımız coğrafyada kahır ekseriyeti inanan insanların var olduğu bir ülke. 1000 yıldır İslam’ın bayraktarlığını yapmışız. Bu insanların inan kodları neydi? Suç deniyor? Neye göre. Şu an mer’i kanunlar meşru mudur, ya da meşruiyetini nereden almaktadır. İnanan insanlara göre suç Allah’ın tanımladığıdır. Çünkü şu anda inancından dolayı 28 Şubat mağdurlarının dışarı da olmasını istiyoruz. Suçları neydi? Sadece onlar değil inancı uğruna, ya da nefsi müdafaa şeklinde mahkum olanlar. İslam 5 şeyin emniyetini öngörür: can, mal, nesil, din ve akıl. Mesela. Akıl emniyeti. Niçin içki üreten, uyuşturucu üretenler engellenmez. Ya da içki fabrikaları varken alıp içen mi suçludur sadece. Biz sineklere karşı mücadele ediyoruz. Suç deniyorsa bu tanım ciddi anlamda hukuki midir? Bataklıkların kurutulması gerekiyor.
Adnan EVSEN (KAYSERİ kMM): Öncelikle Ali Bey’e Ankara’dan buraya kadar bizi kırmayıp davetimize icabet ettiği için teşekkür ediyorum. Küçük Millet Meclisi’ne de gelen arkadaşlara da sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Şimdi Cumhurbaşkanı kişilere karşı işlenmiş suçların devletin affetme yetkisi yoktur diyor. Aslında kanunlar öyle demiyor. Kanunlara baktığımızda yani eğer af olacaksa kişilere karşı işlenmiş suçtur, devlete karşı işlenmiş suçtur, ya da başka bir çeşit suçtur denmiyor. Bu nu affetme yetkisi iki kurumdadır. Birisi Cumhurbaşkanında; yaşlılık, hastalık, kocamışlık. Diğeri, meclisin 5/3 bir çoğunluğu iledir. İster vatandaşa, ister devlete bu suç işlenmiş olsun. Eğer cumhurbaşkanı bu etik değil diyorsa buna saygı duyarım. Eğer bizim kanunlarımız sürekli mahkum üretiyor, ya da mahkum ediyorsa ilgili kanun ya iptal edilmeli ya da değiştirilmelidir. Yani mecliste bu konuda ciddi ciddi çalışılması gerekmektedir. Türkiye’de 1920’lerden beri sık sık af çıkarılıyor. Eğer çıkacaksa af bu kısmi olmamalı, bütün tabana yayılmalıdır.
Ahmet TAŞ (KAYSERİ GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR PLATFORMU -Sözcüsü): Ali beye, katılımcılara teşekkür ediyorum. Aftan ziyade toplumda şartlar değişiyor. 1923’ten 1950’ye kadar tek partili dönem, kanunlar ona göre. 1950’de çok partili dönem, kanunlar ona göre. Darbe dönemleri 1960, 1980, kanunlara dönemlere göre. Yani çağın şartlarına göre hukukun düzenlenmesi gerekir. Mahkumlarda yeni kanunlara göre yargılansınlar, ya ceza indirimi ya da salıverilme ya da yeni bir formülle topluma kazandırılabilirler. Bu gün Türkiye’de 4000 kişi 18 yaşından önce evlendiği için hapiste yatıyor. Birkaç yıl ceza alıyor, 2 çocukla hanım dışarda. Delikanlı ya da genç adam cezaevinde ömür tüketiyor. Eve kim bakıyor, bu çocuklar bu ailelerle kim ilgileniyor. Bunlar kime emanet. Tam bir dram. Biraz önce Yılmaz hocam 28 Şubat döneminden bahsetti. Darbecilerin üst düzey mahkeme mensupları genelkurmaya çağırıldılar, brifing verdiler. Şu şu konularda bunları yargılayın dediler. İBDA-C vb. birçok inançlı insanları yargıladılar. Devlet Bahçeli’nin ifadesi dikkat çekti. 15 Temmuz’da görevden alınan hukukçuların dosyaları yeniden incelensin. Demek ki bunlar adaletle yargılanmadılar. Bu kararların yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Af çıkartmak yerine suçlu üreten kanunlarda düzenleme yapılmalıdır.
Mustafa İLHAN (KAYSERİ STRATEJİ DERNEĞİ): Öncelikle 1-2 tespitimi paylaşmak istiyorum. Bu gün cezaevlerinde 248 bin mahkum var. Revire çıkmak için 7 gün, hastane için 30 gün. Dilekçe verirseniz sonucu alamazsınız. İnsanlar ranzalarda değil, yerlerde yatıyor. Yani cezaevleri insan hak ve onuruna uygun ortamlar değil. Af gerekli.
Diğer bir konu farklı ortamlarda yurtdışındaki hukukçularla temas ettiğimizde. Türkiye bu kadar terörist var diyorlar. PKK’lı veya FETÖ’cü. Avrupa da Türkiye’ye karşı bunları koruyor. 15 Temmuz’da silahla saldıran, beynini onlara kiraya vermişleri hariç tutarsak; terörle ilgisi olmayan potansiyel suçlu görülüyor. Amerika 2019 yılında FETÖ ya da PKK üzerinden bir iç savaş planlıyor. Bu durumlarda Türkiye’ni seçim öncesini değerlendirmesi, bu şartlı teklifi değerlendirerek toplumsal barışa katkı da bulunması gerekiyor. Bu şartlı tahliye teklifidir.
Mustafa TEMİZER (MİLLET DERNEĞİ Şube Başkanı): Ali Bey’e açıklamaları için teşekkür ediyorum. Ayrıca bir konuda dah teşekkür ediyorum. Nedeni de. Bize genelde iki seçenek sunuluyor. Birinden birine tercihe zorlanıyoruz. Ama Ali Bey böyle yapmadı. Açılım konusu gündeme geldi, alkışladık. Hep alkışladık, birlikte alkışladık. Sevr maddelerini öneren oldu, ya da Avrupa birliği gündeme geldi itiraz etmedik. Ali bey şunu yaptı. Evet ve hayırın dışında da farklı ve tarafsız düşünebileceğimizi hatırlattı. Onun için STK’lar olarak İmam-ı Azam gibi doğruya doğru, yanlışa yanlış dememiz gerekiyor. Teşekkür ediyorum.
Ali İhsan FETİH (MAZLUMDER): Cumhurbaşkanı hastalık ve yaşlılık gibi durumlarda affedebiliyorsa 28 şubat mağdurları için niye bu hakkını kullanmıyor. İslam hukuku ile medeni hukuk çatışıyor. Medeni hukukun yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Müslüman halka göre yeniden düzenlenmesi gerektiğine inanıyorum. Terör suçlusu olarak kanun maddeleri bir kez daha gözden geçirilmelidir.
Baki COŞKUN (SAADET PARTİSİ-Avukat): Kader mahkumu ifadesi ve toplum vicdanı meselesi. Kader mahkumu konusuna gelince kasden ve taksirli suçlar diye ayırırız. Taksirle ilgili suçlar için af olabilir. Yatarı yok zaten . Ama kasden işlenen suçlarla ilgili af olması, toplum vicdanını zedeler. Kanunlarda uyuşturucu satan bir şahsa verilecek cezayı yeterli görmez ise bu halkın vicdanını rahatsız eder. Bu nedenle kanunu caydırıcı olması gerekir. Baklava çalana 20 yıl, büyük suç işleyene küçük verilmesi doğru değildir.
Rafet URAL (KAYSERİ YAZARLAR BİRLİĞİ): Ben genel af olsun istemiyorum. Kısmi olabilir. 5 yıl indirim herkese olmasın. Taksirli suça af olsun. Aftan önce kanunların değişmesi gerekir. Bizlerde kanunlar Avrupa’dan alınmıştır. İslam hukukunun dikkate alınması gerekir. Aynı zamanda Adalet öğrencisiyim. Adil yargılamanın olmadığını görüyoruz. 15 Temmuz’dan önce gördük. Bunlar toplumun hukukuna bakışını olumsuz etkiliyor. Vatandaşın geneli af istiyor. 2-3 yıldır adliyeye gidip geliyorum . Sadece bir hakimin iki dudağının arasında. Bakıyorsun, 3 yıl adliyeye gittim toplam 7 defa hakim değişti. Normal süreçte. 15 Temmuzdan sonra daha da artmıştır. Kişinin hiç konuşma hakkı yok gibi bir şey. Sivaslıyım aynı zamanda, bizim Sivas davasında 33 tane insan karşılık 33 tanesi idamla yargılandı. 20 yılı geçti hala içeride yatıyorlar.
Sema KARAOĞLU (KİGDER-KADIN İŞBİRLİĞİNİ GELİŞTİRME DERNEĞİ): 250 bin kişi içeri de yaşıyor. Nüfus gibi düşünülürse 4-5 şehir denilebilir bu rakam. Evrensel hukuk çerçevesinde yapabiliriz. Kendi toplum dinamiklerine karşı bunu düzenleyebiliriz.
Uyuşturucular için baronlar dışarda, torbacılar içeri de. Hukuk kurallarını dine dayandırmayalım. Unutmayalım namaz, abdestli dindar dediğimiz insanlar bizlere 15 Temmuz’u yaşattılar.
Yasin KARAKAYA (EĞİTİM BİR-SEN-Üye): Ben Müslüman biriyim. Türkiye halkı Müslüman bir halk. Birilerinin yanlış yapıyor diye ben dinimden vazgeçemem. Bir şekilde adil yargılama sistemini bir şekilde getirmek gerekiyor. Herkesin kanunlar önünde eşit olduğu gibi, kanunlarda herkese eşit uygulanmalıdır.
Mustafa KURBAN (YEŞİLAY DERNEĞİ): Olayı üç şekilde değerlendirebiliriz. Bir Sosyal hukuk devletleri suç işlemeyi engelleyebilmelidirler, bunu uygun bir hale getirmek gerekiyor. İkincisi demek ki yanlış yargılamalar olmuş bunları tekrar yargılama affa göre daha doğrudur. Ve ıslah konusunda çalışılması gerekiyor.
Uğur MEMİŞ (EMEKLİ MEMURSEN): Ülkemizde suçlu oluşturan kanun ve düzenlemeler yeniden gözden geçirilmelidir. 28 Şubat, Sivas olayları, ve terörle mücadele gibi olayların yargılanması yeniden yapılmalıdır.
Genel Gündem Ortak Sonuç:
1. Herkes kanunlar karşısında eşit olduğu gibi, adalet de adil bir şekilde uygulanmalıdır.
2. Çıkarılacaksa; amasız, fakatsız, istinasız af çıkartılmalıdır
3. Af çıkartmak yerine, suçlu üreten yasal düzenlemeler yeniden gözden geçirilmelidir.
4. 28 Şubat mağdurları, Sivas olayları, Ergenekon ve terör gibi olaylar yüzünden ceza evinde olanlar için yeniden yargılanma yolu açılmalıdır.
Değerlendirenler
Adnan EVSEN
Kayseri kMM Hamalı